Etkili İletişimde Ortamın Yeri ve Önemi



Yüklə 445 b.
tarix12.08.2018
ölçüsü445 b.
#69784


Etkili İletişim


İletişim ve Kültür: Biz insanlar ancak başka insanlarla olan bağlantılarımız içinde yaşayabilir ve gelişebiliriz. Hiçbir insan tek başına değildir. Biz; ailemiz, dostlarımız, çalışma arkadaşlarımız, komşularımız ve daha birçok insanla olan ilişki ve bağlantılarımız içinde biz oluruz. Var olmak, iletişim içinde olmak demektir.



Herkes İletişim İçindedir: İnsanlar toplum içinde yaşar ve içinde yaşadıkları toplumu birbirleriyle iletişim kurarak oluştururlar. Herkes bir toplum içinde yaşadığı için, o topluma özgü özellikler söz konusudur.



İletişim kurarken, ister istemez içinde yaşadığımız kültürün etkisinde kalırız. İletişim kurarken, ister istemez içinde yaşadığımız kültürü oluşturur ve değiştiririz.



Kültür Soğan Gibidir: Kültür tıpkı bir soğan gibi kat kattır, anlayabilmek için soymanız gerekir. En dış katmanında gözle görülebilen kısım, örneğin binalar ve mimari eserler vardır (evler, camiler, hükümet binaları, şirket gökdelenleri, yollar, köprüler). Değer ve normlar daha derinlerdedir. Bunları keşfetmek daha zordur. Bunlara soğanın cücüğü de diyebiliriz.



Kültürel farklılıklar: Kültür konusunu araştıran bilimciler bu farklılıkları belli başlıklar altında sınıflandırıyorlar. İletişimimizi nelerin belirlediğini incelemeden önce bu fakların neler olduğuna bakalım:



Evrenselcilik ile Özelcilik



Evrenselci kültürdeki insanlar özelciler hakkında şöyle konuşabilir: “Bunlara güvenilmez; çünkü her zaman kendi dostlarına yardım ederler.” Özelci kültüre sahip insanlar ise evrenselciler hakkında şöyle diyebilirler: “Bunlara güvenilmez; çünkü dostlarına bile yardım etmezler.”



Yalın ile Duygusal



Ayrıntılı ile Özgül



Bizi, Kendimizi Sevmeliyiz! Kültürel farklılıkların temel öğelerine bakarak kendimizi, mensup olduğumuz grubu ya da toplumumuzu nereye koyabiliriz?



Bizler daha özelciyiz Bizler daha çok duygusalız Bizlerde ayrıntılı kültür ağır basıyor.



Kültür ve özellikle kültürün öğelerinden birisi olan dil, kişiler arasındaki iletişimleri etkileme gücüne sahiptir. İnsanlar içinde yaşadıkları kültürün ve kullandıkları dilin niteliğinden kaynaklanan birtakım çatışmalar yaşayabilirler.



Her toplumda, yazılı olmadığı halde çoğunluk tarafından bilinen ve kişiler arasındaki iletişimleri etkileyen bir takım sosyal kurallar vardır. Kültürlerin bir parçası olan bu kurallar, belirli durumlarda insanların nasıl davranacaklarını belirleyen faktörlerden birisidir.



Örnek: Ülkemizdeki yaygın bir geleneğe göre, yediği yemek için teşekkür eden misafire, ev sahibi “Afiyet olsun,” der. Anadolu’daki birkaç bölgede ise ev sahipleri “Afiyet olsun,” yerine “Hoş geldiniz,” derler. O bölgelerden birisine dışarıdan gelen bir yeni gelin, yemekler için teşekkür edince ev sahibi de “Hoş geldiniz,” demiş. Bunun üzerine yeni gelin “Hoş bulduk,” diye karşılık vermiş. Meğerse gelin hanımın bu durumda “Hoş bulduk,” demesi yanlışmış; bu yüzden de ev sahipleri tarafından yadırganmış.



Örnek: Yaşlı: Nasılsın evladım? Genç: Teşekkür ederim, iyiyim. Bu kurala göre, genç artık susmalıdır. Yaşlı kuşak, son yıllarda gençlerin bu kuralı çiğneyip, iletişimi şu şekilde sürdürmelerinden rahatsızlık duymaktadır: Yaşlı: Nasılsın evladım? Genç: Teşekkür ederim, iyiyim. Siz nasılsınız?



Yaşlıların bu iletişimden rahatsız olmalarının nedeni şudur: Mevcut kurala göre, hal-hatır sormak büyüklere/yaşlılara özgü bir davranıştır. Gençlerin yaşlılara “Nasılsınız?” diyerek hatır sormaları ise saygılı olmayan bir davranıştır.



Örnek: Türkiye’de misafir odası vardır; burasının mobilyası, temizliği, düzeni önemlidir. Evlenmeden önce, misafir odasının mobilyalarının tamamlanması gerekir. Çünkü kültürümüzde misafir önemlidir. Özel “misafir terlikleri”miz vardır; ancak eve gelen misafir giyer.



Amerika’da ise özel misafir odası yoktur; oturma odalarına, hem gelen misafir oturur hem de evde yaşayanlar. Misafirin bizdeki kadar ayrıcalığı da yoktur; eğer yemek yerken misafir gelirse Türkiye’de ısrarla masaya davet edildiği halde, Amerika’da, “Açsanız yemek verebiliriz,” türünden zayıf bir davetle karşılaşırsınız.



Bir ülkenin evlerindeki misafir odalarının evinin tümüne oranla önemli bir yer kaplaması, misafir terliklerinin en kaliteli ve yeni terlikler olması, o toplumda misafirin önemli olduğuna işaret eder. (Canlandırma)



Bir toplumdaki insanların iletişim biçimi, o toplumun dilini oluşturur, değiştirir. Fakat aynı zamanda o toplumun kullandığı dil de, o dili kullanan insanların birbirleriyle ne şekilde iletişimde bulunacaklarını belirler. Her toplumun dili, o toplumdaki iletişim ihtiyacına cevap verecek niteliktedir.



Dil ile kişilerarası iletişimin paralelliğine Japon kültüründen de pek çok örnek verebiliriz. Japon saygısı ünlüdür. Japonlar, gerek sözsüz iletişim yoluyla gerekse sözlerinin kapsamıyla, iletişimde bulundukları kişiye saygılarını ifade ederler. Bunun yanı sıra Japonca’da saygı bildiren takılar öylesine çoktur ve o kadar çok kullanılır ki, bu durum mizah romanına konu olmuştur



SONUÇ Kültür kendi başına bir nesne, elle tutulabilir bir şey değildir. Daha çok etkileşim içindeki insanlar tarafından yaratılır ve aynı zamanda gelecekteki etkileşimleri belirler.



Çevremizdeki insanlarla iletişim kurarken, kültürel özelliklerin hem bizi hem karşımızdaki insanı yönlendirdiğini hiçbir zaman unutmamalıyız.





Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin