Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə26/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   72

Evsâf › palanka i Fötvar

Lisân › Macarca (   ) (   ) (   ) demekdir. Bânîsi Ungurus krallar›ndan Lagofl kral binâs›d›r.

Ba‘dehu sene 936 târîhinde Âl i Osmân askeri harâb edüp ba‘dehu sene i mezbûrede Süleymân Hân amâr etdi. Budin hâkinde pafla hâss› ve niyâ­betdir. Bunun dahi kal‘as› nehr i Tuna kenâ[r›nda] gâyet mürtefi‘ bir dağ üzre bir h›sn › hasîn ve bir üstüvâr bir ra‘nâ hisârd›r kim Tuna kenâr›nda olan palanka hisârlarda bundan metîn palanka yokdur kim gird-â-gird üç kat dolma r›ht›m binâl› palanka­d›r.

Cümle etrâf›nda iki kat gayyâ deresi gibi kesme handak› var ve iki yerde metîn ve kavî ağaç kapular› var. Bir kapusu maflr›k cânibine nâz›r küçük kapu­dur. Handak› üzre haflebden bir kasr› var, lonca derler, bir temâflâgâhd›r kim cümle hüddâmân › hi­sâr bu kas›rda oturup Tuna iskelesin temâflâ ederler. Ve [bu] kapudan ahâlî i kal‘a Tuna'dan su al›rlar. Bir kapusu dahi mağrib cânibine büyük kapudur, taflra varofla mekflûfdur. Bunun dahi handak üzre cisri asma zincîrli hafleb kantarad›r. Bu kal‘an›n çâr-kû­flesinde metîn ü müstahkem kullelerinde flâhî zarbu­zan flâhâne flâhî toplar› var.

Derûn › hisârda cümle yetmifl aded flindire tahta örtülü hâneleri ve bir kenîseden tebdîl olmufl Süleymân Hân câmi‘i var, gâyet ma‘bedgâh › ka­dîm ve kârgîr binâd›r. Hattâ bu câmi‘e muttas›l evc i âsumâna ser çekmifl çâr-kûfle fieddâdî binâ bir kulle i ra‘nâs› var kim cihân-nümâ olup cemî‘i Keçkemet sahrâlar› ve fiarkez yakalar› üç konak yerdir, bu kulle i bâlâdan nümâyân olup tahta ör­tülü ayyûka kad-keflân olmufl bir kulle i bâlâd›r kim tâ zirve i a‘lâs›nda dörd aded serâmed toplar› vard›r. Dahi mâ-fevkinde bu kulle üzre Süleymân Hân câmi‘inin bir musanna‘ serâmed tahta menâresi vard›r. Ve bu kullede dizdâr›n ve iki yüz aded kal‘a neferâtlar[›n›n] zî-k›ymet metâ‘lar› mahfûzdur, zîr[â] sa‘b [71b] ve metîn kulle i bâlâd›r.

Der-beyân › varofl › kal‘a i Fötvar

Çâr-kûfle bir yal›n kat dolma palanka dîvârl› azîm varofldur kim dâ’iren-mâdâr cirmi dörd bin ad›m ihâta eder. Metîn kulle [ve] tabyalar ile ârâste ve gâyet sarp handak › amîk ile pîrâste olmufl iki aded kapusu ve ikifler kat tahta kanatl› kavî kapulard›r. Her kapu üzre tahta tabyal› ve âmâde toplu kulleleri var kim bu kapular›n birinden girilüp birinden ç›k›­l›r, ortas› flâhrâh bir varofl › menzilgâh palankad›r. Cümle iki yüz aded tahta sutûhlu tahtânî evleri ve bâğçeleri ve âb › hayât kuyular› [ve] bir câmi‘i var, mâ-tekaddem bu da bir deyr i musanna‘ imifl, hâlâ bir câmi‘ i müreffa‘d›r. Ve bir mescidi ve bir hân› ve elli aded dükkân› ve hân cenbinde bir sebîlhâne i {erbâb-›} atflân›.

Bu imâretlerden mâ‘adâ bu varoflun niçe arz › hâliye yerleri var. Hattâ ol kadar vâsi‘ varofldur kim cümle mezâristân› bu kal‘a içredir. Ve bu kal‘ada y›lda bir kerre befl on bin âdem cem‘ olup pana­yur › azîm, ya‘nî bâzâr durup bu kal‘a içre iki üç yüz kadar külbe i ahzândan dükkânlar yaparlar. Tâ bu mertebe vâsi‘ varofldur.

Ve âb [u] havâs› ve mahbûbesi çokdur. Ve bâğlar› bî-hisâb olup beyne'l-halk hâk i pâki mer­gûbdur.

Andan yine cânib i garba nehr i Tuna kenâr›yla 3 sâ‘at gidüp,

Evsâf › palanka i Penteli

Bu Boflnak lisân›yla (   ) (   ) (   ) demekdir. Kadîm i eyyâmda kefere krallar›ndan S›yolabi Yanofl Kral binâs› idi.

Ba‘dehu sene 936 târîhinde guzât › müslimîn ihrâk edüp ba‘de'l-feth i Budin bu kal‘ay› Süley­mân Hân sene-i mezbûrede tecdîden binâ etdi.

Ba‘dehu sene 1072 târîhinde bu hakîr Serdâr Ali Pafla ve Melek Ahmed Pafla efendilerimiz ile di­yâr › Erdel gazâs›nda iken Nemse çâsâr› fursat bu­lup Âl i Osmân'›n Erdel'i nehb ü gâret etdiğine karfl›l›k sulha muğâyir o dahi karfl›l›k edüp bar›fl›kl›ğ› bozup bu kal‘a i Penteli'yi ›hrâk bi'n-nâr etdiğinden bu Yan›k seferimiz zuhûr etmesine bâ‘is ü bâdî bu kal‘a i Penteli ve gayri kal‘alar›n ›hrâk olunmas› se­beb olmufldur.

Ba‘dehu bu kal‘a i Penteli'yi fermân › pâdi­flâhîyle Budin vezîri İsmâ‘îl Pafla henüz bu sene 1073 müceddeden binâ etmeğe mübâfleret edüp mukaddemâ Budin vezîri Hasan Pafla binâ etdiğin­den vâsi‘ ve metîn etmeğe mübâfleret edüp ibtidâ bir hünkâr câmi‘i inflâ etmifller kim Tuna kenâr› palankalar›nda böyle flâhâne rûflen binâ câmi‘ i ra‘nâ olmam›fld›r.

Bunun dahi zemîni nehr i Tuna kenâr›nda bir mür­tefi‘ bay›r üzre nev binâ olmada, çâr-kûfle fla­ram­pavl› ve sa‘b handakl› maflr›k taraf› nehr i Tu­na'ya nâz›r ve mağrib taraf› kesme toprak han­dakl› kal‘ad›r. İçinde hâne ve cebehâneleri dahi nâ-tamâm idi, ammâ neferâtlar› üç yüz kadar ve dizdâr› ve Budin kulu serdâr› olup hidmetde idiler. Varoflu mukaddemâ itmâm bulup yüz aded tahta örtülü hâ­neli ve bir hânl› ve yigirmi dükkânl› varofl › nev bi­nâd›r, ammâ hûb-havâ ve bâğ u bâğçeleri bî-hisâb­d›r.

Bu kal‘adan ç›kup Budin taraf›na giderken bir handak gibi dere içre cemî‘i Âl i Osmân askeri ol dereden geçüp 4 sâ‘atde,

Evsâf › palanka i Cânkurtaran

Sene 935 târîhinde Süleymân Hân Beç kal‘as›n muhâsara edüp ve fliddet i flitâ ta‘kîb edüp asâkir i İslâm'›n cenge iktidârlar› olmayup bi-emri Hudâ cümle hazâ’in i bârgâh › Âl i Osmân› umûmen Beç kal‘as› alt›nda b›rağup hemân Süleymân fiâh h›rka i Resûl'ü ve alem i Habîbullâh'› alup niçe iç ağalar› top-keflân câmûslar›na binüp Ni‘met-Uyvar alt›ndan nehr i Raba'y› ubûr edüp Ustolni-Belgrad'a uğra­mayup tâ kal‘a i Beç'den alt› gün alt› gece de ol flid­det i flitâda bu Cânkurtaran mahallinde Kovin adas› önünde meks eyleyüp Pâdiflâh Süleymân fiâh bir kay›k ile Kovin adas›na geçüp vüzerâlar›na buyurur­lar kim:

"Bu meks etdiğimiz yere ne derler" derler. Serhadli derler kim,

"Hünkâr›m Kovin adas› yeri derler" dedikle­rinde Süleymân Hân buyururlar kim,

"Yok bu mahalle cân kurtaran derler. Biz Beç'den bu mahalle asâkir i İslâmla gelüp cân kur­tard›k. Bir dahi benim askerimden ve evlâd › zevi'l-ihtirâmlar›mdan nehr i Raba'y› ve kal‘a i Yan›k'› ubûr eden evlâdlar›m Yan›k'da yanalar ve Beç'de peç ve pûç ve iflleri hiç ve pîç pîç olalar ben­ci­le­yin bu Cânkurtaran'a gelüp cân kurtaralar" deyü Beç kal‘as› ve Yan›k kal‘as› alt›na varanlara beddu‘â edüp ba‘dehu buyurdular kim,

"Tîz bu mahalle Cânkurtaran nâm›yla bir kal‘a inflâ edün" buyurduklar[›nda] bu kal‘aya flürû‘ edüp nâm›na Süleymân Hân Cânkurtaran buyur­dular.



{Sitâyifl i flecâ‘at i gâziyân › Cânkurtaran}

Ammâ sene 1072 Nemse çâsâr› tahrîkiyle bu kal‘aya Zirinoğlu k›rk bin asker ile bu kal‘ay› dö­ğüp Penteli kal‘as› gibi ›hrâk edem zann edüp zara­bât › top › kûplar ile bu kal‘an›n câ-be-câ yerlerin rahnedâr [72a] edüp fleb [ü] rûz döğerken derûn › hisârda mahsûr olan gâzîler görseler kim Budin'den imdâd yok ve cümle Âl i Osmân askeri vilâyet i Erdel gazâs›nda. Ne çâre imdâddan me’yûs olup bir gece cemî‘i k›rk bin küffâr › hâksâr › murdâr › bed­kâr mah­mûr u evkâr h›nzîrlar gibi horlayup yat›r­lar­ken cüm­le guzât › Cânkurtaran cânlar›n kurtar­ma­dan geçüp cümle avret ve oğlanlar›yla iki bin altm›fl aded sağîr ü kebîr âdemler olup dal sâtûr › Mu­ham­medî kal‘a kapusun­dan taflra ç›kup derûn › dil­den ve cân [u] gönülden Cânkurtaranl› sadâ y› Allâh Allâh'a rehâ buldurup küffâra bir yayl›m kal‘adan toplar ve bir yayl›m tüfengler atup cân havliyle kâfire giriflüp ol vakt i fiâfi‘îde kâfire bir k›l›ç ururlar kim vasf›nda lisân kâs›rd›r.

Cümle küffâr bu fleb-hûnu görüp hâbdan cümle serâsime bîdâr olup kimi nehr i Tuna'ya kendüyi atup kimi uryânen dağlara düflüp kimi ç›plak atlar›na binüp firâr edüp bu kadar bârgâh [u] büngâhlar› ve bu kadar mâl › hazâ’inleri Cân­kur­taran alt›nda kalup Cânkurtaran alt›nda yedi bini cân kurtarmayup bî-cân olup dendân › tîğ › âtefl-tâb › gâziyân › Cânkurtaran'dan geçüp bak›yyetü's-süyûflar›ndan iki bin altm›fl kadar esîrleri alup kavm i Cânkurtaran cânlar›n ve kal‘alar›n kurtard›k­la­r›ndan mâ‘adâ bu kadar mâl › ganâ’imle muğ­te­nim olduklar›n bu hakîr Erdel gazâs›nda iken bu feth i meserret haberi Erdel'de Ali Pafla'ya geldiği ma‘lûmumdur.

Ba‘dehu cümle cebehâne ve mâl › hazâ’ini Cânkurtaranl› taksîm i guremâ edüp cümle cebe­hâne ve toplar› Cânkurtaran kal‘as›na zeyn ederler. Hâlâ flimdi Budin serhadleri palankalar›nda Cân­kur­taran gibi bir pür-silâh cebehâneli ve balye­mez toplu ve eyle yarar ve nâmdâr kullu bir pa­lanka hi­sâr yokdur. Hâlâ cümle yedi Hersek banlar›,

"Âh gidi Cânkurtaranl›" deyüp âh [u] enîn i serd çekerler. Hudâ bu kal‘ac›ğ› düflman flerrinden emîn ede, âmîn ve yâ Mu‘în.

Hattâ flimdi bu mahalde Cânkurtaran'›n diz­dâr›na ve bölük ağalar›na ve befl yüz aded kal‘a ne­ferâtlar›na cümle yetmifl aded zer-ender-zer hil‘at i fâhireler geydirüp cümle gâzîlerinin bafllar›na Sad[r›]­­a‘zam kendü dest i flerîfleriyle birer gümüfl çeleng­ler sokup cümle serhad halk› mâbey­ninde Cânkur­ta­ranl›lar ser-firâz oldular.



Der-medh i eflkâl i zemîn i kal‘a i Cânkurtaran

Nehr i Tuna kenâr›nda bir vâsi‘ fezâda çâr-kûfle ve çâr tabyal› gâyet metîn ü müstahkem dolma r›h­t›m fieddâdî palankad›r, ammâ her mefle ağac› direk­leri birer âdem güc ile kucaklar kal›n mefle ve pelîd ağaçlar›d›r kim bu kadar zamândan berü âbnûs ağac›na dönmüfl direklerdir. Hattâ küffâr bu kerre bu kal‘ay› bu kadar za­mân balyemez toplar ile döğüp gülleleri iki direk mâbeynine girüp gâ’ib olmufl. Tâ bu mertebe metîn palankad›r.

Ve handak› gâyet amîk ve arîz ve sa‘b hafr i azîmdir. Cümle top mazgallar› handaka nâ­z›rd›r, zîrâ bu ağaç kal‘alarda düflmanlar geldikde handak­la­r›n­dan korkarlar. An›niçün bu kal‘an›n handak kenâr›nda bir kat direklerden dâ’i­ren-mâdâr flaram­pav meterisleri var. Düflmanlar handaka gel­me­sin içün bir hayli zamân bu flaram­pavlarda cümle gâ­ziyân ceng [ü] cidâl ve harb [ü] k›tâl ederler.

Ve cümle üç kapusu var, ikisi nehr i Tuna ke­nâr›nda cânib i flarka aç›l›r ve ahâlî i kal‘a bu kapu­lardan su alup, iskeledir kim gemiler yanafl›r. Ve biri büyük kapudur kim cânib i cenûbda taflra va­rofla aç›l›r. Bu kapular önünde handaklar üzre zincîrli asma cisirleri bafl›nda lonca kas›rlar› var.

Ve bu kal‘a içre cümle yüz elli aded bâğçesiz darac›k ve sokaklar› dar evlerdir kim her sokak ba­fl›nda bendleri var. Ve bir Süleymân Hân câmi‘i ve cebehâne mahzenleri ve g›lâl anbâr› var.

Ve bu kal‘an›n Tuna kenâr› köflesinde bir vîrân kenîsesi var, içinde keraste ve gayri mühimmât [u] levâz›mâtlar› ve flehrin niçe hayvânâtlar› memlûdur. Hattâ bu kal‘a içinde olan guzât › muvahhidînin ehl [ü] iyâlleri birbirlerinden aslâ kaçmazlar, zîrâ cümle evlâd › evlâdlar› birbirleriyle dükelisi akrabâ ve ta‘allukâtlard›r. An›niçün birbirlerinden hicâb edüp ceng etmede yarar ve bahâd›rlard›r. Bu kal‘a içre gayri âdem girüp müte’ehhil olup sâkin olamazlar. Meğer taflra varoflda tavattun edeler.



Der-kayd › varofl › Cânkurtaran: Bu varofl hisâr dahi bir sarp yal›n kat palanka ve flarampavl› rabâtd›r ve cümle yüz elli kadar hâneli ve sarp han­dakl› ve bir hânl› ve yigirmi dükkânl› ma‘mûr ve s›k ve ganîmet intihâ i serhaddir. Bunun dahi âb [u] hevâs› latîfdir. Ve bâğ u bâğçeleri cümle bu kal‘a karflusunda cezîre i Kovin'dedir.

Der-beyân › ziyâretgâh › flühedâ y› Kovin ve eflkâl i cezîre i Kovin

Serhad ahâlîsi bu cezîreye [72b] Kovin derler, Osmânl› Koyun adas› derler. fiarkdan garba tûlânîsi altm›fl mîl tavîl bir cezîre i vâsi‘dir kim arz› bir fer­sah enli cezîre i azîmdir. İçinde yedi pâre ma‘mûr köyleri ve niçe kerre yüz bin aded devâbbâtlar› ve Cânkurtaranl›lar›n bu kadar bin bâğ › İreme-zâtlar› bu cezîre içindedir. Birkaç ahbâb ile Cânkur­ta­ran'dan atlar›m›z gemilere koyup bu cezî­reye ubûr edüp anda cümle,



Ziyâret etdiğimiz flühedâlar›n menâk›blar›n beyân eder

Evvelâ sene 1004 târîhinde Fâtih i Eğre Sultân Mehemmed Hân › Sâlis tâbe serâ[h] ve ce‘ale'l-cen­netü mesvâhd›r kim anlar›n zamân › sa‘âdetlerinde küffâr › Macar › füccâr › hâksâr gâyetü'l-gâye isyân u tuğyânlar ederek her cânibleri nehb ü gâret ve alan u tâlân ederek gelüp Keçkemet k›rlar›n ve Heves ve Çokrad kal‘alar›n ve fiarkez ve Salanta sahrâlar›n sahr edüp âbâdân olan kurâ vü kasabâtlar› cümle kabza i tasarrufa alup Âl i Osmân'› Eğre kal‘as› gazâs›na gitmeğe mâni‘ {olmak} içün bu cezîre i Kovin'de küffâr yüz bin askerle konup kat-ender-kat taburlar çatup eğer Tuna'dan gemiler ve eğer karadan asâkir i İslâm'a rehzenlikler edüp cü­yûfl › muvah­hi­dîne hayli rahneler verir.

Âhirü'l-emr pâdiflâh › cem-vakâr › sâhib kiflve­rin fermân › hümâyûnlar›yla celâlîden mutî‘ [ü] mün­kâd olma Celâlî Hasan Pafla'n›n ve Dervîfl Pafla'n›n celâlî ve cemâlî ve sekbân ve sal›c› var›c› zorba as­ker­­leriyle cümle otuz iki bin aded güzîde askerleri bir gece niçe bin aded Tuna gemileriyle bu cezîre i Kovin'e geçirüp her biri birer zor › bâzûya mâlik zorba kağan arslana benzer yiğitler kim her biri Anadolu diyâr›nda re‘âyâ vü berâyân›n koyunun ve kuzu [ve] tavuk ve kazlar›n tenâvül etmeden Ma‘dî Kerib'e dönmüfller idi.

Bu cezîreye ale'l-gafle bu kadar bin guzât › müslimîn geçince cümle gemiler gidüp bunlar bu cezîrede küffâr ile cenge âheng ederek kâmil üç gün üç gece bir ceng [ü] savafl › perhâfl ederler kim hâlâ cemî‘i serhad tevârîhlerinde mastûrdur.

Hulâsa i kelâm üç günde yetmifl bin kâfiri k›l›ç­dan geçirüp yigirmi bin güzîde kefereler nehr i Tuna'da gark olup yüz bin küffârdan bir cân › ke­fere rehâ bulmayup flemflîr i miczemden geçinceğe dek cümle celâlî askerleri de cümle flehîd olup he­mân

"Celâlî Hasan Pafla kendü eliyle üç günde yedi yüz kâfir k›rd›" deyü bu cengde halâs olan Dervîfl Pafla askeri bu Cânkurtaranl›lara nakl etmifller.

Anlar›n nakilleri üzre bu gazâda hâz›r olanlar­dan bu hakîr istimâ‘ edüp bu mahalle tahrîr etdik, ammâ be-kavl i kavm i Cânkurtaran bu celâlî kavmi bu cezîreye geçdiklerinde Budin vezîrinden bize fermân gelüp,

"Olmaya ki flâyed celâlî kavmi adaya geçince imdâd edesiz ve yâhûd münhezim olurlarsa kay›k­larla beri alas›z ve atlar›yla yüzerek beri geçerlerse cümle k›ras›z, ammâ Dervîfl Paflal›ya imdâd edesiz, beri geçerlerse alas›z" deyü fermânlar gelüp, "Alâ­met i flerîfeme i‘timâd edesiz ve illâ mâl [u] mâme­le­kiniz gitmek ile halâs olmayup cümleniz katl i âmm olunursuz" deyü fermânlar geldiğinden havf edüp,

"Cezîrede olanlara biz imdâd etmedik, ve imdâda dahi muhtâc olmayup cümle flehîd olup celâlîden cân kurtulmad›, ammâ Dervîfl Paflazâde flehd i flehâdet câm›n nûfl edüp ancak üç yüz âdemi hayâtda mecrûh kalup ba‘de'l-ceng [ü] cidâl cüm­lemiz bu cezîreye geçüp ol kadar mâl › ganâ’im al­d›k kim hâlâ ol mâl ile muğtenem âdemlerimiz var­d›r" deyü bu ceng [ü] cidâli Cânkurtaran ihtiyârlar› nakl etdiler.

Ba‘dehu cemî‘i guzât › müslimînin cesed i fle­rîf­lerin sekiz aded hunka, ya‘nî sekiz aded yumru de­peler edüp cümle flühedâlar› defn ederler. Hâlâ se­kiz y›ğ›n ziyâretgâhd›r. Deli Gâzî Hasan Pafla ve Der­vîfl Paflazâde mer­kadleri âflikârelerdir, ammâ mâ‘a­dâlar› hunka depe­lerdir.

Ammâ Dervîfl Pafla hemân ol cengden sonra at ile nehr i Tuna'y› y›ld›­rup Cânkurtaran'a cân atup eyle cân kurtarup halâs olur. Hâlâ bu Kovin adas›n­da on dörd yerde küf­fâr › hâksâr›n üstühânlar› püflte püfl­te y›ğ›l›d›r ve niçe yüz yerde küffâr kafâlar› laha­na y›ğ›nlar› gibi y›ğ›n y›ğ›n pâymâl i rimâl galtân olup yat›r.

Ba‘dehu Gâzî Dervîfl Pafla bu cezîre ma‘re­ke­sin­den halâsdan sonra Budin taraflar›na serdâr › mu‘azzam olup Cânkurtaran'a geldikde bir kay›ğa binüp bu Koyun adas›na geçüp münhezim olduğu yerde evlâd› üzre ve cemî‘i celâlî gâzîleri ve kendü flühedâlar› üzre bir kasr › âlî inflâ edüp etrâ­f›na niçe bin aded flecere i müsmirâtlar diküp hâlâ bir ziyâ­ret­gâh › erbâb › dilând›r. Hamd i Hudâ bu cümle flühe­dâ­lar› bu mahalde ziyâret edüp rûhlar›y­çün bir Yâsîn i flerîfe tilâvet etdik. Rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Bu ziyâret kasr›n›n sütûnunda tahrîr oluna[n] hatt › ta‘lîk fli‘r budur:

Hakîm i Mutlak'›n olmasa ger bir iflde tedbîri

Müfîd olmaz hezâr e[r]bâb › akl›n re’y [ü] tedbîri

İnâyet eylese bir bendesine Hazret i Mevlâ [73a]

Sevâb olur hatâs› hep kemâl i mahz › taksîri

Sa‘âdet isterisen ehl i teslîm [ü] tevekkül ol

Kabûl et cân ile Dervîfl bu pend i Hazret i Pîri

deyü Dervîfl Pafla kendü hatt›yla tahrîr etmifl.

Me’âl i kelâm cezîre cenglerinde bu dahi bir neberd i azîmdir, ammâ bu cezîrede bir kal‘a olsa cemî‘i Tuna yal›lar› üzre olan k›lâ‘ › metîneler emn ü amân olurdu, ammâ hakîrin akl › kâs›r›yla kal‘a bu cezîrenin Budin taraf›ndaki ucunda olsa nehr i Tuna'n›n iki taraf›ndan dahi hayduk kay›klar› geç­mezlerdi ve's-selâm.

Ammâ bu cezîrenin bâğlar› bâğ › İremden niflân verir bâğçeleri var kim Âl i Osmân ordusun ganî­met etdi. Andan dahi kalkup cânib i flimâle 2 sâ‘at gidüp,



Evsâf › palanka i Erçin

Süleymân Hân asr›nda sene 935 târîhinde Erçin nâm bir mîr i livâ i benâm gazâ mâl›yla hasbetenlil­lâh bu kal‘ay› inflâ etmeğile ol gâzînin ismiyle mü­semmâ bir kal‘ac›k imifl, ammâ yine sene 1072 târîhinde bu hakîr Erdel'de iken Zirinoğlu nâm la‘în i pelîd i bî-dinin ›hrâk etdiği kal‘an›n biri dahi budur. Ba‘dehu İsmâ‘îl Pafla bu kal‘ay› mü­ced­de­den binâ edüp evvelkiden dahi metîn oldu dediler, zîrâ hakîr evvelki kal‘ay› görmemifl idim, zîrâ bu serhadlere ibtidâ seyâhatimizdir.

Bu kal‘a içre elli aded tahta örtülü neferât hâ­ne­leri ve cebe­hânesi ve anbâr› ve hünkâr câmi‘i ve maflr›ka nâz›r bir kapusu ve bir taraf› sa‘b handakd›r ve handak taraf› âlî bay›rd›r. Küffâr bu kal‘ay› bu mahalden döğüp amân ile istîlâ edüp ba‘dehu ibâdullâhlar› esîr eder.

Hâlâ dizdâr› ve iki yüz yeni neferâtlar› var, am­mâ dahi toplar› ve cebehânesi yokdur. Cümle küffâr götürmüfl. Ancak üç aded k›r›k top kalm›fl. Ve taflra varoflu berbâd yerde yat›r, ancak handak› kalm›fl. Ve bir yeni hân › zîbâ ve k›rk aded dekâ­kîn i ra‘nâ bi­nâ olunmufl. Ve bu harâb varoflun handak›ndan tafl­ras› serâpâ müflebbek bostânlard›r. Ve bâğ u bâğçesi bî-hisâbd›r kim hâlâ amârd›r. Andan flimâle 3 sâ‘atde,



Evsâf › palanka i Hamza Beğ

Bunu dahi Süleymân Hân fermân›yla kal‘a i fiimatorna beği Hamza Beğ nâm benâm › hümâm sene 936 târîhinde binâ etmek ile Hamza Beğ nâ­m›yla müsemmâ bir palanka i ra‘nâc›kd›r. Bu dahi nehr i Tuna kenâr›nda gâyet ma‘mûr imifl, lâkin bunu dahi tahrîr olunan sene i mezbûrelerde Zirin­oğlu ›hrâk bi'n-nâr edüp ahâlîleri gemilere bi­nüp fi­râr eder. Bunun dahi cümle hâneleri ve top­lar›n alup dâr › menhûslar›na gider.

Ba‘dehu Budin Vezîri İsmâ‘îl Pafla Sadr›a‘za­m›n Yan›k gazâs›na geleceğin istimâ‘ edüp re‘âyâ vü berâyâ y› bî-had üflürüp müceddeden binâ eder. Diz­dâr› ve üç yüz neferâtlar› henüz mü­ceddeden tah­rîr olunup firâr eden dizdâr› bu ma­halde otak önün­de katl olunup gayri neferâtlar› ferd i tîmâr kayd olundu.

Derûn › hisârda ancak yigirmi flindire tahta ile mestûr hâneler ve bir câmi‘ i Süleymân Hân binâ olunup nûr olmufl ve bir kârgîr tafl binâ bir minâre i bâ­lâs› var, külâh› kurflumlu ve alemi kalayl›d›r. Va­roflu henüz ma‘mûr olmadad›r, lâkin havâlîsi olan bay›rlar serâpâ bâğlard›r.

Andan yine asâkir i İslâm ile kalkup azîm alaylar tenbîh olunup kanûn › Âl i Osmân üzre çet-a-çet mevc ü mevc ve fevc ü fevc asâkir i İslâm cebe vü cevflene müstağrak olup Budin sahrâs›nda Kileovas› nâm tâ fezâ y› hâmûn leb-ber-leb cüyûfl › muvahhidîn olup cemî‘i mîr i mîrân vüzerâ ve vü­kelâ ve erbâb › dîvân gürûh gürûh giderken cümle ahâlî i Budin'in s›ğâr u kibâr› serdâr › mu‘azzam›n istikbâline ç›k›lu[p] cümle Budin'in on yedi bin ku­lu pür-silâh olup kat-ender-kat selâma durup cümle yüz yetmifl aded nâmdâr ağalar› rikâ[b ›] Sadr›­a‘za­ma yüz sürüp sâ’ir neferâtlar› âdâb üzre karâr-dâde ol­dular. Ve yine asâkir i İslâm alay ile gitmede.

Hikmet i Hudâ eyyâm › müsâ‘id ile nehr i Tuna üzre bin pâre zahîre gemileri bâdbânlar› ve f›land›ra ve sancağ u bayrağ u alemlerin küflâde edüp asker i İslâm karadan, anlar Tuna'dan gider­ken kal‘a i Budin ve kal‘a i Gerz İlyâs ve kal‘a i Peflte ve kal‘a i Bârûdhâne nümâyân oldukda el-aza­metullâh ibtidâ sadr›a‘za­ma ve sancağ › Resûl­ullâh'a ve asâkir i cündullâha vehle i ûlâda Gerz İlyâs kal‘as› bir yayl›m top ve bir yayl›m tü­feng mezkûr Budin ve Peflte kal‘alar› "Safâ geldiniz ve hofl geldiniz" deyü üç pâre k›lâ‘ › azîmeler ol ka­dar top u tüfeng ü fifleng flâdumânlar› edüp cümle kal‘a neferâtlar› gülbâng › Muhammedîler çeküp cümle kal‘a murg › semender-vâr âtefl i Nemrûd ve bârûd › siyâhdan peydâ olan dûd içinde kal‘alar kalup zemîn ü zemân u âsumân lerzân oldu.

Ba‘dehu gird i sipâh ve dûd › siyâh › bârûd ber-havâ olunca an› gör[dük], dörd pâre mezkûr kal‘alar dürr i beyz-âsâ barud › siyâh [73b] içinden dürr i yetîm-vâr fla‘fla‘a urup cemî‘i ebrâclar› ve dendân › bedenleri tuğlar ve sancağ u bayrağ u f›land›ralar ile ârâste ve niçe yüz pâre toplar ile pî­râste olmufl kal‘a i Budin'i gördüğümde sad lek hamd [ü] senâlar edüp "Âh murâd [u] merâm›m üzre ziyâret ve temâflâ edebilsem Allâhümme yessir" deyü du‘â vü senâ etdim.

Zîrâ bu ana dek otuz befl sene seyâhatimde bu tarz [u] tarh ve bu nümâyifl ve bu mehâbet ü salâbet üzre böyle bir sedd i Kahkahâ kal‘a i bâlâ gör­me­mifl idim. Hemân cemî‘i asker i İslâm alay › azîm ile Sadr›a‘zam› kal‘a i Budin alt›ndaki Kile sah­râ­s›nda se­râperdesinde nüzûl edince yine dörd pâre mezkûr k›lâ‘lardan hayr-makdem toplar› endâht olup arz u semâ dir dir ditredi.

Andan hakîr İbrâhîm Pafla efendimizle me’mûr olduğumuz kolumuzda hayme­mizle meks edüp Budin temâflâs›na piyâdece gitdim.

Evsâf › taht › çâsâr › K›z›lelma y› cây › amân ve dârü'l-mülk i kral › Ungurus ve diyâr › Alaman, ya‘nî h›sn › hasîn ve sedd i metîn a‘nî sedd i üstüvâr › kal‘a i Budin

hafizahullâhu min âfât, ayn a‘dâi'l-müflrikîn, âmîn yâ Mu‘în, bi-hakki hürmeti Seyyidi'l mürselîn

Be-kavli müverrihân › kefere i Latin ve müver­rihân › Macar › irflekân ve müverrihân › Rûm › Yû­nâ­niyân kavilleri üzre bu kal‘a i Budun'u Haz­ret i Risâ­let-penâh›n vilâdetinden 882 sene evvel İsken­der i Kübrâ vilâdetinde Nemçe krallar›ndan Goron­di Miklofl Kral binâs›d›r.

Ol zamânda Budun'›n ismi lisân › Nemse'ce (   ) (   ) idi. Lisân › Macar'da (   ) (   ) d›r, lisân › La­tin'de (   ) (   ) dir, lisân › Rûm'da (   ) (   ) d›r, li­sân › Etrâk'de Budin'dir, lisân › Boflnak'da Bu­dun'dur.

Ba‘dehu bu kal‘a niçe divelden divele intikâl edüp her kral › dâll i bed-fi‘âl bu kal‘ay› zamîme i amâr ede ede bir h›sn › metîn etdiler.

Ba‘dehu Âl i Osmân'›n ibtidâ tulû‘u sene (   ) târîhi olunca bu kal‘an›n sene i mezbûrda tâli‘in yoklayup eyle buldular kim Türk;'de sâhib i zuhûr olan Osmân'›n oğullar›ndan Sar› Süleymân Igrando Kostantinapol bu Budin'i ve etrâf›nda olan cemî‘i kal‘alar› alalar, ammâ Beç kal‘as›n ala­mayup gideler. Çünki Beç kal‘as›n›n tâli‘in ilm i nücûm ile böyle bulup cümle kral › dâller bir yere gelüp turvin ü meflveret edüp Budin kral› olan Koca Milon Poturi Miklofl Krala cümle krallar ve dahi İs­panya'da Rim papas› ve gayri irflekler ve banlar ve her­sekler ve cümle flaglar bât›l dînlerinin aflk›na Mer­yem Ana ve Hazret i Îsâ gayretine mezkûr krallar ve banlar imdâd edüp ilm i nücûmda bul­duklar› takdîri sû i tedbîrleriyle bozmak içün kal‘a i Budin'i eyle metîn ü müstahkem edüp gûyâ sedd i İskender edüp derûn › flehirde olan hâne i menhûslar› ve cümle düyûrlar›n serâpâ altun ve gü­müfl derveze ve revzen ve flebekeli kâ‘alar ile ârâste ve cümle zer ü halkârî münakkafl dekâkînler ile pî­râste edüp cümle esvâklar›n› Hind füsûskârîsi gibi serâpâ murassa‘ zemîn döfleyüp flehre aslâ hayvâ­nât­dan at ve kat›r ve arabalardan bir fley girmemek üzre "Hâmân ve Fir‘avn ve Kârûn ve fieddâd ve İsvet Nikola ve Sar› Salt›k'un la‘neti olsun" deyü tenbîhler edüp cümle a‘yân › kefere flehr i Budin'e piyâde girirler idi.

Ve dahi Milon Poturi Kral kendüye ve kral­lar[a] mahsûs bir sarây › bâğ › Merâm › İremezât etdi kim cemî‘i diyâr küffârlar› gelüp seyr [ü] te­mâflâ edüp giderlerdi.

Cümle kral › dâllar›n bu Budin'i amâr etmede imdâdlar› olduğu cihetden on yedi aded kral içün on yedi kubbeli hücreler edüp her kubbe üzre alem yerine müdevver altun toplar ile on yedi oday› eyle murassa‘ât › gûnâ-gûnlar ile müzeyyen etdi kim âfitâb › âlem-tâb›n flu‘lesi bu sarâya pertev urdukda çeflm i insân hîrelenirdi. Çûn bu sarây › ibret-nümâ yedi y›lda tamâm olup cümle kral ve ban ve hersek­lere bu sarâyda ziyâfet i âlîler edüp cümle küffâr bu sarây›n tarz [u] tarh › tavr›n ve nakfl › bûkale­mûn › ibret-nümûnun görüp engüflt ber-dehen edüp âlem i hayretde kalup bu sarây›n nâm›na "K›z›l­[elma] sarây›" deyü nâm kodular, zîrâ her kral›n odalar› üzre k›z›l altundan toplar olduğu cihet ile K›z›lelma Sarây› ve K›z›lelma y› Ungurus deyüp Budin kal‘a­s›­na nâm kodular. Hâlâ bu sarâya K›z›lelma Sarây› derler.

Ve yine mezkûr altun K›z›lelma toplar›ndan ba‘z› kubâblar üzre altun toplar vard›r, ammâ dev­let i Âl i Osmân'da nûru kalmam›fl altun mutallâ toplard›r. Tamâm bu kal‘a i Budin K›z›lelma y› Ungur[us] ile nâm verüp ma‘mûr olup İrem-âsâ oldu.

Be-kavl i müverrihîn bu rûy › arzda alt› aded k›z›l­elma var, lisân › {Macar'da k›z›lelmaya K›pona derler}.

Evvelâ ibtidâ K›z›lelma y› atîk; diyâr › İflpa­pol'da, ya‘nî İflpanya'da Rim Papa K›z›lelmas›d›r.

Andan Macar K›z›lelmas› [74a] Ustolni-Bel­grad'd›r kim bilâ-teflbîh Macaristân'›n Ka‘besidir kim cemî‘i krallara anda meflâdd›r. Gayri diyârda mürd olan keferelerin gûrlar›na Ustolni-Belgrad toprağ›ndan komasalar hâflâ ehl i cennet olamaz.

Andan Alaman K›z›lelmas› kal‘a i Beç'dir kim yedi kral bu Beç kal‘as› hidmetine me’mûrlard›r kim Beç üzre yedi kral askerleriyle k›r›lmağa ahd [ü] amân etmifllerdir. Hattâ Süleymân Hân Beç üzre sene 935 târîhinde gelüp kal‘a i Beç'i muhâsara edüp derûn › Beç'de İstifani nâm manast›r›n evc i âsumâna kad-keflân olan çan­hâ­ne kullesinin tâ de­pesindeki alemi üzre Süleymân Hân befl kîle buğ­day alur bir altun top yapd›rup "Alâmetim olsun" deyü mezkûr topu krala gönderüp kral dahi bir fleb i muzlimde ol altun topu kenîse çanl›ğ› üzre ko­yup hâlâ durur bir mücellâ altun topdur. Henüz bu altun top sebebiyle kal‘a i Beç K›z›lelma y› Alaman denmeğe müsta‘id oldu, ammâ r›zâ y› Hudâ olma­duğundan kal‘a i Beç'i Süleymân Hân feth edeme­yüp bî-feth avdet edüp kal‘a i Cânkur­ta­ran'da cân kurtard›.

Andan bir K›z›lelma y› Ungurus bu kal‘a i Budun'dur.

Andan bir K›z›lelma dahi Orta Macar› Üstürgon'udur.

Andan Erdelistân K›z›lelmas› kal‘a i kadîm ve atîk Eğre'dir. Bu dahi ta‘rîf ü tavsîfe muhtâcd›r kim ibtidâ bânîsi Menûçehr evlâd­lar›ndan Ejder ban nâm mürted i benâm binâ edüp bu kal‘a ismine Surhsîbvar, ya‘nî K›z›lelma kal‘as› deyü nâm verdi, ammâ bu alt› aded K›z›lelma kal‘alar›n›n asl [u] fer‘ ve bânîleriyle Fiyameng;, ya‘nî Filimenk kral› târîhinde aceb yazm›fld›r.

Hamd i Hudâ Budin ve Eğre ve Üstürgon ve Ustolni-Belgrad ile dörd aded K›z›lelma kal‘alar› dest i Âl i Osmân'dad›r. İnflâallâhu Ta‘âlâ yak›nda ikisi dahi dest i Âl i Osmân'a gireceğin efl-fieyh Hazret i Muhyiddîni'l-Arabî iflâret buyur­mufllard›r.

Netîce i kelâm mezkûr Budin kal‘as› dest i küf­fârda amâr olarak kral › dâllar› S›rf krallar›yla ve Vo[y]n›k ve Bulkar ve Laz banlar›yla ve Latin ve İslovin hersekleriyle yek-dil [ü] yek-cihet olup Gâzî Hudâvendigâr Murâd Hân'›n ve Y›ld›r›m Hân'›n ve Çelebi Mehemmed Hân'›n ve Ebü'l-feth Mehemmed Hân › Sânî'nin feth etdikleri memâlik i Âl-i Osmân'a dest-d›râzl›k ederek Bosna serhadle­rinde ve Sofya etrâflar›nda küffâr › hâksâr › dûzah-karâr ümmet i Muhammed'i gezdirmez oldu.

Tâ ki sene (   ) târîhinde sâhib i zuhûr Süleymân Hân cülûs edüp ibtidâ seferleri diyâr › Belgrad › behiflt-âbâd olunca cemî‘i Ungurus ve Alaman küffârlar›,

"Hay meded vay ey vay kitâb›m›zda yazd›ğ› üzre Osmânoğulla­r›ndan Sar› Grando Süleymân iflte gelüp Belgrad'› ald›. Bire meded elbette bu Budin'e de gelir" deyü var kuvvetlerin bâzûya getirüp Budin'i eyle metîn ü müstahkem edüp etrâf›nda yedi kraldan yedi kerre yüz bin küffâr muhâfaza i Budin içün âmâde etdiler.

Andan Süleymân Hân'›n üçüncü seferi sene 932 sahrâ y› Mihaç › ekber gazâs› olup Ungurus Kral› Lagofl kral Mihaç batağ›nda gark olup yedi kerre yüz bin küffâr› k›l›çdan geçdi.

Ve bu gazâ ak[î]bince deryâ-misâl asâkir i İslâm ile Gâzî Serdâr İbrâhîm Pafla Budin kal‘as› alt›ndaki Kile sahrâs› nâm fezâya gelüp meks i h›yâm etdirüp üç güne dek ârâm edüp her mühim­mât [u] levâz›­mâtlar›n görüp sene 932 mâh › Zilhiccesi'nin üçün­cü gün cemî‘i asâkir i İslâm ile Serdâr › mu‘azzam İbrâhîm Pafla kal‘a i Budin'e sar›lup her tarafdan kol kol er döküp balyemez toplar ile kal‘a i Budin'in sîne i pür-kînesin döğüp göz aç­d›rmazken derûn › kal‘adan cemî‘i küffâr "El-amân ey güzîde i Âl i Osmân" deyüp kal‘a i Budin'in ve kal‘a i Gerz İlyâs'›n ve kal‘a i Peflte'nin miftâhlar›n Sadr›a‘zama verirler.

Âsaf › Berhayâ dahi kal‘a irflekleri ve flaglar›yla miftâhlar› kal‘a i Fötvar nâm mahalde Süleymân Hân'a gönderüp miftâhlar vâs›l olunca hemân Süleymân › zamân ›lgar ile mâh › Zilhicce'nin on üçüncü gün Budin alt›nda meks edüp cemî‘i Budin küffârlar› hâkipây › rikâb › hümâyûna rûmâlîde k›­lup cümle küffâr › hâksâr›n cerâimi defterine nazar etmeyüp "El-afvu zekâtu'z-zafer1" mazmû­nunca cümle keferelere amân verilüp Budin kal‘as› zabt›na ve hazîne i Lagofl h›fz›na on bin asker gönderüp hamd i Hudâ kal‘a i Budin kabza i tasarrufa girir.

Andan Süleymân Hân ertesi gün alay › azîm ile kal‘a i Budin'e girince görse kim bir kal‘a bu âmmâ gözler görmüfl değil ve kalemler tahrîr etmifl değil. Derûn › hisâra girince görse kim cemî‘i çârsû y› bâzâr› kat-ender-kat hâneleri cümle zer-en­der-zer ve musanna‘ ve murassa‘-vâr hâne i küffâr, ammâ cümle müzeyyen ve münakkafl ve dâr › hâk­sâr ve cemî‘i sokaklar› ruhâm u püsûs-kâr ruhâm › fağ­fûr-vâr flâhrâhlar› var.

{Süleymân Hân} bunlar› seyr [ü] temâflâ edüp Lagofl kral›n [74b] pâyitaht› olan K›z›lelma Sarây›na girdikde kâmil yedi sâ‘at seyr [ü] temâflâ edüp bu­yururlar kim,

"Ah ne olayd›, bu sarây bu tarz [u] tavr üzre bizim İslâmbolumuzda Sarâyburnu'nda olayd›" bu­yururlar.

