Katman 3: Ağ Katmanı(Network Layer)
Ağ katmanı veri paketine farklı bir ağa gönderilmesi gerektiğinde yönlendiricilerin kullanacağı bilginin eklendiği katmandır. Örneğin IP protokolü bu katmanda görev yapar.
Katman 4: Taşıma Katmanı (Transport Layer)
Taşıma katmanı üst katmanlardan gelen veriyi ağ paketi boyutunda parçalara böler. NetBEUI, TCP ve SPX gibi protokoller bu katmanda çalışır. Bu protokoller hata kontrolü gibi görevleride yerine getirir.
Taşıma katmanı alt katmanlar (Transport Set) ve üst katmanlar (Application Set) arasında geçit görevini görür. Alt katmanlar verinin ne olduğuna bakmandan karşı tarafa yollama işini yaparken üst katmanlarda kullanılan donanım ile ilgilenmeden verinin kendisi ile uğraşabilirler.
Katman 5: Oturum Katmanı(Session Layer)
Oturum katmanı bir bilgisayar birden fazla bilgisayarla aynı anda iletişim içinde olduğunda, gerektiğinde doğru bilgisayarla konuşabilmesini sağlar. Örneğin A bilgisayarı B üzerideki yazıcıya yazdırıken, C bilgisayarı B üzerindeki diske erişiyorsa, B hem A ile olan, hem de C ile olan iletişimini aynı anda sürdürmek zorundadır.
Bu katmanda çalışan NetBIOS ve Sockets gibi protokoller farklı bilgisayarlarla aynı anda olan bağlantıları yönetme imkanı sağlarlar.
Katman 6: Sunum Katmanı(Presentation Layer)
Sunum katmanının en önemli görevi yollanan verinin karşı bilgisayar tarafından anlaşılabilir halde olmasını sağlamaktır. Böylece faklı programların birbilerinin verisini kullanabilmesi mümkün olur.
Dos ve Windows 9x metin tipli veriyi 8 bit ASCII olarak kaydederken (örneğin A harfini 01000001 olarak), NT tabanlı işletim sistemleri 16 bit Unicode'u kullanır (A harfi için 0000000001000001). Ancak kullanıcı tabii ki sadece A harfiyle ilgilenir. Sunum katmanı bu gibi farklılıkları ortadan kaldırır.
Sunum katmanı günümüzde çoğunlukla ağ ile ilgili değil, programlarla ilgili hale gelmiştir. Örneğin eğer siz iki tarafta da gif formatını açabilen bir resim gösterici kullanıyorsanız, bir makinanın diğeri üzerindeki bir GIF dosyayı açması esnasında sunum katmanına bir iş düşmez, daha doğrusu sunum katmanı olarak kastedilen şey, aynı dosyayı okuyabilen programları kullanmaktır.
Katman 7: Uygulama Katmanı(Application Layer)
Uygulama katmanı programların ağı kullanabilmesi için araçlar sunar. Microsoft API'leri uygulama katmanında çalışır. Bu API'leri kullanarak program yazan bir programcı, örneğin bir ağ sürücüsüne erişmek gerektiğinde API içindeki hazır aracı alıp kendi programında kullanır. Alt katmanlarda gerçekleşen onlarca farklı işlemin hiçbirisiyle uğraşmak zorunda kalmaz.
Uygulama katmanı için bir diğer örnek HHTP'dir. HTTP çalıştırılan bir program değil bir protokoldür. Yani bir kurallar dizesidir. Bu dizeye gören çalışan bir Browser(IE mesela), aynı protokolü kullanan bir Web sunucuya erişir.
Son söz
OSI kavramsal bir modeldir. Yani hiç biryerde OSI programı veya OSI donanımı diye bir şey göremezsiniz. Ancak yazılım ve donanım üreticileri bu modelin tanımladığı kurallar çerçevesinde üretim yaparlar ve ürünleri birbiri ile uyumlu olur.
OSI Modeli aygıtların işlevlerini anlamak ve açıklamakta kullanılır. Örneğin HUB dediğimiz cihazlar gelen veriyi sadece bir takım elektrik sinyalleri olarak gören ve bu sinyalleri çoklayıp, diğer portlarına gönderen bir cihazdır. Bu da HUB'ların fiziksel(1. katman) katmanda çalışan cihazlar olduğunu gösterir.
Oysa switch denen cihazlar 2. katmanda çalışırlar. Çünkü 2. katmanda tanımlı MAC adreslerini algılayabilirler ve bir porttan gelen veri paketini(yine elektrik sinyalleri halinde) sadece gerekli olan porta(o porttaki makinanın MAC adresini bildiği için) yollayabilirler.
Yönlendiriciler(router) için ise bazen "3. katman switch'ler" tabirini görebilirsiniz. Çünkü bu cihazlar biraz daha ileri gidip, 3. katmanda veri paketine eklenmiş IP adresi gibi değerleri de okuyabilir ve ona göre veri paketini yönlendirebilir.
OSI Modelinde en üst katmandan yola çıkan ham veri (örneğin A harfi, bir resim, bir ses dosyası vb.), her katmanda o katmanla ilgili bazı ek bilgiler eklenerek bir alt katmana aktarılır.
Alıcı bilgisayarda ise, alttan üste doğru her katman karşı taraftaki eş katmanın bilgisini kullanır, gerekeni yapar, bu bilgiyi temizleyip paketi bir üst katmana geçirir.
Modele göre her bir katman genellikle üç katmanla ilişki içindedir. Bu üç katman; alt ve üst katmanlar ve karşı taraftaki eş katmandır. Örneğin Transport katmanındaki TCP protokolü, doğal olarak bir üst katmandan aldığı veriyi bir alt katmana iletir(veri gönderimi) veya alttan geleni üste iletir(veri alımı). Ancak gelen veri paketleri eksik ise, tekrar gönderilmesi gereken veri paketini karşı taraftaki eş katmana bildirme görevini de yürütür.
8. 5-4-3 Kuralı
Birden fazla ethernet segmenti repater veya hub ile birbirine bağlanırsa aynı çakışma alanı/collision domain'in üyesi haline gelirler. Çakışma alanı tek bir makinanın ürettiği trafik tümüne yayılan bir veya birden fazla segment manasına gelir. 5-4-3 kuralı denilen bir dizi sınırlandırmalar çakışma alanını olabileceği maksimum büyüklüğü belirler.
Ethernet ağlarının düzgün çalışması için her bir ucun kendi aktarımının diğer bir ucun aktarımı ile çakışıp çakışmadığını anlayabilmesi gerekir. Eğer bu tespit edilirse, yani aynı anda iki makina ağı kullanmaya kalkışmışsa her ikiside bunu tespit eder ve rastgele bir bekleme süresinden sonra aktarımı tekrar dener (Bu konu ile ayrıtılı bilgi için ethernet ile ilgili temel bilgiler sayfasına bakabilirsiniz.).
Ethernet kartları gönderilen veri paketinin son bitine kadar her biti yollarken çakışma olup olmadığını kontrol ederler. Son biti gönderdikten sonra bu kontrol de biter. Normalde veri paketi yollanmaya başlandığında diğer sistemler bunu tespit ederler ve sıralarını beklerler. Çakışma sadece iki sistem aynı anda veri iletimine geçtiğinde oluşur ve çakışma tespit edilerek paket tekrar yollanır.
Ancak ağ birbirine bağlı hub ve repeater'lar ile belli bir büyüklüğün üzerine çıkarsa tespit edilemeyen çakışmalar dolayısı ile veri kaybı yaşanır.
Eğer veri gönderen bir makina o esnada çakışma olduğunu tespit edemezse, her şey yolunda zanneder ve bu paketi tekrar yollama gereği duymaz.
Eğer ağ çok büyükse veri paketinin ilk biti, son bit gönderen makinadan ayrılana kadar ağdaki tüm sistemlere erişemeyebilir. Bu durumda ilk biti dahi almamış olan diğer bir sistem kabloyu kullanmaya başlar ve çakışma oluşur. Son bit ilk baştaki makinadan ayrıldığı için bu makina yolladığı paketin yolda çakışmaya kurban gittiğini anlayamaz. Yani tespit edilemeyen bir çakışma oluşur.
5-4-3 Kuralı
Aynı çakışma alanı içinde iki sistem arasında en fazla;
olabilir.
Şimdi yukarıdaki örneği inceleyelim. İki makina arasında en uzak mesafe A ve B için geçerli. Bu örnek 5-4-3 kuralına uyuyor, nasıl mı?
A bilgisayarından çıkan bir sinyal;
-
5 Segment (1, 2, 3, 4, 5) geçiyor.
-
4 Repater veya Hub geçiyor.
-
3 Tane populated segment(en az bir terminal bağlı kablo) geçiyor(1, 3, 5).
5-4-3 kuralı tüm ağ'da olabilecek hub/repeater veya segment sayısını değil, en uzak durumdaki iki makina arasında olabilecekleri tanımlar. Alltaki örnekte 6 segment, 6 hub veya repeater ve 5 tane de populated segment bulunuyor ama hala 5-4-3 kuralına uygun.
1 numaralı hub hem segment hemde repater/hub olarak sayılıyor. Ama populated segment olarak sayılmıyor çünkü ona direkt bağlı bir PC yok. Segmentleri birbirine bağlayan ama kendisine bağlı bir makina olmayan segmentler link segmenti olarak adlandırılıyor.
Bu ağ 5-4-3 kuralına uygun çünkü iki makina arasındaki yol hiç bir durumda 5 segment, 4 repeater ve 3 populated segment sınırını aşmıyor.
Örneğin A ve C arasında
-
4 segment var(1, 2, 3, 4).
-
3 hub var(2, 1, 4).
-
2 tane populated segment var(1, 4).
Switch ile 5-4-3 sınırının aşılması
Şimdi alttaki örneği inceleyelim.
C ile D bilgisayarları arasında 6 segment olduğunu görüyoruz. Ancak Switch'in her portu kendi çakışma alanını belirlediği için, bu örnekte switch'e bağlı iki ayrı ağ/çakışma alanı söz konusu.
C bilgisayarı switch'e kadar yalnızca 3 segment geçmek zorunda ve bu da 5-4-3 kuralına uyuyor. Veri paketi switch'e ulaştıktan sonra diğer tarafa iletilmesi switch'in sorumluluğundadır.
Böylece yukarıdaki ağ da 5-4-3 kuralına uygun çalışmaktadır.
11. UTP Kablo Nasıl Yapılır
Kablo yaparken, yani bir kablonun iki ucuna jak takarken, kabloyu nerede kullanacağınıza bağlı olarak iki tipten bahsedilebilir. Düz kablo, cross(çapraz) kablo.
Gördüğünüz gibi aynı cihazlar arasında(PC-PC veya Hub-Hub) cross kablo kullanıyoruz. PC'den hub'a gidecek kablo ise düz kablo oluyor.
UTP kablonun ucuna taktığımız RJ-45 jak üzerindeki pinler jakın pinleri size bakacak şekilde tutulduğunda soldan sağa 1'den 8'e kadar sıralı kabul edilir.
Düz kablo
Yanda düz bağlantıyı görüyoruz.
Dikkat ederseniz bilgisayarın ağ kartında 1. pin TX+ iken hub tarafında 1. pin RX+.
Dolayısı ile kabloyu yaparken kablonun iki ucundaki jaklarda, birebir bağlantı yaparsak, yani 1. pin karşıda da 1'e gidecek, 2. pin 2'ye... şeklinde yaparsak düz kablo yapmış oluruz. Böylece PC'nin gönderim yapan uçları(TX) hub'ın alım yapan uçlarına(RX) denk gelmiş olur. PC'nin direkt olarak hub'a bağlanmadığı ortamlarda, bilgisayar ile duvar prizi arasındaki kablolar, duvar prizlerinden patch panellere giden kablolar ve patch panelden hub'a giren kablolar hep düz kablodur. Kısacası, daima düz bağlantı yaparız ancak bazı özel durumlarda çapraz kablo gerekebilir.
Çapraz kablo
İki Pc'yi, arada hub olmadan tek bir kablo ile bağlayabilirsiniz.
Ama her iki tarafta da 1 ve 2. pinler TX, 3 ve 6. pinler RX olduğuna göre, çapraz bağlamalısınız ki, TX ve RX'ler karşı karşıya gelsin.
İki hub arasında çapraz kabloda böyle oluyor. Farkı mı...
Kanalların ismi farklı olsada sonuçta aynı çapraz kablo hem PC-PC hem de hub-hub bağlantısı için kullanılabilir...
Yani sizin yapacağınız çapraz kablo aynı.
Hub'ların birbirine bağlanması
Hub'lar ile ilgili sık sık problem yaratan bir "kolaylıktan" bahsetmek gerekiyor.
Bugün 16 port bir hub alırsınız, bu bana uzun bir süre gider dersiniz, ama networkünüz o kadar hızlı büyür ki kısa zamanda bir hub daha alırsınız. Bu hubları da birbirine bağlamanız gerekir. Yani hub'ların birbirine bağlanması çok sık karşılaşılan bir durumdur. Eee, bizde ne yaparız, hub'ın üzerinde bilgisayar taktığımız portlardan ama bu sefer çapraz kablo ile iki hub'ı bağlarız.
Hub üreticileri vatandaş çapraz kablo ile uğraşmasın diye şöyle bir güzellik yapmışlar, hubların bir çoğunda portlardan en büyük numaraya sahip olanın yanında crossover, uplink, out, MDI/X gibi ibareler bulunur. Bu şu anlama gelir:
"Eğer bu hub ile başka bir hub'ı bağlayacaksan, düz kablo kullanabilirsin. Düz kablonun bir ucunu bu porta tak ve portun yanında bir düğme varsa ona bas, kablonun diğer ucunu ise, diğer hub'ın normal bir portuna tak."
4. numaralı portun yanındaki düğmeye dikkat.
İki hub'ı düz kablo ile bağlarken, kablonun bir ucu 1. hub'un uplink portuna, diğer ucu ise diğer hub'ın normal bir portuna takılır.
Üçüncü bir hub daha bağlanırken bu sefer 2. hub'ın uplink portu kullanılacaktır.
Bazen bu uplink portu normal portlardan ayrıdır ve basmanız gereken bir düğme yoktur.
Eğer iki hub'da da BNC çıkışı varsa koaksiyel kablo ile de hub'ları bağlayabilirsiniz. Tabii ki iki uçta sonlandırıcı olması gerekiyor.
Kablo bağlantı standartları
Kablo uçlarını yaparken uymanız gereken, daha doğruyu uyarsanız sizin ve sizden sonra ağa müdahale edecek kişinin işini kolaylaştıracak standartlar vardır. Bu standarda uygun yaptığınız kablo veri kanallarının aynı tel çiftini kullanması kuralına uygun olacaktır.
EIA/TIA isimli kuruluş "EIA/TIA -568-A 'Commercial Building Wiring Standard' " isimli kablolama ile ilgili standartları belirlemiştir. Tüm dünyada üreticiler ve teknisyenler bu standartları takip ederler.
"EIA/TIA -568-A" standardı içinde kablo uçlarını yaparken kullanabileceğiniz elektriksel olarak birbirinin tamamen aynısı iki şema önerilmiştir. T568A şeması ve T568B şeması.
Her iki şemada da 1-2 ve 3-6'nın aynı çifte ait tellere denk geldiğine dikkat ediniz.
Düz kablo
Düz kablo yapmak için iki uçta aynı şemada olmalı, yani 568A<->568A veya 568B<->568B şeklinde. Dolayısı ile iki seçeneğiniz var.
Çapraz Kablo
Eğer çapraz kablo yapmak istiyorsanız bir ucu 568A diğerini 568B şemasına göre yapmalısınız.
Altta gördüğünüz grafiği üstüne sağ tıklayıp>save as... ile kaydederseniz kablolarla ilgili temel bilgiler(renk kodları özellikle) her zaman elinizin altında bulunur.
Düz kablo yaparken iki şemadan birini seçip renk kodlarını ezberlerseniz ve her yaptığınız kabloda bunu kullanırsanız, bir kablonun ucu bozulduğunda gidip diğer ucunu kontrol etmenize gerek kalmaz.
Peki hangisini seçeyim derseniz, bir çok kaynakta 568A<->568A şemasının dünyada en yaygın kullanılan şema olduğu söyleniyor...
Gigabit Ethernet
Yukarıdaki kablo bağlantıları 10BaseT ve 100BaseTX için yani 10Mbit ve 100Mbit ethernet için geçerlidir. 1000BaseT yani UTP kablo üzerinden gigabit ethernet kullanacaksanız düz bağlantıda bir farklılık yok. 568A<-->568A bağlantısını kullanabilirsiniz. Çapraz kabloda ise durum değişik, gigabit çapraz için alttaki şemayı kullanmanız gerekiyor.
Renk kodlarını ve bağlantı mantığını anladıktan sonra şimdi isterseniz pratikte jak kabloya nasıl takılıyor ona bir bakalım.
Jak'ı takma
Jak takmaya geçmeden kullanacağımız aletleri tanıyalım.
Basit bir RJ-45 sıkma aleti
Daha kaliteli bir sıkma aleti, hem RJ45 hem de RJ-11 sıkabilirsiniz.
Aslında yukarıda gördüğünüz aletlerden birisi işinizi tamamen görecektir. Ancak kablonun dış plastiğini soyarken kullanabileceğiniz bir alet daha var.
Kabloyu geçirip, aleti parmağınızla çevirince kabloya hiç zarar vermeden sadece en dıştaki plastiği kesiyor.
Biz elimizdeki sıkma aletini kullanarak kablonun ucunu açalım. Yapmamız gereken kablonun ucunu 2cm kadar aletin iki tarafında da bıçak olan bölümüne sokmak, sadece en dıştaki plastiği kesecek kadar aleti sıkıp, sol elimizle kabloyu tutarken, sağ elimizle aleti çevirmek.
Bu hareketi yapınca kablonun dışındaki plastik kesilmiş olacak ve elimizle hafifçe bükünce bunu iyice görebileceğiz. Bu parçayı elimizle sıyıralım. İçerdeki tellerin kesinlikle yaralanmamış olması gerekiyor.
Şimdi telleri görebiliyoruz. Sıra geldi telleri kullanacağımız şablona göre sıraya dizmeye. Elimizle, telleri soldan sağa, sağdan sola "çekiştirerek" istediğimiz sıraya getiriyoruz.
Şimdi de teller düz sırada iken telleri baş ve işaret parmağımız arasında "yoğurarak" düzeltiyoruz.
Düz hale de getirdikten sonra aletin bir bıçaklı olan ağzına yerleştirip tüm uçlar düz olacak şekilde uçları kırpıyoruz.
Gördüğünüz gibi teller düzgün sırada ve uçları da dümdüz. Bu noktada açıkta olan tellerin boyu 1.7cm den daha uzun olmamalı. Aksi halde teller arasında sinyal bozulması olabilir özellikle 100Mbit için kullanılacaksa sakat..
Kabloyu jakın içine sokuyoruz. Bu noktada iki şey önemli. Birincisi tüm uçlar jakın içteki en son noktasına değmeli yani yandaki resme göre jakın sağından bakıldığında, tüm teller sonuna kadar girmiş olmalı.
İkincisi de kablo dışındaki plastik de jak'a girmiş olmalı.
Jakı alete takıyoruz ve tek harekette fazla abanmadan sıkıyoruz.
Sıktıktan sonra yandan bakıldığında pinlerin kablolara gömüldüğünü ve jakın arkasındaki plastiğin de kablonun en dış plastiğini(yanda mavi olarak çizilmiş) ezdiğini görebiliriz/görmeliyiz.
Kablonun iki ucunu yukarıdaki gibi yaptıktan sonra kullanıma hazır.
Kaynaklar:
http://www.turkcenet.org
Bilgisayar Uzmanlığı, M.Selçuk Karaca, Nobel Yayınları.
Bilgisayar Haberleşmesi ve Ağ Teknolojileri, R. Çölkesen, B. Örencik, Papatya Yayınları
Dostları ilə paylaş: |