Ayetlerin İnişindeki Dağınıklık
Kurân-ı Kerim surelerinin birçoğunda ayetlerin dağınık ve parça parça indirildiğine; ayet ve cümlelerin mevcut tertibinin nüzul tertibine aykırı olduğuna dair hiçbir delil yoktur. Aksine çok sayıda surede, özellikle de kısa surelerde ayetlerin bir defada nazil olduğu ve bu yüzden iniş sırasında onlar arasındaki düzenin bozulmadığı, mevcut tertibinin nüzul sırasındaki tertibin aynısı olduğu pekâlâ açıktır. Fakat bazı surelerde ayetlerin mazmunları, ilgili birtakım tarihi ve rivai karinelerin tanıklığıyla bazı ayetlerin dağınık ve mevcut tertibe aykırı olarak nazil olduğunu görmekteyiz. Örnek olarak Bakara suresinde nasih bir ayet olan 234. ayet, mensuh ayetten (Bakara/240) önce gelmiştir.389 Hicretin sekizinci yılında Mekke’nin fetih arifesinde Hatib b. Ebu Beltea hakkında inmiş olan ayet390 Mümtehine suresinin başında yer almışken Hicretin altıncı yılında Hudeybiye anlaşması ile ilgili “Sebia Eslemiye” ve “Akebe kızı Ümmü Külsüm” hakkında nazil olan ayetler391 ise bu surenin on ve on birinci ayetleri olarak kaydedilmiştir. On ikinci ayet ise kadınların Peygamberle (s.a.a) biatleşmeleri hakkındadır ve Mekke’nin fethinden sonra inmiştir.392 Bu surenin son ayeti olan on üçüncü ayet, mana cihetinden Mekke’nin fethi öncesinde Hatib b. Ebu Beltea hakkında inmiş olan surenin başındaki ayetlerle uyumludur.393 Ahzab suresindeki ayetlerin mazmunu şunu göstermektedir; onlardan her bir bölüm özel bir münasebet hakkında inmiş ve konuları o özel münasebetle ilgilidir. Vahidi Esbab’in-Nüzul kitabında bu ayetler için on iniş sebebi kaydetmiştir.394 Tabersi, Mecme’ul-Beyan’da ilk üç ayetin iniş sebebi hakkında müşriklerin (Ebu Süfyan, İkrime ve Ebu Aver) isteklerini zikretmiştir. Uhud savaşından sonra onlar münafıklardan bir grupla (Abdullah b. Ubey, Abdullah b. Sad ve Tume) Allah Resulü’nün (s.a.a) huzuruna geldiler ve o Hazretten (s.a.a) onların ilahlarını (Lat, Menat ve Uzza) kötülemekten vazgeçmesini; onların şefaatine inanmasını istediler. Böylece onlar da Peygamberi (s.a.a) ve onun ilahını rahat bırakacaklardı.395 9-25. ayetler, içeriğinden de anlaşıldığı üzere Hendek savaşıyla ilgilidir. 26 ve 27. ayetler Beni Kurayze Yahudilerinin hikâyesi ile ilgilidir.396 Her iki olay da Hicretin beşinci yılında vuku bulmuştur; yani Uhud savaşından iki yıl sonra meydana gelmiştir.397 35. ayetin iniş sebebine ilişkin Mukatil b. Heyyan’dan şöyle nakledilmiştir: “Esma Binti Ümeys dedi ki: “Kadınlar zillet ve hüsrandadırlar; zira Allah onlar hakkında erkekler için zikrettiği güzelliklerden söz etmemiştir.” Esma bu sözü Cafer b. Ebu Talib Habeşe’den döndüğü zaman Hayber savaşının ardından Hicri yedinci yılda söylemişti. Ayet onun bu sözü karşısında inmiştir.398 36. ayetin iniş sebebi (Peygamberin (s.a.a) amcası kızı) Zeyneb’in Zeyd’e istenmesi, onun ve kardeşi Abdullah b. Cahş’ın bunu kabul etmemesidir.399 37 ve 38. ayetler ise Hicretin beşinci yılında Zeyneb’in boşanması ve Peygamberin onunla izdivacı hakkında nazil olmuştur.400 Sonuçta 36. ayetin inişiyle sonrasında gelen iki ayetin inişi arasındaki zaman diliminde Zeyd Zeyneb’le birlikte yaşamış ve 36. ayetin inişi Peygamberin Zeyneb’le evlendiği Hicri beşinci yıldan önce gerçekleşmiştir. Bununla birlikte bu ayet, Hicri yedinci yılda inmiş olan 35. ayetin ardından gelmiştir.401
Bazı yerlerde hatta bir ayetin içerisinde gelmiş olan cümleler arasındaki bağlantı dahi şüpheli olup onların iniş tertibine göre dizildikleri kesinleşmemiş bir konudur. Hatta bazı cümlelerin içeriklerinde sözün tonundan, beyan türünden ve hakkındaki iniş sebebine dair var olan rivayetlerden o cümlelerin müstakil olarak nazil olduğu aşikârdır. Örnek olarak:
“Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah ve Resulüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sadece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor”402
Ayetini gösterebiliriz. Bu ayette geçen cümlelerin tonu, beyan türü; kelimeleri ve zamirlerindeki özellikler çok net olarak “Ey Ehl-i Beyt! Allah sadece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor” olan son cümlenin önceki cümlelerle ilgisi olmadığını ve onlardan bağımsız olduğunu göstermektedir. Bu cümlenin tek başına ve önceki cümlelerden ayrı bir şekilde nazil olduğunu belirten rivayetler403 dikkate alındığında ve bu cümlenin Allah Resulü (s.a.a), Ali (a.s), Fatıma (s.a), Hasan (a.s) ve Hüseyin hususunda indiğini ifade eden rivayetler404 göz önünde bulundurulduğunda bu cümlenin müstakil olarak indiği konusunda en ufak bir şüphe kalmamaktadır. Bir diğer örnek olarak Maide suresinin şu ayetini gösterebiliriz:
“Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) yırtıcı hayvanların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde zarurete/dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”405
Cümlelerin mazmunları çok net olarak “Bugün kâfirler, sizin dininizden ümit kesmişlerdir… sizin için din olarak İslam’ı beğendim” cümlelerinin ayetin başı ve sonuyla ilgisiz ve onlardan bağımsız olduğunu göstermektedir. Sanki bu birkaç cümle bu ayetin ortasına sıkıştırılmıştır. Bu yüzden eğer bu birkaç cümleyi aradan çıkarırsak ayetin başlangıcı ile sonunun tam bir uyum içerisinde olduğu, asla bir eksiklik oluşmadığı görülür. Bunu, Kurân-ı Kerim’in iki yerinde (Bakara/173 ve Nahl/115) geçen ayetler de desteklemektedir. Çünkü o ayetlerin arasında bu cümleler yer almamıştır. Bu cümlelerin ayetin başı ve sonundan ayrı şekilde indiğini belirten rivayetler406 de bu cümlelerin müstakil nazil oluşunu kesin kılmaktadır. Bu iki yer ve sözün uzamasından sakındığımız için zikretmediğimiz diğer yerlere407 dikkat edildiğinde görülecektir ki Kurân surelerinin ayetlerinden bazıları dağınık/müstakil şekilde nazil olmuş ve mevcut olan tertip, iniş tertibine göre değildir. Hatta bazı cümleler müstakil şekilde inmiştir. Bu esasa dayalı olarak bu tür sure ayetlerinin çıkışındaki ilişki veya ilgisizliği incelemek onların tefsirinde siyakı etkin kılıp kılmamayı delillendirme açısından bir zarurettir.408
Dostları ilə paylaş: |