- Onları Biz yarattık ve bağlarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz zaman da onları benzerleriyle değiştiririz
səhifə 40/41 tarix 23.01.2018 ölçüsü 2,2 Mb. #40483
28- Onları Biz yarattık ve bağlarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz zaman da onları benzerleriyle değiştiririz.
29- Şüphesiz , bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir.
30- Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
31- Dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere ise, onlar için acı bir azap hazırlamıştır.
77 - MÜRSELAT SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Birbiri ardınca gönderilenlere andolsun;
2- Derken kökünden koparıp savuranlara.
3- Yaydıkça yayanlara.
4- Böylece ayırdıkça ayıranlara,
5- Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara;
6- Özür (suçu, eksikliği ortadan kaldırmak) veya uyarmak için.
7- Şüphesiz, size vaadedilen gerçekleşecektir.
8- Yıldızlar 'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman,
9- Gök yarıldığı zaman
10- Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,
11- Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman
12- (Bu,) Hangi gün için ertelenmişti?
13- (Mü'mini müşrikten, haklıyı haksızdan) Ayırma günü için.
14- Bu ayırma gününü sana ne bildirdi?
15- O gün, yalanlayanların vay haline.
16- Biz, öncekileri helak etmedik mi?
17- Sonra arkadan gelenleri onların izinde yürüteceğiz.
18- İşte Biz, suçlu-günahkarlara böyle yapıyoruz.
19- O gün, yalanlayanların vay haline.
20- Sizi basbayağı bir sudan yaratmadık mı?
21- Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
22- Belli bir süreye kadar;
23- İşte (buna) güç yetirdik. Demek ki, Biz ne güzel güç yetirenleriz.
24- O gün, yalanlayanların vay haline.
25- Biz yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
26- Dirilere ve ölülere.
27- Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?
28- O gün, yalanlayanların vay haline.
29- Kendisini yalanladığınız (azab)a gidin.
30- Üç dala ayrılmış bir gölgeye gidin.
31- Ne gölge altında barındırır, ne (yakıcı) alevden korur.
32- Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar.
33- Her biri, sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.
34- O gün, yalanlayanların vay haline.
35- Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.
36- Ve onlara özür beyan etmeleri için izin verilmez.
37- O gün, yalanlayanların vay haline.
38- Bu, hüküm günüdür ; sizi ve öncekileri 'birarada topladık.'
39- Şayet kurabileceğiniz hileli bir düzeniniz varsa, durmaksızın bana karşı kurun.
40- O gün, yalanlayanların vay haline.
41- Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır;
42- Ve canlarının çekip-arzu ettiği meyveler (arasındadırlar).
43- Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
44- Elbette Biz, 'iyi ve güzel' davrananları işte böyle ödüllendiririz.
45- O gün, yalanlayanların vay haline.
46- (Sizler de dünyada) Yiyin ve biraz yararlanın. Çünkü siz, suçlu-günahkar kimselersiniz.
47- O gün, yalanlayanların vay haline.
48- Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman, rüku etmezler.
49- O gün, yalanlayanların vay haline.
50- Artık onlar, bundan sonra hangi söze inanacaklar?
78 - NEBE SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar?
2- O büyük haberi mi?
3- Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.
4- Hayır; yakında bileceklerdir.
5- Yine hayır; yakında bileceklerdir.
6- Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
7- Dağları da birer kazık?
8- Sizi çift çift yarattık.
9- Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
10- Geceyi bir örtü yaptık.
11- Gündüzü bir geçim-vakti kıldık.
12- Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik.
13- Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.
14- Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik.
15- Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye.
16- Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de.
17- Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.
18- Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz.
19- O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.
20- Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir.
21- Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir.
22- Taşkınlık edip-azanlar için son bir varış yeridir.
23- Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır.
24- Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek.
25- Kaynar sudan ve irinden başka.
26- (İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak,
27- Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.
28- Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı.
29- Oysa Biz , herşeyi yazıp saymışızdır.
30- Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını arttırmayacağız;
31- Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır.
32- Nice bahçeler ve üzüm bağları.
33- Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
34- Dopdolu kadehler.
35- İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan.
36- Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).
37- Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O’na hitap etmeye güç yetiremezler.
38- Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
39- İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.
40- Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.
79 - NAZİAT SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Ta en derinden acıyla sökerek çıkaranlara andolsun.
2- Yumuşacık çekip alanlara,
3- Yüzdükçe yüzerek gidenlere,
4- Öncü olarak yarışıp geçenlere,
5- Derken işi bir düzen içinde evirip çevirenlere,
6- O sarsıntının sarsacağı gün,
7- Arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek.
8- O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak.
9- Gözler zillet içinde düşecek.
10- Derler ki: "Biz çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürüleceğiz?"
11- "Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?"
12- Derler ki: "Şu durumda, zararına bir dönüştür bu."
13- Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır.
14- Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.
15- Musa'nın haberi sana geldi mi?
16- Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti:
17- "Firavun'a git; çünkü o, azdı."
18- Ona de ki: “Temizlenmek ister misin?"
19- "Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun."
20- (Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.
21- Fakat o, yalanladı ve isyan etti.
22- Sonra (karşı yönde) çaba harcayıp sırtını döndü.
23- Sonunda (yardımcı güçlerini) topladı, seslendi;
24- Dedi ki: "Sizin en yüce Rabbiniz benim."
25- Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.
26- Gerçekten bunda 'içi titreyerek korkacak' kimse için elbette bir ibret (ders) vardır.
27- Yaratmak bakımından siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etti.
28- Boyunu yükseltti , ona belli bir düzen verdi.
29- Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa-çıkardı.
30- Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi.
31- Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı.
32- Dağlarını dikip-oturttu;
33- Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.
34- Ancak o, 'herşeyi batırıp gömen büyük-felaket’ (kıyamet) geldiği zaman.
35- O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar.
36- Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir.
37- Artık kim taşkınlık edip-azarsa,
38- Ve dünya hayatını seçerse,
39- Şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir.
40- Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa,
41- Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
42- "O ne zaman demir atacak?" diye, sana kıyamet-saatini soruyorlar.
43- Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki…
44- En sonunda o (ve onunla ilgili bilgi), Rabbine aittir.
45- Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkanlar' için bir uyarıcısın.
46- Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
80 - ABESE SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Surat astı ve yüz çevirdi;
2- Kendisine o kör geldi diye.
3- Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip-arınacak?
4- Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
5- Fakat kendini müstağni gören (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
6- İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun.
7- Oysa, onun temizlenip-arınmasından sana ne?
8- Ama koşarak sana gelen ise,
9- Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
10- Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.
11- Hayır; çünkü o (Kur'an), bir öğüttür.
12- Artık dileyen, onu 'düşünüp-öğüt alsın.'
13- O (Kur'an), 'şerefli-üstün' sahifelerdedir.
14- Yüceltilmiş, tertemiz (mutahhar) kılınmış.
15- Katiplerin ellerinde.
16- (Ki onlar,) Üstün değerli, 'iyilik ve dürüstlük sembolü.'
17- Kahrolası insan, ne kadar nankördür.
18- (Allah) Onu hangi şeyden yarattı?
19- Bir damla sudan yarattı da onu 'bir ölçüyle biçime soktu.'
20- Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
21- Sonra onu öldürdü , böylece kabre gömdürdü.
22- Sonra dilediği zaman onu diriltir.
23- Hayır; ona (Allah'ın) emrettiğini yerine getirmedi.
24- Bir de insan, yediğine bir bakıversin;
25- Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık,
26- Sonra yeri yardıkça yardık;
27- Böylece onda taneler bitirdik,
28- Üzümler, yoncalar,
29- Zeytinler, hurmalar,
30- Boyları birbiriyle yarışan ve içiçe girmiş ağaçlı bahçeler.
31- Meyveler ve otlaklıklar,
32- Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.
33- Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman,
34- Kişi o gün, kendi kardeşinden kaçar;
35- Annesinden ve babasından,
36- Eşinden ve çocuklarından,
37- O gün, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır.
38- O gün, öyle yüzler vardır ki apaydınlıktır;
39- Güler ve sevinç içindedir.
40- Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür.
41- Bir karartı sarıp-kaplamıştır.
42- İşte onlar da, kafir, facir olanlardır.
81 - TEKVİR SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Güneş, köreltildiği zaman,
2- Yıldızlar, bulanıklaşıp-döküldüğü zaman,
3- Dağlar, yürütüldüğü zaman ,
4- Gebe develer, kendi başına terk edildiği zaman,
5- Vahşi-hayvanlar, toplandığı zaman,
6- Denizler, tutuşturulduğu zaman,
7- Nefisler, birleştiği zaman,
8- Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman:
9- "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?"
10- Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman,
11- Gök, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman
12- Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman,
13- Cennet de yakınlaştırıldığı zaman,
14- (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir.
15- Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere,
16- Bir akış içinde yerini alanlara;
17- Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
18- Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;
19- Şüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür;
20- (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir.
21- Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir.
22- Sizin sahibiniz bir deli değildir.
23- Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
24- O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.)
25- O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.
26- Şu halde, siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz?
27- O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir ;
28- Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için.
29- Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
82 - İNFİTAR SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Gök, çatlayıp-yarıldığı zaman,
2- Yıldızlar, dağılıp-yayıldığı zaman,
3- Denizler, fışkırtılıp-taşırıldığı zaman,
4- Ve kabirlerin içi 'deşilip dışa atıldığı' zaman;
5- (Artık her) Nefis önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip-öğrenmiştir.
6- Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir?
7- Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere kıldı.
8- Dilediği bir surette seni tertib etti.
9- Asla, hayır; siz dini yalanlıyorsunuz;
10- Oysa gerçekten sizin üzerinizde koruyucular var,
11- 'Şerefli-üstün' yazıcılar.
12- Her yapmakta olduğunuzu bilirler.
13- Şüphesiz ebrar olanlar, elbette nimetler(le donatılmış cennetler) içindedirler.
14- Ve şüphesiz facir (kötü) olanlar da, elbette çılgınca yanan ateşin içindedirler.
15- Onlar, din günü oraya yollanırlar.
16- Ve ondan ayrılıp-kaybolacak değildirler.
17- Din gününü sana bildiren şey nedir?
18- Ve yine din gününü sana bildiren şey nedir?
19- Hiçbir nefsin bir başka nefse herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca Allah'ındır.
83 - MUTAFFİFİN SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Eksik ölçüp tartanların vay haline,
2- Ki onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar.
3- Kendileri onlara ölçtüklerinde veya tarttıklarında eksiltirler.
4- Yoksa onlar, diriltileceklerini sanmıyor mu?
5- Büyük bir günde.
6- İnsanların, alemlerin Rabbi için kalkacağı günde.
7- Hayır; facir olanların kitabı şüphesiz "Siccîn" dedir.
8- "Siccîn"in ne olduğunu sana öğreten nedir?
9- Yazılı bir kitaptır.
10- O gün, yalanlayanların vay haline.
11- Ki onlar, din gününü yalanlıyorlar.
12- Oysa onu, 'sınır tanımaz, saldırgan', günahkar olandan başkası yalanlamaz.
13- Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: "Geçmişlerin masallarıdır" dedi.
14- Asla, hayır; onların kazandıkları, kalpleri üzerinde pas tutmuştur.
15- Hayır; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek-yoksun tutulmuşlardır.
16- Sonra onlar , kuşkusuz cehenneme yollanacaklardır.
17- Sonra onlara: "İşte sizin yalanladığınız (şey) budur" denir.
18- Hayır; ebrar olanların kitabı, "İlliyîn"dedir.
19- "İlliyîn"in ne olduğunu sana öğreten nedir?
20- Yazılı bir kitaptır.
21- Ona yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar şahid olurlar.
22- Gerçek şu ki, ebrar olanlar, elbette nimetler içindedirler.
23- Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmektedirler.
24- Nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın.
25- Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir.
26- Ki onun sonu misktir. Şu halde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar.
27- Onun karışımı "tesnim"dendir.
28- Bir kaynak ki, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar ondan içer.
29- Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler,' kimi iman edenlere gülüp-geçerlerdi.
30- Yanlarına vardıkları zaman, birbirlerine kaş-göz ederlerdi.
31- Kendi yakınlarına döndükleri zaman neşeyle dönerlerdi.
32- Onları gördükleri zaman ise: "Bunlar elbette şaşkın-sapıklardır" derlerdi.
33- Oysa kendileri onların üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
34- Artık bugün, iman edenler, kafir olanlara gülmektedirler.
35- Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle.
36- Nasıl, kafir olanlar, işlediklerinin 'feci karşılığını gördüler mi?'
84 - İNŞİKAK SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Gök, yarılıp-parçalandığı,
2- Ve 'kendi yaratılışına uygun' Rabbine boyun eğdiği zaman;
3- Yer, düzlendiği,
4- İçinde olanları dışa atıp boşaldığı,
5- Ve 'kendi yaratılışına uygun Rabbine boyun eğdiği zaman.
6- Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O'na varacaksın.
7- Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse ,
8- O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek,
9- Ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır.
10- Kimin de kitabı ardından verilirse,
11- O da, helak (yok olmay)ı çağıracak,
12- Çılgın alevli ateşe girecek.
13- Çünkü o, (dünyada) kendi yakınları arasında sevinçliydi.
14- Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
15- Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi.
16- Yoo, şafak-vaktine yemin ederim,
17- Geceye ve toplayıp-taşıdığı şeylere,
18- Ondördüne girdiği zaman aya;
19- Siz, gerçekten tabakadan tabakaya bineceksiniz.
20- Şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar?
21- Kendilerine Kur'an okunduğunda secde etmiyorlar.
22- Tersine, o nankörler, yalanlıyorlar.
23- Oysa Allah, onların içlerinde sakladıklarını daha iyi bilendir.
24- Bu durumda sen, onlara acı bir azap ile müjde ver.
25- Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir (mükafaat) vardır.
85 - BURUC SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Burçları olan göğe andolsun,
2- O vadedilen güne,
3- Şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene).
4- Kahrolsun Ashab-ı Uhdud
5- 'Tutuşturucu-yakıt dolu o ateş ,'
6- Hani kendileri (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı.
7- Ve mü'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
8- Onlardan, yalnızca 'üstün ve güçlü olan,' öğülen Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.
9- Ki O (Allah), göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Allah, herşeyin üzerinde şahid olandır.
10- Gerçek şu ki, mü'min erkeklerle mü'min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra tevbe etmeyenler; işte onlar için, cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır.
11- Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.
12- Doğrusu, Rabbinin 'zorlu yakalayışı' şiddetlidir.
13- Çünkü O, ilkin var eden, (sonra dirilterek) döndürecek olandır.
14- O, çok bağışlayandır, çok sevendir.
15- Arşın sahibidir; Mecid (pek Yüce)dir.
16- Her dilediğini yapıp-gerçekleştirendir.
17- Orduların haberi sana geldi mi?
18- Firavun ve Semud (ordularının)?
19- Hayır; inkar edenler, (kesintisiz) bir yalanlama içindedirler.
20- Allah ise, onları arkalarından sarıp-kuşatmıştır.
21- Hayır; o (Kitap), 'şerefli-üstün' olan bir Kur'an'dır;
22- Levh-i Mahfuz'dadır.
86 - TARIK SURESİ
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Göğe ve Tarık'a andolsun,
2- Tarık'ın ne olduğunu sana bildiren nedir?
3- (Karanlığı) Delen yıldızdır.
4- Üzerinde gözetleyici-koruyucu bulunmayan hiçbir nefis (kimse) yoktur.
5- İnsan bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?
6- Dökülüp atılan bir sudan yaratıldı.
7- (Bu su,) Bel kemiği ile kaburgalar arasında(ki organlar)dan çıkar.
8- Şüphesiz (Allah), onu yeniden-döndürmeye güç yetirendir.
9- Sırların orta yere çıkarılacağı gün;
10- Artık onun ne gücü vardır, ne yardımcısı.
11- Dönüşlü olan göğe andolsun.
Dostları ilə paylaş: