Gençlerin kendi başkanlarına bey'at etmenin vacip olduğu fikrine vardıkları daha Önce geçmişti. Onlar şu hadisin zahirini delil olarak göstermişlerdir: "Boynunda, eminine bey'atı bulunmadığı halde ölen kişi cahiliyet ölümü üzere ölmüştür." İslam'da birden fazla bey'at yapıldığı bilindiğine göre, bu hadis ile hangisi kastedilmiştir acaba? Omek olarak islam üzerine bey'at -ki en meşhurlarıdır- hicret üzerine bey'at, duyup itaat etmek üzerine bey'at, Cihad ve rasuiul-lah'ı savunma üerine yapılan bey'at ve diğerlerini verebiliriz. Hadis kitaplarında bu tür rivayetler boldur. İlk bey'at İslam üzerine yapılan bey'attır. Rasulullah (sav) insanlan İslam'a davet ediyordu. Kabul eden kişi İslam üzerine bey'at ediyordu. Sahabe-i kiram böyle yapıyordu. İslam üzerine bey'atla ilgili bazı örnekler:
1- Buhari ve Müslim'in Müşad b. Mesu'ud'dan tahric ettiği hadis. Müşaci b. mes'ud şöyle dedi: Ben ve kardeşim Kasulullah'ın huzuruna geldik. Dedim ki biz hicret etmek üzere bey'at yapacaktık. Bunun üzerine Kasulullah: Artık hicret (in hükmü fetihten önce) hicret edenlere ait olarak geçti. Neyebey'at edelim, dedim. Buyurdu ki: İslam'a girmeye ve cihada.
2- Ebu'l-Esved'den rivayet edilmiştir. O dedi ki Mekke'nin Fethi günü Rasulullah'ı Karn'da (dağın tepesinde) otururken gördüm. İnsanlarda İslam ve şehadet üzerine bey'at ediyorlardı. îbnu'l Esved diyor ki Şehadet nedir? diye sordum. Buyurdu ki: Onların Allah'a iman üzere bey'at etmeleridir, Şehadet: Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed onun kulu ve elçisidir,
demektir.
3- Buhari'nin tahric ettiği Cerir b. Abdullah hadisi. O dedi ki: "...Ben şu elimle islam üzerine bey'at ettim. (Rasuİullah) bana hermüslümana öğüt vermeyi şart koştu." 197
Kadınlar Bey’ Atı
İslam'ın ilk döneminde, îslamın emir ve nehiyleri üzerine bey'at etmek vardı. Buna "kadınlar bey'atı" adı verilmiştir. Fakat o bey'at kadınlara mahsus kılınmayıp aynı zamanda erkekiere de mahsustur. Fakat Sahabe-i Kiram ona bu adı vermişti. Bazı örnekler:
1- Cerir b. Abdullah rivayet etmiştir: kadınların bey'at ettiği gibi Rasulullah'a bey'at ettik. Kim verdiği sözü tutarak vefat ederse, cennet onun için garantidir. Bizden kim bir şey işler ve onu gizlerse hesabı Allah'a aittir. Bunu Taberani rivayet etmiştir, "kim verdiği bey'at sözünü tutarsa, onun için cennet olduğu gayet açıktır, kim de bunu tutmaz ise işi Allah'a kalmıştır. O kişi kusurlu ve günahkardır, ama kafir değildir. 198
2- Selma birit-i Kays -Rasulullah'ın teyzesi- dan rivayet edilmiştir. Dedi ki: Ensardan bir grup kadınla birlikte Rasuİullah (sav)in huzuruna bey'at etmeye geldik. Rasuİullah da bize: Hiçbir şeyi Allah'a ortak koşmamamızı, hırsızlık yapmamamızı, zina etmememizi, çocuklarımızı öldürmememizi, kimseye iftira atmamamızı, dini emirlerde kendisine karşı gelmememizi .bize şart koştu. Ayrıca: Sakın kocalarınıza hıyanet etmeyin buyurdu. Selma binti Kays dedi ki: Bunun üzerine biz de ona bey'at edip söz verdik. Sonra dönüp gittik. Ben kadınlardan birine: Geri dön ve Peygambere "kocalarımıza hıyanet nedir?" diye sor, dedim. Kadın da hemen sordu. O da: "Kocanızın malını alıp onu başkasına yardım olarak verirsiniz." buyurdu. Bu hadisi îbn Neccar ve Taberani tahric etti. Rasulullah'ın şart koştuğu bu kuralları tutmayan kişi günahkar olmuştur ve hesabı Allah'a aittir.
3- Ubade b. samit'in şöyle dediği rivayet edilmiştir. Biz birinci Akabe'de onbir kişiydik. Rasuİullah (sav)e, cihad
farz kılınmadan önce kadınlar bey'atı gibi bey'at ettik. Kim bey'atta verdiği sözü tutarsa onun için cennet vardır. Kim de bir şeyi gizlerse onun işi Allah'a aittir. Dilerse azab eder, dilerse bağışlar." Bu hadis müttefekün aleyhtir. 199
Cihad Ve Ölüm Üzerine Bey'at
Siret kitaplarım okuyan kişi, Rasulullah (sav)in bazan savaşa girmeden önce cihad üzerine bey'atı yenilediğini bulacaktır. Nitekim müslümanlann tümünün savaşa katılmadıkları da akla geliyor. Her savaşta ileri gelen sahabilerden bazıları savaşa katılmam ıştır. Geri kalanların çoğu münafıklardır. Bununla beraber ne Rasulullah (sav) ve ne de Sa-habe-i Kiram onların küfrüne hükmetmedi.
Beşir b. el-Hassasiye rivayet ederek demiştir ki: Bey'at etmek için Rasuluîlah (sav)in huzuruna gelerek: "Ya Rasulullah, benimle ne üzerine sözleşirsin? dedim. Rasulullah (sav), elini uzatıp, "Allah'tan başka ilah olmadığına, onun hiçbir ortağı bulunmadığına, Muhammed'in onun kulu ve Rasulü olduğuna, şehadet edersin beş vakit namazı vaktinde kılarsın, farz olan zekatı verirsin, ramazan orucunu tutarsın, kabe'yi haccedip, Allah yolunda cihad edersin buyurdu.
Dedim ki: Ya Rasulullah! Hepsine gücüm yeter; ancak ikisi hariç. Onlara gücüm yetmez: Birisi cihad, diğeri sadaka (zekat). Vallahi benim yalnızca on devem var. Onlar ailenin süt kaynağıdır. Cihada gelince, ben korkak bir adamım. Geri dönüp kaçanın Allah'ın gazabı ile döndüğünü iddia ediyorlar. Eğer savaş çıkarsa, nefsime uyup Allah'ın gazabı ile geri döneceğimden korkuyorum, bunun üzerine Rasulullah (sav) onun elini tutup hareket enirdi. Sonra şöyle buyurdu: Ey Beşir! zekat ta yok, cihad da yok. Peki ne ile cennete girersin? Ben de: Ya Rasulullah! Uzat elini sana bey'at edeyim, dedim. Elini uzattı, ben de saydıklarının tümü üzerine ona bey'at ettim." Bu hadisi Taberani, Ebu Nuaym ve Beyhaki tahric etti.
Akla gelen şu ki, adam müslüman olmak için gelmiş. Bunun için de Rasuluîlah (sav) ona İslam'ın farzlarını arzet-miştir. Adam da zekat ve cihadın bunlardan hariç tutulmasını şart koşmuştur. Bundan dolayı da Rasulullah onunla bey'atleşmemiştir. Şayet onurda bey'atlaşsaydı elbette ki bey'at edenin dilediğini şart koşması sünnet olacaktı. Böylece de farzlar birer birer düşerdi.
Fakat bu ve diğer sahabiler cihad etmemiş veya zekat vermemiş olsaydı, kafir olurlar mıydı?
Bu ümmetin eski ve yeni alimlerinden hiçbirinin, bu gibilerin kafirolduklanm söylediğini bilmiyoruz.
Yezid b. Ubeyd, Seleme b. el-Ekva'dan şöyle dediğini rivayet eder: Hz. Peygambere bey'at edip sonra hurma ağacının dibine döndüm. İnsanlar ortadan çekilince, Rasulullah: "Ey İbnü'1-Ekva! Bey'at etmiyor musun." dedi. Ben de bey'at ettim ey Allah'ın rasulü." dedim. Bu sefer Hz. peygamber (sav) yine: "Bey'at et!" diye buyurunca ben ikinci kez ona bey'at ettim.
Ravi: Ey Ebu Müslim! O gün ne üzerine bey'at ediyordunuz? diye sordum dedi. O da: Ölünceye kadar savaşmak üzere, dedi. Bu hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesei tahric etti.
Acaba bütün müslümanlar ölünceye kadar savaşmak üzere bey'at ettiler mi? Ömek olarak hastalar, körler bey'at etti mi? Bey'at etmeyenler tekfir edildi mi? Edildi ise bunun delili nedir? 200
Dostları ilə paylaş: |