Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə19/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   72

Menzil i karye i Baklal›: Andan ale's-sabâh Ferrûh Ağazâdelerle ve gayri ahbâb ile vedâlaflup yine gazâ y› Alaman Ungurus râh›na azîmet etdik. Baklal› köyünden cânib i k›bleye gidüp,

Karye i Boyal›: Yüz evli ve bir câmi‘li ve Fât›ma Sultân'›n çiftliği var, ma‘mûr köydür, an› ge­çüp,

Karye i Yass›ören: Bir câmi‘i ve bir mescidi ve bir hammâm › sağîri ve dörd aded dükkânc›klar› var kasaba-misâl ma‘mûr köydür. Bunu dahi ubûr edüp 6 sâ‘atde,

Menzil i kasaba i Baba Nakkâfl: Çatalca ka­zâs› hükmünde Baba Nakkâfl Sultân vakf›d›r. fiehri bir bay›r depeye vâk›‘ olmufl befl yüz aded kiremit örtülü ma‘mûr hânedânlar› ve çiftlikleri var ve bir kurflum örtülü selâtîn-misâl câmi‘i ve bir medrese ve bir hân ve bir hammâm ve elli mikdâr› dükkân­lar› var. Bu hayrâtlar cümle Sultân Bâyezîd Hân'›n­d›r, zîrâ Baba Nakkâfl Sultân, Sultân Bâyezîd-i Velî musâhibi Özbekiyyü'l-asl ilm i nakflda gûyâ Mânî ve Bihzâd imifl. Hattâ Eskisarây kapusu üzre ol mü­nak­kafl sihr-âsâr saçağ› ve Sarây › cedîdde dîvân­hâne i Bâyezîd Hân'›n kubâblar›n bunlar nakfl › bû­kalemûn edüp ilm i halli diyâr › Rûm'da bunlar flâyi‘ eyledi ve bu kasabada türbe i âlîsinde med­fûndur. Hâlâ bu kasaba anlar›n maktû‘ › kalem ve mefrûzu'l-kalem vakf›d›r. Hâlâ ziyâretgâh › Baba Nakkâfl tekyegâh › erbâb › dilân › Hâcegând›r, kad­desenallâhu bi-s›rr›hi'l-azîz. Andan 1 sâ‘atde,

Karye i İzzeddîn: Ebü'l-feth evkâf›d›r ve mer­hûm Melek Ahmed Pafla'n›n bir azîm çiftliği var. Andan 2 sâ‘atde,

Kasaba i Çatalca: Mukaddemâ mevsûfdur, an› geçüp ve Kovukdere içinden geçüp,

Karye i Fethi: Bir mürtefi‘ yerde havâdâr mü­selmân köyüdür. Kâs›mpaflal› Kapudan Kurd Çele­bi'nin ve Gazzâz Ahmed Ağa'n›n çiftliklerinde bir gece mihmân olup zevk etdik.

Andan 1 sâ‘atde kal‘a i Silivri'yi geçüp 4 sâ‘atde,



Karye i Balabanl›: Müselmân köyüdür, andan,

Kasaba i K›n›kl›: Bir dere kenâr›nda yüz hâ­neli {ve befl aded hân › sağîrli ve befl dükkânl› ve cümle imâreti kiremitli ma‘mûr câmi‘li kasabac›k­d›r ve Sultân Ahmed çeflmesinin târîhidir:

İçene s›hhat ola âb › hayât. Sene (   )

Andan} 4 sâ‘atde,



Kasaba i Sekbânl›: Âbâdân câmi‘li ve hânl› ve hammâml› ve befl aded {dükkânl› ve yüz aded ki­re­mit örtülü hâneleri cümle Sultân Ahmed Hân vezîri Ekmekçizâde Ahmed Pafla hayrât›d›r ve bu rabta Ereğli kasabas› hâkinde vâk›‘dir}.

Kasaba i azîm Çorlu: Mukaddemâ mevsûfdur. Andan 4 sâ‘atde,

Menzil i kasaba i Kar›fld›ran: Çorlu ile Burgaz kasabalar› mâbeyninde bir çamur deryâs› içinde bir mürtefi‘ yerde seksen sekiz hâneli ma‘mûr kasabac›kd›r, ammâ el-iyâzu billâh eyyâm › flitâda çamurun fîl i Menkerûsî geçemez. Sehel bâ­rân › rahmet yağsa niçe yârân ve niçe bin hayvân gark olur. Sâhibü'l-hayrâtlardan mülûk › selef kal­d›r›mlar döflemifller, ammâ zemîni oynak olmak ile kald›r›m tafllar› da gark olur.

Ve Burgaz kazâs› hâ­kinde vâk›‘ olmufldur. Kur­flum örtülü kubâb › nîl­gûn ile mestûr selâtîn-misâl bir câmi‘ i mu­san­na‘› ve bir müferrih hammâm› ve on aded dükkân› ve mihmân-sarây › kârbân › revân› var kim târîhi bu­[dur]:



Bir hayr › azîm eyleyüp ehl i sefer içün

Vaz‘ eyledi bu hân › safâhâneyi pafla

Bir mevzi‘ i zîbâ ve latîf olduğ›yçün bu

Nazmî dedi târîhini zî mevzi‘ i zîbâ.

Sene 953.

Gerçi Nazmî güftesidir, ammâ nazm ile beste etmemifl.

Ve câmi‘e muttas›l bir âb › hayât çeflme-sâr › cân-perveri var, ammâ târîhi câmi‘ kapusu üzre tahrîr olunmufldur. Târîh:

Asl›n› bu çeflmeden sordum dedi

Selsebîlin ayn›y›m ben pür-safâ

Dedim an›nçün revân târîhini

Çeflme i âb › hayât › cân-fezâ.

Sene (   )

Bu kasaba ve bu hayrât [u] hasenâtlar cümle Sultân Süleymân Hân vezîri Rüstem Pafla'n›n evkâ­f›d›r. Hâlâ mütevellîsi Cüvân Kapucubafl›zâ­de­lerdir.

And[an] 5 sâ‘atde kal‘a i Burgaz'› geçdik, zîrâ sene 1061 târîhinde mevsûfdur. Andan 6 sâ‘[atde],

Menzil i kasaba i Babaeskisi: Mukaddemâ mev­sûfdur, ammâ Köpürlüzâde Fâz›l Vezîr Ahmed Pafla kethudâs› henüz bir çeflme i cân-perver binâ etmifl. Ol çeflme i âb › nâb›n târîhidir: (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Andan 4 sâ‘[at],

Menzil i kasaba i Haf›za: Efvâh › nâsda galat › meflhûru Havsa'd›r, ammâ Süleymân Hân'›n musâhi­besi Hâf›za Hâtûn'un vatan › aslîsi olup niçe imâret­ler etdiğiyçün Hâf›za derler. Mukaddemâ bâlâda mevsûfdur. Andan (   ) sâ‘atde,

Kal‘a i taht › sânî edna'l-arz Edirne: Sene 1063 Rûmeli'nden Melek Ahmed Pafla ile İslâm­bol'a giderken cild i (   ) bu mahmiyye i Edirne mufassal tahrîr olunmufldur, ammâ flimdi bu pây i taht › Âl i Osmân olan Edirne sahrâs›nda sa‘âdetlü pâdiflâh › âlem-penâh çetr i mü­lam­mâ‘lar›n kurup cemî‘i asâkir i İslâm'›n umûr-dîde ihtiyârlar› ve ifl erleri ve cümle vüze­râ ve vükelâlar serâperde i pâ­di­flâ­hîde cem‘ olup müflâvere i azîm­ler [52a] oldukda niçe hayr-hâh › devlet olan ihti­yâr­lar eyitdiler kim:

"Pâdiflâh›m ecdâd › ›zâm›n Sultân Murâd Hân › Sâlis sene 1003 târîhinde Yan›k kal‘as›n be-dest i Sinân Pafla feth etmifldi. Küffâr › dûzah-karâr bir hîle ile kal‘a i Yan›k'› alup içinde olan cümle izâb› k›rup hâlâ ol zamândan berü kal‘a i Yan›k dest i kâfirde kalup câmi‘lerimiz hâlâ kenîse olmufldur. Alaman kâfiri elinden câmi‘lerimizi kurtarmak pâdiflâh›ma lâz›md›r" dediklerinde cümle ifl erleri ve cümle ocak pîrleri Nemse çâsâr›ndan intikâm al›n­ma­s›yçün Fâtiha i flerîfe tilâvet olunup Sarây mey­dâ­n›nda se­râperde i hümâyûn önüne du‘â vü senâ­lar ile tuğ › flâhîleri diküp cemî‘i memâlik i mah­rû­selere ser-bevvâbân › dergâh › âlîler asâkir i İslâm sürmeğe gidüp cemî‘i sefer mühimmâtlar› görülüp flehr i Edirne'de nâdîler nidâ etdikde sa‘âdetlü pâdiflâh › kiflver-güflâ izz ü flevket i flehinflâhî cünbân ve nâ­mûs › saltanata munazzam olup sene (   ) mâh › (   ) günü serâperde i hüsrevânîsinde cüm­le kulla­r›na ziyâfet i azîm edüp Köpürlüzâde Fâz›l Ahmed Pafla'y› mühr-i Süleymânî ve sancağ › Resûlullâh ile Yan›k kal‘as› üzre diyâr-› Alman'a serdâr › mu‘azzam edüp eğnine bir semmûr ve bir zer­dûz hil‘at i flâhî geydirüp bir alay › azîm ile vezîr i müflterî dânâ serâperdesine revâne oldu.



Der-beyân › sebeb i gazâ y› Yan›k ve Uyvar ve vilâyet i Mekemorya ve vilâyet i İslovin ve tahrîb i vilâyet i Zirin ve Beganoğullar› ve vilâyet i Dodoflka ve vilâyet i Alaman › Ungurus

Evvelâ sene (   ) târîhinde Erdel kral› olan Rakofçioğlu la‘în i bî-dîn pelîd i anîd diyâr › Erdel'de isyân edüp Budin ve T›m›flvar serhadle­rinde niçe k›lâ‘ vü kasabât ve kurâlar›m›z nehb ü gâret edüp bu kadar ümmet i Muhammed esîr i bend-i zincîr etdiğinden mâ‘adâ üç sene kâmil Âl i Osmân'a harâclar› gelmediğinden Kapudan Ali Pafla'y› Erdel diyâr› gazâs›na serdâr › mu‘azzam ta‘yîn olu­nup Budin ve Bosna ve Kanije ve Eğre ve T›m›flvar ve Varat ve Rûmeli cümle eyâletleri sancaklar›yla Erdel gazâs›na me’mûr oldular.

Ve Anadolu ve Sivas ve Mar‘ayfl ve Karaman ve Adana ve Haleb ve fiâm ve Urfa ve Diyârbekir eyâ­letleri ale'l-umûm Erdel seferine ta‘yîn edüp andan yigirmi oda yeniçeri ve befl oda topçu ve befl oda cebeci ve sipâhiyândan dörd aded sağ ve sol gurabâ sipâhlar› gazâ y› Erdel'e ta‘yîn olunup kâmil tokuz ay memâlik i Erdel'i nehb ü gâret ederek Apopi Mihal nâm bir kefere i kem-nâm› kral nasb edüp üç y›ll›k bâkî kalan harâc› tahsîl edüp Kemen Yanofl la‘în kral› dahi cümle cünûd › cünübüyle dendân › tîğ › bî-dirîğden geçirüp memâlik i Erdel'e nizâm [u] intizâm verüp taflra İslâm diyâr›na ç›kmak sade­dinde iken Serdâr Ali Pafla'ya Erdel'de iken Budin serhadleri ve Kanije serhadleri taraf›ndan kan ile yaz›lm›fl mektûblar ile feryâdc›lar gelüp,

"Amân devletli serdâr serhadlerimize Nemse çâ­sâr› askeri gelüp kal‘a i Val'› ve Hânbeği ve Ham­za­beği ve Erçin'i ve Penteli'yi kal‘alar›n harâb u yebâb ve hânelerin türâb edüp halk›n› esîr [ü] nâlân giryân etdi" deyü Budin kâ’immakâm›ndan ve Budin'de kalan ağalardan arz [u] mahzarlar gel­dikde derhâl Serdâr › hofl-h›sâl Ali Pafla Nemse çâsâr›na âdemler gidüp ba‘dehu T›m›flvar alt›nda Nemse çâsâr›n›n Roza nâm bir elçisi serdâra gelüp nâmeleri tilâvet olundukda netîce i kelâm› oldur ki:

"Siz bizim Erdel H›ristiyanlar›m›z›n vilâyetin nehb ü gâret edüp mâl › ganâ’im alup bizim nasb-kerdemiz Kemen Yanofl kral çerâğ›m›z› askeriyle k›­l›çdan geçirüp eli vilâyeti harâb etdiniz ve bu kadar mâl › hazâ’in ald›n›z. Biz dahi Âl i Menûçehr gay­retin çeküp ve tâc › İskender ve gorona i Nuflirevân hürmetin yerine getirüp sizin etdiğinize karfl›l›k biz dahi sizin gibi sulha muğâyir ifller edüp Budin'inizi harâb edüp mâl › firâvânlar ile esîrler ve bu kadar k›lâ‘lardan cebehâne ve bârhâneler ald›k" deyü hu­zûr › serdârda böyle nâme i kral k›râ’at olunup Serdâr (Serdâr) Ali Pafla eydir:

"Bire mel‘ûnlar, Erdel diyâr›nda sizin ne alâka­n›z var. Tâ Y›ld›r›m Hân›m›zdan berü bizim Erdel ile ahd [ü] mîsâk›m›z üzre re‘âyâ y› Erdel cümle Haremeynü'fl-flerîfeyn re‘âyâlar›d›r kim beher sene biner kîse mâl › hazâ’in vermeğe der-uhde edüp cümle Erdel diyâr›nda olan bin altm›fl pâre k›lâ‘lar cümle Âl i Osmân pâdiflâh›n›n olmak [52b] üzre ahd [ü] mîsâk olunup cümle re‘âyâ y› Erdelistân Eflak ve Boğdan gibi harâc-güzâr re‘âyâlar›m›zd›r.

Ba‘dehu isyânlar› zâhir olup üç y›ll›k harâc› tahsîl edüp ve yeni kral nasb edüp mutî‘ olmayan Erdel küffârlar›na gûflmâl içün elleri ve vilâyetlerin nehb ü gâret edüp bî-hisâb esîrler al›nd›" dedikde kâfir elçisi eydir:

"Biz de sizin vilâyetlerinize sizin gibi belki dahi art›k gûflmâller etdik" deyü elçi i la‘în bî-bâk bu gûne cevâb edince hemân Serdâr Ali i Kerrâr ga­zab-âlûd olup dîvândan elçiyi redd edüp getirdiği nâmeleri ulaklar ile ol ân der i devlete gönderüp nâmeler vâs›l olunca aliyye dîvân› olup nâme i kral › dâll k›râ’at olundukda müflâvere olup cümle ale'l-ittifâk Nemse çâsâr›ndan intikâm almak içün Fâtiha i seb‘u'l-mesânî tilâvet olunup ol ân Gâzî Sultân Mehemmed Hân "Niyyetü'l-gazâ" deyüp Ebâ Eyyûb › Ensârî'de kemerine iki yerden gayret k›l›c›n kuflanup ertesi alay › azîm ile sa‘d sâ‘at i tâli‘ i meymûnda cenâb › izzet-me’âblar› sa‘âdetle mah­miyye i Kostantiniyye'den âyîn i kadîmeleri ve kâ‘ide i amîmeleri üzre deryâ-misâl asâkir i kerrâr ile Dâvûdpafla fezâs›nda serâperde i hümâyûnunda ber-karâr olup cemî‘i ocak halk›na ihsân u in‘âmlar edüp sekizinci günde mahmiyye i taht › sânî Edir­ne'ye dâhil olup bir müflâvere i azîm dahi oldukda diyâr › Alaman'a sefer kal‘a i Yan›k ve kal‘a i Uyvar üzre olmas› mukarrer olduğunun se­bebi bu tahrîr olunan gibi ibtidâ sulha mugâyir ifl Nemse çâsâr›ndan olmufldur kim sebeb i gazâ y› Yan›k ve Uyvar ale't-tahkîk böyle olmufldur.

Andan sonra Edirne müflâveresinden Nemse çâ­sâr›na "Vaktine hâz›r ol" deyü nâmeler ile elçiler gitdi. Ve ol gün yine dîvân › azîmde huzûr › pâdi­flâh › âlem-penâhda Sadr›a‘zam Köpürlüzâde Fâz›l Ah­med Pafla ve Defterdâr Ahmed Pafla ve Yeniçeri ağa­s› Sâlih Pafla ve Re’îs Efendi fiâmîzâde ve'l-hâs›l cümle sefere me’mûr sekiz vezîr ve on sekiz eyâlet sâhib[i] mîr i mîrânlar ve sâ’ir ümerâlar ve cümle er­bâb › dîvân cümle ocak halk› huzûr › pâdiflâhîde üç yüz yetmifl alt› aded zer-ender-zer hil‘at i fâhire­ler geyilüp sa‘âdetlü pâdiflâh›n du‘â vü senâlar›yla sene (   ) mâh › (   ) günü,

Mahmiyye i Edirne'den kal‘a i Yan›k gazâs›na gitdiğimiz konaklar› beyân eder

Evvelâ bism i İlâh ile Edirne'den ç›kup cânib i garba gider Mustafâ Pafla Cisri kasabas› mukad­demâ tahrîr olup andan ubûr edüp 7 sâ‘atde,



Menzil i karye i Derbend i kebîr: Çirmen san­cağ› hâkinde kefere i Bulgar köyüdür. Andan 6 sâ‘at gidüp,

Kasaba i Hirmenli: Bâlâda cild i (   ) mev­sûfdur. An› geçüp 5 sâ‘atde,

Menzil i kasaba i Uzuncaova: Çirmen sancağ› hâkinde bir vâsi‘ sahrâda kal‘a-misâl bir hân › azî­mi var kim misli meğer Tatarbâzârc›ğ›'nda Mak­bûl iken Maktûl İbrâhîm Pafla sarây› kârbân› ola, ammâ bu­nun âsâr › binâs› andan metânet üzre seksen ocak­l› ve haremli ve içli t›fll› ve âhûr › azîmli bir hân › ibret-nümâd›r. Bir câmi‘i ve birkaç küçük hânlar› ve bir hammâm› ve iki bafllar› kal‘a kapusu gibi demir kapulu bir ma‘mûr çârsû y› bâzâr› cümle rusâs › hâs › nîlgûn ile mestûr hayrât › ma‘mûrlard›r kim bânîsi (   ) paflad›r, rahmetullâhi aleyh.

Ve yüz aded fukarâ evleri var, lâkin sular› yok­dur ve suya muhtâc bir alay ac u zâc fukarâlard›r, ammâ "Bu flâhrâh üzre asâkir i İslâm çok gitmek ile tarîk i âm üzre kaht [u] galâ ve izdihâm mukarrer­dir" deyü hakîr birkaç aded yâr › muvâf›k kimes­ne­ler ile evvelü'r-refîk sümme't-tarîk deyü refîk olup yoldan sapup köğden köğe zevk u safâ etmek içün Uzuncaova'dan sağ cânibe 6 sâ‘at sahrâ içre gidüp,



Menzil i karye i K›v›rc›kl›: Meğer bunda hafta bâzâr› durur imifl. Cânib i erba‘adan on bin âdem cem‘ olmufl. Anda ba‘z› eflyâlar ald›k. Andan bu mahalle karîb,

Karye i Yoğurdcu: Nehr i Meriç kenâr›nda bir gemiye süvâr olup karflu tarafa ubûr edüp ve 2 sâ‘at gidüp,

Kasaba i Ç›rpan: Mâ-tekaddem Arnavud­luk'dan gelirken meks edüp evsâf› tahrîr olun­mufl­dur, an› geçüp (   ) sâ‘atde âbâdân kurâlar ubûr ederek,

Karye i Arnavudlar, andan 3 sâ‘atde,

Menzil i flehr i İrem Eski Zağra: Bu dahi sene 1062 tâ[r]îhinde [53a] mevsûfdur. Bu mahalden se­yâhat etmediğimiz yerleri seyr [ü] temâflâ etmek içün,

Vidin flehrine ve Tuna yal›s› ile gitdiğimiz menâzilleri beyân eder

Evvelâ bu Eski Zağra'dan poyraz cânibine 2 sâ‘atde,



Karye i Derbend: Zağra ensesindeki dağlar içre tekâlîf i örfiyyeden mu‘âf u müsellem müslim değil bir kefere köyüdür. Derbend ban› davulun çalup âyende vü revendeleri selâmet ubûr etdirir. Bu köy Filibe nâz›r› taraf›ndan zabt olunur.

Andan 1 sâ‘atde nehr i Tunca kenâr›nda bir küçük vâdî i çemenzârda,



Sitâyifl i ›l›ca i Eski Zağra: Her sene Zağra kavmi kiraz mevsiminde iki sâ‘atde bu germâba gelüp çimerler ve harâretden halâs olurlar. Gâyet nâfi‘ suyu vard›r, ammâ havz› dard›r. Ol kadar mü­kellef binâ y› flâhânî değildir, ancak bir küçük kub­beli ›l›cad›r. Suyu ol kadar suhûniyyet üzre değildir, ne sermâ ve ne germâ bir mu‘tedil sudur. Bu ›l›ca hemân nehr i Tunca kurbunda bir çemenzâr yerde olmak ile hakîr ol çemenzârdan at ile ubûr edem der­ken hemân hakîrin at› kulağ›na dak gark olup at ça­balad›kça gark olduğun görüp hamd i Hudâ fakîr cüst ü çapük davranup atdan kendümü bir tarafa atup piyâde bile güçile cân halâs etdim. Meğer cumbul ve batlak imifl.

Hemân hüddâmlar›m ve birkaç ›l›ca teferrücüne gelen âdemler seyishânelerimin çember kolanlar›n ve garâr kolanlar›n çözüp yayan âdemler âheste re­vifl ile at›n yan›na varup at› boynundan ve kuyru­ğundan bağlayup "İsa tira mola" diyerek at› der-ke­nâr edüp gücile at› halâs etdik. Bi'z-zarûrî hakîr ›l›caya girüp safâ etdim ve at› da nehr i Tunca'da yay­kayup eğeri ve bisâtlar› güneflde kurudup nehr i Tunca'y› bu ›l›ca dibinde atlar ile geçdik. Bu ma­halde nehr i Tunca azd›r, zîrâ menba‘› yak›nd›r. Tor­bakurudan dağlar›ndan gelüp Edirne içinde Mihal köprüsü alt›nda nehr i Meriç'e mahlût olur. Ve bu mahalde nehr i Tunca'y› ubûr edüp (   ) sâ‘atde gidüp



Karye i Müflis: Müslüman ve Bulgar ve Rûm keferesi köyüdür. Bunu geçüp,

Der-fasl › kasaba i K›zanl›k

Lisân › Yörükân ve Çitağan üzre "K›zan" küçük oğlanc›klara derler. Âb [u] hevâs› latîf olduğundan ekseriyyâ zenâneleri ikiz ikiz vaz‘ › haml etdik­le­rinden hâlâ ve ol s›byân [u] püserânlar› kesret üzre oldu­ğundan Yörükân tâ’ifesi bu belîdeye K›zañ­l›k ve K›zanl›k deyü nâm vermifller. Bir rivâyetde Gâzî Hudâvendigâr asr›nda bu flehirde kaht › azîm olup k›zl›k olduğundan k›zanl›k demifller. Rûmeli eyâle­tinde Çirmen sancağ› hâkinde voyvadal›kd›r ve yüz elli akçe pâyesiyle flerîf kazâd›r. Mahkemesi tâ fleh­rin ortas›nda Keçideresi suyu üstünde bâğ › İrem-misâl bir mahkeme i fler‘ i Resûl i mübîndir. Ket­hu­dâyeri ve yeniçeri serdâr› ve muhtesibi ve bâcdâr› ve harâc ağas› ve flehir kethudâs› vard›r.



Eflkâl i flehri: Bir bay›r dibine vâk›‘ olmufl k›ble taraf› tâ kasaba i İslimye'ye var›r sahrâlard›r ve bir ucu tâ Sofya yan›nda kasaba i İzladi'ye var[›r] çemenzâr ve âbâdân fezâlard›r kim gâyet mahsûldâr dâr › diyârlard›r.

Cümle imâreti sekiz mihrâbd›r. Evvelâ Sar›ca Pafla câmi‘i, İskender Beğ bin Ali Beğ câmi‘i, mâ‘adâ mahalle mesâcidleridir, ammâ her birinin cemâ‘atleri çokdur, zîrâ halk› gâyet musallîlerdir.

Ve cümle yedi mahalledir. Müselmânlar› çok­dur, kefereleri azd›r, ahâlîsi ekseriyyâ Yörükând›r.

Ve cümle bin altm›fl aded tahtânî evlerdir, fev­kânîleri gâyet azd›r. Evvelâ Sinân Efendi hammâm› kurbunda Harâcc› Mustafâ Ağam›z›n konağ› fevkânî mükellef hânedir, sarây denilse de lây›k [u] sezâd›r. Ve Beflîr Efendi hânesi de fevkânî flâhâne hâne i bî-minnetdir. Ve mahkeme hem-çünân beyt i âlî fler‘ i vâlî hânesidir. Mâ‘adâ tarz › kadîm tahtânî ve tahta havl›l› evlerdir. Serâpâ kiremit sütûhlu ve câ-be-câ tahta flindire örtülü fukarâ evleri vard›r, ammâ kur­flum örtülü aslâ imâret yokdur.

Ve cümle iki aded medreseleri var. Medrese i Sar›ca Pafla ve medrese i İskender Beğ câmi‘inde tefsîr i flerîf dersi tilâvet olunup bu belîdede ulemâya rağbet ederler, ammâ mahsûs dârü'l-kurrâ ve dârü'l-hadîsi yokdur.

Ve cümle befl aded mekteb i ciğer-kûfle i püse­rânlar› var ve cümle üç aded tekye i erbâb › tarîk âsitâneleri var.

Ve cümle iki aded hammâm › râhatu'l-ervâh› var. Biri İskender hammâm›, câmi‘inin önünde kâr › kadîm germâb › rûflinâ y› latîfdir. Biri dahi Sinân Efendi hammâm› hofl-binâ ve hofl-havâ ve hofl-mâ humma i rûflinâd›r. Ve yüzden mütecâviz ev ham­mâmlar› vard›r deyü ehl i beled [53b] (beled) tefâ­hür kesb ederler.

Ve cümle hemân çârsû içinde bir mükellef hân› var ve cümle üç yüz aded dükkânlar› var, ammâ kârgîr binâ bezzâzistân› yokdur, lâkin pâbuççu dükkânlar› gâyet çokdur. Ve bu mahalde bir çâh › mâs› var gûyâ âb › hayâtd›r.

Ve kahvehâneleri ve selmânî berberleri gâyet mükellef ü müzeyyen dükkânlar› var. Ve mâ i cârî­leri gâyet çokdur.

Bâğ u bâğçeleri bî-hisâbd›r ve memdûhât›ndan fl›ral› engûru ve elmas› ve beyâz somunu birer vu­kiyye gelir ekmeği bir akçeye bir at yemi bir akçe­ye el-hâs›l › kelâm bir ganîmet bâğ › Merâm, kasa­ba i nîk-nâm, âb [u] hevâs› latîf mahbûbu ve mah­bûbe be­nâm belîdedir. Halk› gerçi Yörük Ç›takd›r, ammâ sulehâ y› ümmetden kendü hâllerinde garîb-dost muhibb i fukarâ âdemler.

.................. (1.5 sat›r bofl)....................

Andan maflr›k taraf›na Keçideresi'ne 1 sâ‘atde,



Karye i Keçideresi: Bir kûh › bülend dibine vâk›‘ olmufl dörd yüz hâneli bir kâfir köyü ve ze‘âmetdir ve flehr i K›zanl›ğa giden uyûn › câriye bu kayadan ç›kar bir mesîregâh serâpâ bâğ › İrem-misâl gül [ü] gülistân ve bâğ [u] bostânl› cinîn i gay­tânlar var kim bülbülân › çemenlerin hezâr hezârân feryâd [u] nâlânlar› âdemi flâdân u handân eder. Hayfâ ki bu vâdî i murgzâr bir belde i mu‘az­za­ma kurbunda gerek idi, ammâ K›zanl›k belîdesi a‘yânlar›n›n sâhib i tab‘ olan kimesnelerinin bu h›­yâbânistânda bâğ u müflebbek bostânlar› var. Kimi piyâde ve kimi esb-süvâr bir sâ‘at karîb olmak ile K›zanl›k'dan bu uyûn › câriye kenâr›nda bâğlar›na gelüp ayfl [ü] iflret edüp giderler.

Âb [u] hevâs› letâfetinden bu karyede al tebe­kânî elma yanakl› ve la‘l-gûn kiraz dudakl› ve marâl gazâlî gözlü ve flîrîn sözlü ve münevver yüzlü Bulgar ve Urûm k›zlar› olur. Hudâ › Hallâk'a ayând›r gûyâ her biri birer bânû y› perîzâdlard›r kim ta‘bîr ü tav­sîf olunmaz. Misilleri meğer fiâm › cennet-meflâm kurbunda flehr i Havrân güzelleri ola. Bu belîdede Harâcc› Mustafâ Ağa kar›ndafl›m›zla dahi mülâkât olup bizi bir bâğ › Merâmda kondurup cemî‘i me’­kûlât [u] meflrûbât›m›z ta‘yîn etdiğinden mâ‘adâ hakîre bir at ihsân etdi kim ne at bir hüssân › sâfinât misilli mu‘teber at.

Hâs›l › kelâm âmedâne bî-haber iken bu belîde içre mahbûbânlar ile sâd›kâne cemâl i bâ-ke­mâl temâflâs› ze[v]klerin edüp az kald› kim K›z›lelma ve Alaman ve Ungurus gazâlar›n ferâmûfl edeyazd›k. Hamd i Hudâ halâs olup 1 sâ‘atde,

Hâsköy: Tîmârd›r. Deli Mustafâ Befle ve Mah­mûd Befleler bu karyede hânedân sâhibleridir. An­lar› geçüp 1 sâ‘atde,

Menzil i karye i Oburça: Lisân › Tatar'da "obur", câdûya ve sihirbâz avrete ve mezârda diri­lene derler.

Bu karye fi›pka dağ› dibinde bâğl› ve bâğçeli müselmân köyüdür. Bir câmi‘i ve iki yüz hânesi var. Kâdiroğlu Velî Çelebi yahfl› când›r. Bize yarar refîkler koflup ale's-sabâh,



Yaylağ › fi›pka'n›n tâ zirve i a‘lâs›na iki sâ‘atde gücile ç›kd›k, zîrâ bir kûh › ser-bülenddir kim nihâyetine ç›kan gûyâ Mesîh-vâr evc i semâya urûc edüp kerrûbiyân sadâ­lar›n i[fli]düp aflağ›da cümle K›zanl›k sahrâs›nda zeyn olan kurâ vü kasabât ve mezâri‘ât ve bâğ u bâğçe ve çay›r ve çemeni serâpâ rûy › arzda ebrî kâğ›z gibi nakfl › bûkalemûn gibi görünür. Tâ bu mertebe âlî fi›pka dağ›d›r.

Ba‘dehu bu cebel i müntehân›n tepesinden 4 sâ‘at­de teper aflağ› enerken gerüden Çirmen ve K›rk­kenîse sancağ› zu‘amâlar›ndan kâmil befl yüz aded pür-silâh âdemler gelüp bize yetifldiler. Biz dahi cümle otuz alt› cürd atl› ve iki seyishâne âdem­ler idik. Cümle bir yere gelüp esenleflüp gö­rüflüp "Bu belde gâfil gitmemek gerekdir" deyü cüm­le­miz pür-silâh âmâde kimimiz piyâde ve ni­çemiz atl› yokufl enmede idik.



Der-beyân › sergüzeflt i hakîr

Bu cebel i bâlân›n n›sf›na vakt i zuhra karîb en­diğimizde bir teng ve sarp yerde ve bir çâh › gayyâ-misâl yerde ve sengistân ve cengelistân haydud kemîngâh› zîk yerlerde giderken iki taraf› s›k orman ve kayal›k mahûf u muhâtara boğazda hemân orman içinden haydudlar üzerimize iki tarafdan dökülüp ol dar boğazda boğaz›m›z alup anlar bize biz anlara birer yayl›m kurflu[m] urup anlar "Udri neboyse" der biz "Allâh Allâh" deyü feryâd ederiz. Yaka yakaya gelüp bir hayli ceng etdik. At ifllemez âlât › silâh kullanmaz, ne çâre, âhir i kâr cümlemiz atlar› b›rağup piyâde olup "Bire koma flehbâzlar›m" deyü h›rren-fe-h›rren yaka yakaya cenge âheng edüp bir sarp ormana s›­ğ›nup tâ vakt i zuhra var›nca bu dağ›stân içre bir sa­vafl › perhâfl etdik [kim] ta‘bîr olunmaz, ammâ küffâr › füccâr hayli var idi, belkim bizim askerden ziyâde idi.

El-hâs›l küffâr gitdikçe galebe [54a] edüp bir kerr[e] âh u feryâd ederek mağlûb olup târumâr olup çingâneler dedüğü gibi "Zuflte panu pine valu or­manos keres" etdikleri gibi bizler dahi küme küme ormanlara girdik, ammâ çok uzak gitmedik. Küffâr bizi komayup ibtidâ atlara sar›lal›m derken hikmet i Hudâ atlar›n niçesi bize doğru gelüp ve niçesi dağ­larda birbirleriyle anlar da çekiflerek boğuflup dö­ğüflerek serserî gezerlerken niçe gâzî­le­rimiz varup atlar›n dutup getirdiler. Bu kerre küffâr cümle se­yishâneleri ve niçe atlar› dağlara götürdüler ve sehel gitmeden dağlar içre yükleri y›kup cümle mâl› pay etmeğe oturdular. Küffâr › murdâr gözü­müz önünde mâl›m›z› yağmâ ederken biz dahi cümle bir yere geldik.

"Bire gâzîler, atlar gitdi ve mâl gitdi. Sefere nice gidelim. Bire bir kerre Allâh Allâh deyüp flu kâfire hücûm edelim. {M›sra‘}:



Görelim âyîne i devrân ne sûret gösterir

deyüp kasem billâh ile cümle ale'l-ittifâk bir yere cem‘ olup aflağ› dereler ard›ndan kâfirlerin ol­duğu bay›rlara havâle dağlara ç›kup cümle tü­fenglere avucumuzla saçma doldurup hemân bir uğurdan teper aflağ› "Allâh" deyüp hücûm edince flikâr der­dine düflmüfl kâfire bir yayl›m befl yüz tü­feng kur­flumu girince niçe küffâr silâha el edüp ceng et­meğe âğâze etdi, ammâ gayri küffâr silâhla­n›nca be-emri Hudâ küffâr › bed-girdâr târumâr olunca biz dahi flîrînleyüp,

"Bire koma gâzîlerim, hamd i Hudâ fursat ve nusret bizimdir" deyü teper aflağ› kâfirleri kova k›ra cümlesin kaç›rd›k.

Meğer yüz kadar küffârlar flikârlar›n alup gayri ormanda imifller. Hemân anlara dahi dal sâtûr › Muhammedî olup sadâ y› Allâh Allâh ile aç kurd koyuna girir gibi anlara da giriflüp aslâ amân u zamân vermeyüp niçeleri tu‘me i flemflîr olup ba­k›yyetü's-seyfi bizim gibi anlar da dağlara firâr et­diklerinde sûre i elem neflrah'dan:



1

âyeti hât›r›ma hutûr edüp hamd i Hudâ mâl [u] mâmelekimiz halâs edüp mansûr [u] muzaffer olup bafl›m›z kurtard›ğ›m›zdan mâ‘adâ yetmifl befl aded bafl ald›k ve bafl haydud ile alt›s›n hemân dağ ba­fl›nda mezkûr kâfir bafllar› yan›nda kaz›ğa urduk. On yedisi peykân › okdan sehm i kazâya uğra­yup mürd oldu ve dendân › k›l›çdan geçenlerin lâfle i murdârlar› dağda kald›. Ve k›rk adedi esîr i dest ber-kafâ kayd [u] bend oldu.

Bu esîrleri ve cümle mürd olan keferelerin lâflelerin koyup belle­rinde kemerlerin ve cümle esbâblar›n alup dokuz k›s­rak ve dörd eflek yükü flarâblar›n ve peksumatlar›n alup bir eflek üzre tobra içre iki kîse gurufl bulundu. Meğer bu kâfirler ale's-sabâh bu dağ eteklerinde bir kârbân bozup hayli âdem k›rup bu fi›pka dağ›na pay etmeğe gelirken bizlere râst gelüp "Fursat ganîmetdir" deyü bize sar›ld›lar, ammâ hamd i Hudâ k›r›lup esîr oldular. Ancak bizden dörd aded yiğit flehîd olup hemân ol mahalde defn etdik ve dörd re’s at›m›z dahi flehîd oldu ve on tokuz yiğidimiz mecrûh olup bu kadar ganîmet ile ve k›rk aded esîr ile yine pür-silâh ve âmâde yokufl aflağ› enerken,


Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin