GÜMÜŞ STANDARDI, Gümüş üreticilerinin uyması gerekli olan ve ticari işlemlerde aranan özellikler. TSE tarafından tesbiti edilen gümüş standardı henüz yayınlanmamıştır. (1997). ASTM-B413-69 standardına göre:
99,90 Vasıf: Ticari kütükler veya külçeler olarak yaygın bir şekilde tercih edilen en az binde 999 saflık oranına sahip gümüş.
99,95 vasıf: En az 999,5 saflık oranına sahip gümüş.
99,99 vasıf: En az 999,9 saflık oranına sahip gümüş.
ASTM E29: Tanımlanan sınırlı değerlerde anlam taşıyan rakamların basamaklarının belirtilmesi için standart.
ASTM K378: Toz tekniği ile gümüşün spektrografik analizi için metod.
GÜNEŞTAŞI, —> Güntaşı.
GÜNİTAJ YAPMAK, 1) Çimento ince kum ve su karışımını püskürtmek suretiyle bir yüzeyin tahkimi (sıvanması) veya hava ve su ile irtibatın kesilmesini sağlamak için yapılan iş. 2) Şatgrid.
GÜNTAŞI, Feldsipat grubuna ait kıymetli taş niteliği taşıyan bir kayaç. İçinde birbirine paralel vaziyette çok ince levhamsı demir oksit (hematit) parçaları bulunur ve bunlar taşa yanardönerlik özelliği kazandırır.
GÜRÜLTÜ, Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozan ve işyerlerinde çalışanların meslek hastalığına uğramalarına neden olan, istenmeyen, hoşa gitmeyen, rahatsız edici ses. Sesin sıkışma ve seyrelmeleri arasındaki tazyik farkına “ses basıncı” denir. Ses basıncı arın milyonda biri “mikrobar” olarak ölçülür. İki kütlenin birbirine çarpması ile ortaya çıkan sese “darbe gürültü” denir. Ses ölçü birimi olarak, bulucusu Alexander Graham Bell adına izafeten “Bell” ve bunun onda biri —> “desi Bell” kullanılır.
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - H
|
HACIBEKTAŞ TAŞI, Bir albatr (sıkı yapılı jips) türü. Bünyesine giren metal oksitlerden dolayı çeşitli renklerde olabilir. Kırşehir dolaylarında Kızılırmak nehri boyunca uzanan yataklardan da çıkarıldığı için “ Kırşehir Taşı “ olarak da bilinir.
HACİME DOLDURMA ORANI, LPG’nin 15,6°C deki nisbi yoğunluğuna bağlı olarak, depolama kabına konulmasına müsaade edilen LPG hacminin depolama kabının alabileceği 15,6°C deki suyun hacmine oranı (TS 144 6.5.1998) —> Kütlece doldurma oranı.
HAFİF PATLAYICI MADDE, Kapalı hacimde yavaş yavaş gaz haline geçerek iticilik ve gevşeticilik özelliği gösteren patlayıcı madde. Bu patlayıcı maddenin yanarak gaz haline geçmesine deflagrasyon denir. Kara barut bir hafif patlayıcı maddedir.
HAFİF PROFİLLER, —> Uzun hadde ürünleri.
HAFİF SODA KÜLÜ, Dökme yoğunluğu 0,51-0,62 gr/cm3 arasında değişen —> Soda külü. Bu ürün ince taneli olup serbest akışkanlığı azdır. Düşük ısılarda çabuk çözünme özelliğinden dolayı deterjan sanayiinde ve kimyasalların üretiminde kullanılır.
HAFRİYAT, 1) Madencilikte cevher, mineral, kömür ya da kayacı yatak içinden koparma ve bütün buna bağlı olarak yapılan delik delme ve bu delikleri doldurarak ateşleme yapmak suretiyle yapılan kazı işleminin tümü. 2) Araştırma yapmak amacıyla toprağı kazma. 3) Mimarlık ve güzel sanatlarda çok derin olmayan yarıklar açarak yapılan tezyinat türü. 4) Bayındırlık işlerinde, toprakta yatay ve düşey yarıklar açıp bu yarıklar arasında kalan toprak parçasını kamalar yardımı ile kaldırarak yapılan toprak düzenleme yöntemi. 5) Kazı.
HARİTA ALTLIĞI, Plastikten (PVC bazlı) yapılan 0,040mm, 0,70 mm, 0,100 mm, 0,125mm, 0,150 mm, 0,250 mm kalınlığında olan; harita ve plân çizimi için kullanılan bir veya iki yüzü mat ve saydam levha.
HAKEM, Taraflarca yapılan yazılı veya sözlü anlaşmalarda; çıkabilecek hukuki ve teknik uyuşmazlıkları (ihtilafları) çözümlemekle ilgili maddelere göre; kendisine uyuşmazlığı çözümleme görevi verilen kişi veya kişiler.
HAKEM NUMUNE, —> Numune hazırlama.
HALAT, Kendir veya çelik tellerden örülmüş kuvvet nakil elemanı. —> Çelik halat.
HALAT ÇELİK KESİTİ, —> Metalik olan.
HALAT DAMAR DÜZENLERİ, Çelik halat damarlarını tanımlayabilmek için yapılmış standartlar. TS 1918/NİSAN 1975 sayılı TSE kararınca, halatlar; kesitlerine göre: a) yuvarlak, b) oval, c) üçgen damarlı olmak üzere 3 sınıfa; özlerine göre, a) lif, b) çelik özlü olmak üzere 2 sınıfa ayrılır. Sarım düzeni ve tel sayıları itibariyle yuvarlak damarlı halatların, —> Seale, Warrington, Filler, standart cinsleri dahil 25 ayrı şekli mevcuttur. Buna karşılık, oval damarlı halatların bir tipi, üçgen damarlı halatların ise 7 tipi bulunur. —> Çelik halat.
HALAT DEĞİŞTİRME, Kuyu, vinç ve varagellerde ekonomik ömrünü doldurmuş veya hasara uğramış halatların yenisiyle ikame işlemi. Bu işlem; tamburlu sistemde, tek ve çok halatlı köpe sisteminde özel yöntemler uygulanarak yapılır.
HALAT DOLAMI, Halatı oluşturan damarların sarım yönü. Damarların sağa sarılışı “ Z” , sola sarılışı ise “ S” ile gösterilir. —> Şekil. Aksi belirtilmedikçe damar sarma yönü sağdır. —> Çelik halat, Çapraz sarımlı halat, Karışık sarımlı halat.
HALAT GİDAJ, Kuyu nakliyat sisteminde halatlardan yararlanılarak yapılan —> Kayıt düzeni.
HALAT KAYMASI, Nakliye sistemine gerili halata ani yük verilmesi veya ani fren uygulanması durumlarında halatın kasnak (makara) üzerinde kayması olayı. Aşırı yükle yüklenmiş kafes veya skipin genellikle aşağıya doğru harekete geçirilmesi sırasında kayma olur.
HALAT KELEPÇESİ, Kafes veya herhangi bir bağlantı halkasından veya yürekten geçirilen çelik halatın serbest ucunu asılı halata bağlayan düzen.
HALAT SİMGELERİ, Çelik tel halatları tanımlayan kısaltmalar.Örnek 1: 6x19 Warrington= 6(1+6+ (6+6)) Halat= 20 TS 1918/8-LÖ ÇT 160 s/Z. Anlamı: 6 adet damar, her damarda 19 adet çelik tel, orta sırada 6 adet çelik tel, dış sırada 6 adet kalın, 6 adet ince çelik tel. Halat çapı 20 mm. Anma dayanımı=160 kgf/mm2 ÇT: Çıplak telli, LÖ: Lif özlü, s/Z: Çapraz sağ dolamlı.
Örnek 2: 6x37 Standart= 6(1+6+12+18) Halat= 20TS 1918/16-LÖ ÇT 160 s/Z. Anlamı: TSE No: 1918/16 Halat çapı 20 mm, anma dayanımı= 160 kgf/mm2. ÇT: Çıplak telli, LÖ: Lif özlü. s/Z: Çapraz sağ dolamlı. 1Kgf= 9,81N; metalik kesit alanı ile tellerin anma dayanımlarının çarpımına eşit olan teorik kopma kuvveti.
HALATLARIN UÇ KESİMİ, Halatların koşum takımlarına bağlandığı uç kısımlarından, halatın servise girdiği yılda her üç ayda bir, daha sonraki yıllarda da her iki ayda bir, iki metreden aşağı olmamak üzere kesilmeleri.
HALATLI HAVÖZ, 1) Dik kömür damarlarında, potkabaç çekilmesinde kullanılan, sonsuz halat üstüne monte edilmiş, eklemli, yassı, dişli kesici. 2) Halatlı potkabaç makinesi.
HALATLI KAROTİYER, —> Vayrlayn (Wire-Line) takımı.
HALAT ÖZÜ, Çelik halatın ortasında bulunan kendir veya jüt malzeme. —> Çelik halat.
HÂLE, 1) Grizunun alevli emniyet lambası ile ölçülmesi sırasında, alevde grizu oranına göre, yüksekliği değişen ve mavi renk alan kısım. 2) Güneş veya ay çevresinde ışık kırılmasından dolayı meydana gelen beyaz veya renkli ışık tacı.
HALEOJENLER, Peryodik tablonun VIIa grubunu oluşturan beş A metal kimyasal element. Flüor (F), klor (CL), krom (Br), iyot (I) ve astatin (At) bu grupta yer alır. Halojenler çok kolay tepkimeye girdiklerinden doğada serbest halde bulunmazlar. En yaygın kullanılan halojen klordur. Birçok kimyasal işlemde yer alan serbest haldeki klordan su arıtma tesislerinde de yararlanılır. Sodyum klorür günlük yaşamda en çok kullanılan kimyasal bileşiklerinden biridir. Florürler ise (—> Florit) dış çürümelerine karşı diş macunlarına ve içme sularına katılır; bunun yanında organik florürler soğutucu ve yağlayıcı olarak da kullanılır. İyot en yaygın kullanılan antiseptik türüdür. Bromdan ise, motorlarda kurşun çökelmesini önlemek için benzine katılan etilen dibromürün hazırlanmasında yararlanılır.
HALİTA, —> Alaşım.
HALLOYSİT, Kaolenlerin oluşumunda daha fazla hidratasyona uğramış kil minerali. Halloysitler, seramik ve porselen sanayiinde, döküm sanayiinde, petrol ve yağ endüstrisinde katalizör olarak kullanılırlar. —> Kaolen.
HAM CEVHER, —> Tuvönan.
HAM DOLOMİT, —> Dolomit.
HAM PLAK, Mermer işletmeciliğinde tomrukların katarakta biçilmesinden sonra meydana gelen levha.
HAMLAMA, Seramik endüstrisinde porselen hamurunun düşük sıcaklıkta ilk pişimi sonucunda elde edilen porselen, —> Bisküvi. Hamlama, püskürtme ve daldırma ile sırlanabilen gözenekli ve kıvamlı bir yapı gösterir ve sonra yüksek sıcaklıkta yeniden pişirilir ve kesin özelliklerini kazanır.
HAP YAPMA, 1) Cevheri veya kömürü alınmış boşluğu herhangi bir araç kullanarak ocak taşı veya dışarıdan getirilen malzeme ile doldurma. 2) Ramble, dolgu. 3) Gemi yüklemede cevherin veya kömürün anbarda dağılımını dengelemek ve ambarın boş kısımlarına yaymak, veya ambarın boş kalan kısımlarını doldurmak.
HARARET, —> Isı.
HARÇ, 1)Yapıda (inşaat işlerinde) tuğla ya da taşların örgüsünü pekiştirmek, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman ya da kum, kireç, çimento gibi maddeleri su ile kararak hazırlanan bağlayıcı karışım, bulamaç. 0,45 m3 sönmüş kireç, 0,9 m3 kum, 0,15 m3 su kullanarak kireç harcı; 300 kg çimento, 1 m3 kum, 0,25 m3 su kulanarak çimento harcı yapılır. 2) Devletin yerine getirdiği bazı hizmetler karşılığında, hizmetten yararlanan kişiden aldığı para. 3) Harcanan para, gider. 4)Yüksek öğretim kurumları tarafından eğitim veya öğretim giderlerinin bir bölümünü karşılamak için özellikle ilk kayıt veya kayıt yenileme sırasında öğrencilerden alınan para.
HARMANLAMA, Homojen bir ürün elde etmek için kömür veya cevherin önceden belirlenmiş miktarlarının karıştırılması.
HARMAN SAHASI, Toprak döküm sahası.
HARMAN SONU (A+B+C) RANDIMANI, —> Genel işletme randımanı.
HARNİŞ, Parlak veya bazan çizikler ihtiva eden fay yüzeyi.
HARZ JİGİ, —> Denver jig.
HATA EĞRİSİ, —> Tromp eğrisi.
HATA FAKTÖRÜ (Ep DEĞERİ), Lavvardan elde edilen yıkanmış kömür ve artık madde şistten numune alınarak yüzdürme deneyleri yapılır ve alınan sonuçlar hesaben birleştirilerek tuvönan kömüre ait yeni değerler bulunur. Daha sonra x ekseninde yoğunluk ve y ekseninde ayırma katsayısı aralıkları yerleştirilerek, (aşağıdan yukarı 0-100) hata dağılım eğrisi (Tromp Eğrisi) çizilir. Bu eğri üzerinde %25 ve %75 ayırma katsayısı karşıtı olan yoğunluklar farkının yarısı hata faktörü olarak tanımlanır. Örnek olarak : d75 = 1.64, d25 = 1.58 tesbit edilmişse
d75 - d25
Hata faktörü (Ep) = ——————— =
2
1,64 - 1,58 0,06
––––––––––– = –––––– = 0,03’tür.
2 2
Kömür zenginleştirmede ayırmanın hassasiyeti, Ep değerinin büyük ya da küçük olmasına bağlıdır. Ep değeri küçüldükçe ayırma daha sıhhatli sayılır. Ağır ortam siklonu, jig, havalı ayırma masası, su siklonu ile yapılan ayırmada (zenginleştirmede) elde edilen performans karşılaştırmaları (—> Şekil) tromp eğrileri olarak ve ince kömürlerin yıkanmasında kullanlılan ağır ortam siklonu, masa, spiral, su siklonu ve iki aşamalı su siklonu gibi ayırıcıların performans mukayeseleri de yaklaşık bir bilgi vermek bakımından —> Çizelgede gösterilmiştir. —> Tromp eğrisi.
HATVE, —> Vida adımı.
HAVA AYAR KAPAĞI, Hava kapılarında bulunan ve sınırlı miktardaki havanın geçmesine imkan tanıyan, sürgülü kapak. —> Hava kapısı.
HAVA, Yer atmosferini oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan renksiz kokusuz gaz karışımı. İnsan yaşamını sağlayan temiz bir havada hacim bakımından yaklaşık %21 oksijen, % 79 azot ile karbondioksit,bir miktar su buharı, toz ve eser olarak da argon, helyum, kripton, ksenon, neon, eteryum (aeterium), koronyum gibi nadir gazlar bulunur. O°C ve 760 mm civa basıncında 1 m3 kuru havanın ağırlığı 1,293 kg dır.
Temiz havadaki CO2 miktarı hacim olarak % 0,04 alınabilmekte, su buharı ise; hava sıcaklığına göre 1 m3 doymuş hava
- 10°C da 2,2 g. su buharı +20°C da 16,9 g. su buharı
± 0°C da 4,7 g. su buharı +30°C da 29,8 g. su buharı
+ 10°C da 9,1 g. su buharı +40°C da 50,9 g. su buharı ihtiva eder.
Yeraltı madenciliğinde ocağa giren taze hava, özel vasfını olduğu gibi koruyamayarak; ocakta çalışan, insan ve hayvanların solunumlarından başka ağaçların çürümesinden, kömürün yanmasından, taş ve kömür tabakalarından gaz gelmesinden, kömür tozu ve grizu patlamasından, dinamit atılmasından, dizelli motorların ekzoslarından vb. nedenlerle, bozulmaktadır. Bu itibarla ocak havasını bozan ve kirleten bu gazların havadaki oranlarını ocağa gönderilen taze ve temiz hava ile azaltmak ve dışarıya çıkararak ocak içindeki havayı solunuma uygun halde tutmak için normal ocaklarda çalışan işçi başına gazsız ocaklarda 2 m3/ da, gazlı ocaklarda 3 m3/da, hayvanlar için 10 ve 15 m3/da, mazot motorları için 200-1000m3/da. hava verilir. Havasında % 19, dan az oksijen, % 2, den çok metan % 0,5’den çok karbondioksit ve diğer tehlikeli gazlar bulunan yerlerde çalışılmaz.—> Hava kalitesi.
HAVA BENDİ, —> Havalandırma kapısı.
HAVA ÇIKIŞ BAŞYUKARISI, —> Nefeslik.
HAVA ÇIKIŞ GALERİSİ, —> Nefeslik.
HAVA ÇIKIŞ KUYUSU, —> Nefeslik.
HAVA DÖNÜŞ YOLU, —> Nefeslik.
HAVA FOTOĞRAFI, Uçak veya uydulardan çekilmiş ve yeryüzünün belirli bölümünü gösteren fotoğraflar. Bu fotoğraflardan yorum yoluyla faydalanarak harita yapılır. —> Fotoğraf ve jeolojik yorumu.
HAVA FOTOĞRAFÇILIĞI , Yeryüzeyinin ya da atmosferinin çeşitli özelliklerinin, uçak, roket, uydu gibi hava ya da uzay taşıtlarından fotoğrafının çekilmesi tekniği. Hava fotoğrafları —> Fotogrametri veya fotoyorum amacıyla çekilir. Bu nedenle, çekimler yapılacağı zaman, fotoğrafı çekilecek alan birbirine paralel şeritlere ayrılır. Her yüzeysel şerit, bir sonrakinden yaklaşık %15’lik bir parçaya taşar. Fotoğraf çekimleri ise; biri öbürünün aldığı yerin %60’lık parçasını kapsayacak biçimde yapılır.
HAVA FOTOGRAMMETRİSİ, Açık işletmelerde kullanılan bir tür fotogrammetri. Modern yersel fotogrammetri ölçümleri, elektronik bilginakil ve dijital arazi ve açık işletmede ölçümlerinin tamamlayıcı, uyumlu ve randımanlı ölçü sistemini oluşturmaktadır. Büyük açık işletmelerde yirmi beş seneden beri ölçüm problemleri bu metotla çözümlenebilmiştir.
HAVAGAZI (Jeneratör gazı) , Kızgın kömür üzerine, yalnız hava üflemesiyle elde edilen gaz karışımı. İdeal havagazında %35 CO ve %65 N2 bulunur ve bunun için teorik gazlaştırma verimi %70’tir. Koktan elde edilen tipik havagazının bileşimi %12 H2, %28 CO, %0,5 CH4, %54,5 N2 ve linyitten elde edilen gaz karışımının bileşimi ise %15 H2, %27 CO, % 2 CH4, %7 CO2, %49 N2’tur.
HAVA GEÇİDİ, İki hava yolunun kesiştiği kavşak yerinde hava akımlarının birbirine karışmaması için, hava yollarından birinin diğeri üzerinden geçirilme düzeni.
HAVA GİRİŞ KUYUSU, Kapalı işletmeye (yeraltı işletmesine) havanın girdiği kuyu.
HAVA KALİTESİ, İnsan ve çevresi üzerine etki eden hava kirliliğinin görtergesi. Bu gösterge çevre havasında mevcut hava kirleticilerin artan veya azalan miktarları ile değişir.
Hava kalitesi; a) Havanın birim hacminde bulunan hava kirleticisinin kütlesi olup birimi g/m3, mg/m3 veya µg/m3 dür. Buna kütle konsantrasyonu denir. b) Birim zamanda örtülen birim yüzeyde tozun kütlesi olup g/m2 gün, mg/m2 gün ve µg/m2 gün birimleri ile verilir. Buna çöken tozlar için konsantrasyon denir. c) Havanın milyon hacmindeki kirleticinin hacmi olup birimi ppm (parts per million) olarak verilir. Buna hacim konsantrasyonu denir.
Yeraltı madenciliğinde ocak havasında bulunan tozlar (Toz sayısı/cm3 olarak) —> “Konimetre”lerle örnek alınıp mikroskop altında tozlar sayılmak suretiyle, (mg/m3 olarak) optik ölçü esasına dayanan —>” Tindolometre”lerle ölçü yapılmak suretiyle, ocak havasının ihtiva ettiği yanıcı, patlayıcı ve zehirleyici gazlar da (CO, CO2, CH4, H2S, SO2 vb. gazlar) emniyet lambası, özel dedektörler ve —> Orsat apareyi gibi cihazlar kullanılarak hacim bakımından (% olarak) tesbit edilir. Ocak havasının ısı durumu da hava kalitesini etkiler —> Jeo termal gradyen, Adyabatik kompresyon ısısı. Ayrıca maden ocaklarında oksidasyon dolayısı ile de ocak havasının ısısı yükselir. Ocak havasının sıcaklığını azaltmak için gerekli tedbirler (—> Ocak İklimi) ve ocakta intişar eden metan ve karbonmonoksit gibi gazların erken uyarı sistemleri ile anında yerinde veya erken uyarı istasyonunda uzaktan tesbiti yapılarak ocak yangınları ve infilakları önlemek için gerekli tedbirler de alınmaktadır. —> Hava, Riken Gaz Dedektörü, MSA Metan Dedektörü. —> Çizelge.
HAVA KAPISI, Üstünde sürgü ayarı ile istenilen miktarda taze hava geçirilmesini sağlayacak penceresi bulunan kapı. Hava kapıları genellikle —> Uyum bölmesi, teşkil etmek için çift yapılır.
HAVA KİRLETİCİLERİ, Havanın tabii bileşimini değiştiren is,duman,toz,gaz,buhar ve aerosol halindeki kimyasal maddeler. Maden ocaklarında ocak havasını kirleten kömür,taş,silis vb. tozlar. —> Hava Kalitesi, Emisyon, Kirli hava.
HAVA KÖPRÜSÜ, 1) Ocak havalandırma sistemi içerisinde, bir yoldan giden havanın diğer bir hava akımına karışmaksızın kendi normal akımı istikametinde gitmesini sağlayan, galeri üst geçidi. 2) By-pass galeri. 3) Krosing. —> Şekil.
HAVA KROSİNGİ, —> Hava geçidi.
HAVA NUMUNESİ ALMA, —> Numune.
HAVA ŞOKU, —> Titreşim ve hava şoku.
HAVAİ HAT, 1) Maden işletmelerinde üretilen kömür veya cevherin, pilonlarla askıya alınmış çelik askı halatları üzerinden, roleli (makaralı) kovalarda taşınmasını sağlamak için kurulan sistem. Bu sistemde kovaların hareketi, çekici halat vasıtası ile sağlanır. İnsan taşımacılığında kullanılan havai hatta ise teleferik denir. 2) Hava hattı. Kuvvetli akım iletimini sağlayan mesnet noktaları - direkler ve bunların temelleri, yer üstünde çekilmiş iletkenler, iletken donanımları, izolatörler, izolatör bağlantı elemanları ve topraklamalardan oluşan tesisin tümü.
HAVALANDIRMA, 1) Vantilasyon. 2) Bir ocakta çalışanların can ve iş emniyetini sağlamak ve sağlığını korumak amacıyla yer altındaki işyerlerine yeterli hava akımının planlı bir şekilde verilmesi. Maden ocakları gelişme durumları ve şartlarına göre iki şekilde havalandırılır. Bunlardan birini tabii vantilasyonla, diğerini de mekanik vantilasyonla havalandırılan ocaklar teşkil eder. Ocağa istenildiği kadar bol hava sevk etmek ancak mekanik vantilasyonla (üfleyici vantilatörler veya emici aspiratörlerle) mümkün olur. Tabii vantilasyon; atmosferik şartlara göre ocak içinde hava akımını sağladığı için ; ocak içinde yazın yukarıdan aşağı, kışın da aşağıdan yukarı bir hava akımı sağlar. Tabii vantilasyonun şartlara göre yön değiştirmesi mekanik vantilasyonu da faydalı veya zararlı yönde etkiler. —> Şekil.
hn= Ocağa giren havanın tabii depresyonu kg/m2
D1 ve D2 = Ocak ağzında hava yoğunluğu kg/m3
H= İki ocak ağzı arasında kot farkı, m
hn = H(D2-D1)
Q
Denk ocak açıklığı s = 0.38 ———
šhn
HAVALANDIRMA KAPISI, 1) Hava akımını yönlendirmek veya bölmek için galerilere özel olarak yapılan kapı. Bu kapılar genellikle peşpeşe çift olarak yapılır. Demiryolu nakliyatı olan yollarda iki kapı arasında bir hava bendi teşkil edecek şekilde bir katarı rahat alacak mesafe bırakılır. 2) Hava kapısı. —> Çift kapı.
HAVALANDIRMA MODELİ, Havalandırma şebekesini ohm kanunu prensiplerinden faydalanılarak model olarak gösteren ve havalandırma hesaplarının kolay yapılmasına yarayacak şekilde hazırlanan sistem.
HAVALANDIRMA PERDESİ, Hava geçmesi istenmeyen galerilerin galeriyi kapatacak şekilde kanaviçe (çuval bezi), kapak tahtası vb. elde bulunan malzeme ile kapatılması.
HAVALELİ KAPASİTE, Bir taşıt aracının taşıma kasanının —> Silme kapasitesini aşan yığın halinde en büyük yükleme hacmi.
HAVALI AYIRMA MASASI, Kömür veya cevherin zenginleştirilmesi için yeterli suyun bulunmadığı yerlerde veya su ile temasta dağılan malzemenin zenginleştirilmesinde hava ile çalıştırılan ayırma sistemi, —> Şekil.
Havalı ayırma yöntemlerinde kömürün şistten ayrılması, hidrolik ayırma yöntemlerinde olduğu gibi (—> Jig) yoğunluk farkı esasına dayanmaktadır. Havalı masalar çıtalı ve çıtasız olmak üzere iki tipte imal edilmektedir. 150x300 cm boyutlu çıtalı havalı masalarda 6,4x1,6 mm boyutlu kömür beslemesine karşın 20 t/h kapasiteye ulaşılmaktadır. —> Kömür yıkama yöntemleri.
HAVALI SONDAJ, Devridaimde sıvı yerine basınçlı hava kullanılması suretiyle yapılan sondaj.
HAVA YASTIĞI, Basınçlı hava ile şişirilmek suretiyle domuzdamı yerine kullanılan tahkimat aracı.
HAVA YOLU, Genellikle havalandırma için kullanılan galeri.
HAVE, 1) Alına paralel sarma kullanılarak çalışılan uzun ayaklarda iki sarma ekseni arasında, kömür alnına dik olan mesafe. 2) Alına dik sarma kullanılan ayaklarda bir sarma boyu. 3) Madeni tahkimat kullanılan ayaklarda bir sarma atak suretiyle yapılan ilerleme. Bu mesafe, diğer bir deyişle uzun ayakta klasik usulde bir üretim vardiyasında yapılması gereken (asgari) bir adım ilerlemedir. Mekanize ayaklarda have 1,25 m’dir. —> Muvakkat tahkimat.
HAVÖZ, 1) Ayak veya galeride serbest yüzey elde etmek için kazı işlerinde (—> Abataj) kullanılan kesici makine. 2) —> Potkabaç makinesi. 3) Dişli testere makinesi.
HAVUZ, 1) Madenlerdeki yeraltı sularının tulumba ile basılmak üzere genellikle anakuyu veya vinç dibinde biriktirildiği galeri şeklindeki yeraltı imalatı. 2) Sondaj yapılan nokta civarında devridaim suyu veya çamurunun tekrar devridaime sokulmak üzere toplandığı çukur.
HAVUZ LİÇİ, —> Siyanür liçi ile altın üretimi.
HAVZA, 1) Maden bulunması ihtimali olan veya maden bulunan yerlerin (sahaların) tümü. 2) Maden bölgesi. 3) Dağ ya da tepelerde sınırlandırılmış, suları aynı denize, göle ya da ırmağa akan ve su bölümü hattı içinde kalan kara bölgesi.
HAVZA’İ FAHMİYE, —> Teskere-i saniye.
HAZIRLIK, —> Büyük hazırlık. Amenajman. Developman.
HAZIRLIK FAKTÖRÜ, 1000 t satılabilir kömür elde edebilmek için gerekli olan ve metre birimiyle ifade edilen galeri ilerlemesi veya m3 birimiyle ifade edilen galeri kazı hacmi.
HAZNE KAYAÇ, (Wentworth diyagramı) Kayaç kırıntılarının tekrar kayalaşması suretiyle oluşan veya tektonik etkilerle kırılıp çatlaklar meydana getirmiş ve bu haliyle sıvı depolanmasına uygun poröz kayaç. Bu kayaçlar, elemanlarının mineralojik ve petrografik nitelikleri, tane boyutları, taneler arası hamur (matriks) ve çimento miktar ve çeşitlerine göre değişik karakterde olabilirler Wentworth bunları sınıflandırmıştır. —> Tablo.
Dostları ilə paylaş: |