1 MAYIS’IN
GOR DEDiGi – Zafer Aydin
www.sendika.org
Son yillarda 1 Mayis mitinglerinin kazandigi bir baska ozellik de turnusol kagidi islevi gormesi. Asagi yukari her 1 Mayis, oncesi ve sonrasi ile olumlu/olumsuz pek cok noktanin aciga cikmasini, belirgin hale gelmesini, kolay anlasilmasini sagliyor. Bu 1 Mayis’ta oyle oldu; 1 Mayis’a ve Taksim’de duzenlenecek mitinge iliskin 1 Mayis oncesinde tartismali gorulen konulari ve yaklasimlari acikliga kavusturdu. Gorunur hale getirdi.
Bu 1 Mayis’in aciga cikardigi ilk nokta, en buyuk beseri sermayesi yalan olan siyasal iktidarin, fiziki sartlar nedeniyle mitinge izin verilmedigi yalani oldu. Butun Istanbul’a onlem alabilecek, guce, kudrete ve kapasiteye sahip iktidarin bir cukurun etrafinda onlem alamadigi icin degil istemedigi icin mitinge “izin” vermedigi kesinlik kazandi. Daha onceden sIkca dile getirilen AKP’nin, duzenden, rejimden ve surekli magduriyet ureten hukumet politikalarindan rahatsizlik duyanlarin, tepki gosterenlerin bulusma zemini olan 1 Mayis’i etkisizlestirmek niyeti tasidigi iddiasi dogrulandi. Simdi apacik ortada AKP 2012 1 Mayis’inin kitlesel mitinginin ve o mitingin sergiledigi muhalif durusun tekrarlanmasini istemedi.
Aciga cikan ikinci nokta, Taksim’i turizm ve finans merkezi yapmak isteyen AKP’nin Taksim Meydani ile emek arasindaki bagi koparmak istemesidir. AKP, emekle ozdeslesmis meydanin bu ozelligini kentin sosyal tarihinden silme cabasi icinde. O yuzden bu alanda surekliligi olan, simgesel bir anlam tasiyan etkinlikleri bitirme amacinda. Bu kenti donusturme eyleminin de bir parcasi ayni zamanda. Kavel’in arsasina market, Derby’nin yerine konut ve alisveris merkezi, Tekel’in yerine otel yaparak isci sinifi mucadelesinde iz birakmis, kentin sosyal tarihinde onemli yer tutan mekanlari donusturenler simdi ayni yonelimle Taksim Meydani’ni donusturme pesindeler. 1 Mayis tartismasi meselenin bu yonunu desifre etti.
Ucuncu nokta, AKP’nin geleneksel devlet etme bicim ve yontemlerine sadakatle bagliliginin bir kez daha gorunur hale gelmesi oldu. AKP 12 Eylul rejiminin uygulamalarini aratmayacak yontemlerle Istanbul’u zindana cevirdi. Boylece vesayetin odagini ele geciren AKP’nin, vesayetin eski sahiplerinden daha farkli bir tutum icinde olmayacagi, olamayacagi goruldu. Rejimin, duzenin otoriter karakteri bir kez daha teyit edildi. Bu yaniyla, Kurtlerle baris muzakeresi yapanlarin otoriter kimligini gormezden gelenlerin AKP icin yeniden tazelenen umutlari biraz golgelendi.
Dorduncu nokta, sendikaci ile “sendikaci” arasindaki bilinen farkin biraz daha belirtik hale gelmesi oldu. BesIktas’ta ve Sisli’de isciler/sendikacilar gaz bombardimanina maruz kalirken icazetli ve denetimli bir bicimde Taksim Meydani’na cikip gobek atan Hak-Is payanda sendikacilikta tavan yapti. Hak-Is bu tavriyla gecen 1 Mayis’ta Ankara’da bakanlara kursu acarak sergiledigi gudumlu sendikacilik anlayisinda israr ettigini kanitlamis oldu. Taksim’e “cikarak” hukumetin tezlerini kuvvetlendirmeye calisan Hak-Is emek orgutu kimligini iyice zayiflatti.
Besinci nokta, Taksim meydaninda miting icin yapilan tartismayi valilikten alinacak “izin” etrafinda surdurerek, otoriteye tabi olmak gerektigi fikrini propaganda edenlerin zihinsel tutsakligi da bu vesileyle anlasilir hale gelmesiydi. Icinde “itiraz”, “ muhalefet”, “ mucadele”, “hak” gibi kavramlarin gectigi cumleleri uzun suredir unutan kisi ve cevrelerin sendikalara yonelttigi inatlasma elestirilerinin ne kadar yersiz oldugu goruldu. Sendikalarin ne yaptigini ogrenme zahmetine katlanmayanlar, sendikalarin barisci bir gosteri icin, meydanin fiziki sartlarina dair gelistirdikleri onerileri duymazdan gelenler, yalnizca hukumetin ve valiligin aciklamalarina kulak kesilenler resmen ve alenen acze dustuler.
Altinci nokta, bazi solcularin solculuk defterini kapattiklari yonundeki tespitler de somut bir dayanaga daha kavustu. 1 Mayis’i teror gunune ceviren devletti. Devletin geleneksel ve yeni yandaslari devletci bir refleksle devleti savunurken, kendisine solcu diyen bazi zevat onlarin hakliligini kanitlama cabasi icine girdi, onlara sol kimlikleri ve sol dunyanin kavramlariyla eslik ederek, sendikalari tepelemeye giristi. Boylece gecmiste sahip olduklari sol kimliklerinin bugun icin folklorik bir oge olmanin disinda onlar icin bir anlami olmadigini bir kez daha gozumuze soktular.
Son olarak, Taksim’in emek harekinde kazandigi simgesel anlam biraz daha derinlik kazandi. Taksim’in emekle, emekciyle bagini kesmeye calisanlar ne kadar devasa guce sahip olursa olsun, stoklarinda ne kadar cok biber gazi bulunursa bulunsun onumuzdeki yil islerinin daha zor olacagi kehanet degil, artik daha somut gercek…
Zafer Aydin
aydinzafer@gmail.com
1 MAYIS’IN
ARDINDAN - Yusuf GURSUCU / HDK Ekoloji Kom. Uyesi
1 Mayis gunu Istanbul’da yasananlardan bir sonuc cikarmak ve devlet erkinin uyguladigi teror ile bunun ardindaki nedenleri anlayabilmek cok onemli. Emekci siniflarin dayanisma ve mucadele gunu olan 1 Mayis’i fiziki sartlarin olmadigi vb. nedenlerle Taksim’de yasaklayanlarin bu adimla bircok saldiriyi amacladiklarini gorebiliyoruz. Bu saldirilar karsisinda bazi cevrelerin Taksim sart mi turunden, tam da iktidarin istedigi bir bicimde sorunu ele almaya calismasi kapitalist somuruyu ve baskiyi buyutmekten baskaca bir seye hizmet etmeyecek.
1 Mayis
Oncelikle 1 Mayis’in anlamini “bilmeyenler” icin hatirlatmamiz gerekiyor. 1 Mayis, isci ve emekci siniflarin mucadele, dayanisma ve birlik gunudur. Mucadele, dayanisma ve birlikten anladigimiz sey ise, isci ve emekci siniflarla ve bu siniflarin oznesi oldugunu soyleyen siyasi parti ve hareketler ile sendikalarin birlikte alanlara ciktiklari ve taleplerini haykirdiklari bir gun olmasidir.
Adindaki komunist sifati ile bu dayanismadan kopuk ayri bir alan secerek sterilize bir bicimde bu gunu kutlayanlari anlamakta zorlaniyoruz. Kendi ifadeleriyle, 4 Nisan’da Kadikoy icin basvuru yaptiklarini soyleyebilmisler ve bu yasanacak olanlar nedeniyle degil, ayri yapmak istedigimiz icin Kadikoy’de kutlama yaptik deme gafletine dusebilmislerdir. Hak etmediklerini dusundugum bicimde hakarete ugrayarak Vali’den ovgu almis olmalari da savrulduklari noktayi gostermektedir. Tekrar hatirlayalim neydi 1 Mayis’in anlami “mucadele, dayanisma ve birlik gunu”. Bu yasananlar karsisinda bize ancak iyi dileklerde bulunmak ve arkadaslara mucadelelerinde basari dilerken yasananlar karsisinda durup dusunmelerini istemek kaliyor.
Biz yazimiza devam edelim, Basbakan acikladi miting ve gosteriler icin Yenikapi ve Maltepe’de alanlar yapiliyormus. Bizi bu kadar dusunen bir basbakana da bu yakisirdi zaten! Kendi kendimize sormak zorundayiz peki neden bu basbakan bizi dusunuyor? Bunun cevabi, burjuvazi kent merkezlerini geri istiyor. Sehrin merkezi bolgelerinde yasayan tum yoksullarin yasam alanlari isgal edilip gettolara suruluyor.
Ilk once bugune kadar insan yerine bile koymadiklari Roman’larin yasam alanlari isgal edildi ve sehrin disinda apartman dairelerine tikildilar. Hem de hic borclari yokken onbinlerce lira borc icine itilip sehir merkezinden surulduler ve borclarini odeyemedikleri icin de borclu olduklari evler simdi geri alinmaya baslandi. Sonra Kurtler Tarlabasi’ndan suruldu. Sonra her ulustan, her renkten isci ve emekciler. Simdi ise kucuk esnafta sira. Tum bu yasananlar bize sunu gosteriyor; Taksim’in senede bir gun dahi olsa emekci siniflar tarafindan kullanilmasina izin vermek istemiyorlar ve istemeyecekler.
Taksim israri ve Gezi Parki
Turkiye’nin dort bir yaninda sokaga cikan milyonlar mucadelenin daha da buyuyerek devam edecegini bize gostermistir. Taksim vb. alanlara bu mucadele gununu sigdirmaya calismak asil muradimiz olamaz. Ancak asimiza ekmegimize goz koyanlar bizden caldiklari as ve ekmekle yetinmemektedirler. Taksim Turkiye’de isci sinifi icin simge haline gelmis bir alandir. Bu durum da durup dururken ortaya cikmamistir. 1977 yilinda yasanan katliami unuttugumuz gun sinif mucadelesinden uzaklastigimiz gun olacaktir. Bugun 1 Mayis’i Taksim’de yapmak zorunda miyiz turunden tartismalar yapmak 1977 yilini unutma tehlikesini icinde barindirmaktadir. Kaldi ki 1 Mayis icin Taksim’de israr etmek icin daha bircok nedenimiz var.
Taksim ve cevresinde gerceklestirilen kentsel donusum adini verdikleri uygulamalar, 1 Mayis’ta yasanan devlet terorunden ayri tutulamaz. Taksim’i yayalastiriyoruz adi altinda Taksim’i “ayak takimindan” kurtarmaya ve bu alanlarin emekcilere yasaklanmasiyla beraber sermayeye yeni rant alanlari yaratilip, Taksim’i sadece parasi olanlarin yararlanabilecegi mekanlarla donatmak amaclari. Arabalar icin insa ettikleri yeralti gecisleri Tarlabasi’nda gerceklestirilen sozde kentsel donusum sureciyle birebir ilintili fakat tek basina bu neden degil. Diger dertleri de Gezi Parki’nda insa etmeyi dusundukleri AVM ve rezidanslarin Taksim’in ayak takimindan sterilize edilmesiyle birlikte degerini yukseltmek.
Bundan birkac ay once televizyonlara cikip milyonlarin gozune baka baka yalan soyleyen ve bu yalanini kendisinin yuzune vuranlari da utanmadan yalancilikla suclayan Istanbul Buyuksehir Belediye Baskani Kadir Topbas derhal istifa etmelidir. Basbakan acikca Gezi Parki’nda AVM ve rezidans yapilacagini acikladi hem de hicbir yetkisi yokken bunu yapti. Rantin paylasiminda bazi sorunlar mi var? Bu uzerinden bir hesaplasma mi yasanmakta, dogrusu merak ediyoruz. Belediye baskaninin “boyle bir sey yok” dedigi seye basbakan “var” diyorsa kendine “insanim” diyen bir kisi olarak Topbas bu durumda gorevinden derhal istifa etmelidir.
Kisaca deginmeye calistigimiz tum bu yasananlar neden Taksim’de israr etmekten vazgecemeyecegimizi bize gosteriyor. Isin kolayina kacip denizi doldurarak elde etmeye calistiklari alanlari sessizce kabul ettigimiz gun devrimci barutumuzun da tukenmeye basladigi gun olacaktir. Hakim siniflar bu tukenme halini yaratmak icin bilincli hareket ederken biz de bu duruma uygun bir durus ve mucadele cizgisinde israr etmek zorundayiz.
Saldiri yasamin her alanina yonelik
Isci ve emekci siniflara yonelik sermaye saldirilarinin at basi bir bicimde dogal yasam alanlarina da yoneldigi daha acik bicimde gorulmelidir. Turkiye’nin dort bir yaninda dereler, nehirler, en ufak su kaynaklari dahi calinirken, ormanlar, sit alanlari, tarim topraklari sermayeye kurban edilirken bu alanlari savunmaya calisan on binlerce insan bolgelerde mucadele yurutuyor. Isci ve emekcilerin mucadelesi ile ekoloji mucadelesi icinde yer alan kesimlerin mucadelelerini birlestirerek ortak dusmanlari olan sermayeye karsi dayanismak ve birlikte mucadele icinde olmak artik acikca gorulmesi gereken bir sorumluluktur.
Taksim’in isci ve emekcilere yasaklanmasi ile Kaz Daglari’nin madencilere peskes cekilmesi, Karadeniz’in tum sulari, Firat ve Dicle nehirleri, Trakya topraklari ve daha nice dogal alanlara yonelik gerceklesen sermaye saldirilari ayni merkezden ve ayni amacla yapilmaktadir. Gaz bombalari, tazyikli sular ve coplarla kitlelere saldiran devlet gucleri 17 yasinda olumle pencelesen genc arkadasimiz icin “emniyette kaydi var” diyerek kirli yuzlerini acikca ortaya sermislerdir. Hopa’da sevgili Metin Lokumcu ve Yalova’da sevgili Cayan Birben gaz bombalari ile oldurulmustu. Iktidar her turlu direnise amansiz bicimde saldirmaktan geri durmamaktadir.
Hem Vali hem Basbakan aynen Topbas gibi yanlis bilgilerle dezenformasyon yaratmaya calismaktalar, her ikisinin de derhal istifasi istenmelidir. Her insanin ve orgutlenmenin istedigi yer ve noktada eylem yapma ozgurlugu elinden alinamayacagi gibi hicbir vatandasin seyahat ozgurlugu hicbir gerekce ile yasaklanamaz. Metroyu, metrobusu, vapurlari vb. ulasim yollarini kapadilar, kopruleri ikiye ayirip ulasim ozgurlugunu engellediler.
Her seye ragmen Taksim’e, devlet terorune maruz kalacagini bile bile gelenlerin varligi bizlere umut veriyor. Burada yasanan direnis tum mucadelelere isIk tutmalidir. Taksim’e cikilamadi evet, ama her turden baski ve saldirilarla isci ve emekcilere asla boyun egdirilemeyecegi de acik ve net bir bicimde goruldu.
EMEKCiLER, AKP FASiZMiNE
TESLiM OLMAYACAKTIR
Isci sinifinin birlik, mucadele ve dayanisma gunu 1 Mayis`ta Istanbul; bir sIkiyonetime tanik olmus, sokaga cikma yasagi uygulanmis, insanlarin seyahat ozgurlugu elinden alinmis, calisanlar isyerlerine ulasamamis, sabahin erken saatlerinden baslayarak polis, irili ufakli butun gruplara tazyikli su ve gaz bombalariyla saldirmis, polisin uyguladigi siddet sadece gostericilerle siniri kalmamis, Taksim Meydani cevresinde yasayan, calisan tum vatandaslar siddete maruz kalmis, olaylar nedeniyle 200`den fazla vatandasimiz yaralanmis, onlarca gosterici gozaltina alinmistir.
AKP‘nin "ileri demokrasisi" gercek yuzunu gostermis, DISK Genel Merkezi ve yoneticileri ablukaya alinmis, hastaneler dahi gaz bombasindan nasibini almistir.
Taksim Alani‘nin fiziki kosullari bahane edilerek 1 Mayis‘in coskusundan, AKP‘ nin politikalarina karsi gelisen muhalefetten korkan yasakci ve saldirgan anlayisin uyguladigi fasizan yontemler ise yaramamis, emek ve demokrasi gucleri direnisleriyle 1 Mayis‘in yasaklanamayacagini gostermistir.
Siyasi iktidarin Taksim`e donuk mesaji aciktir: Artik Taksim, alisveris yapmak isteyenlere acik olacaktir; Meydan yoksullara, iscilere, emeklilere, emegi ile gecinenlere kapatilacaktir. Taksim Meydani`nin geleneksel ve simgesel bir oneme sahip oldugunu, bu onemi tartistirmayacagimizin bilinmesini istiyoruz.
Istanbul‘daki polis siddetini kiniyor; Icisleri Bakani Muammer Guler, Istanbul Valisi Huseyin Avni Mutlu ve Il Emniyet Muduru Huseyin Capkin‘i istifaya cagiriyoruz. Polis siddeti sonucunda agir yaralanan Dilan Alp ve Meral Donmez basta olmak uzere tum yaralananlarin bir an evvel sagliklarina kavusmalarini diliyor, 1 Mayis‘i Taksim‘de kutlama ozgurlugunden feragat etmeyen tum emekcileri selamliyoruz.
Kamuoyuna saygiyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MUHENDISLERI ODASI
YONETIM KURULU
02 Mayis 2013, Ankara
Konu ile ilgili olarak maden@maden.org.tr adresine e-posta gonderebilir ve fikir ve yorumlarinizi bildirebilirsiniz.
TMMOB MADEN MUHENDISLERI ODASI
KIZILAY SELANIK CADDESI YESIM APT. NO:19/4 06650 CANKAYA - ANKARA
TEL: +90 312 4251080 Faks:312 4175290
SiDDET UZERiNE KURULU BiR iKTiDAR
YIKILMAYA MAHKUMDUR!
2013 1 Mayis’inda bir kez daha AKP hukumeti devlet teroru ile toplanma ozgurlugu, ifade ozgurlugu, ulasim hakki ve hatta yasama hakkini gaspetti.
Icisleri Bakani, 1 Mayis mitinginin guvenlik nedeniyle Taksim Meydani’nda yapilamayacagini iddia etmisti. Peki guvenligi nasil sagladi? Polis, sabahin erken saatlerinde Sisli ve BesIktas’ta bir araya gelmeye calisan emekcilere mudahale etti, kimyasal silahlarla saldirip saatler boyunca iskence yapti. Ozellikle BesIktas ve Sisli benzeri gorulmemis siddet manzaralarina sahne oldu. DISK binasina gaz bombalariyla girildi. Evler, hastaneler, ambulanslar saldirilara hedef oldu. Buna karsin emekcilerin direnisi kirilamadi. Gun boyu suren mucadele Okmeydani, Sisli, Mecidiyekoy, BesIktas, Tarlabasi, Eminonu, Dikilitas, Darphane, Ortakoy ve butun Istanbul’u 1 Mayis alanina cevirdi.
Basbakan Yardimcisi Bekir Bozdag, “Turkiye bir hukuk devleti, kurallar var, bu kurallar hepimizi baglar” diyor. Hukumet, uluslararasi hukuka gore savas kosullarinda bile kullanilmasi yasak olan kimyasal silahlarla halka saldirma hakkini hangi kurala dayandiriyor? Kent hayatinin her alanini ve her anini isgal eden devlet teroru bugun acikca goruldugu gibi bu ulkede kural haline gelmistir.
Bozdag: "DISK'in bu israri isci hakkindan ote, ideolojik bir israr.” diyor. Ideolojik olan Taksim Meydani’nda yurutulen proje ve meydanin iscilere yasaklanmasidir. AKP hukumetinin politikalari sinif mucadelesinin ve mekanin kolektif bellegine yonelik mudahaleler uretmektedir. Bu mudahalelere karsi duranlari ise olcusuz bir siddetle evcillestirebilecegini sanmaktadir. Bugun bir kez daha gorduk ki, bu hesap tutmuyor; tum engellemeler ve verilen gozdagina ragmen emekciler boyun egmiyor.
BesIktas meydaninda gruplar kendi iradeleri ile dagilmaya basladiklari anda yapilan son gazli saldiri da gostermistir ki polis siddeti hukumetin gucunu kanitlama aracindan baska bir sey degildir. Mevcut iktidarin varlik kosulu baski ve siddetten ibarettir. Siddet uzerine kurulu bir iktidar ise yikilmaya mahkumdur.
Taksim’den vazgecmiyoruz, Istanbul’dan vazgecmiyoruz, demokrasi mucadelemizden ve haklarimizdan vazgecmiyoruz. Emek mucadelesi buyuyerek suruyor.
Mustereklerimiz
IMECE
Toplumun Sehircilik Hareketi
www.toplumunsehircilikhareketi.org
toplumunsehircilikhareketi@gmail.com
DEVLET TERORUNE BOYUN EGMEYENLER
GELECEGiMiZi TEMSiL EDiYOR! – Iscilerin Sesi
"Neden 1 Mayis Taksim alani isci sinifina, kadinlara, genclere yasaklandi? Neden 1 Mayis Mitingini, Taksim Meydani’nda yapmakta israr ettik? Bu sorularin cevabini Istanbul Valisi verdi: “Biz, sendikalara Kazlicesme Meydani’nda miting yapin, dedik onlar Taksim’de yapacagiz, dediler. TKP Kadikoy’de Miting yapti, hicbir olay olmadi. Sendikalara Taksim Anitina celenk koymaniza izin verecegiz, dedik. Onlar miting yapacagiz, dedi. Hak-Is Konfederasyonu Taksim Anitina celenk koydu, alana cikti”. Bu sozlerle Vali, “ya bizim dedigimizi yapacaksiniz ya da sizin dediginiz olmayacak” demis oldu. Vali ayni zamanda nasil bir “komunist” ve nasil bir “sendika” istedigini, hem de adini vererek ifade etti. AKP hukumeti “her sey benim istedigim gibi olursa olur, olmazsa kafaniza suyu da gazi da sIkarim” diye tehdit etti."
http://www.soldefter.com/2013/05/03/devlet-terorune-boyun-egmeyenler-gelecegimizi-temsil-ediyor-iscilerin-sesi/
CEHENNEM CUKURU
TARTARUS / Ozgur Gurbuz- ozzgurbuz@gmail.com - BirGun/5 Mayis 2013
Yunan mitolojisinde Tartarus yerin yedi kat altindaki cukurun adidir. Bu cukura agir bir demir parcasinin yeryuzunden dusmesi dokuz gun surer; o kadar derindedir. Mitolojideki oluler diyarinin bir parcasi kabul edilse de farklidir, buraya tanrilarin yeryuzunde gormek istemedikleri kisileri kapattiklari soylenir.
Tartarus’a gitmek icin Hades’ten, Yunan mitolojisindeki oluler diyarindan gecmek gerekir. Buna cesaret edebilenlerin sayisi cok azdir. Orfe bunlardan biridir. Sevgilisi Evridiki’yi Hades’ten cikarabilmek icin butun bu tehlikeleri goze alir. Insani “en cesur insan” yapan onun bir baskasina duydugu asktir. Orfe’nin tek silahi elindeki calgisi “lir”dir. Orfe’nin direnci tanrilari dize getirir. Ona, yeryuzune cikana kadar Evridiki’ye bakmama sartiyla sevgilisini alabilecegi soylenir. Cukurun tam ucuna geldiklerinde Orfe daha fazla dayanamaz ve sevgilisine bakar. Evridiki oluler diyarina geri doner, Orfe ise bu aci yuzunden kisa surede olur.
Taksim’de 1 Mayis kutlamalarini engellemek icin bahane edilen cukur aslinda Tartarus’tur. Hukumetin kaygisi elbette “isciler Tartarus’a dusmesin” kaygisi degildir. Cunku bizim memlekette isciler zaten her gun Tartarus’u aratmayan santiyelerde calisir. AVM insaatlarinda yanarak can verenlerin ulkesinde cehennem atesi nedir ki? Isciler her gun zaten oluler diyarinin bir santim otesinde civi cakar, kaynak yapar, moloz tasir.
Turkiye’de sadece 2012 yilinda 878 isci oldu, hukumetin bir kez olsun kaygilandigini gordunuz mu? Tersanelerden pesi sira olum haberleri gelirken ciddi onlemler alindi mi? AVM ve HES insaatlarinda is kazalarindan sonra ne degisti? Tersine sendikalasmanin onune gecen kanunlar cikarildi. Taseronlasmaya yesil isIk yakildi. Hukumetin derdi iscilerin cani, sagligi degil. Hukumetin tek derdi, 1977’de tanrilara baskaldirdiklari icin Taksim’deki o cukura hapsedilen iscilerin ruhunun ozgur kalmasidir. Korku, Taksim alanini dolduran iscilerin Orfe gibi sevdiklerini karanligin elinden kurtarmasidir. O ruhu, emekci arkadaslari kentin dort bir yaninda biber gazi yerken meydanda davul zurnali kutlama yapan sozde sendikacilar anlayamaz. Taksim’i alisveris merkezi yapmaya niyetlenenler, 17 yasindaki Dilan’a yapilani “orgut uyesi” deyip iftirayla gecistirmeye calisanlar hic anlayamaz. Tanrilarin hissettigi ise sadece korkudur. Tanrilar korkar cunku insanlar onlara inanmazsa, guvenmezse yok olurlar. Insanlarin onlara itaat etmeleri icin de zaman zaman oluler diyarinin tanrisi Hades’in yeryuzune cikmasina izin verirler. Hades bugun Turkiye’dedir. Iscileri orgut uyesi, ona baskaldiranlari marjinal ilan eder. Gazetecileri hapseder, universite ogrencilerini hapse atar. Yeraltindan getirdigi gaz bombalarini saga sola firlatir. Taksim’de gordugunuz cehenneme giden degil, cehennemden Hades’in cikisina izin veren bir cukurdur. Hades evine giden yolun yaninda park, agac, baskaldiran isciler ve daha da onemlisi umut gormek istemez.
1 MAYIS BiLDiRiSi
DOGADER
http://www.dogader.org/index.php/aciklama/792-1-mayis-bildirisi
1 mayis1Bugun, 1 Mayis,
Bugun Iscinin ve Emekcinin Bayrami
Bugun Halklarin Kardesliginin
Bugun Esitligin Bayrami
Emegin sahipleri,
uretici gucler,
maasiyla gecimini saglayan emekciler,
Bayramimiz Kutlu Olsun.
Kapitalizmin,
ac gozlu sermayenin yarattigi ekolojik krizin,
yasam alanlari uzerinde travmaya
donusturdugu bu donemde
daha buyuk bir kararlilik
daha genis bir ozlemle
bugun kutluyoruz 1 Mayis’i
Var olmak icin
daha cok buyumek,
daha cok uretmek ,
daha cok tuketmek,
daha cok tukettirmek
zorunda olan kapitalizm,
daha cok enerji,
daha cok su,
daha cok maden talebini;
dogayi metalastirarak
yasam alanlarini yok ederek
ulasmaya calisiyor.
Yikimin gunumuzdeki taseronu AKP,
uyguladigi talan politikalariyla,
dogaya ve insana ihanet kanunlarina yenilerini ekleyerek,
toplumu ve yasami karanlik bir gelecege surukluyor.
Sermayenin insafsiz saldirilarina,
yasam alanlarindaki yikima karsi
kadini, erkegi, cocuguyla
direnis cadirlarinda nobet tutan yore halklari
topragini, suyunu, havasini, vatanini savunuyor.
Var olmak icin yok etmekten cekinmeyen kapitalizm,
toplumun bilincinde bir kez daha mahkum oluyor.
kapitalizm icin kacinilmaz son
bir adim daha yaklasiyor.
1 mayis2DOGADER,
direnen yore halklariyla birlikte
yasami savunuyor.
DOGADER’le birlikte,
emek ve ekolojinin birlikteligi
ve ozgurlestirilmesi adina,
dogayla uyumlu,
esit ve paylasimci bir yasami yaratmak icin
DIRENIS… ISYAN… ZAFER…
DOGADER
Dogayi ve Cevreyi Koruma Dernegi
dogader@gmail.com
dogader@dogader.org
Bu dunya bizim degil
Faks: (0224) 222 96 01
www.dogader.org
Ataturk Cad.No:23 K:3 D:11 Setbasi Bursa
BU UNiVERSiTEYE
BiLiM GiREMEZ
http://www.ekolojistler.org/bu-universiteye-bilim-giremez.html
Namik Kemal Universitesi’nde gerceklestirilen ‘Ekoloji 2013’ Sempozyumunda, “Dersim’de Baraj Karsiti Harekete” dair sunum yapan Arastirma Gorevlileri Gulcin Karabag ve Sezen Cilengir akademik bir lincle karsi karsiya kaldi. Karabag ve Cilengir’e sIk sIk mudahale eden sempozyum duzenleme kurulu baskani ve oturum baskani sunumlari ‘resmi ideolojiyle uyumlu’ hale getirmeye calisti.
Muhalefetten genelde pek hazzedilmez... Hele iktidarlar, ne kadar demokratik gorunurse gorunsun, muhalefetten hoslanmaz. Ancak, hala bilim kurumlari olarak isimlendirdigimiz universitelerde bu rahatsizlik bir ‘akademik linc’e donusecek boyutlara ulasmissa vay halimize!
Tarih; 3 Mayis 2013... Yer; Tekirdag Namik Kemal Universitesi... Konu; Ekoloji 2013 adiyla gerceklesen sempozyumda yapilan bir sunum... Tunceli Universitesinden katilan iki arastirma gorevlisi; Gulcin Karabag ve Sezen Cilengir’in “Dersim’de Baraj Karsiti Harekete” dair yaptigi sunuma karsi gosterilen ‘yonetsel’ tepki adeta bir politik ve akademik linc halini aldi. Surecin muhataplarindan Kamu Yonetimi Bolumu Aras. Gor. Sezen Cilengir ile gorusuyoruz. Anlattiklarindan universitelere dair ister istemez genel bir tablo cikiyor:
DERSIM ‘DUYARLILIGI’
Arif Kosar'in Evrensel'deki haberine gore, “Tunceli’de Baraj Karsiti Mucadele Uzerine Bir Degerlendirme” baslikli sunumda ilk sozu Cilengir aliyor. Doganin artan metalasmasi ve sermaye birikimine dair bir cerceve ciziyor. Aras. Gor. Gulcin Karabag da Dersim’de baraj yapimindaki aktorleri ve karsi eylemleri, eylemlere dair gozlemlerini anlatiyor. Ilk mudahale de Tunceli’ye Dersim denilmesinden basliyor bile...
Bir bilim insanin, Tunc-eli operasyonundan gelen Tunceli ismi yerine bolge halki ve tarihinin kabul ettigi Dersim ismini tercih etmesi elbette mumkun! Ancak Cilengir; Sempozyumun Duzenleme Kurulu Baskani Prof. Dr. Temel Genctan’in; Dersim lafini duyar duymaz gosterdigi “Burasi Turkiye Cumhuriyeti. Kimse Dersim diyemez” diye bagirarak gosterdigi tepkiyi saskinlikla karsiliyor. Oysa Turkiye Cumhuriyeti’nin Basbakani donem donem, en azindan ‘gerektiginde’, Tunceli yerine Dersim demisti. Prof. Genctan’in yerinden ve bagirarak mudahaleleri bastan tansiyonu yukselttigi gibi sonrasinda da ‘mudahaleleri’ de devam ediyor.
Devami ise daha da trajikomik. Sunum hakkinda basta Oturum Baskani Prof. Dr. Sureyya Meric Pagano hukmu veriyor: “Bilim disi”, “Kapitalizmle barajlarin ne ilgisi var”, “Fen bilimleriyle eylemlerin alakasi mi var”, “Siz buraya siyaset yapmaya gelmissiniz”! Prof. Genctan’in Duzenleme Kurulu Baskani olarak belki de “Bizim coplugumuz burasi” hissiyatiyla yaptigi mudahaleler ek sorgulamalari da getiriyor: “Bergama koyluleri Istanbul’da eyleme gelirken otobusleri hangi parayla tuttu!” (Ne alaka barajlarla; otobus tutmak icin sanki milyar dolara ihtiyac var!)
Cilengir, son olarak sunu ekliyor: “Yasanan tam bir linc ortami. Bagirma, hakaret. Ne bilim etigi ne akademik nezaket vardi. Yasananlardan sonra salonu terk ettik.”
Sonuc mu? Universiteler giderek bilimsel tartisma ortamina ve muhalefete giderek kapaniyor. Tartismanin olmadigi, toplum ve doganin ihtiyaclarinin disinda tamamlanan, puru pak bir ‘bilimcilik’ ne kadar bilimdir, universite de ne kadar universitedir? Iste asil sonuc bu!
KOCAL: FASIZM HER ZAMAN UNIFORMA GIYMEZ!
Sezen Cilengir, bu mudahalelerin bitmek bilmedigini, tam bir linc ortaminin olustugunu anlatirken, Dicle Universitesi Aras. Gor. Ahmet Vedat Kocal da yasananlar uzerine sempozyumu protesto ederek oturumu terk ediyor.
Kocal da Cilengir’in soylediklerini dogruluyor. “Baraj ve kapitalizm iliskisine tahammul edilemedi mi” sorusuna yaniti soyle: “Hicbir sey konusamaz haldeyiz. Keske o noktada olsak isterdim. Dersim-Tunceli gerilimi cikti. Uzak illerden gelen arkadaslara hakaret ettiler. Fikir tartismasina giremedik bile. Akademik toplantilarda genellikle katilimcilar kendi arasinda ve dinleyicilerle tartisir. Ev sahipleri ve oturum baskanlari sunum yapanlarla kavga etmez. Sureyi ayarlamakla yukumlu oturum baskani sunumcu arkadaslarla polemige girdi. Cok yakisIksiz beyanlarla karsilastik. ‘Siz burada konusamazsiniz. Dersim diyemezsiniz. Barajlar soyle zararli diyemezsiniz’ gibi. Bu uslup, bu davranislari reva gorenler bizim meslek buyuklerimiz, koca koca profesorler. Bize savas actilar. Universiteyi terk etmek uzere salondan ciktim. Arkamdan gelip hakerete devam ettiler. Ama cevap vermedim. Bir siyaset bilimci olarak fasizmin her zaman askeri giysi giymedigini akademik elbise de giydigini bir kez daha gorduk.”
MUFTUOGLU: OZGUR TARTISMA ORTAMI KALMIYOR
Akademik hak ihlalleri konusunda calismalar yuruten Akademi Susmayacak Platformundan Yrd. Doc. Ozgur Muftuoglu’ya da soruyoruz yasananlari nasil degerlendirdigini. Muftuoglu surecten bilgisi oldugunu ifade ederken sunlari soyluyor: “Universitede yasananlar sokakta yasananlarin bir yansimasi. Universiteler tartismanin olmasi gereken alanlar. Ozgur bir tartisma ortami olmadan bilim uretilmesi mumkun degil. Son 30 yildir universitelerde yogun bir baski var. Bunun sonucu olarak giderek tartisma zemini kalmamaya basladi. Bunun son ornegi Namik Kemal Universitesinde yasananlar. Islenen konular da son derece onemli. Ekoloji, cevre konusu; emegin somurusuyle beraber doganin somurusu en had safhaya cikmis durumda. Bunun tartisilmasi elbette gerekir. Ama bunlarin engellenmesi, hele ki akademik tartisma ortaminda bunun engellenmesi son derece vahim. Ozgurlugun ortadan kalktigini gosteriyor. Alternatifleri ve farkli gorusleri ortaya koyan bilim insanlarina karsi tahammulsuzlugu gosteriyor.”
OGR. GOR. AKDENIZ ISTEN ATILMISTI
Bir ogrencisinin aldigi not sebebiyle yaptigi sIkayeti degerlendiren NKU yonetimi ayni zamanda Egitim Sen Isyeri Temsilcisi de olan Ogretim Gorevlisi Mukaddes Akdeniz hakkinda sorusturma baslatmisti. Sorusturma metninde derslerde anlattigi bilgiler gerekce gosterilerek, “Devlet degerlerini kucumsedigi, Canakkale Sehitlerine hakaret ettigi” one surulmus konu YOK’e tasinmisti. Savunma vermeyi reddeden Akdeniz hakkinda YOK, okulla iliskisinin kesilmesi karari verdi.
HABERLINK-05-05-2013
Dostları ilə paylaş: |