HAKİKAT: Nesnel gerçeğin düşüncedeki yansısı… Gerçek ile hakikat aynı şeyler değildir. Gerçek nesnel gerçekliği, hakikat ise bu nesnel gerçekliğin zihnimizdeki öznel yansısını dile getirir. Örneğin elimizde tuttuğumuz bir kalem gerçek, onun zihnimizdeki yansısı hakikattir. Hakikat, gerçeğin kendisi değil, yansısıdır ve düşünce ile nesnesi arasındaki uygunluğu dile getirir. Hakikat ile doğruluk ise birbirine bağımlı fakat aynı şeyler değildir. Doğruluk mantık kurallarına hakikat ise nesnel gerçekliği dile getirir. Hakikat, nesnel gerçekliğe uygunluğu gerektirdiği gibi nesnel gerçekliğin belli ilişkilerine de uygunluğu, eş değişle mantıksal uygunluğu dile getirir. Hakikat kavramı, felsefe alanında çok önemlidir ve materyalizm ile idealizm arasındaki kavganın baş konusudur. Özellikle idealist öğretiler ona akla aykırı çeşitli anlamlar vermişlerdir.
Hakikat kavramını en iyi şekilde açıklayan diyalektik materyalist felsefedir. Bahçemizde bir ağaç görürüz, bu nesnel gerçekliktir; bu ağaç bilincimizde yansır, bahçemizdeki ağaca uygun olarak doğru yansıdığı ölçüde hakikattir. Ne var ki bu yansı tıpa tıp uygun olmaz. Yaklaşıktır, bundan ötürü de görelidir. Ama bu ağacı zihnimizde keyfimize göre biçimlendiremeyiz ve onu, tıpa tıp aslına uygun olmasa da, az çok doğadaki biçimiyle yansıtırız, demek ki öznel olan hakikatimizle nesnel olan bir yanda vardır. Hakikatimiz aslında nesnel olan bir şeyden yansıdığı için öznel deriz. Hakikatler görelidir, her göreli hakikat saltık hakikatin bir parçasıdır. Diyelim 0 uzaktan bir ağaca baktığımızda onu ilk başta uzun bir çubuk gibi görürüz, yaklaştıkça onun dalları, meyveleri ortaya çıkar, daha derin bilgiye ulaşmak için ağacı keser içine bakar, nasıl kök saldığına bakarız. İşte bilgi sürecinde saltık hakikate bu göreli hakikatlerimizle adım adım yaklaşırız. Saltık hakikat, göreli hakikatlerin toplamıdır. Hakikatlerimiz görelidir ama saltık bir hakikat vardır. Saltık hakikat daima geliştirilecek, yeni bilgilerle güçlendirilecek, ama daima doğru kalacak bir bilgi demektir. HAZCILIK (Hedonizm): Alm. Hedonismus, Fr. hedonisme, İng. hedonism, Yun. hedom = haz, es. t. lezzetiye 1. Yaşamın anlamını hazda bulan dünya görüşü. 2. Haz=hedone’yi ahlak ilkesi olarak kabul eden; ahlak eyleminin ereğini ve ölçeğini hazda bulan ahlak öğretisi. Burada ya a. Bir anlık duyusal haz, ya da b. Sürekli haz (tinsel haz) söz konusudur. Kyrene Okulunun kurucusu olan Aristippos hazcılığın da kurucusu sayılır. Aristippos’a göre haz veren şey iyidir, acı veren de kötü Haz ile iyi aynı şeydir. İnsan her şeyden sevinç duymaya çalışmalı, her yaşama durumunda iyiyi, sevincin kaynağını bulmak istemelidir. Ancak Aristippos’un göz önünde bulundurduğu bir anlık haz duygusudur. Bu öğreti daha tinsel biçimde Epikuros’ta da karşımıza çıkıyor. Ona göre de, biricik iyi hazdır, “Haz bütün eylemlerimizin ereği olmalıdır”. Ancak Epikuros mutluluğun temelini ruhun dinginliğinde bulur, tinsel hazları duyusal hazların üstünde görür ve en yüksek erek olarak koyar; çünkü yalnız tinsel hazlar gelip geçici olmayan hazlardır, sürekli bir ruh durumu sağlarlar.
Dostları ilə paylaş: |