25- Ve şüphe yok ki Rabbin, hepsini de haşreder; şüphe yok ki o, hüküm ve hikmet sâhibidir ve her şeyi bilir.
26- Andolsun ki biz Âdem'i, kuru, kokmuş, şekil ve sûret verilmiş balçıktan yarattık.
27- Şeytan'ıysa daha önce, yakıp öldürücü bir harâreti olan ateşten yarattık. 165[1]
[1]27. Metinde "Cân" diye geçer. Cân, Hasen ve Katâde'ye ve birçok müfessirlere göre Şeytandır. Cin taifesinin babasıdır diyenler de vardır. Bu kavil İbn-i Abbas'tan rivâyet edilmiştir. Cân, İblis'in soyudur diyenler de olmuştur.
28- An o zamanı ki Rabbin, meleklere demişti: Gerçekten de ben, kuru, kokmuş, şekil ve sûret verilmiş balçıktan bir insan yaratacağım.
29- Onun yaratılışını tamamlayıp kemâle getirerek ruhumdan ruh üfürünce derhal ona karşı secdeye kapanın.
30- Meleklerin hepsi birden secde ettiler.
31- Ancak İblis secde etmedi, secde edenlere katılmaktan çekindi.
32- Ey İblis dedi, sana ne oldu da secde edenlere katılmaktan çekindin?
33- Kuru, kokmuş, şekil ve sûret verilmiş balçıktan yarattığın insana dedi, ben secde etmem.
34- Çık buradan dedi, şüphe yok ki taşlanmış, kovulmuşsun sen.
35- Ve gerçekten de din gününe dek lânet sana.
36- Rabbim dedi, onların tekrar dirilecekleri güne dek mühlet ver, yaşat beni.
37- Şüphe yok ki dedi, sen, mühlet verilmişlerdensin.
38- Malûm vaktin gelip çatacağı güne dek.166[2]
[2] Surun ilk üfürüleceği vakte dek.
39- Rabbim dedi, beni rahmetinden mahrûm ettiğin gibi bende kötülükleri, yeryüzünde onlara bezeyecek, onları isyân ettirerek hepsini de rahmetinden mahrûm edeceğim.
40- Ancak ihlâsa sâhip edilmiş kulların müstesna.
41- Tanrı, işte bu yol dedi, dosdoğru bana varan yol.
42- Şüphe yok ki kullarıma hiçbir sûretle gücün yetmez, ancak sana uyan azgınlara yeter senin gücün.
44- Orasının yedi kapısı var, her kapıya da onlardan bir kısmı ayrılmıştır.167[3]
[3] Mücâhid, İkrime ve sairenin rivâyetlerine göre cehennem tabakaları birbirinin üstündedir ve yedi tanedir.En altta bulunanı cehennemdir. Onun üstündeki tabaka leza, onun üstündeki huteme, onun üstündeki sakar, onun üstündeki cahim, onun üstündeki sair, onun üstündeki de haviyedir. Bu kavil, Hz. Ali (a.s)'den rivayet edilmiştir. Bir rivayete göreyse en alttaki haviyedir, en üstteki cehennemdir. İbn-i Abbas'a göre birincisi cehennem, ikincisi sair, üçüncüsü sakar, dördüncüsü cahim, beşincisi leza, altıncısı huteme, yedincisi haviyedir. En üst cehenneme, tanrıyı bir ve Hz. Muhammed (s.a.a)'i gerçek peygamber tanıdıkları halde suç işleyenler girecekler ve suçları miktarınca yanacaklardır. En alt cehennemse münafıklara mahsustur (Mecma, 1, 33). Cehennem kelimesinin Farsça’dan geldiği de söylenmiştir (al-Müfredat, 101).
45- Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerde ve ırmak başlarındadır.
46- Esenlikle emîn olarak girin cennetlere.
47- Gönüllerindeki kîni, hasedi, tâ kökünden söküp attık onların, kardeşlerdir, birbirlerine karşı tahtlar üstünde otururlar.
48- Orada ne bir yorgunluk duyarlar, ne de oradan çıkarılırlar.
49- Haber ver kullarıma, şüphe yok ki ben suçları örterim, rahîmim.
50- Ve şüphe yok ki azâbım da pek elemli bir azaptır.
51- Onları, İbrahîm'e gelen misâfirlerden de haberdâr et.
52- Hani, huzûruna girmişler de esenlik sana demişlerdi; o da, biz gerçekten de sizden korkuyoruz demişti.
53-Korkma demişlerdi, biz sana, bilgi sâhibi bir erkek evlât müjdeliyoruz.
83- Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helâk olup gittiler.
84- Kazandıkları mal ve servet, azâbı defedemedi onlardan.
85- Ve biz, gökleri ve yeryüzünü abes olarak halketmedik ve kıyâmet, mutlaka gelecektir, aldırış bile etme, bir hoşça vaz geç onlardan şimdilik.
86- Şüphe yok ki Rabbin, her şeyi yaratandır ve her şeyi bilir.
87- Andolsun ki biz sana, tekrarlanan yedi âyeti ve pek büyük olan Kur'ân'ı verdik.170[6]
[6] Tekrarlanan yedi âyet, 1. sûre olan Fâtiha'dır. Hz. Ali (a.s), İbn-i Abbas Hasen, Ebül-Aliye, Said-ibn-i Cübeyr, İbrahim, Mücahid ve Katade'den böyle rivayet edildiği gibi İmam Muhammed-ül-Bakır'la İmam Ca'fer-üs-Sadık (a.s)'tan da böyle rivayet edilmiştir. Kur’an'ın ilk uzun yedi sûresidir, çünkü bu sûrelerdeki haberler ve ibretler, tekrarlanmıştır diyenler olduğu gibi bütün Kur’an'dır diyenler de vardır (Mecma, 2, 36-37).
88- Onlara verdiğimiz mala, evlâda göz dikme, onlar için tasalanıp gam yeme, inananlara karşı kanadını indir, onları koru, onlara karşı mütevâzı ol.
89- Ve de ki: Hiç şüphe yok ki ben, gerçekten de bir korkutucuyum.
90- Nitekim bölük-bölük olanlara da indirmiştik.
91- Öyle kişilerdi onlar ki Kurân'ı parça-parça ettiler; bir kısmına inandılar da bir kısmına inanmadılar.
92- Andolsun Rabbine ki onların hepsine soracağız.
93- Yaptıkları şeyleri.
94- Artık sen emredildiğin şeyi açıkla ve şirk koşanlardan yüz çevir.
95- O alaycılara karşı biz yeteriz sana.
96- Onlar, Allah'tan başka tanrılar da kabul etmişlerdir; yakında bilip anlayacaklar.
97- Ve andolsun biliriz ki şüphe yok, söyledikleri sözlerden yüreğin sıkılır.
98- Artık Rabbine hamd ederek tenzîh et ve secde edenlerden ol.
99- Ve ölüm gelip çatıncaya dek Rabbine ibâdet et.