Evrensel Çekim
Son zamanlarda özellikle başta Amerika olmak üzere, İngiltere gibi bilinç bilimi konusunda dünyaya öncülük eden ülkelerde yapılan zihin bilimi çalışmaları ve elde edilen bulgular, kuantoloji gibi nöro fizik konularına yeni bakış açıları kazandırmaktadır. Bu çalışmaların ışığında da günümüzde pek çok yeni söylemler üretilmektedir. Bu söylemlerin bir kısmı bilimsel araştırmalardan hareketle insanlara nörolojik temelli farklı bakış açıları kazandırmaya çalışırken, diğer kısmı da tamamen ticari amaçlı yaklaşımlarla insanlara duymak istediklerini söylemeye çalışmaktadır. Son zamanlarda çok popüler olan “çekim yasası” da her iki şekilde insanlığa sunulabilir. Evrensel çekim ile insanlara ya evrensel enerjiden hareketle her şeyin atom altı boyutta (Kuark) enerjiden oluştuğunu açıklayarak, düşüncelerin frekansı olduğu bilgisi çerçevesinde beynin enerjiyi yönetmesinden bahsedebilirsiniz. Ya da bunu ticari bir yaklaşımla nesnel oluşumlara sahip olmak şeklinde örnekleyebilirsiniz. Birinci yaklaşım insanı maddeye hükmetmenin arayışına getirirken, ikinci yaklaşım insanı maddeye sahip olmanın arayışına getirir. Eğer dünyadaki ekonomik güçler insanı nesnel manada tüketen bir profilde konumlamaya çalışıyorlarsa, maddeye sahip olma hedefini daima öncelikli olarak öğütleyeceklerdir.
Yaşadığımız evrenin kuralları var. Yerçekimi yasası, kozmik sabit, enerji gibi evrensel yasalarla tanımlı bir boyutta yaşıyor tüm insanlık. Bu evrensel yasalardan birisi de enerji seviyeleri ve bunların birbiri ile olan ilişkileri. Farklı enerji boyutlarını ortak bir dil ile etkileştiren köprüler vardır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnek vermek isterim. Radyoda dinleyeceğiniz kanalı ayarlarken uygun frekansta sabitlersiniz. Burada radyo, dinleyen ile konuşan kişi arasında bir köprü mahiyetindedir. Ama buradaki en hassas nokta radyoda hangi kanalı dinleyeceğiniz konusunun sizin seçiminize bağlı olmasıdır. Aynı yaşamın bilinç olasılıklarında seçim yapmanız gibi. Evrensel çekim yasası da bu örnekle yakından ilgilidir. Evrensel çekimin özü, insanın duygusal ve düşünsel özelliklerine bağlı olarak yaşamayı tercih ettiği enerji boyutunun, yine evrensel enerji düzeyinde köprüler aracılığıyla cevap bulacağıdır.
İnsan yaşamında neyi deneyimlemek istemiyorsa ondan şikayet etmesi, ondan öfke duyması, korkması, gerçekleşeceğine inanmaması, kaçması, hayal kurmaması yeterlidir der evrensel çekim yasası. Evrenin beklentinize uygun kanal ile sizi bir araya getirmesi, her zaman anlamlandırmanıza imkan olmayan bir süreçte gerçekleşebilir. Aramalıydı aramadı, cevapsız kaldı, çok istedim ama neden olmadı yaklaşımları aslında evrenin sizi hazırladığı güvenli bir geleceğin basamakları olabilir. En uygun zamanda, en uygun kişilerle, en uygun sonuçlar evrensel çekimin daima tercih ettiği yoldur. Bunun tinsel boyuttaki karşılığı da “Bilmediğinizi ben bilirim ve olan sizin için en iyisidir” bilgeliğidir. Evrensel çekim mükemmel sonucu hedefler. Bunun için insan düşünsel ve duygusal anlamda hedeflerinden ve yaşama amacı olarak gördüğü uğraşlarından, zaman ve zorluk temelli yanılsamalardan dolayı vazgeçmemelidir. Olası her durumun hedefe ulaşmada bir adım olduğunu ve evrensel çekimin sizi en uygun zamanda hedefe ulaştırmak üzere bir değişim içerisinde olduğunu unutmayın. Arabanız ile acil bir yere yetişmeniz gerektiğinde, her zaman açık olan yolun kapalı olması, bir bakışla şanssızlıkken, evrensel bakışta ileride olabilecek bir kazanın önlenmesi anlamına gelebilir.
Evrensel çekimin özellikle ticari boyutta gündeme getirilen şekli ise, sahip olmak istediğiniz araba veya evi hayal edin, sonra hayalinizdeki deneyimi beyniniz gerçeğe dönüştürecektir şeklindedir. Bu bakış açısı kuantum mekaniği ve bilinç bilimi alanlarında kısmen karşılık bulmaktadır. Ancak bu konuyu çok basite indiren, insanlara duymak istediklerini söyleyen bir ticari bakış açısı olacaktır. Aynı zamanda belirtmeliyim ki evrensel çekim asla çalışmadan hayal et ve sonrasında sahip ol öğretisi değildir. Evrensel çekimi nesnel taleplerin karşılanması şeklinde yorumlamak, pek çok insan tarafından yıpratıcı eleştirilerin yapılmasına da imkan sağlayacaktır. Zira soyut olan insanın somuta indirgenmesi, soyut düşünce ve duyguların somut oluşumlarla cevap bulmasına çalışılması çok sayıda tartışmayı da gündeme getirecektir. Bir küfede yaşayan ve Büyük İskender’e “Gölge etme başka ihsan istemem” diyen Diyojen için, evrensel çekimin bir araba veya ev talebini karşılayan düşünsel bir öğreti olarak sunulması ne kadar saçma olurdu değil mi? Oysaki Evrensel Çekim her insan gibi Diyojen içinde işlemekteydi. O çekimdi ki Büyük İskender gibi bir lidere, yaşadığı küfeden zaman ötesi boyutta liderlik ettirecek bilgeliği vermişti ona. Evrensel çekimi nesnel taleplerle cazibeli hale getirme arayışı, evrensel çekimin gerçek bilgeliğine ulaşamamak demektir. Yanılsamalar başlıklı geçen haftaki yazımda nesnel oluşumların bir yanılsama olduklarından bahsetmiştim. Zira hiçbir nesnel birikime sahip olmadan doğan insan, yine hiçbir nesnel birikime sahip olamadan ölecektir. Bu bilinç nesneden uzak durmak anlamına gelmez. Nesnenin amaç olmasından uzak durmak demektir. Çekim yasasını nesnenin elde edilmesi öğretisi olarak kullanmak nesneyi amaç haline getirebilmektedir. Oysaki Evren sanki insana şöyle diyor. Bakmadan görmeyi, işitmeden duymayı, dokunmadan hissetmeyi iste ve bende sana bunu yaşatayım. Hayaller kur ben sana bu hayallerin kapısını aralayayım. Benden sonsuzluğu iste, sonlu taleplerle seni kandırmama müsaade etme. Soyutsun mutluluğu somutta arama.
Evresel çekimin sizi hedeflerinize ulaştırmasını istiyorsanız:
• Hedeflerinizin ben merkezi ile sınırlı olmamasına özen gösterin. Dileğiniz başka insanlarında mutluluğuna ve gelişimine katkı sağlasın.
• Sabırlı olma konusunda kendinizi zihinsel anlamda geliştirin. Yaratıcı güç bilmediğinizi bilir ve sizin için en iyisini gerçekleştirmektedir.
• Zihin süreçlerinizi keşfedin ve bu sayede kendinizi tanımanız için çok okuyun.
• Öfkeden, kinden, nefret gibi olumsuz duygu ve düşüncelerden uzak durun. Yaratılmış hiçbir canlının kötülüğünü isteyemeyin.
• Hedeflerinize ulaştıktan sonraki durumunuzu sık sık hayalinizde canlandırmaya devam edin.
• Müziğin yüksek enerji boyutundan yararlanın.
• Pozitif düşünceyi yaşamınıza davet edin.
-
Yılmadan ısrarla çok çalışın.
Dostları ilə paylaş: |