En’âm Suresi (6/165)



Yüklə 2,97 Mb.
səhifə80/117
tarix09.01.2022
ölçüsü2,97 Mb.
#95048
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   117
M. Pickthall (English)

Shall I seek other than Allah for judge, when He it is who hath revealed unto you (this) Scripture, fully explained? Those unto whom We gave the Scripture (aforetime) know that it is revealed from thy Lord in truth. So be not thou (O Muhammad) of the waverers.

En’âm Suresi
115


وَتَمَّتْ

tamamlanmıştır



كَلِمَتُ

sözü


رَبِّكَ

Rabbinin


صِدْقًا

doğruluk


وَعَدْلًاۚ

ve adalet bakımından



لَا

yoktur


مُبَدِّلَ

değiştirebilecek



لِكَلِمَاتِهِۚ

O'nun sözlerini



وَهُوَ

O


السَّمِيعُ

işitendir



الْعَلِيمُ

bilendir







Türkçe Transcript (*)

Vetemmet kelimetu rabbike sidkan ve’adlâ(en)(c) lâ mubeddile likelimâtih(i)(c) vehuve-ssemî’u-l’alîm(u)

Ali Bulaç Meali

Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek (kimse) yoktur. O, işitendir, bilendir.

Edip Yüksel Meali

Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, İşitendir, Bilendir. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir.

Süleyman Ateş Meali

Rabbinin sözü hem doğruluk, hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.

Yusuf Ali (English)

The word of thy Lord doth find its fulfilment in truth and in justice: None can change His words: for He is the one who heareth and knoweth all.

M. Pickthall (English)

Perfected is the Word of thy Lord in truth and justice. There is naught that can change His words. He is the Hearer, the Knower.

En’âm Suresi
116


وَإِنْ

eğer


تُطِعْ

uysan


أَكْثَرَ

çoğuna


مَنْ

kimselerin



فِي الْأَرْضِ

yeryüzünde



يُضِلُّوكَ

seni saptırırlar



عَنْ سَبِيلِ

yolundan


اللَّهِۚ

Allah'ın


إِنْ يَتَّبِعُونَ

onlar uyuyorlar



إِلَّا

sadece


الظَّنَّ

zanna


وَإِنْ هُمْ

ve onlar


إِلَّا

sadece


يَخْرُصُونَ

saçmalıyorlar

















Türkçe Transcript (*)

Ve-in tuti’ ekśera men fî-l-ardi yudillûke ‘an sebîli(A)llâh(i)(c) in yettebi’ûne illâ-zzanne ve-in hum illâ yaḣrusûn(e)

Ali Bulaç Meali

Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.'

Edip Yüksel Meali

Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar.

Süleyman Ateş Meali

Yeryüzünde bulunan(insan)ların çoğuna uysan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zannediyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.

Yusuf Ali (English)

Wert thou to follow the common run of those on earth, they will lead thee away from the way of Allah. They follow nothing but conjecture: they do nothing but lie.

M. Pickthall (English)

If thou obeyedst most of those on earth they would mislead thee far from Allah's way. They follow naught but an opinion, and they do but guess.

En’âm Suresi
117


إِنَّ

şüphesiz


رَبَّكَ

Rabbin


هُوَ

O


أَعْلَمُ

çok iyi bilir



مَنْ يَضِلُّ

sapan(lar)ı



عَنْ سَبِيلِهِۖ

yolundan


وَهُوَ

ve O


أَعْلَمُ

çok iyi bilir



بِالْمُهْتَدِينَ

hidayete erenleri














Türkçe Transcript (*)

İnne rabbeke huve a’lemu men yadillu ‘an sebîlih(i)(s) vehuve a’lemu bilmuhtedîn(e)

Ali Bulaç Meali

Şüphesiz Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, dosdoğru yolda olanları daha iyi bilendir.

Edip Yüksel Meali

Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir. Doğru yolda olanları da o daha iyi bilir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Şüphesiz ki Rabbin, yolundan kimlerin saptığını çok iyi bilir. O, doğru yolda olanları da çok iyi bilir.

Süleyman Ateş Meali

Rabbin, (evet) O, yolundan sapan(lar)ı çok iyi bilir ve O, yolda olan(lar)ı çok iyi bilir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kendi yolundan kimin saptığını en iyi senin Rabbin bilir. Hidayete ermiş olanları en iyi bilen de O'dur.

Yusuf Ali (English)

Thy Lord knoweth best who strayeth from His way: He knoweth best who they are that receive His guidance.

M. Pickthall (English)

Lo! thy Lord, He knoweth best who erreth from His way; and He knoweth best (who are) the rightly guided.

En’âm Suresi
118


فَكُلُوا

o halde yeyiniz



مِمَّا ذُكِرَ

anılan(hayvan)lardan



اسْمُ

adı


اللَّهِ

Allah'ın


عَلَيْهِ

üzerine


إِنْ كُنْتُمْ

eğer siz


بِآيَاتِهِ

O'nun ayetlerine



مُؤْمِنِينَ

inanıyorsanız

















Türkçe Transcript (*)

Fekulû mimmâ żukira-smu(A)llâhi ‘aleyhi in kuntum bi-âyâtihi mu/minîn(e)

Ali Bulaç Meali

Eğer O'nun ayetlerine inanıyorsanız, artık üzerinde yalnızca Allah'ın ismi anılanlardan yiyin.

Edip Yüksel Meali

Ayetlerine inanıyorsanız, üzerinde ALLAH'ın ismi anılanlardan yeyin. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Eğer Allah'ın âyetlerine iman ediyorsanız, Allah'ın adı anılarak kesilen hayvanlardan yiyin.

Süleyman Ateş Meali

O halde Allah'ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine O'nun adı anılan(hayvan)lardan yeyiniz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O halde, O'nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin.

Yusuf Ali (English)

So eat of (meats) on which Allah.s name hath been pronounced, if ye have faith in His signs.

M. Pickthall (English)

Eat of that over which the name of Allah hath been mentioned, if ye are believers in His revelations.

En’âm Suresi
119


وَمَا لَكُمْ

size ne oluyor ki



أَلَّا تَأْكُلُوا

yemiyorsunuz



مِمَّا

olanlardan



ذُكِرَ

anılmış


اسْمُ

adı


اللَّهِ

Allah'ın


عَلَيْهِ

üzerine


وَقَدْ

muhakkak


فَصَّلَ

açıklamıştır



لَكُمْ

size


مَا

şeyleri


حَرَّمَ

haram kıldığı



عَلَيْكُمْ

size


إِلَّا

dışında


مَا اضْطُرِرْتُمْ

mecbur kaldıklarınız



إِلَيْهِۗ

onlara


وَإِنَّ

doğrusu


كَثِيرًا

birçokları



لَيُضِلُّونَ

şaşırtıyorlar



بِأَهْوَائِهِمْ

keyiflerine uyarak



بِغَيْرِ عِلْمٍۗ

bilmeden


إِنَّ

muhakkak ki



رَبَّكَ

Rabbin


هُوَ

O


أَعْلَمُ

çok iyi bilir



بِالْمُعْتَدِينَ

sınırı aşanları

















Türkçe Transcript (*)

Vemâ lekum ellâ te/kulû mimmâ żukira-smu(A)llâhi ‘aleyhi vekad fassale lekum mâ harrame ‘aleykum illâ mâ-dturirtum ileyh(i)(k) ve-inne keśîran leyudillûne bi-ehvâ-ihim biġayri ‘ilm(in)(k) inne rabbeke huve a’lemu bilmu’tedîn(e)

Ali Bulaç Meali

Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksınız kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir.


Yüklə 2,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   76   77   78   79   80   81   82   83   ...   117




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin