Eti maden maden terimleri SÖZLÜĞÜ muammer öcal*, GÜltekin güNGÖR ve mahmut şÜKRÜ GÖK



Yüklə 2,68 Mb.
səhifə37/48
tarix24.04.2018
ölçüsü2,68 Mb.
#49003
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   48

SEKONDER MADEN YATAKLARI, Primer maden yataklarının dış etkilerle çürümesi veya dağılması sonunda yeniden zenginleşmesi ile oluşan maden yatakları.

SELEKTİF FLOTASYON, Çok sayıda mineral ihtiva eden cevherin (kompleks cevher) flotasyonu sırasında bir tanesinin yüzdürülerek veya çöktürülerek elde edilmesi işlemi. 2) —> Diferansiyel flotasyon. —> Preferansiyel flotasyon.

SELEKTİF KIRMA, Zenginleştirmede cevher ve kömür ile bunların içinde bulunan gang maddelerinin, yani kırılan maddenin bir bileşeninin diğerlerine nazaran fiziksel özellik farkından dolayı farklı boyutta kırılma özelliğinden yararlanarak yapılan kırma işlemi. Bu işlemden sonra yapılan klasifikasyonla gang maddeleri ile cevher veya kömür birbirinden ayrılabilir.

SELEKTİF MADENCİLİK, Maden yatağından zengin cevher kısımlarının dışarıya çıkarılıp fakir cevher kısımlarının yerinde bırakılması veya bunların ayrı ayrı üretilmesi suretiyle yapılan madencilik.

SELEKTİF ÖĞÜTME, Öğütülen madde içindeki bileşenlerden birisinin fiziksel özellik farkından dolayı diğerlerine nazaran daha ince öğütülmüş olması ve böylece diğerinden ayrılmasını sağlayabilen öğütme.

SELÜL (SEL), İçindeki minerâl çamuruna —> Flotasyon işlemi uygulanan hücre (ünite). Birçok selülün birlikte çalıştırılacak şekilde tertiplenmesinden oluşan sistem flotasyon bataryası veya—peteği diye isimlendirilir. —> Palp.

SEMENTASYON, 1) Madencilikte, belli bir kayacın içinde bulunan boşlukların veya çatlakların doldurularak, geçirgenliğinin önlenmesi veya mukavemetinin artırılması amacıyla yapılan çimentolama. —> Enjeksiyon. 2) Metalurjide —> Katılama. 3) Jeolojide —> Çimentolanma. 4) Kimyada, çözeltide bulunan bir metal iyonunu başka bir metal iyonu yardımıyla çökeltme işlemi. 5) Cam sanayiinde, cam yüzeyini ince bir metal tuzu katıyla kaplama işlemi.

SEMENTASYON ZONU, —> Oksidasyon zonundan süzülen ve ağır metalleri bol olan sülfürlerin diğer fakir sülfürlerin etkisiyle yeraltı su seviyesinin altında çökelmeleriyle oluşan zon.

SEMT AÇISI, —> Azimut.

SENKLİNAL, Jeolojik devirlerde meydana gelen tektonik hareketler sonucu formasyonların kıvrılması suretiyle oluşan tekne şeklindeki formasyon kısmı. —> Antiklinal.

SENKRON MOTOR, Hareket eden (Rotor) ve duran (Stator) kısımlardan meydana gelen ve alan sargıları rotor üzerinde; armatür (enduvi) sargıları ise stator üzerinde bulunan motor türü. Senkron motorda, döner manyetik alanın etkisinden yararlanılır. Ancak, asenkron motorların aksine, meydana getirilen tork, rotordaki endüksiyon akımına bağlı değildir.

SENSEN TAHKİMATI, Dik damarlarda üst taban yolunda uygulanan, tavan taşını kesmeden yapılan özel tahkimat.

SENTETİK SODA ÜRETİMİ,—> Solvay yöntemi, AC yöntemi, Le Blanc yöntemi.

SEPET KULPU, Galeri ilerlemesinde, hafriyatı azaltmak amacıyla üç ayrı daire parçasının oluşturduğu, tavana verilen nisbeten basın (yayvan), kavis şekli. Galerilerde gereken yerde yarım daire veya sepet kulpu şekli verilmiş olarak taş, beton veya madeni tahkimat da yapılır.

SEPİYOLİT, —> Lületaşı.

SEPİYOLİTİK KİL, —> Lületaşı.

SER ALÜMİNYUM, Magnezyum siisyum, demir, nikel, bakır ve alüminyumdan meydana gelen, yüzde 0,2 seryum (—> Nadir toprak elementi) katılmış, İngiliz kaynaklı hafif alaşım. Su verilmiş ser alüminyum, uçak yapımında kullanılan çok dayanaklı hafif bir alaşımdır.

SERAMİK, Anorganik materyalden oluşan kütlelerin bilim, teknoloji ve sanat katkısı ile şekillendirilmesi, sırlanması ve pişirilmesi yoluyla elde edilen sert mamül. Seramik kapsamı içinde porselen, cam, çimento, fayans, kiremit, tuğla, çömlek, drenaj boruları, zımpara taşları, ferroelektrikler, metal manyetikler, sentetik tek kristaller ve uzay roket seramikleri girmektedir.

Mamüllerin fiziksel, kimyasal ve teknolojik özellikleri göz önüne alınarak yapılan sınıflandırmada da, seramikler kaba seramik ve ince seramik (çini eşya, porselen ve yarı porselen, fayans gibi oksit seramik mamülleri) şeklinde gruplandırılabilmektedir.



Seramikleri geleneksel ve yeni seramikler diye iki genel kategoride sınıflandırmak mümkündür. Geleneksel seramikler kapsamına kil, çimento ve cam gibi “Silikat Sanayii” mamülleri; yeni seramikler kapsamına da tek kristaller, sentetik kristaller, ferroelektrikler (BaTiO3) sermetler, pür oksitler (Al2O3, ZrO2, BeO gibi) ve nükleer materyal girmektedir.

SERAMİK SIRI, Seramiklerin sırla kaplanmasında kullanılan maddeler. Bunlardan; kurşun silikatlar; kurşun sülfür veya sülüğen ile kil karışımından meydana gelir; saydamdır ve çömlekçilikte kullanılır. Kalaylı sır, genellikle kalay oksitle donuklaştırılmış kurşunlu beyaz sırdır. Beyaz hamurlu ince fayanslarda kullanılan sırlar saydam olup kurşun, kalsiyum, potasyum ve sodyum boro-siliko-alüminatlardır. Ayrıca kurşunsuz sırlar ve renkli sırlar (majolika) da vardır. Sırlanan ince fayanslar 1080° C civarında pişirilir. Gre seram sırları, feldispat bileşiklerine maden oksitler katılarak elde edilir ve çok değişik dekoratif sonuçlar verir: Bu sırlar 1280° C ile 1320° C arasında pişirilir. Porselen sırları, kuarslı feldispatları (pegmatit) iyice öğütüp kuars ve az miktarda tebeşirle kaolen karıştırarak ve iyice öğütülerek elde edilir; 1400° C’a doğru pişim yapılır. Seramik parçalar, öğütülmüş sır ile su karışımından meydana gelen bir banyoya daldırılarak (daldırma metodu) sırlanır. Sırlanacak parçalar genellikle ilk pişimden (bisküvi) geçmiştir. Sırlama, bazen serpme, buharlaştırma veya püskürtme yoluyla; pişmemiş parçaların sırlanması ise fırça ile yapılır. Sırlar maden oksitlerle renklendirilir: kobalt (mavi), bakır (yükseltgen pişimde yeşil, indirgeyici pişimde kırmızı), mangan (mor), demir (kahverengi), krom (yeşil ve pembe), titan (sarı ve kahverengi), plâtin (gri), çinko (billur sır), uranyum (sarı) .

SERBEST KÜL, —> Kül.

SERBESTLİK DERECESİ, Cevher içindeki kıymetli minerallerin, yan minerallerden ayrılması için ayrı ayrı taneler haline getirilmesini sağlayacak boyutun bir birimle ifade edilmesi. Örneğin, flotasyonda genellikle 5-10 mikrondan daha ince tane iriliği istenmez.

SEREN, Bagerin kazıcı ünitesi ile bu ünitenin hareketini sağlayan makara ve kabloları üzerinde taşıyan metal direk.

SERİ, Stratigrafik olarak bir sistemin alt grubunu oluşturan birim.

SERİ BAĞLAMA, —> Elektrikli kapsül.

SERİ HAVALANDIRMA, Birden fazla iş yerini ardarda, aynı hava akımı ile havalandırma yöntemi.

SERSERİ VARDİYASI, —> Vardiya.

SERBEST RUTUBET, Yüzey rutubeti. Kaba nem. Tüvenan kömürün, havada kuru kömür haline dönüşünceye kadar kaybettiği ruubet.—> Rutubet, Rutubet oranı.

SERPANTİN, 1) Sulu mağnezyum silikat. Az miktarda nikel veya demir ihtiva edebilir. Yarı saydam veya mattır. Dokunulduğu zaman yağlı ve yapışkan bir parıltı görülür. Genellikle yeşil renkli veya siyahın her tonundadır. Bazıları flüoresandır. Serpantin kayacı krom cevherinin habercisidir. 2) Yüzey artırımını sağlamak ve geçme süresini uzun tutabilmek için içerisinden buhar veya sıcak su sevk edilen helezonik boru. Serpantinler kükürt izabesinde, ısı kazanlarında ve eşanjörlerde kullanılır.

SERPME DÖKÜM, Sıvı metali, kalıplardan önce delikli bir potaya akıtarak, ergimiş metalin ince damlacıklar halinde kalıplara dökülmesini ve iyice dağılmasını sağlayan döküm usûlü.

SERT AĞAÇLAR, Meşe, kayın, kara ağaç ve dişbudak cinsi ağaçlar.

SERTLİK, 1) Minerallojide minerallerin çizilmeye karşı gösterdiği direnç. Minerallerin birbirinden farklı sertlikte olmaları, bunların tayininde yararlı olmaktadır. Minerallerin laboratuvarlarda sertliğini ölçmek için daha kesin usuller olmakla beraber şahsi bir görüş olmakla beraber Mohs on minerali sertiklerine göre şöyle sıralamıştır.

2) Mohs’un sertlik dizisi: 1. Talk tırnak ile çizilir. 2. Jips tırnak ile çizilir. 3. Kalsit çakı ile çizilir. 4. Fluorit çakı ile çizilir 5. Apatit çakı ile çizilir. 6. Feldispat camı çizer. 7. Kuars camı çizer. 8. Topaz camı çizer. 9. Korendon camı çizer. 10. Elmas camı çizer.

Bu sıralamaya “ Mohs Cetveli “ denir.

Arazide minerallerin sertliğini ölçmek için kullanılan bazı pratik bilgiler şöyledir. Tırnak (sertliği 2,5), pencere camı (sertliği 5,5), çelik (sertliği 6,5) ve bıçak ağzı (sertliği 5,5) olduğu kabul edilerek minerallerin sertliği ile kıyaslanabilir.



2) Teknikte sertlik denildiği zaman genellikle bir cismin içine diğer bir cismin gömülmesine karşı gösterdiği direnç anlaşılır. Böyle bir sertlik muayenesi hiç bir fiziksel özellik ifade etmez fakat teknolojik bir değeri vardır.

SERTMETAL, 1) Toz halinde volframkarbid ve kobalt karışımının preslenip elektrikli fırında sinterlenmesi ile elde edilen aşınmaya mukavim (sinter sert metal) metal. 2) Çeliğe krom, mangan, nikel, vanadyum, kobalt gibi metaller ilave etmek suretiyle elde edilen aşınmaya mukavim (döküm sert metal) alaşım. Sert metallerin aşınmaya karşı mukavemetleri fazladır. Bu özelliğinden dolayı, sertmetaller sondaj ve delik delme işlerinde kullanılan delici uçların doğrudan doğruya kayaç veya cevher kitlesi ile temasta olan yerlerinde kullanılır. Bu şekilde kesici uçlar veya bıçaklar kolayca değiştirilmek suretiyle hem ana parçanın ömrü uzar ve hem de sondaj maliyeti düşer. Sinterli sertmetaller ana parça üzerine açılmış yuvaya gümüş kaynakla bağlanır. Alaşım sertmetal ise ana parçaya kaynakla irtibatlanır ve ancak ana parça üzerine eklenirken kendisine kesici bir profil verilir.

SERT TELLER, —> Uzun hadde ürünleri.

SERUZİT,—> Kurşun.

SERÜZ, —> Mürdesenk.

SERYUM GRUBU, —> Nadir toprak elementleri.

SESKİKARBONAT YÖNTEMİ, Trona cevherinden doğal —> Soda külü üretim yöntemlerinden biri. Bu yöntemde; kırılmış trona cevheri bir seri çözücü tankından geçirilerek doymuş ana çözelti haline getirilir; berraklaştırılır, filtrelenir, konsantre elde edilir; seskikarbonat vakum kristalizatörlerinde evaporasyona tabi tutulur ve 40°C’ye kadar soğutularak çöktürülür. Çökelen seskikarbonat kristalleri (bir mol nötür karbonatla bir mol asit karbonatın bileşimi) separatörlerle ana çözeltiden ayrılır ve ana çözelti tekrar çözelti tanklarına beslenir. Seskikarbonat kristalleri 200° C deki döner kalsinasyon fırınlarında ayrıştırılarak sodyum karbonat elde edilir. Seskikarbonatın kimyasal formülü.: Na2 CO3. Na H CO3. 2H2O.—> Monohidrat yöntemi, Solvay yöntemi.

SEVK FİŞİ, Veri usül kanununa göre taşıma irsaliyelerindeki bilgileri ihtiva eden beyan niteliğinde belge.

SEYİS, 1) Ocaklarda hayvanla yapılan nakliye işinde; çekici hayvanın hazırlığını, hareketini, hareketin durmasını idare eden kimse. 2) Atların ve katırların tımarını ve bakımını yapan kimse. Maden ocaklarında nakliyatta kullanılan çekici hayvanların ahırda bakımını yapıp, yemleyip ahırı bekleyen kimseye de ahırcı denir.

SEYLAN TAŞI, Şarap kırmızısı, kahverenginde veya eflatun renginde, grena grubuna ait olan ve minerolojide almandin olarak bilinen bir demir- alüminyum silikat minerali (Fe3 Al2 S3 O12).

SEYYAR DOMUZDAMI, —> Domuzdamı.

SEYYAR DÖŞEME, 1) Kuyu kazısında kullanılan ihtiyaca uygun olarak üzerinde kapaklar bulunan, asma halatları kovalar için kayıt halatı vazifesi gören, kuyu içinde yapılacak işlerde sehpa olarak ve kuyu dibinde çalışanların yukarıdan düşebilecek bir şeye karşı emniyetini sağlamaya yarayan ve yeryüzünde bulunan vinçlerle kuyu içinde indirilip çıkarılabilen ve gerektiğinde imdat vinci olarak kullanılabilen sehpa. 2) Planş mobil.

SEYYAR MANEVRA MAKASI, Çift demir yolu ile yapılan galeri ilerlemesinde iki yol arasında makas tertibatı yerine, yüklemede kolaylık bakımından dolu veya boş vagonların yol değiştirmesine yarayan düzen. Bu düzen galeri ilerledikçe alına yaklaştırılır. —> Şekil.

SEYYAR VİNÇ, 1) Yeraltında düz yollarda, demiryolu kenarına konularak bir direğe bağlanan birkaç ocak arabasının çekilmesinde kullanılan ve basınçlı hava ile çalışan küçük vinç (—> Şekil). 2) Yerüstünde malzeme indirip veya yüklemede kullanılan kendi motoru ile hareket eden bumlu vinç.

SFEROİD, Yerküresi ve diğer planetlerin; eksenleri etrafında dönmesinden dolayı oluşan ve bir basık küreyi andıran şekli.

SFEROLİT, Genellikle camsı şekilde katılaşan magmatik kayaçların agregasının küresel ışınlar şeklinde kristalleşmesi.

SFEROLİT DOKU, 1) İçinde sferolit adı verilen kısmen kristal ve kısmen de camsı kürecikler bulunan camsı kayaç dokusu. 2) Küresel doku.

SFEROSİDERİT, —> Konkresyon.

SHATTER TESTİ, —> Şeytır testi.

SHORAN METODU, —> Şoran metodu.

SICAK EMAY, Sıcak maden üzerine şekil çıkarma usulü. Duyar tabakası bikromatlı balık tutkalı çözeltisidir ve gravürden önce pişirilip serteştirilmesi gerekir.

SICAK DALDIRMA GALVANİZASYONU, Çelik halatı oluşturan tellerin erimiş çinko banyosundan geçirilerek, dış korozif etkilere karşı korunması için yapılan işlem.

SICAK DÖKME DEMİR, —> Gri dökme demir.

SIFIR KARTİYE, Yeraltı işletmesinde ana nakliyat lağımlarını, kuyular, varageller ve vinçlerle yapılan tüm nakliyat işlerini, bunların tamir ve bakımı ile ana su ihraç sistemini işletmekle görevli hizmet ünitesi. Maden üreten üniteler de 1., 2., 3... kartiye diye isimlendirilir.

SIĞ AĞIR ORTAM AYIRICISI, —> Tromp ayırıcısı.

SIĞ DENİZ FASİYESİ, Denizlerin 200 m derinliğine kadar olan yerlerdeki çökeller. —> Fasiyes.

SIĞ DEPREMLER, —> Deprem odak derinliği.

SIĞ SONDAJ, —> Temel sondajı.

SHERARD İŞLEMİ, Demir ya da çelik malzemelerin yüzeyinin, yenime ( —> Korozyon)karşı dayanıklı, düzgün bir çinko katmanı ile kaplanması yöntemi. 20. yüzyıl başında İngiliz Sherard O. Cowper-Coles tarafından geliştirilen bu işlemde, kaplanacak malzeme kapalı bir kap içinde ince dilimlenmiş çinko parçacıkları ile birlikte çinkonun erime noktasına kadar ısıtılır. Bu sıcaklıktan iki metal amalgamlaşarak demir ve çinko alaşımları oluşturur; bu arada malzemenin yüzeyinde yenime karşı dayanaklı katışıksız bir çinko katmanı oluşur. Bu katman, ayrıca malzemenin kolayca boyanabilmesini de mümkün kılar. —> Galvanizleme.

SIKILAMA , Patlayıcı madde şarjı yapılan lağım deliğinin, patlayıcı maddeden arta kalan kısmının kil, çamur, kum, sıvı vb. maddelerle tıkanması işi. Özellikle atmosfere kapalı olan yeraltı patlatma işlemlerinde sıkılamanın önemi yerüstü patlatmalarına göre daha fazladır. Sıkılamadan beklenen hususları aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür :

a) Patlayıcının delik içerisinde korunması ile şok dalgalarının iletilmesini ve patlatma sonucu oluşan patlatma gazını hapsederek kayacın kırılmasını sağlamak,b) Grizunun ateş alma şansını en aza indirmek, c) Toplam ve solunabilir toz oranlarını düşürmek, d)Atımdan sonra ortama girme süresini kısaltmak, e) Atım sonrası oluşan zararlı ve zehirli gazları bastırmak, f) Kömür tozunun patlatma esnasında ateş alıp patlamasını önlemek, g) Patlama şokuylu kayaç fırlamasını önlemek.



SIKILAMA ÇAMURU, 1) Ateşleme için şarj yapılan lağım deliğine sıkılama amacı ile konularn kil, toprak veya özel şekilde imal edilmiş olan hamur. 2) Sıkılama maddesi.

SIKILAMA ÇUBUĞU, Lağım deliklerinin patlayıcı madde ve sıkılama malzemesi ile doldurularak sıkılanmasına yarayan ağaç çubuk.

SIKILAMA MALZEMELERİ , Ateşleme deliğindeki patlayıcı madde ile atmosfer arasında hava geçirmezliği sağlamak amacıyla yerleştirilen çamur, kum,kil, sıvı vb. tıkama malzemeleri. Sıkılama malzemesi delik kesitini tamamen dolduracak şekilde yerleştirilmeli ve üzerine gelen yerinden çıkarma, sökme kuvvetine karşı koyabilmelidir. Sıkılama maddesinin içinde sağlığa zararlı olan silisyum yüzde 1’den falza olmamalı ve silisik asit bulunmamalıdır. Ayrıca, sıkılama maddesi kolayca ve emniyetli olarak aktarılabilmeli, hatalı sıkılama olursa delikten geri çıkarılabilmelidir. Sıkılama maddelerini a) plastik b) taneli ve c) sıvı olarak üç gruba ayırmak mümkündür.Bir gruptan diğerine geçişler ve karışımlar da olabilir. Plastik maddelerde nem yüzde 10’un altında olmalıdır. Taneli dolgular genellikle tuz ve potasyum madenlerinde taş ve kil işletmeleri ile cevher madenlerinde kullanılır. Sıvı madde olarak su, kartuşlar içinde tıkaç olarak kullanılır. Ayrıca jel ve solüsyon formunda kullanımları da vardır.

SIKIŞTIRILMIŞ ÖRTÜKAZI HACMİ, Kazılan örtükazı malzemesi, döküm sahasına kamyonla dökülürken kendiliğinden sıkışır. Sıkışma miktarı malzeme cinsi, kabarma faktörü ve kamyon tonajları ile yakından ilgilidir. 1000m3 bazı malzemelerin yerinde, kabarmış ve sıkışmış hacimleri şöyledir:

SIKLAŞTIRMA NOKTALARI, Harita alımı için kullanılan ara, tamamlayıcı ve dizi nirengi ile fotoğrametrik nirengi noktaları.

SIKMA, Damarın kalınlığının azaldığı (inceldiği) kısım.

SIKTIRMA, Tahkimatı sıkıştırmak için bağların başlarına veya domuzdamı direklerinin arasına vurulan (ağaç parçaları) takoz.

SINAİ MÜLKİYET HAKLARI, —> Patent.

SINIFLANDIRMA, 1) Farklı tane boyutlarında bir mineral topluluğunu, durgun veya hareketli bir akışkan ortam (su, hava,vb.) içinde minerallerin (katı maddelerin) farklı çökelme hızlarından yararlanarak, tane boyutlarına göre gruplandırma işlemi. 2) Tasnif. 3) Klasifikasyon.

SINIR DEKAPAJ ORANI, İşletme maliyeti ile hasılat (gelir) ve dekapaj maliyetleri dikkate alınarak hesaplanan ve açık işletmeyle alınabilecek azami toprak/maden oranını gösteren bağıntı.

SINIR MALİYET ORANI, Bir maden yatağında uygulanan açık işletme ile kapalı işletme maliyetleri arasında yapılan karşılaştırma. Bu rakam 1’i aştığı takdirde yeraltı işletmesi daha ekonomik olur. Bu karşılaştırma ile açık işletme yapılabilecek azami toprak-maden oranı bulunarak açık işletmeden yeraltı işletmesine geçiş kararı verilir.

SINIR ÖRTÜKAZI ORANI, Ekonomik ve teknik veriler gereği aynı maden yatağının işletilmesinde uygulanabilecek max. derinlikteki açık işletme çalışma oranı. Bu oran genellikle, açık işletme iş makinaları kapasitesinin artmasına paralel olarak artar. Tunçbilek açık işletmesinde 1960’lı yıllarda 3m3/ton olan çalışma oranı sınırı, 1970 li yıllarda 5m3/ton’a çıkmıştır. Daha sonra, açık işletme ve yeraltı işletme yöntemlerinin beraber uygulandığı kömürlü sahalarda bu sınır oranı 10 m3/ton’u geçmiştir. Sınır örtükazı oranını etkileyen bir çok faktörden biri de, madenin üzerinde büyük yerleşim yerinin veya tarihi değeri olan veya eski eser kabul edilen yapıtların bulunmasıdır. Bu durumda çalışma oranının uygun olmasına rağmen bazen ekonomik, sosyal ve idari nedenlerle, açık işletme yöntemi uygulanma-maktadır. (Soma ilçe merkezinin güney kısımları).

SIR, 1) Bazı maddelere parlaklık vermek, bunları dış etkilerden korumak ve dayanıklı bir boya ile kaplamak amacıyla; bu maddeler üzerine sürülen, saydam veya donuk, renkli veya renksiz koruyucu camsı tabaka. Özellikle seramik parçaların dekorasyonunda maden oksitlerle elde edilen renkli “ sır”lar kullanılır; örneğin kobalt oksitten mavi (sevr mavisi), bakır oksit veya krom oksitten yeşil, uranyum oksitten siyah veya sarı, demir ve mangan oksitten kahverengi sır yapılır.—> Seramik sırı 2) Aynaların kalaylanmasında kullanılan kalay amalgamı veya ayna yapmak üzere düz cam yüzeyine kaplanan metal katmanı. 3) Bir şeyin gizli yönü. Gizem. Esrar.

SIR ALTI TEKNİĞİ, Sır ile kaplanıp pişirilmeden önce; dekorasyon amacıyla, pişmemiş veya yarı pişmiş porselen üzerine camlaşmayan boyaların vurulması. Pişimden sonra camlaşmış sır altındaki süs kolayca görülür.

SIR ÜSTÜ TEKNİĞİ, Çini, seramik ve porselen yapımında kapların sırlanıp fırınlandıktan sonra bezenmesine dayanan teknik. Sır üstü süslemesinde, gerek çok yüksek sıcaklıkta, gerek düşük sıcaklıkta (boya, yaldız, emaye) camlaşan boyalardan yararlanılır.

SIRALANMIŞ KESİT, Jeolojik haritadan muayyen aralıklarla çıkarılmış kesitlerin arka arkaya sıralanması suretiyle arazinin tektonik ve stratigrafik yapısını görülebilir hale getirmek için hazırlanmış kesit sistemi.

SIRLAMA,—> Seramik sırı.

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ, Basınç altında sıvılaştırılan ve basınç kaldırılınca tekrar doğalgaz olarak kullanılabilen SPG ve LPG petrol gazları. —> Sıvılaştırılmış petrol gazları.

SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI, Sıvılaştırılmış propan, propilen, normal bütan, izobütan, bütilen bileşikleri veya bu bileşiklerin karışımlarından meydana gelen ve basınç altında sıvılaştırılmış gaz (SPG-LPG). —> Sıvılaştırılmış doğal gaz.

SIVI-SIVI EKSTRAKSİYONU, Çözeltideki faydalı elementlerden birini diğerlerinden, organik yardımcı fazlar kullanılarak, ayırma ve zenginleştirme işlemi.

SCİENCE PARK, —> Teknopark.

SİDERİT, Kimyasal formülü FeCO3, sık taneli, yaprağımsı olarak bulunan, demir cevheri. Rengi sarımsı kahverenkli ve siyahımsıdır. Sertliği 4-4,5, özgül ağırlığı 3,8 gr/cm3’dür. Kolay kırılır, cam parıltılı, arasıra sedef parıltılı olup, saydam değildir. Bileşiminde % 48,3 Fe vardır. Bünyesinde çoğunlukla Mn ve Mg bulunur. Sıcak asitte çözünür. Yaygın bir demir cevheridir. Başlıca hidrotermal fazda metazomatik ve çökelti olarak oluşur. Siderit damar halinde bulunur.

SİDEROZ, —> Pnomokonyoz. Toz.

SİEMENS-MARTİN FIRIN, Rejenatör yardımıyla ve gaz ile ısıtılan bir tür —> Reverber fırını.

SİEMENS-MARTİN PROSESİ, Reverber tipi fırınlarda, istenmeyen maddelerin oksidasyon yoluyla giderilmesi esasına dayanan çelik üretim metodu. Oksitlenme işlemini hızlandırmak için fırına, hurda demir veya saf cevher ilave edilir.

SİFON, 1) Yükseklik farkından yararlanılarak bir kabı devirmeksizin içindeki sıvıyı başka bir kaba aktarmaya veya tulumba kullanmadan bir havuzun suyunu boşaltmaya yarayan, bir kolu aktarılacak sıvıya daldırılan diğer kolu serbest ve daha uzun olan eğri boru. 2) Şose, demiryolu gibi yapıların altından bir akarsuyu geçirmek için eğri veya köşeli olarak yapılan U boru biçiminde kanal. 3) Maden ocaklarında yangın barajlarında barajın arkasında gaz numunesi almaya yardımcı olan, içine dökülen su vasıtası ile baraj arkası ile barajın ön kısmının irtibatını kesen boru. 4) İnşaatlarda artık suların kanalizasyona verilmesinde kokuların yapıya yayılmasını önleyen yatık S şeklinde boru.

SİGORTA, Bir şeyin ya da kimsenin herhangi bir yönden ilerde zarar görmesi durumunda, tazminat alabilmek için, her yıl ödenen bir prim karşılığında, bu işle uğraşan bir kuruluşla bağlantı (yangın sigortası gibi) yapması. 2) Bu çeşit anlaşmalar yapan şirket veya Sosyal Sigortalar Kurumu. 3) Özellikle elektrik devresinde, tehlikeli durumda akımla bağlantıyı kesmeye yarayan düzen ya da aygıt. Elektrik devresinde genellikle termik- (buşonlu) ve otomatik sigortalar bulunur.

SİKATİF, 1) Çimento harca, çabuk donması; yağlı boyaya ve yağlı verniklere çabuk kurumaları için katılan madde. Sikatif betonun su geçirgenliğini önlemek için hazırlanan sıva harcına da şap, katkı maddesi olarak konur.

SİKLON, Santrifüj kuvvetinden faydalanılarak ince parçaların kuru (aerosiklon) veya sulu ortamda (hidrosiklon) tane büyüklüklerine göre sınıflandırılmalarını ve şlamın koyulaştarılma-sını sağlayan düzen. Bu düzende iri veya yoğun parçacıklar siklon kabının alt ucundan, ince veya yoğunluğu az parçacıklar ise üstten ayrılır.

Yüklə 2,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin