fatiha suresi bakara suresi 3- ÂL-İ İmran suresi 19



Yüklə 2,91 Mb.
səhifə65/75
tarix12.01.2019
ölçüsü2,91 Mb.
#95637
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   75

73- MUZZEMMİL SURESİ


(İlk âyet, ey elbisesine bürünen, diye başladığı için bu adla adlanmıştır. Yirmi âyettir, Mekkîdir. Medenîdir diyenler olduğu gibi bir kısmı Mekkî, bir kısmı Medenîdir diyenler de vardır.)

Rahman ve Rahîm Allah Adıyla



1- Ey elbisesine bürünen. 349[1]

[1] Elbisesine bürünen Hz. Muhammed (s.a.a)'dir. Ey peygamberlik elbisesine bürünen, tebliğin meşakkatlerini yüklenen diye tevil edenler olduğu gibi ey bürünüp yatan anlamına geldiğini söyleyenler vardır.

 

2- Geceleyin halk namaza ama gecenin az bir kısmında.



3- Gece yarısında, yahut ondan biraz da sonra.

4- Yahut biraz önce ve oku Kur'ân'ı, harfleri sayılırcasına, tâne-tâne ve yavaş-yavaş.

5- Gerçekten de sana ağır bir şey vahyedeceğiz.

6- Şüphe yok ki geceleyin kalkmak, pek meşakkatlidir, fakat ibâdet için de gece, pek uygun.

7- Şüphe yok ki gündüzün, işin-gücün vardır.

8- Ve an Rabbinin adını ve gönlünü ona tam bağla.

9- Rabbidir doğunun ve batının, yoktur ondan başka tapacak, artık ona dayan, onu koruyucu say.

10- Ve sabret dediklerine ve gönlünden onlara aykırı olmakla berâber kötülüklerine karşı vermeyerek bırak onları.

11- Ve bana bırak nîmet sâhibi olan yalanlayanları ve az bir zaman mühlet ver onlara.

12- Şüphe yok ki katımızda bağlar var ve koca cehennem var.

13- Ve boğazdan geçmez dikenli yemek var ve elemli bir azap var.

14- O gün, şiddetli bir sarsıntıyla yeryüzü ve dağlar sarsılır ve hepsi de esintiyle tozan kum yığınlarına döner.

15- Şüphe yok ki biz, size tanık olmak üzere bir Peygamber gönderdik, nitekim Firavun'a da peygamber göndermiştik.

16- Derken Firavun, peygambere isyân etmişti de onu, pek şiddetli bir sûrette helâk etmiştik.

17- Nasıl korursunuz kendinizi, kâfir olursanız, o günün şerrinden ki çocukları bile ihtiyarlatır da saçlarını ağartır.

18- Gök, o gün yarılır, vaadi, yerine gelir.

19- Şüphe yok ki bu, bir öğüttür; artık dileyen, Rabbine yol bulur. 349[1]

20- Şüphe yok ki Rabbin daha iyi bilir, gerçekten de senin, gecenin üçte ikisinden ve yarısından daha az ve bâzı vakitlerde de üçte biri kadar bir zamânında kalktığını ve seninle berâber bulunanların bir bölüğünün de kalktıklarını ve Allah, gecenin ve gündüzün vakitlerini ölçer; bilmiştir ki siz, onu lâyıkıyla hesaplayamazsınız, bu yüzden de tövbenizi kabûl etmiştir, artık, Kur'ân'dan, kolay geleni okuyun; bilmiştir ki sizden hastalar bulunabilir ve bir başka kısmınız da Allah'ın lütfünü, ihsânını elde etmek için yeryüzünde yolculuk eder ve başka bir bölük de Allah yolunda savaşır, artık, ondan, kolay geleni okuyun ve kılın namazı ve verin zekâtı ve Allah'a, güzel bir borç verin ve kendiniz için, önceden ne hayır yaparsanız ondan daha hayırlısıyla ve mükâfat bakımından daha büyüğüyle bulursunuz onu Allah katında ve yarlıganma dileyin Allah'tan ve şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahîmdir.

 

74- MÜDDESSİR SURESİ


(1. âyeti ey elbisesiyle başını örten diye başladığı için bu anlama gelen Müddessir adı verilmiştir.)

Rahman ve Rahîm Allah Adıyla



1- Ey elbisesiyle başını örten.350[1]


[1] Hz. Muhammed (s.a.a)'e, ilk olarak 87. sûrenin ilk âyetleri vahyedilmiş, ondan sonra üç yıl vahiy kesilmiştir. Bir gün gökten bir ses duymuş, başını kaldırıp bakınca Hıra dağında, üç yıl önce kendisine gelen meleğin yerle gök arasında bir kürsüde oturduğunu görüp korkarak evine dönmüş, beni örtün, beni örtün demiş, örtülüp bürününce bu sûre vahyedilmiştir (al-Tecrid, 1. Babu keyfe kane bed'ül-vahyi ila Rasûlillahi sallallahu aleyhi ve sellem, 5-6).


2-
Kalk da korkut.

3- Ve Rabbini büyük bil.

4- Ve elbiseni temizle.351[2]


[2] "Elbiseni temizle" den murat, özünü temizle, arıt demektir diyenler de vardır.


5-
Ve putlardan çekin.

6- Ve birşeyi, daha fazlasını elde etmek için ve başa kakarak verme.

7- Ve Rabbine dayan, sabret.

8- O boru, çalınınca.

9- Artık o gündür pek güç bir gün.352[3]


[3]
Borudan maksat Sûr'dur.


10-
Kâfirlere kolay değildir.

11- Bırak beni ve yarattığımı yapayalnız.

12- O yarattığımı ki yarattım ve ona hayliden-hayli mal verdim. 353[4]


[4] Müslümanlığın en çetin düşmanlarından biri olan Mugıyra oğlu Velid hakkındadır. Pek zengindi. On üç ve bir rivâyete göre yedi oğlu vardı. Bunlardan Halid, Hişâm, Ammâre Müslüman oldular.


13-
Gözlerinin önünde duran oğullar verdim.

14- Ve onun geçimini yaydım da yaydım.

15- Sonra da daha fazlalaştırmamı umar.

16- Hayır, mümkün değil; şüphe yok o, delillerimize karşı adamakıllı inada girişti.

17- Ben de onu, rahat ve huzur yüzü görmeyeceği bir azâba uğratacağım.

18- Şüphe yok ki o, iyice bir düşündü de kendince ölçtü-biçti.

19- Geberesice nasıl da ölçtü-biçti.

20- Sonra gene de geberesice, nasıl da ölçütü-biçti.

21- Sonra baktı.

22- Sonra kaşını çattı, suratını astı,

23- sonra ardını döndü ve ululanmaya kalkıştı.

24- Derken bu, ancak dedi, eskiden beri söylenegelen bir büyü.

25- Bu ancak insan sözü.

26- Onu yakıcı cehenneme atarım.

27- Ve bilir misin, nedir yakıcı cehennem?

28- Yakar bitirir de gene bırakmaz.

29- Derileri tamâmıyla yakar kavurur.

30- On dokuz memûru vardır.354[5]


[5] Mâlik'le berâber. On dokuz cins, on dokuz saf da diyenler de vardır. Güçlü kuvvetli bir adam olan Kilde oğlu Üseyyid, ben onların on yedisine yeterim, ikisiyle siz başa çıkın demişti. Buna göre cins ve saf diyenler tevilde bulunmuşlardır.


31-
Ve biz, cehennem memûrlarını, meleklerden tâyin ettik ve kendilerine kitap verilenlerin iyiden-iyiye anlayıp inanmaları için ve inananların inancını arttırsın ve kendilerine kitap verilenlerle inananlar, şüpheye düşmesinler ve gönüllerinde hastalık olanlar ve kâfirlerse, Allah bununla, bu örnekle neyi kastediyor ki desinler diye sayılarını on dokuz olarak taktîr ettik. İşte böylece Allah, bildiğini saptırır ve dilediğini doğru yola sokar ve Rabbinin ordusu ne kadardır, ancak Allah bilir ve bu, insanlara bir öğüttür ancak.

32- Hayır, gerçekten de andolsun aya.

33- Ve andolsun çekilip giderken geceye.

34- Ve ışıklanıp doğarken güne.

35- Cehennem, şüphe yok ki pek büyük mahlûklardan biridir.

36- Korkutucudur insanları.

37- Sizden, ileri geçip itâat edenleri ve geri kalıp isyâna dalanları.

38- Herkes, kazancına bağlıdır.

39- Ancak sağ taraf ehli başka.

40- Cennetlerdedir onlar, soralar, konuşurlar.

41- Mücrimlerin hâlinden.

42- Nedir derler cehenneme sokan sizi?

43- Derler ki: Namaz kılmazdık.

44- Ve yoksulu doyurmazdık.

45- Ve boş lâflarla azgınlığa dalanlarla biz de dalardık.

46- Ve cezâ gününü yalanlardık.

47- Bize ölüm gelip çatıncaya dek.

48- Derken şefâatçilerin şefâati fayda vermez onlara.

49- Derken ne oluyor onlara ki öğütten, Kur'ân'dan yüz çevirmedeler, kaçmadalar.

50- Sanki yabâni eşeklerdir onlar da.

51- Arslandan kaçıyorlar.

52- Hayır, onların herbiri, ister ki apaçık sahîfeler verilsin onlara.

53- Hayır, öyle değil, onlar, âhiretten korkmazlar.

54- Gerçekten de Kur'ân, bir öğüttür.

55- Artık dileyen, öğüt alır onunla.

56- Ve Allah'ın dilediğinden başkası öğüt alamaz; odur çekinilmeye değer ve yarlıgayıp suçları örter.

 


Yüklə 2,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin