Tefsirde Beşeri Bilimlerden Faydalanma Yerleri
1- Kurân-ı Kerim’de çeşitli insani olgulardan ve bunlar arasındaki irtibattan söz edilmiştir. Fakat bu irtibat genellikle sarih ve açık bir beyanla sunulmamış, sadece işaret edilerek oldukça kısa bir şekilde çeşitli surelerdeki ayetlerin arasında dağınık halde geçmiştir. İnsani bilimlerdeki konulara vakıf olmak, insani olgular arasındaki irtibatın çeşitli şekillerini müfessirin önüne getirmekte, bu vesileyle onun, Kurân ayetlerinde riayet edilmiş zarafet ve incelikleri bularak ayetleri daha kâmil ve dolu şekilde anlamasını sağlamaktadır.
2- Kesinliği ispatlanmış bilimsel bulgular, bir ayetten elde edilmiş sonuçlardan birisinin doğruluğu veya en azından tercihi noktasında müfessire yardımcı olmaktadır. Müfessir bunu dikkate alarak bir ayet hakkındaki muhtelif manalar arasından bu bilimlerden ispatlanmış sonuca mutabık olan manayı seçer.
Örnek olarak; “Riba yiyenler, ancak Şeytan’ın çarparak delirmesine yol açtığı kimsenin kalkması gibi kalkarlar…” ayetinde “Şeytan’ın çarpması” ifadesinin ne anlama geldiği konusunda müfessirler arasında muhtelif görüşler mevcuttur; cin çarpması, akıl zafiyeti ve kararmış nefsin galebesi bunlardan bazılarıdır. Bazı müfessirler de yeni bilimlere dayanarak psikolojik bulgularla daha fazla örtüşen başka bir tefsir sunmuşlardır.
Allame Tabatabai bu konuda şöyle demektedir: “Ayet, bazı cinnetlerin Şeytan’ın çarpması ile oluştuğuna delalet etmektedir. Şeytan’ın deliler üzerinde direkt olarak değil de doğal sebeplerin vasıtasıyla etki bıraktığını, bunun sinirlerde düzensizlik veya beyin hastalıkları şeklinde gerçekleştiğini söylemek mümkündür.”1117 Bu tefsire göre, bazı müfessirlerin, Şeytan’ın direkt olarak delileri etkilediği anlamına gelen tefsirleri tercih edilmeyen bir görüş olarak telakki edilmektedir.
3- Deneyye dayalı beşeri bilimlerin sonucu, tefsirde daha açık ve net bir açıklama şeklinde ortaya çıkar. Kurân’ın yüce ayetlerinde icazın riayet edilmesi ve hidayetin hedeflerine binaen seçici davranılmış olması sebebiyle insan hakkındaki konular muhtasar ve özet bir beyanla sunulmuştur. Bu konuların izah ve açıklama yapılmadan özet ve kısa şekilde sunumu, ondaki konuların cazibesini ve ferdi-sosyal hayattaki somut meselelerle irtibatını azaltır. Ayetlerin zevahiriyle uyumlu olan bilimsel açıklamalar müfessire, ayetlerin tefsirinin beyanında, ayetlerin muhtevasını açık bir izahla başkaları tarafından anlaşılabilir ve hazmedilebilir bir kıvama getirmede; böylece Kurân’ı insan yaşamının sahnesine sokmasında yardımcı olur. Kim bilir belki de açıklamalarla ayetlerden yeni noktalar elde edilir. Ayrıca bu açıklamalar, Kurân’ın her zamanda mevcut olan huzurunu ve zamanın gelişmeleriyle birlikte adım adım hareket ettiğini ortaya koyması açısından da son derece önemlidir. Nitekim rivayetlerde de Kurân’ın bu özelliğine şu sözle dikkat çekilmiştir: “(Kurân) Güneş ve Ay gibi akmaktadır. (Güneş ve Ay gibi her gün yeniden doğmaktadır).” Örnek olarak ikinci pasajda misal olarak zikredilen ayeti gösterebiliriz. Eğer onun mefhumunu insanın kendisine yabancılaşması konusu şeklinde dikkate alırsak daha cazip, daha açık, hazmedilebilir ve belki de daha dakik bir açıklama sunmuş oluruz.1118
4- Kayıp halkaları bulmak için zemin hazırlar. Daha önce de işaret edildiği gibi Kurân, konularını hem muhtasar hem de dağınık bir şekilde getirmiştir. Bilimsel teorilerin özelliği, olguların türleri ve aşamalarının birbiriyle etki ve tepkilerini bir bütünlük içinde sunmalarıdır. Bu teorileri, kati olması halinde ve hatta kati olmasa dahi ayetlerin tefsirinde dikkate almak, müfessire şu hizmeti sunar: Konularla ilgili olan kesin veya muhtemel unsurların mecmuasını dikkate alır ve onları birbiriyle irtibatlı bir sistematikte incelemeye tabi tutar. Böyle bir bakış tarzı, müfessiri diğer unsurları bulma ve onlarla, bilinen unsurlar arasındaki irtibatı kurmaya, kaybolmuş halkaları da diğer ayetlerden ve farklı kaynaklardan destek almak suretiyle yaptığı kendi tefsiriyle elde etme noktasına getirir. Bu da ayetlerin dikkate alınmasıyla teori geliştirme zemini oluşturur.
Dostları ilə paylaş: |