Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Eflkâl i zemîn i kal‘a i Valpova



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə59/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   55   56   57   58   59   60   61   62   ...   72

Eflkâl i zemîn i kal‘a i Valpova: Nehr i Kraflinçe ile handak› leb-ber-leb bir düz alçak çe­menzâr yerde tula binâ bir sarây › azîm-misâl bir küçük kal‘ad›r, ammâ gâyet metîn ü müstahkemdir. Handak kenâr›nca gird-â-gird cirmi kâmil befl yüz ad›md›r ve handak› gâyet vâsi‘ ve amîkdir. Ve bu nehr i Kraflinçe Ösek'den beri iki sâ‘at bir a€aç cisir alt›ndan gelüp bu kal‘a handak›na u€rayup nehr i D›rava'ya mahlût olur.

Ve bu kal‘a kapusu k›bleye mekflûf olup han­dak üzre bir hafleb cisrini her gece pâsbânlar maka­ralar ile kald›rup kal‘a kapusuna siper ederler. Ve cisir bafl›nda bir teferrücgâh lonca köflkü var ve bu kapu üzre olan kullede bir sâ‘at çan› var. Bu kapu­dan içeri bir muzlim yol ile karanl›kda gidüp befl kat demir kapular dahi vard›r. Kal‘a intihâs›nda Süleymân Hân câmi‘i var. Minberi nakfl › bûkale­mûn › ibret-nümûn › münakkafld›r.

Ve derûn › hisârda dizdâr ve kethudâ ve imâm ve mü’ezzin ve kapucular ve mehterânlar hânesin­den gayri anbâr ve cebehânesi var, gayri âsâr › imâ­retden bir fley yokdur.

Ve bu kal‘a flekl i murabba‘d›r ve çâr-kûflesin­de­ki kulleler flindire tahta örtülüdür. Ve kullelerde flâhî serâmed toplar› olup kal‘a dîvâr› elli arfl›n âlî hâfl›t­lard›r. Ve bu kal‘a önünde cisir afl›r› iki aded vîrân kulleleri var. Kaçan kim Süleymân Hân asr›n­da bu kal‘ay› muhâsara etdiklerinde bu vîrân kulle­leri meteriz edinüp asker i ‹slâm bu kulle­ler­den kal‘ay› zebûn etmifllerdir. Ve kal‘an›n bat› taraf›n­daki rûy › dîvârda dahi top gülleleri kelle kadar sapl› durur.



Eflkâl i varofl › Valpova: Kal‘adan handak afl›r› cânib i k›bleye meyyâl bir küçük varofldur, ammâ ma‘mûrdur. Cümle üç mahalle ve cümle iki yüz aded flindire tahta örtülü evlerdir.

Ve cümle befl mihrâbd›r. Ve cümle bir medrese ve cümle bir mekteb ve cümle bir tekye ve cümle bir hammâm ve cümle iki hân ve cümle yigirmi dükkân ve cümle iki bin kadar b†› cinând›r.

Âb [u] hevâs› latîf yerdir, ammâ gâyet cezîre yerdir, ammâ bu varoflun dahi etrâf› sarp handakd›r ve düflman havfinden flarampavl› paçar›zlard›r.

Ba‘dehu bu kal‘adan kalkup cânib i garba 3 sâ‘at gidüp nehr i D›rava kenâr›na varup düflman havfinden fi'l-hâl da€lar›n ormanlar›n kesüp etrâf›­m›za flarampavlar edüp tarfetü'l-ayn içre mümkün oldu€u mertebe handaklar kazup içine girdik.

Ba‘dehu (ba‘dehu) gemilerle ve sallarla ve potlar ile karflu tarafa geçme€e mübâfleret olundu. Hattâ ol gün vâfir asker geçüp beri tarafda asker az kald›. Allâhümme âfinâ tarafeynden bir düflman zâhir olsa beriden öteye ve öteden beriye aslâ im­dâd olamaz. Hemân hakîrin cân bafl›ma s›çrayup cümle esbâblar› bir ç›rn›k kay›€a koyup Tatar tarz› atlar› suya urup yaldad›lar. Cümle serhad gâzîleri âlem i hayretde kald›lar.

Hamd i Hudâ atlara ve hakîre ve hüddâmlar›ma bir zarar olmayup karfluya ubûr etdik, ammâ vakt i sabâh sovu€u olmak ile atlar ve hüddâmlar üflüyüp derhâl atlar› e€erleyüp süvâr olup birkaç müflvârlar edüp atlar ve hüddâmlar k›zup tâ vakt i zevâle dek askerin gerisi de geçüp nehr i D›rava kenâr›ndan cânib i garba da€lar ve ormanlar› 3 sâ‘atde geçüp,



Evsâf › hisâr › üstüvâr › bâlâ, ya‘nî binâ y› ra‘nâ kal‘a i fiiklofl

Lisân › S›rfça (   ) demekdir. Bânîsi Ungurus krallar›ndan [171b] Koca Matyafl Kral binâs›d›r. Ba‘dehu Süleymân Hân sene (   ) târîhinde Lagofl Kral›, Mihaç sahrâs›nda münhezim edüp kral › dâl bir batakda mürd olup Budin'i feth edüp Ungurus kral­l›€›yla Budin kal‘as›n Yanofl Kral'a sadaka edüp kendüleri devlet ile Dârü's-saltanati'l-aliyyelerine azîmet etdiklerinde bu fiiklofl kal‘as› ban› Budin Kral› Yanofl'a mutî‘ [ü] münkâd olup niçe zamân âsûde-hâl oldu.

Hikmet i Hudâ Budin'de Yanofl Kral mürd olunca bu fiiklofl ban› ferce bulup Beç kal‘as› çâsâr› olan Ferdinand Krala tâbi‘ olup sâ’ir küffâr›n i€vâ ve ilkâs›yla bu fiiklofl kâfirleri Ösek ve Darda ve Sirem câniblerin nehb ü gârete bafllayup âhirü'l-emr sene 950 târîhinde Süleymân Hân asâkir i zafer-me’ser ile kal‘a i Valpova'y› feth edüp atf › inân›n kal‘a i fiiklofl'a edüp Ösek be€i Murâd Be€ ve Mihaç be€i Kâs›m Be€ cümle askerleriyle salt [u] sebükbâr bu kal‘a i fiiklofl'› muhâsara edüp ba‘de­hu üçüncü gün pâdiflâh › Süleymân › zamân vâdî i fiiklofl'a meks i h›yâm etdükde germâ-germ yedi gün ceng i azîmeler olup hamd i Hudâ sene i mez­bûrun mâh › Rebî‘ulâhirindeki yevmü'l-erba‘ada afla€› kal‘a bi-avnillâh feth olup cümle küffâr yu­karu kaya üzre iç kal‘aya kapan›rlar.

Âhir i kâ[r] dördüncü gün kal‘a amân ile pâdi­flâh › cem-cenâba kal‘a miftâhlar›n verüp Se€itvar kal‘as›na giderler. Çünkim sene 950 kal‘a feth olup ibtidâ hükûmetin Mihaç be€i Kâs›m Be€'e ihsân olunup hâlâ Süleymân Hân tahrîri üzre bu kal‘a i fiiklofl Budin eyâleti iken ba‘dehu sene 1009 târî­hinde Sultân Mehemmed Hân › Sâlis asr›nda kal‘a i Kanije feth olup hâlâ Kanije paflas›n›n voyvadal›€›d›r ve yüz elli akçe pâyesiyle kazâd›r. Ve kethudâyeri ve Budin ve kapukulu serdâr› ve muhtesibi ve diz­dâr› ve yüz yetmifl nefer merdüm-i hisâr› ve a‘yân-› kibâr› vard›r.



Eflkâl i zemîn i kal‘a i fiiklofl: Bir sahrâ y› hâmûnun tâ vasat›nda bî-hâ’il evc i âsumâna kad çekmifl bir kal‘a i ser-bülenddir kim tâ iç kal‘as›n›n zirve i a‘lâs›na var›nca üç kat fieddâdî metîn ve seng t›râfl bir kal‘a i hâz›r-bâfld›r. Ve iç kal‘as› olan püflte i âlî bir sivri tafld›r. Mâ-takaddem bu nârîn kal‘a krallara mahsûs sarây-› nâ-t›râfld›r. Bu iç kal‘a içinde müte‘addid kâ‘alar ve dîvânhâneler ve gûnâ-gûn nüzhet-âbâd maksûreler ile ârâste ve cihân-nümâ kâh › Havarnaklar ve flâhniflînler ile pîrâste bir sa­rây › vâcibü's-seyr iç kal‘ad›r.

Cânib i flimâlinde tâ kal‘a i Peçoy ve taraf › gar­­b›nda kal‘a i Se€itvar ve semt i k›blesinde kal‘a i Valpova nümâyân bir iç kal‘a i cihân-bân­d›r.

Ve bu iç kal‘ada Seyrântafl› demek ile ma‘rûf bir temâflâgâh kayas› var, cümle sahrâ andan nakfl › bûkalemûn nümâyând›r. Ve ol taraf› gâyet sedd i metîn dolma r›ht›m sa‘b ve kavî dîvâr › üstüvârd›r. Ve bu sarây›n dam u bâmlar› ve maksûreleri cümle gûnâ-gûn kiremit örtülüdür.

Ve bu iç kal‘ada Süleymân Hân câmi‘i var. Ve dizdâr ve kethudâ ve imâm ve mü’ezzin ve cebe­hâne ve g›lâl anbâr› evleri var, gayri fley yokdur. Ammâ bu iç kal‘ada bir çâh › mâs› var kim umku kâmil seksen kulaç seng i hârâdan kesme kayad›r, ammâ suyu gûyâ âb › hayâtd›r, lâkin nehr i azîm gibi cereyân eder bir sudur. Bir merd i âferîde bil­mez kim bu kuyunun suyu nereden gelüp nereye gider.

Ve bu iç kal‘a handak› içinde bir balyemez topu var, gâyet büyük topdur. Ve cisir ile geçilir bu kal‘a i bâlân›n üç kat kapusu vard›r.

Manzara i afla€› kal‘a i fiiklofl: Cümle üç kat kal‘ad›r ve cümle on yedi aded fieddâdî kaya kul­le i serâmedlerin tâ zirve i a‘lâlar› sivri sivri tahta örtü­lüdür kim Sührâb Mehemmed Pafla Kanije vâ­lîsi iken bu kulleleri tahtalar ile örtmüfl gâyet metîn eb­râclard›r. Ve her kulle mâbeyni kâmil yüzer ad›m­­d›r. Bu hisâb üzre afla€› kal‘an›n dâ’iren-mâdâr cirmi bin yedi yüz aded hatvedir. Ve bu kal‘an›n gird-â-girdi serâpâ yalç›n kesme kaya handak › amîk ü ar›z ü mehîb hafr i azîmdir.

Ve cânib i flarka bir kapusu var. ‹ç yüzünde bir âb › hayât kuyusu var. Ve kapudan taflra handak üzre hafleb cisri her gece makaralar ile kalkar cisr i musanna‘d›r.

Ve bu kal‘ada cümlesi elli aded b†u bâ€çesiz flindire tahta örtülü tahtânî ve fevkânî ma‘mûr bü­yût › ra‘nâlard›r.

Ve kamusu yedi aded mihrâbd›r. Evvelâ Süleymân Hân câmi‘i, kenîseden velî olunmufl bir ma‘bedgâh › kadîmdir, ammâ musanna‘ de€ildir, lâkin baflka bir rûhâniyyet var.

Ve ibret-nümâs›, kal‘a kapusu üzre bir serâmed vâcibü's-seyr sâ‘at kullesi var. Ve dükelisi bir âb › hayât çeflmesi var kim kapu önündeki cisrin bafl›nda vâk›‘ olmufl bir sebîl i aynü'l-hayât›n târîhi budur:

Sâhibin bilmek dilersen bu müferrih çeflmenin,

Hak r›zâs›n isteyüp etdi Ömer A€a binâ,

Târîhi ma‘lûm olur her kim ki su içüp [172a] deye,

Rûhu flâd olsun Hasan ile Hüseyn'in dâ’imâ.

Sene 1051.

Sitâyifl i taflra varofl: Bu afla€› kal‘an›n taflra­s›nda cânib i flarkîsinde bir kat flehir varoflu var. Bunun dahi etrâf› bir kat handakl› ve flarampav dî­vârl› palanka hisârd›r, ammâ gâyet metîn ve dolma r›ht›m olup câ-be-câ kulleleri var, lâkin çit dolma tabyalard›r. Ve niçe yerde mazgallar dirsekleri vard›r ve niçe yerde flâhî toplar› [v]ar, ammâ topa muhtâc de€ildir, zîrâ afla€› kal‘a kullenin toplar› cümle bu varoflu ko­rudur.

Ve bu varoflun hepsi üç aded dervezesi var, biri cânib i k›bleye Ösek kapusu ve biri taraf › flimâle Peçoy kapusu ve semt i garba Se€itvar kapusu var ve bu mezkûr kapular›n mâbeynleri yekûn›s› iki bin befl yüz ad›m ihâta eder bir varofl › mu‘azzam­d›r kim tâ afla€› kal‘ay› ihâta etmifldir, ammâ yukaru iç kal‘ay› ihâta etmemifl varofl palankas›d›r, zîrâ iç kal‘an›n cânib i garbîsinin iki taraf›nda iki yerde sazl›k ve batakl›k buheyredir ve her taraf› gâyet derin fecc i amîkden niflân verir bir azîm göldür.

Ve bu varoflun umûm›s› yedi mahalledir, ikisi keferelerdir, befli müslim mahallâtlar›d›r. Ve olancas› sekiz yüz aded tahta örtülü ve tahta havl›l› tahtânî ve fevkânî mükellef ü mükemmel vâsi‘ evlerdir kim her birinde gaytân › cinân misilli bâ€çeler mukar­rerdir.

Ve bar›s› yedi mihrâbd›r. Evvelâ Malkoç Be€ câmi‘i, d›rahtistân içre bir câmi‘ i z›llistând›r, ammâ kurflum ile mestûr bir serâmed bânghâne i Bilâlîli câ­mi‘ i pür-nûrdur. Andan Eski ‹skender Be€ câ­mi‘i, bu dahi ma‘bedgâh › atîkdir. Mâ‘adâs› mahal­le mesâcidleri ve mezgitleridir.

Bar›das› üç yerde medrese i âlimând›r. Bu fle­hirde ulemâya ri‘âyet ederler, ammâ ulemâ y› âlim ü âmil ü kâmil ü fâz›l yokdur, ancak mürde-flûy sûhtevâtlar vard›r, ammâ anlarda[n] k›l›çlar› belle­rin­de ve kitâblar› ellerinde gâzî sûhtevâtlar› vard›r.

Olandas› üç yerde tekye i dervîflân › zî-flânlar› var. Hamusu bir aded mekteb i s›byând›r. Ve üm­meten bir küçük hammâm › hofl-havâs› var. Ve cüm­leden iki hânlar› var, ammâ niçe poyatalar› var kim âyende vü revende müsâfirînler konup göçer­ler. Ve âmmeten k›rk aded dükkânlar›nda bir üstâd at na‘lbendi var, dünyâda misli yokdur.

Ve cümle halk› Poturca kelimât edüp serhad es­bâblar› geyüp ticâret ile geçinüp sofra sâhibi garîb-dost gâzî âdemlerdir kim intihâ i serhaddir.

Ve âb [u] hevâs› hemân kal‘a i Peçoy gibi latîfdir, zîrâ Peçoy dahi cânib i flimâle 5 sâ‘at karîbdir. Bunun dahi mahbûb gulâmlar› olur, ammâ cümle yi€itler­dir. Ve b†› cinânlar› gâyet çokdur.

Ba‘dehu bundan cânib i garba bir gecede {karye i Bisne'yi ubûr edüp} 12 sâ‘atde,

Evsâf › h›sn › hasîn hisâr › üstüvâr, ya‘nî sûr › ibret-nümâ y› kal‘a i Se€itvar . Sigetvar)

Der-beyân › icmâl i sefer i hümâyûn-› feth [u] fütûh › kal‘a i Se€itvar: Sebeb i gazâ y› Se€itvar oldur kim mukaddemâ Süleymân Hân Budin'i feth etdikde bu kal‘a i Se€itvar kalup dest i Âl i Osmân'da olan vilâyetleri Se€itvar küffâr› harâb u yebâb etdiklerini Budin vezîri Yahyalu Arslan Pafla serîr i saltanata birkaç def‘â bildirüp devlet taraf›n­dan ›€mâz › ayn olundu.

Ba‘dehu küffâr günden güne flîrînlenüp Erdel vilâyetinde olan flehrlerimizi ve kal‘alar›m›zdan Mekke ve Medîne hâss› olan Sekelhit kal‘am›z ve Sakmar kal‘am›z ve Varat ve Arat ve Tokay ve Kalu ve Kâlü nâm kal‘alar›m›z› Nemse küffâr› alup içine as­ker kodu€unun haberin Erdel kral› der i devlet-masîre bildirdikde hikmet i Hudâ Süleymân Hân'›n kemâl mertebe pîr i fânî olup mübtelâ y› nikrîs ve herem ve niçe emrâz › müzmine ile derd i sakam sâhibi idi, ammâ yine gayret ü hamiyyet i pâdiflâ­hî­yi elden komayup sene 973 mâh › fievvâl'inin 9 gün serâ­perde i Süleymânîsin Ç›rp›c› Çay›r› nâm sahrâda meks i h›yâm edüp ol gün vezîr i sânî olan Koca Pertev Pafla'y› Erdel diyâr›na seksen yedi bin asker ile serdâr edüp Erdel ban› olan mutî‘ [u] münkâd Zidmon, Yanofl Kral'a Pertev Pafla'y› imdâd gönderdi.

Ertesi gün Sadr›a‘zam olan Sokollu Tavîl Me­hem­med Pafla'y› elli bin asker ile serdâr › mu‘azzam edüp Se€itvar kal‘as› üzre talî‘a i asker edüp irsâl eylediler. Ve anlar dahi asker i kerrâr ile kat‘ › me­nâzil ederek Se€itvar'a revâne oldular.

Ba‘dehu Süleymân Hân sene i mezbûrda mâh › fievvali'l-mükerremin onuncu gününde âdet i kadî­me­leri ve kâ‘ide i amîme i flehin­flâ­hîleri üzre Vezîr i Sânî Ferhâd Pafla'y› ve Vezîr i Râbi‘ Ahmed Pafla [ve] Vezîr i Hâmis K›z›l Ahmedlü Mustafâ Pafla ve fiemsî Pafla'y› ve Kad›asker Hâmid Efendi'yi ve sâ’ir erbâb › dîvânlar› cümle götürüp hattâ müsinn ü ihtiyâr umûr-dîde musâhiblerden Matbah [172b] Emîni Selîm Hânl› Abdî Efendi'yi ve Kuzu Ali A€a'y› ve mütekâ‘id Yeniçeri a€as› Ali A€a'y› ve bu hakîr Evliyâ'n›n pederi Kuyumcubafl› Dervîfl Me­hem­med A€a'y› ve ‹brâhîm-i Gülflenî hazretleri­nin baflhalîfesi Ser-hânendegân Dervîfl Ömer-i Gülflenî ve niçe bunlar›n emsâli pîr i fânî vâcibü'r-ri‘âyâ umûr-dîde müsin ihtiyârlar› ma‘an Se€itvar seferine götürüp kat‘ › menâzil ve tayy › merâhil ederek gitmede, ammâ mübârek vücûd › flerîflerine pîrlik­den za‘af u fütûr ve derd i belâ y› nikrîs ile dâ’imâ rencûr olup dâ’imâ taht › revân ile râha re­vâne olarak kal‘a i Belgrad'dan nehr i Sava'y› ubûr edüp sahrâ y› Zemon'da meks i h›yâm buyurdukla­r›nda cümle asâkir i ‹slâm deryâ-misâl cem‘ olup pâ­di­flâh › gerdûn-vakâr deryâ-misâl asker ile E€re ga­zâ­s›na gidüp mukaddemâ Nemse çâsâr› Ferdinand Kral›n Erdel'de istîlâ etdi€i Sakmar ve Tokay ve sâ’ir k›lâ‘lar› halâs etme€e azm i hümâ­yûnlar› oldukda hikmet i Hudâ mukaddemâ Peçoy kal‘as› muhâfazas›na ta‘yîn olunan üç aded sancak­be€leri fiiklofl kal‘as› alt›nda meks i h›yâm edüp bâ­rân › rahmetden bu be€ler gözlerin açamayup her­kes haymesinde baflun h›rkaya çeküp âlem a€yârdan bî-haberdir deyü hâb › nâzda iken ol gün Se€itvar kal‘as› ban› olan Zirniski Miklofl nâm pelîd i anîd befl bin atl› ve üç bin yaya küffârlar ile mezkûr be€leri ol ya€mur ve kar mahallinde ale'l-gafle ba­sup be€leri ve niçe yüz aded gâzîleri cümle flehîd edüp ve niçe yüzünü esîr i bend-i zincîr edüp cümle guzât›n mâl › ganâ’imiyle kal‘a i Se€itvar'a gidüp flâdumânlar ederek karâr-dâde olur.

Ba‘dehu bu haber i mûhifl mesmû‘ › pâdiflâhî oldukda E€re gazâs› ve Erdel'de al›nan k›lâ‘lar›n is­tihlâs›ndan ferâ€at edüp "Bismillâh niyyetü'l-gazâ y› Se€itvar" deyüp ol ân dâmen der-miyân edüp Sokollu Mehemmed Pafla y› müdebbiri talî‘a i asker edüp Se€itvar kal‘as› üzre gönderir. Bahren Karl›eli sanca€›na mutasarr›f Ali Portuk nâm kapu­dan› Tuna nehri üzre üç yüz pâre firkate ve t›ransa ve k›rk pâre kalyeta kad›rgalar ile donanma y› hümâ­yûnu nehr i D›rava'ya serdâr edüp irsâl eder.

Hulâsa i kelâm pâdiflâh › âlî-hümâm menâzil kat‘ ederek Peçoy › dilcûy sahrâs›nda ‹rflan nâm bir cebel i azîmin dâmeninde meks i çetr i mülammâ‘ olup ol ân Budin be€lerbe€isi Arslan Pafla'y› ota€ önünde katl edüp zümre i flehîdâna dâhil oldu.

Sebeb i katli oldur kim Süleymân Hân E€re se­fe­rine ve Erdel taraflar›na azîmet etdiklerinde ol ma­halde Nemse kral› Süleymân Hân'›n bu tarafa sefe­­rinde haberdâr olup deryâ-misâl cünûd › cünübler cem‘ edüp âmâde iken merkûm Arslan Pafla ol ma­halde Budin askeriyle Ustolni-Belgrad kal‘as› kur­bunda Polata kal‘as› ve Çavka kal‘alar›n muhâsara edüp dö€erken hemân Nemse çâsâr› olan Ferdinand Kral › dâl mevcûd askeriyle Arslan Pafla'y› basup cümle Budin askerin k›rup kimin esîr edüp bu ka­dar bârhâne ve cebehâne i Âl i Osmân'a mâlik olup mezkûr Arslan Pafla'y› kova kova Tata ve Papa kal‘alar›na gelüp bu iki aded kal‘a i metîne­le­re bilâ-meflakkat küffâr istîlâ etdü€iyçün bu sebeb ile Arslan Pafla katl olundu.

Ve Budin eyâleti Sadr›a‘zam Sokollu Mehem­med Pafla'n›n ammîzâdesi Mustafâ Pafla'ya ihsân olu­nup Se€itvar üzre çarkac› ta‘yîn olunur.

Ba‘dehu bizzât Süleymân Hân ikinci günde kal‘a i Se€itvar alt›nda top menzilinden ba‘îd göl kenâr›nda serâperde i Süleymânîsini kurup cemî‘i deryâ-misâl asâkir i bî-pâyân ile sene 974 târîhinin mâh › Muharremü'l-harâm›n›n yigirminci gününde A€ustos'un beflinci günü kal‘a i Se€itvar'a göz aç­d›rmayup Vezîr Ferhâd Pafla ve Anadolu vezîri bile kal‘an›n taraf › cenûbîsin kuflad›rlar. Vezîr i hâmis Mustafâ Pafla ile Rûmeli be€lerbe€isi fiemsî Pafla kal‘an›n semt i flimâlîsin kuflad›rlar.

Ve'l-hâs›l himmet i Sultân Süleymân Hân ile ve re’y [ü] tedbîr sâhibi Sokollu Vezîrin ihtimâm › tâm›yla cemî‘i asâkir i ‹slâm mûr › bî-flümâr mâra üfler gibi kal‘an›n etrâf›na üflüp yigirmi yedi koldan kal‘aya meterise girüp ale't-tevâlî kal‘ay› balyemez top › kûplar ile dö€me€e bafllarlar.

Derûn › hisârda mahsûr olan Zirniski Miklofl ve Zirin Hersek nâm segler ile derûn › kal‘ada mahsûr yigirmi alt› bin kefere kapand›€› muhakkak olup anlar dahi derûn › hisârdan cenge âhenge bafllad›lar. Ammâ bu kal‘a i sedd i ‹skender nehr i Reyke ba­takl›€› ve berkeli€i içinde cezîre gibi kalm›fl bir sedd i Kahkahâ'd›r. Hemân cümle guzât fermân › flehriyârî ile mezkûr bata€›n suyun kesüp alt›nc› günde taflra varofl feth olup bin alt› yüz kadar küffâr › hâksâr [173a] dendân › k›l›çdan geçüp orta kal‘a fethine mübâfleret olunur, ammâ bu orta kal‘a bir sahrâ y› azîmin ortas›nda ve bir deryâ-misâl bir fecc i amîk batak ve çatak içinde cezîre-misâl bir refî‘u'l-bün­yân ve bir h›sn › hasîn ve sedd i metîn kal‘a i bî-amân olma€ile buheyre i azîmin derdinden kal‘an›n yan›na var›lmaz.

Her ne hâl ise Pojaga be€i Nasûh Be€ bu kal‘ada yedi sene esîr oldu€undan bu kal‘ay› muhît olan nehr i Reyke'nin yollar›n bilüp an›n him­me­tiyle nehrin bendlerin kesüp gölün suyu kesildi, ammâ içine fîl-i Mengerusî ve Adana câ­mûsu girse gark olur bir bata€ u çata€ ve domuz yata€› yerler kim benî Âdem yan›na varmak muhâl.

Hemân Sokollu Mehemmed Pafla, re’y i ahsen edüp cemî‘i asâkir i ‹slâma yetmifl bin çuval yapa€› ve sekiz kerre yüz bin tobra f›flk› ve toprak ve niçe kerre yüz bin a€aç kütük ve niçe bin d›raht › mün­tehâlar› bu cunbul buheyre deryâs›n›n içine kenâr­dan b›ra€a b›ra€a tâ gölün amîki yerine gelüp ana cemî‘i erbâb › zu‘amâya ve erbâb › tîmâr[a] çit ör­mek fermân olunup astar ve lensalar örüp bu bu­heyre içine ilkâ olunan tobralar ve f›flk› ve yapa€› çuvallar› üzre siperler ede ede cümle çitleri döfleyüp âmâde ederler.

Ve bi-avnillâhi Te‘âlâ himmet i flâh › merdân ile birkaç günden kal‘an›n her cânibini doldurup illâ bir cânibi y›lma(?) âyine su kalup gayri tarafla­r›nda kal‘a dîvârlar›na niçe gâzîler serden­geç­dilik edüp el vururlar, ammâ kal‘an›n bârân › la‘net gibi ya€an top u kurflum ve kumbaras› tesirinden kal‘a­ya yürüyüfl etmek bir vecih ile mümkün de€il.

Hikmet i Hudâ pâdiflâh › âlî-vakâr bu mahalde müflevvefl-hât›r olup kemâl mertebe n›krîz zahmeti kendülere veca‘ ü derd [ü] elem verüp ekl [ü] flurb­dan kald›lar, ammâ âk›l Sokollu Mehemmed Pafla pâdiflâh›n ser ü kat›na(?) k›rk hâs odal›y› bile u€­ratmayup ancak Silihdâr Ca‘fer A€a ve taflradan bu hakîrin pederi Dervîfl Mehemmed A€a ve Re’îsü'l-küttâb Ferîdûn Efendi ve Kuzu Ali A€alar pâdiflâh›n bafl›nda musâhabet edüp hidmet i pâdi­flâ­hî edüp halvet­hâne i flehriyârîde yatup kalkup bir kimesne ile ihtilât etmezler imifl, ammâ her bâr yaln›z So­kol­lu Vezîr gelüp gidüp taflrada kal‘an›n mü­himmât [u] levâz›mâtlar›n görür imifl.

Re’y [ü] tedbîr i Sokollu Vezîr: Çünki pâdi­flâh › âlem-penâh bu mertebe haste-hâl olunca he­mân ol ân vezîr i dilîr "Pâdiflâh›m böyle fermân etdi" deyü kâmil k›rk bin nâmdâr yi€it serdengeç­di­ler yazup cümleye cebehâne i pâdiflâhîden âlât › si­lâh bezl edüp yürüyüfl etme€e âmâde eder.

Ve ol gün on bin aded keçilerin boynuzlar›na ikifler aded fitiller ba€layup ol bir fleb i muzlimde vakt i fiâfi‘îde cemî‘i keçilerin boynuz­la­r›n­daki fi­tilleri yakup bir serdengeçdi âdem bir kösem koyun ile kal‘an›n gölü üzre dolmufl çitler üzre yürüyünce hemân beriden asker i ‹slâm içre bir sadâ y› "Allâh Allâh" kopup cemî‘i keçiler gürûh gürûh kal‘aya yürürken hemân küffâr › hâksâ[r]lar görse kim bu kadar yüz bin Âl i Osmân askeri ellerinde fitilleri yakup yürüyüfl edüp gelir.

Hemân küffâr›n cân bafl›na s›çrayup cemî‘i top u tüfeng ve kumbaralar keçileri âdem sanup enince cümle küffârda ne top u tüfeng ve ne kumbara vü fifleng s›k›l› kalmayup cümle keçiler sademât › top › kûpdan helâk olunca hemân akîbince k›rk bin aded serdengeçdi gâzîler dal ti uryân olup sadâ y› Al­lâh Allâh'a rehâ buldurup bî-bâk ü bî-pervâ kal‘aya yürüyüfl edüp küffârdan top u tüfeng at›l­madan hamd i Hudâ orta hisâr› feth u teshîre alup gül­bâng › Muhammedîler okunup beyâz bayraklar dikil­dikde cümle küffâr ceng ede ede iç kal‘aya fi­râr ederler.

Bu mahalde iki bin kâfir katl olunup yedi yüz aded gâziyân › mücâhidân câm › flehâdeti nûfl edüp yerleri dâr › illiyyîn olup bu kal‘an›n feth [ü] fü­tûhu Sultân Süleymân'a müjde olunup,

"Ah gidi Se€itvar âh" deyüp da€ › derûnundan bir âh › serd çeküp buyururlar kim,

"Dahi Se€itvar'›n iç kal‘as› al›nmad› ise iflte henüz benim vücûdum kal‘as› al›nd›" deyüp ol gün ka­sâ­vetinden Süleymân Hân sene 974 mâh › Sa­fer'in 22 günü serîr i saltanat›n terk edüp dâr › bâ­kîye irtihâl etdikde hemân âk›l u müdebbir Sokollu Vezîr na‘fl › Süleymân Hân'› Silihdâr Ca‘fer A€a ve Ferîdûn Be€ ve bizim pederimiz ve Kuzu Ali A€a ve Abdî Efendi ile na‘fl › Süleymân Hân'›n karn›n› yarup ûd u amber ve müflg ü za‘ferân ile tuzlayup Süleymân Hân'›n obas› içre, vücûd › Süleymân Hân'› "Amâneten" deyü yere defn edüp kalbini ve muzahrafât ve ci€erini hâlâ Türbe kal‘as› olan yere defn edüp Sokollu Vezîr bizim peder ile [173b] befl ad[ed] musâhiblere yemîn verüp pâdiflâ­h›n merhûm oldu€un ifflâ etmeyeler ve na‘fl › flerîfin defn olundu€u yerden taflra ç›kmayup gûyâ Süley­mân Hân hayâtda gibi yine

"Pâdiflâh›m flöyle ve pâdiflâh›m böyle" deyüp kelimât edeler ve,

"Pâdiflâh›m filân devây› ve filân ta‘âm› ve filân eflri­beyi ister" deyü taflra ç›kup kilarc›bafl›ya ve haz­ne­dârbafl›y› haber ede­ler, yine savma‘aya gireler, deyü gûnâ-gûn re’y [ü] tedbîrler edüp ol ân bir sebük-rûh perkende âdem ile Kütâhiyye'de vâlî olan fiehzâde Selîm Hân › Sânî'ye,

"Elbette pâdiflâh›m Se€itvar alt›nda bize yetiflüp cülûs edesin. Yohsa cemî‘i ibâdullâh ve sanca€ › Resûlullâh kâfiristânda kal›r. El-hükmülillâh" deyü haber gönderüp hemân Sokollu Vezîr taflra ç›kup dîvân › pâdiflâhî edüp cümle vüzerâ ve vükelâya pâdiflâh›n selâm›n teblî€ edüp,

"Pâdiflâh›m orta kal‘an›n fethinden ziyâdesiyle hazz edüp sehel vücûdumdaki illetlerim hiffet buldu. Hemân kullar›m iç kal‘a fethine de k›fl gel­meden sa‘y i cehd i ihtimâm etsinler. ‹nflâallâh ser i kârda olanlara dahi ziyâde menâs›b › âlîler ihsân ederim, buyurdular" deyü Sokollu vezîr, pâdiflâh › merhûmun a€z›ndan böyle re’y i ahsen kelâmlar söyleyüp cümle vüzerâ ve vükelâlara yüz elli kadar hil‘at i flehriyârîler geydirüp andan iç kal‘aya sa­r›lma€a mübâfleret ederler.

Ammâ iç kal‘as›na cemî‘i küffâr dolup cümlesi cân bâzâr›na düflüp eyle bir batak deryâs› içre cezî­re-misâl bir kal‘a i dâr › dâl ellerine girüp cân hav­liyle fleb [ü] rûz cenge âheng ederler, ammâ beri ta­rafda Sokollu Koca Mehemmed Pafla'n›n sa‘y [ü] ihtimâm›yla ve bezl i ihsân [u] in‘âm›yla bunun dahi buheyresin orta kal‘adan tafl ve toprak ve a€aç ve çul ve tobra ile f›flk›lar ve kütük odunlar ile doldura doldura siperlenerek bu iç kal‘a hâ’itine varup niçe bin serdengeçdi gâzîler kal‘a alt›nda siperlenirler.

Andan iç kal‘an›n palanka dîvâr›na el urup ka­z›klar›n ve flarampavlar›n söküme bafllayup niçe bin gâzîler kal‘a a€açlar›na zift ü neft ve katrân sürüp ›hrâk bi'n-nâr ederler idi, ammâ küffâr cân havliyle ol kadar ceng i savafl › perhâfl ederler kim her yürü­yüflde asâkir i ‹slâm› top u tüfeng ve fifleng ve el kumbaras› ile gerü püskürüp guzât › müslimîn gerü avdet ederlerdi.

Ve her gün niçe yüz guzât › muvahhidîn câm › flehâdetden nûfl ederlerdi. Ve top › kal‘a-kûp ile kal‘an›n münhedim olan yerlerin ân › sâ‘atde küf­fâr › dûzah-karâr flarampavlar ve ar›z direkler ko­yup siperlerin ardlar›n› toprak ile doldurup evvelki­den metîn ü müstahkem edüp fleb [ü] rûz asâkir i ‹slâm› âtefl ile da€lard›, ammâ yine bizim gâzîler niçe kerre kal‘aya uzun kancalar ile yürüyüp çen­gâller ile kal‘adan kâfirleri afla€› çeküp niçe kerre bafl ve diller alup Sadr›a‘zama götürüp ihsân [u] in‘âmlar al›rlard›.

Lâkin leflker i muvahhidîn hayli zamândan berü cengden kendülerine usan gelüp,

"Pâdiflâh›m›z› ayak dîvân›nda görmek dileriz" deyü kul gulû etdikde hemân Sokollu vezîr i mü­debbir bu re’y [ü] tedbîri edüp na‘fl › Süleymân Hân'›n tuzlanm›fl salamuras›n› emânet olan yerden ç›karup geydirüp kufladup serâperde i Süleymânî içre bir taht › âlîde na‘fl › Süleymân Hân'›n bol hil‘at i fâhiresi ard›na Kuzu Ali A€a girüp Süleymân Hân'›n hil‘ati yenlerin za‘ferân sürülmüfl elleriyle Ali A€a geyüp Süleymân Hân'›n bafl›nda yine âdet i kadîmesi üzre destâr › Yûsufî üzre yü­zünde siyâh nikâb ile vech i flerîfi mestûr, ammâ mübârek l›hye i flerîfi sar› olup burum burum ve büklüm büklüm sar› sakal› nikâbs›z olup bu re’y [ü] tedbîr ile Süleymân Hân'›n meyyitin taht üzre otur­dup hil‘ati ard›nda Kuzu Ali A€a Süleymân Hân'› gö€süne alup kucaklayu durup Süleymân Hân önüne bir perde i zenbûrî çeküp cümle erbâb › dîvân vüzerâ ve vükelâ cümle yerlü yeründe sâf ve sâf durup hemân bir kerre Sakall› Mehmed Pafla taht üzre olan pende i zenbûrî küflâde k›lup Süleymân Hân hayâtda gibi girde bâlifllere dayanup bir kerre ard›ndan Ali A€a vücûd › Süleymân Hân'› alup cümle askere selâm flekilli etdirdikde cemî‘i kullar ve dîvân çavufllar›,

"Ve aleykümü's-selâm pâdiflâh›m, yafl›n uzun ol­sun ve devletin dâ’im olsun. Tanr› pâdiflâh›m›za çok y›llar ömürler versin" dedikde [174a] Sokollu'nun tenbîhi üzre sâzende mehterbafl› bir fasl › kasîr ederken hemân Kuzu Ali A€a kendünün hasta eli gibi za‘ferânl› sar›mt›rak elini Süleymân Hân'›n sa­kal›na yap›flup tarak ister iflâreti eder flekilli hareket edince hemân Silihdâr Ca‘fer A€a tarak verüp Ali A€a tara€› alup Süleymân Hân'›n sakal›n hasta hare­kât› eder gibi hareket ederek tararken cümle guzât,



"Elhamdülillâh pâdiflâh›m›z hayâtda görüp ayak dîvân› mübârek olup flu nikrîz maraz›ndan ha­lâs olup bolay kim pâdiflâh›m›z aya€a kalkup dev­le­tinde flu kal‘a feth olup selâmete gitsek" der­ler.

Kimisi, "Gördün mü sakal›n› bir hofl tarayamad›, zîrâ haste-hâldir, eyle olur. Hemân pâdiflâh›m›z sa€ olsun" deyü herkes birer gûne güft [u] gûda iken mehterân sâzendegân fasl› tamâm edince hemân Süleymân Hân'›n na‘fl› ard›ndan Ali A€a eliyle da€›­l›n iflâreti etdikde yine dîvân çavufllar› yine pâdiflâh› alk›fllad›klar›nda Silihdâr Ca‘fer A€a perde i zen­bûrî çeküp cümle vüzerâ ve vükelâlar gürûh gürûh herkesin me’mûr oldu€u eflgâline giderken hemân,



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   55   56   57   58   59   60   61   62   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin