382 Gazali şu yorumla bu noktayı vuzuha kavuşturur: “Bir adamı cahillikle itham etmek, ona eziyettir. Her işinde ve özellikle şer’i meselelerde cehaleti çok az kimseler kabul eder. Bunun için hiddetli kimseler cehalet ve hataları üzerine ikaz edildikleri zaman, hemen öfkelenirler ve cehalet perdelerinin açılmaması için, bile bile hakka karşı direnir dururlar. İnsan tabiatı, mahrem yerini örtmekten daha ziyade cehaletini örtmeye meyleder. Çünkü cehalet insanda manevi bir çirkinlik ve yüzkaralığıdır. Sahibi daima kınanır.” (İhya –Terc. cilt: 2, sh:810) (Çeviren).
383 İhyâ-u Ulûmi’d-Din: 2/289-292.
384 el-Hucurat: 9.
385 Es-Sâbûni Tefsir-ul Ahkâm: (c:2, sh:494) de şöyle der: “Mü’minlerin arasını düzeltmek farzdır. Ortaya çıkacak anlaşmazlıkların önlenmesi için aralarını bulmak farzdır. Tecavüz sulh yoluyla önlenemediği takdirde kılıç (silah) kullanmak farzdır. İslam’ın birliğini korumak ve mustaz’aflardan zulmü defetmek için mütecavize karşı koymak (beş vakit namaz gibi) farzdır” (Çeviren).
386 Ahkâm-ul Kur’an: 3/493.
387 el-Keşşaf: 1/224-225.
388 Ahkâm-ul Kur’an: 2/224.
389 el-Câmiu li-Ahkâm-il-Kur’an: 4/49.
390 el-Camiu li-Ahkâm-il Kur’an:
391 İhyâ: 2/277 (Zalim yöneticiye karşı hak sözü söylemek cihadın en üstünüdür. Nitekim hadis açıktır. İmama karşı söylenmesi caiz olan bu gibi hak sözü başkalarına karşı söylemek için imamdan (devlet başkanından) izin almaya ne lüzum vardır? İşte çalgı aletlerini kırmak ve içki dökmekte de hüküm aynıdır. İdarecilerden müsaade almadan, eskilerin devamlı onlara öğüt vermeleri, onlardan müsaade olmaya gerek olmadığının kesin bir delilidir. Hatta emredilen ma’rufu vali ve yöneticiler kabul ederlerse ne âlâ; şayet kızarlarsa, onların kızmaları münker bir harekettir, bunu reddetmek vaciptir) (İhyâ-Terc: 2/7827 ‘Çeviren).
408 İhyâ-u Ulumi’d-Din: 2/291 (... Mesela: Kötü bir insan bir kadınla gayri meşru halde çalgısını çalmaya devam ediyor. Arada ırmak veya duvar gibi bir engel varsa, okunu eline ve adama: “Bu işten vazgeç, yoksa seni öldürürüm” der. Şayet vazgeçmezse öldürmemek şartıyla ayaklarına nişan almak suretiyle atar ve bu hususta da tedrice riayet eder. Bütün bunlar kötülüğü önlemek içindir. İmkan nispetinde kötülüğü önlemek vaciptir. Burada Allah hakkı ile kul hakkı arasında fark yoktur...) (İhyâ-u Ulumi’d-Din: Terc: 2/816) (Çeviren).
409 İhyâ-u Ulumi’d-Din:2/291-292.
410 İhyâ-u Ulumi’d-Din: 2/292.
411 Ahkâm-ul-Kur’an (İbnül Arabi: 1/122).
412 Şerh-u Sahih-i Müslim: 1/52 (Terc: 1/283).
413 el-Keşşaf: 1/225.
414 Bu münasebetle burada bir açıklama yapmak gerekir. Çünkü bazı kimseler ma’ruf ve münker kavramları arasındaki inceliği tefrik edemiyorlar. Fakat İmam Gazali’nin genişçe temas ettiği bir fark vardır. Şöyle ki: “Münker” ‘ma’siyet’ kelimesinden daha kapsamlıdır. Mesela, bir kimse bir çocuğun veya delinin içki içtiğini gördüğünde onun içkisini dökmesi gerekir. Aynı şekilde bir delinin, deli bir kadınla veya bir hayvanla zina ettiğini gördüğünde, onu bu fiilinden men eder. Bu şekilde işlenen bir fiil, insanlar arasında açıkça işlense bile fuhuş sayılmaz. Hatta böyle bir fiili açıktan değil de gizli yapsa dahi yine mani olunması gerekir. Delinin işlediği bu fiile “ma’siyet” denmez. Çünkü asi olmadan ma’siyet olmaz. Çocuk ile deli mükellef olmadığından, onlara asi denemez. Fakat “münker” ifadesi şer’an inkar ve men edilmiş bir iş olması bakımından buna münker denir. Bu bakımdan “münker’ kelimesi “ma’siyet’ kelimesinden daha genel ve geniş kapsamlıdır. Küçük ve büyük günahları “münker”’ kelimesinin kapsamına aldık. Artık ma’rufu emr münkeri nehiy büyük günahlara mahsus değildir. Hatta küçük günahlardan oldukları halde hamamda mahrem yerini açmak, yabancı kadınla bir arada bulunmak ve yabanca kadınlara bakmaktan men etmek de vaciptir. (İhya: 2/285).
419 Ebu Davud, Kitabu’l-Edeb (Tecessüs babın)da rivayet etti.
420 A.g.e.
421 A.g.e.
422 a) İmam Malik el-Muvatta –Kitabu’l-Hudud (yaptığı zina fiilini bizzat itiraf eden) babında rivayet etti. (c3/43).
423 İhyâ-u Ulumi’d-Din: 2/285.
424 el-Ahkâmü’s-Sultaniyye: 243.
425 İhyâ-u Ulumi’d-Din: 2/285.
426 el-Ahkâm-üs-Sultaniyye: 243.
427 İhyâ-u Ulumi’d-Din: 2/285.
428 A.g.e. 2/286.
429 A.g.e. 2/286.
430 A.g.e.: 2/286.
431 el-Ahkâmü’s-Sultkaniyye: 231-232.
432 Amr b. As Rasulullah’tan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittiğini bize rivayet etmiştir: “Hakim hükmedeceği zaman içtihad eder ve isabetli bir hüküm verirse, onun için iki ecir vardır. Hükmedeceği vakit içtihad eder, fakat hata ederse, buna da bir içtihad ecri vardır” (Buhari-Müslim rivayet etmiştir) Riyazü’s-Salihin Terc: 3/354. Hadis No: 1888 (çeviren).
465 Kenz-üd Dekâik mea Şerh-il Bahr-ir-Râik: 5/48-49.
466 Şerh-u Sahih-i Müslim: 1/51.
467 el-Bahr-ür-Râik: 5/49.
468 A.g.e.
469 Bedâi-us-Sanai fi-Tertib-iş Şerai: 2/334.
470 Müslim-Kitab-ul Hacc (Haccet-ün Nabi babında) rivayet etti.
471 Câmi-ul-Beyan: 5/41.
472 Tenvir-ul-Ebsar: 3/262.
473 el-Hidaye Mea Feth-il Kadir: 4/217.
474 Bedâi-üs-Sanaî: 2/334.
475 et-Teşri-ul-Cinaî: 1/516-517.
476 el-Bahr-ür-Râik: 3/237
477 Redd-ül Muhtar Aled-dürr-il-Muhtar: 2/572
478 A.g.e. Burada zikredilen görüşler, Hanefi hukukçularının tercih ettikleri görüş olarak, “namazı terkeden kadına kocasının tazir cezası uygulayabileceği” noktasında düğümlenmektedir. (Bahr-ür-Râik: 5/49).
479 İhyâ-u Ulûm-id-Din: 2/280.
480 Lokman: 17.
481 Kitabımızın başında ve I. bölümünde ele aldığımız “Bu görevin farziyeti ve önemi” adındaki araştırmamızı göz önünde bulundurun ve bir daha göz atın.
482 Kur’an’ın mânâlarını iyiden iyiye düşünen kimse, onu tekrar tekrar okumak suretiyle daha evvelce anlamadığı bir çok mânâlar kendisine açılır. (Ebussuud). Ayette geçen “Allah’ı zikretmek” kısmına İbni Abbas (r.a.) şöyle mânâ vermiştir: “Allah’ın sizi anması, sizin onu anmanızdan daha büyüktür”.(Çeviren).
483 El-Ankebut: 45.
484 Mefâtih-ul Gayb: 6/578.
485 el-Hisbe fil İslam: 71.
486 el-A’raf: 199.
487 Ruh-ul Meâni: 9/146-147.
488 Mefâtih-ul Ğayb: 4/347.
489 Câmi-ul Beyan fi-Tefsir-il-Kur’an: 9/98.
490 el-Hilafetü vel-İmâmetü-Diyaneten ve Siyaseten: Abdulkerim Hatib: sh.158. (Çeviren).
491 el-Mübin-ul-Muin Li-Fehm-il Erbain: 193-194.
492 Ğarâib-ul Kur’an ve Rağaib-ul Furkan Ala Hâmişi İbni Cerir: 4/31-32.