GeçMİŞte ve güNÜMÜzde tekfir meselesi



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə17/32
tarix15.01.2019
ölçüsü0,74 Mb.
#97276
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   32

Âlûsî'nin Görüşü:

"Onlar Cahiliyc idaresini mi arıyorlar?" Ayciindcki soru edatı, onların hallerini beğenmeme, durumlarına şaş­ma ve onları azarlama anlamına gelir. Hüküm kelimesinin başındaki "Fa" harfi makam gereği lakdiredilene atıf ifade eder: Yani onlar, Allah' in sana indirdiği ile hükmetmeni kabul etmekten yüz çevirip, cahiliyyel idaresini mi arıyor­lar? Ayetin başındaki "Hcmze"'nin yerinin "Fa"' dan sonra olduğu söylenmiştir. Hemze başa alınmış.

Çünkü onun sadaret (başta olma) hakkı var. Mcf ul' ün öne geçmesi, şaşma ve inkarı pekiştirmeyi ifade eden tah­sis içindir. Çünkü Rcsulullahın hükmünden vaz geçip baş­ka bir hükmü ialebetmek çirkindir ve hayret vericidir. Cahiliyyet hükmünü istemek çok çirkin ve pek hayret verici­dir.

Cahiliycl ile kastedilen şey nefse uymak ve ahkamda

halkıdır. Onların istedikleri hüküm, kalledilenlcrarasında adaletle davranmayıp farklı davranmaktı. Denildi ki, söz m u/af m harf] üzerine kurulmuştur. Yani cahiliyyel halkı demektir. Hükümleri de yukarıda zikredilen husustur. Ri­vayet edilmiştir ki Nadiroğullan ile Kurayza Oğullan arasında işlenmiş bir cinayet davasında Resulullahın ha­kemliğine başvurmuşlardır. Bazıları Rcsulullahdan cahi-liyye dönemindeki uygulama ile hükmetmesini işlemişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (SAV) : "Katlin karşılığı kana kandır, "buyurdu. Buseler Nadiroğulları:" Biz buna razı değiliz " dediler. 110

Yukarda söylenenlere ekolarak İsmail bin İbrahim cl-Halipel-Hasani cl-Es'adi el-E/hcri es-Selel i adında bir Ez-her şeyhinin kitabında söylelenenlcrden bazılarını almak istiyorum. Kitabının adı "Tahsir-i ehli'f-iman anıl'-Hükmi bi-gayri ma Enzelcr Rahman" Güzel bir kitapçık. Ezber şeyhi bu kitabında müfessirfcrdenchli-Tahkik'in sözlerini naklcimiştir, Sözlerden biri her kavmin "tağul" u Allah ve Resulü'nün dışında, önünde muhakeme oldukları ve Alla-hı bırakıp kendisine taptıkları veya Allah katında bir belge olmadan kendisine uydukları ya da itaati yalnızca Allaha ait olduğunu bilmedikleri konuda kendisine itaat ellikleri kişidir 111

"Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin..." (Hücurat: 2) ayetine yaptığı yorum­da şöyle diyor: "Kendi seslerini peygaberin sesinden fazla yükseltmelerinin amellerinin boşa çıkmasına sebep oldu­ğuna göre, görüşlerini akıllarını zevklerini siyasetlerini, marifetlerini, kanunlarını ve durumlarını Resülullahm gc-. ürdiği şeylere laktım etmeleri ve üstün tutmaları nasıl olur"? Amellerin boşa çıkmasına bu daha öncelikli bir se­bep değil mi? Evet Öylc112

İsmail cl-Ezhcri kitabını şu sözüyle noktalıyor. Alla-hın indirdiği ilehükmeden herkes adeletli hükmetmiş olur. Onun dışındakiyle hükmeden zulüm işlemiş olur. Allanın kendi peygamberine indirdiği ile hükmetmenin far/i yeline inanmayan ve kendi görüşüyle insanlar arasında hükmet­meyi helal gören kişi kaiirolur. Velhasıl, herkese adelcüc hükmetmek her zaman ve mekanda, herkes için mullak va­ciptir. Allah'ın Hz. Muhammcd'c indirdiği ile hükmetmek adaletin en mükemmeli ve en gü/.elidir. Yine Allah'ın in­dirdiği ile peygamberin ve onu izleyenlerin üzerine vacip­tir.113 Allah'ın ve Rasülünün hükmüne sarılmayan kafirdir. Hem kendisine hem de başkalarına zulmclmişlir. 114



Seyyid Kutup'un Cahiliyye İdaresi İle İlgili Görüşleri

Bu bahsin başında, Mcvdudi'nin (Allah rahmel eyle­sin) cahiliyyet vasfını islam dışı düzene verdiği söylen­mişti. Merhum Scyyid Kutup, Allah'ın indirdiğinden baş­kasıyla hükmetmeyi araştırırken, Mevdudi'nin bu görüşü­nü aldı vedahada genişletti. O'nuncahiliycllc ilgili lariliy-le başlamak güzel olur sanırım. O, şöyle diyor: "Cahiliyyet tarihi bir dönem değildir. Ancak o, bir düzen veya bir du­rum içinde nerede dayanak bu!ursa,oradahirhaldır.Yinco kendi içinde hayaıa ail bir yönetimi ve yasamayı Allah'ın şeriatına ve yoluna değil, beşerin arzu ve işleklerine dön­dürmektir. Bu arzuların bir ferdin bir sınıfın, bir milletin veya olgun bir beşer kuşağının arzulan olması eşittir. Onlann tümü Allah'ın şeriatına dönmediği sürece arzu olmaktan öteye geçmez.

Birlen, birtopluma kanun koyduğu vaki t,o bircahili-yettir. Çünkü onun arzusu kanun olmuştur. Veya görüşü kanundur. Fark sadece ifadelerdedir.

Birsımfdiğcrsınıflariçin kanun koyuyor, o vakit oda cahiliycllir. Çünkü bu sınıfın çıkarları kanun olur veya parlcmentcr çoğunluğun görüşü kanundur. Yine, fark yal­nızca ibarelerdedir... Fertlerin, toplumların, milletlerin ve nesillerin yaratıcısı da kanun koyuyor. İşte o Allah'ın şeri­atıdır. O şeriatla bir ferdin diğer ferdin aleyhine hükmet­mesi yoktur. Ne ferdin ne toplumun ne bir kuşağın ne de devletin böyle bir yetkisi yoklur. Çünkü Allah herkesin rabbidir. Herkes onun yanında eşinir. Çünkü Allah herke­sin hakikatini ve kamunun yararını bilir. İfrat ve tefrite yer. vermeden, yüce Allah inananların ihtiyaçlarını ve yararla­rını en güzel şekilde gözeiir.

Scyyit Kutup bir kaç sayfa sonra tekrar cahiliyyctten söz etmeye koyulur vc-şöylc der: "Yüce Allah'ın nitelen­dirdiği ve Kur'anınsınırlandırdığı gibi cahiiiyycl insanın insana hükmelmesidir. Çünkü o insanın insana kulluğu­dur.... Allah'ın kulluğundan uzaklaşmaktır. O'nun uluhiy-yetini reddetmektir. Bu reddetmeye mukabil'bazı insanla­rın uluhiyyctini ve Allahı bırakıp onlara ubudiyeti kabul etmektir.

Hakikaten bu ayetin ışığı allında, cahiliyyet belirli bir zaman dilimine mahsus değildir. Fakat o, bir durum, bir vaziyettir. Bu durum dün mevcut olduğu gibi bugün de mevcuttur, yann da mevcut olacaktır. İşte o vakit İslam'a karşı olarak o cahiliyyel ismini alır.

İnsanlar, ya Allah'ın şeriatı ile hükmederler, onu ka­bul edip kendilerini ona teslim ederler ve Allah'ın dinine girerler... Veya kulyapısı bir sistemi tatbik ederler, onu ka­bul ederler ve cahiliyet bataklığına düşerler. Onlar kimin hükmünü laibik ediyorlarsa, onun (linindedirler... Allah'ın değil! Cahiliyyct hükmünün arandığı yerde, Allah'ın hük­mü aranmaz. İlahi şeriatın tcrkcdildiği yerde, cahiliyyel prensibi bulunur ve yaşanan hayatdacahiliyyel hayatı olur. İşte yol aynmı burasıdır..

Ya islam, ya cahiliyyct...Ya iman, ya küfür. Ya Al­lah'ın hükmü, ya cahiliyyetin hükmü... Allah'ın indirdikle­ri ile hükmctmcycnlcr; kafirdirler... Zalimdirler... fasıklır-lar. Yönetilenlerden Allah'ın hükmünü kabul etmeyenler, mü'min değildirler.

Bu mesele, müslümanın vicdanında kesin ve açık bir şekilde yer etmelidir. Kendi zamanında insanla, onun tat­biki hususunda tcrcddüle düşmemelidir. Bu hakikatin muktezasma, dost ve düşman herkese, icracdilen bu tatbi­katın neticesine katlanmalıdır. Bumescic. birmüslümanın vicdanında kesinlik derecesine ulaşmazsa, o insanın düze­ni bozulur, nizamı kanşır. Vicdanında hak ve batılı arlık ayırdcdcmez, doğru yolda tek adım bile alamaz115

Seyyid Kutub "onlar cahiliyyet idaresini mi arıyor­lar.., "ayetine yaptığı yorumda şöyle diyor:"İştc bu mesele bütün dinlerde böylece belirtiliyor. Gerek idare edenler, ve gerek idare edilenlerin iman ve islam'a girebilmelerinin şart ve sının tayin ediliyor. Bunun şartı: İdarecilerin, Al­lah'ın indirdikleriylc hükmetmeleri, idare edilenlerin de bu hükmü kabul etmeleri ve diğer kanun ve hükümlere iltifat etmemeleridir...

Meseleyi bu şekilde vaz'etmek çok önemlidir. Keza bu derece şiddet göslcrmekdc önemli sebeplere istinad eder. Acaba bu sebepler nelerdir? Biz gerek bu sûrede ge­rek diğer bütün Kur'an ayetlerinde bu noktaya temas etme­ye çalışıyoruz. Ve bu hUvSusun açık ve net bir şekilde belir­diğine şahit oluyoruz. Bu meselede karşımıza çıkan mü­him noktaların ilki, Allah'ın ulûhiyctinin, rububiyyetinin, beşeriyete ortaksız hakimiyetinin ikrarı veya reddidir.... İşte bu noktadan, küfür veyaiman,cahiliyyct veyaislamiy-yet meselesi ortaya çıkıyor...

İkinci mühim nokta; ilahi nizamın diğer bütün beşeri nizamlara olan mutlak üstünlüğüdür. Bu üstünlük bahsi­mizin son ayetinde şöyle dile getiriliyor: "Yakinen bilen birmülct için Allah'tan daha iyi hüküm veren kim vardır." Sosyal hal ve tavırların bütünü hakkında ilahi şeriatın üs­tünlüğünün mutlak itirafı da, aynı şekilde iman ve küfür meselesine girer. Hiç kimse beşer yapısı olan bir nizamın, insan cemiyetlerinin sosyal durum ve tavırları hakkında, Allah'ın nizamından daha üstün veya ona denk olduğunu iddia edemez... İddia edenler, sonra da kalkıp, müslüman olduğunu ve Allah'a iman ettiğini söylerler... Hakikatle o, Allah'tan daha çok insanın halini bildiğini, toplum işleri­nin tedbir ve idaresinde Allah'ıandaha sağlam bir yol tuttu­ğunu iddiaedcr. Veyaşu fikri ileri sürer: Hayatın ahvali ve ihtiyaçları sürüp gitmektedir. Halbuki Alan bu nizamı ko­yarken, O, ihtiyaç vcahvâli bilmiyordu, yahu)' iliyorduda , ona münasip bir nizam koyamadı!! Bu türlü iddialarla iman ve İslam davası gerçekleşemez... Hatla diliyle bunla-n söylese de...

Allah'ın nizamı; beşer hayatı için mütekamil, şümul­lü ve metodlu bir nizamdır. Bütün hal ve şekilleriyle insan hayatının her cephesine ait değişikliği, yönelişleri, nizam ve intizamı ilahi ölçülerle düzene sokar ve her sahaya te­mas eder. O; insan varlığının ve beşeri ihtiyaçalann haki­kati, insanın daiçinde yaşadığı şu kainatın hakikati, insana hükmeden ve iman varlığının hükmettiği kanunların ka­rakteri ile alâkası mutlak ilme istinad eden bir nizamdır... bundan dolayıdır ki O, hayatın hiç birmeselesini ihmal et­mez. İnsan unsurunun türleri arasında yıkıcı birçatışmaya sebep olmadığı gibi, bu uasarla kainat kanunları arasında da böyle çatışmaya yol açmaz. O, ancak muvazeneyi, itidali uygunluğu, nizam ve initizamı icmin eder. Bu, insanın ürettiği bir metodun halledeceği işler değildir." Bundan sonra Üslad, bu ilahi yolun mutlak adalete dayandığından bahseder ve" Eğer Allah'ın yolu mutlak adaleli gcrçckleş-tirmezse, bur^apmaya kimin gücü yeter?" der..

Daha sonra O, İlahi nizamın, bütün kainat kanunla­rıyla uyum içinde olduğunu, zira bu nizamı koyanın, kai­natında yaratıcısı olduğunu ve insanın, bu uçsuz kainatın unsurlarından biri olduğunu söyler...

Ve yine İslam nizamının; insanın insana kulluktan kurtulup, hürriyetine kavuştuğu ve her kesin yalnızca Al­lah'ın kulu olduğu bir nizam olduğunu ifade etler..116

Merhum Scyyid Kulub'un sözleri şöyle son bulur: "Üzerin­de durduğumu/, bahisle arzedilen ayetlerin halletmeğe ça­lıştığı bu mesele, gerçekten akide meselelerinin en büyü­ğü ve en önemlesidir. Çünkü o, uluhiyel ve ubudiyet mese­lesidir. İnsanın, hürriyetini elde edişi, halta yeniden düya-ya gelişi meselesidir." 117

Ben, düşüncenin lam olarak aktarılması için alıntılan biraz uzattım. Zira Üslad bu düşüncesini hep yüksek sesle konuştu. Bu fikrinin karşılığını hayalıyla ödedi. O Allah yolunda hiç kimseden korkmadı. Bu kişi yönelimin başın­da olan yirminci yüzyıhn "Ebu Cehil" i ve 1967 yenilgisi­nin kahramanı dahi olsa...

Arlık zikredilmeye ve kaydedilmeye muhtaç bir konu kalıyor. Oda şu: Rahmetli Scyyid Kulub, burada muayyen ayetlerin ışığı altında "cahiliyyet" ten bahsediyor. Buna göre idarenin cahiliyycü, ileride izah edileceği üzere" ka­dınların açılıp saçılma cahiliyyeli" gibi veya "cahiliyyel zannı" gibi bir örnek olamaz.

Diğer bir durumda "külr"ün zulüm ve fışkı içermesi. Çünkü her kafirin zalim ve (asık olduğunu söylemek mümkün. Fakat her zalimin ve her (asığın kâfir olduğunu söylemek mümkün değil.

Bu derecelerin en yükseği "küfür", ortası "zulüm" en allında "hsik"ur. Ama bazen zulüm ve fısk sözleri kafirle­rin vasfı olarak da kullanılmıştır.

Müslüman oduğunu söyleyen bir yönetici, sonra Al­lah'ın şeriatını reddeder ve İslam dışı nizamların ondan da­ha üstün olduğuna ve tatbikata daha uygun olduğuna ina­nırsa, o yönetici kafirdir. Namaz kılsa da, oruç tutsa da ve kendisinin müslüman olduğunu savunsa da böyledir.

Söz konusu yönetici buna inanmayıp, fakat islami hükümlerin bazısını tatbik etmekten kaçınsa onu "zalim" olarak nitelendirmek mümkündür.

O yönetici, Osmanlı padişahannm bazısında olduğu gibi kabul edip temenni çimekle birlikle İslam şeriatını ve­ya şerialın bir kısmını uygulamasa, !'fasık" olur.

Geriye son bir durum kalıyor: bir yönetici İslami hü­kümleri azar azar tatbik etse, hiçonun hükmü İslami redde­den ve onu donuklukla, gericilikle itham edan kişinin hük­mü gibi olur mu?

Aynı şekilde İslam şeriatının bir kısmını veya daha çoğunu lalbik eden ve gece gündüz İslam Şcriatınauymaya çağıran kişi, İslam'ı reddedip yeni prensipler ve akideler icadeden kişi gibi hiç olur mu? 118


Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin