SURDURULEBiLiR YASAM
FiLM FESTiVALi - ANKARA
http://350ankara.org/festival
2008 yilindan bu yana bir kez Karlskrona-Isvec ve uc kez Istanbul’da gerceklesen Surdurulebilir Yasam Film Festivali Ankara’ya geliyor. Festival 11-14 Nisan tarihlerinde Cagdas Sanatlar Merkezi’nde gerceklesecek ve izleyiciyle bulusacak 24 filmin hepsi ucretsiz olarak gosterilecek.
2008 yilindan bu yana bir kez Karlskrona-Isvec ve uc kez Istanbul’da gerceklesen Surdurulebilir Yasam Film Festivali Ankara’ya geliyor. Festival 11-14 Nisan tarihlerinde Cagdas Sanatlar Merkezi’nde 24 filmin hepsi ucretsiz olarak izleyiciye ulasacak.
11 Nisan saat 19’da Ozgurluk Tohumlari filmi ile festival baslayacak ve 4 gun boyunca ayrica dans gosterisi, konserler ve soylesiler de yer alacak.
Kurgusal Degil, Belgesel!
Gunumuzde bircok birey ve kurum tarafindan cokca kullanilan surdurulebilirlik kavraminin soyut ve yoruma acik boyutlarina isIk tutan Surdurulebilir Yasam Film Festivali, neyin surdurulebilir oldugu veya olmadigina dair dunyanin dort bir yanindan ornekler sunarak gercek hikayelerle ilham vermek amacini tasiyor. Festivalin dikkate deger ozelligi sadece filmleri ve filmlerin icerigi ile sinirli degil. Izleyicileri, konusmacilari ve muzisyenleriyle tamamiyla renkli bir etkinlik ve bir bulusma zemini. Surdurulebilirlige duyarli destekcileri ve duzenleme sureci ile de bir ornek olusturuyor.
Surdurulebilirlige sadece ekonomi olarak degil, cevre ve toplumu da dahil eden bir pencereden bakan filmlerin hepsi belgesel. Fosil yakit kaynakli iklim degisIkliginin artik sIkca asiri hava olaylarini karsimiza cikardigi su gunlerde, filmler surdurulebilirlik kavraminin farkli boyutlarini izleyiciye aktariyor.
Yacuba’nin nasil colu durdurdugunu, arilarin son yillarda neden kayboldugunu, atiklarin nasil israf edildigini, Cin’de cevre hareketinin nasil HES projelerini durdugunu veya ABD’de 83 bin ogrencinin artik nasil yerel gida ile besledigini festival filmleri butun boyutlariyla anlatiyor. Son yillarda teknolojinin gelismesine ragmen urunlerin neden hemen eskidigine, Turkiye’de kentsel donusum yasanirken dunyanin artik neden pasif mimariye dondugune dair sorularin cevaplari vurucu goruntuler ve anlatimlarla cevaplaniyor.
Festival Imece’si
2009 yilindan bu yana iklim degisIkligi konusunda eylem ve calismalari ile bilinen 350 Ankara grubu ve gonulluler festivali organize ediyor. Festival, surdurulebilirlik konusunda ilgi duyan, emek harcamak isteyen gonulluler ve destekcilerin ortak imecesi ile Ankara’ya tasiniyor.
Ilk festival Ikincisinin habercisi
11 Nisan’da ilk filmle baslayacak festival, simdiye kadar her yil Kasim ayinda Surdurulebilir Yasam Kolektifi tarafindan Istanbul’da duzenleniyordu. Kolektifi’in kazandirdigi festival, gelecek Kasim ayinda hem Istanbul’da, hem de Ankara’da gerceklesecek.
350 Ankara aktivistleri ve gonullulerden olusan organizasyon imecesi mutlulukla sunar!
EKOLOJi
VE BARIS - Yusuf GURSUCU / HDK Ekoloji Kom. Uyesi
http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=69276&haberBaslik=Ekoloji%20ve%20bar%C4%B1%C5%9F&categoryName=Dosya&categoryID=7&authorName=Yusuf%20G%C3%9CRSUCU&authorID=369&action=haber_detay&module=nuce
Turkiye’de bir suredir gundemin en onunde yer alan ve cok degerli olan “baris” surecine yonelik bircok cevrenin yorumlarini, olumlu olumsuz elestirilerini okuyoruz. Bir de pek tartisilmayan fakat cok onemli oldugunu dusundugumuz baris sartlarinin olusmasi surecinde sermayenin ve dogayi savunanlarin baristan ne beklediklerine dair bir seylerin soylenmesi gerekiyor.
Gercek bir doga savunucusu ya da bir ekolojistin savasi savunmasi olanaksizdir. Savaslarin nelere mal oldugunu cok uzaga gitmeden, sadece Turkiye’de yasanan surece bakarak gorebiliriz. Daglarin bombalandigi, koylerin yakildigi, tarim ve hayvanciligin yapilamadigi, ormanlarin yok edildigi ve bircok canlinin, en onemlisi de insanin yasamina son verildigi bir savasi TV’lerden gorseller esliginde yillarca nefretle ve mide kramplari gecirerek gorduk, yasadik. Insan kulaklarini kesip kemerlerine asanlari, araclarin arkasina insan bedenlerini baglayip koylerde dolastirarak oldurenleri, koylulere hayvan diskilarini yedirenleri, cezaevlerinde, iskencehanelerde insanlarin oldurulup cesetlerinin dahi ailelerine teslim edilmedigi, helikopterlerden insanlarin atilarak olduruldugu gunleri henuz unutmadik ve en son yasanan Roboski Katliami’ni da asla unutmayacagiz. Bunlarin tamami Kurt halkinin ozgurluk taleplerini baskilamak ve yok etmek adina yapilmistir.
Savasin nedenleri
Mezopotamya’nin bulundugu topraklarda var olmus, hep burada yasamis, buyuk kulturel bir gecmise sahip olan, ozgurluk talepleri hicbir zaman gorulmeyen ve yok sayilarak yillarca kolelestirmeye tabi tutularak baskilanmis, kiyima ugramis Kurt halkinin uyanisi ve bu uyanis karsisinda devlet erkine sahip olanlarin bu gerceklige gozlerini kapatarak kolelik halini surdurmek adina yasattiklalari bu savas yillarca surdurulmustur.
Turkiye’de iktidari elinde bulunduran hakim siniflar Kurt halkini boyunduruk altinda tutabilmek icin bolgedeki bazi toprak agalarini ve sermaye kesimlerini de iktidarin nimetlerine ortak ederek sorunu gunumuze kadar tasimislardir. Her seye ragmen, Kurt halkinin ozgurluk tutkusuna hicbir zaman gem vurulamamis ve ozellikle 1970’lerden sonra sinifsal bir ozellik kazanan Kurt siyasi hareketi, devletin bolgede ki isbirlikcilerine ve devlet yapilanmalarina karsi direnisi buyutmus ve bugun Kurt emekci halkinin tamamini yanina cekmeyi basarmistir.
Bu durum devlet erkine sahip olan sermaye iktidarlarini korkutmus ve saldirilarini Kurt halkinin tamamini icine alarak surdururken, yukarida kisaca degindigimiz insanlik disi olaylar yasanmistir. Bu yasanan sureci sadece Turk milliyetciligi uzerinden okumak bizleri dogru bir noktaya ulastiramaz. Turk milliyetciligini her durumda buyuterek kullanan sermaye iktidarlarinin asil hedefi, kurduklari somuru mekanizmasini kesintisiz surdurmek istemeleridir. Bu amacla insanlarin topluca katliamlara ugratilmasi dahil her turlu igrencligi uygulamis ve yasatmislardir.
Bugun degisen ne?
1990 yillarinin sonuna dogru Turkiye’de ozellikle buyuk sermaye ve onun orgutleri (TUSIAD gibi) yasanan kapitalist krizleri asmak ve bolgeyi sermaye birikimi icine cekebilmek amaciyla Kurt halkinin bazi taleplerini destekleyen bir pozisyona gecmislerdir. Dunyada yasanan kuresellesme surecine ayak uyduramayan devlet erkini elestirerek, Kurt sorunun bariscil bir yolla cozumunu sozde savunmuslardir. Devlet icinde yerlesIk yapinin direnisine ragmen bugun iktidarda olan neo liberal sermaye iktidarinin kurulmasiyla murat ettikleri duruma geldiklerini dusunmektedirler.
Buyuk sermayenin bu pozisyona gelmesi tabii ki kendi istedikleri bir durum degil, aksine Kurt halkinin mucadelesi karsisinda yenildiklerinin bir sonucudur. Sermaye tarihi boyunca asla halklarin ozgurluklerinden yana bir tavir icinde olmamistir. Aksine emegin somurusunde oldugu gibi halklarin ve doganin somurusu icin baski mekanizmalarindan hicbir zaman vazgecmeyecektir. Onlari degistiren tek sey Kurt halkinin boyun egmeyen direnisidir.
Iktidarin baris surecindeki amaci
Wan depreminin hemen ardindan bolgeye giden iktidarin bakanlari onumuzdeki surecte bolgenin yeni bir “Cin” olacagindan soz ederek bize bir gercegi acikca gostermislerdir. Cin’de yasanan ve bize reva gorunen sey, sermaye birikimi yolunda nelerin yasanabilecegine dair dusunmemizi gerektiriyor. Madenlerde ve diger uretim alanlarinda cocuk ve genc iscilerin kuralsizca calistirildigi ve somurunun dayanilmaz boyutlara geldigi Cin ornegi bizlere reva gorulmektedir. Basbakanin 3 cocuk yapin, 5 cocuk yapin soylemi ile ust uste oturan bu yaklasimlarla bolgede buyutmek istedikleri seyin yogun emek ve doga somurusu ile arti degerler olusturup birikimlerini buyutmeyi hayal ettiklerini gorebiliyoruz.
Kapitalizmin ozellikle son yillarda buyume adina, artik surdurulemez boyutlara varan dogal alanlari sermaye birikimi icine cekilerek adeta yok edilmesine yonelik politikalarini izliyoruz. Bu durumu dunya uzerinde en iyi uygulayan orneklerden biri AKP iktidaridir. Turkiye topraklarinin yuz olcumunun yarisinda maden lisanslari dagitmislardir. Tum su havzalari kontrol altina alinmakta ve bazi bolgelerde dogadan calinan su HES vb. adi altinda boru icine hapsedilip boru hatlari ile tasinir kilinmaya baslanmistir. Hemen her yerde termik santraller kurulurken nukleer santrallerde bazi bolgelerde kurulma asamasina gelmistir. Turkiye’ye yeni bir rol bicilmis ve tum topraklar enerji uretim merkezi haline getirilmektedir. Dunya’nin bircok ulkesinde izin verilmeyen, suyun cok yogun kullanildigi ve yeralti su kaynaklarini kirleterek kullanimini yok eden kaya gazi ve petrol uretim sahalarinin hemen her bolgede acilmasi icin yasal alt yapiyi gerceklestirmeye calismaktadirlar.
Sermayenin bolgedeki muradi
Baristan en cok fayda gorecek kesim tabii ki Turkiye halklari ve ozelde de Kurt halkidir. Bir kesimin daha bu baristan muradi var ki o murat karsisinda kaybedecek olan ise yine Kurt halki ve bolgenin dogal yapisi olacaktir. Fakat sermayenin ve onun iktidarinin her seye muktedir olmadigini yasanan ozgurluk mucadelesi bizlere gostermistir. Sermayeye hayalle gercegin ayni sey olmadigini yine Kurt halki ile Turkiye halklari gostermeye muktedirdir.
Ilisu baraji, GAP vb. yapilari olusturmaya calisan iktidar, emperyalist kapitalizmin de destegi ile sulari enerji vb. alanlar icin kontrol altina almaya calismaktadir. Diyarbakir ve cevresinde sondaj calismalari, baslatilan kaya gazi arama ve cikarma isleri ile bolgeye kurulan ve kurulmasi planlanan onlarca termik santral icin bu sulari kontrol etmek istemekteler. Dicle Nehri’ni besleyen onlarca irili ufakli dere ve caylar ile en ufak su kaynagini da HES’ler yolu ile goletlere ve boru iclerine hapsetmektedirler. Insanligin ilk tarimsal uretime gectigi topraklar susuz birakilip bolge halki tarim ve hayvanciliktan uzaklastirilarak, sehir merkezlerine yigilmasiyla ucuz is gucu haline gelmesini saglamak ise nihai hedefleridir.
Son soz
Bugun Turkiye’de savasa karsi cikip barisi savunmadan ve Kurt halkinin ozgurluk mucadelesini desteklemeyen bir yerde durarak doganin savunulamayacagi gibi, sermayenin bu oyunlarina karsi da uyanik olmak zorundayiz. Bu yeni saldiri planlarini bosa cikarmak ertelenemez yasamsal bir gorev olarak karsimizda durmaktadir.
PARDON
GAZ CIKARTTIK - Ozgur Gurbuz-ozzgurbuz@gmail.com BirGun/31 Mart 2013
Herkes “kaya gazi”ni konusuyor. Nedir bu kaya gazi? Kilt tasi veya sist dedigimiz derinlerdeki kayaliklar arasinda sIkismis metandan bahsediyoruz. Cikarabilirseniz dogalgaz gibi kullanabilirsiniz ancak cikarmak daha zahmetli. Kimyasallar eklenmis basincli suyla kayalari catlatmaniz ve gazi serbest birakarak kuyular araciligiyla yuzeye cikarmaniz gerekiyor. Yuzeye diyorum cunku genelde bu islemi gerceklestirmek icin 1500-1600 metre derinlige inmek gerekiyor. Yuzeye cikan sadece gaz degil tabi. Catlatmada kullanilan kimyasallar, kayalarin icinde bekleyen agir metaller de atik sularla birlikte yuzeye cikiyor. Bu devirde promosyonsuz hicbir sey yok. Gaz alana zehir bedava.
Kaya gazi rezervi konusunda kesin rakamlar yok. Uluslararasi Enerji Ajansi (UEA) dunyada 208 trilyon metrekup kaya gazi rezervi oldugunu tahmin ediyor. Bildigimiz dogalgaz rezervlerinin 420 trilyon metrekup oldugunu dusunurseniz, fosil yakit sirketlerinin ilgisini daha iyi anlarsiniz. Bu rezervin 56 trilyon metrekupu ABD ve Kanada’da. Bu iki ulke uretim ve teknoloji konusunda da herkesin onunde. Avrupa ve Orta Dogu ise kaya gazi rezervlerinin sadece 16 trilyonuna (Avrupa 12, Orta Dogu 4) sahip. Turkiye’de ise Trakya ve Guney Dogu’da kaya gazi rezervlerinin oldugu biliniyor. Turkiye’de ne kadar rezerv bulundugunu soylemek icin erken ama bazi kaynaklar 400 milyar metrekup gaz oldugunu iddia ediyor. Bu da asagi yukari Turkiye’nin 10 yillik gaz tuketimi demek. Gaz demek para demek, o yuzden aramalar suruyor. Ic Anadolu Bolgesi’nde de gaz pesinde kosuldugu gelen haberler arasinda. Gaz, diger kirli kaynaklara oranla gerek elektrik uretiminde, gerek isinmada daha sorunsuz bir kaynak ama sutten cikmis ak kasIk da degil. Bu yuzden kaya gazina karsi cikan cok kisi var.
Gaz da komur ve petrol gibi bir fosil yakit. Komur ve gaza kiyasla neredeyse yari yariya hatta daha az seragazi salsa da, o da iklim degisIkligine neden oluyor. Cogu cevreci grup, yenilenebilir enerji kaynaklarina geciste gazi bir gecis teknolojisi olarak gormustu. Kaya gazinin bizim gibi gaz rezervi sifira yakin ulkelerde bile bulunmasi, disa bagimliligi azaltir umuduyla ilgiyi artiriyor. Cevreciler, komurden, nukleerden kacarken doluya mi tutulduk diye kara kara dusunuyor.
MILYONLARCA LITRE SU
Kaya gazini cikarmada suyun kullanilmasi en buyuk dert. Dunya Dostlari Dernegi’nin (Friends of the Earth) yaptigi hesaba gore, bir kaya gazi kuyusunda yil boyunca kullanilan su miktari Avrupali 10 bin ailenin yillik su tuketimine bedel. Her catlatma operasyonu icin 15 milyon litre su gerekiyor. Kuyularin saglamligi da tartismali. Yanlis insaat yuzunden yuzde 6’si daha yapilir yapilmaz calisamaz hale geliyor. Yuzde 50’si ise 30 yil icinde sonra sorun cikariyor. Bizim gibi deprem riski altindaki ulkelerde durum daha da tehlikeli.
Suyla birlikte kullanilan kimyasallarin orani da az degil. Bu oran suyun yuzde 1’i kadar olsa da, ortalama bir kuyuda kullanilan kimyasallarin 132 ton civarinda oldugu belirtiliyor. Firmalar kesin rakamlari aciklamiyor. Suyla kayalari catlatmada kullanilan kimyasallarin yuzde 80’i yeraltinda kaliyor ve yeralti sularina karisma tehlikesi yaratiyor. Kullanilan kimyasallarin yuzde 60’i beyin ve sinir sistemini etkileyecek nitelikte. Yuzde 10’undan biraz fazlasi da kanserojen.
Petrol fiyatlarinin yuksek seyretmesinin de etkisiyle kaya gazi enerji dunyasina o kadar hizli girdi ki, kurallar, denetleme yontemleri ve etkileri neredeyse tartisilmadi bile. Iklim degisIkligi milyonlarca insani ve diger canlilari tehdit ediyor. Ortalama sicaklik artisi 1,5 ila 2,5 C arasinda kalirsa dunyadaki hayvan ve bitkilerin yuzde 20 ila 30’unun soylari tukenme tehlikesiyle karsi karsiya kalacak. Su andaki artisin 0,8 C dereceyi buldugu biliniyor. Biz hala gaz, komur ve petrolun pesinde kosuyoruz. Tasin suyunu sIkma sevdasindayiz. Sorun sadece iklim degisIkligi de degil. Bundan 20-30 yil sonra yer alti sularinda agir metallere rastlanmasi, gelecek nesillerde kanser vakalarinin artmasi halinde bugun kardan baska bir sey dusunmeyen sirketler gelecek nesillere ne diyecek acaba? “Pardon, biz biraz gaz cikarttik” mi diyecekler? Ya biz ne diyecegiz?
Dunyada durum
ABD ve Kanada disinda Arjantin’de kaya gazi cikarma konusunda ciddi gelismeler var.
Ulkedeki 22 trilyon metrekupluk rezerv icin ExxonMobil’den Total’e bircok petrol devi ulkede faaliyette. 100 kadar kuyu var. Hukumet destekliyor ama cevreciler ayakta. Ozellikle yerlilerin yasadigi bolgelerde ciddi sorunlar var. Avrupa’da ise Ingiltere, Portekiz, Ispanya, Belcika, Almanya, Norvec, Polonya, Ukrayna, Romanya, Avusturya, Macaristan, Hirvatistan, Yunanistan, Sirbistan ve Turkiye kaya gazina yesil isIk yakan ulkeler arasinda. Fransa, Hollanda, Cek Cumhuriyeti ve Bulgaristan ise su an icin kirmizida duruyorlar.
SULAR
NE ZAMANA KADAR TEMiZ?
http://ekogazete.wordpress.com/2013/03/31/sular-ne-zamana-kadar-temiz/
Fransa’da yapilmis kapsamli bir arastirmanin sonucu bazi dusundurucu sorular atiyor ortaya. Kaynaklardan, topragin derinliklerinden geldigini bildigimiz icme sulari ne kadar temiz? Bundan da onemlisi, daha ne kadar sure ayni temizlikte kalacaklar? Arastirmayi yapan bagimsiz bir kamu kurulusu olan Ulusal Tuketim Enstitusu (INC). Enstitunun tuketicileri bilgilendirmek amaciyla yuruttugu sayisiz etkinliklerden biri olan aylik dergide yayimlandi arastirma. [...]
Bu yazinin devamini oku
Sular ne zamana kadar temiz?
31 Mart 2013 tarihinde yayimlandiby atipoge
Fransa’da yapilmis kapsamli bir arastirmanin sonucu bazi dusundurucu sorular atiyor ortaya. Kaynaklardan, topragin derinliklerinden geldigini bildigimiz icme sulari ne kadar temiz? Bundan da onemlisi, daha ne kadar sure ayni temizlikte kalacaklar? Arastirmayi yapan bagimsiz bir kamu kurulusu olan Ulusal Tuketim Enstitusu (INC). Enstitunun tuketicileri bilgilendirmek amaciyla yuruttugu sayisiz etkinliklerden biri olan aylik dergide yayimlandi arastirma.
Aslinda dergi deyip gecmemeli. Hem hacimli bir dergi, hem de her sayisinda pratik, yonlendirici ve uyarici bilgilere, bulgulara yer veriyor. (Derginin ele aldigi konulari ve yaklasimlari sitesinde gormek mumkun.) Sozunu ettigimiz yeni arastirma adi sani bilinen, cok kullanilan, tertemiz olduklari kabul edilen kaynak sularini inceleme altina almis. (Haydi, bir iki marka adi verelim: Vittel, Volvic, La Salvetat, St-Yorre, vb.) Bunlar yeraltinin derinliklerinden cekilip aliniyor ve herhangi bir kimyasal islemden gecirilmeden cagdas tesislerde ozenle siseleniyor.
Dergi 47 siseyi laboratuvarda inceletmis ve 85 degisIk turden molekul aratmis. Hayret! Olmamasi gereken molekuller bulunmus. Ornegin, gogus kanseri tedavisinde kullanilan “tamoxifène”… Ornegin, tehlikeli bir tarim ilaci oldugu icin 2001 yilinda kullanimi yasaklanmis olan “atrazine”… Uzmanlar bu olgulara ve benzerlerine aciklama getiremiyorlar. 10 yil once yasaklanmis olan bir zehrin hala ne isi var toprakta? Ya da, kanser ilaci topragin altina nasil, nereden siziyor? Dergi ortaya cikan sonucun uzerine deneyleri yeni bastan ve ek onlemler alarak tekrarlatmis. Sonuc ayni.
Ancak not etmek gerekir ki, saptanan miktarlar cok dusuk. Insan sagligina zararli olacak derecede degiller. Ama uc soru gelip gundeme oturuyor:
•Farkli molekullerin ayni suda bir arada olmasi ne olcude tehlikeli? Cunku biliniyor ki, bazen tek basina zararli olmayan molekuller yan yana geldikleri zaman saglik tehlikesi yaratabiliyorlar.
•Demek ki, bazi kimyasallarin molekulleri asiri direncli ve topragin icinde yillarca kalabiliyorlar. Ve demek ki, bazi molekuller de akil almaz sureclerin sonunda cok derinlere sizabiliyorlar. Bunlarin miktari simdilik az olsa da, cesitli kimyasallarin buyuk olcude kullanildigi dunyamizda, bunlar ileride daha buyuk birikimler yaratmayacaklar mi? Bugun miktarlari dusuk, ama ileride ne olacak?
•Demek ki, kontrol mekanizmalari yetersiz. Bunlar nasil iyilestirilebilir?
Atila Alpoge / Yararlanilan kaynak: Sophie Landrin, Le Monde, 26.3.2013
BUTUN DUNYA
BU FiLMi IZLEMELi
https://www.facebook.com/photo.php?v=222279151248829
AFET YONETiMi VE BiLiNCi iLE iLGiLi
FiLMLER, SUNUMLAR VE RAPORLARI iNCELEMEK iSTEYENLER iCiN
https://www.dropbox.com/sh/huvyro1bj6wrsiw/WYkq0G8_qT
AFET YONETiMi
BEKLENiLMEYENi BEKLEMEK, EN KOTUSUNU YONETMEK
Prof Dr. Mikdat KADIOGLU
- PDF KiTAP - (Bilgisayariniza indirebilirsiniz)
http://turkafet.org/upload/dosyalar/Afet_Yonetimi._KADIOGLU_M..pdf
ACiL VE AFET TIBBI DERNEGi
WEB SAYFASI
http://turkafet.org
SUREKLi GUNCELLENEN
DUNYA AFET HARiTASI (KARMA HARiTA)
http://hisz.rsoe.hu/alertmap/index2.php
SUREKLi GUNCELLENEN
DUNYA AFET HARiTASI(GENEL SAYFA)
http://visz.rsoe.hu/alertmap/index.php?lang=eng
DUNYA SALGINLARINI iZLEME
SiSTEM HARiTASI
http://www.idemc.org/index.php
*
7. Bolum - Bilim/Sanat/Kultur ve ArGe HABERLERi
DiN – TEORiSi / PRATiGi, DUNU, BUGUNU SEMPOZYUMU
ANKARA 06 NiSAN / iSTANBUL 13 NiSAN 2013
ANKARA’DA I. GUN- 6 Nisan 2013:
DINI- ELESTIREL OLARAK ANLAYABILMEK
Sunus: Mahmut Konuk
9.30 Acilis Konusmasi: Fikret Baskaya
10.00-13.00: 1. Oturum Moderatoru: Huseyin Taka
* Din ve Ideoloji - Mustafa Bayram Misir
* Din ve Iktidar - Sibel Ozbudun
* Din ve Kultur - Alaeddin Senel
* Marksizm ve Din - Sungur Savran
13.00-14.00 Ara
14.00-17.00: 2. Oturum Moderatoru: Sait Cetinoglu
* Postmodern Cagda Din - Temel Demirer
* Sekularizm - Kadir Cangizbay
* Dinler ve Heterodoksiler - Ceyhan Suvari
* Dinler ve Toplumsal Esitsizlik - Yasin Durak
Yer: Cagdas Sanatlar Merkezi, Kennedy cad. No:4, Kavaklidere - Ankara
ISTANBUL’DA 2. GUN- 13 Nisan 2013:
TURKIYE’DE ISLAM: DUNU, BUGUNU
Sunus: Erkan Karabay
9.30 Acilis Konusmasi: Fikret Baskaya
10.00-13.00: 1. Oturum Moderatoru: Kurtar Tanyilmaz
* Islam Felsefesine Bir Bakis - Cengiz Gundogdu
* Turkiye’de Islamcilik - Osman Tiftikci
* Turkiye’de Laiklik- Hakan Mertcan
* Milli Gorus’ten AKP’ye- Yucel Demirer
* Turkiye Islami’nda Kadin Olmak- Sibel Ozbudun
13.00-14.00 Ara
14.00-17: 2. Oturum- Moderatoru: Berrin Tas
* Fethullah Gulen Hareketi- Temel Demirer
* Said Nursi/Kurdi- Polat S. Alpman
* Turk-Islam Sentezi- Saban Iba
* Alevilik ve Sol- Serpil Koksal
Yer: Cezayir Toplanti Salonu, Hayriye Cad. No: 12
Galatasaray/Beyoglu-Istanbul
Duzenleyen: Turkiye Ortadogu Forumu Vakfi- TOFV/ Ozgur Universite
Destekleyenler: Alinteri, Ankara Dusunceye Ozgurluk Girisimi,
Devrimci Yolda Ozgurluk, OSP, Ozgur Gelecek, SDP, Soz Dergisi, TKP 1920.
ROCK-A 2013
2. HAZIRLIK TOPLANTISI – IZMiR
Rock-A 2013 icin 2. Izmir hazirlik toplantimizi yapiyoruz.
Bu toplantida 16 Mart'ta Istanbul'da yapilan toplantinin degerlendirmesinin ardindan
gecen toplantida gelen oneriler ustune konusulacak. Ardindan da toplanti mekanimiz
olan cicegi burnunda Namekan'da sohbetimize devam edecegiz.
Herkesi bekleriz.
Aysun Guler
aysun_gler@yahoo.com
Yer ve tarih bilgileri asagidadir.
Rock-A Festival Kolektifi
Tarih: 6 Nisan 2013, Cumartesi
Saat: 16.00
Yer: Namekan
Kibris Sehitler Caddesi'ndeki Yakin Kitabevi'nden iceriye girince ikinci sola donuyoruz.
Sagdan ucuncu giris; mavi panjurlu eski bir rum evi.
Mekani Haritada gormek icin linki tiklayin:
http://www.facebook.com/photo.php?fbid=10151428526969888&set=o.135500703298315&type=1&theater
www.rock-a.org
Facebook Etkinlik sayfasi:
http://www.facebook.com/events/463004637103539/
TABiAT CAGIRIYOR
BODRUM OT FESTiVALi / 06-07 NiSAN 2013
Yali Beldesi Gerenkuyu Mevkii 6 - 7 Nisan 2013 Cumartesi - Pazar 11.00- 16.00
“CANLILARIN YEDIGI HER TURLU OTU SOFRAYA TASIMA BECERISI” PROGRAMI
1.gun 6 Nisan Cumartesi
11.00 Hosgeldiniz
11.30 Sunum ve Konusma
12.00 Otfest Pazari Gezintisi
15.00 Yoresel Ot Yemekleri Yarismasi
16.00 Yali Beldesi Halk Oyunlari
Kapanis
2.gun 7 Nisan Pazar
11.00 Hosgeldiniz
11.30 Otfest Pazari Gezintisi
14.00 Amator Yaratici Yoresel Ot Yemekleri Yarismasi
15.00 Seflerin Duellosu Workshop – Bodrum ve Kos
16.00 Kapanis
Gun Boyu
Kitap Sergisi
Meyve Mirasi
Tohum Takas
Cocuklarla Tohum Ekimi
Cocuklarla Resim Calismasi
OtFest Cupcake Standi
OtFest Hediyelik Esya
Esek ve At Gezintisi
Bodrum Belediyesi Kadin Danisma ve Egitim Merkezi KADEM etkinligi
kadem@bodrum.bel.tr
USTALARA SAYGI
MiZAHIMIZIN HUYSUZ iHTiYAR’I OGUZ ARAL ANILIYOR
Tarih: 8 Nisan Pazartesi
Saat: 20.00
Yer: Melih Cevdet Anday Sahnesi- Akatlar Kultur Merkezi
“Ustalara Saygi” 8 Nisan’da “Avanak Avni” basta olmak uzere yarattigi tiplemeler, yazdigi yazilar ve yonettigi dergilerle omrunu guldurmeye adayan Oguz Aral icin gerceklestirilecek
Mizahimizin “Huysuz Ihtiyar”i aniliyor
Etkinlik: Ustalara Saygi Toplantisi – Oguz Aral
Turu: Ucretsiz
BesIktas Belediyesi’nin sekiz sezondur duzenledigi “Ustalara Saygi” toplantilari, 8 Nisan’da mizahimizin unutulmaz isimlerinden Oguz Aral icin gerceklestirilecek. “Avanak Avni”nin yaraticisi, Girgir mizah dergisinin kurucusu, basinimizin “Huysuz Ihtiyar”i Oguz Aral icin duzenlenecek etkinlik, saat 20.00’den itibaren Akatlar Kultur Merkezi’nde izlenebilecek.
Faruk Suyun tarafindan hazirlanan gecede; yarattigi tiplemeler ve cikardigi dergilerle bir donem mizahimiza yon vermenin yani sira yetistirdigi karikaturistler araciligiyla bugunun ve yarinin okuruyla bulusmayi surduren Oguz Aral’i dostlari ve ogrencileri anacak. Doneminde Girgir’in tirajini 500 binin ustune cikarak dunyanin en cok satan ucuncu mizah dergisi haline getiren Oguz Aral ustayi; Ayse Aral, Ayse Erbulak, Cihan Demirci, Dogan Hizlan, Ergun Gunduz, Galip Tekin, Gulay Batur, Halit Kivanc, Kadriye Kenter, Mehmet Cagcag, Meral Onat, Metin Ustundag, Mevhibe Turay, Mujdat Gezen, Nebil Ozgenturk, Rasit Yakali, Riza Kulegec, Serhat Gurpinar, Tufan Turenc, Tuncay Akgun, Turhan Gunay ve Vedat Ozdemiroglu seyircilere daha yakindan tanitacak.
Karikaturleri kadar “Huysuz Ihtiyar” baslikli yazilari, pandomim ve tiyatro calismalariyla da bilinen Oguz Aral icin hazirlanacak “Ustalara Saygi” gecesinde Yavuz Top, ustanin sevdigi turkuleri saziyla, Ceren Gundogdu ise piyanoyla yorumlayacak. Cizgi film calismalari da bulunan Aral’in gecesinde Nebil Ozgenturk’un “Oguz Aral ve Girgir Yillari” belgeselinden bu etkinlik icin hazirladigi ozel bir bolum gosterilecek…
“Ustalara Saygi” toplantilari, 29 Nisan’da Ugur Dundar gecesiyle devam edecek.
Bilgi icin:
Faruk Suyun: 0533 468 30 63 / Akatlar Kultur Merkezi: 0 212 351 93 82
Adres: Akmerkez’in Etiler’e giden kapisinin karsisindaki Zeytinoglu Caddesi uzerinde..
Dostları ilə paylaş: |