Fuatcigim


İnsan Haklarının İyileştirilmesi



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə4/14
tarix19.11.2017
ölçüsü0,51 Mb.
#32184
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14

İnsan Haklarının İyileştirilmesi

AB Katkısı: 12.000.000 €. Projenin amacı Türkiye'nin zayıf insan hakları geçmişinin değişmesi için kapsamlı bir girişimde bulunmak, düzenlenecek seminerler yoluyla insan haklarının korunması konusunda Türkiye ve Avrupa uygulamaları arasındaki farka dikkat çekmektir. Faydalanacak taraf : Marmara Üniversitesi-Avrupa Topluluğu Enstitüsü.

Basın Özgürlüğü

AB Katkısı: 35.000 €. Projenin amacı Türkiye'deki gazetecilere yardım sağlamak ve ve basın özgürlüğüyle ilişkili faaliyetleri desteklemektir. Faydalanacak taraf: Reporters Sans Frontières- Paris muhabirleri.

Kadın Liderliği

AB Katkısı: 200.000 €. Proje, ortaklık, katılım ve savunma mekanizmaları, kurumsal kapasite oluşturulması ve iletişim ağları kurulması üzerine odaklanarak kadın insiyatiflerinin desteklemesini hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Kadın Emeğini Geliştirme Vakfı.

Kadının Siyasi Katılımının Arttırılması (KADER)

AB Katkısı: 339.396 €. Proje, bir Türk STK olan "KADER"e aşağıdaki alanlarda destek olmayı hedeflemektedir: Kadınların politikaya katılımını arttırmak için destek mekanizmaları yaratmak, cinsiyet bilincini arttırmak ve demokratikleşme sürecine katkı. Faydalanacak taraf: KADER

Bağımsız İletişim Ağının Kurulması (IPS)

AB Katkısı: 621.000 €. Proje, yerel medyaya, biraraya gelip ortak sorunlara çözüm yollarını tartışabilecekleri bir platform sağlamayı hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: IPS İletişim Vakfı.

Gecekondu Bölgelerinde Aile Planlaması

AB katkısı: 1.000.000 €. Proje, Türkiye'de aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili olarak gecekondu bölgelerinde bilinç uyandırılmasını sağlamayı, bu alanlardaki hizmet sunumu ve teknik destekle ilgili olarak kalite ve bilgi sunumunu arttırmayı hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Sağlık Bakanlığı (Anne-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması).

Kanser Erken Teşhis Merkezi

AB Katkısı: 1.900.000 €. Projenin amacı göğüs, cilt ve rahim kanserinden oluşan hastalık ve ölümleri değişik korunma önlemleri özellikle de riskli davranışların azaltılması ve erken teşhis yoluyla azaltmaya çalışmaktır. Faydalanacak taraf: Sağlık Bakanlığı.

Temel Eğitim

AB Katkısı: 100.000.000 €. Proje, bir yandan Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitime katılım ve devamlılığın sağlanması stratejisini desteklerken, öbür yandan da eğitim ve öğrenim alanlarında ulusal standartların yükseltilmesini sağlayacak bir sistemin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Faydalanan taraf: Milli Eğitim Bakanlığı.

MECHATRONICS

AB Katkısı: 1.800.000 €. Proje, sanayi ile yeni teknolojiler arasındaki ilişkilere odaklanarak, sınai ürünlerin, süreçlerin ve sistemlerin gelişiminde Mechatronics kavramını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Faydalanacak taraf: Boğaziçi Üniversitesi.

Kadın Girişimciliğinin desteklenmesi (TESK)

AB Katkısı: 1.040.000 €. Projenin amacı Türkiye çapında 5 eğitim merkezi açmak ve bu merkezler kanalıyla 1500 kadını pazarlama yönetimi, finans vb. gibi özel konularda ve girişimci kapasitesinde eğitmektir. Faydalanacak taraf: TESK.

Mesleki Eğitimin Modernleştirilmesi

AB Katkısı: 14.000.000 €. Proje, başarı standartlarının yükseltilmesi ve iş pazarına girişin kolaylaştırılması için okul düzeyindeki mesleki eğitimin niteliğinin, veriminin ve yararlılığının geliştirilmesini hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Milli Eğitim Bakanlığı.

Jean Monnet Bursu(I)

AB Katkısı: 5.000.000 €. Proje, 1989'dan beri sürmekte olan ve bugüne kadar once Konsey tarafından 1979'da oluşturulan özel faaliyet fonundan, daha sonra da 1993, 1995 ve 1996 yıllarındaki diğer taahütlerden finanse edilen Jean Monnet Eğitim Bursu Programı'nı genişleterek sürdürmeyi hedeflemektedir. Faydalanacak taraf: Dışişleri Bakanlığı.

Gıda Denetimi

AB Katkısı: 10.123.000 €. Projenin amacı, hijyen, tüketici korunması ve halk sağlığı standartları alanlarında Türkiye çapında aynı standartlara uyulmasının sağlanması. Faydalanacak taraf: Tarım Bakanlığı

Diyarbakır Atık Su İşlemesi

AB Katkısı: 32.000.000 €. Proje, Diyarbakır şehrinin kanalizasyon sisteminin rehabilitasyonunu ve genişletilmesini hedeflemektedir.
Faydalanacak taraf: Diyarbakır Belediyesi

Tarsus Atık Su İşlemesi

AB Katkısı: 9.550.000 €. Proje, ana kanalizasyon sistemini şehrin tümünü kapsayacak şekilde genişletmeyi hedeflemektedir. Bunun yanı sıra, 57 km'lik yeni boru ve toplama kanalizasyonu, 6 km'lik fırtına su tankı ve ilgili sel önleme mekanizmaları ile günlük kapasitesi 65,100 m3 olan bir atık su arıtma merkezi yapımı da öngörülmektedir. Faydalanacak taraf: Tarsus Belediyesi.

Şanlıurfa İçme Suyu

AB Katkısı: 21.300.000 €. Proje, şehrin içme suyu ağının tümüyle yeniden yapılandırılmasını hedeflemektedir (579km). Faydalanacak taraf: Şanlıurfa Belediyesi.

Adana Atık Su İşlemesi

AB Katkısı: 10.800.000 €. AYB tarafından desteklenen projenin amacı Adana'nın atık su sorununun çözümüne yardımcı olmaktır. Faydalanacak taraf: Adana Belediyesi.

İzmit Atık Su İşlemesi

AB Katkısı: 11.395.000 €. Projenin amacı İzmit bölgesinde endüstriyel sıvı artıklarının toplanması ve arıtılmasının geliştirilmesine yardımcı olmaktır.
Faydalanacak taraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi.

KÜÇÜK ÖLÇEKLİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI (STK) PROJELERİ (1995-1999)

PROJE

AÇIKLAMA

IULA

AB Katkısı: 855.000 €. Projenin amacı, 7 coğrafi bölgede yeni ağların kurulmasını ve gelişimini ya da gelişmekte olan ağları destekleyerek, Türkiye'nin sürdürülebilir yerel ekonomik ve sosyal kalkınmasını desteklemektir. Faydalanacak taraf: IULA

WALD (Kent Toplulukları)

AB Katkısı: 1.025.650 €. Projenin amacı, yerel yönetimlerin sosyal ve ekonomik gelişimine yardımcı olmak, sivil toplumun güçlendirilmesini ve yerinden yönetimin özendirilmesini sağlamak. Faydalanacak taraf: WALD

WALD (Şehirde Kadın)

AB Katkısı: 200.0000 €. Projenin amacı, kadının sosyal hayata tam katılımını, cinsiyet eşitliğinin yerel yönetimlerin programlarına, temsilciliklerine ve idari yapılarına alınmasının sağlanması. Faydalanacak taraf: WALD

TÜKODER

AB Katkısı: 410.000 €. Projenin amacı TÜKODER'i Tüketici haklarının koruyan ve geliştiren bir kurum olarak desteklemektir. Faydalanacak taraf: TÜKODER

İşletme Eğitimi (STK)

AB Katkısı:125.000 €.

Eğitim Programı (Van, Diyarbakır)

AB Katkısı 150.000 €. İşsizlik ve güvenlik problemleri Van ve Diyarbakır'a sürekli göçün ve beraberinde yoksulluğu getiren aşırı büyümenin başlıca nedenidir. Projenin amacı bu problemlerle ilgili, gelecekte hükümet örgütlerinin desteğini kazanma amaçlı olarak halkı sorunlardan haberdar etme ve biliçlendirme.
Faydalanacak taraf: Türkiye Kalkınma Vakfı

Alo Çocuk

AB Katkısı:150.000 €. Projenin amacı, toplumu çoçukların kötüye kullanılması ve ihmal edilmesi konularında bilinçlendirmek, çocuklar için bir merkez kurularak, bu yolla tıbbi ve yasal yardım sağlamak. Faydalanacak taraf: Çocuk İstismar ve İhmalini Önleme Derneği

Vatandaşlık Eğitimi (TDV)

AB Katkısı:250.000 €. Projenin amacı demokratik ilkelerin yayılması ve yerel düzeyde insan hakları bilincinin yaratılmasıdır. Faydalanacak taraf: Türk Demokrasi Vakfı

HRDF (Genç Kadınlar)

AB Katkı: 100.000 €. Projenin amacı İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan genç kız ve kadınlara bir dizi eğitim programı yoluyla mali ve teknik beceriler, okuma ve yazma ve temel haklar üzerine bilgi kazandırmaktır. Faydalanacak taraf: İnsan Kaynaklarını Geliştirme Vakfı

Kadınlar- Ekon. & Sos. Gel.

Askıya alındı.

Çocuk Hakları

Askıya alındı.

Demokratikleşme Programı

AB Katkısı: 100.000 €. Projenin amacı, demokratikleşme bilincinin arttırılması, modern demokratik devletin ve AB İnsan Hakları standartları kavramlarının tanıtılması. Faydalanacak taraf: Antalya Barosu & Friedrich Naumann Vakfı

Umut Otobüsü

AB Katkısı: 20.000 €. Projenin amacı kayıp kişilerin , kayboluşlarının nedenlerini araştırmak, bu konuda biliğnç uyandırmak. Faydalanacak taraf: Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği

Sağlıklı Başlangıçlar

AB Katkısı: 100.000 €. Projenin amacı İstanbul'da kurulacak bir Sağlık Bakım Enstitüsü sayesinde bir üreme sağlığı eğitim programı başlatmaktır. Faydalanacak taraf: İstanbul Üniversitesi - Çocuk Sağlığı Enstitüsü & İstanbul Kadınlar Birliği

Kadının İnsan Hakları

AB Katkısı: 170.000 €. Projenin amacı kadınları kampanya idaresi, yönetim, liderlik ve demokratik süreç gibi konularda eğiterek kamu hayatında daha fazla yer alabilmelerini sağlamaktır.
Faydalanacak taraf: Ankara Endüstri Vakfı & Türk Sosyal Bilimler Kurumu

Yargı Kararlarının Etkinleştirilmesi

AB Katkısı: 60.000 €. Projenin amacı yargı mekanizmasının etkisini ve işlevini güçlendirmek ve barolara eğitim sağlamaktır.
Faydalanacak taraf: Helsinki Yurttaşlar Meclisi - Türkiye Şubesi

Görsel-İşitsel Medyada Kadın

AB Katkısı: 130.000 €. Projenin amacı şiddete karşı mücadele etmek için kadının medyadaki imajına dikkat çekmektir.
Faydalanacak taraf: Dünya Kitle İletişim Araştırma Vakfı

Kimsesiz Çocuklara İnsan Hakları Eğitimi

AB Katkısı: 70.000 €. Projenin amacı kenar mahalle çocuklarını insan haklarına ilişkin konularda eğitmek ayrıca onları anti-demokratik ideolojilere karşı korumaktır. Faydalanacak taraf: Türkiye Felsefe Derneği

Umut Evi

AAB Katkısı: 70.000 €. Projenin amacı, sokak çocuklarına geçici barınak, rehabilitasyon ve mesleki eğitim sağlamaktır.
Faydalanacak taraf: Sokak Çocukları Gönüllüleri Vakfı

Uluslararası Kadın Demokrasi Merkezi

AB Katkısı: 100.000 €. Merkez, Türkiye, Mısır, Ürdün, Lübnan ve Fas'ta kadınların siyasi katılımlarını arttırmak için atelyeler ve seminerler düzenleyecektir. Faydalanacak taraf: Kadın Çalışmaları Birliği, STK Kadın Savunma Ağı

Avrupa Çalışmaları Merkezi

AB Katkısı: 150.000 €. Projenin amacı bir AB dokümantasyon merkezi oluşturmak ve Galatasaray Üniversitesi'nde Avrupa bütünleşmesine ilişkin dersler düzenlemektir. Faydalanacak taraf: Galatasaray Üniversitesi

Türk Halkının Kültürel Entegrasyonu

AB Katkısı: 300.000 €. Projenin amacı Türkiye'deki bireyleri ve kurumları, içinde yaşadıkları toplumu sorgulamaya yöneltmek ve Avrupalılar'la Türkler arasında karşılıklı anlayışı geliştirmek ve birlikte çözümler aramaya özendirmektir. Faydalanacak taraf: Institut Français d'Etudes Anatoliennes and Deutsche Orient Institut

Risk Sermayesi Kaynakları

AYB Katkısı: 12.000.000 € kredi. Projenin amacı özellikle sanayi, tarımsal sanayi, hizmet ve turizm sektörlerindeki ortak girişimlerde doğrudan ya da doğrudan olmayan yatırımları finanse etmek için AYB'nin sağlaması düşünülen kredi mekanizmasının hayata geçirilmesidir. Faydalanacak taraf: Türkiye'deki küçük ve orta boy işletmeler

Türkiye'de Devlet Reformu

AB Katkısı: 600.000 €. Devletin politika yapımını ve devlet kurumlarının şeffaflığının ve sorumluluğunun artmasını desteklemek için varolan yapıların nasıl reforme edilebileceği hakkında açık bir tartışma ve diyolog forumu oluşturmak başlıca noktadır. Faydalanacak taraf: TESEV - Türk Ekonomik ve Sosyal Çalışmalar Vakfı

Avrupa Türkiye Diyaloğu

AB Katkısı:500.000 €. Projenin amacı AB'ne üye ülkelerden ve Türkiye'den güçlü ve etkili aktörleri, ortak sorunların dile getirildiği bütün konuların tartışıldığı bir tartışma alanında toplamak, resmi olmayan bir iletişimi gerçekleştirerek iki tarafta da kuşku ve anlayışsızlığı besleyen alışkanlıkları aşmaya yardımcı olmaktır. Faydalanacak taraf: Sabancı Üniversitesi

Mesleki Eğitim-Turizm

AB Katkısı:5.400.000 €. Projenin amacı turizm firmalarının yönetici elemanları için Kemer'de bir eğitim merkezi açmak. Faydalanacak taraf: Türkiye Kalkınma Bankası

İç ve Uluslararası Göçe İlişkin Bilinç Yükseltilmesi ve Bilgi Toplanması

A. "Otomotiv Sektöründeki KOBİ'lere Yönelik Sanayi Bölgesi Kurulması Projesi"ne İlişkin Hizmet İhalesi Duyurusu Yayınlandı

Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli işletmelere verdiği desteğin bir uzantısı olarak, Avrupa Komisyonu "Otomotiv sektöründeki küçük taşeron şirketler için bir sanayi bölgesi kurulmasına destek" adlı projeye "Teknik Destek" sağlamak amacıyla bir ihale duyurusu yayınladı. Proje, MEDA Programı çerçevesinde destekleniyor. İhale ile ilgilenenlerin 16/02/2001 tarihine kadar başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Proje yaklaşık altmış kadar küçük ve orta ölçekli yedek parça imalatçısını aynı sanayi bölgesinde (Yedek Parça Organize Sanayi Bölgesi) toplayarak endüstriyi daha verimli bir şekilde yeniden yapılandırmayı hedeflemektedir. Sözleşmeyi kazanan taraf, yeni sanayi bölgesinin geliştirilmesi için teknik destek, yeni geliştirme stratejileri ile ilgili danışmanlık ve yeniden yapılanmanın hayata geçirilebilmesi için eğitim hizmetleri sağlayacaktır.

Planlanan faaliyetler üç aşamada gerçekleşecektir:



  • Yedek Parça Organize Sanayi Bölgesiyle bağlantılı olarak kurulacak Uluslararası Teknoloji ve Yenilik Merkezi'nin fizibilite çalışması.

  • Türkiye'de yedek parça sanayinin yapısı üzerine bir pazar araştırması.

  • Sanayi bölgesine yerleşecek 60 civarındaki KOBİ için eğitim programı.

Adayların değerlendirilmesinden sonra bir kısa liste hazırlanacaktır. Bu listedeki teklif sahipleri tekliflerini Nisan 2001'de sunacaklardır. Kazanan tarafla yapılacak sözleşmenin Haziran 2001'de yapılması planlanmaktadır.

İhale usulü "sınırlı" olacaktır.

Sözleşme süresi 24 aydır.

Maksimum bütçe: En fazla 50,000 EURO'su ekipman olmak üzere AK tarafından sağlanacak 1,060,000 EURO. Toplam bütçenin % 5'inin, sonradan orataya çıkabilecek muhtelif masraflar için ayrılması gerekmektedir.


B. .



Ayakkabı İmalatı Sektöründe Mesleki Eğitim Projesi”ne İlişkin Hizmet İhalesi Duyurusu Yayınlandı

Avrupa Komisyonu, Türkiye’deki küçük ve orta boy işletmelere verdiği destek doğrultusunda, MEDA kapsamında desteklediği “Ayakkabı Sektöründe Mesleki Eğitim“ projesine “teknik destek” sağlamak üzere bir ihale duyurusu yayınlandı. İhale ile ilgili ön bilgi notu, 8 Ağustos 2000’de yayınlanmıştı.

İhaleye katılmak isteyenler, 29 Ocak 2001 tarihinine kadar Avrupa Komisyonu’na başvurabilirler.

İhaleye konu olan proje kapsamında, ayakkabı imalatı sektöründe modern teknolojiye vakıf işgücü yetiştirmek üzere, biri Ankara’da, diğeri İstanbul’da iki eğitim merkezi kurulması amaçlanmaktadır. Projenin iki temel bileşeni gerekli kursların verilebileceği şekilde merkezlerin teçhizatlarını sağlamak ve eğitici eğitimidir. Ayakkabı imalatı sektöründe çalışan küçük ve orta boy işletmelere, bu sektörle ilgili en son teknolojik gelişmelerin ve yönetim teknikleri hakkındaki temel bilgilerin aktarılması amaçlanmaktadır. Ankara’daki merkez, eğitici eğitimi, İstanbul’daki merkez ise, çırakların eğitilmesinde yoğunlaşacak ve her iki merkez de sürdürülebilir olacaktır.

İhale, Üye Ülkelerde ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu MEDA kapsamındaki ülkelerde faaliyet gösteren tüm tüzel ve gerçek kişilere eşit koşullarda açıktır.

Bütün uygun tüzel ve gerçek kişiler ve bunların oluşturduğu gruplar (konsorsiyum) başvuruda bulunabilir.Konsorsiyumu oluşturan bütün ortaklar Sözleşme Merciine karşı ortaklaşa ve ayrı ayrı sorumludurlar.Uygun olmayan yasal veya tüzel kişilerin başvuruları bu kişinin otomatik ihracı sebebidir. Eğer bu kişi bir konsorsiyumun üyesiyse, konsorsiyum ihraç edilecektir.

İhaleye başvurmak isteyenlerin değerlendirilmesini takiben, bir teklif istenecekler listesi hazırlanacaktır. Teklif istenecekler listesinde yer alanlara, tekliflerini sunmaları için Şubat/Mart 2001’de çağrı yapılacaktır. Kazanan teklifin ilanından sonra, sözleşmenin Mayıs/Haziran 2001’de başlaması beklenmektedir. Sözleşme süresi 60 aydır.

İhalede “sınırlı ihale” yöntemi kullanılacaktır.



Azami Bütçe

769.000 Euro tutarındaki kısmı teçhizata ayrılmak üzere Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen toplam 1.939.000 Euro.












C.

Giyim Sektöründe Mesleki Eğitim” Projesine İlişkin Hizmet İhalesi Duyurusu Yayınlandı

Avrupa Komisyonu, Türkiye’deki küçük ve orta ölçekli işletmelere verdiği destek doğrultusunda, MEDA kapsamında desteklediği “Giyim Sektöründe Mesleki Eğitim“ projesine “teknik destek” sağlamak üzere bir ihale duyurusu yayınlandı. İhale ile ilgili ön bilgi notu, 8 Ağustos 2000’de yayınlanmıştı.

İhaleye katılmak isteyenler, 29 Ocak 2001 tarihine kadar Komisyon’a başvurabilecekler.

İhaleye konu olan proje, giyim sektörüne çalışanlara yönelik bir iş eğitimi programı hazırlanmasını hedefliyor (dikiş makinesi kullanımı, kesme/onarma, yönetim vs.). Proje, daha çok genç işçilere ve özellikle de sektörde halen çalışmakta olan ve becerilerini geliştirmek isteyen genç kadınlara yönelik olarak geliştirildi. Proje, KOSGEB ve Tekstil İmalatçıları Derneği tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da proje altyapısına katkılarıyla, ortaklaşa yürütülecektir. Proje varolan mesleki eğitim kurumlarındaki olanakların ve kaynakların yenilenmesini içermektedir. Eğitici eğitimlerini, uluslararası eğiticiler üstelenecektir. Yerel eğiticiler, işçilere verilecek mesleki eğitimden sorumlu olacaklardır.

Proje giyim sektöründe 5900-6000 işçinin eğitilmesini öngörmektedir. Projenin bileşenleri şunlardır:

1. Kursların yapılacağı eğitim merkezlerinin donatılması


2. Eğiticilerin eğitimi
3. Yerel kursiyerlere yeni/gelişmekte olan teknikler konusunda eğitim verilmesi

İhale, AB Üye Devletlerinde ve Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa-Akdeniz Ortaklığı üyelerinde faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerle, Üye Devletlerden ve Program kapsamına giren ülke ve topraklardan gelen bütün özel ve tüzel kişilere açıktır.

Yukarıda tanımlandığı üzere, bütün uygun tüzel ve gerçek kişiler ve bunların oluşturduğu gruplar (konsorsiyum) başvuruda bulunabilir.Konsorsiyumu oluşturan bütün ortaklar Sözleşme Merciine karşı ortaklaşa ve ayrı ayrı sorumludurlar. Uygun olmayan yasal veya tüzel kişilerin başvuruları bu kişinin otomatik ihracı sebebidir. Eğer bu kişi bir konsorsiyumun üyesiyse, konsorsiyum ihraç edilecektir.

İhale, Üye Ülkelerde ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu MEDA kapsamındaki ülkelerde faaliyet gösteren tüm tüzel ve gerçek kişilere eşit koşullarda açıktır.

Bütün uygun tüzel ve gerçek kişiler ve bunların oluşturduğu gruplar (konsorsiyum) başvuruda bulunabilir. Konsorsiyumu oluşturan bütün ortaklar, Sözleşme Merciine karşı ortaklaşa ve ayrı ayrı sorumludurlar. Uygun olmayan yasal veya tüzel kişilerin başvuruları bu kişinin otomatik ihracı sebebidir. Eğer bu kişi bir konsorsiyumun üyesiyse, konsorsiyum ihraç edilecektir.

İhaleye başvurmak isteyenlerin değerlendirilmesini takiben, bir teklif istenecekler listesi hazırlanacaktır. Teklif istenecekler listesinde yer alanlara, tekliflerini sunmaları için Şubat/Mart 2001’de çağrı yapılacaktır. Kazanan teklifin ilanından sonra, sözleşmenin Mayıs/Haziran 2001’de başlaması beklenmektedir. Sözleşme süresi 36 aydır.

İhalede “sınırlı ihale” yöntemi kullanılacaktır.

Azami Bütçe

867,000 Euro tutarındaki kısmı teçhizata ayrılmak üzere Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen toplam 1.467,000 Euro.



D. AB-Türkiye İş Merkezlerinin Desteklenmesi



Projenin başlama tarini: 2001
Süre: 48 ay
Topluluk katkısı: 17.3 milyon Euro
Türkiye'nin katkısı: 1.3 milyon Euro
Program ortakları: TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Gaziantep Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Kocaeli Sanayi Odası.

KOBİ'LER DEĞİŞEN DÜNYAYA AYAK UYDURUYOR

Avrupa Komisyonu 200.000 sanayi işletmesinin %99.5'ini oluşturan, işgücünün %61.1'ini istihdam eden ve toplam üretimin %27.4'ünü sağlayan Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ), AB-Türkiye İş Merkezleri projesi dahilinde desteklemeyi amaçlamaktadır. AB-Türkiye İş Merkezleri projesi İzmir, Gaziantep ve Kocaeli'nde üç sürdürülebilir iş merkezi kurmayı amaçlamaktadır. İş Merkezleri KOBİ'lere bilgi ve öneriler sunarak, iş olanaklarını artırarak, ekonomik/sosyal gelişmeye katkıda bulunarak ve Gümrük Birliği çerçevesinde AB-Türkiye iş ilişkilerini güçlendirerek ekonomik büyüme için gerekli olan desteği sağlayacaktır.

Merkezler, yönetimle ilgili tüm önemli ihtiyaç alanlarında, KOBİ'leri ya da doğrudan yardım ederek ya da Türkiye veya AB dahilinde çalışan özel veya kamu hizmet kuruluşlarıyla iletişim kurmalarını sağlayarak destekleyeceklerdir. Verilen destek talebe bağlı olacaktır. İş merkezlerinin doğrudan yardım faaliyetleri işyerlerinin desteklenmesini ve dışa açılmasını kapsayacaktır.



KOBİ'ler Değişimin Anahtarı

KOBİ'ler son on yılda Avrupa Birliği'nde büyüme, esneklik, yenilik, rekabet ve iş yaratmanın dinamik kaynakları olmuşlardır.

Dönüşen iktisadi ve sosyal koşullara daha kolay uyum sağlayabildikleri için, KOBİ'ler bütün sanayi ve hizmet kollarında yer alabilmektedirler.

KOBİ'ler Avrupa Birliği'ndeki firmaların % 99'unu ve çalışan kesimin % 66'sını içermektedir (112 milyon).

İşte bu nedenle KOBİ'ler, Avrupa Birliği'nde "değişim odakları" olarak adlandırılmaktadır.

Amaçlar

Program, kurulacak iş merkezleri aracılığıyla şunları gerçekleştirmeyi hedeflemektedir:



  • Mali yönetim, pazarlama, kredi kaynaklarına erişim ve benzeri yönetimle ilgili konularda bilgi ve eğitim/danışmanlık hizmetleri sunarak genel iş süreçlerinin iyileştirilmesi yoluyla KOBİ'leri desteklemek;

  • KOBİ'lerin AB ve Akdeniz ortaklarına yönelik dışa açılma süreçlerine mevcut ağlar ya da başlatılmış olan faaliyetler çerçevesinde yardımcı olmak;

  • Diğer AB destekli projeler için de faaliyet noktaları olarak hareket ederek, AB'nin KOBİ'lerle ilgili geliştirme faaliyetlerinin eşgüdümünü sağlamak;

  • İş faaliyetlerine kadın girişimcilerin katılımını teşvik etmek,

  • KOBİ'lerin çalışma ortamlarını iyileştirmek üzere kuruluş deneyimlerini takip edilecek politikalara dönüştürerek, bunların yaygınlaşmalarını sağlamak,

Faaliyetler

  • İş Merkezleri kendi idamelerini sağlayacak şekilde kurulacak ve daha sonra yerel personel tarafından yönetilecektir;

  • Her merkez yaklaşık olarak 1200 şirkete destek olacak;

  • Çevreci yönetim uygulamaları teşvik edilecektir;

  • Kadın girişimcilerin iş faaliyetlerine katılımı güvence altına alınacaktır.

Program Yönetimi

Ulusal proje ortakları olarak, iki önde gelen kuruluş TOBB (başkanı tarafından temsil edilen proje ortağı) ve KOSGEB, projeye katılacaklardır. Teknik Destek Konsorsiyumunun (TDK) Türkiye'de kurulmasıyla proje başlayacaktır. TDK fon transferi vasıtasıyla Merkezlerin yürütülmesinden sorumlu olacaktır. TDK, ayrıca, hizmetlerin geliştirilmesi ve yerel teknik personele, öncelikle iş yerinde olmak üzere, eğitim verilmesi için gerekli olan uzmanları kısa dönemli olarak sağlayacaktır.

Her merkezde bir Türk Eş-Başkan ve TDK'dan iki uluslararası uzun dönemli danışman bulunacaktır. Uluslararası danışmanlardan biri Uluslararası Eş-Başkan olarak belirlenecektir. TOBB, AK, konsorsiyumun proje müdürü ve yerel ortağın başkanı, Türk Eş-Başkanları seçeceklerdir. Her iki Eş-Başkan, ortak kararla, merkezin teknik ve destek personelinin seçim ilkelerini belirleyeceklerdir. Kurulacak olan Proje Eşgüdüm Birimi (PEB) bu üç bağımsız Merkezin faaliyetlerinin eşgüdümünü üstlenecektir. Proje Eşgüdüm Birimi, TOBB, AK, TDK Proje Müdürü ve İş Merkezlerinin müdürlerinden meydana geleceklerdir. PEB, İş Merkezlerinin devamlılığı, birlikte çalışması (sinerji) ve deneyim alışverişinden sorumlu olacaktır.

PROJE DÖRT AŞAMALIDIR:

Birinci aşamada, TDK ülkeye yerleşecek ve uluslararası bir ihale sonrasında tüm merkezlerin eş-müdürleri işe alınacak ve merkezlerin çalışma yerleri belirlenecektir.

İkinci aşamada, iş merkezleri kurulacak ve yerel destek elemanları ile uzmanlar işe alınacaktır. Temel hizmetler sunulmaya başlanacaktır.

Üçüncü aşamada, daha karmaşık hizmetler geliştirilecek ve yeni bölgesel iş merkezlerinin eşgüdümünü sağlama görevini üstlenmek üzere hazırlıklar yapılacaktır. Politika belirleme hizmetleri başlayacaktır.

Dördüncü aşamada, İş Merkezlerine tam anlamıyla işlerlik ve süreklilik kazandırılacaktır.

Yerel Destek Kuruluşları

Her üç AB-Türkiye İş Merkezi için AB ve TOBB'un birlikte belirledikleri bir yerel Oda, bölgedeki başlıca ekonomik tarafları içerecek olan iş kuruluşları konsorsiyumunun kurulmasında başlıca ortak olacaktır. Bölgesel konsorsiyum, Merkezin sürekliliği ve başarısı için yardım ve destek sağlayacaktır. Her bir yasal konsorsiyum için başlıca ortaklar belirlenmiştir. Bunlar; Gaziantep Ticaret Odası, Kocaeli Sanayi Odası ve Ege Bölgesi Sanayi Odasıdır.



İhale Süreci

Finansman anlaşması, AB ve Türk yetkilileri tarafından Haziran 2000'de imzalanmıştır. 8 Ağustos 2000 tarihinde ön bilgi notunun yayınlanmasını takiben, projeye teknik destek sağlamak üzere Kasım ayında bir ihale duyurusu yayınlanmıştır. İhale, AB Üye Devletlerinde ve Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa-Akdeniz Ortaklığı üyelerinde faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerle, bunların oluşturduğu konsorsiyumlara açık olacaktır. İhaleye başvurmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, 2 Şubat 2001 tarihine kadar Komisyon’a başvurabilecektir.

İhaleye başvurmak isteyenlerin değerlendirilmesini takiben, bir teklif istenecekler listesi hazırlanacaktır. Teklif istenecekler listesinde yer alanlara, tekliflerini sunmaları için Mart/Nisan 2001 döneminde çağrı yapılacaktır. Kazanan teklifin ilanından sonar, kazanan teklif sahibi ile yapılacak sözleşmenin, Haziran 2001’de başlaması beklenmektedir. Sözleşme süresi 48 aydır.

E. Üreme Sağlığı Programı



Projenin başladığı tarih: 2002
Süre: 60 ay
Topluluk katkısı: 55 milyon Euro
Türkiye'nin katkısı: 5 milyon Euro
Program ortakları: Sağlık Bakanlığı -
Sivil Toplum Örgütleri -
(STK'lar, akademik ve profesyonel dernekler)

KİBELE

Avrupa Komisyonu (AK) sadece Üye Devletlerde değil, Avrupa'nın bütününde sağlıklı bir hayat tarzını yaygınlaştırmayı amaçlıyor. Bu nedenle, hem aday ülkelerle hem de AEA ülkeleriyle işbirliği özendiriliyor. Önleme ve sağlık politikalarının bir uzantısı olarak, AK şimdi de, son yıllarda halk sağlığı açısından önemli gelişmeler gösteren Türkiye'de uygulanacak olan Üreme Sağlığı Programına mali destek veriyor. Türkiye'nin şu anki üreme sağlığı göstergeleri ülkenin ekonomik gelişimiyle tutarlı değil. Ülkenin daha yoksul kesimlerine ait göstergeler çok geride. Özellikle bu bölgelerde, anne sağlığı hizmetleri göreli olarak zayıf ve modern doğum kontrol yöntemlerine pek başvurulmuyor. Üreme Sağlığı Programı, Türk yetkililer, AK görevlileri, uluslararası bağışçılar ve sivil toplum kuruluşları arasında süregelen temaslar sonucu gündeme geldi. Bu beş yıllık program, Türkiye'nin Kahire'de yapılan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nda taraf olduğu amaçlarla ve Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması konularındaki ulusal stratejisiyle de aynı çizgide yer alıyor.

İstatistik

HERKES İÇİN SAĞLIKLI BİR GELECEK

Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1998 Raporu'na göre Türkiye'nin nüfusu 62.8 milyon. Doğurganlık oranı ise kadın başına 2,6 çocuk. Bu oran, Doğu bölgelerinde 4.2'ye kadar çıkabiliyor. 1998 Türk Demografik ve Sağlık Araştırması'nın bazı bulguları şunlar:



  • Evli kadınların %99'u ve evli erkeklerin %98'i en az bir doğum kontrol yönteminden haberdar,

  • Bu kişilerin %63.9'u doğum kontrolüne başvuruyor; bunların da ancak %37.7'si güvenli yöntemler kullanıyor,

  • Evli kadınların %62'si başka çocuk istemiyor; bunların %10'u doğum kontrolüne başvurmuyor,

  • Annelerin üçte biri hiçbir doğum öncesi sağlık hizmetinden yararlanmıyor.

Amaçlar

  • Türkiye'de üreme sağlığı sistemini geliştirmek,

  • Bilgilendirme, eğitim ve sağlık hizmetleri dahil olmak üzere, hizmetlerin modernleştirilmesi,

  • Üreme sağlığı alanında kişilerin haklarının ve seçimlerinin desteklenmesine elverişli bir ortam yaratmak için uygun bir strateji geliştirmek.

Faaliyetler

  • Önceki ve mevcut politikaların ve stratejilerin analizi,

  • Sivil Toplum Kuruluşlarının ve kamu hizmetlerinin yönetim, planlama ve teknik konularda kapasitelerinin geliştirilmesi,

  • Yerel düzeyde hizmetlere daha iyi erişim sağlanması,

  • Üreme sağlığı ile ilgili ürünler için bir kalite kontrol mekanizması oluşturulması,

  • Uzmanlar ve anne-babalar için geliştirilmiş bir eğitim sistemi,

  • Okullarda müfredat geliştirilmesi,

  • Sağlık, eğitim ve medya alanlarında çalışan uzmanların eğitimi,

  • Sosyal pazarlama, bilgilendirme ve eğitim-öğretim kampanyaları,

  • Konferanslar, seminerler ve çalışma atölyeleri.

Program Yönetimi

İşletme, finansman, kaynakların ve teknik desteğin yönetimini de içeren program uygulamasının genel sorumluluğu, Ankara'da kurulacak olan Program Yönetim ve Destek Birimi'ne (PYDB) devredilecektir.



Desteklenecek temel alanlar şunlardır:

  • Annelerin çıkarlarını gözetmek,

  • Cinsel yollarla bulaşan hastalıkların ve HIV/AIDS'in önlenmesi için cinsel eğitimin yaygınlaştırılması,

  • Güvenli kürtaj

Önemli bir diğer bileşen de kapasite geliştirilmesi olacaktır.

PYDB'nin önceliği Sivil Toplum Kuruluşları'na (STK) kapasite geliştirme fırsatı sağlamaktır. Program faaliyetleri PYDB'ye ya bizzat kurumlar tarafından ya da STK'larla işbirliği içinde kamu kurumlarınca teklif edilecek münferit projelerden oluşacaktır.

Bu münferit projelerin bütçelerinin 50,000 ile 500,000 EURO arasında değişmesi beklenmektedir. Hangi faaliyet tekliflerinin kabul edileceğine PYDB karar verecektir. Finanse edilecek program faaliyetlerinin belli olmasından sonra PYDB, STK'larla veya STK/Kamu kurumu ortaklıklarıyla anlaşmalar imzalayacktır.

Projeler,


  • Güç sosyal koşulların varolduğu bölgelerde,

  • Karadeniz Bölgesi'nde,

  • Önemli şehir merkezlerinde ve özellikle de göçün yoğun olduğu alanlarda uygulanacaktır.

İhale Süreci

Programın uygulanması, finansman anlaşmasının AB ve Türk yetkilileri tarafından imzalanmasını takiben başlayacaktır.

Önbilgi notu 15 Şubat 2000'de yayınlanmıştır. Proje sunmak isteyenlere yönelik resmi davetin de en kısa sürede yayınlanması beklenmektedir.

Proje sunmak için başvuruda bulunanların değerlendirilmesini takiben, teklif istenecekler listesi hazırlanacak ve Program Yönetim ve Destek Birmini'nin kurulması için bir ihale açılacaktır. Daha sonra, teklif istenecekler listesinde yer alan taraflara tekliflerini sunmaları için çağrı yapılacaktır.

Kazanan teklifin açıklanmasını takiben, en geç Şubat 2001 tarihine kadar, Proje Yönetim ve Destek Birmi kurulmuş olacaktır. Proje kapsamında planlanan faaliyetleri yürütecek olan sivil toplum kuruluşları ile ilgili ulusal ihalenin ise, Haziran 2001 tarihine kadar tamamlanması ve kuruluşların faaliyetlerine bu tarihten sonra başlamaları öngörülmektedir.

F. JEAN MONNET BURS PROGRAMI



Projenin Başlangıç Tarihi: 1997
Süre: 5 yıl
Topluluk Katkısı: 5 Milyon Euro
Program Ortakları: Dışişleri Bakanlığı

Duyuru: 2002-2003 dönemi için Jean Monnet Burslarına başvuru

GENÇ MEZUNLAR VE PROFESYONELLER İÇİN MEZUNİYET SONRASI EĞİTİM FIRSATLARI

Jean Monnet Burs Program, Türkiye ile Avrupa Komisyonu (AK) arasında 1989 yılında imzalanan bir anlaşmayla başladı. Program, Avrupa Konseyi tarafından 1979'da oluşturulan özel eylem fonları ve 1983 ile 1995/1996 yıllarında yapılan bir dizi taahhüt kanalıyla finanse ediliyor. Avrupa Komisyonu ile Türkiye, Finansman Anlaşması'nın bitiş tarihini, 1997 yılında, kaynakları MEDA Programı'ndan sağlanmak üzere, 31 Aralık 2001 'e kadar uzattılar. Program, AB- Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesi ve Avrupa bütünleşmesi ile ilgili akademik çalışmaları desteklemeyi amaçlıyor. Program kapsamında, 250 Türk öğrenciye burs sağlanarak, AB Üye Devletlerinin herhangi birinde bulunan üniversitelerde mezuniyet sonrası eğitim imkanı sunulması öngörülüyor.

Şimdiye kadar 231 üniversite mezunu, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda ve İrlanda gibi farklı AB ülkelerinde akademik çalışma yapma imkanı buldu. 2000/2001 akademik yılında, 54 öğrenci daha kendi seçtikleri bir AB ülkesinde bir yıl süreyle lisansüstü eğitim görmektedir. 2001-2002 yılı akademik öğretim yılı seçmelerinde, toplam 45 öğrenci başarılı olmuştur.

Bu arada Avrupa Komisyonu MEDA II Programı altında Türkiye için 10 milyon euro bütçeli Yeni Jean Monnet Programı'nı da onaylanmış bulunuyor. Şu anda uygulanmakta olan mevcut Jean Monnet Programın'nın yerini olacak olan yeni burs programından beş yıl içinde yaklaşık 400 bursiyer yararlanacaktır (yılda 80 bursiyer). Program, Dışişleri Bakanlığı ile işbirliği içinde yürütülecektir. Önceki programdan farklı olarak yeni programın yönetimi, adayların seçimi, eğitimi, idari ve mali konular da dahil olmak üzere, AB kurallarına göre açılacak ihale neticesinde seçilecek bir Yerleştirme Ajansı tarafından yapılacaktır.

Amaçlar

Mevcut program, üniversite mezunlarına AB Üye Devletleri'nin birinde lisansüstü eğitim imkan tanıyarak Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin daha çok geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.



Program Yönetimi

Dışişleri Bakanlığı her yıl Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği'ne lisansüstü çalışmalar için öncelikli gördüğü alanların bir listesini sunar. Programla ilgili bilgi yaklaşık 75 kuruma gönderilir. Kurumlar başvurular alır ve ön elemeyi gerçekleştirirler.

Temsilcilik ile Dışişleri Bakanlığı, üniversiteler, bakanlıklar ve sivil toplumla ilgili diğer kurumlara yapılan başvurulara göre adayları seçerler. Yazılı ve sözlü sınav Temsilcilik ile Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenir. Adayların nihai seçimi bu iki kurum tarafından oluşturulan bir ortak komite tarafından yapılır.

2000/2001 akademik yılından itibaren geçerli olmak üzere, British Council, AB ile yaptığı sözleşme çerçevesinde öğrencilerin okullara yerleştirilmesinden ve ödemelerden sorumlu olacaktır.



Kimler başvurabilir?

Türk üniversitelerinden mezun olanlar, genç devlet memurları ve özel sektör çalışanları programa başvurabilir.



Başvuruları değerlendirme kriterleri:

  • Adayın yaşı (azami 35),

  • Geçmişteki akademik performans,

  • AB'nin resmi dillerinden birine tam hakimiyet,

  • Adayın üniversitedeki çalışma konusunun uygunluğu,

  • Program adayların kadın/erkek olarak eşit dağılımına da özel dikkat göstermektedir

  • Programa ancak Türk vatandaşları başvurabilir.

Programa katılan kuruluşlar

  • Bakanlıklar (Devlet, Adalet, Maliye, Milli Eğitim, Çevre, vs...),.

  • Kamu kuruluşları (GAP İdaresi, Rekabet Kurumu, Türk Standartlar Enstitüsü. T.C. Merkez Bankası vs...)

  • Üniversiteler (Anadolu, Atatürk, Boğaziçi, Akdeniz, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, vs...)

  • Çeşitli kuruluşlar (İKV, TESK, DİSK, TÜRK-İŞ, Dış Politika Enstitüsü, Türkiye Bankalar Birliği, Ziraat Odalar Birliği vs...)

Kuruluşların tam listesi Dışişleri Bakanlığı'ndan temin edilebilir.

1990 ile 1999 yılları arasında, Jean Monnet Programı toplam 231 genç üniversite mezununa AB ülkelerinde bulunan üniversitelerde lisansüstü öğrenim yapma olanağını verdi.

2000 / 2001 akademik yılında eğitim gören öğrenci sayısı. 54'dir.


Yıl
1990-91
1991-92
1992-93
1993-94
1994-95
1995-96
1996-97
1997-98
2000-2001
2001-2002

Öğrenci sayısı
46
40
19
6
37
13
14
56
54
45

G. Gecekondu Bölgelerinde Aile Planlaması

Projenin başlama tarini: 4 Mart 1997


Süre: 31 ay (2002 Nisan ayına kadar uzatılması planlanıyor)
AB katkısı: 1 milyon euro
Türkiye'nin katkısı: 7.8 milyon euro
Program ortakları: Sağlık Bakanlığı

AB AİLE PLANLAMASI BİLİNCİNİN ARTMASINA YATIRIM YAPIYOR

Avrupa Komisyonu, Üye ülkelerde, Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) ve aday ülkelerde uygulanmakta olan sağlık koruma ve teşvik politikasının bir uzantısı olarak, Türkiye'de "Gecekondu Bölgelerinde Bilgi-Eğitim-İletişimin (BEİ) Yaygınlaştırılması ve Savunulması" projesine destek vermektedir. 1997 yılında başlatılan proje, Sağlık Bakanlığı tarafından Hacettepe Üniversitesi ile işbirliği içinde yürütülmektedir. Proje, gecekondu bölgelerinde yaşayan halk arasında aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konularında bilinçlenmenin artmasını; doğum kontrol yolları hakkındaki bilginin ve kullanımının artmasını; aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili teknik destek ve hizmet sunumunun kalitesinin iyileştirilmesini sağlayacaktır.

Şimdiye kadar hedef nüfusa yönelik ön araştırma ve değerlendirme çalışmaları, Hacettepe Üniversitesi tarafından Türkiye çapında 5 ilde tamamlanmıştır. Projenin ikinci aşaması, Mayıs 2000'de başlamıştır.

Son 45 yılda nüfusunu neredeyse üçe katlayan Türkiye, dünyanın en fazla nüfusa sahip 20 ülkesi arasındadır.

Türkiye, geçmişteki yüksek doğurganlık ve büyüme oranları nedeniyle çok genç bir nüfusa da sahiptir. Nüfusun üçte biri 15 yaş altındadır ve yaşlıların toplam nüfus içerisindeki oranı oldukça düşüktür.

1998 Türkiye Demografi ve Sağlık Araştırması'na göre, doğurganlık oranı son 10-20 yılda oldukça hızlı bir düşüş göstermiş ve kadın başına 2.6 düzeyine inmiştir. Her ne kadar doğurganlık ve ölüm oranları, bazı Avrupa ülkeleriyle benzer seviyede de olsa, üreme sağlığı hizmetlerinin karşılanmasındaki yetersizlikler ve modern doğum kontrol yöntemlerine başvuru oranının düşüklüğü gibi sorunlar sürmektedir.

Özellikle 1950'lerden sonra yaşanan yoğun kentleşme süreci, eğitim ve üreme sağlığı/aile planlaması gibi kentsel hizmetlerin sağlanmasında kaçınılmaz olarak sorunlara ve plansız gelişen şehirlerde geniş gecekondu bölgelerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Küçük kentlerden ve kırsal yerleşim yerlerinden büyük kentlere yönelik göç, gecekondu bölgelerinde yaşayan halkı, sağlık hizmetlerinden en az yararlanan nüfus haline getirmiştir.



Hedefler

 Tanıtım ve ikna çabalarıyla hükümet liderleri, milletvekilleri, üst düzey devlet yöneticileri, karar vericiler, toplum liderleri, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün duyarlılık ve katılımlarını artırarak, üreme sağlığı/aile planlamasını destekleyen ve buna imkan veren kültürel, sosyal ve iktisadi bir ortamı sağlamak,

 Varolan üreme sağlığı/aile planlaması hizmetlerinden gecekondu bölgelerinin yararlanmasını sağlamak ve bu hizmetlerin niteliğini arttırarak, Türk hükümetinin demografik ve sağlık hedeflerini desteklemek,

 Aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar konularında, hem teknik yeterliliği hem de hizmet götürenler arasında motivasyon, bilgi ve iletişimin geliştirilmesi,

 Özellikle uzun dönem veya sürekli etkili yöntemler olmak üzere, çağdaş yöntemlerin gecekondu bölgelerinde kullanımını ve bu yöntemlere erişimi, BEİ yaygınlaştırılması yoluyla %10 oranında arttırmak

 Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve ana/çocuk sağlığı açısından, aile planlamasının önemli bir sağlık tedbiri olduğunu ve aile planlaması kararlarının ortaklaşa verilmesi gerektiğini düşünen erkek ve ergenlerin oranını %10 oranında artırmak



Faaliyetler

Proje iki aşamadan oluşmaktadır: ön araştırma (7 ay) ve Bilgilendirme, Eğitim, İletişim ve Tanıtım (BEİ) faaliyetlerinin uygulanması (24 ay).



1-Ön Araştırma (tamamlandı)
Bu faaliyet, projenin inşa edileceği temel bilgilerin toplanmasını amaçlamaktadır. Gecekonduda yaşayan üreme çağındaki kadın, erkek ve ergen nüfusa (kadınlar için 12-49 yaş, erkekler için 12-60 yaş arası) ilişkin ön araştırma ve değerlendirme Hacettepe Üniversitesi Nüfus Çalışmaları Enstitüsü tarafındak Mart 1998-Ekim 1999 tarihleri arasında İstanbul, İzmir, İçel, Adana ve Şanlıurfa'da gerçekleştirilmiştir. Bu konuda hazırlanan rapor Avrupa Komisyonu'na sunulmuştur. Ayrıca bir de Değerlendirme Toplantısı yapılmıştır. Araştırma, aile planlaması bilgisi, tutumu ve uygulamalarını belirlemeye yardımcı olmuş ve BEİ ihtiyaçlarını, medyada yer alma düzeyini ortaya koyarak, kampanya sırasında yer verilecek konu ve mesajların seçilmesini sağlamıştır.

2- Bilgilendirme, Eğitim, Tanıtım Faaliyetleri (Mayıs 2000'de başladı)
BEİ malzemelerinin geliştirilmesi: Önceki deneyimler ve ön araştırmanın sonuçları ışığında, BEİ malzemeleri geliştirilecektir. Ekim 2000'de malzemelerin üretiminin tamamlanması beklenmektedidr. Bu malzemeler arasında, erkek ve ergenler için teşvik edici dramalar, eğitim programları, video ve radyo tanıtımları, broşür, poster ve kitaplar bulunmaktadır. Geliştirilen malzemeler, üreme sağlığı/aile planlaması hizmetlerinin kullanımının ve bunlara karşı duyarlılığın artırılmasına katkıda bulunacaktır. Sağlık hizmetlileri, bu malzemelerin kullanılmasılnda öncelikli olarak rol alacaktır.

Eğitim Grubu:
Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan merkezi eğitim grubu, beş uzmandan oluşmaktadır. İllerdeki eğitim gruplarını eğitecektir. Merkezi eğitim grubu, il eğitim gruplarına yönelik olarak 50 kişilik bir kurs verecektir. İl eğitim grupları da, beş ildeki 20 sağlık personelini eğitmek üzere bir kurs düzenleyecektir. Eğitim programı, BET malzemelerini, danışmanlık ve aile planlaması konusundaki yeni gelişmelerden faydalanarak, sağlık personeli arasındaki iletişimi güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Tanıtım:
Devlet ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde, üreme sağlığı ve aile planlaması konularındaki ortak arayışı geliştirmek üzere çeşitli tanıtım toplantıları düzenlenecektir. Üst düzey devlet yöneticileri, karar vericiler, toplum liderleri, yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, yerel ve ulusal medya temsilcileri, yöneticiler, mesleki eğitimciler ile belirlenen illerdeki yerel ve ulusal düzeyde bir araya getirmek amacıyla, 15 adet birer günlük tanıtım toplantıları düzenlenecektir

H. Gıda Denetimi Hizmetlerine Destek



Projenin başlama tarini: 2001
Süre: 36 ay
Topluluk katkısı: 10 milyon Euro
Türkiye'nin katkısı: 4 milyon Euro
Program ortakları: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

ÖNCE GIDA GÜVENLİĞİ

Avrupa Komisyonu sadece Üye Ülkeler dahilinde değil, aynı zamanda tüm Avrupa'da da gıda güvenliğini teşvik ediyor. Bu doğrultuda, Topluluk, asgari ölçütleri yerine getiren gıda ürünlerinin Avrupa Birliği'nde giderek artan dolaşımı sonucunda tüketici sağlığını tehlikeye atmamak için temel gıda ile hayvan ve bitki sağlığı gibi alanlarda bir yasalar bütünü inşa etmiştir. Yasal olarak bir üye ülkede pazarlanan ve Topluluğun güvenlik standartlarına uygun her ürün, herhangi bir diğer üye ülkede de satılabilir.

Avrupa Komisyonu, MEDA Programı çerçevesinde, Türkiye'nin asgari güvenlik kriterlerini yerine getirerek, gıda denetimi hizmetlerini uluslararası ve Avrupa standartlarına çıkarabilmesi için "Gıda Denetimi Hizmetlerine Destek" programını desteklemektedir. Türkiye'de gıda denetimi ve laboratuvar personellerinin ciddi şekilde eğitilmesi gerekmektedir. Proje dahilinde, laboratuvarlar modern cihazlarla donatılacak ve gıda denetimi hizmetleri yerel ve daha geniş ağlarla birbirlerine bağlanacaktır. Proje, Türkiye ve Avrupa Topluluğu arasındaki gıda ürünleri ticaretini geliştirecektir.

Ortak pazarda tüketiciler, istedikleri gıda ürünlerini Avrupa Birliği çapında seçme olanağına sahiptir. Peynir, balık, bira vb. ürünlerin denetimi artık ayrı ayrı her ülkede değil, malı üreten ülkece yapılmaktadır. Gıda ürünlerinin güvenilirliğini sağlamak ve tüketicileri doğru bilgilendirmek amacıyla, Avrupa Birliği ortak hijyen ve etiketleme kuralları getirmiştir. Bu kapsamda, temel gıda ürünleri zorunlu denetime tabidir.

Amaçlar


  • Türk yasalarının Avrupa Topluluğu yasalarıyla uyum sürecini hızlandırmak,

  • Kalite kontrolü, uygunluk testleri ve gıda güvenliği için usul ve yöntemleri sıkılaştırarak, Türkiye'de gıda üretimi ve ticaretini geliştirmek,

  • Türkiye'deki laboratuvarlara malzeme sağlamak ve personel yetiştirmek,

  • Malların pazara erişimindeki uzun araları, farklı laboratuvarlarca yapılan testlerin uyumsuzluğunu, örneklerin reddini, malların imhasını engellemek ve ticaretin önündeki teknik engelleri kaldırmak üzere güvenilirlik ve niteliği geliştirmek,

  • Türkiye'deki gıda denetimi hizmetlerini daha verimli hale getirmek, laboratuvarlarda yapılan tahlillerin Avrupa ve uluslararası standartlarda malzeme ve yöntemler kullanılarak yürütülmesini sağlamak,

  • Türkiye çapında ortak hijyen, tüketici koruması ve halk sağlığı standartlarının uygulanmasını sağlamak ve Türkiye ve Avrupa arasında gıda ürünleri dolaşımını kolaylaştırmak.

Faaliyetler

  • 39 laboratuvar gereken şekilde donatılmış olacak,

  • Gıda denetimi uzmanları standart tahlil usulleri ve malzemelerinin kullanımı ve bakımı konusunda eğitilecek,

  • 15 laboratuvar, standart, usullerin kullanımını ve bilgi akışını kolaylaştırmak üzere Ankara'da bulunan Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'ne bağlanarak başvuru laboratuvarına dönüştürülecektir.

Program Yönetimi

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ve de özellikle Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Uygulama Birimi olacaktır.

Biri Bakanlık diğeri de Komisyon tarafından iki Eş-müdür atanacaktır. Eş-müdürler projenin uygulamasından sorumlu olacak ve bakanlığa ve Komisyona rapor vereceklerdir. Eş-müdürler teknik destek ve yerel personel işe alacaklardır. Malzeme için ihale eş-müdürler tarafından açılacaktır.

Proje üç aşamadan oluşacaktır:

Birinci aşamada Avrupa Teknik Destek Grubu hem Türkiye hem de Avrupa'da Bakanlık personeli için bir eğitim programı hazırlayıp düzenleyecektir.

Program:
Mesleki eğitim diploma ve sertifikaları dağıtacak olan bir Türk üniversitesi tarafından (her laboratuvar için üç kişi olmak üzere) 117 katılımcıya verilecek yoğun kurslar;

belirlenen laboratuvarlarda uygulama kursları;

ve Avrupa denetim kurumlarına bilgi ve çalışma gezilerini içerecektir.



İkinci aşama esas olarak malzeme alımı ve yerleştirilmesinden ibaret olacaktır.

Projenin üçüncü aşamasında Tarım Bakanlığı'na teknoloji ve insan sermayesi girdilerinin yönetiminde yardım edilecektir.



İhale Süreci

Program, Türk ve AT yetkililerinin finansman anlaşmasını imzalamalarından sonra uygulamaya konulacaktır.

2000 yılı sona ermeden ön bilgi notunun yayınlanması ve ilgi duyan firmalara resmi davet yapılması beklenmektedir.

Ekim 2000'de ilgi duyan firmalara resmi davet yapılacaktır.

Proje sunmak isteyenlerin değerlendirilmesini takiben teklif istenecekler listesi hazırlanacak ve 2000 yılı sona ermeden uzun dönemli teknik destek için ihale açılacaktır. Teklif istenecekler listesinde yer alan taraflara, tekliflerini sunmaları için çağrı yapılacaktır.

En geç Ocak 2001 olarak öngörülen ihalenin sonlanmasını müteakip, Mart 2001'de teknik destek grubu çalışmalarına başlayacaktır. Yine Mart 2001'de malzeme alımı için teknik destek grubu tarafından ihale açılacaktır. Bu ihalenin değerlendirilmesinin Mayıs 2001'de sonuçlanması beklenmektedir.


11. SİVİL TOPLUM İŞ BAŞINDA

Son yıllarda, hem Avrupa’da, hem de Türkiye’de gündemi meşgul eden tartışmalarda yeni ve güçlü bir ses yükseliyor: Sivil Toplum…

Sivil toplum örgütlü binlerce dernek, girişim, ajans ve sivil toplum kuruluşunu temsil eder. Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti kavramlarının yerleşmesiyle ilgili talepleri, ekonomiyle ilgili endişeleri "toplum adına" gündeme getirir.

Sanayileşmiş toplumların ve "Avrupa Kimliği"nin yansıması ve ayrılmaz bir parçası haline gelen sivil toplum, Sosyal Avrupa’nın inşasında ve Avrupa bütünleşmesinde de önemli bir yere sahiptir.

AB’nin tarihsel gelişimi izlenirse, Topluluk politikalarında ve etkinliklerinde sivil toplumun, insan haklarının ve demokratik değerlerin giderek daha fazla önem kazandığını görülmektedir.

İlk Topluluk antlaşmalarında üzerinde pek durulmayan temsili demokrasi ilkeleri ve insan haklarına saygı, çok geçmeden Avrupa bütünleşmesinin, dünyada kendini kanıtlamasının başlıca araçlarından biri olmuştur. Temel hak ve özgürlüklerin ve insan haklarının korunması ve güçlendirilmesi, dünya barışına ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Bu açıdan elbette hükümetlere önemli görevler düşmektedir. Ancak, bu hedeflere uluslararası kuruluşların, örgütlü sivil toplumun ve vatandaşların katkısı olmaksızın ulaşılamayacağı da bir gerçektir.

Artık her şeyi devletten beklemeyen Avrupa toplumları, temsil ettikleri farklı çıkarlar, ilgi alanları ve hedefler için yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde örgütlenmekte, Avrupa çapında hızla yayılmaktadır. Böylelikle, kitlelerin taleplerini daha güçlü bir şekilde dile getirmektedirler. Avrupa toplumları, devletin sorumluluklarını paylaşıp, bilinçli ve çağdaş insanı temsil etmektedir.

Adaylık statüsü 1999 Aralık ayında Helsinki Avrupa Birliği Konseyi’nce kabul edilen ve AB ile uyum hazırlıkları için kolları sıvayan Türkiye’nin penceresinden, sivil toplum ve AB ile ilişkileri ele alındığında, Türkiye’de de, sivil toplumun çeşitli konularda sesini yükselttiği ve rolünün giderek arttığı izlenmektedir. Yeni yeni güçlenen sivil toplumu, Avrupa ile bütünleşme sürecinde önemli görevler beklemektedir.

Sivil toplum, AB’yi oluşturan yasal belgeler, politikalar, yasal çerçeve ve kurumsal yapının tamamı olan Müktesebat’ın da (Acquis Communautaire) çok önemli bir unsurudur. Müktesebat, özellikle de sosyal politika ve istihdam başlığı, Topluluk hükümlerinin uygulanması için gerekli yapılar arasında, sosyal ortaklarla, sivil toplumu oluşturan ve sosyal güvenlik, kadın ve erkeklere eşit fırsatlar, yoksullukla mücadele ve ırkçılıkla savaş gibi konularda etkin bir biçimde çalışan sivil toplum kuruluşlarına ve aktörlere yer vermektedir.

Bu bakımdan, Helsinki sonrası dönemde, bir aday ülke olarak Türkiye’de örgütlü sivil toplumun AB’ye uyum sürecine aktif katılımının sağlanması daha çok önem kazanmıştır. Bu konu Katılım Ortaklığı’nda da vurgulanarak, Türkiye’nin, kısa vadeli önceliklerden biri olarak, toplanma ve dernek kurmaya ilişkin yasal ve anayasal garantileri güçlendirmesi ve sivil toplumun gelişimini teşvik etmesi önerilmiştir.

AB, hem Üye Ülkelerde, hem de Aday ülkelerde sivil toplum kuruluşlarıyla yakın işbirliği içinde çalışmaya özen göstermektedir. AB’nin icra organı Avrupa Komisyonu’nun 1980’li yılların sonundan itibaren Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına sağladığı mali yardımlar, sivil toplumun gelişimi sürecine katkıda bulunmaktadır.

Gelecekte, demokratikleşme, insan hakları ve sivil toplumu destekleme alanlarındaki projeler için daha sistematik ve geniş çaplı bir biçimde yardım sağlanması beklenmektedir. Böylelikle, sivil toplum kuruluşlarının, ulusal ve uluslararası düzeydeki etkinliklerini ve etkilerini artırmasına katkıda bulunulacaktır. Ayrıca, bu kuruluşların, toplumun taleplerini daha güçlü ve doğru bir şekilde yansıtmaları, girişimlerinden sonuç almaları mümkün hale gelecektir.

AB’de olduğu gibi, Türkiye’de de sivil toplum, yönetimde, yeni açılımların, işbirliklerinin, sorumluluk paylaşımının, şeffaflığın; toplumda ise uzlaşmanın motoru olmaya adaydır.
I – AVRUPA’DA VE TÜRKİYE’DE SİVİL TOPLUMA BAKIŞ
Bu bölümde, öncelikle sivil toplum kavramının tarih boyunca Avrupa’daki gelişimi incelenmiş ve sivil topluma ilişkin farklı yaklaşımlar değerlendirilmiştir. Ayrıca, günümüzde süregelen "sivil toplum nedir, ne değildir" tartışmalarına ışık tutmak amacıyla, sivil toplum kuruluşlarının tanımına ilişkin açıklamalar sunulmuştur. Avrupa bütünleşmesinde önemli role sahip olan sivil toplumun bu sürece nasıl katkıda bulunduğu ve katkıda bulunma araçları ele alınmıştır. Buna ek olarak, son dönemde gündeme gelen ve Avrupa çapında sivil toplum kuruluşlarının karar verme sürecine katılımlarını olumlu yönde etkilemesi beklenen "sivil diyalog" kavramına dikkat çekilmiştir. Aday ülkelerde sivil toplumun AB’ye uyum sürecine katılımının neden önemli olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, Türkiye’deki sivil toplum geleneği ve STK’ların yeri konusunda da bilgi sunulmuştur.
SİVİL TOPLUM NEDİR?

Sivil toplumun, basit bir tanımı henüz keşfedilmemiştir. Kavram, farklı toplumlarda yaşanan tarihsel gelişmelere paralel olarak çeşitli biçimlerde tanımlanabilmektedir. Bir toplumda sivil toplumun gelişmesi kültürel bir süreçtir ve şu unsurların gelişmesi ile paralellik taşır: çoğulculuk, bağımsızlık, dayanışma, toplumsal bilinçlenme, katılım, eğitim, sorumluluk ve yetki devri.

En geniş anlamıyla sivil toplum, bireylerin ve grupların devletten kaynaklanmayan ve devletçe yönetilmeyen her türlü toplumsal faaliyeti için kollektif bir tanım haline gelmiştir.

Avrupa’da, sivil toplum kavramı, tarih boyunca farklı şekillerde yorumlanmıştır. Aydınlanma Çağı’na kadar sivil toplum, belli bir hukuk düzenine tabi bir tür siyasi örgüt olarak anlaşılmıştır. Aristotle sivil toplumu "koinonia politike" olarak tanımlamıştır. Sivil olanla, siyasal olanın ayrımının henüz yapılmadığı bu anlayışta, sivil toplumun diğer toplum düzenlerinden farkı, hak ve haksızlığın ayrıldığı düzen olmasıdır. Cicero "societas civilis" ile sivil toplum kavramından bahsetmiştir. Sivil toplumun bu siyasi tanımı, Ortaçağa kadar kullanılmıştır. Buna göre, sivil toplum ve devlet neredeyse eşanlamlıdır ve iyi vatandaşlıkla yakından ilişkilidir ve sivil toplumla ilişkili ahlaki bir değerdir.

1750’li yıllardan itibaren, kavram neredeyse zıt bir anlam kazanmıştır. Sivil toplum, artık devlet kavramıyla ilişkilendirilmekten çıkmış, giderek devlete eşdeğer nitelikte ayrı bir kavramı temsil etmeye başlamıştır. Bu durum, o dönemde liberal bir dünya görüşünü savunan burjuvazinin, sivil toplum kavramını, siyasi alandan bağımsız, toplumun özel yaşamına ve ekonomik pazara ayrılmış bir sosyal alan ile eş tutmasından kaynaklanmıştır. Manevi ve sosyal ahlak sistemi, bütünsel olarak iyi vatandaşlık değil, iyi yetişmek (görgü ve kusursuz toplumsal davranışlar) olarak algılanmıştır.

Sivil toplum kavramı, ilk kez Adam Ferguson tarafından 1767’de "Sivil Toplumun Tarihi Üzerine Bir Deneme" adlı çalışmasında kullanılmıştır. Ferguson’un yorumu, 19. yüzyılda Hegel ve Marx gibi düşünürleri rahatsız etmiş ve bu yaklaşımı tek taraflı ve önyargılı olmakla eleştirmelerine yol açmıştır. Bu düşünürler, sivil toplumu, daha çok burjuva ve bireyci dünya görüşü olarak tanımlamıştır. Liberalizm ve sosyalizm, sivil toplumun tanımına ilişkin kavgalarında zıt kutupları temsil etseler de, sivil toplum, siyasi alanın antitezi olarak tanımlanmaktadır: Liberalizm, sivil toplumu, bireysel özgürlüğün ve sözleşmeye bağlanmış ilişkilerin kalesi olarak görürken, sosyalizm, baskı ve sınıf ayrılığının ifadesi olarak yorumlamıştır.

Bununla birlikte, 19. yüzyıldan itibaren, bazı siyasi ve toplumsal düşünürler önceki tanımlamalar arasındaki görüş ayrılığının ötesine geçmeye çalışmışlardır.

Artık, Tocqueville’in, Durkheim veya Weber’in ilham kaynağı olduğu modern sivil toplumun yeni bir yorumu ortaya çıkmaktadır. Bu yorum dört temel kurala dayanır:

1 - Sivil toplum, devlet, aile ve yerel yaşamdan bağımsız bir toplumsal alandadır.

2 – Bireyler, sivil toplumu oluşturan herhangibir dernek, işyeri veya gruba katılmaya zorlanamazlar.

3 - Sivil toplum, hukuk düzeninin dışında kalamaz.

4 - Sivil toplum, kollektif hedefler koyar ve vatandaşları temsil eder. Örgütlü sivil toplum bireyler ve devlet arasında "aracı" ve “itici güç” olarak rol oynar.

5 - Sivil toplum,"yetki devri"(subsidiarity) boyutunu getirmiştir. Devlet ancak kendi girişimi, vatandaş açısından, yerel, bölgesel veya ulusal girişimden daha etkin ve yararlıysa, harekete geçmelidir.

Özetle, bugünkü sivil toplum tartışmaları, üç yaklaşım üzerinde durmaktadır:

Liberal yaklaşım, vatandaşları, hak ve ödevleri açısından tanımlanan ekonomik ve rasyonel unsurlar olarak görür. Vatandaşlar, çıkar grupları olarak kendilerini düzenlerler ve devlet de evrensel olarak geçerli bireysel hakları güvence altına alır. Sivil toplum, bireysel hakların hayata geçirildiği ölçüde gelişebilir.

Toplumcu teoriye göre, vatandaşlar, kendilerinin belirledikleri değerler esasında kurulmuş olan bir toplumun üyeleridir. Bireyler kendi işlevlerini, bireyle devlet arasındaki ilişkiler sisteminde yerine getirmeli, davranışlarını toplumun hedefleriyle örtüştürmelidir.

Demokratik yaklaşıma göre ise, sivil toplum, demokratik tartışmaların sadece fikir oluşturmakla kalmadığı, standartlar da getirdiği bir siyasi bilinçlilik yaratmaktadır. Böylelikle, bilgilendirme süreci, aynı zamanda bir karar oluşturma süreci haline gelmekte ve sivil toplum, ortak değerler üzerinde anlaşmaya varabilmektedir.

James Maddison gibi kimi düşünürler de, sivil toplumu güç ilişkisi açısından ele almıştır. Maddison’a göre "sivil toplum güç istimarına karşı en önemli denetim ve denge unsurlarından biridir. Otoritenin kaynağı toplumdur ancak toplum da birçok çıkar grubu ve sınıfa ayrılmaktadır. Bu da bireylerin veya azınlığın haklarını, çoğunluk karşısında tehlikeye düşürebilmektedir". Bu görüşten yola çıkarak, egemen güç olan devletin dışında, kolaylıkla sınırlanamayacak ve denetlenemeyecek bir bağımsız kuruluşlar ve örgütler ağının gelişmesi zorunludur.

Sivil toplumu aktif vatandaşlık ile ilişkilendiren Ralph Dahrendorf ise, sivil toplumu "başkalarına saygı gösteren, başkalarını cesaretlendirip, harekete geçmek isteyen ve geçebilen, eyleme yönelik araçları yaratabilen, kendinden emin, korkusuz ve korku duymak için nedeni olmayan kadınlar ve erkekler, yani vatandaşlar" olarak tanımlamıştır. Nedir aktif vatandaşların özellikleri? Girişimci ve yenilikçidirler. Şoklara dayanıklı olup, yeni fırsatlar yaratırlar. Güç şartlar altında yaşayan ve göreceli olarak toplumun daha az şanslı kesimleri için toplumsal destek sağlamak üzere kendilerini düzenleyebilirler.

Çağdaş toplumlarda sivil toplum, devlete karşı çıkış olmayıp, devlet, ekonomik pazar ve vatandaşlar arasında üçüncü sektör olarak bir rol üstlenmiştir.

Sivil Toplum Kuruluşları Nasıl Tanımlanabilir?

Sivil toplum, kamu bilincinin gelişebildiği, demokratik katılıma imkan veren ve iletişime açık bir alandır. Dayanışma içinde harekete geçmek ve iletişim kurmak için bir grup insana ihtiyaç vardır. İşte sivil toplumdan, sivil toplum kuruluşlarına geçiş de bu noktada gerçekleşir: Sivil toplum, örgütlü toplumdur.

Avrupa’da, sivil alanda faaliyet gösteren yapılar, sosyal ortaklar (sendikalar, işveren örgütleri ve diğer kuruluşlar); sosyal ortakların dışındaki sosyal ve ekonomik aktörleri temsil eden örgütler; yerel düzeyde örgütlenen gençlik ve aile dernekleri CBO olarak anılan vatandaşın toplumsal hayata katılımını sağlayan örgüt ve dini topluluklar ile hükümet dışı kuruluşlar olarak adlandırılan NGO’lardan oluşur.

STK kavramını dar kalıplara sığdırmak mümkün değildir. STK’lar, sivil toplumla içiçe geçmiştir. Avrupa’da sivil toplum, çoğu kez NGO terimiyle birlikte düşünülmektedir. Sivil toplumun bir parçası olan bu kuruluşlar, vatandaşları ortak bir amaç için biraraya getiren çevre ve insan hakları örgütleri, tüketici dernekleri, yardım ve eğitim örgütleri gibi yapılardır.

Türkiye’de, İngilizce’deki "Non-Governmental Organization" kavramının tam karşılığı yoktur. Geçmişte, cemiyetler, klüpler, daha yakın bir tarihte demokratik kitle örgütleri gibi sözcükler sivil alanda faaliyet gösteren bu yapıları tarif etmekte kullanılmıştır. Hatta, gönüllü olup olmadığı, üyelik aidatları, kamu yararı gözetmesi, vergi muafiyeti, vb. çeşitli kriterlere bakılarak kuruluşlar sınıflandırılmaya çalışılmıştır. Ancak bugünkü en yaygın kullanım, Sivil Toplum Kuruluşları’dır (STK).

Türkiye’deki mevzuata göre, STK’lar, dernek veya vakıf statüsünde kurulup, kar amacı gütmemek kaydıyla faaliyet gösterebilirler. Mevzuatta, gönüllü örgütlere veya STK’lara doğrudan bir referans yoktur. Türkiye’de sivil toplum, siyasi partileri, vakıfları, dernekleri, sanayi ve ticaret odalarını, meslek örgütlerini, üniversiteleri, sendikaları, farklı platform ve yurttaş girişimlerini içine alır.

STK’ların en belirgin özellikleri, sadece kendi amaç ve değerlerine hizmet etmemeleri, hükümetlerden, kamu makamlarından ve siyasi partilerden bağımsız olmaları, ticari çıkar gözetmemeleri ve kar amacı gütmemeleri ve merkezi otorite ile vatandaş arasında arabuluculuk yapmalarıdır. Toplumdaki belli insan gruplarını veya tüm toplumu ilgilendiren sorun ve konularla ilgili olarak harekete geçerler. Başka araçlarla sesini yeterince duyuramayanların sesi olarak hareket ederler.


Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin