10- Sırrü'l-Câlemîn. Gazzâlîye aidiyeti tartışılan bu eser de basılmıştır.619
11- Minhâcü'l-'âbidîn. Müellifin son dönem çalışmalarından olduğu sanılan eserin yazara nisbeti tartışmalıdır. Bu tartışma ilkin, Muhyiddin İbnü'l-Arabfnin eserin Ebü'l-Hasan es-Sebtî1-ye ait olduğunu ileri sürmesiyle başlamıştır620. Zebîdî İse kendi zamanında Minhâcü'l-'âbidîriin Gazzâlî1-nin son yazdığı eser olarak kabul edildiğini söylemektedir621. Cennete giden yolun engellerle dolu olduğunu belirterek eserine başlayan müellif, bu yolun nasıl geçilebileceğini daha önceki eserlerinde anlatmış olmakla beraber konuyu burada biraz daha farklı biçimde ele alacağını ifade eder. Bu yoldaki yedi engeli ve bu engellerden kurtulma çarelerini gösterdikten sonra âhiret yolculuğunun mânevî bir yolculuk olduğunu ve bunun sonunda Allah'ın insana yirmisi bu dünyada, yirmisi âhirette olmak üzere kırk çeşit ihsanda bulunacağını belirtir. İlk defa 1288'de (1871) Kahire'de basılan eseri Mahmûd Mustafa Halâvî üç ayrı nüshaya dayanarak yeniden neşretmiştir622. Farsça ve Türkçe'ye çevrilen eserin sekiz kadar şerh ve telhisi bulunmaktadır.623
Bunların dışında Gazzâlfnin, kendisine aidiyeti kabul edilmekle beraber telhis veya seçmeler şeklinde telif edildikleri anlaşılan daha başka eserleri de bulunmakta olup bazıları şunlardır: Miyârü'l-ukûl, Kitâb iî mes'eleti külli müctehidin muşîb, Cevâbü'l-Ğazzâ-lî 'an dcfveti Mü'eyyedi'l-Meliki leh, Cevâbü'l-mesâ'ili'l-erba'a elletî se'e-lehe'l-Bâtmiyye bi-Hemedân, Risâle-tü ructfi esmâ3i'llâhi ilâ zâtin vahide calâ reiyi'l-Mutezile ve'1-lelâsife, Zâd-i Âhiret, Risale ilâ ba'zı ehli aş-lih, Tefsîru yâkütü'f-fe3vîl, Telbîsü İblis, Kütüb fi's-sihr ve'l-havâş ve'l-kimy&>, Ğavrü'd-devr fi'1-mes^eleti's-Süreyciyye, Hakikatli '1-kavleyn, ei-Keşf ve't-tebyîn, Esâsü'l-kıyâs, Haki-katü'l- Kurbân, el-İstidrâc, Esrâru mu'âmelâti'd-dîn, Cevâbü mesâ'ilin sifile 'anhâ, Risâletü'l-aktâb. Gazza-lî'ye aidiyeti tartışılan Risâletü't-tayr, Meıâricü'l~kuds, Mînhâcü'l-'ârifîn, Mi'râcü's-sâlikîn, el-Hikme iî mah-îûkâti'ilâh, Ravzatü't-tâlibîn, er-Red-dü'1-cenül ıalâ şarîhi'l-İncîl, Mükâ-şefetü'î-kulûb gibi eserler de klasik kaynaklarda ona nisbet edilmiş ve kütüphanelerde onun adına kaydedilmiştir.
Gazzâlfnin eserleriyle ilgili çalışmalar XIX. yüzyılın ortalarında R. Gosche tarafından başlatılmıştır.624 Gosche, Gazzâlfnin kırk civarındaki eserini değerlendirerek ona nisbetini tartışmıştır. Aynı yüzyılın sonlarına doğru Duncan Black Macdonald Gazzâlfye nisbet edilen bazı eserler üzerinde bir inceleme yapmıştır625. Ignaz Goldziher626 ve W. H. T. Gairdner'in627 konuya ilişkin çalışmalarını, Louis Massignon'un tasavvuf tarihi bağlamında Gazzâlfnin eserlerine getirdiği düzen takip etmiştir628. GazzâlTye nisbet edilen eserlerin otantik olanlarıyla apokrif olanlarının ayırımını Miguel Asin Palacios yapmaya çalışmış629 onun ardından da W. Montgomery Watt bu konuda bir inceleme yayımlamıştır630. Bu arada Ferîd Cebr de (Farid Jabre) SübkTnin Ta-bakât'i ışığında Gazzâlfnin eserlerinin kronolojisini çıkarmıştır631. Gazzâlfnin eserlerinin kronolojik sıralamasıyla ilgili bir başka çalışmayı George Fadlo Hourani yapmıştır.632 Aynı yıl Maurice Bouyges'un yukarıda adı geçen kronolojik bibliyografyası yayımlanmış ve nihayet Abdurrahman Bedevrnin anılan eseriyle633 bu konudaki çalışmalar belli bir seviyeye ulaşmıştır.
Tesirleri. Gazzâlî, İslâm düşüncesinin değişik disiplinlerinde kendinden sonra gelen düşünürleri en çok etkileyen kişilerden biri olduğu gibi büyük halk kitleleri tarafından da en çok okunan, benimsenen bir âlimdir. Onun bu etkinliği ve saygınlığı günümüzde de özellikle sû-fî gruplar arasında devam etmektedir. Çağdaşı Abdülgâfir el-Fârisî, ölümünden kısa bir süre sonra onu "İslâm'ın ve müslümanlann hücceti, din imamlarının önderi" olarak niteleyecek634 ve o günden beri Gazzâlî. "Zey-nüddin"635, "U'cûbetü'z-zamân"636 ve nihayet "Hüccetülislâm" la-kaplanyla anılacaktır. Hatta bazı âlimler onu o kadar yüceltmişlerdir ki rüyalarında Hz. Peygamber'in Hz. Mûsâ ve îsâ'ya karşı Gazzâlî ile övündüğünü gördüklerini bildirmişlerdir637. Diğer taraftan Resûl-i Ekrem'in her asırda bir müceddid geleceğini bildirdiği ve V. hicret asrının müceddidinin de Gazzâlî olduğu görüşü günümüze kadar gelmiş, Süyûtî bu konuda yazdığı bir manzumede onun müceddidliği hususunda hiçbir tartışma bulunmadığını ifade etmiştir.638
Bazı modern yazarlara göre her medeniyetin simgesi haline gelen bir düşünürü vardır. Grek medeniyetini Aristo, modern Batı medeniyetini Descar-tes veya Kant temsil ettiği gibi İslâm medeniyetini de Gazzâlî temsil etmektedir639. M. Watt ise Gazzâlfnin hem müslü-manlar hem de Avrupalı âlimler tarafından Hz. Muhammed'den sonra en büyük müslüman olarak kabul edildiğini bildirmekte ve "Gerçekten İslâm teolojisi alanında ondan sonra gelenlerin hepsine etkisi olmuştur" demektedir.640
Geçen yüzyıllarda Gazzâlî'nin eserlerini çoğaltmak bir ibadet olarak telakki edildiği gibi İhyâ3ü culûmi'd-dîn'in bazı bölümlerini vird olarak okuyanlar bile olmuştur641. Son yıllarda ise eserlerinin baskısı birçok defa yenilenirken büyük bir bölümü dünyanın çeşitli dillerine çevrilmiştir. Ayrıca üzerinde en çok akademik çalışma yapılan birkaç İslâm düşünüründen biri de Gazzâlfdir. Gazzâlfnin etkilerini iki bölüm halinde incelemek mümkündür.
Dostları ilə paylaş: |