GeçMİŞte ve güNÜMÜzde tekfir meselesi


Cahiliyet Kavramı Ve Küfürle İlgisi



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə13/32
tarix15.01.2019
ölçüsü0,74 Mb.
#97276
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   32

Cahiliyet Kavramı Ve Küfürle İlgisi

Üstad Mevdudi (Allah rahmet etsin) "cahiliyyet" vasfını islam dışı düzen için kullandı. Bunu ondan da Seyyid Kutub (r.aleyh) aldı. Sonunda bu vasıf bütün yazdıklarında görüldü. Bazı cesur müslüman gençler "cahiliyyet" ile "küfür" kelimesini irtibatlandırmaya kalkıştılar ve ikisini de eş anlamlı kıldılar.

Ben burada üç ayn prensibi zikretmek istiyo­rum:

Birinci Prensip: Medine İmamı, Malik bin Enes'ten şöyle bir söz nakledilmiştir: "Her insanın sözü alınır veya reddedilir;ancakbu kabrin sahibi hariç" Hz. Pey­gamberi işaret ediyor.

Buna göre yer yüzünde günahsız insan yoktur. Yalnız risalet sahibi ve Yüce Rabbinden alıp tebliğ et­tikleri hariç.

İkinci Prensip: Dr. Yusuf er-Kardavi'den naklen alıyorum. O "Uzmanlığa Saygı duyunuz" başlığı altın­da şöyle diyor: "Ben bu gençlere uzmanlığa saygı duy­malarını Ögütlüyorum. Her branşın adamı, her ilmin deehli vardır. Tıpkı bir mühendisin tıp konusunda ke­sin kanaat belirtmesinin caiz olmadığı gibi bir tabibin de hukuk alanında kanaat belirtmesi caiz olmaz. Hat­ta bir dalda uzman olan bir tabibin başka bir dala gir­mesi uygun olmadığı gibi aynı şekilde şeriat ilminin de her aklı esenin fetva verdiği bir alan olması caiz ol­maz. Bunun gerekçesi olarakta İslam'ın insanlardan bir guruba has kılmmadığmı ve yine diğer dinlerin ta­nıdığı "din adamları" sınıfını isîamm tanımadığını ile­ri sürerler" 76

Vakıa islam "din adamları" sınıfım tanımaz. Fakat şu ayet-i kerimenin işaret ettiği uzman din alimleri sı­nıfını tanır. Ayet şöyle: "(Bununla beraber) mü'minlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onlardan her topluluktan bir grup dinde (dini ilimlerde) geniş bilgi el­de etmek ve kavimleri (savaştan) döndüklerinde (onları Al­lah'ın azabı ile) korkutmak için geride kalmalıdır. Umulur ki dikkatli olurlar." (Tevbe:122)

Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebeviye bize-bilme-diğimiz konuda-bilgi ve tecrübe ehlinden olan alimle­re başvurmamızı Öğretti. AyetŞöyle:"...Eğer bilmiyor­sanız bilgi ehline sorunuz." (Enbiya:7)

Hz. Peygamber (SAV) başından yaralanmış bir ki­şiye, yaralı olmasına rağmen, bazılarının, yıkaması­nın vacip olduğu konusunda fetva vermeleri sonucu, yıkanıp ölmesi üzerine şöyle buyurmuştur:" Onu öl­dürdüler. Allah'da onların canlarını alsın... Bilmedik­leri vakit sorsalardı olmaz mıydı?

Üçüncü Prensip: İslami kültürümüzde, öğüt ve davet kitaplarının yeri ayrı, ahkam kitaplarının da ye­ri ayrıdır. Ahkamı, vaaz veya genel davet kitapların­dan almamız bağışlanmaz bir hatadır. Bu kitapların her birinin kendine göre bir yöntemi vardır. Düzenli konuşan veya nutuksöyleyen ya da öğüt veren her ki­şiden hükümler alınmaz. Aksine bir tnüslümanın ne­yi nerden ve kimden alacağını bilmesi gerekir. Bunun için Alimlerimiz, bazıları hakkında: falanın daveti makbul, rivayeti merduddur. Onun takvası ve sala­hından ötürü duasının kabul edileceği umulur. Fakat ravileri iyi bilmediğinden ve gafletinden ötürü riva­yeti reddedilir, demişlerdir.

Asıl söze geçmeden önce böyle bir giriş yapmayı lüzumlu gördüm. Şimdi ise hemen belirtmeliyim ki, "Cahiliyyet" kelimesi Kur'an'da dört yerde geçmekte­dir:

l- Cahiiiyyet zannı. Bu ifade Al-i İmran suresinin 154. Ayetinde geçmektedir. Cenab-ı Hak şöyle buyu­ruyor: "Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven in­dirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali, bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir grup da, Allah 'a karşı cahiliyyet zannı gibi haksız bir zan besliyorlar. "Bundan bize ne?" diyorlardı. De ki: Bütün iş Allah'ındır."

İçlerinde sana açmadıkları bir şey gizliyorlar. "Bu bize ait bir şey obaydı, burada öldürülmezdik." diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edil­miş olanlar öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah içinizdekileri yoklamak ve kalbleri-nizdekileri temizlemek için (böyle yaptı). Allah içinizde ne varsa hepsini bilir."



2- Cahiliyyet idaresi. Cenab-ı Hak Maide suresinin 50. Ayetindeşöyle buyuruyor: "Yoksa onlar (İslam önce­si) "Cahiliyyet idaresi"ni mi arıyorlar. İyi anlayan bir top­luma göre hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır?

3- Cahiliyyet dönemi açılıp saçılması. Bu tabirde Ah-zab suresinin 33. ayetinde geçmektedir. Yüce Mevla-mız şöyle buyuruyor: "Ey Peygamber hanımları! Siz, ka­dınlardan herhangi biri değilsiniz. Eğer (A ilah 'tan) korku­yorsanız, sözü (yabancı erkeklere karşı) yumuşak söyleme­yin ki kalbinde hastalık bulunan kimse kötü ümide kapılma­sın. Güzel ve münasip sözler söyleyin. Evlerinizde vakarı­nızla oturun, İlk cihiliyye (devri kadınlarının açılıp, saçıla­rak, ziynetlerini göstererek yürüyüşü gibi yürümeyin..." Ahzab:32-33.

4- Cahiyyet taassubu. Bu da Fetih suresinin 26. aye­tinde geçmektedir. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "O zaman inkar edenler kalblerine taassubu, cahiliyyet ta­assubunu yerleştirmişlerdi. Allah'ta elçisine ve müminlere sükunet ve gü venini indirdi. Onları takva sözü üzerinde dur­durdu. Zaten onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi. Allah herşeyi bilendir."

Şimdi bu ayetler hakkında müfessirlerin sözlerini ve konuyla ilgili hadisleri zikredeceğim. 77



1.Kurtubi:

"Canlan sevdasına düşen zümre" Muattib bin Küşeyr ve arkadaşlarıdır. Onlar savaşa ganimet arzusu ve mü'minlerin korkusundan ötürü çıkmışlardı. Bun­dan dolayı da onlan uyku tutmamıştı. Orada bulun­malarına son derece üzülmeye ve uyduruk sözler söy­lemeye başlamışlardı. "Canlan sevdasına düştüler"in manası, nefisleri kendilerini düşünmeye şevketti, de­mektir. Araplar canla rımsıkan bir iş olunca: Bir şey ca­nımı sıktı, derler, veya, beni üzdü, beni eritti, derler. "Cahiliyyet zannı" demek, cahiliyy et halkının zan-nı demektir. Ayette geçen:"... Bu işten bize ne? diyor­lar" sözü, cahiliyyet halkının zannıdır. İstifham lafzı inkar ifade ettiği için "Bu işte bize ait bir şey yoktur" manasınadır. Yani savaşa çıkma fikriyle bizim bir ilgi­miz yoktur, biz sadece istemiyerek çıktık, demektir. Onların durumunu ortaya koyma bakımından ayetin şu bölümü daha açık:"Bu bize ait bir şey olsaydı bura­da öldürülmezdik." Zübeyr dedi ki: O gün-Uhud'da üzerimize Allah katından uyku gönderildi. Beni uyku bururken, Muattib bin Kuşeyr'in "Bu bize ait birşey ol­saydı burada öldürülmezdik." dediğin duyuyorum.78 Bu ibarenin-ayette geçen münafıkların sözünün "Mu-hammed'in bize vadettiği zaferden bize ait bir şey yoktur" anlamına geldiği de söylenmiştir. 79




Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin