FASİ, EBÛ İMRÂN607
FASİ, TAKIYYÜDDİN
Ebü't-Tayyİb Takıyyüddîn Muhammed b. Ahmed b. Alî el-Hasenî el-Fâsî (ö. 832/1429) Mekke tarihi hakkındaki eserleriyle tanınan Mâlik! fakihi.
10 Rebîülevvel 775te608 Mekke'de doğdu. Kendisinin bildirdiğine göre nesebi Ebû Tâlib'e varmaktadır. Fâsî nisbesi aslen Faslı olduğunu. Hase-nî nisbesi de nesebinin Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hasan'a dayandığını göstermektedir. Annesi, Mekke başkadısı Ebü'l-Fazl Kemâleddin Muhammed b. Ahmed en-Nüveyrî'nin kızıdır. Kur'an'ı ezberledikten sonra Mekke ve Medine'den başka defalarca gittiği Şam ve Kahire'de tahsilini sürdürdü. Ayrıca Yemen'de ve seyahatleri sırasında uğradığı Gazze. Remle, Nablus ve İskenderiye'de bazı hocalardan ders aldı. Şehâbeddin İbnü'n-Nâ-sih. Nûreddin en-Nüveyrî, Cemâleddin İbn Zahîre. Nûreddin el-Heysemî, Zeynüddin el-Irak! ve Ebû Hüreyre b. Şem-seddin ez-Zehebî gibi tanınmış hocalardan hadis; Sirâceddin el-Bulkinî, İbnü'l-Mülakkın, Şemseddin el-Kalyûbî, Şerif Abdurrahman b. Ebü'1-Hayr el-Fâsî, Zey-nüddin Halef b. Ebü Bekir et-Tahrîrf-den fıkıh ve fıkıh usulü; ayrıca bazı hocalarından kendi eserlerini veya hocalarının eserlerini. Burhâneddin İbn Fer-hûn'dan da Matarî'nin Târîhu'l-Medine'sini okudu. Bizzat kendisi, hadis dinlediği ve icazet aldığı hocalarının 500 civarında olduğunu söylemektedir609. 799 (1396) yılında Kahire'de İbn Haldun ile görüştü. Bu görüşme onun tarih araştırmalarına ilgi duymasında etkili oldu.
Takıyyüddin el-Fâsî. Memlükler'den Sultan el-Melikü'n-Nasır Ferec b. Berkuk tarafından 807 Şevvalinde610 Mekke'de Mâlikî kadılığına getirildi. Bu vazife Mekke'de kendisinden önce kimseye müstakil olarak verilmemişti. 813'-te (1410) Bengal Sultanı Mansür Gıyâ-seddin Ebü'l-Muzaffer A'zamşah tarafından Mekke'de yaptırılan el-Medrese-tü's-Sultâniyyetü'l - Gıyâsiyyetü'l - Ben-caliyye'ye Mâlikî müderrisi olarak tayin edildi (814/1411). Ayrıca Mescid-i Harâm'da dört mezhebe göre fıkıh dersleri verdi. 817 (1414) ve 819 (1416) yıllarında kadılık görevinden iki defa azle-dilmişse de aynı yıllar içinde görevine iade edildi. 828'de (1425) gözleri görmez oldu ve 3 Şevval 832611 tarihinde vefat etti.
Fâsî çeşitli âlimlerin övgüsüne maz-har olmuştur. Makrîzî el-cUküd'da. Mekke ve Medine'de iken sık sık görüştüğü Fâsî'nin Hicaz bölgesinde benzeri bulunmayan bir bilgi hazinesi olduğunu zikretmektedir. İbn Hacer el-Askalânî Mısır. Şam. Yemen ve diğer memleketlerde hadis tahsil ederken Fâsî'nin kendisiyle ders arkadaşlığı ettiğini, şer'i meseleleri birlikte çözdüklerini, onun gibi bir âlimin kaybına çok üzüldüğünü söylemektedir. İbn Hacer'in öğrencisi Şemseddin es-Sehâvî de Fâsî'nin büyük bir âlim. fakih ve hafız; hadis, tarih, fıkıh ve usül-i fıkıhta söz sahibi; iyi huylu. din ve dünya işlerini iyi bilen bir kişi; deha sahibi ve tatlı dilli bir kimse olduğunu kaydeder.
Eserleri.
1- Şifâ'ü'l-ğarâm bi-ahbâ-ri'l-beledi'1- haram. Ezraki'nin Ahbâru Mekke ve mâ câ'e fîhâ mine'l-âşâr'\ ile Fâkihî'nin Târihu Mekke'sinden sonra bu alanın en önemli eseri sayılmaktadır. Fâsî, kırk bab üzerine tertip ettiği eserin önsözünde Ezraki'den sonra gelen Mekkeli âlimlerin Ezrakî'nin tarihine benzer bir eser telif etme konusundaki ihmallerine şaştığını söyledikten sonra Şifâ'ü'l-ğarâm\ yazarken bazı bilgileri kitabelerden, bazılarını sözüne güvenilir kişilerden, bazılarını bizzat şahit olduğu olaylardan, bazılarını da vakfiyelerden elde ettiğini belirtmiştir. Eser Câhiüye devrinden IX. (XV.) yüzyılın başlarına kadarki Mekke hakkında dinî. kültürel, siyasî, iktisadî ve içtimaî bilgiler vermektedir. Bu çerçevede Mekke'nin topografyası, Kabe'nin örtüsü, Kabe'ye hizmet edenler, buraya gönderilen hediyeler, Mekke'deki medreseler, ribâtlar, sular ve kuyular, Hz. Peygamber devrinden müellifin zamanına kadar görev yapan Mekke valileri, şehrin uğradığı sel felâketleri ve salgın hastalıklar, Mekke'nin isimleri, haremin sınırları ve Mescid-i Harâm'ın imarı, bölgedeki diğer mukaddes mekân ve makamlar, Kabe'nin özellikleri, zemzem ile ilgili haberler, haccın menâsiki, Câhiüye döneminde Kureyş kabilesi, Mekke'nin fethi. Câhiüye ve İslâm devirlerinde Mekke çarşıları gibi konular ele alınmaktadır. Bizzat müellifi tarafından Tuhfetü'i-kiram bi - ahbâri 1 - beledi 1 - haram, Tahsîlü'l-meram min târihi '1 - beledi '1 - haram, Hâdî zevi'l-efhâm ilâ târihi'1-beledi'1-haram ve ez-Zühûrü'i-muktetaîe min târihi Mekkete'l - müşerrefe adlarıyla dört defa ihtisar edilen Şifâ'ü'1-ğa-ram'ın bazı bölümleri 1859'da Leiden'-de basılmış, bazı bölümleri de F. Wüs-tenfeld tarafından Leipzig'de yayımlanmıştır612, 1857-1861, II, 55 vd.l. Daha sonra Kahire'de (1956) ve Ömer Abdüs-selâm Tedmüri tarafından Beyrut'ta iki cilt halinde neşredilmiştir (1405/ 1985).
2- el-cİkdü's-şemîn Sî târihi'1-beledi'1-emin. Mekke'nin tarihi, valileri, burada yetişen veya buraya gelip yerleşen âlim. fakih, şair, edip vb. şahsiyetler hakkında yazılmış en hacimli ansiklopedik eserdir. Müellif kitabına. Şifâ'ü'l-ğarâm ve ez-Zühûrü'1-muktetale min târihi Mekkete'l-müşerrefe adlı eserlerinden kısalttığı bir girişle başlamaktadır. Bu kısımda Mekke'deki evlerin satılması ve kiralanmasıyla ilgili şer'î hükümler, Mekke'nin isimleri, Kabe ve müştemilâtına dair bilgiler, haccın menâsiki. hacılarla ilgili haberler ve siyere dair konular yer almaktadır. Fâsî siyerle ilgili bilgileri Alâ-eddin Moğultay b. Kılıç el-Hanefî'nİn es-Sîretü's-suğrâ'smdan almıştır. Girişten sonra müellif kitabına aldığı şahısların hal tercümelerini alfabetik sıraya göre kaydetmiş, ancak Muhammed ve Ahmed isimlerini öne almıştır. Bu arada kendi hal tercümesine de Muhammed adını taşıyan kişiler arasında 38. sırada geniş bir şekilde yer vermiştir (l, 331-363). Bizzat müellifi tarafından cLfcd-letü'1-kırâ li'r-râğıb fî târihi ümmi'l-kurâ adıyla kısaltılan el-'îkdü's-semîn'e Fâsî'nin öğrencilerinden Necmeddin İbn Fehd ed-Dürrul-kemin bi-zeyli'l-cİk-di's-semin ismiyle bir zeyil yazmıştır. Eser dört cilt halinde iki defa basılmış613, daha sonra M. Fuâd Seyyid tarafından sekiz cilt olarak yayımlanmıştır.614 Bu baskının ilk cildini Muhammed Hâmid el-Fıki, son cildini de Fuâd Seyyid'in vefatından sonra Mah-mûd Muhammed et-Tanâhî tahkik etmiştir.
3- el-Muknf min ahbâri'î-mü-lûk ve'1-hulelâ1 ve vülâti Mekkete'ş-şürefd'. Eserin Abbasî halifelerinin sonuna kadar olan birinci kısmını Francis-cus Erdman615, tamamını ise Muhammed Altuncı616 neşretmiştir.
4- er-Rızâ ve'1-kabül fî feza3ilil-Medine ve ziyareti'r-Resul. el-c!kdü'ş-semîn"\n Mekke baskısının sayfa kenarında yayımlanmıştır (1314)
5- Erba'ûne hadisen mütebâyinetü'I-isnâd ve'1-mütûn. Nevevî'nin kırk hadisinin tahrici olup bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir.617
6- îzâhu Buğyeti ehlî'l-beşo'ir fî zeyli'1-İşâre. Zehebî'nin el-İşâre adlı biyografik eserine Buğyetü ehli'1-be-şâ^ir ii deiâ'ili'l-İşâre adıyla yazdığı zeyle yine kendisi tarafından yapılan şerhtir. Eserin 210 yaprak halinde 904-te (1498) istinsah edilen birinci cüzünün yazma nüshası Akhisar Zeynelzâde Kü-tüphanesi'nde618 muhafaza edilmektedir.619
7- Zeylü't-Takyîd fî ruvâti's-sünen ve'1-mesânid. İbn Nukta'nın et-Takyîd'inın zeyli olup Kemâl Yûsuf el-Hût tarafından tahkik edilerek iki cilt halinde yayımlanmıştır620.
8- eş-Şürefâ.621
Fâsî'nin ilmî faaliyetleri arasında İhtisar ve zeyil çalışmaları da büyük bir yer tutmaktadır. Onun Mekke tarihiyle ilgili ihtisarlarından başka Kemâleddin ed-Demîrî'nin Hayâtü'l-hayevân'ma, İbn Râfi'in İbn Neccâr el-Bağdâdî'nin Tdrî-hu Bagdad'ına yaptığı zeyline ihtisarları da vardır. Zeyil çalışmaları arasında, Zehebî'nin Siyerü aclûmi'n-nübe-Jd'sına yazdığı hşâdü zevi'I-efhâm ilâ tekmili Kitabi'!-AcIöm zikredilebilir.622
Kaynaklarda Fâsî'nin Şafiî mezhebine göre ezkâr, daavât ve menâsik kitapları yazdığı, ayrıca Cevâhirü'l- usûl ti'l-hadîş adlı bir eseri olduğu kaydedilmektedir.
Bibliyografya:
Fâsî, Şifâ'ü'l-ğarâm bi-ahbâri'i-beledi'l-ha-râm623, Beyrut 1405/1985, I, 5-22; a.mlf., el-'İkdü'ş-şe-mîn, I, 331-363; İbn Hacer, İnbâ'ü'lğumr, VIII, 187-188; Ahmed b. Ömer el-Hârizmî. Tercü-metü'ş-Şeyh Taktyyiddin el-Fâsî, Dârü'l-Kü-tübi'z-Zâhiriyye, Tarih, nr. 3863, vr. 93"-106b; İbn Tağrîberdî. et-Menhelü's safî, I, 403-405; Nu'mğnî, er-Rauzü'l-'âtir. Berlin Staatsbibliot-hek, nr. 289; Sehâvî. ed-Dav*ul-iâmic, VII, 18-20; Süyûtî. Tabakâtü'l-huffâz (Ömer), s. 545; İbnü'l-İmâd, Şezerât, VII, 199; Ahmed Bâbâ et-Tİnbüktî. Neytû'I-ibtitıâc624. Kahire 1329, s. 304; Şev-kânî. el-Bedrü't-tâii\ II, 114-115; F. Wüsten-feld, Dİe Geschichtschrciber der Araber und ihre Werke, Göttingen 1882, s. 473; Serkis. Mu'cem, II, 1429-1430; Brockelmann. GAL, II, 172; SuppL, II, 221; a.mlf., "Fâsî", İA, IV, 517; F. Rosenthal, A History of Müslim Historiog-raphy, Leiden 1952, s. 404, 408, 414, 524; a.mif., "al-Fâsi", El2 (İn« ), II, 828-829; Ziriklî. el-A'lâm, VI, 228; Ramazan Şeşen, Neuâdirul-mahtûtâti'l-'Arabiyye, Beyrut 1975, I, 387-388; Abdülvehhâb İbrahim Ebû Süleyman. Kitâbetü't-bahşi'l-'ilmî, Cidde 1983. s. 592-594; Abdullah Akil Ankavî, "el-MüVrrih Takıyyüddin el-Fâsî ve kitâbühû Şifâ'ii'l-ğarâm bi-ahbâri'l-beledi'l-haram", Sources for the History of Araöte, I (1399/1979). s. 61-67.
Dostları ilə paylaş: |