“Kuşkusuz, Resulullah’ta sizin için (içinizden) Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok anan kimse için güzel bir örnek vardır.” (Ahzab/21).
928Nur/11-36.
929İfk olayı hakkında nakledilen hikâyelerden bazılarının hem kendisiyle ve hem de diğer rivayetlerle çelişkileri vardır.
930Bkz. Hadis’ul-İfk, s.51 ve sonrası, s.77 ve s.84 (Ayşe’nin rivayetinin deruni çelişkisi) ve s.138-154.
931İbn-i Esir, Ali b. Ebul-Kerem, Usd’ul-Gabe fi Marifet’is-Sahabe, c.5, s.504.
932Hadis’ul-İfk, s.57. hadisin senedinde bulunan diğer fertler de bu eksikliğe sahiptirler ve sözün uzamaması için onları zikretmiyoruz.
933Bu konuyla ilgili daha fazla mütalaa için bkz. Muhammed Hadi Yusufi Garevi, Mevsuet’ut-Tarih’il-İslami, cüz-i evvel, mukaddime ve Cafer Murtaza Amili, Hadis’ul-İfk.
936Bkz. Muhammed b. Cerir Taberi, Cami’ul-Beyan an Tevil-i Ayel-Kurân, c.10, s.567-574.
937İsmail İbn-i Kesir, Tefsir’ul-Kurân’il-Azim, c.4, s.34. O şöyle demiştir: “En iyisi bu ayetlerin bilgisinin Allah’a havale edilmesi ve sırf tilavetiyle yetinilmesidir.” (Yani onun tefsirine girilmemesidir)
938İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurur: “Davud’un o kadına el koyduğunu iddia eden birisi elime geçerse ona iki had vururum: Bir haddi Nübüvvet [makamına saygısızlığı] için, diğerini de ona iftira ettiği için.” (Bkz. Bihar’ul-Envar, c.14, s.26).
939Bakara/156.
940Uyun-i Ahbar’ir-Rıza, s.107-108.
941Ahzab/37.
942Bkz. Ed-Durr’ul-Mensur, c.5, s.382. (ed-Durr’ul-Mensur’da geçen rivayetin, metinde zikrettiğimiz rivayetle birtakım farklılıkları da vardır). Cami’ul-Beyan, c.10, cüz 22, s.302, Hakim Nişaburi, el-Müstedrek ala’s-Sahiheyn, c.4, s.23 ve 24.
943Cami’ul-Beyan, c.10, s.302.
944Al-i İmran/122.
945Ali b. İbrahim Kummi (ö. 307), Tefsir-i Kummi, c.1, s.138-139.
946“Ve yine böylece münafıkları ortaya çıkarsın. Onlara, “Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunma yapın” denildi. Onlar, “Savaş bilseydik, şüphesiz size katılırdık” dediler. O gün onlar, imandan çok küfre yakın idiler. Kalplerinde olmayanı, dilleriyle söylüyorlar. Allah, onların gizlediklerini (herkesten) daha iyi bilir. Onlar, evlerinde oturup kardeşleri hakkında, “Eğer bizi dinleselerdi, öldürülmezlerdi” diyenlerdir. De ki: “Doğru söylüyorsanız, ölümü kendinizden uzaklaştırın.”
950Bkz. Cami’ul-Beyan, c.1, s.501-503. Bu rivayetlerden bazılarında şöyle geçmiştir: Meleklerin zina ettiği kadının ismi Zühre idi. O kadın bir yıldıza dönüşerek mesh oldu. (Halihazırda “Zühre” yıldızı ismi ile bilinen yıldız işte o kadındır!)
951Bkz. Enbiya/26-27, Tahrim/6 ve Fussilet/38.
952Aklın, tefsirdeki rolü konusunda bkz. el-Beyan fi Tefsir’il-Kurân, s.13; Muhammed Fazıl Lenkerani, Medhel’ut-Tefsir, s.159-160.