..... www.edebiyatdersi.net ..................... FEN LİSESİ DENEME SINAVI-1 -KLASİK (İLK KONULAR)
S:1.“Edebiyat” kavramını tanımlayınız.
CEVAP: 1.Edebiyat; düşünce, duygu ve hayallerin söz ve yazı hâlinde güzel etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır.
2. Edebiyat; bilgi, gözlem ve deneyişlere dayalı duygular, düşünceler, hayaller yardımıyla güzel söz ve yazı eserleri oluşturma bilgi ve sanatıdır.
|
S:2. “Edebiyat” kavramı size neleri çağrıştırıyor?
CEVAP: Konuştuğumuz, yazıda kullandığımız dilin güzelliklerini, derinliklerini; dille oluşturulan edebi eserleri; bir milletin kültürel özelliklerinin en önemlisini, o milletin var olmasının belgelerini; sahip olduğumuz kültürel zenginlikleri; geçmişte oluşturduğumuz ve ana malzemesi dil olan eserleri; günlük hayatta kullandığımız kelimelerin inceliklerini, farklı kullanımların, anlamlarını; insandaki güzel duyguların çeşitliliğini; insanın duygusal yönünün varlığını, insanın sadece kemikten ve etten oluşmadığını; insanın iç dünyası ile dış dünyası arasındaki farkı; insandaki estetik hazları …
|
S:3. Edebiyat kelimesi aşağıdaki cümlelerde hangi anlamlarda kullanılmıştır?
1.- Edebiyat öğretmenimiz çeşitli şiir örnekleriyle, metinlerle ders hakkında bizleri bilgilendirdi.
2.- Geliştirdiği Latincesi ile hekimlik edebiyatını günü gününe takip ediyor.
3.- Edebiyat yapmasan da işini yapsan, diye uyardı.
CEVAP: 1. ‘de gerçek anlamda, 2.’de terim anlamında, 3.’de ise boş konuşmak anlamında.
|
S:4. “Edebiyat fenni, öyle bir marifettir ki insanlara terbiye ve ahlak öğrettiği için ona edep ve mensup olanlarına edib demişlerdir.” Tırnak içerisinde yer alan sözü yorumlayınız.
CEVAP: Bir insanda bulunması gereken güzel ve olumlu özelliklerin başında edep gelir. Edep, insanın bayağılıklardan, işe yaramaz işlerden uzaklaşmasıdır, içinde yaşadığı toplumun kalkınması ve yücelmesi için güzel hasletlerle donanmasıdır. Metinde, edebiyat kavramının anlamından giderek edebiyatla uğraşanların ahlaklı ve edepli bir yaratılışa sahip olacağı vurgusu var. Güzel ve faydalı işlerle uğraşanlar ister istemez o güzelliği hayatlarına, davranışlarına, ilişkilerine de uygularla. Bu insanlar toplumca sevilir ve saygı görürler. “edip” diye sıfatlanırlar.
|
METİN-1
“Edebiyatın güzel sanatlardan biri sayılması, çok eskiden beri dünyada ve bizde benimsenmiştir. Orta Asya döneminden elimizde kalmış olanlar yalnız edebî verimlerdir. Türkiye Türklüğünün de en çok eser verdiği ve benimsediği güzel sanat dallarından biri edebiyat olmuştur. Edebiyat, aynı zamanda bir ilim ve öğretim dalıdır. Bu yüzden nesir, nazım türlerine ve sözlü, yazılı eserlerin kurallarına dair bilgi veren eserlere edebiyat denir. Edebiyat dersi, edebiyat kitabı deyişlerinde, kelime bu anlamda kullanılır. Türk edebiyatı, Fransız edebiyatı derken de o dillerle
meydana gelmiş edebiyat ürünleriyle onlara bağlı bilgileri anlatmış oluruz.
Edebiyat kelimesi, dilimizde yersiz olarak “boş laf, süslü laf” anlamlarına da gelir. Bir kimse, hiçbir ciddi fikir katmaksızın uzun uzun ve parlak cümlelerle konuşur veya yazarsa onun için: “Edebiyat yapıyor.” derler. Bu türlü edebiyattan önemle kaçınmak gerekir.” ( Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı I. Cilt)
S:5. Yukarıdaki metinde altı çizili kelimelerin anlamlarını yazınız.
CEVAP: Sanat: Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan güzel eser.
Edebî: Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin, bir dilin zenginliğini yansıtmasıyla ilgili.
Nesir: Düz yazı, cümlelerle oluşturulmuş metinler, dil bilgisi kuralları çerçevesinde yazmak.
Nazım: Duygu, düşünce, hayal ve istekleri ölçülü ve uyaklı olarak mısralar halinde anlatmak.
İlim: Bilim, deneye dayanan yöntemlerden ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmak.
Boş laf: Hiçbir faydası ve değeri, anlamı olmayan konuşma.
Süslü laf: Konuşmayı gereksiz yere uzatmak, çeşitli edebî sanatlara başvurmak suretiyle
S:6. Metin-1’de yazar edebiyatı nasıl değerlendiriyor? Maddeler halinde yazınız.
CEVAP: -1.Edebiyat, güzel sanatların bir koludur. -2. Edebiyatın güzel sanatların bir kolu olarak benimsenmesi dünya çapındadır. -3. Edebî verimler bir milletin tarihiyle iç içedir, o milletin kültüre zenginliğinin belgeleridir.- 4. Türk milleti, en çok edebiyat alanında eser vermiştir. -5. Edebiyatla uğraşmak aynı zamanda bilim dallarının da farkına varmak, onlarla da uğraşmak demektir, bilimden ayrı tutulamaz. -6. Her milletin kendi diline özgü edebiyatı vardır. 7. Edebiyat, boşa konuşmak, gereksiz yere sözü uzatmak değildir. Edebiyat, sahip dilin güzelliğinden faydalanmak onu en güzel şekilde günlük hayatımızda kullanmaktır.
METİN-2
“Edebiyat; düşünce, duygu, olay ve imgelerin insanlarda estetik duygular uyandıracak bir biçimde, dil aracılığıyla söz ve yazıyla anlatımını amaç edinen sanattır. Sözlü ve yazılı olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat; anlatım aracı olarak sözün kullanıldığı, yazının bulunmadığı çağlarda üretilmiş, dilden dile söylenerek günümüze kadar gelmiş, halkın ortak malı olmuş edebiyat ürünlerinin genel adıdır. Yazılı edebiyat ise anlatım aracı olarak yazının kullanıldığı, yazarı belli olan, her tür edebiyat ürününün toplu adıdır.
Yazar ve şairlerin ortaya koydukları eserlerde ele alıp işledikleri her şey, edebiyatın konusunu; dil ürünlerinde kullanılan üslup ve tür ise (roman, hikâye, deneme, fıkra, makale vb.) edebiyatın içeriğini oluşturur.”
S:7. Yukarıdaki metin (METİN-2), hangi metin türüne girer? Niçin? (Öğretici ve sanatsal metinler yönünden)
CEVAP: Öğretici metindir. Bilgi vermek, bir konuyu açıklamak, tanıtmak amacıyla yazılmıştır. Kelimeler gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. Edebi sanatlara, süslü söyleyişlere yer verilmemiştir.
S:8. METİN-2 hangi amaçla yazılmıştır?
CEVAP: Bilgi verme amacıyla yazılmıştır. Edebiyat konusunda okuyanı bilgilendirme amacı vardır.
S:9. METİN-2’de kaç tane “tanımlama” vardır?
CEVAP: Üç adet tanım vardır. (1. Paragrafta)
S:10. Edebiyat bir sanat dalı olarak kabul edilmesine rağmen bazı bilim dallarından yararlanır. “Tarih, sosyoloji, psikoloji, bilim ve teknik, coğrafya, felsefe” gibi… Aşağıda Honore de Balzac’ın ( Onör dö Balzak ) “Vadideki Zambak” adlı romanından bir parça verilmiştir. Sizce bu parçada hangi bilim ya da bilgi dalından yararlanılmıştır? Metnin altına yazınız.
“Her şeyden önce, bir bütün olarak ele aldığım toplum hakkındaki fikrimin üstünde durun. Ben bu noktaya bir değinip geçtim ama zaten size bir şeyi kısacık anlatmak da yeter. Toplumların kaynağı Tanrısal bir nitelik mi göstermiştir yoksa bunlar insanlar tarafından mı yaratılmıştır, bilmiyorum; hangi yönde gelişme gösterdiler deseniz onu da bilmiyorum ama bence, bu konuda muhakkak olan bir şey varsa o da toplum denen şeyin var olduğudur. Bir kenarda kalıp yaşamak yerine, toplumların içine girmeyi kabul ettiğiniz andan itibaren, onu yaratan kuralların da iyi olduğunu kabul etmek zorundasınız. İşte, yarın bu toplumlarla sizin aranızda da bir anlaşma imzalanacak.”
CEVAP: Sosyoloji(toplum bilim) dalından,
S:11. Aşağıdaki yargılar doğru ise cümlenin başına “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
( Y ) Edebiyat Tarihi, bir sanat dalıdır, bilgiden çok güzellik ve etkili bir anlatımı benimser.
( Y ) Edebiyat, daha çok plastik sanatlardan sayılır.
( D ) Sanatsal metinlerde duygu ve güzellik ön plandadır.
( D ) Çuvaş Türkçesi ve Yakut Türkçesi, Türkçenin lehçeleridir.
( Y ) Ağız özellikleri, konuşma dilinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı için yazı dilinde bu özellikler korunur.
( Y ) Ana dile bağlı olarak “konuşma dili” ve “yazı dili” ayrımı bütün dillerde görülmez.
( Y ) Bir dilin zenginliğini anlamak için o dilde kullanılan jargon ve argo kavramlarına bakmak yeterlidir.
( D ) “Gelmeyecekler” kelimesinin, “gelmiyecekler” şeklinde telaffuz edilmesi, yazı dili ile konuşma dili arasındaki söyleyiş farkını ortaya koymaktadır.
( Y ) Türkiye Türkçesinde standart dil (yazı dili, ortak dil, kültür dili) olarak “Tokat ağzı” esas alınmıştır.
( Y ) Lehçeler arasındaki ses, şekil ve kelime farklılıkları anlaşmayı daha da kolaylaştırır.
( Y )Son yıllarda televizyon ve Genel Ağ’ın iletişimdeki etkisine paralel olarak Türkiye Türkçesinde konuşma dili ile yazı dili arasında ayrılıklar çoğalmaya başlamıştır.
www.edebiyatdersi.net
S:12. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri ayraç içerisinde verilen uygun ifadelerle doldurunuz. ( öznellik, Edebi Metinlere, Öğretici Metinlerde, amaç, şive, lehçe, edebi metinlerde, İstanbul, öznellik
-
EDEBİ METİNLERDE gerçek kurgulanarak anlatılır.
-
Edebi metinlerde nesnellik ve bilimsellik değil ÖZNELLİK hâkimdir.
-
“Masal, destan, roman, hikâye, efsane, mesnevi, şiir, tiyatro gibi türler EDEBÎ METİNLERE örnektir.
-
ÖĞRETİCİ METİNLERDE kelimeler, genellikle gerçek ve ilk anlamlarıyla kullanılır.
-
Edebi Metinlerde AMAÇ, çeşitli duyguları yaşatmak, okuyucuya edebî zevk vermektir.
-
Bir dilin izlenebilen tarihî dönemlerinde ayrılmış koluna ŞİVE denir.
-
Türkiye Türkçesi kültür dilinde İSTANBUL ağzı esas alınmıştır.
-
Bir dilin izlenemeyen tarihî dönemlerinde birbirinden ayrılan ve büyük farklılıkları içeren kullanımına LEHÇE denir.
TOKAT MPİB FEN LİSESİ 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 9. SINIFLAR 1. DÖNEM 1. KALSİK YAZILI SINAVI SORU VE CEVAPLARI
METİN-1
“Bir gün, bir öğle üstü idi. Kahvenin çardağı altında oturuyorduk. Bizim Mehmet Ali, Bekir Çavuş, Salih Ağa ve Muhtar hep orada idiler. Bahis, harp üzerine ve onun akıbetlerine dairdi. Onlara İstanbul’un dört devletin askerî işgali altında olduğunu, İzmir’in ta Bursa’ya kadar Yunanlar tarafından istila edildiğini, Adana’dan henüz Fransızların el çekmediğini, Urfa’da, Antep’te kanlı olaylar cereyan etmekte olduğunu haber veriyor ve her birinin yüzüne ayrı bir dikkatle bakıyordum. Hiçbirinde ne hayret ne dehşet ne de alelade bir alaka izine tesadüf ettim.”
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban
S:1. Yukarıdaki metin-1 bir edebî eserden alınmıştır. Bu metne göre edebiyatın ilişkide olduğu bilim dalı hangisidir?
CEVAP: Tarih bilimi.
METİN-2
“Tarihsel gelişim içinde birçok eleştirmen, edebiyat kuramcısı şiir üzerinde türsel açıdan da durmuştur. Biçimsel, içeriksel özelliklerine göre başka türden türlendirme yoluna da gitmişlerdir. “Eski şiir”, “yeni şiir”, “anlatımcı şiir”, “öz şiir”, “toplumcu şiir”, “bireyci şiir”... gibi adlandırmalar bugün de kullanılmaktadır. Kısaca, şiirde kalıplaşmış, belirli türler yoktur. Doğal bir olgudur bu. Çünkü sürekli bir değişim içinde oluş, sanat ve edebiyatın temel yasalarından biridir. Edebiyat tarihi de gerçekte bu değişim ve gelişimin bir öyküsü sayılabilir.”
Emin Özdemir, Türk ve Dünya Edebiyatı
S:2. Yukarıdaki metin-2 metinlerin sınıflandırılmasında hangi metne örnek olduğunu ve bu metnin iki özelliğini yazınız. (Öğretici veya sanat metinlerinden biri)
CEVAP: Öğretici metin örneğidir. Bilgi vermek amaçlıdır, bir konuda açıklama yapılmıştır, kelimeler gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır, kesin yargılar vardır, nesnellik esastır. (…)
S:3. Metinde işlenen yardımcı düşünceleri ve ana düşünceyi yazınız.
CEVAP- Yardımcı Düşünceler: Şiirlerin tüllendirilmesinde şiirin şekli, içeriği etkilidir. Zaman içerisinde şiirler çeşitli isimlilerle anılmıştır. Şiirlerin farklı isimlerle anılmaları eskiden olduğu gibi günümüzde de devam etmektedir. Şiirde kalıplaşmış ve değişmez türler yoktur. Şiirlerin değişik isimlerle anılmasında eleştirmenlerin ve edebiyat kuramcılarının emeği vardır.
Ana Düşünce: Hayatın doğal bir özelliği olan değişim, sanatta ve edebiyatta da yaşanacaktır. Bu değişim de çeşitli türleri ortaya çıkaracaktır. www.edebiyatdersi.net
METİN-3
“Bir zamandır ablam annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu. Ben pek üzerinde durmadım. Evet, ablam da haklı. Yaşlı bir kadınla her gün aynı evde olmak kolay değil. Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara. Biraz kaynattık işte eskilerden falan… Ama kalktım gidiyorum, elini öptüm annemin. “Oğlum bir daha gelişinde anneni de getir…” dedi. İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı. Ablamın yüzüne bakmadan kaçarcasına çıktım evden. Yağmura sığındım dışarıda.”
Necati Tosuner
S:4. Metin-3’te kullanılan “bakış açısı” hangisidir? Bu bakış açısını ve bakış açısının nedenini yazınız.
CEVAP: “Kahraman Anlatıcı Bakış Açısı” vardır. Anlatıcı veya yazar olayın kahramanlarından biridir. (Yüklemlerde 1.Tekil şahıs eki kullanılmıştır.)
S:4. Metin-3’te bir iletişim söz konusudur. Bu iletişimdeki “Ögeleri” aşağıdaki tabloda gösteriniz.
GÖNDERİCİ
|
ALICI
|
KANAL
|
İLETİ
|
BAĞLAM
|
DÖNÜT
|
Yazar- Necati Tosuner
|
Metni okuyan, okuyucu
|
Yazı, metin
|
Çevremizi, yakınlarımızı ihmal etmemeliyiz
|
Hikaye, çevremizden
|
Okuyanın değerlendirmesi. (Beğendim, yazar haklı, hüzünlü …)
|
METİN-4
Ülkemizin güzel illerinden biri Tokat şehridir. Doğal güzelliklerinin tarihi zenginlikleri barındırması bakımından da görülmesi gereken mekânlarımızdandır. Yağıbasan Medresesi, Ali Paşa Camisi, Tokat Kalesi gibi tarihi yapılar bu zenginliğin birkaçıdır. Gümenek, Zınav Gölü, Akbelen Yaylası, Çamiçi Yaylası, gibi mesire yerleri insanın huzurunu artırır, sevincine sevinç katar. Her metrekaresi neşenin, hazzın, samimiyetin güzelliğini sunar insanlara.
S:5. Metin-4’te altı çizili kelimelerin türünü detaylı bir şekilde yazınız.
CEVAP: Ülkemiz: Cins İsim, tekil isim, somut isim, Tokat: Özel isim, somut isim, tekil isim, İllerinden: Cins isim, çoğul isim, somut isim, (….) Samimiyet: Cins isim, tekil isim, soyut isim. (Diğer altı çizili kelimeler de aynı şekilde tahlil edilecektir.)
S:6. Aşağıdaki tablonun solunda verilen cümlelerde dilin hangi işlevi kullanılmıştır? Karşılarındaki sütuna yazınız.
Sadık Yalsızuçanlar, modern öykücülüğümüzde kendine özgü dili ve dünyası olan bir yazardır.
|
Göndergesel (Bildirme, Bilgi Verme) İşlevi
|
“Savaşlar çocukları büyütür”, dedi yaşlı kadın, buruşuk ağzının kenarındaki tükürükleri silerken.
|
Şiirsel (Sanatsal) İşlev
|
Ey güzel arkadaşım, sen de vefayı semtten ibaret zannedenlerdenmişsin meğer, aldanmışım!
|
Heyecana Bağlı İşlev
|
Sevgili Öğrenciler, zamanınızı dikkatli kullanmaya, yersiz kullanmamaya özen gösteriniz.
|
Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi
|
İsim ya da fiil köklerine gelerek sözcüklerin anlamını, yapısını bazen de türünü değiştiren eklere yapım eki denir.
|
Dil Ötesi işlev
|
Arka taraftaki öğrenciler tahtayı rahatça görebiliyor musunuz?
|
Kanalı Kontrol İşlevi
|
Gecekondunun salt bir fon şeklindeki sunumu, onun gerçek görünümlerini ortaya çıkarmaya yeterli olamaz. Çünkü nesnenin imajı salt kitlesel kodlanmayı içermez, onu kodlayan sistemin izlerini de taşır ki asıl gösterilen de odur. Veya Goethe’nin söylediği gibi, “Doğada hiçbir şeyi hiçbir zaman tek başına görmeyiz. Her şeyi her zaman altındaki, üstündeki, önündeki ve arkasındaki bir başka şeyle bağlantılı olarak görürüz”. Demek ki gecekondu olgusunun çok çeşitli olan toplumsal manzaralarını görebilmek için onun çok boyutlu olan yanlarını ortaya sermek şarttır.
S:7. Yukarıdaki metinde tırnakla gösterilen kısım düşünceyi geliştirme yollarından hangisine örnektir?
CEVAP: Tanık gösterme( Alıntılama, doğrudan anlatım)
S:8. Olay hikayesinin özelliklerinden üçünü yazınız.
CEVAP: Olay ağırlıklıdır, klasik hikâye planı uygulanır, olayın başlaması, gelişmesi ve sonuçlanması esastır, olay mantıksal bir sıraya göre verilir, Fransız hikayeci Maupassant tarafından kazandırılmıştır, edebiyatımızda Ö. Seyfettin, Refik Halit Karay, Reşat Nuri, Sabahattin Ali, Samim Kocagöz, Necati Cumalı gibi isimler bu tarzda hikâye yazarlarıdır.
S:9. Aşağıdaki yargılar doğru ise cümlenin başına (D), yanlış ise (Y)
( D ) Metinler, yazılı ve sözlü metinler diye iki ana gruba ayrılır.
( Y ) Sanatsal metinlerin amacı bilgi vermektir, herhangi bir konuyu açıklamaktır.
( D ) Durum hikâyelerinde merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir.
( D ) Sunum, panel, açık oturum gibi türler sözlü anlatım türleridir.
( D ) Durum hikâye konusunda edebiyatımızın en güçlü temsilcileri; Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal ve Tarık Buğra’dır.
( Y ) Dönüt, göndericinin (kaynağın), iletiyi alıcıya gönderirken kullandığı yol veya araçtır.
( D ) Gönderici (Kaynak): Duygu, düşünce ve isteklerin aktarılmasında sözü söyleyen kişi veya topluluktur. Alıcı: Duygu, düşünce ve isteklerin iletildiği, aktarıldığı kişi ya da topluluktur.
S:10. Virgülün kullanıldığı yerlerle ilgili üç örnek veriniz. (Cümlelerle)
CEVAP: Eş görevli kelime veya kelime grupları: Öğretici metinler, sanat metinleri, sözlü metinler edebiyatla ilgilidir.
Sıralı cümleler: Mevsimler değişir, zaman farklılaşır, mekanlar yabancılaşır, insan bambaşka duyguların sahibi olur yaşlandıkça.
Ara söz ya da cümle: Tokat MPİB Fen Lisesi, Tokat’ın gurur, bu eğitim ve öğretim yılında da rekorlara imza atacaktır.
Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım.(Mustafa Kemal Atatürk)
Yüklemden uzak kalmış olan özne: Tokat, doğası ve tarihi mekanlarıyla zengin herkesin görmek için can attığı bir şehirdir.
Hitaplarda: Canım Kardeşim, Sayın Seyirciler,
Bibliyografik künyelerde: Cengiz Dağcı, Korkunç Yıllar, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 2017
Tırnak içinde olmayan aktarma cümleler: Yarın Tokat’ta olacağım, dedi. (…)
www.edebiyatdersi.net
Dostları ilə paylaş: |