2-Sanık ÖZDEN ÖRNEK
Sanığın suç tarihinde Donanma Komutanı olarak görev yaptığı,
Dosyada mevcut 11 nolu CD içerisinde bulunan 2002-2003\Dz. KK\SUGA isimli klasörlerde ve 17 nolu CD içerisindeki SUGA isimli klasörde yer alan SUGA HAREKAT PLANI.doc isimli, ÇOK GİZLİ gizlilik dereceli, 03 ŞUBAT 2003 tarihli, Donanma Karargahında (Gölcük/KOCAELİ) hazırlanmış, 13 (on üç) adet EK’ten oluşan, toplam 12(on iki) sayfadan ibaret ve 6 nüsha olarak tanzim edilmiş SUGA HAREKAT PLANI’nın imza kısmında Suga Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden ÖRNEK şeklinde sanığın isminin geçtiği tespit edilmiştir.
02 Aralık 2002 tarihli Balyoz Harekat Planında yer alan emirlere istinaden derhal hazırlanan 03 Şubat 2003 tarihli ve imza kısmında sanık Özden ÖRNEK’in isminin yer aldığı Suga Harekat Planının vazife bölümünde; “SUGA Komutanlığı tarafından, Sıkıyönetim Kanunu’nda belirtilen yetkileri kullanarak iç tehditle mücadeleyi kolaylaştırmak üzere kısmi seferberlik ilan edilmesi maksadıyla; EGAYDAAK’larda Yunanistan’ın Türkiye aleyhine fiili uygulamaları engellenecek, Ege Denizi’nde icra edilen tatbikatlarda Yunanistan ile çatışmaya varmayan gerginliği tırmandırıcı durumlar oluşturulacak, Yunan Adaların 6-12 mili arasında sancak/varlık gösterilecek, emredildiğinde Yunan unsurlarına karşı Ege ve Doğu Akdeniz’de caydırıcı ve zorlayıcı tedbirler alarak krizin tırmandırılmasına yönelik faaliyetler icra edilecektir.” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmüştür.
Balyoz harekat planının hayata geçirilmesi için sanık tarafından hazırlanan bu planda sanık liderliğinde oluşan Suga Kuvvetleri komutanlığı isimli yapılanmanın Gölcük, İzmir, İstanbul ve Ankara Birlik komutanlıklarından oluştuğu, bu yapılanmanın amacının Ege Denizi’nde Yunanistan ile gerginliği artırarak hükümetin baskı altına alınması olduğu görülmüştür.
Balyoz harekat planı, bu planda yer alan emirler doğrultusunda hazırlandığı anlaşılan Suga Harekat Planı ile karşılaştırıldığında her iki plan arasında ciddi manada söylem ve vazife birlikteliği olduğu ayrıca planların hazırlanma aşamalarında da zaman uyumuna riayet edildiği, bu bağlamda Suga Harekat planının Balyoz Harekat Planına bağlı kalarak hazırlanmış bir plan olduğu tespit edilmiştir.
Sanık tarafından hazırlanan Suga Harekat Planında, görev bölümünün EK-A’da belirtildiği görülmektedir. Suga Harekat Planı ile aynı klasörler içerisinde yer alan EK-A isimli belge incelendiğinde, belgenin EK-A ve ÇOK GİZLİ ibareli olduğu, Suga Harekat Planına uygun olacak şekilde 03 Şubat 2003 tarihli, 6 nüsha halinde Donanma Karargahında hazırlanmış olduğu tespit edilmiştir. Belge içeriğinde SUGA HAREKÂT PLANINA EK-A (GÖREV BÖLÜMÜ) başlığı altında; SUGA Kuvvetleri; hazırlık safhasından itibaren aşağıda arz edilen görev bölümü şeklinde teşkilatlandırılmıştır. SUGA Kuvvetleri emrinde GÖLCÜK Birlik Komutanlığı, ANKARA Birlik Komutanlığı, İZMİR Birlik Komutanlığı ve İSTANBUL Birlik Komutanlığı bulunmaktadır.” Şeklinde ibarelerin yer aldığı ve bahse konu birlik komutanlıklarında görevli oldukları belirtilen toplam 31 Deniz kuvvetleri mensubunun isim-soyisim ve rütbelerinin yer aldığı ayrıca plan kapsamındaki görevlerinin de belirtildiği, belgenin imza kısmında Suga Kuvvetleri Kurmay Başkanı Dz.Kur.Kd.Alb. R.Cem GÜRDENİZ isminin yer aldığı, belgenin ilk sayfasında SUGA Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden ÖRNEK şeklinde sanığın isminin geçtiği tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut 11 nolu CD içerisinde bulunan 2002-2003\Dz. KK\BILGI NOTU isimli klasörlerdeki BİLGİ NOTU.doc isimli, ÇOK GİZLİ ibareli, Yeniden Yapılandırma Faaliyetleri konulu, 21 Şubat 2003 tarihli belgenin imza kısmında “Donanma Komutanı Oramiral Özden ÖRNEK” şeklinde sanığın isminin geçtiği tespit edilmiştir. BİLGİ NOTU isimli belge incelendiğinde belgenin Suga Harekat Planı kapsamında hazırlanmış bir belge olduğu, belge içerisinde; BİLGİ NOTU başlığı altında “Sıkıyönetim öncesi yapılan planlamalar ve hazırlık çalışmaları kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde EK-B’de belirtilen çalışma grupları oluşturulmuştur. Söz konusu çalışma gurupları tarafından; Müzahir personelden sıkıyönetimin ilanını müteakip, ülke sathında kamu görevlerini devralacak personel listelerinin oluşturulması, TSK’dan ilişiği kesilecek ve görev yeri değiştirilecek personelin tespit edilmesi, Ülke genelinde milli mutabakatın oluşturulması maksadıyla gerekli eylem planlarının hazırlanması, faaliyetlerine devam edilmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde, mevcut durum itibariyle oluşturulan müzahir personel listeleri EK’lerde sunulmuştur. TSK’dan ilişiği kesilecek ve görev yeri değiştirilecek Dz. K.K.lığı personelinin tespiti ve milli mutabakatın oluşturulması kapsamındaki eylem planlarının hazırlık çalışmalarına devam edilmektedir. Talep edildiğinde; hazırlanmış listelere ilave olarak, belirtilen kritik kadro ve görev yerleri için yapılacak görevlendirmeler ayrıca planlanacaktır.” Şeklinde ibarelerin olduğu ve üst makama hitaben “Arz ederim” şeklinde son bulduğu tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut 11 nolu CD içerisinde bulunan 2002-2003\Dz. KK\BILGI NOTU\BİLGİ NOTU. doc isimli word belgesinin imza kısmında “Özden ÖRNEK Oramiral Donanma Komutanı” şeklinde sanığın isminin olduğu, belge içeriğine bakıldığında 21 Şubat 2003 tarihli Yeniden Yapılandırma Faaliyetleri başlığı adı altında “Sıkıyönetim öncesi yapılan planlamalar ve hazırlık çalışmaları kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde EK-B’de belirtilen çalışma grupları oluşturulmuştur. Söz konusu çalışma gurupları tarafından; Müzahir personelden sıkıyönetimin ilanını müteakip, ülke sathında kamu görevlerini devralacak personel listelerinin oluşturulması, TSK’dan ilişiği kesilecek ve görev yeri değiştirilecek personelin tespit edilmesi, Ülke genelinde milli mutabakatın oluşturulması maksadıyla gerekli eylem planlarının hazırlanması, faaliyetlerine devam edilmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmalar neticesinde, mevcut durum itibariyle oluşturulan müzahir personel listeleri EK’lerde sunulmuştur. TSK’dan ilişiği kesilecek ve görev yeri değiştirilecek Dz. K.K.lığı personelinin tespiti ve milli mutabakatın oluşturulması kapsamındaki eylem planlarının hazırlık çalışmalarına devam edilmektedir. Talep edildiğinde; hazırlanmış listelere ilave olarak, belirtilen kritik kadro ve görev yerleri için yapılacak görevlendirmeler ayrıca planlanacaktır.” ibarelerinin olduğu ve “Arz ederim” şeklinde bir üst makama sunulmak üzere hazırlanmış olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut BİLGİ NOTU.doc isimli belgeyle aynı klasör içerisinde yer alan ve BİLGİ NOTU’nun ekleri olduğu anlaşılan EK-A EK-N arası isimlendirilmiş 17 ayrı belgenin olduğu, bu belgelerden EK-A’nın BİLGİ NOTU’nun tüm eklerini gösterir belge olduğu, EK-B’nin BİLGİ NOTU içerisinde bahsedilen çalışma gruplarını ve bunların görevlerini gösterir belge olduğu, belge içerisinde Çalışma Grupları Görev Bölümü başlığı altında 10 çalışma grubu olduğu, her grup için 1 başkan belirlendiği ve gruplarda toplamda 38 deniz kuvvetleri mensubunun görevlendirildiği, ayrıca şahısların icra edecekleri görevlerin de yazılı olduğu görülmüştür. EK-B isimli belge içerisinde yer alan 10 çalışma grubundan birinci sıradaki grupta Tümamiral M.Aydın GÜRÜL ve Dz.Kur.Kd.Alb. Cem GÜRDENİZ’in görevli oldukları, grubunun görevinin amirallere ait hassas listelerin oluşturulması olduğu, grubun başkanı bölümünde Oramiral Özden ÖRNEK şeklinde sanığın isminin geçtiği tespit edilmiştir.
EK-C’den EK-N’ye kadar olan diğer eklerin ise BİLGİ NOTU’nda ve EK-B’de belirtilen çalışma gruplarındaki görevliler tarafından hazırlanmış listeler olduğu anlaşılmıştır.
EK-C isimli belge incelendiğinde belgenin amirallerin hassasiyet durumlarını değerlendirmeye yönelik hazırlanmış bir belge olduğu, içerisinde HASSAS PERSONEL LİSTESİ başlığı altında 54 personelin “Rütbe, Ad-Soyad-Sicil No-ve görev yeri bilgilerinin olduğu, şahıslar ile ilgili olarak hassasiyet durumu başlığı altında değerlendirmeleri ifade eden “+”, “-“ işaretlerinin yer aldığı, belgenin imza kısmında Dz.Kur.Kd.Alb. Cem GÜRDENİZ şeklinde sanığın başkanı olduğu grupta görevli bir şahsın isminin yer aldığı, yine belgenin teknik incelemesi neticesinde belgenin 15.01.2003 tarihinde Cem GURDENIZ isimli kullanıcı tarafından oluşturulduğu görülmüştür. Bu haliyle belgenin sanığın başkanı olduğu grubun bir çalışması olduğu anlaşılmıştır.
6 Aralık 2010 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (C.M.K.'nın 250. maddesi ile yetkili kısmı)'ınca Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan aramada ele geçen ve dosyada bulunan diğer delilleri destekleyip, tamamlayan belgeler:
SUGA HAREKAT PLANI isimli belgenin, TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\Diğer\Dz.KK\SUGA isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
Suga Harekat Planı ile aynı klasör içerisinde yer alan ve bu plan ile ilgili olduğu anlaşılan EK-A isimli belgenin, TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\Diğer\Dz.KK\SUGA isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
Amiral Listesi1 isimli belgenin, TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\Diğer\Dz.KK isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
BİLGİ NOTU, EK-A, EK-B, EK-C, EK-Ç, EK-D, EK-E, EK-F, EK-G, EK-Ğ, EK-H, EK-I, EK-İ, EK-J, EK-K, EK-L, EK-M, EK-N isimli belgelerin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\Diğer\Dz.KK\BİLGİ NOTU isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
SAVUNMA SANAYİ.xls isimli belgenin KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\ÇALIŞMALAR_A\YENİ YAPILANMADA GÖREVLENDİRİLECEKLER isimli klasör içerisinde de yer aldığı tespit edilmiştir.
Balyoz Harekat Planı içerisinde “TSK bünyesindeki dost ve müzahir unsurlar dışında kalan, özellikle yüksek rütbeli personelin kontrol altında tutulmasına,” ve yeniden yapılandırma safhası başlığı altında “Potansiyel tehdit teşkil eden unsurların belirlenmesi ve bunların ele geçirilmesi veya kontrol altına alınması; eldeki arşivin incelenmesi yanında, kim, nerelerde, hangi evlerde barınıyor bunların planlanması; kritik alanların tespiti ve başlangıçtan itibaren kontrol altına alınması doğru ve gerçekçi istihbarat akışını gerekli kıldığından askerden arındırılan Milli İstihbarat Teşkilatı (M.İ.T.) yeniden yapılandırılarak müzahir personel kilit görevlere getirilerek (EK-C) başına muvazzaf bir general atanacak,” şeklinde ibareler yer almaktadır. Bu ibareler müzahir personel olarak nitelendirilen personelin yeniden yapılandırma aşamasında kilit görevlerde görevlendirilmesinin planlandığı ve bunların haricindeki TSK personelinin kontrol altında tutulduğu görülmektedir. Balyoz Harekat Planında yer alan bu ibareler doğrultusunda sanığın liderliğindeki Suga Kuvvetleri Komutanlığı isimli yapılanmanın müzahir personel belirlemelerini bu amaca yönelik yaptığı tespit edilmiştir.Dosyada mevcut 11 nolu CD içerisinde bulunan 2002-2003\Dz. KK isimli klasörlerde yer alan Amiral Listesi1.xls isimli excel belgesi incelendiğinde belgenin 1.sayfasında 2000-2014 yılları arasında kimlerin hangi rütbelerde amiral olacağına ilişkin hesaplamaların yapıldığı, isimler yazılırken yeşil, sarı, lacivert, eflatun, turuncu zemin renklerinin kullanıldığı, bazı isimlerin koyu kırmızı karakterle yazıldığı, sayfanın alt bölümünde ise 7 ayrı notun olduğu, notlarda terfilere ilişkin bilgilerin ve isimlerin farklı renklerde yazılmasının ne anlama geldiğinin belirtildiği görülmüştür. Belgenin ikinci sayfasında da 2001-2011 yılları arasında kimlerin Deniz Kuvvetleri Komutanı olabileceğine dair hesaplamaların yapıldığı görülmüştür. Belgenin her iki sayfasında yer alan bilgiler ilgili yıllardaki YAŞ kararları ile karşılaştırıldığında, yapılan hesaplamaların YAŞ kararları ile büyük oranda örtüştüğünü ortaya koymaktadır. Bahse konu belgenin teknik özellikleri incelendiğinde, belgenin EMIRSB isimli kullanıcı tarafından 18.12.2000 08.46’da oluşturulduğu, ORAMİRAL ÖZDEN ÖRNEK isimli kullanıcı tarafından 17.10.2002 tarihinde son kez kaydedildiği, “Company (Kurum Bilgisi)” bölümünde sanığın 2000 yılında komutanı olduğu Kuzey Deniz Saha Komutanlığının kısaltması olan KDSK ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir.
Sanık Özden ÖRNEK 25/02/2010 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinden özetle; "Balyoz Planını basından öğrendiğini, SAKAL, ÇARŞAF, ORAJ ve SUGA Planları hakkında hiç bir bilgisinin olmadığını, bu konuyla ilgili olarak hiç bir kimseyle konuşmadığını ve işbirliğinde bulunmadığını, 5-7 Mart 2003 tarihinde düzenlenen Plan seminerine katılmadığını, 1. Ordu komutanlığı ile hiç bir şekilde askeri ve hiyerarşik ilişkisinin bulunmadığını, Çetin Doğan ile insani ilişkiler dışında bir ilişkisinin olmadığını, 2000 yılında Kuzey Deniz Saha Komutanı iken bir Suga planına imza attığını ancak bu planını içeriğinin kendisine gösterilen Suga Harekat Planından farklı olduğunu, kendisine gösterilen Suga Harekat Planı isminde bir planı ise duymadığını ve hazırlamadığını, bu plan kapsamında hiç bir görevlendirme yapmadığını, kendisine gösterilen EK-A görev bölümü, EK-B çalışma gurupları görev bölümü, Amirallere ait isimlerin bulunduğu listeleri kendisinin hazırlamadığını, bu konuda bilgi sahibi olmadığını, ayrıca bu listelerin kim tarafından hazırlandığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, ALİ TÜRKŞEN, CEM AZİZ ÇAKMAK, M. NURİ ALACALI, ÜMİT ÖZCAN, DURSUN ÇİÇEK, ALİ SEMİH ÇETİN ve LEVENT ÇEHRELİ'yi görev nedeniyle tanıdığını ancak bu şahıslar tarafından kendisine gösterilen SUGA harekat planı kapsamında liste hazırlayıp hazırlamadıklarını bilmediğini, M. FERHAT ÇOLPAN, F. ULUÇ YEĞİN, HAKAN ÇELİKCAN, NİHAT ALTINBULAK, ERCAN İRENÇİN ve TAYLAN ÇAKIR isimli şahısları tanımadığını, bu şahıslar tarafından bir liste hazırlanıp hazırlanmadığını bilmediğini, atılı suçla bir ilgisinin bulunmadığını...." beyan etmiştir.
Sanık yargılama aşamasındaki Savunmasında özetle:
“Benim Balyoz Planı ve ekleri, Süga Planı ve eki, bilgi notu ve ekleri ile Donanma Komutanlığından çıkan belgelerden 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nda icra edilen plan seminerinden bilgim yoktur. Bu konularla ile ilgili olarak hiç kimse ile görüşme yapmadım, hiç kimseye emir vermedim belge olarak kabul edilen bütün yazılar benim iradem dışında yazılmış ve ismim iradem dışında kullanılmıştır.
Biz denizciler olarak 3-7 Mart 2003 tarihlerinde kendi harp oyunu salonumuzda elektronik harp oyunu oynayacaktık. Oynayacağımız oyunun ne balyoz ne de sıkıyönetim veya Emasya ile ilgisi yoktu ve açık denizde gerçek bir harp oyunuydu. Dolaysıyla aynı tarihte 1. Ordu İstanbul’da icra edilen plan seminerine aramızdan kimse katılmadı. Eğer bir darbe planı yönünden 1.Ordu ile aramızda işbirliği varsa onların icra ettiği seminere katılmamız için bundan ideal bir zaman olmazdı. Katılmamamız bile daha önceden aramızda bir işbirliği yapmadığımızı göstermez mi? İsteseydik bu harp oyunun tarihi ayarlayabilirdik bu harp oyunu 1 Mart tezkeresi dolayısıyla gelişen durum üzerine benim teklifim ve kuvvet komutanın onayı ile son güne ertelendi bir daha da oynayamadık.
Suga Planında ne ıslak ne de kuru imzam veya benden herhangi bir iz yoktur. Birilerinin benim bilgim ve iradem dışında yazdığı bir metindir. İmza bloğunda var olduğu iddia edilen adım ve soyadım benim iradem dışında oraya yazılmıştır. Benim emrim üzerine hazırlandığına dair en ufak bir kanıt veya bilgi yoktur. Planın eğer plan demek doğruysa kim tarafından hazırlandığı belli değildir. Şaibeli olan 11 nolu CD içerisinde yer almaktadır. Planın 1. Ordudan çalıntı yoluyla ele geçirildiği iddia edilmektedir. Balyoz Planı iç güvenlik ile ilgili bir harekât planı Suga ise denizde icra edilecek bir deniz harekât planıdır.Balyoz planıyla suga planı arasında vazife birliği yok, söylem birliği yok, personel görevlendirilmesinde benzerlik yok, sonuç olarak bir ilişki de yok. Olması da mümkün değil. Suga planı 5–7 Mart 2003 tarihlerinde icra edilen seminerde ne açık ne de üstü kapalı şekilde tartışılmamıştır.
İddianame ve ona ek olarak dağıtılan belgeler içerisinde aleyhimde imzam veya bir şekilde benim izimi taşıyan hiçbir belge yoktur ve sadece mücerret iddialar vardır
Ülkemizde bir darbe olacağını hele askeri hiyerarşi dışında olacağını zannedenler tamamen yanılırlar. Daha ilk günlerinde darbecilerin bütün iplikleri pazara çıkar. 27 Mayıs’ın başarılı olmasının ana nedenleri ilk olması istihbarat ağlarının yaygın olmaması ve iletişimdeki teknolojinin geriliğidir. Akıl sağlığı yerinde olan herhangi bir kimse davul zurna ile ve aylar önce ilan edilmiş toplantılarda darbe planlarının görüşülmesini olgunlaştırılmasını bunların gelecek nesillere devredilmek üzere kasalara konup saklanmasını kabul edebilir mi? Herhalde hayır. O zaman nasıl hiyerarşi dışında bir darbe oluşumu olabiliyor olamaz. Sonuç: 2000–2003 döneminde Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde hiyerarşi dışında veya içinde bir cunta örgütlenmesi bir seraptır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içinde herhangi bir cunta örgütlenmesi ise gündüz görülen bir rüyadır.
Donanma Komutanlığından çıkan belgelerin hiçbiriyle yakından uzaktan ilgim ve bilgim bulunmamaktadır. Bahriyede hiçbir yerde hiçbir kimse ne subay nede astsubay bir evrakın altına isimleri açıldığında önce rütbe sonra isim yazmazlar öğreti ve uygulama bunun aksidir bu kesin bir sahtekarlık emaresidir. Her şeyin yanlışı olur bunun yanlışı olmaz.
Ben Çetin Doğan liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren ıskat ve vazife görmekten men etmek için yaratıldığı iddia edilen oluşumlar içerisinde yer almadım. Balyoz davası olarak tanımlanan bu dava bana kalırsa siyasi rant peşinde koşan karanlık güçlerin yarattığı bir canavardır. Bir sahtekarlık ürünü olan bu dava siyasi yönden bir darbenin ya da darbe teşebbüsünün yargılandığı bir dava değildir. Zira ne darbe gerçekleşmiş ne de darbeye bir teşebbüs olmuştur. Bizlere iftira atan ve mağdur duruma düşüren sahtekarlar ve onların destekçileri ile hamileri olan bütün örümcek ağı kafalılardan hesap sorulacağından eminim. Buradaki denizcilerin tümünün 2 yıl komutanlığını yaptım. Onların hepsi birer pırlantadır. Bu sözlerim diğer kuvvetlerden olan silah arkadaşlarım içinde aynen geçerlidir. Hepsinin masum olduklarından kendim kadar eminim. “şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanık Özden ÖRNEK her ne kadar savunmasında atılı suçlamayı reddetmekte ise de;
Sanığın Balyoz Güvenlik Harekat Planının hayata geçirilmesi için gereken kaos ve kargaşa ortamını hazırlamak amacıyla Suga Kuvvetleri komutanlığı isimli yapılanmanın komutanı olarak SUGA Harekat Planı isimli bir plan hazırladığı, bu planının balyoz harekat planı ile vazife ve söylem birlikteliğinin olduğu, Balyoz ve Suga Harekat Planları arasında hazırlanma sürecinde zaman uyumunun gözlemlendiği, sanığın mimarı olduğu planda Yunanistan ile gerginliğin tırmandırılarak iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmek istendiği ve bu sayede hükümetin baskı altına alınmasının planlandığı, yine plan kapsamında çalışma gruplarının oluşturulduğu ve bu çalışma gruplarınca emekli ve muvazzaf müzahir personel listelerinin, operasyonel faaliyetleri yürütecek personel listesinin belirlendiği, yine sanığın başkanı olduğu çalışma grubunun, amirallerin darbe planı konusundaki durum değerlendirmelerine ilişkin çalışmaları yaptığı, yine plan kapsamında 1.Ordu Komutanlığına hitaben yazıldığı anlaşılan Bilgi Notu isimli belge ile yapılan ve yapılmakta olan çalışmalar ile ilgili bilgi verdiği, bu haliyle sanık liderliğinde örgütlenen Suga Kuvvetleri Komutanlığı isimli yapılanmanın Çetin DOĞAN liderliğinde oluşturulan Balyoz sıkıyönetim komutanlığı isimli yapılanmanın önemli bir hücresi olarak faaliyet yürüttüğü, sanık liderliğinde oluşturulan yapılanmanın 2000-2014 yılları arasında Deniz Kuvvetleri komutanlığında kimlerin hangi rütbelerde amiral olacağı, kimlerin deniz kuvvetleri komutanı olacağına dair planlamalar yaptığı Balyoz Harekat Planının yeniden yapılandırma safhası için hazırlanan personel belirlemelerinde de sanığın referans olduğu veya tavassut gösterdiği kişilerin yer aldığı, 05-07 Mart 2003 tarihlerinde 1.ordu komutanlığında gerçekleşen plan seminerine ait ses kayıtları incelendiğinde sanık tarafından hazırlanan planın neticelerinin üstü kapalı bir şeklide masaya yatırıldığı anlaşılmış olup,
Dosyada bulunan tüm delillerin değerlendirilmesi ve yapılan yargılama sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren İskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri hiyerarşik yapısı dışında sanık Çetin Doğan liderliğinde kurulmuş yapılanma içerisinde yer aldığı ve üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılmıştır.
3-Sanık HALİL İBRAHİM
Sanığın suç tarihinde Harp Akademileri Komutanlığı'nda görev yaptığı,
Dosyada mevcut 11 nolu CD içerisinde yer alan 2002-2003\Hv.KK\ ORAJ HAVA HAREKAT PLANI isimli klasörler ve 17 Nolu CD içerisinde yer alan ORAJ HAVA HAREKAT PLANI isimli klasör içinde yer alan ORAJ Planı isimli, ÇOK GİZLİ gizlilik dereceli, 09 ŞUBAT 2003 tarihli, Harp Akademileri K.lığı karargâhında (İSTANBUL) hazırlanmış, 15 (on beş) adet EK’ten oluşan, 5(beş) sayfadan ibaret ve 1 suret olarak tanzim edilmiş ORAJ HAVA HAREKAT PLANI’nın imza kısmında Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral H. İbrahim FIRTINA şeklinde sanığın isminin geçtiği tespit edilmiştir.
6 Aralık 2010 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (C.M.K.'nın 250. maddesi ile yetkili kısmı)'ınca Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan aramada ele geçen ve dosyada bulunan diğer delilleri destekleyip, tamamlayan belgeler:
ORAJ Planı isimli belgenin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\Diğer\Hv.KK\ORAJ HAVA HAREKAT PLANI isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
EK-I LAHİKA-4 ve EK-I LAHİKA-5 isimli belgelerin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\Diğer\Hv.KK\ORAJ HAVA HAREKAT PLANI isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
EK_A (GÖREVLENDİRMEDE YETKİLİ PERSONEL) isimli belgenin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\1 NCİ ORDU\BALYOZ GÜVENLİK HAREKAT PLANI isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
EK-B (Harp Ak.) isimli belgenin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\KOR.LAR_GELENLER\Seminer03 isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
EK-M LAHİKA-1_BİRLEŞTİRİLMİŞ LİSTE isimli belgenin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\1 NCİ ORDU\BALYOZ GÜVENLİK HAREKAT PLANI isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
Üst Yazı Plan Çalışması 2003 isimli belgenin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\1 NCİ ORDU\BALYOZ GÜVENLİK HAREKAT PLANI isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
LAHİKA-1 HASSAS TESİSLERDE GÖREVLENDİRECEK KİLİT PERSONEL, EK-C (İLİŞİĞİ KESİLMESİ TEKLİF EDİLEN PERSONEL) isimli belgelerin TDK Marka CD içerisinde yer alan KOR.LARDAN VE DİĞER KUVVETLERDEN GELENLER\2002-2003\1 NCİ ORDU\İSTH. BŞK. LIĞI isimli klasör içerisinde de yer aldığı,
PL.SEMİNERİNE KATILACAK PERSONEL_03 MART 2003 isimli belgenin TDK Marka CD içerisinde yer alan BAYRAM YB.IN ÇALIŞMALARI isimli klasör içerisinde de yer aldığı tespit edilmiştir.
02 Aralık 2002 tarihli Balyoz Harekat Planında yer alan emirlere istinaden derhal hazırlanan 09 Şubat 2003 tarihli ve imza kısmında sanık H.İbrahim FIRTINA‘nın isminin yer aldığı Oraj Harekat Planında vazife bölümünde; "Hava Kuvvetleri Komutanlığı olarak Türkiye genelinde sıkıyönetim ilan edilmesini sağlamak ve Sıkıyönetim Komutanlıklarının faaliyetlerinin başarıya ulaşmasına sağlamak maksadıyla; Yunanistan’la gerginliği artıracak ve irtica yanlılarını tahrik ederek TSK aleyhine faaliyetlere başlamalarını sağlayacak, envanterindeki mevcut silah sistemlerini kullanarak psikolojik etki yaratarak hükümet ve TBMM üzerinde baskı kuracak, personel görevlendirmesi yaparak Sıkıyönetim Komutanlıklarına destek verecektir.” şeklinde ibarelerin yer aldığı görülmüştür.
Hazırlanan bu planın icrası kapsamında; Ege’de yunan uçaklarının taciz edilmesi ile bir çatışma ortamının hedeflendiği hatta bir uçağımızın Yunan kuvvetlerince düşürülmesinin, bu gerçekleşmediği takdirde kendi Özel Filomuzdan bir uçağın birlikte uçtuğu kendimize ait bir uçağı düşürmesinin, düşen bu uçağın Yunan unsurlarınca düşürüldüğü haberleri yaptırılarak hükümetin baskı altına alınmasının planlandığı, yine plan içerisinde 1nci Taktik Hava Kuvveti komutanlığının 1nci ordu komutanlığı ve Donanma komutanlığı ile doğrudan temas kuracağının ve 1nci ordu komutanlığı ile Donanma komutanlığına irtibat personeli görevlendireceğinin de belirtildiği görülmüştür.
Balyoz harekat planı ve bu planda yer alan emirler doğrultusunda hazırlandığı anlaşılan Oraj Harekat Planı ile karşılaştırıldığında her iki plan arasında ciddi manada söylem ve vazife birlikteliği olduğu ayrıca planların hazırlanma aşamalarında da zaman uyumuna riayet edildiği, bu bağlamda Oraj Hava Harekat planının Balyoz Harekat Planına bağlı kalarak hazırlanmış bir plan olduğu tespit edilmiştir.
Oraj Hava Harekat Planında emir komuta başlığı altında; “Oraj Hava Harekatı ikinci emre kadar Harp Akademileri Komutanlığı karargahından sevk ve idare edilecektir.” şeklinde ve idari hususların düzenlendiği bölümde “Harekat başladıktan sonra raporlar Çok Gizli gizlilik derecesinde Harp Akademileri Komutanlığı’na çekilecektir. Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahına ikinci emre kadar rapor verilmeyecektir.” “Sıkıyönetim ilan edildikten sonra tüm Hava Kuvvetleri personelinden atama isteği ve istifa/emeklilik dilekçesi alınacaktır. Görevini Sıkıyönetim Komutanının verdiği emir ve direktifler doğrultusunda yapmayan personel cezalandırılacak ve emeklilik/istifa dilekçesi işleme konulacaktır.” Şeklinde yer alan ibareler, hazırlanan planın hava kuvvetleri komutanlığının bilgisi dışında geliştiğini ve sıkıyönetim komutanlığı olarak planlanmış 1.ordu komutanlığının komuta ve kontrolünde hareket edildiğini göstermektedir.
05-07 Mart 2003 tarihlerinde gerçekleşen plan seminerinde ele alınan olasılığı en yüksek tehlikeli senaryoda ülkemize ait bir F-16 uçağının düşürülmesi ve Ege’de yaşanan gerginlik neticesinde sıkıyönetim ilan edilmesinden bahsedilmektedir. İmza kısmında sanığın isminin yer aldığı Oraj Hava Harekat Planında da amacın Yunanistan ile hava sahası konularında gerginlik oluşturarak sıkıyönetimi kolaylaştırmak olduğu hatta bir uçağımızın Yunan unsurlarınca düşürülmesinin sağlanmasının amaçlandığı, bu gerçekleşmediği takdirde ise kendimize ait bir uçağın birlikte uçtuğu yanındaki uçağı düşürmesinin belirtildiği görülmektedir.
Yine Oraj Hava harekat planında yer alan bazı hususların seminere katılan farklı şahıslarca dile getirildiği tespit edilmiştir.
Sanık Halil İbrahim FIRTINA 25.02.2010 tarihinde alınan savcılık ifadesinde özetle “Balyoz isimli planı gazeteye çıkınca duyduğunu, Oraj isimli planın kendisi tarafından hazırlanmadığını, darbeyle suçlanmasının 45 yıllık şerefli askerlik mesleğine ciddi bir hakaret olduğunu, Çetin DOĞAN'ı bir general olması nedeniyle tanıdığını ancak kendisiyle bir irtibatının bulunmadığını, Oraj Hava Harekat Planını bilmediğini böyle bir plan hazırlamadığını, bu plan kapsamında hiç kimseye görev vermediğini planını detaylarını bilmediğini, Yusuf Ziya TOKER'i Hava Harp Akademisinde Albay olması dolayısıyla hatırladığını, sorulan cengiz KÖYLÜ'nün hangi rütbede ve nerede bulunduğunu hatırlamadığını, aralarındaki rütbe farkı itibariyle bu şahıslara doğrudan görev vermesinin mümkün olmadığını, iyi bir Türk vatandaşı olduğunu, görevlerini iyi yaptığını, yasalara uyduğunu, bu sınırlar içinde insanları yönettiğini, atılı suçla bir ilgisinin bulunmadığını...” beyan etmiştir.
Sanık yargılama aşamasındaki Savunmasında özetle:
“ Ben niçin burada bulunduğumu iddianameye göre anlamış değilim. İddianamenin ön hazırlığı dönemleri olarak tanımlayabileceğim bir dönemde evvela gazetelerde birtakım haberler çıktı. Bunun içerisinde sözüm ona oraj planı dendi sözüm ona balyoz darbe planı dendi isimlerimiz geçti hayretle baktım. Fakat ben tabi böyle bir şeyin içerisinde bulunmadığım için üzüntümle beraber çok da önemsemedim. Vaktaki bizi Beşiktaş’a davet edildik.
Bana yöneltilen suç ile ilgili ne bir niyet ne bir kasıt içinde oldum. İçinde olmadığım hiçbir şekilde yapmadığım durum ve fiilleri varmışçasına kurgulayan, göstermeye çalışan bir iftira daha doğrusu bir terör örgütünün saldırısı ile karşı karşıya bulunmaktayım. Bunları hak etmedim, hak etmiyorum. Şimdiye kadar konuşmadım, hiç kimse sizin kayıtlarınızda mutlaka vardır İbrahim Fırtına’nın hiçbir gazeteciye bir beyan verdiği söz konusu değildir. Bir iki bana ait bilgi çıktıysa da benim dışımdadır burada olduğu gibi. Bunların içerisinde birkaç gazeteci dostum da vardı talepleri oldu, onları da üzdüğümün farkındayım ama bu bir prensip meselesiydi yapmadım, ama burada söylüyorum bunlar bizim hayatımıza, amiyane lafı ile kellemize nişan almışlardır.
Balyoz güvenlik harekat planı görevlerine bakarsanız ben bir havacı olarak bu tahsisi, fevkalade anlamsız fevkalade lüzumsuz Hava Kuvvetlerini tanıma ve kullanma birikimlerine ters bir uygulama olarak görüyorum. Eğer onun altında benim ismim var diyorsanız ben böyle bir şey yapmam. Bununla Türk milletinin karşısına çıkmam. Bu benim birikimlerime ters, anlayışıma ters, sevk idare birikimlerime yorumlamama ters.
Ege uçuşları sırasında bir uçağımızın Yunan Hava Kuvvetlerine düşürtülmesi. Olmazsa kolundaki bir uçak vasıtasıyla bu uçağın düşürülmesi.Dedim ya Başkanım ben uzun zaman bu işin içerisinde kaldım. Hangi meslek grubunda benzeri bir olayı yakıştırırsanız yakıştırın bunu kabul etmek zor. Bunu yazanın evvela ben bir Türk olabileceğine inanmıyorum. Asker de olamaz. Eğer asker ise mutlaka ve mutlaka hem manen hem madden askerlikten sıyrılmış, kafasının içerisinde birtakım şeyler kısa devre yapmış bizden biri addedemeyeceğim bir sapıktır. Bu kişiler yahut kişi bunu yazan vefayı boza sanmıştır. Bunlara daha doğrusu insan bile demek bana zor geliyor.
Benim balyoz güvenlik harekat planı ve oraj hava harekat planı ve çalışmaları ile ilgili söyleyeceğim şudur: Ne bir kimseden emir aldım, ne bir kimse bana bir ricada bulundu şunu yap bunu yap et diye. Ne bir kimse benden talepte bulundu. Ben de hiçbir kimseye şunu şöyle yap, bunu şöyle yap diye bir emir vermedim, direktif vermedim, ricada bulunmadım. Ayrıca oturup yazmadım, yapmadım, böyle bir örgüt içerisinde bulunmadım.Bazı karanlık zihniyetler olarak ifade edeyim, tertiplediği bir iftira kampanyası ile beni kesin olarak ifade ediyorum, arkadaşlarımı çok yüksek bir ihtimalli bir kanaat beyanı olarak belirtiyorum, suçluyorlar ve burada tutuklanmamıza sebep oluyorlar. Bu hususu üzüntü ile karşılıyorum, kınıyorum. Bu suçlama beni, burada bulunanları darbeci, cuntacı, terörist ilan etmiştir, reddediyorum.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanık Halil İbrahim FIRTINA her ne kadar savunmasında atılı suçlamayı reddetmekte ise de;
Sanığın Balyoz Güvenlik Harekat Planının hayata geçirilmesi için gereken kaos ve kargaşa ortamını hazırlamak amacıyla ORAJ hava Harekat Planı isimli bir plan hazırladığı, planda sıkıyönetim ilan edilmesini kolaylaştırmak amacıyla Yunanistan ile ilişkileri gerginleştirip bu sayede yürütme organının baskı altına alınmasının öngörüldü, Balyoz Harekat Planına bağlı olarak hazırlanan Oraj Haraket planındaki tüm yetki ve sorumluluğun sanıkda olduğu, Oraj Harekat planında yer alan bazı hususların benzerlerinin ve aynılarının seminer katılımcıları tarafından dile getirildiği ve planın ismen olmamakla birlikte neticelerinin, olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo içerisine gizlenerek masaya yatırıldığı, sanık ve bu plan kapsamında kendisine bağlı olan Hava kuvvetleri unsurlarının 1.Ordu Komutanlığına bağlı bir ast birlik gibi çalıştıkları, plan kapsamında personel görevlendirmesi yaparak 1.Ordu Komutanlığı komutasında organize edilen plana destek verdiği, yine Balyoz Güvenlik Harekat Planı çerçevesinde kendilerine görev teklif edilen ve bu görevi kabul eden, görevlendirmede yetkili personel olarak tayin edilen harp akademileri kadrosunda görevli 25 kişinin, özel operasyon ve sorgulama timlerinde görevlendirilecek personel, özel görevli toplama timlerinde görevlendirilecek personel timlerinin teşkilinde çalıştıkları, hassas tesisler listesi ve buralarda görevlendirilecek personelin belirlenmesi ve silahlı kuvvetlerden ilişiği kesilmesi planlanan personelin belirlenmesi işlemlerinde görev aldıkları ve bu sebeple sanığın da tüm bu çalışmalarda katkısının bulunduğu anlaşılmış olup,
Dosyada bulunan tüm delillerin değerlendirilmesi ve yapılan yargılama sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Cebren İskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri hiyerarşik yapısı dışında sanık Çetin Doğan liderliğinde kurulmuş yapılanma içerisinde yer aldığı ve üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |