(10. âyette kıyametin, gözle görülür kesif bir dumanla geleceği anlatıldığı cihetle duman anlamına gelen Duhan adıyla anılmıştır.)
Rahman ve Rahîm Allah Adıyla
1- Hâ mîm.
2- Andolsun her şeyi açıklayan Kur'ân'a.
3- Şüphe yok ki biz onu, kutlu bir gecede indirdik, şüphe yok ki biz, insanları korkuturuz.
4- O gecede ayrılır, takdîr edilir her hükmolunan iş. 284[1]
[1] Mübarek gece, İbn-i Abbas'a Katâde'ye ve İbn-i Zeyde göre Kadir Gecesidir. İmam Muham-med-ül-Bâkır ve Ca'fer-üs-Sâdık'tan da bu kavil rivâyet edilmiştir. 97. sûrede, Kur’ân'ın Kadir Gecesinde indiği açıkça bildirildiği cihetle buradaki mübarek geceyi şabanın on beşinci gecesi olarak kabul edenlerin yanıldıkları meydandadır. İnişin keyfiyetinde ihtilaf vardır. Kadir Gecesi tüm olarak dünya göğüne inmiş, sonra lüzum hasıl oldukça ayet ayet vahyedilmiştir diyenler olduğu gibi bir yıl içinde vahyedilecekler, bu gece inmiş, sonra ayet ayet vahyedilmiştir diyenler de vardır. Kadir Gecesinde indirildi demekten maksat, o gece inmeye başladığını anlatmaktır diyenler de olmuştur.
5- Bir iş ki katımızdan hükmolunur, şüphe yok ki biz göndermişizdir.
6- Rahmet olarak Rabbinden; şüphe yok ki o, duyar, bilir.
7- Rabbidir göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin. Adamakıllı inanır, iyice bilirseniz.
8- Yoktur ondan başka tapacak, diriltir ve öldürür; Rabbinizdir ve Rabbi-dir gelip geçen atalarınızın.
9- Hayır, onlar şüphe içindedir, alay edip dururlar.
10- Artık gözetle gökyüzünden apaçık, gözle görünür bir dumanın geleceği günü.
11- Bütün insanlara yayılır, budur elemli azap. 285[2]
[2] Bu kesif duman kıyamet alâmetlerindendir.
12- Rabbimiz, bizden azâbı, gider, şüphe yok ki inandık biz.
13- Siz neredesiniz, öğüt alma nerede ve andolsun ki onlara, her şeyi açıklayan bir Peygamber geldi de.
14- Sonra yüz çevirdiler ondan ve kendisine birşeyler öğretilmiş delinin biri dediler.
15- Şüphe yok ki birazcık gidereceğiz azâbı, fakat gene şüphe yok ki kâfirliğe döneceksiniz.
16- O gün pek şiddetli bir sûrette tutar, cezâlandırırız, şüphe yok ki öc alırız biz. 286[3]
[3] Kıyamet günü. Bedir savaşına işarettir diyenler de vardır.
17- Ve andolsun ki onlardan önce Firavun'un kavmini de sınamıştık ve onlara güzel huylu bir peygamber gelmişti de.
18- Allah'ın kullarını demişti, bana teslîm edin, şüphe yok ki ben, emin bir peygamberim size.
19- Ve Allah'a karşı yücelik satmaya kalkışmayın; şüphe yok ki ben size, apaçık bir delil getirdim.
20- Ve şüphe yok ki ben Rabbime ve Rabbinize sığınırım beni taşlayıp öldürmenizden.
21- Bana inanmıyorsanız bırakın tek başıma beni.
22- Derken Rabbine duâ edip şüphe yok ki bunlar demişti, mücrim bir topluluk.
23- Artık kullarımla geceleyin yola düş, şüphe yok ki ardınızdan geleceklerdir.
24- Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
25- Nice bahçeler terkettiler ve nice akarsular.
26- Ve tarlalar ve güzelim meclisler.
27- Ve bol-bol yeyip geçindikleri nice nîmetler.
28- Böyle işte ve onları mîras verdik bir başka topluluğa.
29- Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.
30- Ve andolsun ki İsrailoğullarını aşağılatıcı bir azaptan kurtardık.
31- Firavun'dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.
32- Ve andolsun ki İsrailoğullarını, bilerek bütün âlemlerden üstün olmak üzere seçtik.
33- Ve onlara, apaçık nîmetleri muhtevi deliller verdik.
34- Gerçekten de şunlar elbette derler ki.
35- İlk ölümümüzden başka ölüm yok bize ve biz, tekrar dirilmeyiz de.
36- Doğru söylüyorsanız getirin babalarımızı bize.
37- Bunlar mı daha hayırlıdır, yoksa Tubba' kavmiyle onlardan öncekiler mi? Helâk ettik onları, şüphe yok ki mücrimlerdi onlar.287[4]
[4] Tubba’, Himyerli bir hükümdardır. Tebaası çok olduğu için bu adla anılmıştır.
38- Ve biz gökleri ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri eğlence için, boşu-boşuna yaratmadık.
39- Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez.
40- Ayrılma günü, gerçekten de hepsinin muayyen bir günüdür. 288[5]
[5] Kıyamet günü.
41- O gün dostun dosta faydası olmaz ve onlar, bir yardım da görmezler.
42- Ancak Allah kime acırsa o başka; şüphe yok ki odur üstün ve rahîm.