|
Fetih suresi (48/1-29) Acıyan,Bağışlayan Rabbin fettah adıyla
|
tarix | 02.08.2018 | ölçüsü | 86,31 Kb. | | #66093 |
|
FETİH SURESİ
(48/1-29)
Acıyan,Bağışlayan Rabbin FETTAH Adıyla
Şüphesiz ki Biz sana-y Muhammed Mustafa!-
Ey Peygamber,gerçekten,tartışmasız gerçekten
Apaçık bir zaferle(o kutlu sözleşmeyle)
-Gönüllere girmekle,gönüller fethetmekle-
Açtık fetih yolunu.Önünü açtık işte!
Büyük başarılara,şanlara,onurlara,
Sonsuz mutluluklara,sönmez aydınlıklara,
Unutulmaz ünlere,mutlak özgürlüklere
Çıkan en yüksek ufku serdik ayaklarına.
Yürü ey Peygamber’im zamanlar üstü Yol’da.
Sen yiğitler yiğidi,sen fatihler fatihi
Sen gönüller fatihi (sen)gözdeler gözdesi(sin.)
Böylece Allah senin-ey kutlu Peygamber’im-
2
Seni beğenmiş,seçmiş-geçmşte/gelecekjte-
Olan kusurlarını örter,günahlarını,
Bağışlar suçlarını,bazı hatalarını.
(Devlet yönetiminde çıkan aksaklıkları.)
Dizeltir,nimetini,senin üzerindeki
Sonsuz bereketini,lutfunu,rahmetini
(Tamamlar,inşa eder görülen eksikleri
Yerler,zamanlar üstü vahiy uygarlığını.)
Seni doğru bir yola yöneltir kayrasıyla.
Yüce Allah’ın sana-nihayet Allah seni-
Parlak,şanlı,şerefli,onur,güven verici
-Çok saygın ve müstesna-bir zaferle-yardımda
Bulunur and olsun ki,öyle bir zaferdir ki,
(Zorbaca değil hakça-bileğinin hakkıyla-)
Alınan bir zafer ki,gönüllerdir hedefi.
Arttırsınlar diye de-iman katsınlar diye-
Kat,kat imanlarına-dolunay ruhlarına-
Mü’minlerin içine-temiz yüreklerine-
3
Güven,mutluluk,huzur,sükun indiren O’dur.
(Sekinet bahşedendir,yüksek moral verendir.)
Göklerin de,yerin de orduları O’nundur,
Emrine amadedir,her an hizmetindedir.
Her işinde,hükmünde,kararında,işinde
Tam isabet sahibi,kusursuz,mükemmeldir.
(Her işi bir hikmetle yapandır,yönetendir
Evrenleri,dünyayı eksiksiz bir şekilde.)
(O böyle yapmıştır ki,takdir buyurmuştur ki;)
Lutuflar,sınamalar,acılar,mutluluklar
Vermesi,göstermesi-sınavdan geçirmesi-
Müslüman erkeklerle,Müslüman kadınları
-Ayırıp kafirlerden-içinde ebediyen
Girip kalacakları-ağırlanacakları-
Rengarenk zemininden.billur vadilerinden
Irmaklar,çağlayanlar,çağıl,çağıl pınarlar
Akan cennetlerine-bengi bahçelerine-
Koyması,suçlarını örtüp,günahlarını
4
Silip bağışlaması,çizip unutturması (-çizerek yok ayması-)
İçindir kuşku ki,sonsuzdur affetmesi.
İşte Allah Katı’nda-Arş’ında,nazarında-
Bu gerçek kurtuluştur,sonsuz bir mutluluktur,
Büyük bir başarıdır,özgürlüktür,lutuftur.
-Hem bütün bu olanlar-ortaya konulanlar (Yine Allah diler ki;)
Hem de Yüce Allah’ın Ulu Zatı hakkında
Kötü zanda bulunan,çirkin tasavvurlara
Sahip olan yalancı,talancı,iftiracı
Münafık erkekleri,münafık kadınları,
Allah’a ortak koşan erkek ve kadınları
Azaba uğratması-ve cezalandırması-
İçindir kuşkusuz ki adaleti gereği.
Onların,Müslümanlar-gönülden inananlar-
İçin besledikleri kötülük çemberleri (...düşledikleri...)
Dolansın başlarına,kalın boyunlarına.
(Fenalık girdapları sarsın her yanlarını.
Çeksin,alsın onları-bencil günahkarları-
5
Dipsiz karanlıklara,yankısız kanyonlara
Çevirdikleri düzen,kötü zan başlarına
Geçsin,onlar gerçekten layıktır böylesine.)
Zira Allah onlara gazap etmiş,onları
Sınırsız rahmetinden dışlamış,çıkarmıştır,
Onlar kargışlanmıştır-uzaklaştırılmıştır.-
Ayrıca Cehennem’i-sönmeyen alevleri-
Onlar için,sonsuza kadar kalmak üzere
Hazırlamıştır,ora ne berbat bir vatandır,
Ne kötü son duraktır,bir yerdir,bir varıştır.
Göklerin de,yerin de-arasındakilerin de-
Orduları O’nundur,O güçlüdür,uludur.
Çok üstündür,yücedir ve hikmet sahibidir.
(Bütün noksanlıklardan,beşeri sıfatlardan
Beridir,münezzehtir,Yüceler Yücesi’dir.)(temizdir,mukaddestir.)
Saygıya,övülmeye,sevgiye,güvenmeye
Herkesten çok değerdir,layıktır,hak edendir.
Her işinde,hükmünde,her karar verişinde
6
İsabet sahibidir,Bilgeler Bilgesi’dir,
Tam isabet kaydeder(n)Hakimler Hakimi’dir.
(Ey Peygamber!Ey Nebi!)Şüphesiz ki Biz seni
Bir peygamber,bir elçi,şahit,müjdeleyici
Ve de bir uyarıcı sıfatıyla gönderdik.
(Çağlar üstü ,evrensel bir karakter,bir model...)
Kutsal bir görev verdik,ardından destekledik.
(Çağır tüm insanları-akları/karaları-
Benim doğru yoluma,sonsuz bir mutluluğa.)
Ta ki siz ey insanlar,ey inanan bahtlılar,
Ey Allah’ın kulları-dünya vatandaşları- (...yeryüzü yurttaşları.)
Allah ve Elçisi’ne-kutlu Peygamberi’ne-
Hem iman edesiniz-tek rehber bilesiniz.(..önder...)
Hem onlara mü’mince-riyasız,içtenlikle-
Saygı gösteresiniz,O’nu yüceltesiniz.
Allah ile birlikte,onu-o Peygamber’i-
Saygın bilesiniz de-değer veresiniz de-
(Zamanların en büyük,en ulvi davasını)
7
Destekleyip yardımcı-ömürler adayıcı-
Olasınız yiğitçe-olanca gücünüzle,
O’na içten saygıda kusur etmeyesiniz.
(Allah ve melekleri nasıl destekliyorsa.)
Sabah ve akşamları-gün başı,gün sonları-
Şafak ve gurublarda-ışıkta/karanlıkta-
Hep tesbih edesiniz,murada eresiniz.
Tek Ölümsüz Allah’ı-benzersiz Yaradan’ı-
(Ya da Rasulallah’a salavat çekesiniz,
Selam gönderesiniz,saygı gösteresiniz.
Yani her ikisini anasınız birlikte.),
Ey Peygamber,ey Elçi,ey güvenilir Nebi!
Hiç kuşkusuz ki,sana-o ağacın altında-
Bağlılık andı içen-biat edenler-ancak
Şanı yüce Allah’a-gerçekte yalnız O’na-
Biat etmiş olurlar-biat etmişlerdir ki-
Allah’ın kudret Eli-erişilmez rahmeti-
İnayeti,nusreti,merhameti,izzeti
8
Onların ellerinin-içten yeminlerinin (...kenetlenen...)
Üzerindedir artık.Kim ahdini bozarsa
Kendisi aleyhine bozmuş olur o ancak.
Allah ile ahdine-vermiş olduğu söze-
Kim vefa gösterirse,yerine getirirse,
Allah ona muhteşem bir ödül verecektir.
(Doğru düşünenlere,güzel davrananlara
Ecirler,mükafatlar bolca verilecektir.)
Vahşi Bedeviler’den savaşa/seferlere
Katılmayarak,geri kalmış olanlar var ya,
Sana diyecekler ki;”Bizleri mallarımız
Ve aileleriniz-çoluk,çocuklarımız-
Ciğer pareleriniz,gönül yongalarımız (yoncalarımız)
Alıkoydu sizinle sefere çıkmanıza.
Allah’tan bizim için-affedilmemiz için-
Af,bağışlanma dile!”Onlar ki kalplerinde
Olmayan duyguları söylerler dilleriyle.
(Bir değildir onların dışları,içleriyle)
9
De ki;”Allah sizlere-öyle varsayalım ki-
Bir zarar vermesini-bela göndermesini-
Diler,ya da bir yarar ulaştırmak sterse,
-Ele geçirmenizi eğer murad ederse-
O’na karşı kimlerin bir şey yapabilmeye
Gücü yetebilir ki?Sizlerin fiilleri
Belirler yazgınızı,benim yalvarmam değil!”
Allah yaptıklarınız şeylerin cümlesinden
(Gizli,açık işlerin/fiillerin hepsinden)
Haberdardır kuşkusuz bütün detaylarıyla.(-tüm ayrıntılarıyla-)
Aslında peygamber’in-Allah’ın Elçisi’nin-(Nitekim/Aksine...)
Ve mü’minlerin sizler-çıktıkları savaştan-
Yuvalarına geri dönmeyeceklerini
Sanmıştınız bir daha,allanmış,pullanmış da
Bu gönüllerinize cazip görünmüştü de,
(Pek cazip görünmüştü böyle düşünmek size)
Pek de iyi olmayan böyle berbat bir zanna
Kapılmış oldunuz da,bu yüzden en sonunda
10
Kendisini tüketmiş,kendisine zulmetmiş,
Yok olmaya yüz tutan-bunu hak etmiş olan-
Bir topluluk oldunuz,toplum olup çıktınız.
Allah ve Rasul’üne kimler iman etmezse,
(Uymaz,boyun eğmezse,bilinsin ki,elbette)
Biz,inançsızlar için nankör sapkınlar için
Kışkırtılmış,devingen,azalmayan,dinmeyen
Alevleri köpüren,içinde ebediyen
Kalacakları çılgın bir alev hazırladık.(...ödül(!)...)
(Orasıdır onların güzel(!) yurtları artık!)
Göklerin de,yerin de-arasındakilerin de-
Mülkü,hükümranlığı-mutlak egemenliği-
Allah’ındır sadece-paylaşmaz hiç kimseyle-
O,affeder,bağışlar,dilediği kimseyi
Dilediğine ise azap ve ceza verir.
(Kulun sergilediği davranışlara göre)
(Allah,çok affedici,çok merhamet edendir.
Tövbe edince kullar O affeder onları.)
11 Zaten Allah tarifsiz,benzersiz ve misilsiz
Br bağış,coşkun,eşsiz,erişilmez,limitsiz
Merhamet kaynağıdır,Tek Ölümsüz İlah’tır.
Rahmeti,gazabını,merhameti kahrını
Aşmış olan Rahman’dır,debisiz pınarıdır.)(Sultanlar Sultanı’dır.)
Yakın bir gelecekte ganimet vaad eden
(Zengin ganimetleri elde etmek üzere)
Bir sefere/savaşa çıktığınızda size
Katılmayarak geri kalanlar-münafıklar-
Mazeret uyduranlar-aymazlar,yalancılar;-
“Bırakın biz de sizin peşinizden gelelim!”
Diyeceklerdir ama,inanılmaz onlara!(...kim inanır/inanmayın...) (Samimi değillerdir bin bir yüzlüdür onlar!)
Allah’ın sözlerini,savaş/ganimet gibi
Hassas konulardaki kesin emirlerini (-açık buyruklarını-)
-Kısa akıllarınca-değiştirmek isterler!
De ki;”Siz-bu kez-asla takılıp peşimize
Düşecek değilsiniz,gelemeyeceksiniz
12 Bu sefere-bizimle-böyle olacak,zira
Tek Allah daha önce-ganimetler hakkında-
Sizin için böyle bir sözü de söylemiştir.
(Hükmünü belirtmiştir,kararını vermiştir.)
Onlar da;”Hayır,bizi kıskanıyorsunuz siz!”
Diyecekler ya,işte budur küfür mantığı.
Bilakis kendileri-karanlık beyinleri-(...benlikleri-)
Pek kıt anlayabilen,doğruyu göremeyen
Kimselerdir pek çoğu içlerinden gerçekten.
Bedevilerden,kısmen çıkılan seferlerden
Geride kalanlara-canları tatlılara-
De ki;”Siz ileride,yakında çok kuvvetli,
Ezici güç sahibi-ekonomik/askeri-
Savaşçı ulus(lar)la-Farslar,Bizanslılar’la-
Mücadele etmeye-savunmaya geçmeye-
Çağırılacaksınız,konuşlanacaksınız.
Siz onlarla sonuna-bir sonuç alıncaya-
Dek savaşacaksınız,çabalayacaksınız.
13
Ya İslam’a girmeyi-Hakka teslim olmayı-
Kabul edeceklerdir,ya da er/geç pes edip
Teslim olacaklardır,sulh isteyeceklerdir.
İşte siz bu çağrıya yürekten “evet” deyip,
Eğer emre itaat ederseniz,Rasül’e
Uyarsanız mutlaka Allah size güzel bir
Nimet,armağan verir-karşılık verecektir.-
Ama daha önceden-anlamadan,bilmeden-
Olduğu gibi yine dönecek olursanız,
Döneklik ederseniz-geriye kalırsanız-
Sizi elem verici,acıklı bir azaba
Uğratır biliniz ki,olmasın hiç şüpheniz.
(Sizi umduğunuzdan mahzun,uzak bırakan (...bırakıp da,) Bir terk edilmişliğin,zilletin,meskenetin
Şiddetli acısını tattıracaktır bilin!)
Görme özürlülere,aksak yürüyenlere,
Hastaya vebal yoktur,bir sorumluluk yoktur.
(Yüce Allah yolunda savaşmadıklarından)
14
Her şeye rağmen yine,Allah’a,Elçisi’ne(Peygamber’e)
(O’nun buyruklarına,yüce yasalarına)
Kim itaat ederse,inanır/güvenirse,
Allah onu altından gümrah ırmaklar akan(dev ırmaklar Cennetlerine koyar,kim de geri kalırsa, çağlayan)
(O’ndan yüz çevirirse,dudak büker,dönerse,)
Onu elem verici bir azaba uğratır.
(Elim bir azap ile cezalandıracaktır.)(...cezalandıracağız.)
(Ey Nebi!Ey Peygamber!)And olsun ki mü’minler
O ağacın altında sana biat ederler, (...ederken)
Ellerini üst,üste koyarak and içerken,
Allah o mü’minlerden,-gülşen yüreklilerden-
Elbet razı olmuştur.bu en büyük onurdur.(...hoşnut...)
Üstelik O,onların kalbinden geçenleri
Bilmişti,bilmekteydi olan biten her şeyi.
(Aşkı,iyi niyeti,içtenliği.sevgiyi...)
Onlara güven,erinç bir gönül dinginliği (...huzur...)
Gibi duygular vermiş,bir sekinet indirmiş
15
Yaklaşan-pek yakın-bir fetihle müjdelemiş
Ödüllendirmiştir hem büyük bir başarıyla.
Yine onları elde edecekleri nice
Ganimetler ile de değer gördü ödüle.
Ve Allah her işini-planını/projesini-
Mükemmel yapar,asla yanılmaz,her hükmünde
Tam isabet kaydeder,sonuçlar elde eder.
(Ardarda fetihlerle,sevgiler,şefkatlerle
Dünyanın yakın/uzak-bağımsız ya da tutsak-
Birçok coğrafyasında gür(saf)ışıklar saçarak
Yayılan İslamiyet,anbean güçlenerek,
Ulaştığı her yere göğsünü gere,gere (...sere/sere...)
Barış,huzur,adalet,gerçek bir medeniyet
Getirdi,gönülleri fethetti ruhundaki
O ölümsüz sevgiyle,şefkatle,hoşgörüyle.)
Yüce Allah sizlere-kahraman mü’minlere-
Vaad etti,şüphesiz elde edeceğiniz
Bir çok ganimetleri,dünyalık nimetleri
16
(Ve bu ganimetlerden,ikramdan,nimetlerden)
İşte şunları hemen-şunu da aceleden-
Verdikten sonra size insanların elini
Sizlerin üzerinden-zarar vermelerinden-
(Nitekim size olan bu ikramını öne
-Hikmeti uyarınca-almıştır ardından da
Uzaklaştırmıştır ki-tümüyle çekmiştir ki-
Bu,hem mü’minler için açık bir belge olsun,
Kanıt,işaret,hüccet,tutulan bir yol olsun.
Hem sizi doğru yola-ışığa,sonsuzluğa,-
Ölümsüz Sevgili’ye yöneltsin,kavuştursun.
(Yönelten,eriştiren bir caddede koştursun.) (...yürütsün.)
Sizlere,henüz elde edemeyeceğiniz
Hem maddi,hem manevi başka ganimetler de
İkramlar,nimetler de-kutlu hediyeler de-
Vardır ki,ancak onlar bilgisi ve kudreti
İçindedir Allah’ın,Sultanlar Sultanı’nın.
Va’d etti ki,onlara güç yetiremezsiniz. (Söz verdi ki)
17
Allah,sonsuz ilmiyle,sınırsız rahmetiyle
Erişilmez gücüyle,kudreti,sevgisiyle
Kuşatmıştır onları-tüm koordinatları-
(O,ilmi,kudretiyle kuşatarak her şeyi
Yönetir,yönlendirir-alçaltır ve yükseltir.-
Kuşkusuz O’nun gücü her şeye yeterlidir.
(Her şeyin üstündedir,eşsizdir,emsalsizdir.)
Onun size bir başka ikramı daha var ki,
Aklınız,havsalanız onu almaz ki belki!) (...almasa bile/dahi)
Sınırsız ikramıdır,Özgürlük Yurdu’ndaki.(...sonsuzluk...)
(Allah’ın rızasıdır bu büyük ihtimalle.)
Eğer inanmayanlar-hakkı yalanlayanlar,
İnkarda direnenler,nasipsiz beyinsizler-
Sizinle savaşmaya kalkacak olsalardı,
Arkalarını dönüp,korkudan kaçarlardı.
Sonra ne bir dost,sahip ve ne de bir yardımcı
Bulamazlardı onlar-o güdük akıllılar-
(Artık ne yapsalar da-kime baş vursalar da-
18 Bütün çırpınışları sonuçsuz kalacaktı.)
O’nun-Ulu Allah’ın/Rabbin öteden beri
Süregelen yasası-hep geçerli sünneti-
(Sevk ve idare tarzı insan’ı,evrenleri...)
Budur hiç kuşkusuz ki,değiştirilemez ki!
(Sorumlu davrananlar,O’na has kul olanlar
Ulaşır mutlu sona dünyada ve ukbada. (..hem burda hem orada.)
Allah’ın yasasında bir değişiklik,sapma
Bulamazsın ey Rasul ne sen,ne bir başkası.
(Yeltenmesin boşuna kimse böyle bir şeye!)
Sizi onlara-düşman kuvvetlerine-karşı
Yengin kıldıktan sonra Mekke sınırlarında,(...vadilerinde/
Onların ellerini sizden,sizlerinkini varoşlarında)
Onlardan çeken O’dur,O’nun gücü sonsuzdur.
Tüm yaptıklarınızı-yapacaklarınızı-
Allah Gören,Duyan’dır,Bilen’dir,yazdırandır.
Doğrudur-budur işin doğrusu-kuşkusuz ki!
Onlar,inanmayanlar-o nankör inkarcılar-
19
Ki sizin Beytullah’ı-en kadim tapınağı,
En şerefli Mescid’i-ziyaret etmenizi (...hürmetli..)
Seçilen,bekletilen-hediyelik ayrılan-
Kurbanlarınızın da yerlerine güvenle
Ulaştırılmasını-kavuşturulmasını-
Önleyen,engelleyen-büyük çaba harcayan-
(Önlemek,engellemek için çaba harcayan.)
Onlardır,o sapkınlar-o kıskanç hazımsızlar-
Onların içlerinde,eğer keremli Kent’te (...mükerrem...)
Henüz kendilerini-gerçek kimliklerini-
Tanıyamadığınız-anlayamadığınız-
Müslüman erkeklerle,Müslüman kadınları
Gizli inançsızları-garip/gurebaları-
Bilmeden çiğnemeniz,zarar,ziyan vermeniz,
(Onların haklarına-mal ya da canlarına-)
Yüzünden üzüntüye,kedere,nedamete
Kapılmanız,girmeniz-zor duruma düşmeniz-
Sebebiyle sizlere-rikkatli yüreklere-
20
Günah/vebal/sıkıntı gelmesi ihtimali
Eğer bulunmasaydı,Allah razı olmazdı
(Elbette aranızda bir savaş çıkmasına.)
Allah’ın dilediği-kulun tercih ettiği-
Kimseyi rahmetine alması içindir bu!(...rahmetiyle kuşatması...)
Böyle yapmıştır,böyle uygun görmüştür işte!
(Budur O’nun metodu,en güvenilir yolu.)
Onlar birbirlerinden,gerçekler sahtelerden
-Mü’min erkek,kadınlar imansız yüreklerden
Ayrılabilselerdi-ayrılmış olsalardı-
Onlardan sapanları-küfre saplananları-
Bunda direnenleri-kibirli bencilleri-
Elemli bir azaba-şiddetli bir cezaya-
Çarptırırdık her halde sizlerin elleriyle.(...sizin ellerinizle.) Hani o yalancılar-sapkınlar/inkarcılar-
İnkarda direnenler-hakikati örtenler.-
Katı yüreklerin(d)e karanlık cahiliye
Taassubu,gururu,-çağın taassubunu-(...bağnazlığını-)
21
Alevlendirmişlerdi,yerleştirmişlerdi ya,
(Dolduruyordular ya,kaynatıyordular ya!)
Allah da Elçisi’yle mü’minler üzerine
Sekineti,güveni-huzur,kalp dinginliği-
İndirerek onlara,sorumlu davranışla
-Takva-ile ilgili verilmiş sözlerini
Tutabilmelerini sağladı,yardım etti.
Zaten onlar da buna herkesten fazlasıyla
Layık ve ehildiler,daha meyillidirler.
Yüce Allah her şeyi-aşikarı/gizliyi-
Bilendi(r) her yönüyle-afakı/enfüsüyle.-
Bütün boyutlarıyla-tüm ayrıntılarıyla-(-bütün detaylarıyla-)
Şanın(m)a and olsun ki-yerler/gökler duysun ki!-
Allah Peygamberi’nin gördüğü rüyasını (Peygamberi’ne...)
Gerçekleştirmiş oldu,onayladı,yaşattı.
(Rüyasını hak ile doğru,emin gösterdi.)
Sizler,Allah dilerse tam bir güven içinde
Başlarınız tıraşlı-az kırkırmış-bir halde
22
(Sünnete uygun olan kısaltılmış şekliyle.)
Korkmadan Beytullah’a girebileceksiniz.
(Korkuya kapılmadan o Mescid-i Haram’a...)
Ziyaretlerinizi yapabileceksiniz.
Allah bilir sizlerin-güçsüz ölümlülerin-
Bilmediklerinizi,sezmediklerinizi.
Bundan ayrı olarak,işte bundan önce de
Yakın bir fetih verdi-ya da verecek size.-
(Gerçekleşecek olan fetih takdir etmiştir.)
Öbür-batıl-dinlere üstün kılmak üzere
Beğendiği Dini’ni,kutlu Peygamberi’ni
Hidayet ve hak ile donatarak vahiyle,
(Çağına,yüzyıllara doğru yol rehberliği.)
Gönderen O’dur işte olanca görkemiyle.
(Bu muhteşem olaya-çağlar üstü Mesaj’a-)
Şahit olarak yeter,en doğru/Güzel sözleriyle
Allah/Ölümsüz İlah-tüm zaman mekanlar(d)a.-
Allah’ın Peygamberi-seçtiği/beğendiği-
23 Elçisi’dir Muhammed-tüm zamanlara rahmet.-
Onun safındakiler-kadın/erkek mü’minler-
Kafirlere karşı sert,çetin,ödünsüz,kavi,
Kendi aralarında-birbirlerine karşı-
Pek merhametlidirler,alçak gönüllüdürler,
Ruku,ecde edenler olarak-o seçkinler-
Rukuya varırlarken ve secde ederlerken
Görürsün onları ki-öyle güzeldirler ki!-
Allah’ın keremiyle,bol lutfuyla,izniyle
Rızasını dilerler,candan arzu ederler.
Onların nişanları-şanları/onurları-
Temiz yüzlerindeki,pak alınlarındaki
Secde izidir tanık olarak-O Gün-işte!
(Ahlaki seciyesi-kimliği/karakteri-
Duruşuyla,tavrıyla,seçkin kişiliğiyle
Silinmeyen bir izdir,imanına hüccettir .(...delildir/şahittir.)
Bir nişandır Müslüman,her mekanda,her zaman.)
Böyledir temsilleri onların Tevrat’taki.
24
Şöyledir İncil’deki güzel nitelikleri;
Onlar filizlerini yarıp,çıkarmış,sonra
Onu kuvvetlendirmiş,beslemiş,geliştirmiş,
Derken kalınlaşarak gövdesi üzerine
Dikilmiş bir tohuma,bir ekine,fidana
Benzerler ki,bu bitki-Rahman’ın mucizesi-
Üreticilerin de/ziraatçilerin de-
Hayranlığını çeker.İşte Allah böylece
Çoğaltarak onları-dalları/budakları-
(Bereketlendirmekle,daha güçlendirmekle)
O inkar edenleri-gerçeği örtenleri-
Mahkum eder kinleri,devasız hasetleri
Ve kıskançlıklarına.Onlardan inanıp da
İyi,yararlı işler yapanlara gelince, (Ne var ki...)
Allah kendilerine limitsiz bir bağışla,
Sonu gelmez nimetler,çok büyük,muhteşem bir
Ödül vaad etmiştir,Allah sözü vermiştir.
(Büyük bir ihtimalle,diliyoruz ümitle
25
Kendisinin sevgisi,rızasıdır bu belki!)
________________________________________________
20 Ramazan 1439/03 Haziran 2018
Dostları ilə paylaş: |
|
|