Erdoğan'ı takdir ediyoruz
Said Nursi'nin talebelerinden Kırkıncı Hocaefendi, '11 yıldır bu milletin maddi ve manevi imarına vesile olan Sayın Başbakanımız ve hükümetimizi takdir ettiğimizi ve hayırlı işlerinde muvaffakiyetleri için dua ve niyazda bulunduğumuzu ifade etmek istiyorum' dedi
Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mehmet Kırkıncı Hocaefendi, şahsıyla ilgisi bulunmayan bir Twitter hesabından atılan mesajların; fitneye vesile olabilecek düzeyde olduğunu, içerisinde hiçbir şekilde İslam itikadı ve uhuvvetle bağdaşmayacak ifadeler yer aldığını açıkladı.
FİTNE ATEŞİ SÖNSÜN
'Mehmetkirkinci.com' adlı sitede 'Kamuoyuna Duyurulur' başlıklı açıklama yapan Hocaefendi, '11 yıldır bu milletin maddi ve manevi imarına vesile olan sayın Başbakanımız ve hükümetimizi takdir ettiğimizi ve hayırlı işlerinde muvaffakiyetleri için dua ve niyazda bulunduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Memleketimiz ve âlem-i İslam'ı sarsan bu fitne ateşinin bir an evvel sönmesi için herkesin üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmesini, huzur ortamına kavuşulmasını Cenab-ı Erhamürrahim'den niyaz ederim.' görüşüne yer verdi.
ŞAKİRTLER SİYASETE KARIŞMAZ
Risale-i Nur'dan alıntılarla siyasete bakış açısına dikkat çeken Kırkıncı, 'Risale-i Nur şakirtlerinin, mümkün olduğu kadar siyasete ve idare işine ve hükümetin icraatına karışmamak bir düstur-u esasîleridir' ifadelerine yer verdi.
( Kaynak, Erzurum,29 Aralık 2013,Açıklama erzurum'da yapıldı.)
Cemaat'ten Yahudiler İçin Anma Töreni!
Fethullah Gülen Hareketi'ne bağlı Kültürlerarası Diyalog Platformu 24 Şubat 1942'de Soviet denizaltısı tarafından batırılan bir gemide yer alan 770 Yahudi için anma töreni düzenleyecek.
AK Parti Hükümeti aleyhinde yayınladığı bildirileri ile bu aralar sık sık gündeme gelen onursal başkanlığını Fethullah Gülen'in yürüttüğü Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının öncülüğünde kurulan Kültürlerarası Diyalog Platformu 1942 yılından öldürülen Yahudiler için anma töreni düzenleyecek.
STRUMA FACİASI İÇİN ANMA PROGRAMI…
24 Şubat 1942 batırılan bir gemide yer alan 770 Yahudi yolcu için anma programı yapacak olan KADİP, sessiz sedasız davetiyelerini hazırladı.
İstanbul'da önümüzdeki ayın 24'ünde yapılacak anma programının onur konukları arasında bebek katili İsrail'in diplomatları da yer alacak… Struma gemisinin İstanbul açıklarında bir Sovyet denizaltısı tarafından batırıldığı belgelenmesine karşın Siyonistler yıllarca bu olayın faili olarak Türkiye Cumhuriyeti'ni sorumlu tuttular.
MAVİ MARMARA KATLİAMINA SESSİZ KALDILAR!
Yahudiler için anma töreni düzenleyen Cemaat'e bağlı platform, 2010 yılında abluka altındaki Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda şehit edilen 9 vatandaşımız için bırakın anma programı yapmayı İsrail devleti tarafından yapılan katliama karşı bir tek eleştiri bile yapmayarak bu konuda sessiz kalmayı tercih etmişlerdi.
FETHULLAH GÜLEN: "SUÇLU İSRAİL DEĞİL İHH"
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın da KADİP'ten farklı kalır bir yanı yok. İsrail'in insanlık dışı muamelesine kayıtsız kalan Fethullah Gülen,
"İsrail'in onayı olmadan hareket etmek, otoriteye başkaldırıdır" diyerek yaşananlardan İnsani Yardım Vakfı gönüllülerini sorumlu tutmuştu.
CEMAAT İSRAİL'İN İMAJINI DÜZELTECEK!
Filistin'deki dindaşlarımıza yardım etmek için yola çıkan fakat terörist İsrail tarafindan şehit edilen 9 vatandaşımız için kılını bile kıpırdatmayanların Struma Faciası için özel etkinlik yapmaları Ortadoğu'da insanlık dışı uygulamalarla dünya kamuoyunun büyük tepkisini çeken İsrail devleti için imaj çalışması değil de nedir!
Cemaat yetkilileri bu etkinliği tamamen insani değerleri gözeterek yaptıklarını dile getirseler de Mavi Marmara olayında takındıkları samimiyetsiz tutum onların bu konudaki niyetlerinin sorgulanmasına neden olacaktır?
Struma Faciası için düzenlenecek anma törenine getirdiğimiz sert eleştiriler sonrasında KADİP ya da cemaatten "Ilımlı İslam / Dinler arası diyalog" şeklinde bir savunma gelebilir ama kamuoyu nezdinde itibarı ciddi bir şekilde sarsılmış olan Gülen Cemaat'in bu konuda kendisine destekçi bulması zor.
NEYİN NESİDİR BU KADİP?
Dinler ve kültürlerarası diyalog çalışmalarını sınırlarımızda en etkin yürüten platform bu KADİP. Kültürlerarası Diyalog Platformunun (KADİP) kurucuları farklı inanç mensuplarından oluşuyor…
Yönetim kurulu başkanlığı görevini uzun bir süre Fethullah Gülen ile ev arkadaşlığı yapmış bir ilahiyatçı Suat Yıldırım yürütüyor.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın (GYV) Başkan Yardımcısı ve Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanı Cemal Uşşak yönetim kurulunda.
Yönetim kurulunda bulunan ilginç isimlerden biri İzak Kolman (Türk Musevileri Hahambaşılığı Müşaviri) diğeri ise Yusuf Altıntaş. (Türkiye Musevi Cemaati Hahambaşı Genel Sekreteri) Ayrıca birçok Papaz'da bu yönetimde yer alıyor…
Habervaktim,07.01.2014
MÜSTEŞARIN KADIN İLİŞKİLERİ ELİMİZDE, ÇOK ZORDA KALIRSAK...
Savcım, planı sessizce uygulayalım. Baskı gelirse topu yukarı atarız. Adalet Müsteşarı'nın da zaten Paris'teki kadın ilişkileri elimizde. Çok zorda kalırsak onu da değerlendiririz. Savcım endişe etmeyin. Kuryemiz sağlam. Herşeyinizi paylaşabilirsiniz. " Bu belge ortaya çıkınca bunlar kaybediyorlar. Ve bu belgenin sahteliğiyle ilgili bir çalışma yürütüyorlar. Bunu da ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.
(Kaynak 24 Haber,22.01.2014)
Ahmet Taşgetiren'den Zaman yazarına zor soru
Zaman Gazetesi köşe yazarlarından Ahmet Turan Alkan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Tevrat'tan bir hikayeyle tüyler ürperten bir uyarıda bulundu.
Bugün'den gönderildikten sonra Star Gazetesi'nde yazmaya başlayan Ahmet Taşgetiren ise Ahmet Turan Alkan'ın Tevrat'tan alınan bu hikayesini köşesinde yorumladı.
Taşgetiren'in "Mene, tekel, ufarsin ha!" başlığıyla kaleme aldığı yazısı bir ders niteliğinde... İşte o yazı:
Şu satırlar Ahmet Turan Alkan'ın dünkü yazısından:"...tarihin huzurunda herkes tartıya çıkar neticede. Babil kralı Belşatsar (Baltazar diye bilinir), bir ziyafet esnasında salonun duvarına gövdesiz bir elin "Mene, tekel, ufarsin" kelimelerini yazdığını görür ve mânâsını öğrenmek için Danyal Peygamber'i çağırtır.
Danyal Peygamber'in yorumu şöyledir:
"Mene: Sayılı günleriniz sona erdi, Tekel: terazide tartıldınız ve eksik bulundunuz..." Üçüncü kelimeye elim elvermiyor: Hafazanallah!" (Zaman, 1 ocak 2014)
Hedef Tayyip Erdoğan. Ne diyor Alkan? "Sonun Belşatsar gibi olur" diyor.
Bu bir Yahudi efsanesi. "Elinin el vermediği üçüncü kelime"nin ne anlama geldiğini, gelin o efsanenin Tevrat'a yansıyan bölümünden okuyalım:
"Kral Nebukadnezar (Süleyman'ın mabedini yıkan Babil Kralı) ölmüş ve oğlu Belşatzar kral olmuştur.
Yeni Kral bir ziyafet verir. Süleyman'ın mabedinden getirilen kutsal kase, kap ve malzemeler bu ziyafette kullanılır. Misafirlere bu kaplarla şarap ikram edilir. Şarap içilirken bir adam parmağı görünür; parmak hareket ederek duvara bir yazı yazar. Kral o kadar korkmuştur ki bacakları titremeye başlar ama duvarda yazılanı da okuyamaz ve
‘Bu yazıyı okuyup ne anlama geldiğini söyleyene hediyeler vereceğim' der.
"Kralın tüm bilge adamları duvara yazılanı okuyamaz. Bunun üzerine Nebukadnazer'ın rüyalarını yorumlayan Hz. Daniel'i çağrılır.
Daniel krala duvardaki yazı için şunları söyler: Şimdi sen, Nebukadnezar'ın oğlu, Allah'a karşı geldin. Kutsal kapları mabetten aldın; onlarla şarap içtin; altın, gümüş, tunç, demir, tahta ve taştan, görmeyen, duymayan ve hiçbir bilgisi olmayan putlar yaptın. Ve hayatını elleri içinde bulunduran yüce Allah'a hiçbir şey vermedin. Bunun için de duvara şunlar yazıldı:
Mene, tekel, ufarsin. ‘Mene, Allah'ın emriyle krallığın sona erdi. Tekel, terazide tartıldın ve eksik bulundun. Ufarsin ise krallığın bölündü ve yarısı Medlere yarısı Perslere verildi." Neymiş üçüncü kelime "Ufarsin"in anlamı, ülkenin bölünmesi ve yarısının Perslere ve Medler'e verilmesiymiş.
Bu efsanenin bir ilavesi daha vardır: Kral Belşatsar o gece öldürülür.
Ve ilginçtir, Sovyet ihtilalinde Lenin'in adamları, Çar'ı öldürürler ve sarayın duvarına "Kral Belşatsar kendi köleleri tarafından öldürüldü" ifadesini yazarlar.
AHMET TURAN ALKAN'A ŞOK SORU Ahmet Turan Alkan'ın "üçüncü kelime" ötesinde Belşatsar'ın akıbetine ilişkin bilgi de hatırından geçmiş midir bilmem. Ama, Tayyip Erdoğan düşmanlığını böyle Yahudi efsanelerinden ve intikamcılığından yola çıkan yorumlara götürmesi ibret-i alemdir.
29 aralık tarihli Zaman'daki Abdullah Aymaz yazısında da örtülü biçimde "Tebbet okunması" tavsiyesinde bulunulduğuna şahit olunca, gerçekten bu öfke ve öfkenin sarıp sarmalandığı beddua çığırı karşısında şaşırıp kalıyorum.
Abdullah Aymaz kalbi derinliği olan bir insan. Saygı duyarım. Ama nasıl, Fethullah Hoca'ya muhalif olanlara karşı "Tebbet okuma" tavsiyesine geliyor anlayamıyorum.
Geçmişte bir olayı anlatırken şunları yazıyor:
"Okuldan yurda gelmiştik. Namaz kılmak için camiye girdik. Bizim Kur'an ve tecvit hocamız ve Kestane Pazarı Camii'nin de hatibi olan Hafız İbrahim Kılıç bizi yanına çağırdı ‘Böyle bir durum var. Hocamıza düşmanlık yapıyorlar. Onu istemeyenler var. Tebbet okuyalım!..' dedi." "Tebbet" Kur'an'dan bir kelime ve "Eli kurusun" anlamına geliyor, bu hitap Kur'an'da "Ebu Leheb"e yöneltiliyor.
Ebu Leheb ise, o dönemde Hazreti Peygamber'e en acımasız düşmanlığı yapan bir kişi. Ne oluyor şimdi, Başbakan'a böyle bir hitapta bulunmak mı tavsiye ediliyor? Ben bunun, Abdullah Aymaz gibi bir gönül insanının içine nasıl sinebildiğini anlayamıyorum.
Ben Hocaefendi'nin o mülaanesini de anlayabilmiş değilim. Sadece Kur'an'da bize öğretilen o duayı hatırlıyorum:
"Rabbimiz, içimizde mü'min kardeşlerimize karşı bir kin bırakma."(Haşr suresi, 59)
(Kaynak: Star,02.01.2014)
17 Aaralık Darbesinin
Zararları:
1. Faiz oranı 16 Aralık itibariyle yüzde 8.90 seviyesindeyken, 27 Aralık'ta yüzde 10.08, 6 Ocak'ta da yüzde 10.26 seviyesine ulaşmıştır.
2. Operasyonlarla birlikte ülkenin risk primi yükselmiştir
3. Kamu ve özel sektörün daha yüksek maliyetlerle borçlanmasına neden olmuştur.
4. Ülkemizin daha az yabancı sermaye gelmesine neden olmuştur.
5. Vatandaşların konut, ihtiyaç ve diğer kredileri kullanmasını olumsuz yönde etkilemiştir.
6. 9 Aralık'ta 2.046 seviyelerinde olan dolar, 25.01.2014’te 2.30’lara ulaşmıştır.
7. Reel kesimin yabancı para pozisyon açığında 25.18 milyar TL ‘den fazla artış olmuştur.
8. 16 Aralık tarihinden itibaren borsada işlem gören şirketlerin değerinde yaklaşık 50.5 milyar TL düşüş olmuştur.
9. Operasyon öncesi 19.75 milyar TL olan Halkbank'ın piyasa değeri, 16.5 milyar TL'ye kadar düşmüştür.
10. Kısa vadeli dış borç stoku 18.9 milyar TL artmıştır.
12 yılda AK Parti'ye her türlü darbe denendi
AK Parti ve Erdoğan, iktidar sürecinde çetin mücadeleler verdi, her darbe girişimini püskürttü.
17 Aralık, Erdoğan'ı 10. yıkma girişimiydi.
Çok partili dönemin kesintisiz iktidar rekorunu kıran AK Parti, 12 yılda sayısız darbe girişi atlattı. Yürütmeyi kilitlemeye yönelik bu darbeler, bazen hukuk, bazen bildiri, bazen de ekonomik bir müdahale ile kendini gösterdi.
İşte AK Parti'nin karşılaştığı senaryolar:
2002: SİYASİ YASAK DARBESİ Recep Tayyip Erdoğan, 3 Kasım 2002'de yasaklı olduğu gerekçesiyle seçimlere sokulmadı. "Muhtar bile olamaz" denildi. Partisi iktidara geldi, plan bozuldu Erdoğan seçildi.
2003-2007: VETO YAĞMURLARI Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanlığı döneminde hükümetin birçok uygulama ve atamasını veto etti. Hükümet çalışamaz duruma geldi.
2003 DARBE PLANLARI Bazı kuvvet komutanları, darbe planları tezgâhladı. Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Balyoz ve Ergenekon gibi planlar, yıllar sonra deşifre oldu.
2006 DANIŞTAY SALDIRISI Avukat Alparsan Aslan, Danıştay'ı bastı bir üyeyi öldürdü. Hükümete mal edilen saldının darbe planlarının bir parçası olduğu ortaya çıktı.
2007: 367 ZORLAMASI AK Parti, Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanlığına aday gösterdi.
Aynı gün, 27 Nisan'da, Genelkurmay "e-muhtıra" yayınlandı. Hükümet sert cevap verdi. Bu sefer Anayasa Mahkemesi, Meclis'in 367 milletvekili ile toplanmasını isteyerek zorlama bir karar aldı. Halk sokağa döktürülülerek darbe çağrısı yapıldı. Erken seçime gidildi, kriz aşıldı.
2008: KAPATMA DARBESİ Başörtüsü düzenlemesi yapan AK Parti'ye "kapatma davası" açıldı. Yüksek Mahkeme, kapatma kararı vermedi. Ekonomi ağır darbe aldı.
2011: ÇOK YILDIZLI İSTİFALAR Jandarma Genel komutanı Necdet Özel dışındaki komutanlar emekliliğini istedi. Bir anda TSK'nın üst kademesi boşaldı. Planlanan koos, acil atamalarla bertaraf edildi.
2012: MİT KUMPASI MİT, çözüm için Oslo'da PKK ile masaya oturdu. Görüşmeler ifşa edildi. Savcılar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı ifadeye çağırdı. Erdoğan izin vermedi.
2013: GEZİ KALKIŞMASI Taksim Gezi Parkı'nda başlayan çevreci eylem, birden hükümet karşıtı bir kalkışmaya dönüştü. Başbakan'ın kararlı duruşu, darbe girişimini engelledi.
SON DARBE: PARALEL Yargı ve Emniyet içindeki paralel yapılar, Erdoğansız bir AK Parti için 17 Aralık'ta 'yolsuzluk' kisvesi altında yargı darbesi yapmaya kalkıştı. Bu girişim de önlendi.
(Kaynak:08 Mart 2014 Haber 7)
Paralel Dosyanın Özeti
26.09.2014 t.li A haber Deşifre’de Samanyolu Televizyonu spikeri Salim Gören; Irmak tv.gn.yay.yön.Süleyman Sargın’ın hutbede Başbakana yezid dediğini,başka bir hutbede kurum içinde Ekrem Dumanlı’nın ise hakaret ettiğini,Ak Partili olduklarından dışlandıklarını,mobing uygulandığını,beddualar edildiğini,işten atıldığını TRT de halen var olduklarını,kurumun kaynaklarını Paralele kullandıklarını,Sid Nursi’nin talebelerinin köşk davetine gittikleri için hain ilan edildiklerini,Hakan Şükür’ün istifa mektubunu Süleyman Sargın’ın yazdığını,CHA gn.md.yard.bir çalışan bayana tacizde bulunduğunu,sonra işten de atıldığını belirtmiştir.
CHA kameramanı Taha Yasin Alan ise;cemaatın kötü niyetini bedduadan sonra anlaldığını,Aklı olduğundan dışlandığını,hedef alındığını,müdürlerinin camiler kapatılsın ama evlerine dokunulmasın kendisine dediğini ifade etmiştir.
CHA muhabiri Mecvlüt Günay Ak Partili olduğundan düşman ilan edilip işten atıldığını belirtmiştir. (27.09.2014 Sabah)
19.09.2014 tarihinde Deşifre’de iş adamı Mahmut Arslan,Şahı Merdan Hoca ve Yılmaz Bilgen’in açıklamaları vardı. Mahmut Arslan özetle;
ihracatçı olduğunu,Pensilvanya’ya gitmem ve bir yurt yapma istemi tekliflerini reddettiğini,çeltikle hiç uğraşmadığı halde GDO’lu çeltik satışıyla suçlandığını,2002 yılında 400 milyon dolarlık mal varlığına el onulduğunu,kardeşine kadınla kumpas kurulmak istendiğini,kardeşinin nefsine yenilmeyerek gönderilen kadını şikayet ettiğini blirmiştir.
Aynı programda Şahı Merdan Hoca;
Dinler arası diyalogun bir saçmalık olduğunu,vaazlarında F.gülen ve diyalog aleyhine konuşmalar,vaazlar yaptığını, bu konuda kitap yazdığını,F.Gülen’i Müslüman kabul etmenin itikadının tehlikeye gireceğini, iki oğlu v e kendisinin terör örgütü mensubu olarak suçlandığını,iki oğlunun halen hapiste olduğunu,kendisine 9 yıl ceza verildiğini anlatmıştır.
Gazeteci Yılmaz Bilgen ise;
Bir emniyet müdürünün Erdoğan’ı hain olarak nitelendirdiğini,bir diğerinin Başbakan’ın dinlendiğini kendisine söylediğini,böcek koyduklarını itiraf ettiğini,bunların ihanet içinde olduklarını belirtmiştir.
(19.09.2019 A haber Deşifre,Sabah gazetesi,bizzat izledim )
Uğur Yalçınkaya
Gülen cemaatında 1990’lı yıllarda mutevelli heyetinde yer alan Uğur Yalçınkaya cemaatla Gölcük’te bir yemekte tanıştığını, Gürcistan’da devam ettiğini,burada gördükleriyle cemaatın heryerde aynı olmadığın anladığını,kasetlerle tehdit edebilecekleri birçok insanın olması gerçekleri açklamalarını önlediğini,yapacağı filmin belgelere dayanacak ve cemaatın tüm kirli yapısını ortaya koyacağını belirtmiştir.Bu cemaatı şöyle özetlemiştir:
Ahlaki kaygıları olmayan ve bu ülkeyi satan insanlar.
(Yeniakit,Mehmet Özmen’le roportaj,13.07.2014)
Ahmet-Zeynep Korkmaz,Asım Korkut,Prof.İsmail Özdemir’in
Açıklamaları A Haber,Deşifre’de Mehmet Ali Önel’e açıklamada bulunanlar.
Ahmet Korkmaz cemaatın Malataya’daki özel okulunda yıllarca pers.görevlisi olarak çalışmıştır. Çalışanlar için bankaya yatırılması gereken sosyal yardımların yatırılmadığını 2010’da fark ettiğini,vergi kaçırdıklarını resmi olarak ispatladığını,Paralelcilerin çocuklarının bedavaya yakın bir şekilde okutulduklarını,15 üst düzey kişinin evrakta sahtecilikten yargılandığını,çok özel bir hediyenin Pensilvanya’dan getirildiğini,bunun Gülen’in atleti olduğunu,genel müdürün bir okul müdürüne hediye ettiğini belirtmiştir.
Zeynep Korkmaz,Gülen’den gelen her emir yerine getirilmektedir.Bayanlarla ballı tuzak denilen kasetlerle hakim ve savcılara tuzaklar kurulmaktadır dedi.
Emekli Ağır Ceza Mah.Başkanı Asım Korkut,dosyalara suçlar eklendiğini,başlıkların değiştirildiğini,suçluluk algısı yaratarak kişileri masumken suçlu duruma düşürdüklerini,ballı tuzaklarla, bayanlı kasetlerle yargıçlara şantajlar yaptıklarını belirtmiştir.
Prof.Dr.İsmail Özdemir çalıştığı hastanede kadrolaşmak için çok çeşitli numaralar ve sahtekârlıklarla yıldırılmak istendiğini,ölüleri bile aleyhime şahit gösterdiklerini,bunların insafı ve ahlâki olmadığını Paralel için her şeyi göze alabileceklerini,son kalenin Başbakan olduğunu,canlı cenazeye çevrildiğini belirmiştir. (Sabah,12.07.2014/bu programı 11.07.2014’ te A Haberde Deşifrede izledim.)
Vildan Yeşim’den Açıklamalar
Yargıda birlik platformu tarafından geçen ay Erzurum’da yapılan toplantıda konuşan eski Tortum C.Savcısı Vildan Yeşim Çelebi;lise ve ün.yıllarında Cemaat evlerinde kaldığını,yeri geldiğinde dini bir kenara atmaları gerektiğini,bunun fetvasını kimin verdiğini sorunca cemaattan atıldığını,ilk maaşını cemaata verdiğini,kurban bağışladığını,kendisini önünün kesileceğini öğrendiğini,yapılanmalarını anlatması halinde işinin bitirileceğini…
(Ali Oktay,Sabah/Takvim,11.07.2014)
Telefonların Dinlenmesi
Tubitak açıklamasında devletin zirvesinin kullandığı 164 kriptolu telefondan 80’ininin dinlendiğini,IMEI numaralarından dinlenmiş ve kriptoları yurtdışında çözümlenmiştir.Ocak 2014’te arıza nedeniyle yenilerinin verildiği ve dinlemenin bu tarihte bittiğini belirtmiştir.Cumhurbaşkanından aşağıya doğru tüm yetkililer dinlenmişir.
(Safura Cantürk,Sabah/Takvim,11.07.2014)
Adana-Hatay Sorumlusu
A haberde Mehmet Ai Önel’in Deşifre programında,27.06.2014 tarihinde,Paralelin Adana-Hatay sorumlusu Tamer Barış Terkeşli şunları söylemiştir: 17 Aralık opersayonun yapıldığı toplantıda bulundum.Buna karşı çıktım.Cübbeli Hocanın sesinin kısılması da konuşuldu.Azizi Yıldırım’ın şıke soruşturmasını da Paralelin işidir.Bu toplantıdan sonra bana da bir örgütle bağlantım olduğuna dair senaryo hazırlandı. (Sabah,28.06.2014)
Lâtif Erdoğan’nın açıklamaları:
Gülen’in dur sağlığı bozulmuştur.Mağlubiyete tahammülü yoktur.17,25 Aralı k olaylarında ve 30 mart 2014 seçimlerinde mağlup olmuştur.”Keşke yapmasaydım.”diye söylediğine dair duyumlarım var.Ekmeleddin’in aday gösterilmesi Pensilvanya projesidir.F.Gülen kendine bağlı mollaların beynini yıkamaktadır.Bu mollalar için;”Din eşittir F.Glen’dir.Kendisnin yüzüne karşı haftada bir “Peygambrerimizle görüşüyorum.”derdi.Daha sonra bu “Allah’la görüşüyorum.”şekline dönüştü. (Sabah,21.06.2014)
Said Alpsoy-Spor İmamı
Said Alpsoy cemaatin yıllarca futbol imamıydı.Bir de yayınlanacak eserlerin İslâm uygunluğundan sorumluydu. 21.06.2014 tarihinde Sabah’tan İsa Tatlıcan’ın haberi şöyledir: Yıllarca cemaatin futbol imamlığını yaptım.Kaynak Holding bünyesinde yayınlanacak eserlerin İslâma uygun olup olmadığından sorumluydum.İslâma uygun olmayan eserleri defalarca F.Gülen’e bildirdim. Hiçbir cevap alamadım.Bu eserler satılıyor ve para getiriyordu.Anladım ki para getirince İslâma uygunluğu önemli değildi.Bu olay beni düşündürdü.İkinci olay Mavi Marmara gemisinin Gazzelilere yardımı konusunda F.Gülen “Otoriteden izin alınmalıydı.”diyerek olayı haksız bulmuştu.Bu benim ikinci sarsıntım olmuştu.17,25 Aralık operasyonları üçüncü sarsıntım oldu.Artık F.Gülen’e Cemaatin gidişatına itimatım kalmamıştı.Yolları ayırdım.
Abdurrahman Şimşek
Sabah’tan Abdurrahman Şimşek 27.05.2014’te şunları anlatmıştır: Kaynak Holding’in beyni Fethullah Gülen’in en güçlü adamı olan Mustafa Özcan’dır.Bu adam Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamlığı yapmıştır.Balkanların imamlığını yapmıştır.Cemaatin 7 güçlü isminden,ağabeyinden biridir.Parayı kontrol etmektedir.Osman Karakuş Paralelin yargıdaki imamıdır.Karakuş Fethullah Gülen’in akrabasıdır.Karakuş’un kızı F.Gülen’in kardeşi Mesih Gülen’in oğlu ile evlidir. Mahmut Hoca ve Yeni Asya gazeteleri yaptıkları açıklamada şunları söylemişlerdir: Gülen’nin yaptıklarını tasvip etmiyoruz.Rüya ile amel etmiyoruz.Baransu’nu Gülen’ni desteklediklerine dair haberleri,tvitleri tamamen yalandır. (Yenişafak,22.02.2014/Habervaktim)
Paralelin polislerinden Türker Yılmaz
İng.The Guardiyan’ın İstanbul muhabiriyle roportajında şunları söylemiştir: Paralel polisleri puanlamaktadır.Ahmet Şık,Hanefi Avcı cemaatla ilgili kitaplar yazdıklarından hapis yatmışlardır. (Yeniakit,11.02.2014)
Paralelin ele geçirilen ses kayıtlarında şunlara yer verilmektedir:
Hizmetin bekası için Türkiye bile feda edilebilir.Bunun için takiyye,inkâr,insanların zaaflarından yararlanma,tehdit,her yol kullanılabilir.%60 oy alsalar bile dosyalarla gönderileceklerdir.Uzun seçimde galip gelse de yargıyla işi bitirilecektir.Mossad ve Cıa Uzun’u bitirmek istemektedir.44 yılda örülen hırkayı kimseye giydirmeyeceklerdir.Komünist,Faşist,Alevi,CHP kim olursa olsun herkesle ittifak edeceklerdir.ABD yanımızdadır.Bunun için güçlü çıkacağız.5 bin savcı,5 bin hakim, onbinlerce polis ve asker şehadete hazırdır.Her an herkesi hain ilan edebiliriz.Güç
üden yana olmak lazımdır.Üç yıldır Uzun’un ölümünü beklediklerin açıklamaktadırlar.
(Star,15.02.2014,Kanal 7.Com)
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr.Metin Feyzioğlu
Almanya,Köln’de Atatürkçü Düşünce Dernekleri Konfederasyonunda şu açıklamayı yapmıştır: 17,25 Aralık 2014 operasyonları bir yolsuzluk operasyonu değildir.Hükümeti düşürme operasyonudur.
Lâtif Erdoğan
katıldığı bir televizyon programında şunları söylemiştir:
Fethullah Gülen Yahudileri çok sever.Onun için onlar gibi davranmaktadır.Yahudiler döverken ağlar.Fethullah Gülen de aynı şeyi yapmıştır.Ona hakkımı helâl etmeyeceğim.Ondan helâllik istemiyorum.
(19 mart 2014 Çarşamba/Habervaktim)
Fethullah Gülen’in 40 yıllık arkadaşı olan Lâtif Erdoğan A heberde,Deşifre programında,06.05.2014 tarihinde şunları söylemiştir:
F.Gülen cemaat içinde insan üstü bir varlık gibi görülmektedir.Onda gelen bir mesaj gökten gelen bir mesaj gibi algılanmaktadır.Gülen’in yaptıkları Türk-İslâm tarihinin en büyük ihanetidir.Abdullah Öcalan’la hiçbir farkı yoktur.Cemaat ölmüştür.Gülerce cemaat içinde bir ferd bile değildir.Esas yapıyı 50 kişi oluşturmaktadır. (07.05.2014 Habervaktim)
Mahmut Övür
Sabah’taki yazısında şu tespitleri yapmaktadır: Süleyman Müftigil Gülen’in en yakınlarındandır.İş dünyasıyla,İsrail ve Yahudilerle iyi ilişkileri vardır.Onlardan aldığı madalyalardan övünmektedir.Gülen’in hemşehrisidir.Kazakistan,Ukrayna’da işler yapmıştır.İsrail devleti için “Güneydeki sevdiğim ülke”demiştir.Kanada’da oturuyor.Gülen’le haftada 3 kere görüşüyor.”Ak Parti’den 78 vekil istifa ettirdiklerinde işler bitecektir.”demiştir. (09.02.2014/Haber 7.Com)
17,25 Aralık operasyonu ile hukuk 13 defa ihlal edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |