Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Evsâf › vilâyet i Prandaporosk



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə44/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   72

Evsâf › vilâyet i Prandaporosk

Nemse çâsâr› olan inpirator hükmünde karl› da€lar gibi zemîne döflenmifl bir gül [ü] gülistân ve sünbül [ü] reyhânistân ve ravza i r›dvân misilli b†› cinânlar› ve müflebbek bostânlar› hisâb›n Rabbi'l-iz­zet bilir bir flehr i vâsi‘dir, ammâ deryâ-misâl küf­fâr› taburlar›n çatup cenge âmâde durduklar›nda bir hayli mesâfe i ba‘îdede meks edüp cümle esîr­lerimizi ziyâdesiyle berk ba€layup cânib [ü] etrâf­lar›m›za karavullar koyup atlar›m›z› cümle arkanla­r›m›zla ba€layup sehel avnadup yine e€erleyüp cenge âmâde kald›k.

Ammâ bu flehr i Prandaporosk bir karl› yayla y› azîm balkan dibinde vâk›‘ olma€ile birkaç gün evvel küffârlar› cümle sarp da€lara girmifller ve askeri kal‘adan taflra ç›km›fllar ve taburlar›nda savafla hâz›r-bâfl olmufllar. Ol ecilden bu flehirden aslâ bir sûzen flikâr alamad›k.

Ammâ kurâlar› b†› ‹rem-vâr ma‘mûr olup yayla vilâyeti olmak ile bâ€lar›nda üzümü hofl-hordur ve bâdesi hem-çünân meyhofl­dur, ammâ cümle kefere vü fecereleri serhofldur. Ve b†u bâ€çeleri ve mezra‘alar› vâfir ve hayr › berekâtlar› mütekâsir, fezâlar›nda cümle ni‘metleri firâvân ve uyûn › enhârlar› cârî ve revân bir flehr i âbâdând›r.

fiehrin vasat›nda bir h›sn › ha­sîn ve sedd i metîn hisâr › üstüvâr› nümâyân idi. Ve bu diyâr›n halk› zarîf ü nazîf oldu€un andan müflâ­hede etdim kim cümle gâret etdi€imiz köylerde cemî‘i re‘âyâ vü be­râyâlar›n›n döflekleri ve yasd›k­lar› cümle kufl tü­€ün­den olup gûnâ-gûn palasanta sindiyân a€ac›n­dan serîrler üzre yat›rlard›. Ammâ havâs› gâyet flid­det i flitâ üzredir ve bârân › rahmet­den alt› ay kâmil göz aç›lmaz ve yerleri cümle batak ve çatakd›r.

Ve ekseriyyâ kal‘alar› Kanije gibi sazl›k ve ba­takl›k içinde a€açdan kal‘alard›r, lâkin her biri sedd i ‹skender'dir, zîrâ bu diyâr küffârlar› ‹sfaç kral›ndan pek havf [129a] etdiklerinden kal‘alar›n metîn ü müstahkem ederler. Ammâ ekseriyyâ top­lar› diflbudak a€ac›ndan ve karaa€açdan ve sarma a€a­­c›n­dan f›ç› gibi yap›lm›fl toplard›r kim cümle top­lar befler onar yerde demir çemberlidir. Her top­la­r› onar âdem kald›r›r ve on topu bir arabaya ko­yup istedi€i yere götürüp anda demir çember­le­rin geçi­rüp a€açdan toplar› atma€a bafllar. Ammâ her top on befler ve yigirmifler kerre ancak at›l›r, ba‘z›s› üç dörd kerreden ziyâde at›lmaz.

Ba‘dehu bu Prandaporosk flehri sahrâs›ndan sehelce ganîmetle kalkup yine cânib i k›bleye bir gün gidüp,

Der-beyân › hudûd › Alaman › bî amân

Bu hâk i çengelistân ormanistân cümle Nemse çâsâr› hükmündedir. Tâc › ‹skender sâhibi, ya‘nî gorona nâm tâca mâlik olma€ile yedi kral üzre ta­saddur edüp hükmü nâfizdir ve bin yedi yüz altm›fl pâre kal‘aya mâlikdir. Gerçi ‹sevîden olup kitâblar› ‹ncîl'dir, ammâ Nemse lisân›na kitâb › ‹ncîl'i terceme etmifllerdir ve Zebûr dahi okurlar. Mezhebleri Pa­piflde'dir, ya‘nî irim papa nâ-mezhebindedirler.

Cümle siyâh rokla geyüp bafllar›nda Eflâtûniy­ye flapkalar› sâ’ir Fireng gibi siyâh de€ildir. Sar› ve mâvî yeflil ve k›rm›z› gûnâ-gûn flapkalar› üzre turna telleri ve devekuflu telleri takarlar.

Bu hâk i pâk i amber-âsâlar›na kadem basup bir gün kâmil ›lgar edüp Alaman kurâlar› ve kasa­bât­lar›n gâret ederek,



Evsâf › tahtgâh › çâsâr › Nemse, ya‘nî flehr i azîm ‹sinriye

Evvel ve âhir Nemse çâsâr›n›n taht›d›r, ammâ bu sefer i meserretde seyr [ü] temâflâ etdi€imiz büldân­lar­dan bu medyen i azîm ma‘mûr u müzeyyen ve âsâr › binâlar› kat-ender-kat bir belde i medyendir kim bir merhale yerden nümâyân oldukda cemî‘i kubâb › nîlgûnlar›n›n ve cümle düyûrlar›n›n nâkûs kullelerinin altun haç alemlerinin flu‘lesi nûr gibi berk urur ve flehri bir kûh › ser-bülendin zeylinde vâk›‘ olma€ile cemî‘i uyûn › câriyelerin selsebîl-âsâ flehir içinde cereyân etdikleri nümâyând›r.

Andan bu flehrin cânib i flarkîsindeki sahrâ y› bî-pâyân içre olan b†u bâ€çenin nebâtât [u] giyâ­hâ­­t›n›n flükûfeleri ve gûnâ-gûn ezhâr›n râyiha i tay­yi­­beleri cümle kavm i Tatar›m›z›n demâ€lar›n mu‘at­­­tar etdi.

Ve bu flehrin cânib i erba‘as›ndaki deflt i hâ­mûnunda olan çemenzâr yerlerde evc i âsumâna ser çekmifl d›raht › müntehâlar sâyesinde ol kadar tefer­rücgâh u ârâmgâh içün kasr › âlîler ve gûnâ-gûn niflîmenler ve müte‘addid soffalar ve müzeyyen mastabalar ile ârâste ve niçe âsâr › garîbeler ile pî­râste olmufl bir ferah-fezâ gül [ü] gülistân ve sünbül ü reyhânistân ve müflebbek bostânl› bir flehr i ‹rem­dir, ammâ Tatar askerimizin havfinden cümle küf­fâr­lar› kal‘aya girüp pür elemdir.

Biz dahi cümle Tatar ile bu flehrin cemî‘i etrâ­f›n­da olan kurâ vü kasabâtlar› ›hrâk etme müflâ­ve­re­sinde iken flehr i ‹sinriye taraf›ndan üç yüz mikdâr› kefereler bir beyâz bayrak zâhir olup ileri üç nefer kâfir at b›ra€up geldikde,

"Amân ey asâkir i Âl i Cingiziyân, amân" de­dikde gerüdeki küffârlar dahi gelüp lisân › Türkî yaz›lm›fl bir mektûb getirdiler. Netîce i kelâm› bu­dur kim,

"Siz safâ geldiniz ve kadem getirdiniz. Hâlâ ku­râlar›m›z› ve ma‘mûr u müzeyyen bâ€lar›m›z› ve ka­s›rlar›m›z› yakup y›kmad›n›z. Îsâ ve Meryem Ana sizden râz› ola. Eyle etdi€iniz eyli€in mukâbele­sin­de size ve askerinize iki araba ile yigirmi bin gurufl ile elli araba zahîre gönderilmifldir. Kabûl edüp lüt­funuzdan ricâ olunur kim flöyle bir hasretü'l-mülûk flehr i ma‘mûr [u] müzeyyenimiz harâb u yebâb etmeden kalkup gidesiz" deyü mektûbu k›râ’at olundukda hedâyâlar› makbûle geçüp cümle gurufl­lar› ve zahâ’irleri guzât[a] taksîm olunup hakîre yüz aded dö€me talar gurufl verdiler.

Me€er flehir hâkimi Nemse çârnâsâr› akrabâla­r›n­­dan Yovahim nâm bir müdebbir i benâm kefere imifl. Bu tedbîr ile cümle Tatar› flehir alt›ndan kald›­rup flehirleri berbâd olmadan halâs oldu. Hemân yal› a€as› serdâr›m›z bu kadar mâl› hakk › sükût {alup},

"fiimden gerü Alaman diyâr›n urup harâb [u] ye­bâb etmek ma‘kûl de€ildir" deyüp,

Alaman Ungurus kal‘alar›ndan evvelâ kal‘a i Serinbe ve kal‘a i Tancavar ve kal‘a i Anpirvar ve kal‘a i fiinvardo ve (   ) (   ) (   ) (   ) kal‘a i Prak Nemse çâsâr›n›n bir taht› dahi budur. (   ) (   ) (   ) ve kal‘a i Beç bir taht› dahi budur ve flehr i Pefl­pe­hel ve kal‘a i Porok ve flehr i Firav ve kal‘a i Ovar ve kal‘a i Kastel ve kal‘a i Senmartin ve kal‘a i Porok ve kal‘a i Pojon ve kal‘a i Yan›k ve kal‘a i Tata ve kal‘a i Papa ve kal‘a i Pirespirim bu üç kal‘a da€lardad›r ve kal‘a i Komaran, bu mezkûr kal‘alar cümle nehr i Tuna kenâr›nda Nem­se çâsâr›n›n olup Yovahim nâm hâkimin he­dâyâlar›n almam›z sebebiyle bile mezkûr kal‘alar› gâret etme­yüp cümle kal‘alar› sa€ taraf›m›zda b›ra€up,



Alaman diyâr›ndan Orta Macar vilâyetine gitdi€imiz konaklar› beyân eder

Evvelâ flehr i ‹sinriye alt›ndan [129b] kalkup cânib i flarka kâmil üç gün yortup yetmifl alt› sâ‘at yer söküp,



Der-beyân › hudûd › Orta Macar › Füccâr

Bu hâke kadem basup ol gün,



Evsâf › kal‘a i Holçar: Nâm kal‘a bir vâsi‘ sahrâ ortas›nda vâk›‘ olma€ile ale'l-gafle bu kal‘aya üflüp amân u zamân vermeyüp varofl › azîmin ›hrâk edüp iki bin aded güzîde esîr ile yüz elli araba yükü mâl › firâvân ve gûnâ-gûn sîm ü zerrîn âvân eflyâlar ve bu kadar akmifle i fâhireler ve bu kadar emti‘a i nâdireler al›nd› kim hisâba gelmez.

Hattâ bu vilâyet Macar küffâr›n›n sipâh vilâyeti olmak ile yedi bin re’s hemân Macar katanas› atlar› al›nd›.

Hamd i Hudâ bu hakîrin destine yedi at ve alt› kefere ve bir gulâm ve iki bâkire k›z elime girdi, ammâ bu varofl › azîm ›hrâk olup kal‘a meydânda kalmak ile cümle asâkir i Tatar'›n bir cây › menâs› kalmad›€›n­dan hemân derûn › hisârdan küffâr › hâksâr › dûzah-karâr bir fitilden niçe yüz pâre top­lar›na âtefl edince bir ânda iki yüz aded Tatar gâzî­lerimiz sademât › topdan flehîd oldular ve alt› yüz kadar yi€itler dahi mecrûh oldular.

Bu sefer i meserretimizde dörd aded krall›k yerlerde hamd i Hudâ bu kadar esîr [ü] mâl › ga­nâ’imler alm›flken bu kadar zamânda yigirmi âdemden gayri yi€itlerimiz flehîd olmam›flken ve bir merd i âferîdenin burnu kanamam›flken bu kal‘a alt›nda bu kadar zor bat›r yi€itlerimiz câm › flehâdeti nûfl etdiler.

Minnet Allâh'a kim bu gâzî merhûmlar›n ce­sed i flerîflerin meydânda birini b›rakmayup cüm­lesinin na‘flelerin atlara yükledüp da€lar içre cümle bir yere defn edüp "Nâ-ma‘lûm olsun" deyü üzer­lerine âtefller yakup mezâr yerleri gâ’ib oldu. Rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Cümle guzât›m›z bu Holçar kal‘as› sahrâs›nda olan kurâlar› nehb ü gâret ve berbâd ederken câ­nib i garbdan bir asker i bî-pâyân nümâyân olunca cümlemizin ak›llar› gidüp cenge âmâde olup "E€er kâfir çok ise hemân der ceng i evvel kendi esîr­lerimizi k›ral›m" derken görünen askerin sanca€ u bayraklar› cümle Leh kral› askeridir. Hemân hakîr dûrbînimle nazar etdim. Hakî­ka­tü'l-hâl Leh kral›na tâbi‘ Krakov kral›n›n as­keridir.

Anlardan bir beyâz bayrak bize ve bir bayrak bizden anlara gidüp geldiler. Me€er Leh kral› tara­f›ndan bu Holçar nâm kal‘ada bir gümrük emîni oturur imifl. Hemân cümle Leh askeri aslâ bize bak­mayup do€ru kal‘aya girüp fi'l-hâl bizim askere elli araba zahîre gönderdi, zîrâ ol mahalde Leh kral› Tatar ile kardafl idi. Hemân yal› a€as› cümle zahî­releri Tatar'a bezl etdi.

Andan Leh kapudan› üç yüz kefere ile iki h›nto araba yükü elli kîse gurufl getirüp bu Holçar va­roflunda al›nan iki bin esîri Tatar'dan ald›lar, ammâ hakîr yedi aded kefere esîrlerim verme€e sehel te­reddüd etdim. Âhir yedi kâfir içün bu hakîre iki kî­se gurufl ve­rüp ald›lar, ammâ me€er birisi bir kal‘a kapudan› imifl, peflîmân oldum, ammâ çi fâ’ide, ba‘de harâ­bi'l-Basra.

‹ki bin aded esîrleri cümle Lehliler alup kal‘a i Holçar'a girüp ol kadar top flâdumânlar› edüp zemîn ü âsumân lerzân oldu. Me€er bu kal‘a Leh ile Orta Macar çetinde hem-müflâ bir kal‘a imifl.

Andan yine kalkup cânib i k›bleye gidüp,

.................. (11 sat›r bofl).................... [130a]

Evsâf › ma‘âdin i sîm i hâlis

Dörd aded kûh › ser-bülendler içre yedi yerde kol kal›nl›€› gümüfl ma‘denleri var, ammâ cümle ka‘r › zemîndedir ve âdem âdemî-zâd olmamak ile cümle kârhâneleri mu‘attal durur. Bu hâk i pâk gerçi Orta Macar destindedir, ammâ Nemse çâsâr› tagallüben bu ma‘denleri zabt etmifldir, ammâ y›lda on bin kîse mâl hâs›l olur garîb temâflâgâhd›r.

Andan yedi sâ‘at gidüp niçe âbâdân Macar ku­râlar› ›hrâk olmufl, anlar› geçüp,

Evsâf › kal‘a i Derikma‘den

Bunun dahi varoflu ve kurâlar›n Uyvar gâzîleri nehb ü gâret edüp geçmifller, ammâ ›hrâk etme­mifl­ler. Bu varoflu vakt i fiâfi‘îde basup cânib i erba‘a­s›n âtefl i Tatar ile çerâ€ân edüp cümle küf­fârlar› hâb › râhatda iken cümlesin bî-râhat edüp bin befl yüz mikdâr› esîr alup cümlesin pây-beste ve dil-haste ve flikeste beste edüp hattâ Mitrepolid i anîd i pelîdi olan kelem bafl ve nâ-t›râfl la‘înin ser i bî-devletin seyf i miczem ile t›râfl edüp cân › habîsin cân ber-cehennem ›smarlad›. Andan,

.................. (3.5 sat›r bofl)....................

Kal‘a i Litre'yi geçüp andan bir gün ›lgar edüp ›hrâk olan bî-fâ’ide ve bî-âide yerleri geçüp (   ) (   ) günde mâh (   ) (   ) gününde kal‘a i Uyvar alt›nda Sadr›a‘zam hazretlerinin ota€› önünden cümle (   ) (   ) aded esîr ve cümle iki bin altm›fl araba yükü zî-k›ymet vâlâ y› kâlâ y› metâ‘ ile ve cümle yigirmi alt› bin küffârdan al›nm›fl atlar ile ve­zîr i dilîr önünden bir alay › çemapur ile ubûr edüp Sadr›a‘zam yal› a€as›yla yüz befl nefer Tatarlara ve ot a€alar›na hil‘at ihsân etdiklerinde hakîre bir y›lan derisi bile vermediklerinde mu€ber-hât›r olup nâ-ümîd ve me’yûs ve melûl ü melîl ü alîl gibi gider­ken hemân Sadr›a‘zam, "Bire flu Evliyâ de€il mi­dir?",

"Belî odur sultân›m" dediklerinde,

"Yâ bu {seferde} bile mi idi? Yâ bu Tatar ol­mufl, iflte bu ümmü'l-ahbârd›r. Hikmet Lok­mân'dan su’âl edelim, ça€›r›n flunu" deyüp ha­kîre bir zer-ender-zer bir hil‘at i fâhire {geydirüp} ve yüz elli altun {verüp} ve serime bir çeleng {takup ve} kendi dest i flerîflerin bûs edüp,

"Cenâb › Kibriyâ düflman flerrinden emîn ede" {deyü du‘âlar etdim}.

Bu abd i kemteri beyne'l-akrân ser-efrâz ve cümleden mümtâz edüp,

"Var flimdi yorgunsun, ahflam gelüp bize bu gazâ y› garrâlardan muhâsebe ver" dediklerinde,

"N'ola {efendim" deyüp çad›r›ma giderken} he­mân ol mahalde yal› a€as› taraf›ndan Sadr›a‘zama üç yüz aded mümtâz g›lmân u bintânlar ve üç aded billûr câml› h›nto araba yükü zî-k›ymet eflyâlar he­dâyâ gelüp hazînedâra cümle gulâm duhterleri ve sâ’ir emti‘alar› teslîm edüp cümlemiz taflra ç›kup hamd i Hudâ bu abd i za‘îf [ü] nahîf bu gazâya gi­düp gelince bir gün âh demeyüp ve huddâmlar›m dahi bir kerre vâh demeyüp s›hhat [ü] selâmetle haymeme gelüp cümle (   ) aded mahbûb gu­lâmlar›mla ve (   ) aded dürr i nâ-süfte ve gonca i nâ-flüküfte k›zlar›mla ve cümle (   ) aded belen belli katana atlar›mla ve bir h›nto arabamla ve bu kadar kâlây metâ‘›mla sad flükr i Hudâ sâ’ir hüddâmla­r›ma gelüp vâs›l oldum.

Ol Cenâb › Bârî'ye hamd ola kim mukaddemâ Komaran alt›ndaki cengde al›nan atlar›m›n ve Seyfî nâm esîr olan gulâm›m›n ve ol gün çekdi€im âlâm › fledâ’idin Cenâb › Allâh bu gazâda bin kez ›vaz›n etdi, elhamdülillâh sümme efl-flükrülillâh, hâzâ min fazl› rabbî.

Ale's-sabâh ertesi gün Sadr›a‘zam kethudâs› efendime bir mahbûb gulâm ve Defterdâr Ahmed Pafla efendime bir mahbûbe câriye hedâyâ verüp salt [u] sebükbâr kalmak içün bu ganîmetden he­mân üç esîr al›koyup mâ‘adâs›n atlar ile ve kele­pür mâl › ganâ’imler ile cümle fürûht edüp âsûde-hâl oldum.

Ol gün Hünkâr hasekisi ve kapucular kethudâs› Âsitâne i sa‘âdete revâne oldular. Bugünkü gün kal‘an›n der [ü] dîvârlar› metânet üzre ta‘mîr ü termîm olup beyâz dürr i yektâya dönüp ve handak içi gayyâ-misâl ay›rtlanup amîk oldukdan sonra Çatrapatra Ali Pafla handaka su salup deryâ oldu.



Evsâf › h›sn › hasîn ü serhadd i intihâ i metîn, ya‘nî kal‘a i Uyvar-› emîn
hafizahullâhu Ta‘âlâ min âfâti'l-müflrikîn,
âmîn ve yâ mu‘în.
[130b]

Evvelâ lisân › Macar'da Uyvar kal‘as› demek yeni kal‘a demekdir. Hakîkatü'l-hâl sene 1005 târîhinde E€re gazâs› y›l›nda bu kal‘a i Uyvar a€aç palanka imifl. Ol senelerde Erdel Kral› Betlen Gabor ve Kara Mustafâ Pafla ve niçe vüzerâlar bu kal‘ay› dö€üp bî-feth avdet etdiklerinde Fargaçi la‘înin ba­bas› olan pelîd i anîd bu kal‘ay› böyle fieddâdî binâ y› ra‘nâ edüp ba‘dehu bu Fargaçi dahi zamîme i amâr ederek altm›fl y›ldan berü böyle bir hi­sâr › üstüvâr olmufl kim gulgule i Rûm ve velvele i Rûm ve debdebe i Rûm ve tantana i Rûm iki kerre yüz bin asker i bî-hadd [ü] bî-pâyân ile bu kal‘a al­t›na gelüp otuz bin {top} gülle urup ve otuz sekiz günde gücile sene 1074 târîhinde Sultân Mehem­med Hân › Râbi‘ ibn fiehîd ‹brâhîm Hân as­r›nda be-dest i Fâz›l Ahmed Pafla y› Sadr›a‘zam ve­zîr i dilîr ibn Köpürlü Mehemmed Pafla'n›n kuvvet i bâzûs›yla kal‘a i Uyvar feth oldu€una târîhi bu­dur:



(   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Allâh mu‘în oldu feth eyledik Uyvar'›,

Sene 1074.

Di€er târîh, güfte i Mezâkî Efendi:



Ey Mezâkî dedi târîhini ehl i himmet

Sa‘y i Ahmed Pafla Uyvar'› Macar'dan ald›,

Sene 1074.

Di€er târîh:

.................. (3 sat›r bofl)....................

Ve bu kal‘a i musanna‘ bir sahrâ y› bî-pâyân›n vasat›nda aslâ havâlesiz flekl i müseddes kârgîr binâ y› fieddâdî inflâ olunmufl ve zemînde gûyâ mühr i Süleymân nakfl› gibi temel konulmufl.

Hattâ alt› köflesinde alt› aded tabya i azîmleri var kim her biri birer sedd i ‹skender gibidir. Cânib i garbda Ak tabya, cânib i flimâle Beç kapusu {tab­ya­s›}, solunda Yass› Tabya ve taraf › flarkda Papa tab­yas› ve semt i k›bleye Kral tabyas› ve taraf › ce­nûba Komaran tabyas› ve cânib i lodosa Fargaçi tab­yas›.

Bu mezkûr tabyalar›n her birinde k›rkar ve elli­fler pâre toplar› ve her tabyalar›n altlar› bofl olup bâ­rûd mahzenleri var, cümle bârûdu bir yerde de­€il­dir. "Belki bir zarar isâbet ede" deyü baflka baflka bârûd hazîneleri etmifl. Ve her bir tabya üzre biner âdem ceng etseler yerim dar demezler.

Ve bu kal‘an›n taflra handak kenâr›nca gird-â-gird cirmi kâmil alt› bin ad›md›r. Ve handak› elli ad›m enlidir ve çâh › gayyâ-misâl derin olup leb-ber-leb nehr i Nitre suyudur kim içinde gemiler gezse mümkündür. Ve gûnâ-gûn mâhîleri handak içre flinâverlik ederler, bal›klar› sayd edecek kay›k­lar› vard›r.

Ve cümle iki kapusu var ve kapular önünde azîm vezni üzre memerr i nâs içün cisr i azîmleri var, ammâ haflebdendir. Mukaddemâ küffâr mün­hedim edüp biz Alaman diyâr› gazâs›na gitdi€i­mizde Budin vezîri Hüseyin Pafla iki cisr i kavî inflâ et­mifl kim ta‘bîr olunmaz. Hattâ bu cisir iki yeri zemberekli demir zincîrli cisirleri var kim her gece hüddâmlar bu cisirleri dollâblarla kald›rup kal‘an›n demir kapular› önle­rine siper ederler.

Ve kapusun›n birine Beç kapusu derler kim cânib i garba nâz›rd›r. Ve birine Komaran kapusu derler, cânib i maflr›kdan k›bleye meyyâl mekflûf­dur. Ve bu Komaran kapusundan tâ Beç kapusuna var›nca bir flâhrâh › azîmdir kim Beç kapusu görü­nür, bu kapudan dahi Komaran kapusu nümâyân­d›r. Ammâ Beç kapusun›n yan›nda bir küçücük kapu­cuk dahi vard›r, andan handaka enilüp su al›n›r.

Ve bu kal‘an›n cümle dîvârlar› serâpâ fieddâdî tula binâd›r, aslâ tafldan eser yokdur ve dîvâr›n›n ka­l›nl›€› kâmil elli ad›m enlidir ve cânib i erba‘as› da€lar gibi toprak y›€›l›d›r.

El-hâs›l hemân bir kûh › azîmin ortas›n delüp ve himmetü'r-ricâl ile oyup bir kal‘a etmifller. Hele makdûr › befler de€il bir kal‘ad›r kim dîvâr› üstün­den cirmi dâ’iren-mâdâr on bin ad›md›r, zîrâ dîvâr üzre tabyadan tabyaya e€ri bü€rü yürünmek ile on bin ad›mda kal‘ay› dolafld›m, ammâ taflra handak kenâr›yla do€ru do€ruya alt› bin aded hatvedir. Ve bu dîvârlar›n alt› dâ’iren-mâdâr sokak sokak yol­lard›r ve üzerleri da€lar gibi y›€›l› toprakd›r. An›n­içün bu kal‘aya la€›m kâr etmedi.

Ve bu kal‘a içi cümle sadranc nakfl› tarh olunup tûlen ve arzen flâhrâh yigirmi aded sokaklard›r kim e€ri bü€rü yollar de€illerdir. Her kank› taraf sokak bafl›ndan bak›lsa kal‘an›n dîvârlar› nümâyând›r.

Ve bu kal‘a içre cümle bin sekiz yüz aded hâne kapular› vard›r ve [131a] cümle hâneleri fevkânî kârgîr binâ mükellef ü mükemmel ve müzeyyen flindire tahta örtülü vâsi‘ sarâylar ve gayri büyûtlar idi, ammâ sademât › top › kûp gülleleri darb›ndan niçe hâneleri harâb oldu.

Cümleden Fargaçi sarây› gâyet ma‘mûr u mü­zeyyendir. Yetmifl seksen aded hücreleri ve kâ‘a ve dîvânhâneleri ve bir hammâm› ve kapusu üzre gü­nefl niflân› tasvîri var. Ve bu sarây›n karflusunda Nemse kapudan› menhûshânesi var, ammâ bu dahi vâcibü's-seyr bir sarây › ibret-nümûndur.

Ve bu kal‘ada üç aded mükellef ve binâ y› me­tîn manast›r › mu‘azzamlar› var. Cümleden büyü€ü ve mükemmeli Macar kenîsesidir kim içinde aslâ timsâl i asnâmâtdan putlar› yokdur. Hemân dürr i beyz-âsâ mücellâ beyâz dîvârlar› var ve birkaç ye­rinde haçlar› var.

Ve bir mahfil-misâl bir kasr› üzre erganon › Dâvûdîsi var idi. Sadr›a‘zam istimâ‘ et­mek içün papas esîrlere {bu erganon sâz›n} çald›rup bu kadar sâz › ci€ersûz › mizmerâtlar›n asvât › hazîn­lerine âdem mebhût ve mütehayyir kald›lar. Ba‘dehu bu erganonu guzât › müslimîn pâre pâre etdiler. Ba‘de­hu bu erganonhâne kasr›n mü’ezzinlere mahfil i münîf etdiler. Ve bu deyrin bir nâkûshâne kullesi var idi, top güllesiyle sehel y›kd›lar. Sonra çâr-kûfle bir minâre i bânghâne i Muhammedî etdi­ler.

Ve bu deyr i kebîri sa‘âdetlü pâdiflâh içün mih­râb ve minber ve kürsî ve mahfiliyle bir câmi‘ i Sultân Mehemmed Hân › Râbi‘ etdiler kim nûr › mübîn oldu. K›ble kapusundan tâ mihrâba var›nca bu câmi‘in tûlu yüz on ayakd›r ve arzen kâmil sek­sen kademedir ve mihrâb› üzre olan

1

âyeti ve minber kapusu üzre "Lâ ilâhe illallâh" hat­lar›n› Kubûrîzâde Halîl Efendi yazd› ve bu hakîr Evliyâ seng i mermer üzre kazd› ve tezhîb ve silu ve lâjüverd nîlgûn ile düzdü. Ve bu câmi‘in k›ble ka­pusu üzre olan târîhin hatt› ve güftesi Nasûh Paflazâde Niflânc› Pafla Ömer Be€'in fli‘iridir, ammâ mermer üzre yine bu hakîr Evliyâ'n›n flu€l›d›r kim ol kapu üzre târîh budur:



Kal‘a i üstüvâr › Uyvar'›

Ald›€›nda vezîr i mülk-ârâ

Câmi‘ i Hân Mehemmed olma€içün

Eyledi bu kenîseyi ihyâ

Döndü hakkâ ki beyt i ma‘mûra

Oldu gûyâ ki Mescid i Aksâ

Dedi târîhini an›n Ömrî

Mescidün ammere ale't-takvâ

Sene 1074.

Bu târîhleri ve niçe âsâr › hatlar› kazup yazd›€›m içün Sadr›a‘zamdan yüz altun ihsân ald›m.

Andan Nemse kilisesi vâlide sultân içün câmi‘ i ibret-nümûn oldu, zîrâ evvelden dahi bir deyr i azîm ve bir ma‘bedgâh › kadîm olma€ile eyle mu­sanna‘ ve müzeyyen imifl kim gûyâ bir kasr › mü­fleyyed imifl.

Bunda olan gûnâ-gûn maslûbât › âvîze i mu­sanna‘lar ve bunda olan zî-k›ymet kanâdîl i muras­sa‘lar ve bunda olan nükûfl › garîbe ve nakfl › bûka­le­mûn › ibret-nümûnlar ve mergûb ve zîbâ ta­sar­ruf­lar ve gûnâ-gûn san‘atlar› var kim ehl i vasf an›n mid­ha­tinde âcizlerdir.

Ve cümle rûy › dîvâr› mücevher timsâlât suverât ile ârâste ve niçe bin hey’et i garîbe vü acîbe putlar ile pîrâste olmufl bir deyr i gamâme iken cümle as­nâmlar› guzât › müslimîn pâre pâre edüp çirk i flirk­den bu deyr pâk ü pâkîze oldukda bir câmi‘ i rûflen olmufldur kim hâlâ bir serhadde misli yokdur. Me€er kal‘a i Üstürgon'da K›z›lelma câmi‘i ola.

Ve bu Vâlide câmi‘i hareminin etrâf›nda elli aded med­rese hücreleri var idi. Tarîk i Halvetî'de Üstürgonî efl-fieyh Ali Efendi'ye tekye inflâ olundu. Ve bu câmi‘in k›blesi taraf›nda ‹remezâtü'l-imâd'dan niflân verir bir bâ€çe i müferrihi var ve çâr-kûfle bir serâ­med çanl›k kullesini minâre i Bilâlî inflâ etdiler. Bu dahi tûlen ve arzen hemân Hünkâ[r] câmi‘i gibidir, ammâ bu câmi‘ gâyet müferrih ü müzeyyen ve dil-küflâ câmi‘ i ra‘nâ oldu.

Andan Tot kenîsesin Haseki Sultan Hâtûn'a câmi‘ olmak içün al›kodular, ammâ cemî‘i guzât › müslimînin peksumat zahâ’irlerine anbâr etdiler, ammâ bu dahi büyük câmi‘dir, lâkin müzeyyen de€ildir, zîrâ kavm i Tot, Macar'›n ve Nemse'nin re‘âyâlar› olmak ile ancak bu kadar kenîseye mâlik olmufllard›. Hamd i Hudâ ol dahi ma‘bedgâh › müslimîn oldu.

Andan Beç kapusunun iç yüzünde câmi‘i- Defterdâr Ahmed Pafla, bir azîm sarây›n bir münâsib taraf›n bir küçük câmi‘ etdi, ammâ gâyet cemâ‘at i kesîreli ma‘bedgâh oldu.



Der-beyân › sanâyi‘ât › ibret-nümâ y› kal‘a i Uyvar

Evvelâ bu kal‘an›n tâ or[ta]s›nda bir meydân › azîm var, anda bir mu‘azzam kârgîr binâ kuyusu var, âb › hayâtdan niflân verir suyu var. Her kim su çek­mek murâd edinse bu kuyu etrâf›nda demir çarhlar var, herkes kovalar› ve ulbelerin çarhlara asup tarfe­tü'l-ayn içre kuyunun ka‘r›na enüp hemân çarh›n›n bir diflini bas›nca ân › vâhidde ko­va­lar ile su taflra ç›­kar, âdem yap›flmadan ve renc [ü] anâ çekmeden zemberekler ile sular çekilir [131b] temâflâ y› garîbe kuyudur, ammâ niçe çarhlar› ve engâzlar› bo­zulmufldur.

Ve bu kuyunun yan›nda bir dâra€ac› ve bir si­yâsetgâh› var kim Allâhümme âfinâ Hak Ta‘âlâ benî Âdemi eyle flikencehâne flerrinden emîn ede, diller ile ta‘bîr ü tavsîf olunmaz bir dâr › siccîndir.

Ve yine bu meydânda bir burc › bâlâ kulle-mi­sâl çâr-kûfle bir sâ‘athânesi var kim nâkûsu ham­mâm kubbesi kadar var, sadâs› tâ kal‘a i Litre'de ve kal‘a i Üstürgon‘da istimâ‘ olunur.

Ve bu sâ‘at kullesi dibinde dâra€ac›na karîb ümmet i Muhammed esîrlerin koduklar› zindân› var. Cenâb › Kibriyâ kâfir kullar›n bile bu sicn i dünyâdan h›fz ede, zîrâ çâh › cahîmden niflân verir bir zindând›r. Mukaddemâ bu zindândan ç›karup k›rd›€› ümmet i Muhammed'in vücûd › flerîflerin cümle kal‘a topraklar› üzre defn etmifl bulundu. Ve bu siyâset meydân›n›n etrâf›nda cümle iki yüz aded dükkânlar vard›r.

Ve bu mahalle yak›n bir ekmek­hâne kârhâ­nesi var. Cümle befl aded furundur, ammâ cümle ununu eleklere âdem koyup âdem yap›flmadan sâ‘at zem­bere€i gibi zemberekler üçer kat eleklerden rakîk ve beyâz un elenir. Bu dahi garîb san‘atd›r.

Ve Komaran kapusunun iç yüzünde bir mudhik ibret-nümâ un de€irmeni vard›r, aslâ ve kat‘â ne at ve ne s›€›r çevirir. Dörd aded yerde dörd göz de­€irmândir kim cümle çarhlar›n hammâm kubbesi kadar sâ‘at flakulas› gibi flakulalar cümle de€ir­menin çarhlar›n deverân etdürüp âdem yap›fl­ma­dan unlar ö€ünüp üçer dörder kat elekler içine unlar dökülüp yine çarhlar hareket etdikçe üç dörd gûne unlar ö€ünür. Ve bu çarhlar›n ekseriyyâ âlet­leri cümle demirdir, ammâ dollâblar› serâpâ a€aç­dan­d›r. Bu âletleri bir ma‘sûm çevirse bilâ-usret f›rlak gibi çevirir acâ’ib ü garâ’ib tasnî‘dir.


Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin