Son yıllarda sosyal paylaşım siteleri giderek artan bir katılım bulmaktadır. Facebook bugün, 34 milyon üye ile üniversite öğrencileri arasında geniş bir katılım bulmuş sosyal paylaşım sitelerinden birsidir. Bu sitede, üyeler profillerine resimlerini, iletişim adreslerini ekleyebilir ve arkadaş listesi hazırlayabilmektedirler.
Bu çalışmada, Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden 268 kişiye, bir sanal ortam sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’a üye olma nedenleri, kişisel bilgilerini ekleme gerekçeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada veriler anket tekniğiyle toplanmıştır. Anket sonucunda 268 sekiz örenciye ulaşılmıştır. Sonuçlar göstermektedir ki öğrencilerin söz konusu siteye üye olma nedenleri, eski arkadaşlarını bulmak, vakit geçirmek, farklı insanlarla zaman harcamaktır. Üyelerin çoğunluğunu kadınlar oluşmaktadır. Tanımadıkları kişilerden gelen davetler genelde üye tarafından reddedilmektedir. Facebook’ a üye olan bu kişiler genelde streslerini attıklarını söylemişlerdir. Öğrencilerin hemen hemen çoğu bir gruba üyedir. Anket sonucunda belirlenen bir diğer durum ise öğrencilerin kendi fotoğraflarını eklemeleridir.
Anahtar sözcük: Facebook, sosyal paylaşım sitesi, sanal kültür.
ABSTRACT
Participation in social networking sites has dramatically increased in recent years. Facebook is an online social network software application used by university students. It has 34 million users in now. The site is much like other personals sites in that it allows a user to post a profile, search for other people, and add them as friends. In Facebook, you can add your profile pictures, contact information such as cell phone numbers and residential location, sexual and political preferences, as well as a list of friends.
In this study, 268 Anadolu University Communication Faculty students were surveyed. We focus on patterns of personal information revelation and reason of using this site. We used descriptive statistics for analyzing the datas. We found that students participate for finding old friends. They wondered them and they wanted to learn information about. Most of the participants are women. The students said that they enjoyed and be relax while using Facebook. Almost most of the partipants were a member a group. The other result of survey students didn’t be disturbed to add your profile real name, e-mail address, phone number and photos.
Keywords: Facebook, social networking sites, social culture.
GİRİŞ
1960-1980 yılları arasında gerçekleşen birçok bilimsel ve teknolojik gelişme sonucunda yeni bir teknolojik devrimin yaşanmaya başladığı ve bu sürecin de toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel alanı yeniden yapılandırdığı düşüncesi günümüzde artık kabul edilir hale gelmiştir. (Timisi, 2003: 77). Bu tarihsel dönemi tanımlamak için kullanılan Enformasyon toplumu kavramı, toplumsal ilişkiler çerçevesinde bilginin artık özne konumuna ulaştığını vurgulamaktadır. (Timisi, 2003: 88)
Bugün teknoloji dünyayı kuşatmamakta; onun yerine gerçekten daha gerçek bir simülasyon geçirmektedir. Sanal alanın çekici olmasının nedeni aslında uzak, dokunulmaz ve kurgusal bir yer olmasıdır. Arzularımızın ve düşlerimizin içinde daha rahat edebileceği alternatif bir dünya olarak görülmektedir. Bu dünyada, sınırlılıkları ve kusurlarıyla şu anda ve burada olan gerçekliğin yerini alabilme potansiyelinden söz edilmektedir. (Robins, 1999: 37) Sonuç olarak günümüzde, teknolojiden bahsedildiğinde sadece kullanım değeri üzerinden tanımlanan bir araçtan değil, yeni ortamlardan da bahsedilmektedir. Bunun en temel örneğini bir araç olan bilgisayarın bir ortam olarak internete dönüşmesinde görmek mümkündür.
İnternet teknolojisiyle beraber oluşan sanal kültür ve sanal dünya, gerçek dünyadaki zaman, mekan boyutlarından bağımsız bir alan üzerine kurulmuştur. İnternet, ayrıca bu zaman ve mekân boyutunu da aşarak birey-birey ve birey-grup iletişimine izin vermektedir. (Timisi, 2003:26)
Günümüzde internet aracılığıyla bireyler, iletişim içerisinde bulunduğu ötekinin geçmişini, kimliğini, toplumsal ve biyolojik varlığını dikkate almaksızın iletişimde bulunurken, tanımadığı kişilere karşı kendi kimliğini de gizleyebilmekte ya da değiştirebilmektedir. İletişim kurgulanmış kimlikler aracılığıyla yapılırken, anonimlik bütünüyle geçerli hale gelmiştir. Kişi, kimliğini arzu ettiği şekilde konumlandırmak için giyinme tarzlarından, dil kullanımına, boş zaman etkinliklerine, müzik tüketimine ve medya kullanma örüntülerine değin farklı materyal ve kültürel öğelere başvurabilmektedir (Güzel, 2006:7). Bu açıdan internetin yeni bir ifade ve sosyal ilişkiler mekânı olmasından dolayı yeni kimliklerin inşa edildiği bir mecra da yaratmaktadır.
İnternet, bütün konuşmaların yazıldığı sessiz bir dünyadır. Bu dünyada varlık, beden ve mekandan arınmış ve yalnızca kelimelere dönüşmüş bir biçimde vücut bulmaktadır. Bu anlamda internet hayal edilmiş ve hayali bir mekan olarak tanımlanabilir. İnternetteki sanal cemaat kavramı insan ve teknolojinin şaşırtıcı bir biçimde bir araya gelmesinden doğmuştur. Aynı anda her yerde bulunan bilgisayar ağlarının, fiziksel mekandan bağımsız, milyonlarca insanın siber uzayda bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İnternet daha önce tarihte hiç tanık olunmamış tarzda “yeni tür ilişkileri” ve bu ilişkiler sonucu ortaya çıkan sanal cemaatleri (virtual communities) gündeme getirmiştir. Sanal cemaatler, kişisel ilişkiler ağının yaratılması için yeterli sayıda insan bir araya geldiğinde internet vasıtası ile yaratılan sosyal gruplardır (Gürhani, 2004:2).
Sosyal paylaşım siteleri de bu sanal cemaat örüntülerinin içerisinde yer almaktadır. Sosyal ağ, “social network” bireylerin birbirlerine çeşitli ilişkilerle bağlı olduğu bir yapıyı temsil etmektedir. Bu sistemdeki bağlantılar genelde arkadaşlık üzerine dayansa da finans ve ticaret gibi farklı konularda da olabilmektedir.(www.linkedin.com, www.rhze.com) Bir sosyal ağ sitesinin üç temel özelliğinin bulunması beklenir. Bu özellikler, kullanıcının profil oluşturabilmesi, kullanıcının ilişkide olduklarının listesini açıklayabilmesi ve kullanıcının diğer kişilerin bağlantı listelerine ulaşabilmesidir. Bir sosyal ağ sitesini diğer sitelerden ayrı kılan başlıca şey ise bireylerin tanımadıkları kişilerle de kendi ağlarını paylaşabilmelerine olanak sağlamasıdır.
ilk sosyal site 1997 de kurulan “Sixdegrees.com” dur ve kullanıcılarına ilk kez profil oluşturabilme ve mesaj gönderme olanağı sağlamıştır. 2001’den itibaren ortaya çıkan Asianavenue, Blackplanet, Migente ve Cyworld etkili bir politika uygulamış ve arkadaşlık ilişkilerine daha farklı boyutlar eklemişlerdir. 2004 ve sonrasında ise internet kullanıcıları Myspace, Facebook ve Bebo ile tanışmışlardır. (http://e-bergi.com/2007/Aralik/Social-Network)
Sosyal paylaşım siteleri (Social Networking Sites) bireylerin halka açık ya da yarı halka açık olarak profillerini kayıtlı bir sistemde oluşturmalarını, bir bağlantıyı paylaştıkları, diğer kullanıcıların listesini göstermesini ve sistem içerisinde bulunan kişilerin ilişki listelerini de görmeyi sağlayan, online topluluklardaki insanların beğenilerini, aktivitelerini paylaştıkları ve ağ üzerinden birbirlerine mesaj, e-mail, tartışma grupları video, sesli sohbet, dosya paylaşımı yaptıkları sitelerdir. Sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcıların amaçlarından biri yüz yüze olarak seyrek görüştükleri ya da uzun zamandır görüşmedikleri kişileri sosyal ağlarına katmaktır (Boyd, Ellison,2007).
İnternetteki sosyal ağların yaşamdaki sosyal ağlardan bazı farklılıkları bulunmaktadır. Öncelikle internetteki sosyal ağlar gerçek yaşamdakilerden daha geçirgendir. Gerçek yaşamda grupların içine girmek ve etkili olmak zor olurken internet ortamında kişilerin sosyal ağlarına girmek daha kolay olmaktadır. Günümüzde sosyal paylaşım ağı alanında altı site üye potansiyeli bakımında öne çıkmaktadır. Bunlar, Myspace, Facebook, Friendster, Linkedin, Hi5 ve Orkut’tur. Bu sitelerin dışında sanal aleme onlarca sosyal paylaşım sitesi eklenmektedir. Bunlar içerisinde Myspace 72 milyon kullanıcısı (2007 yılı) ile en büyük sosyal paylaşım sitesi olarak görülürken, Facebook son bir yılda yaklaşık %200 büyüyerek en hızlı büyüyen sosyal paylaşım sitesi olmuştur.
Facebook.Com
Dünyada geniş katılım bulan Facebook, Harvard öğrencileri arasında iletişim ağı kurma amacıyla 4 Şubat 2004 yılında Mark Zuckerberg tarafından oluşturulmuştur. Ancak bu okul sınırlılığı zamanla aşılarak faklı üniversitelerde de kullanım olanağı sağlanmıştır(http://www.facebook.com/press/info.php?statistics).Facebook iki yıl içinde bütün uzantılara sahip e-mail adreslerine açılarak popülerliğini artırmıştır. Temmuz 2007'de, Facebook sitesi yüksek okul odaklı siteler arasında 34 milyon aktif üyeyle en yaygın ve geniş kullanıcıya sahip ağ unvanını almış;. Eylül 2006'dan Eylül 2007'ye en çok ziyaret edilen siteler arasında yerini 60. sıradan yedinci sıraya yükseltmiştir. Facebook altında günde 8.5 milyon fotoğraf yüklenmektedir.
Facebook ismini, Amerikan üniversitelerinde yaygın olan öğretim üyesi ve öğrencilerin birbirlerini tanımak için isimlerinin yer aldığı kağıt fotoğraf albümü (paper Facebook) uygulamasından almıştır.
Facebook bugün, sosyal paylaşım sitesi devi olarak, 67 milyon aktif kullanıcıya ulaşmış durumdadır. Son bir yıldır her gün ortalama 250.000 yeni kullanıcı Facebook’a kayıt olmaktadır. Bu kullanıcılar içinde en çok artan grubu 25 yaş ve üstü olanlar oluşturmaktadır. Facebook'un sosyal gücü hakkında daha net bir bilgi vermek gerekirse, Amerika’daki dört yıllık üniversitelerde okuyan öğrencilerin %85'i bu sosyal ağın parçası durumundadır. (http://www.facebook.com/press/info.php?statistics)
Türkiye ise 2008 yılı itibariyle dünya genelinde kullanıcı sayısı en hızlı artan ülkelerden birisi olarak 3 milyon kullanıcıya ulaşmış durumdadır. Türkiye'de de son dönemde büyük ilgi çeken siteye, üyeler cinsiyet, yaş, cinsel tercih, siyasi ve dinî görüş, eğitim durumu ve çalıştığı işyerleri başta olmak üzere çok sayıda bilgiyi kaydedebilme imkanına sahiptir. Facebook’a üye olan internet kullanıcılarının bu bilgileri vermeme hakkı bulunsa da, üyelerin büyük çoğunluğu özel hayatına ilişkin birçok bilgiyi yakın arkadaşlarıyla paylaşmak amacıyla profiline eklemektedir.
Facebook sitesindeki açıklamaya göre “Facebook; insanları arkadaşlarına, çalışan, eğitim gören ve yaşadıkları ortamda yer alan diğerlerine bağlayan sosyal bir araçtır”. İnsanlar, Facebook'u kullanarak arkadaşlarına iletişim sağlayabilir, sınırsız miktarda fotoğraf yükleyebilir, link ve videoları paylaşabilir ve tanıştıkları insanlar hakkında daha fazla bilgi alabilirler.
Facebook’u diğer sosyal paylaşım sitelerinden özellikle ayıran özelliği application (uygulama) eklentisidir. Facebook üzerinde gerek sitenin kendisinin gerekse kullanıcıların oluşturduğu 7000’den fazla application bulunduğu söylenmektedir. Sosyal ağ aslında çok da yeni bir kavram olmamasına rağmen Facebook, getirdiği dinamizm ile kullanıcılarının tekrar tekrar siteye girmelerini ve uzunca bir süre bilgisayarlarının başında kalmasını sağlamaktadır. Bu uygulamalar çoğunluğu Facebook'un haricindeki yazılım geliştiriciler tarafından hazırlanan, belli işlevleri olan ufak yazılımlardır. Böylece kullanıcılar, kendilerine uygun olanları seçerek geliştirebilmekte ve başkalarıyla paylaşabilmektedirler.(http://www.chip.com.tr/konu/Facebook-ta-En-Populer-Uygulamalar_4814.html)
İlgili Araştırmalar
Facebook sosyal paylaşım sitesine yönelik katılım değişik araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Örneğin, Gross ve Acquisti’nin (2005) çalışmasında Carnegie Mellon Üniversitesi’e (CMU) bağlı bulunan ve Facebook’a üye olanlardan 4540 kişinin profili indirilmiştir. Bu profiller cinsiyet, yaş ve konum açısından sınıflandırılarak, veriler betimsel istatistikle analiz edilmiştir. Çalışma özellikle, gizlilik bilgileri üzerinde durmuş, rasgele 100 profilde kullanılan isimlerin gerçek olup olmadıklarını araştırmıştır. Sonuç olarak gerçek isim kullananların çok olduğu, profile eklenen bilgilerde lise adının, doğum gününün ve hayallerin daha fazla yer verildiği analiz edilmiştir. (www.heinz.cmu.edu/~acquisti/papers/privacy-facebook-gross-acquisti.pdf)
Bu çalışmadan sonra Govani ve Pashley (2006) CMU öğrencilerine anket uygulayarak Facebook'a katılım nedenlerini ve kimleri arkadaş olarak seçtiklerini ve de arkadaş kabul ederken ne gibi kriterleri göz önünde bulundurduklarını araştırmıştır. Öğrencilere anket uygulamadan önce CMU öğrencileri ve diğer öğrencilerin Facebook profillerinin bir kopyası alınmıştır. Araştırma sonunda bu profiller yapılan değişiklikler açısından değerlendirilmiştir. Araştırmada arkadaşlarını davet eden bir grup ve yeni insanlarla tanışma, eski arkadaşları bulma amacıyla üye olan başka bir diğer grup kategorisi yapılmıştır. Araştırma, profile eklenen bilgiler ve gizlilik konusunu da ele almıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistik kullanılmıştır. Sonuç olarak öğrenciler gizlilik bilgilerini okumadığı, profillerini bir kısmını da herkese açık tuttuğu çıkmıştır.
(http://lorrie.cranor.org/courses/fa05/tubzhlp.pdf)
Facebook sosyal paylaşım sitesi hakkında yapılan bir diğer çalışma da Ellison vd. (2006) tarafından Michigan State Üniversitesi’nde yapılmıştır. Öğrencilerden rasgele 800’üne mail yoluyla anket gönderilmiş ve neticede 286 öğrenciden olumlu cevap alınmış, bu öğrenciler üzerinden veriler analiz edilmiştir. Araştırmada Facebook’a üye olanlar ve olmayanlar arasında cinsiyet, yaş, etnik, gelir, kullanım sıklığı gibi bilgilerin yanında kullanım amaçları, profile eklenen kişiler saptanmak istenmiştir. Araştırmada beşli likert ölçeğinden yararlanılmış; verilerin analizinde merkezi dağılım ölçüleri ve faktör analizi kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda üye olanlarla olamayanlar arasında demografik olarak çok önemli bir farklılık çıkmamıştır. Ellison vd. Facebook’a üyelik nedenleri olarak, lise arkadaşlarını bilgilendirme, okul arkadaşlarıyla iletişim kurma gibi durumlar saptamıştır. (http://www.msu.edu/~nellison/Facebook_ICA_2006.pdf)
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
Bu araştırmanın amacı Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin, Internet ortamındaki Facebook sosyal paylaşım sitesi kullanım nedenlerini şu sorularla analiz etmektir.
-
Facebook sosyal paylaşım sitesinin tercih edilmesinde cinsiyet açısından durumu nedir?
-
Kullanıcıların Facebook sosyal paylaşım sitesine girme sıklıkları ve üye olma nedenleri nedir?
-
Facebook sosyal paylaşım sitesinde kimlerle iletişim kurulmaktadır?
-
Kullanıcılar profile ne tür kişisel bilgilerini eklemektedir?
-
Facebook aracılığıyla iletişim kuran insanların, yüz yüze ya da başka ortamlarda iletişimlerini sürdürme durumları nasıldır?
Facebook sosyal paylaşım sitesinin kullanım nedenleri betimsel türde bir çalışmadır Çalışmanın kümesini 268 öğrenci oluşturmaktadır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak 26 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. Alan uzmanları tarafından anket soruları kapsam ve görünüş geçerliği açısından değerlendirilmiş, bu bağlamda soruların araştırma için yeterli bilgi toplamaya yönelik olduğu görülmüştür.
Anket soruları 30 kişiye uygulanarak bir pilot denemesi yapılmış ve gerekli düzeltmeler sonrasında anket formları araştırmacılar tarafından öğrencilere dağıtılmıştır. Bulgular, merkezi dağılım ölçüleri doğrultusunda değerlendirilmiştir.
BULGULAR VE YORUMLAR
Katılımcıların Demografik Özellikleri
Ankete katılan 268 öğrencinin %53’ü kadın (143 kişi), %47’si erkektir(125 kişi). Katılımcıların % 73’i 21-30 (196 kişi), %25’i 20 ve altı yaş arasındadır(68 kişi).
Katılımcıların %65’i Facebook sosyal paylaşım sitesine üye olduğunu belirtirken(173 kişi), %35’i üye değildir (95 kişi). Katılımcılara neden Facebook’a üye olmadıkları sorulduğunda, %38’i bu tarz sitelere güvenmediğini (36 kişi), %20’si herkesin kendisini görmesini istemediğini (19 kişi), %18’i ise Facebook’a güvenmediğini (17 kişi) söylemiştir. Ayrıca %24’ü soruya diğer cevabını vermiş (23 kişi), üye olmama gerekçelerini ise, vakit bulamamama, saçma, oyalayıcı, gereksiz bulma, vakit kaybı olarak görme, ilgi ve ihtiyaç duymama, önemsememe ve insanları uyuttuğuna inanma şeklinde ifade etmiştir.
Tablo 1. Üye olanların cinsiyete ve yaşa göre dağılımı
N=173
|
Kişi Sayısı
|
Toplam İçindeki yüzdesi
|
CİNSİYET
Kadın
Erkek
|
98
75
|
57
43
|
YAŞ
20 ve altı
21-30
31-40
|
43
129
1
|
25
75
0,6
|
Tablo 1’de görüldüğü gibi kadınların üyelik oranı erkeklere oranla daha fazladır. Dünya ve Türkiye yüzdelerine bakıldığında bu durumun benzer eğilimler gösterdiği söylenebilir. Gross ve Acquisti’nin (2005) inceledikleri profiller içinde erkek oranı daha fazla çıksa da(%60.4-39.2%). kadınlarda giderek artan bir katılım söz konusudur. Ellison vd’nin (2006) çalışmasında üyelerin %66’sı kadın (188 kişi ) %34’ü erkek’tir (98 kişi). Kadın katılımcıların Facebook’a katılımlarının fazla olmasının nedeni üye olanların gerçek isimlerini kullanma zorunluluğu olması ve böylece siteye güven duymaları olabilir. Facebook sitesi tanımadıkları kişilerden gelen davetlerde, gönderenin resmini ve/veya profilini gösterme özelliğine sahiptir. Bu da istenmeyen kişileri listenize eklememe özgürlüğü tanır. Araştırmamızda çıkan yaş dağılımı, Gross ve Acquisti (2005) ve Ellison’nın (2006) bulguları ile aynı çıkmıştır. Bunun nedeni de katılımın çoğunlukla üniversite son sınıflarda artması olabilir.
Öğrencilere Facebook’a nasıl üye oldukları sorulduğunda %50’si çevresinden duyduğunu (86 kişi), %32’si davet postası aldığını (56 kişi), %12’si ise kendisinin başvurduğunu (21 kişi) ifade etmiştir. Facebook üniversite öğrencileri tarafından daha fazla tercih edilebilmektedir. Ayrıca çevrelerindeki arkadaşlarının üye olduklarını duymak siteyi daha da cazip hale getirebilmektedir. Zuckerberg’a göre bu web sitesinin kuruluş fikri sosyal bir ihtiyaçtan doğmuştur. Ona göre, Harward’da bulunanların birbirlerini bu yolla tanıma imkanına sahip olabilecektir.
(http://www.msu.edu/~nellison/Facebook_ICA_2006.pdf).
Facebook kullanım sıklığına yönelik soruya üye tüm öğrenciler cevap vermiştir. Buna göre, öğrencilerden %61’si her gün (107 kişi), %23’ü haftada (40 kişi), %14’ü arada bir (24 kişi) siteye girdiğini söylemiştir. Profillerini ne sıklıkla güncelledikleri sorulduğunda %41’i arada bir (71 kişi), %16’ı haftada (28 kişi), %16 hiçbir zaman (27 kişi), %14’ü aylık (24 kişi), %13’ü ise günlük (23 kişi) olarak bunu yaptıklarını belirtmişlerdir. Bu da düzenli kullananların genelde profilleri ile ilgilenmekten öte sitedeki zamanını farklı amaçlar için harcadığı düşüncesini oluşturmaktadır. Ayrıca öğrencilerin siteye her gün ziyarette bulunarak bunu bir alışkanlık haline getirdiği söylenebilir.
Katılımcıların Facebook’a Üye Olma Nedenleri ve Görüştükleri Kişiler
Katılımcılara Facebook’a neden üye olduklarını sıralamaları istendiğinde, en fazla tercih %32’i ile eski arkadaşlarını bulmak (114 kişi) olarak gösterilmiştir. Bunu %20 ile arkadaşlarını bulmak (74 kişi), %20 ile vakit geçirmek (71 kişi), %16 ile eğlemek (58 kişi) ve %7’ ile çalışma arkadaşlarıyla buluşmak (26 kişi) takip etmektedir. Sıralamada farklı insanlarla tanışma gerekçesi ile de üye olduklarını belirtenlerin oranı %3’tür (10 kişi). Sadece %1’i karşı cinsten birini bulmak (5 kişi) için de üye olduğunu belirtmiştir ki bu cevabı verenlerin hepsi erkektir. Govani ve Pashley’in (2006) çalışmasında, arkadaşlarını bulma gerekçesiyle üye olanlar %85, tanıdığı herkesin Facebook’da olmasını gerekçe gösterenler %60, Facebook’un başkalarıyla iletişim sürdürmelerini kolaylaştırdığına inananlar %67, daha fazla insanla tanışmak isteyenler %30’dur. Ellison (2006) beşli likert ölçeğini kullandığı çalışmasında, eski arkadaşlarıyla iletişimlerini korumak (ortalama 4.42), sınıftaki arkadaşları hakkında bilgi sahibi olmak (ortalama 3.26), kendisine yakın yerlerde yaşayanlar hakkında bilgi almak (ortalama 2,86), gerekli bilgilere ulaşmak (ortalama 2,55) üyelik nedeni olarak tercih edilmiştir. Govani ve Pashley (2006) kişileri arkadaşlarına üyelik maili atanlar ve üyelik teklifi alanlar olmak üzere iki ayrı kategoriye ayırdığı çalışmalarında, bir grubun arkadaşlarının daveti ve emsallerinin çoğunun orda bulunmasından Facebook'a girdiğini, diğer grupta ise Facebook'un yeni insanlarla tanışmada, eski arkadaşları bulmada, yeni arkadaşlar edinmede kullanışlı olmasından dolayı üye olduklarını belirtmiştir. Ancak araştırma, çoğu öğrencinin her iki kategori dahilinde de üye olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda çalışmamızdan çıkan sonuca dayanarak denilebilir ki, Facebook çoğunlukla, geçmiş deneyimlerdeki insanlarla iletişimi koparmamak amacıyla tercih edilmektedir. Bu durumu kim ya da kimlerle görüştüklerine dair birden fazla tercih yapabildikleri cevaplar desteklemektedir. Öğrencilerin %64’ü Facebook’ta çocukluk ve eski arkadaşlarıyla görüşürken (171 kişi), aile üyeleri ve çalışma arkadaşlarıyla görüşenlerin oranı %32’dir (86 kişi). Cevap veren katılımcılardan sadece %4’ü önceden tanımadıkları kişilerle de sitede görüşmektedir (12 kişi). Bu durum Facebook sosyal paylaşım sitenin diğer arkadaşlık sitelerinden farkını da ortaya koymada bir ipucu niteliği taşıyabilir. Diğer sitelerde yeni insanlarla tanışmak belki ilk amaç olabilirken, Facebook’ta bu durum farklı sıralarda olabilmektedir.
Öğrencilerden bugüne kadar görüşmedikleri kişileri neden aradıklarını önem sırasına koyarak cevaplamaları istenmiştir. Buna göre katılımcılardan %46’sı merak ettikleri (130 kişi) için aradıkları cevabını verirken, %32’si bu kişiler hakkında bilgi almak (91 kişi) amacında olduğunu belirtmiştir. %14’ü kendi konumu ile onları karşılaştırarak rahatladığını (39 kişi), %8’i geçmişteki bir olaydan dolayı pişmanlık duyduğu için (23 kişi) aradığını ifade etmiştir. Facebook sosyal paylaşım sitesinin geçmişle olan bağı sürdürmede bir bakıma aracı rolü üstlendiği söylenebilir. Kanımızca, değişik sebeplerden dolayı kaybedilen eski arkadaşı sitede bulmayı ummak ve onun neler yaptığı hakkında bilgi sahibi olabilmek hatta onun da üye olduğuna inanmak, sitenin yaygınlaşmasında bir etken olabilir.
Katılımcıların Facebook Hakkında Düşündükleri
Öğrencilere Facebook hakkında neler düşündükleri sorulmuş ve sıralamaları istenmiştir. Verilen cevaplar içerisinde %38 Facebook’u eğlenceli bir site olarak görmektedir (110 kişi). Katılımcıların %30’u sitenin nostalji yarattığını (88 kişi) söylerken, %14’ü arkadaşlıkları güçlendirdiğini (42 kişi), %7’si, dayanışmayı artırdığını (20 kişi), %7’si eğitici olduğunu (19 kişi), %4’ü ise özgürlük ortamı sağladığını (11 kişi) ifade etmiştir. Sitenin kullanım amacının genelde eski arkadaşları bulmaya yönelik olduğu doğrultusunda verilen bu cevap şaşırtıcı değildir. Sitenin özelliklerinden birisi olan albüm oluşturma sayesinde eskiye ait fotoğraflar eklenerek bir çeşit nostalji yaratılabilmektedir. Bazı gruplar geçmişte yaşanan anı, tanınan ortak kişi ile isimlendirilerek yine eskiye özlem havası yaratılmaktadır.
Facebook’a girdiklerinde neler hissettikleri sorusuna birden fazla yanıt veren öğrencilerden %38’i stresini atıp rahatladığını (88 kişi), %19’u yalnızlığını paylaştığını (43 kişi), %18’i kişisel bilgilerini vermekten tedirgin olduğunu (42 kişi), %13’ü sanal ortamda olmanın rahatlattığını (30 kişi), %13’ü ise yaratıcılığını arttırdığını (29 kişi) söylemiştir. Ellison (2006), beşli likert ölçeğini kullandığı çalışmasında, katılımcıların günlük yaşamlarında aldığı yeri saptamak amacıyla sorduğu sorulardan çıkan cevaplara göre, üyeler Facebook kapandığında üzülmekte (ortalama 3,45), kendini bu topluluğun parçası olarak hissetmekte (ortalama 3,30) ve üye olduğunu söylemekten gurur duymaktadır( ortalama 3,24). Sosyal paylaşım sitelerine bu denli katılımın olması, kişilerin günlük yaşamalarında kuramadıkları ilişkileri burada daha kolay kurmaları olabilir. İnternetin ulaşılması kolay bir araç olması ve içinde bulunulan stresi on için azaltması tercih sebebi sayılsa da bu durumun geçici haz yarattığı kanısındayız.
Çalışma kapsamında analiz edilen bir diğer durum da sitede kurulan herhangi bir gruba üye olunup olunmadığıdır. Öğrencilerin %85,5’i Facebook’ta kurulan bir gruba üye iken (148 kişi), %14,5’i herhangi bir gruba üye değildir (25 kişi). Çoğunluğun bir gruba üye olma nedenleri olarak işaret ettikleri noktalar; aynı olaylara tepkili olmaları, kendi düşüncelerine yakın olarak görmeleri ve benzer ilgi alanlarına sahip olmalarıdır. İnternet ortamında kendisine benzeyen insanların var olduğunu bilme hissi ve bu bağlamda ortak ilgi ve çıkarlar için bir araya gelme hissini de beraberinde getirebilir Kurulan gruplarda “biz” algısı grubun anlatısında nem kazanmaktadır. Ancak, amaç ortadan kalktığında kurulan grubun dağılımı söz konusu olabilmektedir. (Robins, 1999: 37)
Facebook, kullanıcıları için profillerini diğer üyelere tamamen veya özel bir kısmını sınırlandırabilme imkanı vermektedir. Bu durum onlara profillerinin, iletişim bilgilerinin kim tarafından görünebileceğini ve diğer profil detaylarını kontrol edebilme olanağı vermektedir. Arama butonuna yazılan isimle bulmak istenilen kişi ya da kişiler sorgulanabilmekte ve böylece kolayca neticeye ulaşılmaktadır. Aranan kişi de üye ise bir davet postası gönderilerek, arkadaş listesine katılımı beklenmektedir. Ancak bazen üyelere tanımadıkları diğer üyelerden davet postası gelebilir. Bu durum karşında verdikleri tepkinin ne olduğu sorusuna 171 öğrenci cevap vermiştir. Bu öğrencilerden %67’i daveti ret ettiğini (115 kişi), %21’i göndericiyi araştırdığını (35 kişi), %8’i daveti kabul ettiğini (13 kişi), %4’ü henüz başına böyle bir şey gelmediğini (6 kişi) ve %2’si kararsız kaldığını söylemiştir (2 kişi). Govani ve Pashley’in (2006), çalışmasında ise böyle bir olayın yaşanması halinde verilen tepkinin çok sert olmadığı gözlemlenmiştir. Araştırmada katılımcıların %96’sının üniversiteden yakın arkadaşlarını profillerine ekledikleri, %54’ünün arkadaş olarak görmeseler de Facebook’a ekledikleri, %44’nün ise daha önce tanımadığı kişileri eklediği saptanmıştır. Araştırmacılara göre, Facebook da insanlar gerçek hayattakine göre daha çabuk arkadaş kabul etmektedirler ve Facebook’ta daha çabuk arkadaş kabul edilmesine rağmen güven seviyesi gerçek hayata oranla oldukça düşüktür. Onlar için üyelerin çoğu bu farkı görememektedir.
Katılımcıların Facebook’a Ekledikleri Kişisel Bilgiler
Tablo 2. Profile Eklenen Kişisel Bilgilerin Dağılımı
|
Telefon ve adres
|
Meslek bilgileri
|
Cinsel Tercih
|
E-Mail adresi
|
Kişi Sayısı
|
28
|
103
|
75
|
95
|
Facebook kullanıcılarının profillerine ekledikleri bilgilerin dağılımı Tablo 2’de verilmiştir. Burada öğrencilere birden fazla seçenek işaretleyebilme imkanı verilmiştir. Görüldüğü gibi meslek bilgilerini (%34), e-mail adreslerini (%32) ve cinsel tercihlerini (%25) çoğu öğrenci profillerine eklemiştir. Daha özel olan ve doğrudan iletişimi sağlayan telefon ve adres bilgisi ise az kişi (%9) tarafından verilmektedir. Meslek bilgilerini verme gerekçesi benzer ilgi alanlarına sahip kişilere ulaşmada ya da o anki konumu hakkında diğerlerini bilgilendirme olabilir. E-mail yoluyla da Facebook dışında, farklı sitelerde iletişim sürdürülebilir. Govani ve Pashley (2006) çalışmamıza benzer sonuçlar bulmuştur. Kullanıcıların çoğunluğu bir takım bilgilerini profillerine eklemektedir. CMU'daki Facebook kullanıcılarının %60'dan fazlasının profilinde resim, doğum tarihi, yaşadıkları yer, gerçek isimleri, mezun olduğu lise, ilişki durumları, ilgileri ve çeşitli hobileri (kitap okumak, film, müzik) gibi bilgiler bulunmaktadır. Buna karşılık kullanıcıların tutarlı bir oranda mail adresi, cep telefonu numaralarını ve ev telefonu numaralarını vermedikleri gözlenmiştir. Gross ve Acquisti’nin çalışmasına göre kullanıcıların cep (%29) ve ev telefonu(%39) verme oranları birbirine oldukça yakınken yaşadıkları adresleri vermesi açısından farklılıklar gözlenmektedir. Araştırmada kullanıcıların %50,8’i adres bilgilerini verdiği saptanmıştır.
Kullanıcılar tarafından profillere eklenen bilgilerin onları rahatsız edip etmediklerini ortaya koymaya çalışan bir soruya 167 öğrenciden %40’ı rahatsız ettiğini (66 kişi), %44’ü rahatsız etmediğini (73 kişi), %17’si ise bunu hiç düşünmediğini (28 kişi) söylemiştir. Profile eklenen bilgiler ışığında Facebook’ a karşı bir güvenin oluştuğu söylenebilir.
Tablo3.Öğrencilerin profillerine fotoğraf ekleyip eklemediklerinin dağılımı
N=170
|
Fotoğraf ekledim
|
Fotoğraf Eklemedim
|
Avatar* Kullanıyorum
|
Kadın
|
85
|
11
|
1
|
Erkek
|
64
|
6
|
3
|
Toplam
|
149
|
17
|
4
|
*Avatar: Profil fotoğrafları kısmına koyulan, kullanıcının seçtiği, kullanıcıyı ifade eden ve tanımlayan her türlü resim.
Facebook'a karşı duyulan güvenin bir diğer sonucu olarak profile eklenen fotoğraf düşünülebilir. Öğrencilerin %88’i fotoğraflarını siteye koymuşlardır. Fotoğraf görsel anlatımı yoğun olan bir araçtır. Bu sayede üyeler şu anki fiziksel durumlarını ya da yaptıklarını diğer üyelere anlatabilme imkanı bulabilmektedir.
Katılımcıların Facebook’ta Kurdukları İletişimlerini Başka Alanlarda Devam Ettirme Durumları
N=165
|
Kişi Sayısı
|
Toplam İçindeki yüzdesi
|
Evet Görüşüyoruz
|
16
|
9,7
|
Hayır Görüşmüyoruz
|
149
|
90,3
|
Tablo4. İletişimlerini Devam ettiren ve Ettirmeyenlerin Dağılımı
Çalışmamızın amaçlarından birisi de Facebook aracılığıyla iletişim kurulan insanların, site dışında farklı ortamlarda iletişimlerini sürdürüp sürdürmediklerini belirlemekti. Araştırma sonucuna göre, iletişim sadece Facebook sosyal paylaşım sitesinde sınırlı kalmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
İnternet sınırsız, korunaklı, özgürlükçü, hiyerarşinin olmadığı ve yenilikçi olarak nitelenen yapısıyla gençler için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Dünya’da son zamanlarda hızla yükselişe geçen sosyal paylaşım ağlarında insanların kendilerini ifade edebilmeleri, eğlenerek streslerini atabilmeleri, ortak amaçlar ya da görüşler doğrultusunda birleşebilmeleri söz konusu olabilmektedir Hızlı bir yükseliş sağlayan ve geniş bir üyeye sahip olan sosyal paylaşım ağlarından biri de Facebook.com’ dur. Facebook genç üyeler tarafından tercih edilmekte ve çoğunlukla arkadaşlarını bulma gerekçesiyle üye olunmaktadır. Bu araştırmadan çıkan en önemli sonuç Facebook’un bir “arkadaş arama” sitesinden ziyade “arkadaşını arama” sitesi olarak algılandığıdır. Facebook internet ortamının bir ürünü olmasına rağmen, katılımcıların kişisel bilgilerini bu kadar açık vermelerinden ve fotoğraflarını eklemelerinden Facebook’a güvendikleri sonucuna varılabilir. Sonuç olarak Facebook yaşam alanlarımız içindeki sıkıntılarımızı unutmak ya da azaltmak için bizlere bir rahatlama olanağı sunmaktadır.
Bu çalışmanın uzantısı olarak, nitel araştırma paradigması kapsamında her bir amaç doğrultusunda üyelerle görüşme yoluyla derinlemesine bilgi toplanabilir. Ayrıca, farklı örneklem üzerinde analiz edilerek karşılaştırma yapılabilir.
KAYNAKÇA
Boyd, D.,& Ellison, N. (2007). Social Network Sites: Definition, History, and Scholarship. 5 Mart 2008, AlınanYer:http://jcmc.indiana.edu/vol13/issue1/boyd.ellison.html
Ellison N., &Steinfield C.,&Lampe C. (2006). Spatially Bounded Online Social Networks and Social Capital: The Role of Facebook . 10 Mart 2007, AlınanYer:http://www.msu.edu/~nellison/Facebook_ICA_2006.pdf
Govani, T., Pashley H.(n.d.). Student Awareness of the Privacy Implications When Using Facebook. 10 Mart 2007, Alınan Yer: http://lorrie.cranor.org/courses/fa05/tubzhlp.pdf
Gross, R., Acquisti, A. (2005). Information and Privacy in Online Social Networks (The Facebook case. 10 Mart 2007, Alınan Yer: www.heinz.cmu.edu/~acquisti/papers/privacy-facebook-gross-acquisti.pdf
Gürhani, N. (2004).Toplumun Doğuşu. 4 Mart 2008, AlınanYer:http://kirpi.fisek.com.tr/index.php?metinno=diger/20050315135147.txt
Güzel, M. (2006). Küreselleşme, İnternet ve Gençlik Kültürü. Küresel İletişim Dergisi, (1).
Robins, K. (1999). İmaj: Görmenin Kültür ve Politikası. (Çev: N. Türkoğlu). İstanbul: Ayrıntı.
Timisi, N. (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi. Ankara: Dost
http://www.linkedin.com.10 Mart 2007
http://www.rhze.com.10 Mart 2007
http://www.chip.com.tr/konu/Facebook-ta-En-Populer-Uygulamalar_4814.html10 Mart 2007
http://e-bergi.com/2007/Aralik/Social-Network 10 Mart 2007
http://www.facebook.com/press/info.php?statistics
10Mart 2007