ADLARI
KADERLERi OLDU! - Ozer Akdemir
http://www.evrensel.net/news.php?id=55661
Bazi yerlesimlerin kaderleri adlarinda gizlidir. Kimi binlerce yil cesitli topluluklara yurtluk etmistir, adini da bu kadim tarihinden alir. Kiminin adini ise yesilligi, subasinda olusu, daglari ya da bozkirin sari sicaginda kavrulusu ile doga belirler.
Canakkale’nin Yenice Ilcesi’ne bagli Karaydin koyunun kara yazisi da bin yillar onceden belli olmus. Kazdaglarindaki Karaydin ve Karakoy koyleri kara kaderleri ile yuzlesmek zorunda simdi!..
ZEHIRLI DAYANISMA
Kazdaglarinda onlarca koyun ve Canakkale’nin icme sularinin kaynagi Agi Dagi gunumuzde altin madeni sondajlari ile delik desIk. Agi Dagi kadar unlu Eybek Dagi ise kursun madenlerine feda ediliyor. Karaaydin Koyunun iki deresinden biri Dosemedere kiyisinda CVK adli sirket cinko kursun madeni isletiyor. Diger dere Handere’de ise Oreks Krom Maden isletmesi faaliyetini surduruyor. Karsilikli ‘dayanisma’ icinde Kaz Daglari’nin altini ustune getiren bu iki sirketin atik havuzlari da bitisIk! Biri bakir, digeri kursun ayristiran bu iki sirketin kimyasal atiklari ve agir metalleri iki dereyi kirletiyor. Yore halki sirketlerin bu kirliligin ustunu ortebilmek icin koyde ‘sosyal sorumluluk’ projelerine ozel bir onem verdiklerini soyluyor. CVK cinko kursun isletmesi daha once atik baraji sizinti yaptigi icin kapatilmis. Ilk zamanlarda koyluleri ‘genclere is verecegiz’ diye ikna eden sirketin simdi tesislerde calismak uzere Erzincan’dan isci getirdigi ileri suruluyor.
DERELERIN SUYUNU DA ALMISLAR
Koyluler yaz aylarinda bile suyu azalmayan Dosemedere’nin artik yazlari kurudugunu belirtiyorlar. Agaclar da kurumaya baslamis. Bir zamanlar berrak bir sekilde akan dere suyu simdi boz bulanik bir renk almis. Madenlerin, onunu kesip gol haline getirdikleri dereden isletmeye su cektiklerini soyleyen koyluler, derelerin sularinin bu sekilde sirketler tarafindan kullanildigini anlatiyor. Yorede sularin bu madenci sirketlere tahsisi daha once de gundeme gelmisti. 2012 yilinda MTA tarafindan Can Bardakcilar kaplicasinda bulunan 96 lt/sn. debiye sahip onemli bir su kaynagi yoredeki altin isletmesi Alamos Gold’ a satilmisti. Yine ayni sekilde MTA’nin 2007 yilinda Agi Daginda Alamos Gold ruhsat alani icinde buldugu, (yore halkinin Roma Kalesi olarak adlandirdigi oren yerine komsu) 25 lt\sn. debiye sahip suyun ise akibeti belli degil!
KESTANELER KURUYOR!
Yore halki tarim ve hayvancilikla ugrasiyor. Tutun, biber, domates ve her cesit, orman emvali urunleri ile gecimini sagliyor. Dagdan yosundan egreltiye kadar, kekigi, ada cayi, ihlamuru gibi degisIk bitkilerden mantarlardan onemli bir ek gelir elde ediyorlar. Kestane ormanlarindan ki kestaneler yore halkinin en buyuk gelir kaynaklari arasinda. Son zamanlarda gorulen kestane kanseri nedeniyle kestaneliklerde kurumalar baslamis.
Adi gibi kara yazgili bir baska koy ise Gonen yolu uzerinde bulunan Karakoy. Burada da Cinko - Kursun - Bakir isletmesi var. Nesko Maden adli sirket sularini paylasmak istemeyen Karakoy halkinin karsi cikmasina ragmen faaliyetini surduruyor. Isletme Gonen Barajina da cok yakin. Koyun adasi olan Bayramic Karakoy’de de altin madeni sondajlari dereleri zehirleyip Bayramic barajina karismisti.
ANTIK CAGDAN GUNUMUZE
Antik kaynaklarda adi Argyria’ymis. Yunanca “áñãõñïò- argyros = gumus” ten geliyor adi. Zengin gumus yataklari nedeniyle almis bu ismi. Gumusun disinda zengin kursun, altin ve bakir yataklari da var bolgede. Zaten bu madenler genelde hep yan yana bulunurlar. 2005-2007 yillarinda yapilan kazilarda Karaydin Koyu’nun yaklasIk 2 kilometre uzagindaki Dedetepe’de kalintilarina ulasilmis Argyria’nin. Yuzey arastirmalarinda cok sayida seramik tugla, cati kiremidi bulunmus. Kacak kazilar sonucu ortaya cikan antik bir sarnic dan cikarilan seramik parcalarinin gec Helenistik-Erken Roma donemine ait oldugu belirlenmis. Bolgeye yakin bir baska antik kent ise Yenice-Balya yolu uzerindeki Argyza’dir. (Canakkale/EVRENSEL)
SOYLESi
HES’LER- BUYUK FELAKET, BUYUK KOTULUK
Soylesi: Semahat Sevim-Ozgur Gurbuz-ozzgurbuz@gmail.com - Perspectives/Nisan 2013
Orman ve Su Isleri Bakani Veysel Eroglu, Turkiye’de bin 500 adet hidroelektrik santral (HES) projesi [1]. Basvurularin sadece dortte birinin tamamlanmasi bile Turkiye’deki cevrecileri ayaga kaldirmaya yetti. Ayaga kaldirmaya yetti diyoruz cunku son birkac yildir Turkiye’de en cok tartisilan konulardan biri HES’ler. HES’lere karsi eylemler yapiliyor, guvenlik kuvvetleriyle karsi karsiya geliniyor ve projelerin iptali icin yuzlerce dava aciliyor. HES’lere karsi mucadele etmek zorlu bir surec. Bu surecten galip cikanlar da yok degil. Perspectives okurlari icin Artvin’in Savsat Ilcesi Meydancik Beldesi’nde kurulmak istenen HES’lere karsi mucadele eden ve santral projelerini iptal ettirmeyi basaran yore halkiyla konustuk. Karsi cikis nedenlerini, nasil mucadele ettiklerini sorduk. Turkiye’deki cevre hareketinin onemli bir parcasi haline gelen HES karsiti mucadeleyi onlardan dinledik.
Once bize beldenizi biraz anlatir misiniz, Artvin’in neresinde?
Dursun Sevim: Savsat Meydancik Beldesi. Papart Vadisi Karcal daglarinin devaminda. Rize’de Kackar daglari var, Artvin’de de Karcal daglari.
HES kurulmak istenen derenin adi nedir?
Dursun: Papart Goknar Deresi. Bu bir taraftan Gurcistan’a kadar ulasiyor. Vadinin baslangic yeri Gurcistan siniri.
Vadi devam ediyor yani.
Dursun: Vadi devam ediyor ama bize gelen sular ayri. Yukaridaki daglardan bir kismi bize geliyor iste.
Peki bu dere sizin oturdugunuz Meydancik Mahallesine ne kadar uzakta?
Dursun: Koyun ortasindan geciyor. Karcal daglarinda, Papart Vadisi’nden, yaylalardan dogan bu sular, Goknar deresi adi altinda akarak Artvin’de su kavusumu dedikleri yerde Coruh’la birlesiyor. Simdi Papart vadisinden gelen bu su sekiz koyun ortasindan akiyor. Coruh’un bu Goknar deresinin saginda solunda koyler var. Meydancik Beldesi Misirli, Taskopru, Meydancik, Balikli mahallelerinden olusuyor. Bu mahallelerin ortasindan Goknar deresi akiyor, sekiz HES de bu derenin uzerinde kurulmak isteniyor.
Hepsini ayni firma mi yapiyor?
Servet Ekin: Hayir. EBARA sirketi dort tanesini yapiyor. Oburleri birer tane.
Yabanci bir sirket mi?
Servet: EBARA Elektrik Uretim A.S. Asil sahibi Japon. Ama taseron sirket Rize’de.
Dursun: Simdi surec soyle isliyor. Cevre ve Orman Bakanligi, Devlet Su Isleri projeleri hazirliyor. Bazen Elektrik Isleri Etud Idaresi de hazirliyor projeyi. Projeler Devlet Su Isleri tarafindan internetten ilan ediliyor. Firmalar talip oluyor. Bir de firmalar proje hazirlayip Devlet Su Islerine basvurabiliyorlar. Bu basvuru uzerine ihaleye cikiliyor. Ihaleye cikarilmasi da oyle birdenbire olmuyor tabii. CED raporunun da hazirlamasi gerekiyor. Halkin katilimi toplantilarinin yapilmasi gerekiyor.
Burada HES yapilacagini ne zaman, nasil duydunuz?
Servet: 2008’de. Dort koyun merkezinde bir kahve var, insanlar genelde orada toplanir. Ben bir gun o kahvede arkadaslarla otururken kahveye iki yabanci geldi. Merhabalastik. Birisi muhendis, Arhaviliyim dedi. Arhavi Artvin’in bir ilcesidir. Ben de Arhavi de ogretmenlik yapmistim. Arhavi’yi iyi taniyorum, calistigim koyu sordum. Ben o koyluyum dedi. O koyden benim hatirladigim isimleri sordum. Biraz bocaladi. Yalan soyledigini sonradan anladim.
HES’ler: Buyuk felaket, buyuk kotuluk
Servet: Arhaviliymis ama benim calistigim koyden degilmis. Bize, buraya bir selale aramaya geldik dedi. Bize bir selale lazim, dogal selale dediler. Ne yapacaksiniz diye sorduk. Elektrik uretecegiz dediler. Bir de ruzgardan elektrik ureteceklerini soylediler. Bu konusmayla surec baslamis oldu.
Dursun: Once suyun uzerine debi olcer aletler koydular. Bundan kuskulandik ama kimseden bilgi alamadik.
Servet: Bu ortaya cikincaya kadar, o sulari elimizden herhangi bir kimse alir diye aklimizdan gecmezdi. Kimse boyle bir ihtimali dusunmuyordu. Su devamli akiyor, icinde baliklar yasiyor, insanlar yuzuyor; her sey gayet guzel. Daha sonra projeler yavas yavas meydana cikmaya basladi. Niyetleri HES’ler yapmakmis ama biz burada HES yapacagiz, sulari kanala alacagiz, bu derelerdeki sular bir daha boyle akmayacak, ya az akacak ya hic akmayacak gibi bir sey soylemediler. Selaleden dusen suyun enerjisinden faydalanarak elektrik uretecegiz dediler. Birkac ay sonra yine geldiler, HES’ler yapacagiz, bunlari 49 yilligina biz devletten kiraladik dediler. Sonbahardan sonra insanlar buyuk kentlere gittikleri icin buralarda az insan kalir. Halkin katilimi toplantisini o zaman yapmislar ve bunlari aciklamislar.
Dursun: Halkin katilim toplantisi 10 Nisan 2008’de yapiliyor. Toplanti da niyetlerini acikliyorlar. 26 Haziran 2008 tarihinde bizim haberimiz oluyor.
Muhtarin hic haberi olmamis mi, suya debi olcer falan kondugunda, muhtara gelip soylememisler mi?
Dursun: Belde oldugu icin mahalle muhtarlari var, onlar belde baskani ile iliski kuruyorlar. Once belde baskanini ikna ediyorlar.
Servet: Debi olcer konuldu ve yillarca orada durdu. Suyu olcuyorlar ama nicin olcuyorlar, ne yapacaklar, bunun uzerinde kimse durmadi. Haberi de olmadi kimsenin. Zaten suya bu aleti su amacla koyduk diyen de olmadi.
Ama halkin katilim toplantisini yapinca burada santrallerin yapilacagini anladiniz.
Dursun: Evet ama HES’in ne oldugunu da bilmiyoruz. Ne yapacaklar, nasil yapacaklar? Hidroelektrik santrali diyorlar, elektrik uretecegiz, insanlari ise alacagiz, bedava elektrik yaktiracagiz. Bir suru yalan ve dolanla halki ikna etmeye calisiyorlar. Burada amac ileride olusabilecek tepkiyi onleme.
Halkin katilimi toplantisina katildiniz mi?
Servet: Biz katilmadik, biz Izmit’teydik.
Dursun Ali Durmus: Hic katilan yok icimizde.
Dursun: Toplantiyi ikna ettikleri insanlarla, itiraz etmeyecek insanlarla yapiyorlar. O toplantida bir tek kisi itiraz etmis. Onu da toplanti salonundan disari atmislar.
Zorla mi atmislar?
Dursun Ali: Belediye baskani kalkmis, cik disari demis, kovmus.
Dursun: Ne zaman ki bize aciktan ilan edildi, biz kendi aramizda, bu iste kosturacak insanlar bir on gorusme yaptik, arastiralim dedik. 2008’in Haziran ayinda Hopa’da bir panele katildik. Orada Derelerin Kardesligi Platformu’nun sozculugunu yapan bir avukatla da tanistik. Rize’de de, Cayeli’nde, Findikli’da neler oluyor gorduk. Rahmetli Metin Lokumcu’yla da, Hopa’da tanistik. Soyle bir hikaye anlatti, bir gun koyden inerken deredeki olcum aletini gormus, nedir bu deyip kopartmis kafasini atmis. Orada Findikli’dan, Rize’den Cayeli’nden gelenlerle konustuk, sorular sorduk. Biz de karar vermistik, tepkisiz kalmayacagiz diye ama neler yapiliyor, onlarla nasil birlikte hareket edebiliriz diye gorus alisverisinde bulunduk.
HES yapilacagini ogrendiniz, Hopa’da panel var gidip bilgilenelim mi dediniz? Bu isin kotu olduguna nasil karar verdiniz? Baska bir yer mi sizi supheye dusurdu?
Dursun: Firtina vadisini biliyorduk.
Servet: Zaten duyulan seyler var, goz goruyor. Suyu havuzdan boruya aldigin zaman o suyun alindigi yerden dokuldugu yere kadar en az 5-10 km bir mesafe oluyor. Bu 10 km mesafede koylulerin o dere uzerinde sulama kanallari var. Arazileri sulamak icin yuzlerce sene once yapilmis sulama kanallari. Su boruya girdigi zaman bize su kalmaz kanalimiz da arazimiz de kurur endisesi kendiliginden basladi.
Firtina Vadisi ornegi de size ornek oldu…
Dursun: Tabii, tabii. Biz MeksIka’da yasananlari da biliyoruz. Dunya Su Forumu’yla yapilanlari da.
Dursun Ali: Bizim oralarda kimsenin boyle bir sey olacagindan haberi yoktu, bir gun mahalleden yukari dogru giderken bizim koyde yasayan Ismunur Abla beni cagirdi. Bir ahbabi bir gun bu ablaya telefon etmis ve 20-25 kisilik bir yemek hazirlamasini istemis, misafir getirecegim demis. Yemege 20 kisilik bir grup gelmis ve yemekten sonra iki gruba ayrilmis. Bir grup yaylaya dogru giderken diger grup Papart’a gitmis. Niye geldiler, ne yaptilar diye sordugumda, bunlar sulari inceliyorlar yanitini verdi. Bunlar sularimizi goturecekler haberiniz olsun dedi bana. Ismunur Abla bunu sezmisti. Ertesi yil da Papart’ta calismalar basladi.
Katildiginiz bu panelden sonra HES’lere karsi cikacagiz diye karar aldiniz mi?
Dursun: Beldenin merkezinde cevre koylerden (5-6 koy) gelen kisilerle bir toplanti yaptik, halkla bulusma toplantisi duzenledik ve belediye baskani da katildi. Belediye baskani bizim zorumuzla katilmisti.
Servet: Belediye baskani ikili oynadi.
Dursun: Belediye baskani aciktan yapilsin diyemiyor yapilmasin da diyemiyor. Toplantilara katiliyor daha sonra direnise de katildi, oralarda konusmalar da yapti.
Karsi olmak zorunda kaldi yani.
Servet: Evet dese bile karsi olmak zorunda kaldi.
Dursun: Biz sunlari biliyorduk; bunlarin arkasindan ozellestirme geliyor. Butun halk biliyor, koyluler de bilir. Toprak kutsaldir. Su yasamdir. Susuz yasam olmaz. Havasiz yasam olmaz. Gelmis devlet zamaninda halktan ceviz agaclarini almis, ormanini almis. Tepki gostermisler ama yetmemis. Simdi de geldi suyunu aliyor. Bunlari alinca goc baslamis cunku dogal yasami bozmuslar. Cevizi adam ekmegine katip cocugunu besliyordu ama artik ceviz agaci yok.
Nasil aldilar ceviz agaclarini?
Dursun: Kesip kesip goturduler. Parayla satin aldilar. Okuzlerle halatlarla cekip Coruh suyunda dereden akittilar. Artvin’de kamyonlara yuklettiler Istanbul’da mobilya oldu bu agaclar. Bolgede ceviz bitti. Sonra orman bitti. Orman bitince kendine yeten halk gecim sIkintisi cekmeye basladi.
Yeniden surece donelim, Hopa’daki panelden sonra biz bu ise karsi cikacagiz diye kesin bir karar aldiniz mi?
Dursun: Evet. Panelle beraber, ozellestirmelerin MeksIka’daki sonuclari ve bunun Turkiye’ye yansimasinin nasil olacagina dair ongorumuz olustu. Cunku en kucuk bir pinara, kaynak suyuna isaret konulmus. Betondan bir tas dikmisler, kalip yapmislar. Uzerine de isaret koymuslar. Haritalari var. Hangi su nerede biliyorlar. Butun temiz su kaynaklarini isaretlemisler. Bu Hes’lerde bu alanda yapilacagi icin halkin sulama kanallarini susuz birakiyor ve burada yasayan hayvanlarda susuz kaliyor.
Beldede kac kisi yasiyor?
Dursun: Yaz nufusu 2000’i geciyor. Kisin bine yakin insan yasiyor.
oldugunu bunlarin halihazirda sadece 350’sinin faaliyete gectigini soyluyor
Neyle geciniyorlar?
Dursun: Tarimla. Inekleri var, patates ekiyorlar.
Yani, susuz yapilmayacak isler yapiyorlar, suya muhtaclar.
Dursun: Evet. Bu HES’ler de bu alanda yapilacagi icin ayni suyu hem borulara hem kanala dolduruyor ve dogayla iliskisini kesiyor, dereyi kurutuyor. Halkin sulama kanallarini da susuz birakiyor. CED (Cevre Etki Degerlendirme) raporunu goreceksin, cevrede yasayan hangi tur hayvanlar var onlarin hepsini goreceksin.
Sizin evinizde bu su var degil mi?
Servet: Var. Su kaynaklardan alinmis, evlere kadar getirilmis.
Sebekeden degil, dagdan getirilen su.
Ali Alkan: Dagdan gelme.
Biz kentte belediyenin sebekesine mecburuz ama sizin suyunuz zaten o kaynaktan dagdan geliyor simdi bu kaynaktaki suyu HES alirsa size su kalmayacak oyle mi?
Dursun: Riske sokacak.
Ayla Alkan: Sular azaldi mi ust kisimlardan cikan pinarlarimiz bile kesiliyor.
Servet: Biz Rize’ye gittik oradan Cayeli’ne. Kalin borularin yanina ince borular getirmisler. Orada calisanlar dediler ki, capi 45 cm ince borularla dogadaki kaynak sularini toplayip buyuk olana katacaklar. O calismalar bize gosterdi ki, yer ustunde 1 gram suyu kimseye vermeyecekler. Endise oralardan basladi zaten.
Sonra ne oldu, toplantidan bir karar cikti mi?
Dursun: Toplanti sonrasi koylulerle iliski kuracak bir heyet olusturduk. Birinci hedef halki surekli aydinlatma. Ikincisi, yorede sirketlerin elemanlarina dokunmadan, siddete basvurmadan calisacaklari alanlarda mitingler duzenlemekti.
Kac miting yaptiniz?
Dursun: Bir tane yaptik ondan sonra vazgectiler. Cok buyuk bir miting oldu, cevre halki, herkes katildi. Ben 67 yasindayim. 70-80 yasindaki adamlar da katildi. Belediye baskani konusma yapti, muhtarlar konusma yapti. Halk konustu ve ortak bir karar, bir meclis olustu orada. Meydancik Beldesi Halk Meclisi olustu. Bu meclisin ortak karari suyumuzu ne olursa olsun vermeyecegiz idi. Her seye ragmen bu suyu bizden kimse alamayacak, burada ortak karar olarak cikti. Arkasindan sanirim Agustos ayinin ortasinda 55 aracla, otobuslerle Artvin merkez’de basin aciklamasi yaptik. Emniyet ve valilik bizden gorusme talep etti. Biz de vadide gorusecegiz dedik. Biz dilekcelerimizle basvuru yaptik, ikazlarimizi yaptik ama hicbirini dikkate almadiniz, asil gorusmemiz CED toplantisinda olacak diyerek halk valilikle gorusmeyi reddetti.
Herkesin ortak karari miydi?
Dursun: Herkesin ortak karariydi, canli bir basin aciklamasi yapildi. 2009 yilinda da Istanbul Taksim'de miting yaptik. Davullu zurnali, tum televizyonlar ve gazeteler yazdi. Muhtarlarla toplantilar yaptik. Bu toplantilarin birinde fiili mucadelenin yaninda hukuki mucadeleye de baslamamiz gerektigine karar verdik. Bu da 2008 Agustos sonuna dogruydu.
Bu sirada sirketler ne yapiyordu?
Servet: Etud calismalarina devam ediyorlardi. Ama endiseleri de vardi. Halkin mudahalesini iclerine sindiremiyorlardi. Hukumet bizim arkamizda, istedigimizi yaptiririz diye bir inanclari vardi. Mahkemeye verince, Rize Idari Mahkemesi'nin getirdigi bilirkisinin yaptigi inceleme sonucunda yore halki hakli bulundu ve CED raporu iptal edildi.
CED ne zaman iptal edildi?
Dursun:Rize Idari Mahkemesi'ne CED raporunun iptali icin actigimiz tarih Aralik 2008. Hemen karara itiraz ettiler. Bir ust mahkeme, Bolge Idare Mahkemesi Trabzonda'dir. Onlar da Rize'nin kararina uydu. Daha sonra Danistay'a gittiler. Danistay da Rize'nin kararini onaylayinca CED iptal edildi. Biz de bir yandan bolgenin Sit alani olmasi icin 600 dilekceyle Anitlar Kurulu'na basvurduk. Sit alani basvurumuz da kabul edildi.
Sonucta HES'leri yaptirmadiniz...
Dursun: Hayir. Biz bir sirkete ait dort tanesini durdurduk. Cuneyt-1, Cuneyt-2, Cuneyt-3, Cuneyt-4. Bu iptal ettirdigimiz HES projeleri. Yapan sirket EBARA. Diger dort taneden biri uretime gecti digeri de gecmek uzere.
Onlarla ilgili bir talebiniz olmadi mi, sit alaninin disinda mi kaliyorlar?
Servet: Hepsiyle mucadele verilmedigi icin onlar yapildi.
Dursun: Cok masrafli bir is.
Asagi yukari ne kadar harcadiniz bu mucadeleye?
Dursun: 100 bin liraya yaklastik degil mi?
Servet: Halkin yardimiyla topladik.
Dursun: Bizim yore halki Nisan-Mayis'ta koylerine gidiyor, Kasim-Aralik gibi geri donuyor, Sekiz ay yorede, uc-dort ay buyuk kentlerdeler. Bu dort ay konuyu gundemden dusurmemek, Ankara'da devlet uzerinde bir baski unsuru olusturmak icin derneklesme faaliyeti de yuruttuk. Artik bir dernegimiz var. Dernegimizin adi Mey-Der.
Diger HES'ler neden durdurulamadi?
Servet: Onlar pasif kaldilar. Hatta bir tanesinde taseron o koylu oldugu icin yakin akrabalarini susturdu. Onlar da diger insanlara baski kurdu, alavere dalavere isini goturmeye calisti.
Dursun Ali: Servet Abi’nin az once soyledigi o muteahhidin o koyden olmasi kendi cevresini akrabalarini etkiledi.
Ali: Ekonomik cikarlar, sahsi menfaatlerde etkili oldu tabi.
Peki, oradaki derelerin uzerine HES yapilmasi sizi etkileyecek mi?
Ali: Etkilemez olur mu? Yapilan yer bizi etkiliyor, bizi soyle etkiliyor, kurtardigimiz yerde bizim sulama kanallarimiz var. O sulama kanallarina giden suyu vadiden aldigimiz zaman asagida yapilan HES’ler zarar gorecek.
Servet: Susuz kalacak. Devlet Su Isleri'ne diyecek ki suyu sen bana sattin ama koyluler benim suyumu kesti. Celiskiler devam edip gidecek orada.
Siyasi durum nasil beldede? Iki bin kisiyi yan yana getirmissiniz, hepsi ayni siyasi goruste mi?
Ali: Degil.
Dursun: Soyle bir hedefte bulustu halk, sunu gordu. Dedik ya cevizi gitti, ormani gitti, suyunun da gidecegini gordu. Su gidecekse hayat burada bitecek. Bu noktada herkes siyasi gorusune bakmadan birlesti, butunlesti ama daha sonra secim sureci girdi.
Secimde yine farkli partilere oy attilar.
Servet: Evet.
HES birlestirmis sizi.
Ali: Tabii birlestirdi.
Ali Bey baska bir sey soyluyor. HES bir taraftan birlestirdi bir taraftan da dagitti diyor. Yani Balikli Mahallesinde de baska bir sey oldu diyor.
Ali: Balikli bastan beri bize uysaydi, Balikla’da gorustugumuz arkadaslar var. Biz 30 yildir koye gelmiyorduk, anlamadik boyle olacagini diyorlar. Bizi yalniz biraktiniz, biz boyle dusunmuyorduk diyorlar. Pismanlar, pismansiniz ama son pismanlik fayda etmiyor, is isten gecti bu HES’ler yapildi. Muteahhit de simdi sunu dusunuyor. Yukaridaki HES’ler yapilmazsa, Meydancik’ta diger sulama kanallarina su giderse asagiya dereye onlarin santrallerine yeterli su gitmeyecek.
Oyleyse onlar da cok rahat degiller.
Ali: Rahat degiller. Simdi o isbirlikciler de ogrenmis: Karsi tarafin yaninda yer alanlar, kendisini uyanik, aydin gorenler sahsi menfaatleri icin aradiklarini bulamadiklarindan biz de HES’lere karsiyiz diyorlar. Ama is isten gecti.
Dursun: Rahatlar, ama sonra rahatlari bozulabilir. Biz sulama kanallarina suyu alirsak o zaman bozulabilir. Dolayisiyla sorun burada, Sekiz HES’in dordu iptal edildi. Danistay karar verdi ama sorun bitmedi.
Su cok azalirsa, siz tarim icin su kullandiginizda geriye bir sey kalmayabilir, oyle mi?
Servet: Kuraklik yaparsa olabilir.
Hukumet bu izinleri vererek karisIk bir durum yaratmis. Bir taraftan iptal edilen HES’ler var. Ortada su var ama ne olacagi belli degil. Ayni suyu tarim icin kullanmak isteyen var, HES icin kullanmak isteyen var, durum karisIk.
Dursun: KarisIk. Burada sekiz tane HES yapilmak isteniyordu. CED raporlarinda bu HES’lerin kaynaklari ayri ayri gosterilmis. Aslinda hepsinin kaynagi ayni yer. Hepsinin ayni kaynak uzerine kuruldugunu gostermemek icin baska baska isimler vermisler.
O zaman bu CED’lerin hepsi yanlis.
Dursun: Kaynak bir, dere bir, isimler farkli. Sekiz HES’ten dordu iptal edildi. Danistay karari var. Bu artik halkin suyu ama yine de tehdit var. Insaati devam eden HES’ler yapilirsa, yukaridan o HES’lere giden su azaldikca firma sahipleri su benim hakkim diye itiraz edecek. Ben yine jandarmayla karsi karsiya gelecegim.
Cok catisma, kavga oldu mu bu surecte?
Dursun: Izin vermedik. Ilk bilirkisi heyetini etkiledik. Oyle bir gosteri yaptik ki heyet gelirken, miting gibiydi. Dort mahallenin halki pankartlarla, dovizlerle karsiladi onlari. Jandarma geldi, yasal degil indirin dedi ama biz kaldirdik. Gelip elimizden toplayamadi. Heyette bunlari gorunce gelip sizinle sohbet edecegim dedi. Gitti kesfini yapti donuste bizimle sohbet etti. Burada soylediklerimizi heyete de soyledik. Kavgaya gurultuye meydan vermeden hosgoru icerisinde yaptik. Yalniz bir sey oldu. Iki defa kadinlari topladilar, karakola goturduler.
Gerekce neydi?
Servet: Gerekce, surece mudahale ediyorsunuz diye. Gozaltina aldilar, karakola goturduler. Ifadelerini alip biraktilar.
Dursun: Sunu atlamayalim. Simdi halk biraz bolundu ama once birlikteydi. Balikli Mahallesi basta sonuna kadar sizinleyiz dedi. Paraysa para, fiili mucadeleyse fiili mucadele sizinle beraberiz. Ama orada insaati yapan Ati Sirketi Kemal Turkoglu denen muhendis o koyden, o mahalleden. O koyden istemeyenlerle butunlesti ve dayanismayi, birligi bozdu. Bosa akiyor komsum yararlaniyor diyorlar. Muteahhit ufak tefek islerini de yaptiriyor tabii. Camileri var, camiye yardim ediyor. Yolu var, yoluna yardim ediyor.
Dursun Ali: Dava actik ama kaybettik.
Dursun: Ati sirketi acilan davayi kaybettik. Dava Cuneyt 1-2-3 ile beraber acilsaydi, dava o vadiyi butun olarak degerlendirecekti. Bir de bilirkisi heyeti degisti. Ilk heyet olsaydi onu da katardi ama. Zaten bilirkisi heyeti referandum sonrasi geldi, oyle degil mi?
Dursun Ali: Davayi 12 Eylul Referandumu kaybettirdi, baska bir sey degil ki. Simdi o mahkemeler yerindelik denetimi yapamaz diye bir madde var orada. O maddeye dayanarak.
Dursun: Onceki bilirkisi ile sonraki bilirkisi degisti. Ilk bilirkisi Rize’den geldi, oburleri Erzurum’dan geldiler.
Dursun Ali: Ilk bilirkisinin ardindan hemen yurutmeyi durdurma karari verdi mahkeme. Ondan sonra mahkeme heyeti degisti, gelen mahkeme heyeti bizim aleyhimize kararlar verdi.
Servet: Referandumda verilen evet oylari Turkiye’nin yikimi oldu. Yani Turkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca bu evet oylarinin verdigi zarari hicbir sey vermedi. Cunku evet oylariyla Anayasa degistirildi, mahkemelerin bagimsizligi ortadan kalkti. Mahkemeler bagimsizdir deniyorsa da bunlar yalan. Basbakanin iki dudagi arasindan cikan lafla karar veriyorlar. Evet diyenlerin Turkiye icin yaptiklari en buyuk felaket, en buyuk kotuluk. Savasi kaybetmek kadar kotu. Mahkemeleri degistirdiler, bagimsiz dusunen kimseden korkmayan, dogrudan yana karar veren yargiclar gitti basimizdakiler ne istiyorsa o dogrultuda karar veren insanlar geldi. Biz hukukla kazandik bu davayi ama daha onceki hukukla.
Ya simdi acsaydiniz?
Servet: Kazanamazsiniz, mumkun degil.
Dursun: Kazananlar da var. Tortum da turbanli bir kizcagiz sembol olmus. Demek ki arkasinda halk durursa…
Servet: Halkin direnisi baska.
Dursun: Onemli olan bu, halkin direnisi. Mucadelede devletle karsi karsiyasin. Ona karsi yuruteceksin mucadeleyi. Muteahhitle karsi karsiyasin, muteahhide karsi halk olarak orgutleneceksin. Bir de o yorede yasayan isbirlikciler. Bu uc unsur butunluklu olarak karsimizda olacak. Sen de bunu karsisina butunluklu cikacaksin. Kararli olacaksin.
Buradan su sonuc cikiyor. 2010 referandumundan sonra yargiya daha az guveniyorsunuz.
Hic guvenmiyoruz.
Mahkemelere ne olursa olsun hic guvenmiyorsunuz ama halk birlik olursa bu mucadeleyi kazanirsiniz diyorsunuz. Oyle mi
Dursun: Evet. Esas olan bu. Cunku bu direk insan hayatina bir saldiri. Hem dogayi hem suyu yok ediyor. Dolayisiyla halk siyasi olarak nerede durursa dursun, hangi hukumet olursa olsun, halki karsisina aliyor yasam alanlarina mudahale ediyor. Bu mudahaleye karsi kenetleneceksin. Yoksa alt edemezsin.
Peki bu mucadele de kadinlar ne yapti?
Ayla Alkan: Tepkileri oldu.
Yuruyuslere gittiniz mi mesela sizde?
Ayla: Sahsen gitmedim. Ama hem kendi koyumden hem cevre koylerden kadinlar itiraz ediyor ve mitinglere katiliyorlar.
Vesbiye Dursun: Kadinlar gittiler, Papart’ta eylem yaptilar. Sag olsunlar komsu kadinlar ve diger koylerdeki kadinlarda gittiler ve mucadele ettiler, orada eylem yaptilar, yapilan eylemlere katildilar.
Ayla: Bunlarin bu dereceye gelecegini boyle bilseydik tabii ki burada koy adina, insanlik adina, yasam adina, su adina tabii ki biz de orgutlenirdik, karsi cikardik.
Vesbiye: Biz sadece mitingler vardi onlara gittik.
Dursun: Kadinlar mucadelenin icinde var. Artvin’deki konusmaci kadindi. Papartta yaptigimiz konusmacilar kadinlardi. Muhtar konustu belediye baskani konustu ama kadinlar da konustu.
Iki yil cok hareketli gecmis, surec icerisinde vazgecen, goc eden birileri oldu mu?
Servet: Uc-bes kisi arazimi istimlak ettireyim parami alayim dedi ama azinlikti bunlar. Insanlar suyun yasam kaynagi oldugunu biliyor. Suyumuz kalmazsa biz burada yasayamayiz bu bilinci tasiyorlar.
Insanlar suyun yasam kaynagi oldugunu bilir diyorsunuz bunu nasil biliyorsunuz? Ben kentte buyudum benim icin su hic caba harcamadan edindigim bir sey. Muslugu aciyorum su geliyor.
Servet: Koylunun yaz boyu elinde kazma var kurek var, sulama isiyle ugrasiyor. O arazisini sulamazsa kendisine araziden hicbir fayda gelmeyecegini iyi bilir. Susuz yasayamaz, bunu cok iyi bilir. Belki, oturup bunu size anlatamaz, dusundugunu ifade edemez ama suyun kendisine faydali oldugunu en iyi su muhendisinden daha iyi bilir. Susuz hayat olmaz onu cok iyi bilir.
Vesbiye: Bahceye su veremedigim zaman agaclar kuruyor, meyve yok. Yaylalara gittigimizde koyunlarimizi, kilimlerimizi derelerde yikardik, o sularda hayvanlarimiz da su icerdi, bizde guzel yasiyorduk, simdi Agustos ayinda suyumuz yok, bahceleri sulayamiyoruz, meyvemiz yok.
Servet: Yasam bitiyor suyu halkin elinden alirsaniz halkin yasamini bitirirsiniz. Bunu dallandirmaya hic gerek yok. Bana gore bu isin ozunde elektrik uretimi yok. Gelecekte dunyanin en pahali kaynaginin su olacagini kapitalistler cok iyi bilir. Elektrik uretimini bahane ederek dagdan gelen temiz sulara simdiden el koymanin pesindeler. Panellere gittigimiz zaman bize elektrik muhendisleri anlatiyor. Butun Turkiye’de yapilmakta olan HES’lerin uretecegi elektrik Turkiye’nin tuketecegi elektrigin binde 4’u. Bu kadar az bir elektrik kaynagi icin milyonlarca senede zor meydana gelmis o guzelim dogayi tahrip ediyorsunuz. Bu vatan icin dedelerimiz, babalarimiz can vermis. O insanlarin torunlari orada suyla yasiyor siz gelmissiniz o insanlarin suyunu aliyorsunuz. Bunu yapanlar halka en buyuk ihaneti yapiyor. Bu ihaneti hic kimse ifade edemez o kadar agir ve yipratici, oldurucu ki, sudan mahrum etmek acayip bir kotuluktur. Turkiye’de iletim hatlarindaki kayiplar yuzde 25. Eger kalkinmis ulkeler seviyesine gelirse yuzde 15 elektrik bosa gitmeyecek. Yuzde 15’i feda ediyor, binde 4’u icin Turkiye’yi mahvediyor. Bunu yapanlar kendilerini nasil savunacaklar?
Peki, diyelim ki bu muhendisler hakli, HES’ler yapilmazsa Turkiye elektriksiz kalacak. Elektrigi daha az kullanmak zorunda kalacaksiniz, televizyonunuzu mesela iki saat once kapatacaksiniz. Kapatir misiniz?
Vesbiye: Kapatiriz.
Servet: Tasarruf etmek tutumlu olmak benim ilkemdir. Bir lambayla ben evimi aydinlatiyorsam, bes tanesini fuzuli yakiyorsam benim insanligimda bir eksIklik vardir, ben boyle dusunuyorum. Bizim oraya bu HES’ciler kamyon dolusu yalanlarla geldiler. Bize dediler ki elektrik olmazsa karanlikta kaliriz. Aradan bes sene gecti bir de duyduk ki, Suriye bizden elektrik aliyormus ve vazgecmis almaktan. Hani elektrik yetmiyordu? Turkiye’de elektrik kitligi yok sadece yoneticilerin yalanlari var.
Ali: Benim icin elektrik tabii ki medeniyettir ama su hayattir. Benim hayatim yoksa sagligim yoksa temizligim yoksa elektrik neye yarar. Elektrik olmadiginda da yasiyorduk.
Kacta geldi koye elektrik?
Ali: 80-82’ler de elektrik geldi. 80’e kadar yoktu. Kar yagdi,10 gun ariza oldu, elektriksizlige dayaniyorum ama su kesilse… Her seyin basi su.
Servet: Merzifon’dan gecerken gordum. Tepelerde ruzgar turbinleri dikmisler. Peki, elektrik sade suyla mi uretilir, elektrik sadece atom enerjisiyle mi saglanir, ruzgarla da elektrik uretilir. Erzurum yaylarinda bu yapilsa dunyaya yetecek enerji uretilir. Oraya niye gitmiyorlar. Cunku ruzgar satilmiyor alinmiyor. Su yarin satilacagi icin suya sahip cikiyorlar, suyu bu amacla bizim elimizden aliyorlar. Su akiyor, biz bakiyoruz diyenler cikiyor. Bu dereler 40-50, 100 senedir akiyordu da ne oldu, orada saglik vardi temizlik vardi. Karincalar, kurtlar kuslar her sey yasiyordu, tum hayvanlar yasiyordu butun bunlar su sayesinde gerceklesiyor. Elektriksiz hayat olabiliyor ama susuz asla olmaz. HES olmazsa size elektrik yok mantigi da cok ayip. Ruzgarla elektrik uretilir, ben lambami da yakarim. Cernobil patladigi zaman yuz binlerce insan kanser oldu hayatini kaybetti. Insan hayati mi onemli, elektrik mi onemli? Atom enerjisiyle nukleer santral kuracaksin orada yuz binlerce insanin hayatini tehlikeye atacaksin, sen elektrigi satip para kazanacaksin, insanlari solucan yerine koyacaksin. Boyle mantik olmaz.
Suyun kullanim hakki sadece halka mi ait, diger canlilara ait degil mi?
Dursun: Tabii, su kullanim hakki A veya B sirketinin degil. O yorede yasayan halk onu kullaniyor, kullanmis bugune kadar ama bugun artik bu ozellesiyor. Neden ozellesiyor, bunu iyi dusunmek gerekiyor. Turkiye temiz su kaynaklari acisindan fakir bir ulke. Kisi basina tuketilen su acisindan baktigin zaman dusuk. Ancak giderek artacak. Ne yapiyor simdi uluslararasi su sirketleri? Temiz su kaynaklarini simdiden kontrol altina aliyor. Elektrik uretimi bahanesi.
Asil gerekcenin bu olduguna inaniyorsunuz.
Dursun: Evet, buna inaniyoruz. Hazir su borularin icine girmis, yarin akitacak pet sisesine veya petrol boru hatti gibi uzatacak. Kolayca ulastirabilecek dunyaya. Zaten Tayyip (Erdogan) oyle diyor. Artvin’in suyunu Istanbul’a akitacagim diyor.
Vesbiye: Haberlerde soyledi.
Dursun: Dolayisiyla burada elektrik uretimi bahane edilerek suyun borularla kanallara alinmasi, el konulmasi, 49 yilligina uluslararasi konsorsiyumlarla verilmesi bu yuzden. Ebara taseron sirket, Ati taseron sirket. Dolayisiyla ozellestirilecek bu sular, yarin halkin elinden tamamen cikacak, o yoreyi de herkes terk etmek zorunda kalacak.
Goce zorlanacaksiniz.
Dursun: Goce zaten zorlanmis, yaban hayvanlarda su icemeyecek artik. Eskiden ayilar koyun icine mahallenin icine gelmezdi. Cunku ormanda meyve vardi. Ama kestiler meyve agaclarini. Simdi ayi ormanda yiyecek bulamayinca yazin daliyor koylere, bahcedeki misiri, dutu, kirazi yiyor.
Orman Bakani cozum buldu biliyorsunuz, biber gazi sIkin diyor ayilara. (Gulusmeler).
Dursun: Evet gaz sIkin diyor…
[1] BES’te rekor HES’te arayis. www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22627371.asp adresinde 5 Mart 2013 tarihinde goruldu.
Dostları ilə paylaş: |