Sanayi -Endüstri- Devrimi (1778) ile birlikte gelişen buhar makinesi, benzin ve elektrik motorunun gelişmesi modern toplum ve modern örgütlerin ortaya çıkmasına büyük katkıda bulunmuştur. Sanayi devrimi ile birlikte yeni üretim yöntemlerinin uygulanmaya konulması büyük fabrikaların kurulmasına, büyük miktarlarda hammaddelerin alınmasına, çok sayıda işçinin işe alınmasına ve büyük pazarların araştırılmasına yol açmıştır. Bütün bu gelişmelerin getirdiği, sosyal, ekonomik ve örgütsel hayat tarzı yönetim sorunlarının ön plana çıkmasına yol açmıştır.
Klasik yaklaşımda organizasyon yani işletme sadece ekonomik ve teknik bir birim olarak ekonomik hedeflerin gerçekleştirilmesi aracı olarak görülmüş, sosyal yönü düşünülmemiştir. Organizasyon kapalı bir sistemdir, çevre unsurlarıyla ve teknolojik gelişmelerle ilişkisi yoktur. Kontrol edilemeyen çevre faktörleri bir veri olarak kabul edilmiştir. Örgütte her şey işlevseldir, yani örgütteki tüm elemanların sonuçlara pozitif veya optimal katkısı vardır. Klasik yaklaşımda organizasyon yani işletme sadece ekonomik ve teknik bir birim olarak ekonomik hedeflerin gerçekleştirilmesi aracı olarak görülmüş, sosyal yönü düşünülmemiştir. Organizasyon kapalı bir sistemdir, çevre unsurlarıyla ve teknolojik gelişmelerle ilişkisi yoktur. Kontrol edilemeyen çevre faktörleri bir veri olarak kabul edilmiştir. Örgütte her şey işlevseldir, yani örgütteki tüm elemanların sonuçlara pozitif veya optimal katkısı vardır.
Klasik yönetim yaklaşımına katkı sağlayanların geliştirdiği ve klasik organizasyon ilkeleri olarak genel kabul gören ilkeleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Klasik yönetim yaklaşımına katkı sağlayanların geliştirdiği ve klasik organizasyon ilkeleri olarak genel kabul gören ilkeleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: 1. Amaç birliği ilkesi 2. İşbölümü ve uzmanlaşma ilkesi 3. Kontrol alanı ilkesi 4. Hiyerarşik yapı ilkesi 6. Sorumluluk ilkesi 7. Yetki devri ilkesi 8. İstisna ilkesi 9. Açıklama ilkesi 10. Denge ilkesi 11. Basit ve anlaşılırlık ilkesi 12. Değişebilirlik veya reorganizasyon ilkesi
2. Klasik Teorilerin Gelişimi Klasik organizasyon teorisi; Amerika’da Frederick Winslow Taylor’un yaptığı Bilimsel Yönetim Yaklaşımı, Fransa’da öncülüğünü Henr Fayol’un yaptığı Yönetim Süreci Yaklaşımı ve Almanya’ da öncülüğünü Max Weber’in yaptığı Bürokrasi Yaklaşımı olarak üç alt yaklaşım bulunmaktadır. Klasik yönetim düşüncesini oluşturan yaklaşımların temel amacı; rasyonellik kavramını somutlaştıracak metotlar geliştirerek işletmelerde bilimsel kriterlere dayalı etkin ve verimli bir düzen oluşturmaktır.
Klasik düşünürler; insanları genelde çalışmayı sevmeyen, tembel, çalışmaya zorlanmalı, pasif, bencil, kendi çıkarlarını gözeten, karar verme yeteneği zayıf, sorumluluktan kaçan, hata yapmaya yatkın, güvenilir olmayan, ancak ekonomik ödüllendirme ile motive olan bir yapıda görmektedirler. İnsanın sosyal ve psikolojik yönleri klasik yönetim düşüncesinde tamamen göz ardı edilmiştir. İnsan makinenin bir parçası gibi görülür, standartlaştırılmıştır, biri diğerinin yerine kolayca geçebilir. Klasik düşünürler; insanları genelde çalışmayı sevmeyen, tembel, çalışmaya zorlanmalı, pasif, bencil, kendi çıkarlarını gözeten, karar verme yeteneği zayıf, sorumluluktan kaçan, hata yapmaya yatkın, güvenilir olmayan, ancak ekonomik ödüllendirme ile motive olan bir yapıda görmektedirler. İnsanın sosyal ve psikolojik yönleri klasik yönetim düşüncesinde tamamen göz ardı edilmiştir. İnsan makinenin bir parçası gibi görülür, standartlaştırılmıştır, biri diğerinin yerine kolayca geçebilir.
2.1. Bilimsel Yönetim Yaklaşımı 2.1. Bilimsel Yönetim Yaklaşımı İşletmenin tüm alanları için geçerli genel bir yönetim teorisi değil, sadece üretimin teknik yönüne uygulanabilecek bir takım ilkeler bütününü ifade eder. Bilimsel yönetim, insan dâhil tüm üretim faktörlerini en verimli bir şekilde kullanmak amacıyla geliştirilmiş bir takım ilkeler bütününden oluşmaktadır.
Bilimsel Yönetim Yaklaşımına katkı yapan kişiler ve görüşleri Bilimsel Yönetim Yaklaşımına katkı yapan kişiler ve görüşleri aşağıdaki gibi özetlenebilir: Frederick Winslow Taylor’un Görüşleri ve İlkeleri Taylor küçük bir makine atölyesinde bir işçi olarak işe başlamış ve dört yıl burada çalıştıktan sonra Midvale Çelik Şirketine makinist olarak girmişti. Taylor bu işletmede işçi, memur, makinist, ustabaşı ve mühendis olarak çalıştı ve 1884 yılında başmühendisliğe yükseldi. Taylor sanayi işletmelerinde insanın gerçekte nasıl çalıştırıldığını incelediği zaman, örgüt teorisinin genel hedefini büyük ölçüde benimsenmişti. Bu hedef insanların özellikleri ile işletmelerin oluşturduğu toplumsal çevre ve iş çevresi arasındaki etkileşimin çözülmesiydi. Taylor araştırmalarında endüstrinin yani sanayinin, işletmelerin verimsizlik yüzünden çok kaynak israf ettiğini görmüş ve bu israfların bilimsel yönetim uygulamasıyla azaltılacağını belirtmiştir. Taylor'un verimlilik konusunda verdiği karar yönetim ve işçilerin bu konudaki eksikliği idi. İki tarafın da "iyi bir günlük iş” ve "iyi bir günlük ücret" in ne olduğunu bilmemeleriydi
Dostları ilə paylaş: |