Andan Lagofl kral›n hazînesine girüp görse kim anda olan mâl › firâvân›n hadd [ü] hasr› yokdur. Köfle köfle la‘l [u] yâkût ve zümürrûd ve elmâs y›ğ›n y›ğ›n ve Ungurus altunu ve gurufllar› aslâ ve kat‘â kîseler ile olmayup hemân zîr i zemînlerde mem­lû olup âlât › silâh›n ve cebehâne i gûnâ-[gû]nun hisâb [u] kitâb›n Cenâb › Bârî bilir. Süley­mân Hân bu vasla­lara ve bu kal‘a i K›z›lelma'ya mâlik olduğundan hazz edüp buyururlar kim,

"Allâh ile ahdim olsun, bu gazâ mâl›yla Kudüs i fierîf'e bir kal‘a inflâ edeyim ve Medîne i Münev­ve­re'ye bir kal‘a i metîn edeyim ve İslâmbol'a ke­mer­ler ile sular getireyim ve hasbe­tenlillâh bir câmi‘ ve niçe hayrât [u] hasenâtlar edeyim" deyüp ahd [ü] amân ederek hazîne i Lagofl'dan taflra ç›karken hazîne kapusu üzre bir çâr-kûfle ceyran derisi kâğ›z› üzre Nemse lisân› üzre bir hatt › latîf yaz›lm›fl. Hemân ol kâğ›z› yerinden kal‘ etdirüp ve tercüme etdirüp k›râ’at ederler. Mazmûn › kelâm› oldur kim,

"Ey benden sonra bu K›z›lelma'ya kadem basup bu kadar mâla mâlik olacak Igrando Süleymân › Kostanopol beni hayr du‘âdan unutmayup bu mâl ile nâm içün hayrât yapas›n ve benim ocağ›m sön­dürmeyüp oğlum Yanofl'u kral edesin. Beni Ustolni-Belgrad'a alas›n. Oğlumu da anda gömesin ve çok kal‘alar alas›n. Sen de bu Alaman'da benim gibi olas›n. Ben kim cemî‘i ilm ile meflhûr ferîdü'd-dehr Lagofl kral›m ki Hazret i Îsâ vilâdeti târîhi 1503 senesinde dünyâya geldim. Laslo Kral oğluyum, anam Galya Kral› k›z› Anna Asson'dur. Millet i Mesîh âdemlerindeniz sen de Osmânoğul­lar›n­dan­s›n. Ocağ›m söndürme, Îsâ Rûhullâh da se­nin ocağ›n söndürmesin" deyü tercüme i hat bu gûne k›râ’at olundukda hemân Süleymân Hân âlem i hayretde kalup Lagofl kral›n batakda bulu­nan cesedin Us­tolni-Belgrad'a defn etdirüp meflâd›nda olan flapkas› üzre turna telleri ve flâhin ciğalar› gönderüp,

"Tîz {kral} oğlunu getirsinler" {deyü fermân edince} Lagofl kral avreti Mayfirav nâm melike gerçi zer-ender-zere müstağrak olup geldi, ammâ bafl›­na siyâh mâtem domanalar›n sarm›fl ve ken­disi de sararm›fl solmufl ve sağ eline veled i pelîdi olan Yanofl'u alup huzûr › Süleymân Hân'a gelüp eydir kim,

"Bunun babas›n öldürüp mâl [u] mülkin almak hüner değildir. fiehinflâh › çârnâsâr u inpiratorlar aras›nda pâdiflâhl›k oldur kim eğer kefere ve eğer bay u gedâ fukarâlar›na ve yetîm ve yetîmelerine merhamet edesin. Al imdi kendi öksüz garîbini" deyüp Yanofl gulâm› Süleymân Hân önünde b›ra­ğup avret alarka durur.

Süleymân bu gulâm › cüvân› görüp merhameti deryâs› cûfl [u] hurûfla gelüp bu gulâm› yakas›ndan geçirüp ma‘nâ oğlu edüp Budin krall›ğ›n Yanofl gulâma verüp anas› dahi bir kral k›z› olmağile kal‘a­n›n nâz›ru'n-nuzzâr› olas›n deyü Mayfirav Bânû'yu melike edüp koca irflek Macar› Yanofl'a cümleden melik vezîr eder ve hil‘at i fâhireler geydirüp kal‘a miftâhlar›n Yanofl gulâma teslîm eder.

Ba‘dehu cemî‘i vüzerâ [ve] vükelâ ve a‘yân › ki­bâr › kümmelînlere ve cemî‘i erbâb › dîvâna Bu­din'in iç kal‘ada olan K›z›lelma Sarây›'nda Süley­mân Hân bir ziyâfet i Halîlü'r-rahmân eder kim hâlâ dillerde dâstân › dûstând›r.

Ba‘de'z-ziyâfe cemî‘i guzât › müslimînin s›ğâr u kibârlar›n›n merâtiblerine göre cümle üç bin yetmifl aded hil‘at i pâdiflâhî geydirüp ma‘zûl olan ümerâ ve mîr i mîrânlar ve niçe vüzerâlara menâ­s›b › âlîler ihsân eder.

Ba‘de'z-ziyâfe Süleymân Hân pederimiz mer­hûmun nakli üzre hazîne i Lagofl['u] cümle Budin'den ç›karup yedi bin aded deriler sar›l› sandû­ka­lara mâl › hazâ’ini doldurup bu kadar cebehâne ve bu kadar ibret-nümâ zî-k›ymet eflyâlar› ve murassa‘ tahtlar› ve niçe yüz aded murassa‘ pençere kapaklar› ve kapu­lar› ve niçe bin f›sk›yye ve havuz ve fevvâreleri ve tuçdan altun ile mutallâ dîv ü cin ve perî sûretlerin ve tuçdan selef krallar› timsâllerin ve hâlâ {İslâm­bol'da} Ayasofya câmi‘i mihrâb›n›n yemîn ü yesâr›nda olan mutallâ flem‘dânlar›n ve niçe bin bu­nun emsâli ibret-nümâ eflyâlar›n cümle yerlerinden kal‘ edüp İslâmbol'a gemilerle gön­de­rüp cümle sû­retleri temâflâ içün Atmeydân›'na korlar. Ve Bu­din'den niçe zî-k›ymet balyemez toplar› Belgrad'a gön­derirler.

Ve amân diyen küffârdan ve kavm i Yahûd'dan ve sâhib i ma‘rifet re‘âyâdan üç bin kadar âdemi İslâmbol'a gönderüp Yedikulle ve Galata ve Hâsköy'de meskenler verirler. Ve Yanofl gulâm kral yan›na Budin'i muhâfaza içün cümle [75a] yigirmi bin asâkir i İslâm koyup kendüleri sa‘âdetle nehr i Tuna'y› cisir üzre ubûr edüp kal‘a i Eğre ve kal‘a i Hatvan ve kal‘a i Segedin fethine azm i hümâyûn­lar› olup Peflte sahrâs›nda meks i h›yâm etdikde Kemâl Paflazâde Ahmed Efendi ve Ebussu‘ûd Efendi ve Kad›asker Sultân › flu‘arâ Bâkî Efendi ile müflâvere edüp küffâr › hâksâr bir dahi bu kal‘a i Budin'e tama‘ etmesin içün yukaru kal‘as› içine yetmifl seksen yerden âtefller urup berbâd ederler. İlâ hâze'l-ân ol harâb-âbâddan harâb hânedânlar vard›r, ammâ Süleymân Hân Dârü's-saltanati'l-aliy­yelerine revâne ol›cak yine derûn › kal‘ay› sâhibleri amâr ederler, ammâ cemî‘i küffâr krallar› hased­le­rinden,

"Süleymân Igrando Budin'i bir küçük gulâma verdi ve hâlâ hükûmet i Ungurus Alaman bir avret elinde kald›. Millet i Mesîhiyye bu kötü bugünlere mi kald›?" deyü cemî‘i krallar ve cemî‘i ban ve her­sekler ve flaglar mâbeyninde niçe bin gûne güft ü gûlar olur. Ba‘z› kral › bed-fi‘âl tama‘a düflüp,

"Ah Lagofl kral›n kar›s›n Budin'de bir alsam ve Budin'de müstakil kral olsam" deyü âhir cümle krallar Budin kral› olan Yanofl Kral gulâm› âdem yerine komayup birisine aslâ itâ‘at etmeyüp sene 934 târîhinde yedi kral yedi kerre yüz bin cünûd › cünüb i Nasârâlar ile gelüp Budin kal‘as›n kat-en­der-kat muhâsara edüp her tarafdan göz açd›rma­yup kal‘a i Budin'i bî-dînler döğmeğe bafllad›lar, ammâ bu mahalde Seğitvar ban› olan Török Palando nâm dâll › benâm içeri kal‘aya bir takrîb ile âdem gönderüp Süleymân Hân'›n Yanofl Kral'a ihsân etdiği gorona nâm tâc › İskender'i isteyüp,

"Eğer tâc› bana verirsen Budin alt›ndan kalkar giderim ve illâ Budin'i hâke berâber ederim" deyü derûn › hisâra haber gönderir. Pojon kal‘as› hâkimi pes ü perdeden derûn › hisârda mahsûr olan Lagofl kar›s›na haber gönderüp,

"Eğer bana gelirsen ve beni kocal›ğa kabûl edersen Budin'i döğmeden el çeküp alarka dural›m" der. Niçe kâfir i bed-gümân › bî-îmânlar pür-gam › fâside düflerler ve kal‘aya amân u zamân vermeyüp güm güm döğerler.

Âhir içerden melike avret zebûn olup mekr i zenân hîlelerine sâlik [ü] zâhib olup mukaddemâ ken­düyi isteyen krallara ve tâc› isteyen banlara nihânîce birer âdem gönderüp her bir kral›n nâmelerinde bi­rer gûne hulf va‘de i dürûğlar yazup,

"Îsâ ve Meryem Ana flâhid olsun sana varup menkûhan olurum ve tâc u taht u raht u baht sâhibi müstakil kral olursun, ammâ Erdel'de olan kar›nda­fl›m gelinceye dek kal‘ay› top ile döğmeyüp ve la­ğ›mlar etmeyüp kal‘adan alarka duras›n" deyü her bir krala pesü perdeden tesellî i hât›r nâmelerin gönderdikde bu nâmelere krallar i‘timâd edüp kimi temâruz hastal›ğ›na yüz dutup kal‘a döğmez, kimisi "Bir vâk›‘a gördüm, kal‘a döğdü­ğüme İsvet Nikola kâil olmaz", kimisi "Cebe­hânem azd›r" deyü her biri birer gûne özr [ü] bahâne ile kal‘a i Budin'i döğ­me­den ferâğat edüp kimi Peflte cânibinde kimi Eski Budin'de ve kimi Gerz İlyâs depesinde ve kimi Muhanad bay›r›nda ve bir kral ir­flek çay›r›nda karâr-dâde olup kal›rlar.

Hemân beri tarafda âk›le müdebbire avret der­hâl mahsûr olduğu ahvâl i pür-melâli iptidâ Bosna vezîrine ve Rûmeli vezîrine ve andan Sultân Süley­mân Hân'a arz › hâl i tazallumlar yazup,

"Pâdiflâh›m, çerâğ›n olan Yanofl oğlum ve abd i memlûkun ve kal‘a i Budin'in elden gidiyor. Hâlâ yedi kral döğüyor, yetifl pâdiflâh›m, amân, el-amân" deyü feryâdnâmeleri dest i pâdiflâh › âlem-penâha vâs›l ol›cak meğer Süleymân Hân dahi Budin cânib­leri gazâlar›na ç›kal› iki ay olmufl, hemân Süley­mân › zamân etek der-miyân edüp flemflîr i bî-amâ­n›n kuflanup kat‘ › menâzil ve tayy › merâhil edüp gelmede.

Beri tarafda mukaddemâ Budin içinden ç›kup etrâf k›lâ‘lar› mutî‘ [u] münkâd etmeğe giden asâ­kir i İslâma serdâr olan Kâs›m Pafla Budin'in muhâ­sara olduğun istimâ‘ edüp der-akab üç bin yeniçeri ve üç bin kendü askeri ve on bin aded Yanofl gulâm kral›n kendü asker i Macar› cümlesi kal‘a i Pe­çoy'dan balyemez toplar ve niçe bin araba za­hâ’irler ile bir gece ale'l-gafle cümle küffâr hâb › râ­hatda iken cümle asker mühimmât [u] levâz›mât­lar›yla kal‘a i Budin'e bî-pâk ü bî-pervâ girüp ahâlî i Budin'e böyle imdâd ve zahâ’ir geldiğinde cümle ehl i beled tâze cân bulur.

Ale's-sabâh bu hâli Nemse çâsâr› olan Ferdi­nand Kral görür kim kal‘aya imdâd gelen arabalar Budin etrâflar›n dutmufl ve kal‘a i Budin'in burc [u] bârûlar› üzre alem ü sancak u bayrağ ile burc [u] bârû y› hisâr zeyn olmufl ve Türk askeriyle kal‘a bedenleri zeyn olmufl. Hemân derûn › hisârda cümle ümmet i Muhammed ile Macar askeri hâz›r olup Semendire beği Yahyâ Paflazâde Mehemmed Beğ ve Bosna beği Husrev Beğ ve Sadr›a‘zam askeri ki Rûmeli askeridir, k›rk bin aded güzîde asker bunlard›r, cümle guzât › müslimîn [75b] Budin al­t›nda cem‘ olup bir ağ›zdan Allâh deyüp yürüyüfl edince Budin içinden dahi cümle guzât › müslimîn ve Yanofl kral› askeri cümle kal‘adan dal sâtûr olup bir asker taflradan bir asker kal‘a içinden ç›kup yedi kral› askeriyle ortaya alup k›ra k›ra kimin Tuna'ya döküp kimin esîr i bend-i zincîr edüp kal‘a i Budin['i] dest i küffârdan halâs edüp yedi kral›n yedi kerre yüz bininden yedi bini dâr › men­hûs­lar›na vâs›l olamayup bu kadar mâl › hazâ’in ve bârhâne ve cebehâneler meydân › mahabbetde küf­fâr mete­risleri içinde kalup bi-hamdillâhi Ta‘âlâ asâkir i İslâm › nusret-me’ser yine kal‘a i Budin'i kabza i tasarrufa alup küffâr›n meterislerinde kalan bî-hadd ü bî-hasr mâl › ganâ’imleriyle ol mertebe muğte­nim idiler kim hadd [ü] hasrdan hâric idi.

Hüsn-i cemâl sâhibi k›zlar ve pençe i âfitâb › meh­tâb gulâmlar al›nd›, zîrâ küffâr askeri arabala­r›yla cümle ehl [ü] iyâllerin bile getirüp ol kadar çârpâ makûlesi devâbbât ve ol kadar sîm ü zerrîn âvânî eflyâ y› zî-k›ymetler al›nd› kim diller ile ta‘bîr ve kalemler [ile] tahrîr olmaz deyü nakl etdiler.

Andan imdâda gelen asker i İslâm'a Semendire beği Mehemmed Beğ ve Bosna beği Husrev Beğ serdâr olup nehr i Tuna cisrin ubûr edüp kal‘a i Peflte'den yarar ve nâmdâr pirbe kulağ›zlar alup ib­tidâ kal‘a i Hatvan ve kal‘a i Hollok ve kal‘a i Buyak ve kal‘a i Semendire ve kal‘a i Seçan ve kal‘a i Germat ve kal‘a i Diregel ve nehr i Nitre'yi geçüp kal‘a i Novigrad ve kal‘a i Leve ve kal‘a i Nitre andan dönüp kal‘a i Uyvar'› ve kal‘a i Komaran altlar›n cümle asâkir i İslâm çalkayarak elek­den geçirüp bu kadar mâl › ganâ’imle k›rk›nc› günde Ciğerdelen nâm kal‘adan nehr i Tuna'y› gemilerle ubûr edüp kal‘a i Üstürgon'a selâmetle dâhil olur­lar.

Gerçi ol zamân kal‘a i Üstürgon dest i kâfirde imifl, ammâ Budin kral› Yanofl krala tâbi‘ imifl. Yine bu kadar mâl › ganâ’imle guzât › müslimîn kal‘a i Budin alt›na gelüp niçe bin üsâ[râ]lar ve mâl › firâ­vân­lar ile ahâlî i Budin'i ganîmet edüp vakt i flitâ erifl­meden cümle asâkir i İslâm vatanlar›na sâlimîn ü gânimîn revâne olurlar.



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin