082/İNFİTÂR SÛRESİ
082/01 Sema çatladığı vakit,
082/02 Yıldızlar döküldüğü vakit,
082/03 Denizler birleşip birbirine karıştığı vakit,
082/04 Kabirler alt-üst edildiği vakit,
082/05 Herkes ne yapıp gönderdiğini ve neyi ihmal ettiğini anlar.
082/06 Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni ne aldattı?
082/07 Ki, O seni yarattı, vücuduna düzen sağladı ve seni dimdik yapıp,
082/08 Dilediği en güzel şekli verdi.
082/09 Hayır, doğrusu siz, dini tekzip ediyor ve ceza gününe inanmıyorsunuz!
082/10 Hâlbuki üzerinizde bekçiler vardır ki,
082/11 Değerli kâtipler vardır ki,
082/12 Yaptığınız her şeyi bilirler.
082/13 Şüphesiz iyiler cennettedirler.
082/14 Şüphesiz kötüler de cehennemdedirler.
082/15 Ceza gününde oraya atılacaklardır.
082/16 Ve daima onun içinde kalacaklardır.
082/17 Sen ceza gününün ne olduğunu bilir misin?
082/18 Evet, ceza gününün ne olduğunu bilir misin?
082/19 O gün kimse kimseye yardımda bulunamayacak ve o gün hüküm sadece Allah’ın olacaktır.
083/MUTÂFFİFİN SÛRESİ
083/01 Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline.
083/02 İnsanlardan ölçüp aldıklarında noksansız alırlar,
083/03 Onlara ölçtükleri veya tarttıkları vakit ise eksiltirler.
083/04 Yoksa diriltileceklerini sanmıyorlar mı?
083/05 Büyük bir günde,
083/06 Ki o gün insanlar, âlemlerin Rabbi için kalkacaklardır!
083/07 Hayır, günahkârların defteri Siccin’dedir!
083/08 Sen Siccin’i bilir misin?
083/09 O, yazılı bir kitaptır.
083/10 O gün inanmayanların vay haline!
083/11 Ceza gününü yalanlayanların vay haline!
083/12 Oysa onu ancak haddi aşan ve günaha düşkün kimse yalanlar.
083/13 Karşısında ayetlerimiz okunurken “Öncekilerin masalları” dedi.
083/14 Hayır, öyle değil! Fakat onların kazançları kalplerinin üzerine pas bağlamıştır.
083/15 Gerçekten o gün onlar perde arkasında kalacak ve Rablerinin rahmetinden mahrum kalacaklardır.
083/16 Sonra onlar muhakkak ateşe atılacaklardır!
083/17 Kendilerine: “İşte bu, inkâr ettiğiniz şeydir!” denilecek.
083/18 Şüphesiz iyilerin defteri İlliyyin’dedir!
083/19 Sen İlliyyin’in ne olduğunu bilir misin?
083/20 O, yazılı bir kitaptır ki,
083/21 Onu bekleyen Mukarrebûn melekleri, içindekilere şahitlik yaparlar.
083/22 Muhakkak ki iyiler cennettedirler.
083/23 Koltuklar üzerinde otururlar.
083/24 Yüzlerinde mutluluk parıltısını görürsün.
083/25 Onlara damgalı öyle bir içecek sunulur ki,
083/26 Onun sonu miskü amberdir. İşte onda ancak yarışanlar yarışsınlar.
083/27 Karışımı tesnimdendir. (O içeceğe tesnim karıştırılmıştır.)
083/28 Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o tesnim.
083/29 Dünyada mücrimler, iman edenlere gülerlerdi.
083/30 Müminlere uğradıklarında birbirleriyle kaş göz hareketleriyle alay ederlerdi.
083/31 Kendi adamlarının yanına döndüklerinde inananlarla alay etmenin zevkini tadarlardı.
083/32 Kâfirler müminleri gördüklerinde, "Şüphesiz bunlar yanlış yola girmiş sapıklardır." derlerdi.
083/33 Hâlbuki onlar, müminleri gözetlemeye gönderilmemişlerdi.
083/34 İşte bugün de iman edenler kâfirlere gülerler.
083/35 Koltuklar üzerinde onları seyredeceklerdir.
083/36 Nasıl, kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?
084/İNŞİKÂK SÛRESİ
084/01 Gök yarıldığı,
084/02 Rabbini dinleyip Ona yaraşır şekilde boyun eğdiği,
084/03 Yer uzatılıp düzlendiği,
084/04 İçinde bulunanları atıp boşaldığı,
084/05 Böylece Rabbini dinleyip Ona hakkıyla itaat ettiği vakit;
084/06 Ey insan! Şüphe yok ki sen, Rabbine doğru çaba göstermektesin ve Ona varacaksın.
084/07 Kimin kitabı sağından verilirse,
084/08 Kolay bir hesapla hesaba çekilecek.
084/09 Ve sevinçli olarak ailesine dönecek.
084/10 Kimin kitabı arkasından verilirse,
084/11 Derhal yok olmayı isteyecek,
084/12 Ve çılgın ateşe atılacaktır.
084/13 Çünkü o, dünyada iken yakınları (mal-mülk) arasında sevinç içinde idi.
084/14 O, hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.
084/15 Evet elbette Rabbi onu görüyordu.
084/16 Yemin ederim akşamın kızıllığına,
084/17 Geceye ve karanlığı ile örttüğü şeylere.
084/18 Ve dolunay halindeki aya yemin ederim ki,
084/19 Siz halden hale geçeceksiniz!
084/20 Şu halde onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar?
084/21 Onlar Kuran okununca neden eğilmezler?
084/22 Bilâkis kâfirler yalanlıyor.
084/23 Hâlbuki Allah onların gizlediği şeyleri bilir.
084/24 Onlara elim azabın müjdesini ver!
084/25 İman edip salih amel işleyenler müstesna, onlar için arkası kesilmeyen bir mükâfat vardır.
085/BÜRÛC SÛRESİ
085/01 Yıldız kümeleriyle süslü semaya,
085/02 Ve vaat edilen o güne,
085/03 Orada hazır olanlarla orada görülenlere yemin ederim ki,
085/04 O hendekleri kazanlara lânet olsun!
085/05 Çıralı ve yakıt dolu o ateşi yakanlara ki,
085/06 Çevresinde oturdukları zaman,
085/07 Bizzat kendileri, mü’minlere yaptıkları zulme şahitlik ediyorlardı.
085/08 Üstün ve güçlü olup hamda lâyık olan Allah’a iman ettikleri için mü’minlerden intikam alıyorlardı.
085/09 Bütün göklerin ve yerin mülkü O’nundur ve Allah her şeye şahittir!
085/10 Şüphesiz inanmış erkeklere ve kadınlara fitne yoluyla işkence edip sonra tövbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma azabı vardır.
085/11 İman edip salih ameller işleyenlere ise, içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte en büyük kurtuluş odur.
085/12 Şüphesiz Rabbinin yakalayıp helâk etmesi çok şiddetlidir;
085/13 Çünkü yoktan var eden, yok ettikten sonra tekrar var edecek olan O’dur!
085/14 O bağışlayandır ve sevgi doludur.
085/15 Yüce Arş’ın sahibidir.
085/16 Dilediğini yapar!
085/17 Sana o askerlerin haberi geldi mi?
085/18 Firavun ve Semût’un haberi!
085/19 O inkâr edenler hâlâ yalanlarında direniyorlar.
085/20 Fakat Allah arkalarından kuşatmıştır.
085/21 Bu, şanı yüce bir Kuran’dır.
085/22 Levh-i Mahfuz’dadır!
086/TÂRIK SÛRESİ
086/01 Gökyüzüne ve Tarık'a yemin olsun!
086/02 Sen Tarık'ın ne olduğunu bilir misin?
086/03 O parlak bir yıldızdır!
086/04 Koruyup gözeticisi olmayan tek bir insan yoktur.
086/05 Onun için insan neden yaratıldığını bir düşünsün!
086/06 O hızla dışa atılan bir sudan (meniden) yaratıldı ki,
086/07 O, bel kemiği ile göğüs arasından çıkar.
086/08 Elbette Allah onu yeniden diriltmeye gücü yetendir!
086/09 Sırların ortaya döküleceği gün,
086/10 İnsanın ne kuvveti olacaktır, ne de bir yardımcısı!
086/11 Yağmurla dolu olan semaya,
086/12 Ve bitkinin çıkması için yarılan toprağa yemin ederim ki,
086/13 Şüphesiz Kuran, hakkı batıldan ayıran kesin bir sözdür.
086/14 Şaka hiç değildir!
086/15 Onlar hep hile kurmaya çalışıyorlar,
086/16 Ben de tuzaklarını hep boşa çıkarıyorum!
086/17 Onun için kâfirlere mühlet ver, biraz daha süre tanı onlara!
087/Â’LÂ SÛRESİ
087/01 Yüce Rabbinin ismini tespih et!
087/02 O Rabbin ki, her şeyi yarattı da düzenine koydu
087/03 O Rabbin ki, her varlığı bir ölçü içinde tasarlayıp onu gayesine yöneltiyor,
087/04 O Rabbin ki, otlakları çıkardı,
087/05 Sonra da onu kara ve kuru bir hale getiriyor.
087/06 Sana Kuran’ı okutacağız da unutmayacaksın;
087/07 Yalnız Allah’ın dilediği başka! Çünkü O açık olanı da bilir, gizli olanı da!
087/08 Ve seni en kolay yola yöneltip, başarılı kılacağız.
087/09 Onun için öğüt ver, öğüt mutlaka fayda verecektir.
087/10 Allah’tan korkan öğüt alacaktır.
087/11 Çok kötü olan da ondan kaçınacaktır!
087/12 O en büyük ateşe atılacaktır.
087/13 Sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır!
087/14 Doğrusu arınan mutlaka felâh bulacaktır.
087/15 Ve Rabbinin adını anıp da namaz kılan!
087/16 Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz!
087/17 Hâlbuki ahret daha hayırlı ve daha süreklidir!
087/18 Şüphesiz bunlar önceki sayfalarda vardır,
087/19 İbrahim ve Musa’nın sayfalarında!
088/ĞÂŞİYE SÛRESİ
088/01 Sana o büyük felaketin haberi geldi mi?
088/02 Birtakım yüzler o gün korku ve zillet içindedir
088/03 Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur!
088/04 Kızgın bir ateşe atılırlar!
088/05 Kızgın bir membadan sulanırlar!
088/06 Dikenli bitkiden başka yiyecekleri de yoktur,
088/07 Ne besler, ne açlıktan kurtarır!
088/08 Bir takım yüzler de o gün mesuttur,
088/09 Çalıştıklarından dolayı hoşnuttur,
088/10 Yüksek bir cennettedirler,
088/11 Orada boş ve can sıkıcı bir söz işitmezler.
088/12 Orada akan bir pınar,
088/13 Yüksek döşekler,
088/14 Konulmuş kadehler,
088/15 Dizilmiş koltuklar, yastıklar,
088/16 Serilmiş halılar vardır.
088/17 Hâlâ bakmazlar mı o deveye, nasıl yaratılmış?
088/18 Ve o göğe, nasıl yükseltilmiş?
088/19 Ve o dağlara, nasıl dikilmiş?
088/20 Ve yeryüzüne ki nasıl düzenlenip döşenmiş?
088/21 Sen, öğüt ver ve hatırlat! Sen sadece öğüt verensin!
088/22 Onları zorlayan bir zorba değilsin!
088/23 Ancak, tersine giden ve inkâr eden olursa,
088/24 Allah onları en büyük azapla cezalandıracak!
088/25 Muhakkak onlar dönüp dolaşıp bize geleceklerdir.
088/26Onları hesaba çekmek de bize aittir.
089/FECR SÛRESİ
089/01 Yemin olsun sabaha,
089/02 Zilhicce’nin on gecesine,
089/03 Çift ve tek olana,
089/04 Akıp giden geceye,
089/05 Nasıl? Bunlarda bir akıl sahibi için bir yemin var değil mi?
089/06 Görmedin mi Rabbin nasıl yaptı Âd kavmini?
089/07 Sütunlarla dolu İrem halkına,
089/08 Ki, o beldeler içinde bir benzeri yaratılmamıştı.
089/09 Ve vadilerde kayaları oyan Semût’a,
089/10 Ve kazıklar gibi piramit sahibi Firavun’a.
089/11 Onlar o memleketlerde azgınlık etmişler,
089/12 Oralarda kötülüğü çoğaltmışlardı.
089/13 Onun için Rabbin de üzerlerine bir azap kamçısı yağdırıverdi.
089/14 Şüphesiz ki Rabbin devamlı gözetendir.
089/15 İnsana gelince, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunur ve bol nimet ve zenginlik verirse, “Rabbim bana ikram etti.” der.
089/16 Ama onu imtihan edip rızkını daraltırsa, “Rabbim bana ihanet etti.” der.
089/17 Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz,
089/18 Ve yoksulu doyurma konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.
089/19 Hâlbuki mirası, hak hukuk demeden yiyorsunuz.
089/20 Malı da, yığma tutkusuyla öyle bir seviyorsunuz ki!
089/21 Hayır, bu doğru değil. Yer sarsılıp parçalandığında,
089/22 Rabbinin emri gelip, melekler saf saf dizildiği vakit
089/23 O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var!
089/24 (İşte o zaman insan), "Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!" der.
089/25 O gün Allah’ın edeceği azabı hiç kimse edemez.
089/26 O’nun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.
089/27 Ve ey tatmin olmuş nefis!
089/28 Sen Rabbinden hoşnut, Rabbin de senden hoşnut olarak Rabbine dön!
089/29 Katıl kullarımın arasına,
089/30 Gir cennetime!
(Bu hitap, Allah'ın rızasını kazanmış kullar için söylenir.)
090/BELED SÛRESİ
090/01 Bu beldeye yemin ederim,
090/02 Sen bu beldenin sakinisin diye,
090/03 Bir babaya ve zürriyetine ki,
090/04 Gerçekten biz insanı, birinden kurtulup diğerine geçtiği, bir meşakkat içinde yarattık!
090/05 O, kendisine karşı kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
090/06 “Ben yığın yığın mal sarfettim!” diyor.
090/07 Hiç kimsenin onu görmediğini mi sanıyor?
090/08 Biz ona iki göz vermedik mi?
090/09 Ve bir dil ile iki de dudak!
09010 İki de yol gösterdik,
090/11 Fakat o, o sarp yokuşun üstesinden gelemedi.
090/12 O sarp yokuşun ne olduğunu bilir misin?
090/13 Köleyi kölelikten kurtarmak,
090/14 Veya açlık salgınında yemek yedirmek;
090/15 Akrabadan olan bir yetime;
090/16 Veya yerde sürünen bir yoksula,
090/17 Sonra da iman ederek birbirine sabrı öğütleyenlerden ve birbirine merhamet tavsiye edenlerden olmak!
090/18 İşte bunlar mutlu olacak olanlardır!
090/19 Ayetlerimizi inkâr edenlere gelince, işte onlar da mutsuzlardır.
090/20 Onlara, her tarafı kapalı bir ateş içinde bir azap vardır!
091/ŞEMS SÛRESİ
091/01 Güneşe ve ışığına,
091/02 Ve onun arkasından geldiği zaman aya,
091/03 Ve güneşi açtığı zaman gündüze,
091/04 Ve güneşi örttüğü vakit geceye,
091/05 Göğe ve onu bina edene,
091/06 Yere ve onu döşeyene,
091/07 Nefse ve onu yaratana,
091/08 Sonra da ona kötülüğü ve ondan korunmasını ilham edene yemin ederim ki,
091/09 Nefsini günahsız ve temiz tutan mutlaka felâh bulacak,
091/10 Onu kirletip gömen de şüphesiz zarara uğrayacaktır.
091/11 Semûd kavmi, azgınlığından dolayı inanmadı.
091/12 İçlerinden en azgını, deveyi kesmek için ayağa kalktığı zaman,
091/13 Allah’ın elçisi onlara “Allah’ın dişi devesine dikkat edin!” dedi.
091/14 Fakat ona inanmadılar ve deveyi kestiler; âlemlerin Rabbi de günahlarını başlarına geçirip, o yeri düzleyiverdi.
091/15 Allah, bu azabın sorumluluğundan korkmaz.
092/LEYL SÛRESİ
092/01 Karanlığı ile her şeyi örttüğünde geceye,
092/02 Aydınlığa kavuştuğu zaman gündüze,
092/03 Erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki,
092/04 Sizin çalışmalarınız gerçekten dağınıktır!
092/05 Ama her kim Allah rızası için verir ve Allah’tan korunursa,
092/06 Ve en güzeli tasdik ederse,
092/07 Biz ona mutluluk yolunu kolaylaştırırız.
092/08 Fakat her kim cimrilik eder ve kendini müstağni görürse,
092/09 Ve en güzeli yalanlarsa,
092/10 Ona da en zor olanı hazırlayacağız.
092/11 Ve çukura yuvarlandığında malı onu kurtaramayacaktır!
092/12 Doğru yolu göstermek bizim işimizdir.
092/13 Ve şüphesiz dünya da, ahret de bize aittir.
092/14 Ben sizi köpüren bir ateşle uyardım.
092/15 Ona ancak en azgın olanlar atılır!
092/16 Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmiştir.
092/17 Allah’tan sakınan ise, ondan uzaklaştırılacaktır.
092/18 Ki o, temizlenmek için Allah yolunda malını verir,
092/19 Ve o, hiç kimseden bir karşılık da beklemez.
092/20 Ancak yüce Rabbinin rızasını kazanmak için verir,
092/21 Ve elbette ileride, kendisi de hoşnut olacaktır.
093/DUHÂ SÛRESİ
093/01 Kuşluk vaktine,
093/02 Ve yerleşip sükûna vardığı zaman o geceye yemin olsun ki,
093/03 Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı!
(Bir ara vahyin gelişi gecikti. Müşrikler: “Rabbi onu terk etti, ona darıldı” dediler. Bu konuşmalar ve sataşmalar Efendimize ağır geliyordu. İşte bu husus ayetlerle izah edildi.)
093/04 Andolsun senin için ahret dünyadan daha hayırlıdır.
093/05 Pek yakında Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın.
093/06 O, seni yetim bulup barındırmadı mı?
093/07 Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?
093/08 Fakir iken seni en zengin etmedi mi?
093/09 Yetime gelince, sakın onu üzme.
093/10 Yoksula gelince sakın onu azarlama. Rabbinin nimetine (ihsanına) gelince, onu minnet ve şükranla an.
094/İNŞİRÂH SÛRESİ
094/01 Biz senin göğsünü (kalbini) açıp genişletmedik mi?
094/02 Ve yükünü indirip atmadık mı?
094/03 Ki o yük senin belini bükmüştü.
094/04 Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi?
094/05 Nitekim her zorluğun bir kolaylığı vardır.
094/06 Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.
094/07 Bir işi bitirdikten sonra boş durma, yine kalk ve ibadete başla!
094/08 Ve ancak Rabbine rağbet et, hep O’na yönel!
095/TÎN SÛRESİ
095/01 Yemin olsun o incire ve o zeytine,
095/02 O Sinâ dağına,
095/03 Bu emniyetli beldeye ki;
095/04 Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık,
095/05 Sonra da aşağıların aşağısına çevireceğiz!
095/06 Fakat iman edip salih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.
(Ecir, bir hizmet karşılığında verilen şey demektir.)
095/07 O söylenenlerden sonra, ey İnsan hangi düşünce sana dini yalanlatır.
095/08 Allah, hâkimler hâkimi değil midir?
096/ALÂK SÛRESİ
096/01 Yaratan Rabbinin adıyla (besmele ile) oku!
096/02 O, insanı bir kan pıhtısından yarattı.
096/03 Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
096/04 Ki O, kalem ile yazmayı öğretti!
096/05 İnsana bilmediği şeyleri O öğretti.
096/06 Okumamaktan sakın! Çünkü insan muhakkak azgınlık eder,
096/07 Bu kendisini müstağni görmesindendir!
096/08 Şüphesiz ki dönüş Rabbinedir!
096/09 Gördün mü o engelleyeni (Ebu Cehil’i)?
096/10 Bir kulu (Peygamberi) namaz kıldığında?
096/11 Gördün mü şu cüreti? Ya o doğru yol üzerinde ise?
096/12 Yahut takva ile emrediyor ise, kötü mü olur?
096/13 Gördün mü? Ya öbürü hakkı yalan saydı, imandan yüz çevirdi ise, iyi mi?
096/14 Acaba o Allah'ın her şeyi görmekte olduğunu bilmiyor mu?
096/15 Sakınsın! Andolsun, eğer akıllanıp vaz geçmezse onu perçemlerinden yakalayacağız,
096/16 Yalancı ve günahkâr alnından
096/17 Sonra gidip arkadaşlarını çağırsın;
096/18 Biz de zebanileri çağıracağız!
096/19 Sakın onu dinleme, Allah’a secde et ve O’na yaklaşmaya bak!
097/KADİR SÛRESİ
097/01 Biz onu (Kuran’ı) Kadir gecesinde indirdik.
097/02 Kadir gecesinin ne olduğunu sana haber veren oldu mu?
097/03 Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
097/04 Zira o gecede, her iş hakkında bir takım emirler alarak, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail) yere iner.
097/05 O gece, selamettir, esenliktir. Fecrin doğuşuna kadar devam eder.
098/BEYYİNE SÛRESİ
098/01 Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehle-i kitaptan ve müşriklerden inkârcılar küfürden ayrılacak değillerdir.
098/02 Bu delil, Allah’tan bir peygamberdir ki, o tertemiz sayfaları okur,
098/03 Onların içinde dosdoğru yazılı hükümler vardır.
098/04 Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine gönderildikten sonra tefrikaya düştüler.
098/05 Dini yalnız kendine has kılarak ve Hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, namaz kılmaları, zekât vermeleri için ancak onlara Müslüman olmaları em rolündü. İşte sağlam din odur.
098/06 Ehle-i kitap ve müşriklerden İslâm'ı kabul etmeyen münkirler, ebedi olarak ateşe girerler. İşte onlar, halkın en şerlileridir.
098/07 İman edip amel-i Salih işleyenlere gelince, onlar halkın en hayırlısıdır.
098/08 Onların Rableri katındaki mükâfatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Ad cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlar. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan, O’na saygı gösterenler içindir.
099/ZİLZÂL SÛRESİ
099/01 Yerküre şiddetli sarsıntısı ile sarsıldığı zaman,
099/02 Ve yer, ağırlıklarını dışarıya çıkardığı zaman,
099/03 Ve insan “Ne oluyor buna!” dediği zaman,
099/04 O gün yer bütün haberlerini anlatır!
099/05 Çünkü Rabbin ona öyle emretmiştir!
099/06 O gün insanlar, amellerinin kendilerine gösterilmesi için mahşer meydanına bölük bölük çıkacaklardır!
099/07 Her kim zerre miktarı bir hayır işlerse onu görecek,
099/08 Her kim de zerre miktarı bir kötülük işlerse onu görecek!
100/ÂDİYAT SÛRESİ
100/01 Nefes nefese koşan atlara,
100/02 Nallarından kıvılcım saçanlara,
100/03 Ve sabahleyin baskın yapanlara,
100/04 Ve orada tozu dumana katanlara,
100/05 Ve bu toz duman içinde bir topluluğun içine dalanlara yemin ederim ki,
100/06 İnsan Rabbine karşı çok nankördür!
100/07 Ve buna kendisi de şahittir.
100/08 Ve o, mal sevgisinden dolayı çok katıdır!
100/09 Bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar diriltildiği zaman,
100/10 Ve kalplerde olanlar ortaya konulduğu zaman,
100/11 O gün Rableri kendilerinden elbette haberdardır!
101/KÂRİÂ SÛRESİ
101/01 O çarpıcı olay,
101/02 Nedir o çarpıcı olay?
101/03 O çarpıcı olayın ne olduğunu sen nereden bileceksin?
101/04 O gün insanlar, çırpınıp etrafa dağılan pervaneler gibi olacak.
101/05 Dağlar da atılmış renkli pamuk gibi olacaktır!
101/06 İşte o vakit tartıda amelleri ağır basan kimse,
101/07 Artık hoşnut bir hayattadır!
101/08 Fakat kimin de iyi amelleri hafif gelirse,
101/09 Onun da anası hâviyedir.
101/10 Ve sen hâviyenin ne olduğunu bilir misin?
101/11 O kızgın bir ateştir!
102/TEKÂSÜR SÛRESİ
102/01 Çoklukla övünmek sizi o kadar oyaladı ki,
102/02 Ta kabirleri ziyaret edişinize kadar!
102/03 Hayır! Öyle değil, yakında öğreneceksiniz!
102/04 Yine öyle değil, ileride mutlaka göreceksiniz!
102/05 Öyle değil, kesin olarak bilmiş olsaydınız,
102/06 Yemin ederim, o alevli ateşi mutlaka göreceksiniz!
102/07 Yine yemin ederim ki, mutlaka onu açık gözle göreceksiniz!
102/08 Sonra o gün, dünyadaki nimetlerden muhakkak sorulacaksınız!
103/ASR SÛRESİ
103/01 Asr'a yemin ederim ki,
103/02 İnsan gerçekten ziyan içindedir.
103/03 Ancak, iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesna!
104/HÜMEZE SÛRESİ
104/01 Kaş-göz işareti ve dili ile alay ederek, insanları ayıplayan ve incitenlerin vay haline!
104/02 Ve onun haline ki, mal toplamış ve onu saymaktadır,
104/03 Malının kendisini ebedi kılacağını zanneder.
104/04 Hayır, Öyle değil! Celâlim hakkı için o, hütameye atılacaktır.
104/05 Sen hütamenin ne olduğunu nereden bileceksin?
104/06 O, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir!
104/07 Ki, tırmanıp kalplere çıkan bir ateş!
104/08 O, onların üzerine kapatılacaktır,
104/09 Uzun sütunlarla çevrilmiş olarak!
105/FÎL SÛRESİ
105/01 Görmedin mi Allah fil sahiplerine ne yaptı?
105/02 Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?
105/03 Onların üstüne ebabil kuşlarını göndermedi mi?
105/04 Ki o kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atarlardı.
105/05 İşte bu atışlar onları, yenik ekin yaprağı gibi paramparça ediverdi.
106/KUREYŞ SÛRESİ
106/01 Kureyş'i bir araya getirip alışkanlık verildiği
106/02 Kış ve yaz mevsiminde seyahat imkânı sağlandığı için,
106/3 Hiç olmazsa onun için Bu Beyt’in Rabbine kulluk etsinler!
106/04 Ki, onları açlıktan doyurdu ve korkudan emin buyurdu!
107/MÂÛN SÛRESİ
107/01 Gördün mü, dini inkâr eden o adamı?
107/02 Yetimi kaba bir şekilde itip kakan odur!
107/03 Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen.
107/04 Vay o namaz kılanların haline ki,
107/05 Namazlarını gereği gibi kılmıyorlar;
107/06 Onlar sadece gösteriş yaparlar,
107/07 Ve kimseye de en ufak bir yardımda bulunmazlar!
108/KEVSER SÛRESİ
108/01 (Ya Muhammet!) Biz sana gerçekten çok nimet verdik!
108/02 Bunun için sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!
108/03 Asıl soyu kesik olan, seni kötüleyendir!
109/KÂFİRÛN SÛRESİ
109/01 (Ya Muhammet!) De ki: Ey kâfirler!
109/02 Ben sizin tapmakta olduğunuz şeylere tapmayacağım!
109/03 Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmeyeceksiniz.
109/04 Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim.
109/05 Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmiş değilsiniz!
109/06 O halde sizin dininiz size, benim dinim bana.
110/NÂSR SÛRESİ
110/01 Allah’ın yardımı ve feth geldiğinde,
110/02 Ve insanların, Allah’ın dinine bölük bölük girdiklerini gördüğün zaman,
110/03 Artık Rabbine hamt ederek tespih et ve O’ndan bağışlanma dile! Muhakkak ki O çok bağışlayandır.
111/TEBBET SÛRESİ
111/01 Ebu Lehep'in iki eli kurusun! Kurudu da.
111/02 Ona ne malı fayda verdi, ne de kazancı!
111/03 O, alevli bir ateşe girecek,
111/04 Karısı da odun hamalı olarak,
111/05 Boynunda bükülmüş bir ip olduğu halde!
112/İHLÂS SÛRESİ
112/01 De ki: O, Allah’tır, birdir!
112/02 Allah her şeyden müstağni (hiçbir şeye muhtaç olmayan) dir, her şey ise O’na muhtaçtır!
112/03 O, doğurmadı ve doğurulmadı!
112/04 Hiçbir şey O’nun dengi değildir!
113/FELÂK SÛRESİ
113/01 De ki: Ağaran sabahın Rabbine sığınırım.
113/02 Yarattıklarının şerrinden,
113/03 Ve karanlığını yaydığında kapkara gecenin şerrinden,
113/04 Ve düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden,
113/05 Ve kıskançlık gösterdiği zaman, kıskanç kişinin şerrinden!”
114/NÂS SÛRESİ
114/01 De ki: İnsanların Rabbine sığınırım,
114/02 Ve insanların Hükümdarına,
114/03 Ve insanların İlâhına,
114/04 Döne döne kötü şeyler fısıldayan vesvesecinin şerrinden!
114/05 İnsanların kalbine devamlı olarak vesvese veren,
114/06 Gerek cinlerin, gerekse insanların şerrinden!