Menz[il] i türbe i ecdâd › Çengizâde
Büyük Ali Pafla'n›n âbâ vü ecdâdlar› ve vâlidesi ve cümle akrabâ vü ta‘allukâtlar› bunda bir kubbe i âlî içre medfûnlard›r, ammâ bu mahalde türbeden gayri aslâ imâret yokdur. Hemân bu mahalde cümle refîklerimizle sehel istirâhat edüp mâ-hazar ta‘âmlar yeyüp ale'l-acele yine atlar›m›za süvâr olduk, zîrâ küffârdan muhâtara yerdir.
Andan yine atlara süvâr olup 3 sâ‘at garba gidüp,
Menzil i Çengizâde, hayâtda olan Ali Pafla Oca€›
Bu mahalle Zagor nâhiyesi derler ve Çengizâde âsitânesi cümle kal‘a-misâl bir hânedân › azîmdir kim üç yüz kadar hücreler ve dîvânhâneler ve hammâm ve matbah ve kilar ve iki bin at al›r ›stabl › Anterî âhûrlar ile müzeyyen bir ocakd›r.
Bu diyârda sarây › hânedânlara ocak ta‘bîr ederler. Çengizâde Rüstem Be€ bunda hakîre bunda bir küheyl at ihsân edüp bu mihmân-sarâyda bir gece müsâfir olup ale's-seher [148b] Rüstem Be€'den elli aded yine pür-silâh tüfengli piyâde refîkler alup hamd i Hudâ at ifller yerler ile câ-be-câ tafll›klar› geçüp 6 sâ‘atde,
Evsâf › kasaba i Yeleçse
Lisân › Latince ( ) ( ) demekdir. Bu dahi Hersek sanca€›nda voyvadal›k m› ve vakf ve ze‘âmet mi ma‘lûmum de€ildir, ammâ bir çemenzâr mahsûllü yerde iki yüz kaya€an örtülü bâ€l› ve bâ€çeli ve bir mükellef câmi‘li ve bir mükemmel hânl› ve hammâms›z ve yigirmi dükkânl› ve cânib i erba‘as› beyâz tafll› kasabac›kd›r.
Andan dahi refîkler alup 5 sâ‘atde kayal› da€lar› geçüp ve nehr i Neretva'y› atlar ile ubûr etdik, zîrâ bafl› bir menzil yerde yak›n olup kasaba i Yedvoriç'den ç›kar ve bat› taraf›na cereyân ederek Oluk kasabas›na, andan Konc kasabas›na, andan flehr i Mostar'a, andan kal‘a i Poçetel'e, andan Gabele kal‘as›na, andan Norin kal‘as› alt›nda deryâ-misâl olup yigirmi yerden Venedik körfezine ‹flpanya'n›n cezîre i Pulya mukâbelesinde Akdeniz körfezine kar›fl›r.
Firengistân'da bu nehr i Neretva'ya Neranta derler, gâyet latif âb › hayât sular cârî olur.
Bâ-husûs Yezero yaylas›ndan ve ‹lok derelerinden cereyân eden fiarâben tahûr misilli âb › nâblar cümle bu nehr i Neretva'ya mahlût olur. Bu Neretva'y› atlar ile geçüp 5 sâ‘at gidüp,
Evsâf › kasaba i Oluk
Lisân › Boflnakça ( ) ( ) demekdir, ammâ Budin eyâletinde nehr i Tuna kenâr›nda bir dahi ‹lok kal‘as› vard›r. Bu Hersek Oluk'udur, ammâ da€lar içre kal‘as› harâbd›r.
Hersek sanca€›nda voyvadal›kd›r ve Foça kazâs› niyâbetidir. Kethudâyeri ve yeniçeri serdâr› ve a‘yân› yokdur.
Cümlesi üç mahalledir ve kamusu üç mihrâbd›r. Biri fiefltokollu Mehemmed Be€ câmi‘idir, ammâ kurflum kubâbl› ma‘bedgâh de€ildir, ancak bir serâmed minâresi var. Ve ikisi mescidlerdir.
Ve dükelisi bir kârgîr hând›r, gayri yokdur. Ve hepisi bir küçük hammâmd›r, ammâ suyu âb › hayâtd›r. Ve umûmeni befl aded dükkânc›klard›r, lâkin her fley bulunur.
Ve olancas› yüz elli aded serâpâ kaya€an örtülü bâ€l› ve bâ€çeli ve âb › hayât sulu ve havâs› latîf cümle kârgîr binâ vâsi‘ evlerdir.
Bu flehir halk› dahi Uskok kâfirinden pek havf ederler. Ve cânib i erba‘as›n Uskok kâfiri harâb etmifldir. Bunlar dahi geceler ile huzûr ile yatmayup ehl [ü] iyâllerin alup sarp da€larda ve sa‘b ma€ârâlarda yat›rlar.
Bu kasabadan dahi elli aded güzîde tüfeng-endâz piyâde yi€it refîkler alup bu kasaban›n ensesinde Morina yaylas›n yüz bin renc [ü] anâ ile aflup bu yaylan›n çemenzâr ve flükûfezâr ve gül [ü] gülistân ve enhârlar› cârî ve revân yerlerine geldikde tâze cân bulup Cân mezra‘as›nda hâs›l olmufl gûnâ-gûn sîm ü zerrîn ve müflg i Rûmî ve nergisleri demet demet de€flirüp atlar›m›zla flükûfeler içre yuvarlanup cânib i erba‘am›za karavullar koyup bir sâ‘at istirâhat edüp ta‘âm yerken Hudâ âlim ü dânâd›r bu fezâ y› çemenistânda hâs›l olan nebâtât › gûnâ-gûn flükûfelerin râyihas› dem‛m›z› mu‘attar edüp hayât bulduk.
Andan 7 sâ‘atde kâmil yokufl afla€› enüp Nevesin sahrâs›na kadem basd›kda dibelik hayât › câvidân bulup bu fezâda 2 [sâ‘at] dahi amâristânda gidüp,
Sitâyifl i kasaba i ma‘mûr u flîrîn, ya‘nî rabta i Nevesin
"Nev sin"den, ya‘nî "yeni mezâr" demeden galat {Nevesin derler}. Ammâ lisân › Boflnak ve Latince ( ) ( ) demekdir. Bu flehr i müzeyyen dahi Hersek sanca€›nda paflan›n hâss› olup hâkimi voyvadad›r ve üç yüz pâyesiyle flerîf kazâd›r kim yetmifl pâre nâhiye kurâlar› vard›r.
Sipâh kethudâyeri ve yeniçeri serdâr› ve müftîsi ve nakîbü'l-eflrâf› ve muhtesibi ve bâcdâr› ve harâc a€as› ve pandur a€as›, ya‘nî flehri bekleyen sekbân a€as› ve flehir kethudâs› ve a‘yân [u] eflrâf› gâyetü'l-gâye çokdur. Hattâ Sultân Bâyezîd-i Velî bu flehre gelüp an›n hayr du‘âs› berekâtlar›yla bu flehir halk›n›n sa€îr ü kebîri ‹slâmbol'a gelüp Âsitâne i sa‘âdetde hidmet i pâdiflâhîde neflv ü nemâ bulup Koca Defterdâr ki {aya€›ndan} sinirinden maslûb Mustafâ Pafla gibi ve Defterdâr Ömer Pafla gibi ve Lübzâde gibi ve Sultân Murâd Hân'›n rûznâmecisi ‹brâhîm Efendi gibi ve birâderi Ali Efendi gibi ve Sadr›a‘zam ‹brâhîm Hân vezîri Sâlih Pafla ve kar›ndafl› Murtazâ Pafla ve yine kar›ndafl› Zülfikâr A€a ve Sâlih Pafla kethudâs› Hazînedâr ‹brâhîm Pafla ve niçe bin bunun emsâli vüzerâ ve vükelâlar bu Nevesin flehrinden hâs›l olmufllar, bir [149a] flehr i kadîmdir.
Eflkâl i zemîn i flehr i Nevesin: Bir sahrâ y› azîmin nihâyetinde vâk›‘ olmufldur, ammâ bu fezâ y› Nevesin n›sf sâ‘at kadar cânib i flarka da€dan ba‘îddir ve sahrân›n arz› üç sâ‘atdir ve tûlu befl sâ‘at bir mahsûldâr kurâlarla ve çiftliklerle müzeyyen olmufl sahrân›n cânib i garbî taraf›nda Nevesin kûhunun dâmeninde bir düz vâsi‘ ve çemenzâr yerde cümlesi alt› mahalledir, ammâ ikisi kefere mahallesidir. Ve kamusu bin befl yüz kaya€an tafl›yla mestûr kârgîr binâ hânedân › ma‘mûrlard›r kim cümle b†u bâ€çeli ve uyûn › câriyeli vâsi‘ havl›l› mükellef ve müzeyyen büyût › ra‘nâlard›r. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Der-beyân › imâret i câmi‘hâ y› selâtîn i Âl i Osmân
Dükelisi on bir aded mihrâbd›r, ammâ cümleden mükellef ü müzeyyen Sultân Bâyezîd i Velî câmi‘i, ma‘bedgâh › kadîmdir. Bir bay›r dibinde ve bir müferrih ve mesîregâh çemenzâr u murgzâr yerde cemî‘i âsâr › binâlar› rusâs › hâs kurflum ile mestûr bir câmi‘ i nûrdur, lâkin sene 1072 târîhinde mütevellîsi bu câmi‘in tarz › atîkin bozup müceddeden enderûn [u] bîrûn › câmi‘i bir tarz › âhar edüp bir fleflhâne nakfl › bûkalemûn halkârî tavan › ibret-nümûn edüp minberin sa€ taraf›ndaki dîvâr›n delüp iki aded kemer binâ edüp câmi‘i dahi tevsî‘ etmifl. Ve taflra soffas› üzre kezâlik yine kubbeler yerine halkârî tavan kubbeler etmifl kim gûyâ her biri birer gûne kâse i Çîn gibi münakkafl olmufl ve haremi bir çemenzâr ortas› havzl› gûnâ-gûn eflcârâtlar ile müzeyyen olup servî ve uhlamur d›rahtlar›n›n râyihalar› cemâ‘atin demâ€lar›n mu‘attar eder. Ve harem etrâf› dâ’iren-mâdâr hücreler ile müzeyyendir, ammâ minâresi ol kadar mevzûn ve musanna‘ de€ildir, ammâ mihrâb ve minberi ve mahfil i münîfi ve kürsî i latîfi gâyet musanna‘ mihrâb ve minberdir.
Andan çârsû içre câmi‘ i Velî A€a, sâde kurflum ile örtülü câmi‘ i atîkdir kim k›ble kapusu üzre târîhi budur:
Velî A€a o sâhib hayr çünkim,
Binâ k›ld› bu câmi‘i o zâhid,
‹flidenler edüp târîh kasd›n,
Olupdu flol makâm dârü'l-mesâcid.
Sene 921.
Ve bu câmi‘in harem kapusu üzre bir sâ‘at kullesi var. Cümle flehir mü’ezzinleri bu sâ‘ate amel edüp evkât › hamsede bâng › Muhammedî tilâvet ederler.
Andan Sinân Kad› Efendi'nin câmi‘i dahi kurflumlu câmi‘ i atîkdir. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( )
Der-ibâdetgâh › mesâcid i mü’minân ü ehl i îmân: Umûmisi sekiz ad[ed] mahalle zâviyeleridir. Ve hepsi iki aded medâris i âlimând›r. Biri Sultân Bâyezîd-i Velî hareminin etrâf›ndaki dârü't-tahsîl i müfessirând›r. Biri Velî A€a câmi‘i medresesidir.
Ve olancas› bir aded dârü'l-hadîs i peygamberân ve bir aded dârü'l-kurrâ i hâf›zân var. Bu iki hayrât › azîme Sultân Bâyezîd-i Velî câmi‘i hareminin sol taraf›nda nerdübân dibinde Rûznâmeci Büyük ‹brâhîm Efendi'nin birâderi Ali Efendi merhûmun hayrât [u] hasenât›ndan bir kurflum örtülü kubbe i azîm dârü'l-kurrâ i dârü'l-hadîsdir kim bu diyâr › Hersek'de mahsûs böyle dârü'l-kurrâ ve dârü'l-hadîs yokdur.
Ve bar›s›, ya‘nî lisân › Tatarca cümlesi alt› aded dârü'l-ulûm mekteb i t›flân › ebcedhând›r.
Ve bardas› bir aded imâret i dârü'l-it‘âm › fakîrân [u] garîbând›r kim Bâyezîd Hân'›n hayrât›ndand›r.
Ve olandas› üç aded tekye i dervîflân › zîflân › fakîrân› var, Halvetî ve Kâdirî ve Uflflâkî tekyeleridir, ammâ cümle halk› ‹mâm › A‘zamîlerdendirler.
Ve hamusu bir aded hând›r kim Velî Be€ câmi‘inin sokak afl›r› karflusunda yine Velî Be€ hân› ma‘mûr mihmân-sarây › mücerredând›r, ammâ gâyet binâ y› metîndir.
Yekûnisi ancak bir hammâm › latîfdir. Ol dahi sâhibü'l-hayrât câmi‘ sâhibi Velî Be€ o€lunun hayrât›d›r kim babas›n›n câmi‘ine vak›fd›r.
Ve cem‘âs› seksen aded dükkânlard›r, ammâ bezzâzistân› yokdur, lâkin çârsû y› bâzâr›n›n flâhrâh› gâyet vâsi‘ olup yed i kudret ile hurde tafldan döflenmifl bir kald›r›m › hudâyîdir kim bir flehirde böyle kald›r›ml› tarîk i âm görülmemifldir.
Ve bu çârsû içre bir b†› ‹rem-vâr mahkeme i fler‘ i Resûl i mübîni var. ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) [149b]
Der-tetimme i flehrengîz i külliyât › kasaba i Nevesin: Bu flehirde fliddet i flitâ vefret üzre olmayup i‘tidâl üzre âb [u] hevâs› latîf oldu€undan mahbûb u mahbûbeleri vard›r. Ve cümle Boflnakça kelimât edüp yine sar›k ve kalpak geyerler. Ve her bâr Pirmorya ve Lopoflka ve Kotur uskoklar›yla ceng ederler.
Hattâ hakîr bu flehirde iken flehrin cânib i erba‘as›nda sekiz yerde dörder aded gemi direkleri üzre evc i semâya berâber köflkler yapup her birinde her gece alt›flar aded tüfeng-endâz yi€itler nevbet bekleyüp flehri h›fz [u] h›râset ederlerken ol gece da€dan üç yüz aded küffâr flehr i Nevesin'i gâret etme€e geldikde mezkûr karavulhânelerden kâfire kurflumu bârân › la‘net gibi ya€d›rup yetmifl üç kadar kâfir mürd olup k›rk befl adedi dahi esîr i bend-i zincîr olup bak›yyetü's-süyûf › Bunduklar› hâ’ib ü hâsir dâr › menhûslar›na cümle firâr etdiler.
Ba‘dehu ale's-sabâh hakîr bu flehirden yine elli aded atl› ve piyâde refîkler alup Nevesin sahrâs› içre cânib i k›bleye ma‘mûr çiftlikleri ve Lübzâde Oca€›n dahi geçüp 3 sâ‘atde,
Menzil i karye i Zobdol
Ya‘nî arpa köyü, dörd aded derbend a€z›nda yüz evli bir vâsi‘ bir köydür ve her hânenin birer dâne kârgîr kulleleri var. Her gün ve her gece Kotur kâfiriyle ceng ederler, zîrâ bunda pâdiflâh taraf›ndan befl yüz aded yi€it sekbân vard›r. Ol gece bu köyde bî cân yatd›k, lâkin bu Zobdol köyü mukaddemâ bir ma‘mûr kend imifl. Câ be câ harâba yüz dutmufl bir câmi‘li müselmân köyüdür.
Bundan dahi elli tüfeng endâz fetâlardan refîkler alup cümlemiz Hudâ'ya s›€›nup 6 sâ‘at giderken bizler dahi piyâde olup sengistân ve da€larda bellerde atlar›m›z›n ayaklar›nda na‘llar› ve bizim çizmelerimizin tabanlar› kalmayup biz dahi piyâde bî tâb u bî mecâl olup yüz bin gûne âlâm › fledâ’id çekerek Dabra da€›n aflup yokufl afla€› enüp,
Menzil i karye i Dabra
Bu fezân›n tûlu ve arz› birer sâ‘atlik yer olur bir küçük sahrâc›kda on befl hâneleri cümle kaya€an tafl› örtülü bâ€l› bâ€çeli ma‘mûr evlerdir. Bir küçük câmi‘i var, ancak elli âdem al›r bir müselmân köyüdür, ammâ küffâr havfinden her gece da€larda yat›rlar. Andan bu Dabra sahrâs›n›n bafl afla€› garb taraf›na 4 sâ‘at gidüp,
Sitâyifl i kasaba i Dol
Bir dere içinde bâ€l› ve bâ€çeli ve bir flîrîn câmi‘li ve iki mescidli ve bir tekyeli ve bir küçük hammâml› ve bir hânl› ve on befl dükkânl› bir flîrîn kârgîr binâ bir kasaba i ra‘nâ imifl, ammâ Uskok kâfirleri ile bunda bizden mukaddem ceng i azîm edüp niçe ümmet i Muhammed esîr olup cümle halk› henüz da€lara ve sa‘b yollara firâr edüp Hudâ hakk›yçün b†u bâ€çelerinde olan meyve i âbdârlar› pâymâl i rimâl olup yerde yat›r. Hudâya ayând›r b†› ‹rem'den niflân verir bir karye i b†› cinând›r.
Hakîr gördüm ki bu kasabada âdem ve âdemî zâd yokdur, âdemleri kaçm›fl, bizler dahi kaçup Dol kasabas›ndan cânib i garba bafl afla€› Dol deresi içre gidüp bu dere sa€ taraf› üç sâ‘atlik bir toprakl› bay›rlar olmak [ile] sâfî bâ€lard›r, sâhibleri sa€lard›r, ammâ mahsûllerin alma€a âcizlerdir.
Bu derenin yemîn ü yesâr›nda aslâ bir kar›fl arz › hâliye yokdur. Kasaba i Nevesinlinin ve kasaba i Lubinlinin ve kasaba i Lubomirlinin cümle bâ€lar› bu Dol deresindedir. Rûm vilâyetinde ve cemî‘i Firengistân'da bu Dol deresi üzümü memdûhdur. Hattâ bir salk›m üzümü dörd befl vukiyye gelir gûnâ-gûn müflk i amber râyihal› âbdâr ve hofl hor lezîz üzümü olur ve fl›ras› flîrîn humârs›z hamr› olur, derler, ammâ Hudâ'ya ayând›r rahm › mâderden müfltak olal› mükeyyefât k›sm›ndan bir fley yeyüp içmemiflimdir ve bu Dol deresi bâdesin görmemiflimdir. Bu dere i mezkûru 3 sâ‘atde ubûr edüp,
Der vasf › kasaba i ma‘mûr Ustolça
Misl i mahalle i flehr i Foça demifller, ammâ lisân › Latince Ustolça demek ( ) ( ) demekdir. Bu dahi Hersek sanca€›nda pafla voyvadal›€›d›r ve kazâd›r, ammâ kethudâyeri ve serdâr› yokdur. Ve cânib i erba‘as› sâfî kayalard›r. Bir câmi‘i ve üç mescidi ve bir küçük hammâm› [150a] ve bir hân› ve yigirmi aded dükkân› ve iki yüz seksen kadar kaya€an örtülü bâ€l› ve bâ€çeli ve âb › hayât sulu evleri var bir küçük kasabac›kd›r.
Ve cümle evleri kâfir havfinden kârgîr binâ olup ba‘z› evlerde çâr gûfle demir kapulu kulleleri vard›r. Ve bu Hersek vilâyetinin cümle flehirleri tafl kaya€an örtülüdür, kiremit nâdirdir. Ve bu flehr i Ustolça'n›n cümle evleri cânib i garba nâz›rd›r ve Dol deresi a€z›na vâk›‘ olup bu kasaba içre cümle un de€irmenleri Dol deresi suyu ile deverân eder ve bu cânibin cümle enhârlar› cânib i garba akup nehr i Neretva'ya mahlût olur.
Bu flehrin ensesi Dol deresi da€lar› ve bâ€lar›d›r. Bunun dahi halk› cümle kalpak ve beyâz sar›k geyüp Boflnakça kelimât ederler, ammâ gâyet garîb dost sofra sâhibi sâd›ku'l kavl gâzîlerdir.
Hattâ bu hakîr bu flehre varmazdan bir gün mukaddem befl bin küffâr Kotur'dan gelüp bu flehirden bu kadar ümmet i Muhammed esîr ve mâl › ganâ’imler alup ba‘z› evleri câ be câ ›hrâk edüp biz vard›kda dahi niçe evler alev ber alev olup yanar idi. Ve ba‘z› kullede kapanan ümmet i Muhammedler hakîri görüp hamd i Hudâ edüp kulleden taflra ç›kd›lar ve bizi de cümle bir kulleye kondurdular.
Hamd i Hudâ bu flehirden al›nan esîrlerin ardlar›na Sührâb Mehemmed Pafla düflüp küffâr flikâr›yla Kotur'a girecek mahalde Sührâb Mehemmed Pafla küffâra yetiflüp üç yüz mikdâr› esîr ve bu kadar mâl › ganâ’im kurtard›€› haberi gelüp bu Ustolça kavminin sehel cânlar› yerlerine geldi.
Ammâ ol gece bizler bî cân olup aslâ hâb › râhat görmeyüp ale's sabâh bizi getiren elli nefer yi€it refîklerimiz koyvermeyüp bu flehirden dahi k›rk nefer yi€itleri refîk alup yine da€lar ve tafllar ve mahûf muhâtara yollar aflup cânib i k›bleye anâ çekerek 7 sâ‘at gidüp,
Evsâf › misâl i zemîn i kal‘a i Tin, ya‘nî hurrem âbâd › kasaba i Lubin
Lisân › Latince ( ) ( ) demekdir. Bu dahi Hersek sanca€›nda voyvadal›kd›r ve yüz elli akçe flerîf kazâd›r. Sipâh kethudâyeri ve yeniçeri serdâr› ve muhtesibi vard›r, ammâ nakîbü'l eflrâf› ve fleyhülislâm› yokdur, lâkin a‘yân-› kibâr› ve mîr i mîrânzâdeleri gâyet çokdur.
fiehri bir vâsi‘ çemenzâr mahsûllü vâdî içre bâ€l› ve bâ€çeli ve iki mahalle ve iki yüz aded tahtânî ve fevkânî kârgîr binâ bâ€l› ve bâ€çeli serâpâ kaya€an tafl› ile mestûr gâyet ma‘mûr sarâylar vard›r ve her birinde kal‘a misâl mazgal delikleri var hânedân › zîbâlard›r kim her birinde birer dâne kal‘a kulleleri gibi ebrâclar mukarrerdir.
Ve cümle iki aded mihrâbd›r. Evvelâ biri Sultân Osmân Hân › Gâzî'nin k›zlar a€as› olan Mustafâ A€a câmi‘i, gâyet mahbûb ve müzeyyen câmi‘dir. Ve cümle bir mahalle mescidi, el-Hac› Ahmed A€a'n›nd›r.
Ve cümle bir medrese ve cümle bir mekteb ve cümle iki tekye ve cümle bir hammâm › hofl-havâ ve cümle bir hân › mükellef hân › kebîr ve cümle on aded müfîd ü muhtasar dükkânlar› var, ammâ hammâm › kesîfi önünde bir namâzgâh soffas› üzre üç aded kavak a€açlar› namâzgâha sâye i himâye salup namâzgâh yan›nda bir âb › hayât kuyusundan ipler ile suyu çekilüp âbdest musluklar›na gidüp tecdîd i vudû‘ olunur, ammâ havâs› ve âdemîsi sakîldir.
Cümle ahâlîsi Nova kal‘as› kuludur ve Noval› esbâb› gibi beyâz darac›k s›kma dimi esbâb geyüp bafllar›nda k›rm›z› fes ve berata ve bald›rlar› ç›plak Cezâyir levendleri gibi gezerler, zîrâ cümlesi gemiciler ve firkatecilerdir, ammâ yine Boflnakça ve Latince kelimât ederler. Cümle hodi sedi bilmez gâzîlerdir.
Hamd i Hudâ Sührâb Mehemmed Pafla'y› bunda bulup bizi alay ile huzûruna getirdüp müflerref oldukda dîvân › pâdiflâhî edüp emr i pâdiflâhîler k›râ’at olundukda "Fermân pâdiflâh›m›n" deyüp Kanije seferinden halâs olup Kotur kal‘as› muhâfazas›na ve Hersek sanca€› muhâfazas›na me’mûr oldu€una cihân cihân hazz edüp hakîre bir zer-ender-zer bir hil‘at i fâhire geydirüp bir e€erli Hersek at› ve bir kîse gurufl ihsân edüp ol ân ota€ › çetr i mülammâ‘›n kurup tu€lar›n ç›karup hakîre alaybe€i hânesin konak verüp ol ân kona€›ma bir Fireng Lasman gulâm ile yigirmi suhûn ta‘âm gönderdi. Ale's-seher P›raçal› Mustafâ Pafla dahi gelüp yine dîvân › Âsaf › [150b] Berhayâ olup emr i pâdiflâhîler ile Sadr›a‘zam mektûblar› ve ‹brâhîm Kethudâ efendimizin mahabbetnâmeleri tilâvet olunup P›raçal› Mustafâ Pafla'n›n dahi ma‘lûmu olup Dobra-Venedik hazînesinden verilmek üzre üç tüfeng-endâz yi€ide Mustafâ Pafla pandurbafl› oldu€undan ve Raba seferinden halâs oldu€undan gûyâ raks edüp hakîre ol dahi bir kîse ve bir at ve bir Fireng gulâm› ve bir kelb i mu‘allem taz› ve bir çapar za€ar ihsân etdi. Ertesi nefîr i r›hletler çal›nup andan,
Vilâyet i Dobra-Venedik kâfiristân›na gitdi€imiz konaklar› ve seyr [ü] temâflâ etdi€imiz k›lâ‘lar› ve kurâ vü kasabâtlar› ve âyîn i bât›lalar›n ve acâ’ib ü garâ’iblerin beyân eder
Evvelâ kasaba i Lubin'den kalkup cânib i cenûba niçe düzlük ve niçe da€l›k ve tafll›k aflup 7 sâ‘atde,
Menzil i nâhiye i Lubomir: Lisân › Latince ( ) ( ) demekdir. Bunda cümle Sührâb Mehemmed Pafla askeriyle haymelerde meks edüp bu Lubomir'de Nova kal‘as› kapudan›n›n sarây›nda Sührâb Mehemmed Pafla'ya kapdan bir ziyâfet i azîm etmifldir kim tavsîf olunmaz.
Ba‘de'z-ziyâfe Sührâb Pafla'ya ve P›raçal› Mustafâ Pafla'ya ve hakîre kapudan hedâyâlar verüp andan yine ota€ › nüh-tâka gelüp karâr etdik, ammâ bu nâhiye i Lubomir bir sahrâl› ve çay›r u çemenli ve b†u bâ€çeli ve gül [ü] gülistânl› ve kurâlar ile ma‘mûr ve havâs›n›n letâfetinden halk› mesrûr bir arz › mahsûldârd›r kim cânib i erba‘as›ndaki kayalardan cereyân eden enhâr › firâvânlardan niçe yüz âsiyâb › mâ deverân etmededir.
Ve bu sahrâ y› lâlezâr›n cânib [ü] etrâf›nda olan kurâlarda befler onar aded toplu ve tüfengli kulleler vard›r. Ekseriyyâ cümle Nova kal‘as› gâzîleri bu Lubomir nâhiyesinde sâkin olurlar, zîrâ Nova kal‘am›z Dobra-Venedik ile hem-müflâ olup mâbeynehümâlar›nda bir gayri kazâ ve nâhiye yokdur.
Bu Lubomir sahrâs›nda Sührâb Mehemmed Pafla oturak fermân edüp hakîr ertesi gün Sadr›a‘zamdan getirdi€imiz emr i flerîfleri ve mektûblar› Dobra-Venedik'e götürüp,
Hazîne ile Venedik'den elçi ç›karma€a gitdi€imiz konaklar› bildirir
Sührâb Mehemmed Pafla efendimizden elli aded pâk müsellah ve mü’eddeb yi€itleri refîk alup ve yüz elli altun ile bir semmûr kürk ihsân alup evvelâ sahrâ y› Lubomir'den cânib i cenûba sengistân ve hudûd › Firengistân da€lar›n aflup yüz bin renc [ü] anâ çekerek cümle piyâde gâzîlerimiz ile hâz›r-bâfl olarak 6 sâ‘atde,
Evsâf › hudûd › vilâyet i Dobra-Venedik'de menzil i kulle i Islana
Hersek sanca€›yla Dobra-Venedik hâkinde bir zîk ve sarp yerde nehr i Islana kenâr›nda bir kulle i bâlâd›r ve {bu nehr i Islana, Bileyke da€lar›ndan gelüp bat› taraf›na akup 12 sâ‘at cereyân edüp Popova nâhiyesinde bir kûh › bâlâ dibinde girdâb gibi gâ’ib olur. Ve bu nehir dâ’imâ gemiler ile ubûr olunur, ammâ mezkûr Islana cisrinde bu nehir} üzre bir h›sn › kavî kulle i metîndir. Sene ( ) târîhinde Gâzî Husrev Pafla binâ etmifldir kim dizdâr› ve yigirmi aded merdüm i hisâr› ve cebehânesi ve flâhî toplar› ve muflkat tüfengleri ile âmâde bir kulle i üstüvârd›r.
Bu kullede fleb [ü] rûz Bosna vezîrinin bir mükellef a€as› elli aded nefer ile dâ’imâ bunda sâkin olur ve Hersek paflas› taraf›ndan bir a€a ve Nova kal‘as› çorbac›lar›ndan bir a€a bu kullede mâh u sâl oturup cemî‘i Bosna-sarây›ndan gelen ve cümle Dobra-Venedik'den gelüp giden kârbân halk›ndan ve cemî‘i yüklerden bir gurufl ve cümle kirâ komor bârgîrinden birer rub‘ bâc al›nur bir kulle i bâlâd›r.
Ve her ay bafl›nda birer Venedik kapudanlar› ellifler nefer Lasman kâfirleriyle bu cisirde âyende vü revende kârbândan al›nan gümrü€ü hisâb [u] kitâb edüp Bosna vezîrine ve kendü kral banlar›na bildirir.
Ba‘dehu bu kulleden kalkup cânib i k›bleye sarp cehennem dereleri ve tafll›k sakar derelerin yüz bin meflakkat i râh › su‘ûbet çekerek 4 sâ‘atde giderek,
Menzil i Hân › Nazarete i Band›flka
Bu kâfiristânda Nazarete ana derler kim Hind ü Yemen ve Semerkand ve Arab u Acem'den gelen ve Âsitâne i sa‘âdet taraf›ndan ve Bosna vezîri ve Hersek paflas› taraf›ndan ve'l-hâs›l cemî‘i diyârlardan gelen tüccârlar› ve ehl i hidmetleri bu Nazarete hân›na kondururlar kim belki tâ‘ûnlu olup flehre girmeye ve niçe ahvâllerine vak›f › esrâr olmak içün bu müsâfirhâneye ko[ndu]rup ba‘z› âdemler k›rk gün oturup durur ve ekalli on gün ve yedi gün ve üç gün elbette ve elbette oturtmalar› mukarrerdir.
Ve bu Nazarete'de sâkin olan müsâfirîn üzre bir soltat a€as› elli nefer kâfirleri ile dîdebân durur. Hattâ bu Nazarete'de k›rk gün oturmam›fl bir metâ‘› flehre getürmeli olsalar elbette ol metâ‘›n [151a] bir ucuna ve yâhûd bir bir kenâr›na sirke sürüp nevbet bekleyen kefereler mezkûr metâ‘lar› flehre götürüp bey‘ ederler, ya‘nî zu‘m › bât›llar›nca ol metâ‘a sirke sürülmek ile tâ‘ûn flehre ol metâ‘ ile bile girmeye derler.
Eflkâl i mihmân-sarây › hân › Nazarete: Dobra-Venedik kal‘as›n›n cânib i garbîsi taraf›nda flehirden hayli mesâfe i ba‘îde çâr-kûfle hân-misâl müte’addid kat-ender-kat ma‘mûr odalar› ve matbah ve âhûrlar› ve soltat keferesi odalar› var. Her gece müsâfirîn üzre dîdebân kefereler kapular› sedd ederler, ale's-seher yine feth ederler. Ve bu Nazarete'den taflra birkaç çingane ve fukarâ Lasman kefere evleri var. Ve cümle kâfirlerin gûrhâneleri ve bilâ-teflbîh Hazret i Îsâ sûreti ve Hazret i Îsâ halîfesi havâriyyûndan fiem‘ûn › Safâ bunda medfûndur derler. Leb i deryâda bir tafll›k yerde flekl i murabba‘ bir hân › azîmdir.
Ba‘dehu kefereler bu hakîre, ba‘z› ri‘âyet edüp üçüncü günde bizi flehre alay›m›zla da‘vet edüp gitdik.
Evsâf › tahtgâh › kavm i Latin, ya‘nî kal‘a i Dobra-Venedik i bî-dîn
Bu edîm i arzda Venedik ikidir; birine Bundukanî Venedik derler kim hâlâ Âl i Osmân ile yigirmi befl y›ld›r kim ceng eder âsî Venedik'dir. Ammâ buna Dobra-Venedik derler, baflka bir millet i kadîmdir. Gerçi millet i Nasârâ'dan olup kavm i Mesîh'dirler, ammâ kitâb › ‹ncîl'i Latin lisân› üzre tercüme edüp k›râ’at ederler. Âyîn i bât›lalar› yine millet i Mesîh gibidir ve zu‘m › bât›llar›nca "‹ncîl k›bel i Hak'dan Hazret i Îsâ'ya bizim Latin lisân› üzre nâzil olmufldur" deyü tefâhür kisb ederler.
Hakîkatü'l-hâl cemî‘i millet i Nasârâ'n›n elsine i muhtelifelerinin fasîh u belî€ ve kavâid i i‘râb ile ilm i nahv gibi ve lisân › Acem gibi zarîf ü latîf lisân › kadîm bu Latin lisân›d›r.
Ve cümle tevârîhleri cemî‘i milel içre mu‘temedün aleyhdir, aslâ hilâf yazmazlar. Hattâ bir müverrihi bir kitâb te’lîf etse cemî‘i papaslar ol tevârîhi ve kitâb› tetebbu‘ edüp bir habt › kelâm› yok ise ve ifrât u tefrîti yok ise cümle papaslar›n re’yiyle ve on iki ban›n mühriyle imzâ olunup ba‘dehu basma kitâb olmak fermân olunur.
Gâyet müdekk›k ve müstahric ve ilm i nücûm sâhibi kehene ve cerrâh ve fassâd ve müverrih i kâmil kefereleri vard›r. Hattâ ilm i nücûm kuvvetiyle Hazret i Risâlet-penâh›n bu cihân issi olmas›n› ve Âl i Osmân hurûc edüp devr i k›yâmete dek devletleri mü’ebbed olur, bu rûy › arzda bir küffâr komayup tâ Hazret i Mehdî ve Hazret i Îsâ'ya dek Âl i Osmân sâhib i hurûc ve sâhib i zuhûr olaca€›n bilüp ve niçe rumûz u künûz kitâblar›nda her mülûkun tâli‘in bulup ve sene ( ) târîhinde Osmân Gâzî Bursa kal‘as›na sar›lup muhâsara ederken hemân bu Dobra-Venedik kâfirleri "Hay iflte sâhib i zuhûr hurûc etdi" deyü elçileriyle ( ) altun ve bu kadar dîbâ ve flîb ü zerbâf ve kemhâ vü hârâlar ile elçilerin Bursa'da Osmân Gâzî'ye gönderdiklerinde Osmân Gâzî de vefât etmifl bulunup o€lu Orhân Gâzî Bursa'y› feth etdikde Dobra-Venedikli cümle hedâyâlar› Orhân Gâzî'ye verüp yüz elli mâdde üzre akd i sulh edüp her sene mebla€ › mezbûr hazîneyi elçileriyle gönderme€i der-uhde edüp ellerine yüz elli mâdde içün yüz elli k›t‘a yarl›€ › belî€ i flâhîler alup bu yüzden ilâ hâze'l-ân sulh kabûl etmifl bir alay âk›bet-endîfl ve dûrbîn-fikr kefere vü fecerelerdir kim aslâ ve kat‘â cemî‘i zamânda sulha mu€âyir bir ahid-flikenlik etmeyüp her sene bafl›nda cümleden mukaddem elçileri gelir.
Gerçi Âl i Osmân ile Orhân Gâzî'den berü her sene akd i sulh eder, ammâ yine Devlet i Aliyye'nin kanad› alt›nda tâ‘ûn › ekber gibi sûret i hakdan görünür bir h›nzîr mel‘ûnlard›r. Ve cümle küffâra hiyel ü fleytanat bu kâfirlerden sirâyet eder.
Bâ-husûs hâlâ hasm›m›z olan büyük Bundukanî Venedik'ini ›dlâl edüp pes ü perdeden zahîre veren bu Dobra-Venedik kâfiridir. Ve cümle kâfir krallar›ndan ankâ ve zengin bayd›r kim devletin korutmak içün cemî‘i krallara tevâzu‘ ve meskenet gösterüp cemî‘i krallar ile sulh [u] salâh etmifl bir müdebbir keferedir.
Netîce i kelâm bu kefereler dahi hakîre iltifât [u] müdârâ ederek alay ile ( ) ( ) nâm tahtgâh› olan kal‘as›na getürüp derûn › kal‘ada Bosna paflas›n›n ve Hersek paflas›n›n taraflar›ndan birer mükellef [151b] a€alar gümrük emâneti içün bu kal‘ada olurlar.
Bu hakîri dahi cümle tevâbi‘imizle anlara karîb bir sarâya kondurup bir soltat a€as› üzerimize gözcü ta‘yîn eyleyüp cemî‘i me’kûlât [u] meflrûbât›m›z› bele€an mâ-bela€ verüp hânemizde meks etdik, ammâ dîdebân kâfirler aslâ bizi gezdirmezler idi. Ve ahflamdan sonra pafla a€alar›n›n ve bizim üzerimize kapular› kaparlard› ve sabâh yine açarlard›, baflka dîdebânlar›m›z var idi aceb mel‘ûnlard›r.
Dostları ilə paylaş: |