b) Peygamber (s.a.a) ve Masum İmamlardan (a.s) Gelen Rivayetler
Peygamberden Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler, iki açıdan tefsirin lügat kaynaklarından sayılır. Birincisi; o Hazretin sözleri, vahyin indiği dönemde yaşayan halkın kültüründen sayılır. Sözcüklerin onun sözlerinde kullanıldığı manaları elde etmekle, kelimelerin o dönemin örfündeki anlamlarına ulaşmış oluruz. Cahiliye dönemi veya İslam’ın ilk yıllarındaki Arap şiirleri hususunda gündeme getirilen sözcükler ve Kurân’ın da kendi maksadını beyan ederken bu sözcükleri kullanmasının dikkate alınması hususundan yola çıkarak şunu söylemek mümkün olur: Peygamber de (s.a.a) o dönemde yaşamış biri olarak bu kelimelerden istifade etmiştir. Dolayısıyla onun kullandığı sözcüklerin kullanım alanlarının dikkate alınmasıyla Kurâni sözcüklerin de hangi manalarda kullanıldığı elde edilebilir veya karinelerin dikkate alınmasıyla Kurân’ın kastettiği özel manaya ulaşılabilir. İkincisi de şudur: Kurân-ı Kerim ayetlerinin beyanına göre Peygamber (s.a.a), Kurân’ın mübeyyini ve açıklayıcısı, muallimi ve öğretmenidir. Dolayısıyla Kurân sözcüklerinin anlamlarına ulaşmanın yollarından birisi, o Hazretin sözcüklerin tefsiri konusundaki açıklamalarından istifade etmektir. Yani Kurân sözcükleri hakkında Peygamberden (s.a.a) nakledilen her muteber rivayet, Kurân kelimelerini anlamak için münasip bir kaynaktır. Elbette birinci bölümde belirttiğimiz gibi rivayetlerden istifade edişimiz birinci bakış açısıyla olursa, bu durumda rivayetlerin senedinin itibarını ispata gerek yoktur. Fakat ikinci bakış açısıyla rivayetlerden istifade etmek, onların senedinin itibarına bağlıdır.
Fakat muteber olmayan rivayetler sadece muhtemel bir manayı beyan eder ve onunla ilgili araştırma yapmak gerekir; eğer teyit edici bir delili varsa, onun manasını ayetlerde geçen sözcüklerin anlamında müdahil olarak kullanmak mümkün olur.
Peygamber Efendimizin (s.a.a) ilminin varisleri olan Ehl-i Beyt (a.s), İslam’ın ilk yıllarından sonraki dönemlerde beyanatta bulunmuşlardır. Onlardan gelen rivayetlerden iki açıdan istifade edilebilir: Birincisi, Peygamberden (s.a.a) bir kelimenin açıklaması ve tefsirini naklettiklerinde veya o kelimenin vahyin indiği dönemdeki manasına işaret ettikleri zaman, ikincisi ise, onların Kurân’ın muallim ve mübeyyini olmaları hasebiyle sözlerinin delil sayılmasıdır. Her iki durumda da ancak senedi kesin olan rivayetlere itimat edilebilir. Senedi muteber olmayan rivayetler ise sırf ayetten elde edilen bir anlamın teyidine kullanılabilir. Bu tür rivayetlerin örneği tefsirin ikinci kaynağı olan Masumların rivayetleri bahsinde geçti.902
Dostları ilə paylaş: |