Gelgeltürkçe Irgat Eğner, tarım işçisi. Irk Anasoy, soyköken. Irz Ut, yüzakı

Tropikal Dönencesel.

Troposfer İlkyuvar.

Tubeless (Dubleks) İçsiz (araba tekeri).

Tufan Yağarca.

Tufeyli Asalak, ekti.

Tuhaf Yabansı, yadımsı, elgin, ayrıksak, gülünç.

Tuhafiye Çerçi işi, giyim/üstbaş nesnesi/gereci.

Tuhafiyeci Çerçi, giyimci, üstbaşçı.

Tuluat Doğaçlama.

Tur Basamak, eleme basamağı, aşama (spor).

Tur Dönü, dolaşı, gezmece, toplu gezi.

Turfanda İlkinti.

Turist Gezmen/gezgin.

Turistik Gezişimsel, gezmencil/gezgincil.

Turistlik Gezmenlik/gezginlik.

Turizm Gezişim.

Turizmci Gezişimci.

Turizmcilik Gezişimcilik.

Turlama Dönüp dolaşma.

Turne Dolaşı.

Turkuaz/Türkuaz Türk gökçesi.

Turnike Çevirgeç.

Turnusol Göyülge.

Turnuva Yarışmaca.

Tur Şirketi Toplugezi/gezmece kuruluşu.

Tuş Düğme.

Tuş Değdirgeme (güreş).

Tuval Betinek.

Tuvalet Ayakyolu, gereksinelge, yunumluk.

Tuvalet Donak, gece giysisi.

Tüccar Tecimen/satışımcı.

Tümör Ur.

Tünel İçgeçit.

Tüpgeçit Dipgeçit.

Türban Başbağı.

Türbe Yatır.

Türbin Dönergeç.

Türbülans (Gök)burgaç.

Türkçe karakter Türkçe imce (bilgisayar).

Ufuk Gözyaylımı, çevren.

Ufuk Uzgörü, bakış açısı, görüş.

Ufku açık (kişi) Uzgörülü, görüşü açık, geniş görüşlü.

Uhde Görev, sorumluluk, yükümlülük.

Uhdesinde Üzerinde, sorumluluğunda, yükümlülüğünde.

Ukala Bilgiç.

Ukde Gerçekleşmemiş erek, gerçekleşmemişlik.

Ultraviyole Morötesi.

Ulufe Üleştiri, suspayı.

Ulvi Ulu, yüce.

Umumi Genel, kamuya açık.

Umur İşler, aldırış (etme), önemseme, önem verme.

Umursamak Aldırış etmek, önemsemek, önem vermek.

Underrated Az değerlenmiş, değerini bulmamış.

Unsur Öğe, bileşen.

Unvan San.

Uranüs Tengerdiz.

Ustura Yülgü.

Usul Yol, yöntem.

Usul Kök, üstsoy.

Usulen Yöntemince, göstermelik(ten).

Usulsüzlük Yolsuzluk, yöntemsizlik.

Utanmaz arlanmaz Utanmaz utlanmaz.

Uzun hava Uzun yır.

Uzuv Gövdelek (dirimbilim).

Ücra Ücra (.

Ücret Emekçe/ödeşlik, alınteri.

Ülser Oyulgan.

Ültimatom Sonuyarı/kesinuyarı.

Üniforma Tekkuşam.

Ünikod (unicode) Tekdizin.

Üniseks (giyim) Eşeysiz, eşey ayrımsız (giyim).

Ünite Birim.

Üniter Tekil, tekçil.

Üniversal Evrensel.

Upgrade etme Yükseltgeme, güncelleme.

Ürtiker Kurdeşen.

Üs Kök, taban, altman, özekçe.

Üslup Biçem, yordam.

Üstad Olçun/önüt.

Üst tur Üst eleme/basamak.

Ütopya Düşülkü.

Vaad Söz, sözveri.

Vade Önel, süre, süre dönemi.

Vacip Gerekli, gerekir.

Vadi Koyak, derey.

Vaha Subulak.

Vahim Ağır, korkulu, korkunç, korkulası.

Vahiy Kutesin.

Vahşet Yırtıcılık, yabanıllık, yadıllık, yakıp yıkarlık.

Vahşi Yırtıcı, yaban, yabanıl, yadıl, güre, yakıp yıkar.

Vajina Dölyolu, dişicik (dirimbilim).

Vaka Olay, olgu, örnek/incelenecek olay.

Vakar Ağırbaşlılık.

Vakıa Olgu.

Vakıf Bekit.

Vakıf Bilintili, bilişkin.

Vaki Olmuş, olan, gerçekleşen.

Vakum Boşay.

Vakur Ağırbaşlı.

Vali İlbay.

Valide Ana, anne.

Valör Geçerlik (günü).

Vallahi İnan ki, inan olsun (ki).

Vampir Kanemer, kanemici, emeğen.

Vandal Yıktıcı, yakıp yıkarcı.

Vandalizm Yıktıcılık, yakıp yıkarcılık.

Vantilatör Yelgeç, yelveren, esincek.

Vantuz Çekmen.

Varak/Varaka Yaprak, yazılı belge.

-vari -(m)sı.

Varidat Gelir(ler).

Varis Kalıtçı.

Varis Ordubozan, toplardamar genişlemesi.

Varoş Dışra.

Varyans Değişki.

Varyasyon Değişim/değişinti/değişiklenme, türleme/değişikleme (müzik).

Varyant Değişik(li)/dönüşük(lü)/değişintili, değişiklenme, ikincil yol.

Varyete Türleme/değişikleme (gösterisi).

Vasati Ortalama.

Vasektomi Kısırlaştırma.

Vasıf Nitelik.

Vasıl olmak Varmak, ulaşmak.

Vasıta Araç, aracı.

Vasıtasıyla Aracılığıyla.

Vasi Koruman.

Vasiyet Son dilek, kalıtyazı.

Vasiyetname Kalıtyazı.

Vatan Yurt.

Vatandaş Yurttaş.

Vatanperver Yurtsever.

Vazetmek Koymak.

Vazgeçmek Caymak.

Vazife Görev, ödev.

Vaziyet Durum, konum.

Vazo Çiçeklik.

Vebal Yazık.

Vecibe Gerek, ödev.

Vecize Özdeyiş, özlü söz.

Vect Esrime, kendinden geçme.

Veda Uğurla(n)ma, esenleme, ayrılış, ilgisini kesme.

Vedalaşma Uğurlaşma, esenleşme, ayrılış, ilgisini kesme.

Veda etme Ugurlama, el sallama.

Vedia İnam, inamlık, saklama.

Vehim Kuruntu.

Vejetaryen Etyemez, otçul.

Vekalet Yetkideşlik.

Vekaleten Yetkideş olarak, adına, yerine.

Vekaletname Yetkideşlik belgesi.

Vekil Yetkideş.

Vektör Yöney.

Velayet Egelik, gözeticilik.

Velayet etmek Egelik yapmak, gözetmek.

Velev ki Kaldı ki, ola ki.

Veli Ermiş, eren.

Veli Ege, gözetici.

Veliaht Kalgay, yerine geçici, yerineci.

Venüs Çolpan(dız).

Versiyon Uyarlama, sürüm.

Vesayet Korumanlık, onaygüdüm.

Vesika Belge.

Vesikalık Belgelik.

Vesile Nedence.

Vestiyer Askılık, asıntılık, askıyeri.

Vesvese Kuruntu.

Veto Olmaz, olmazlama.

Vezir Tarkan.

Vezne Sayanak.

Veznedar Sayanakçı.

Vicdan Duyunç.

Vicdani ret Duyunçsal olmazlama/geri çevirme.

Vida Burmaç.

Vidanjör Boşaltaç, boşaltma aracı.

Video Görüntüçekim, izleti.

Video kamera Görüntüçeker/izletiçeker.

Vinç Kaldırgayıcı.

Viraj Dönemeç.

Viran Yıkık.

Virane Yıkıntı.

Virgül Çentik.

Virüs Bozak/bozucul (sağlıkbilim).

Virüs Kötü amaçlı yazılım / sızıcı (bilişim).

Vitamin Besit.

Vites İvgeç/iveç.

Vitray Alasırça.

Vitrin Sergen, serek.

Viyadük Aşanak/dikmeyol.

Vize Görülüm (belgesi).

Vize sınavı Ara sınav.

Vizör Göreç.

Vizyon Uzgörü, bakış, bakış açısı, gösterim (sinema).

Volatilite Oynaklık.

Voleybol Uçartop.

Volontarizm İstenççilik/gönüllücülük.

Volkan Yanardağ.

Volta Yürüntü, bağatma (denizcilik).

Voltaj Gerilim.

Vukuat Olan biten, olay.

Vuku bulmak Olmak, oluşmak.

Vukuf Bilgi, bilinti, biliş.

Vücut (Yin), gövde, eğin.

W.C. Ayakyolu, gereksinelge, yunumluk.

Webinar Ağsunum/a-sunum.

Web sitesi Ağ kümesi, ağ alanı, ağel, ağ yeri, ağ yerliği.

Webmaster Ağyöneticisi.

Web sayfası Ağ yüzlemi/ağ beti.

Yabani Yabanıl, yadıl, yırtıcı, güre, yakıp yıkar.

Yadigar Anmalık.

Yağhane Yağ sıkımevi / yağ üretimevi.

Ya hep, ya hiç Ya hep, ya azıcık bile değil/olmasın.

Yangın alarmı (Sesli) yangın uyarısı, yangın çaları.

Yanı sıra Yanı beri, yanı öte.

Yani Eşdeyişle, bir başka deyişle, eşdeyişi.

Yani Şu ki, eh işte, gibi, evet, demek ki, değil mi, bir ölçüde, bir anlamda.

Yanisi manisi yok Eşdeyişi meşdeyişi yok.

Yar Sevgili, sevdicek, yavuklu.

Yarı final Yarıson, ilkdört (elemesi).

Yarı finalist Yarısoncu, ilkdörtlü.

Yaren Arkadaş, yoldaş, gönüldaş.

Yasal formalite Yasal gerek.

Yasal meşruiyet Yasal geçerlilik.

Yat Gezinti teknesi.

Yatakhane Yatalga, yatımodası.

Yazıhane İşevi, yazı işleri.

Yazılı metin Yazılı belge.

Yediemin Güvenilirkişi.

Yegane Tek, biricik.

Yeke Elecek.

Yeknesak Tekdüze.

Yekpare Tekkesit, tektike.

Yekun Toplam.

Yelken sörfü Yelken kayağı.

Yemekhane Yenelge, yemek evi/odası.

Yemin Ant.

Yetkili servis Yetkili onarımcı, yetkili onarım kuruluşu/birimi.

Yevmiye Gündelik.

Yıldız falı Yıldızlama.

Yürüyüş parkuru Yürüyüşlük, yürüyüş yolu.

Yürüyüş kararı Yürüyüş ölçüsü.

Zaaf/Zafiyet Düşkünlük, (öz)yetmezlik, yetersizlik, yumuşak karın, arıklık, güçsüzlük.

Zabıt Tutanak.

Zade Oğul/oğlu, doğmuş.

Zafer Utku.

Zahire Aşlık.

Zahit Tapıngancıl.

Zahmet Yüküntü, uğraşı, çaba, emek, sıkıntı, güçlük.

Zahmet etmek Yüküntüye/uğraşıya girmek, çabalamak.

Zahmet etmeyin Yüküntüye/uğraşıya girmeyin, uğraşmayın, yorulmayın.

Zahmetli Yüküntülü, uğraşılı, uğraştırıcı, yorucu, sıkıntılı, güç.

Zakkum Çay çiçeği, ağı çiçeği, sındılav.

Zalim Kıyıcı, acımasız, bağrıkatı, boyun büktürücü, çektirici.

Zam Artırma, artırım, artış.

Zaman zaman Arada bir, ara ara, dönem dönem.

Zambak Ulgar.

Zamir Adıl.

Zammetmek Katmak, eklemek.

Zan Sanı, kuşku (şuçlarda).

Zanlı Sanılı, kuşkulu.

Zannetmek Sanmak.

Zaptedmek Tutmak, tutuntulamak, yakalamak, alıkoymak, elinden almak.

Zapturapt Sıkıdüzen, içdüzen, tutuntu.

Zar Örtenek, atacak (tavla oyununda).

Zarafet/Zerafet Gözeğirlik, çekicilik, albeni.

Zarar Dokunca, yitinç, yitindiri.

Zarar dide/gören Yitirime uğramış, yitikli, yitinç gören.

Zarar ziyan Yitim yitinc.

Zararlı Dokuncalı, yitinçli, yitinç verici, yitindirici, yitindirgen, yitirtken, yiyel.

Zarf Bürüm, belirteç (dilbilgisi).

Zarfında İçerisinde, süresince.

Zarif Gözeğir, çekici, albenili.

Zaruret Yokluk, darlık, sıkıntı.

Zaruret Gereklik, gereklilik, gerekim.

Zarureten Gerekliksel/gerekimsel olarak.

Zaruri Gerekliksel, gerekimsel, kaçınılmaz.

Zar zor Ancak, güçlükle, gücü gücüne, ucu ucuna, kıt kımır.

Zat Kişi, kendi, öz.

Zaten Doğrusu, baştan beri, daha önceden, değme durumda (bile), şimdiden, şimdiki durumda bile.

Zati Kişisel, özel, özünlü.

Zavallı Acınası.

Zayıf Enez, arık, hışır, cılız, çelimsiz, algın, iğlez.

Zayıf Güçsüz, gücünü yitirmiş.

Zayi Yitik, yitkin, yok olmuş.

Zebun Güçsüz, düşkün.

Zebunküş/Zebunkeş Güçsüzü ezen, düşkünü ezen, düşkünezer.

Zehap Sanma, sanı, sanıltı.

Zehir Ağı.

Zeka Anlak, kavrayış, kavraklık.

Zeki Anlaklı, kavrayışlı, kavrak, kavrayışı (/anlağı/anlayışı) kıvrak.

Zekice Anlaklıca, kavrakça.

Zelzele Deprem, yer sarsıntısı.

Zemberek Yay, yaydüzen.

Zembil Saplıç.

Zemheri Karakış.

Zenci Karay, karaderili.

Zengin Varsıl, varlıklı.

Zeplin Gök gemisi.

Zerk İçitim.

Zerre Tozak.

Zeval Ortadan kalkma, sona erme.

Zevk Beğeni, eğlence, tat, kıvanışım.

Zıkkım Ağı.

Zımba Delgeç.

Zımpara Sürtgüç.

Zımmi Üstü örtülü, örtük, dolaylı.

Zındık Tanrı tanımaz, ötesiz.

Zırh Savut.

Zıt Karşıt, karşı.

Zihin Uslam, anlak, bellek, biliş.

Zihinli Anlaklı, kavrak, kavrayışlı, uslak, uslamlı, bilişli.

Zihniyet Anlayış, uslayış, kavrayış, usyapı, uslam.

Zikir Anma, anış.

Zil Çıngırak, çalar.

Zillet Alçalma.

Zilyet Elmen.

Zimmetinde Üstünde, üzerinde, borcunda, sorumluluğunda.

Zimmetine geçirme Üzerine geçirme.

Zina Başbir (etme), evlilikdışı eşeysel ilişki.

Zinhar Sakın, kesinkes.

Zira Nitekim, -diği için.

Ziraat Tarım.

Ziya Işık, aydınlık.

Ziyade Artık, çok, aşan, aşkın.

Ziyade olsun Tanrı artağan kılsın.

Ziyadesiyle Bol bol, artısıyla.

Ziyafet Toy, şölen, yemekleme.

Ziyan Dokunca, yitinç.

Ziyaret Görüş, göret, uğrama.

Ziynet Süs, bezek, takı, süs takısı.

Zombi Hortlak.

Zona Yakarca.

Zooloji Yılkıbilim.

Zor Güç, güçlüklü, çetin, çetrefil.

Zor Güçlükle.

Zor Güceme, gücem, güçlük, dayatılım.

Zoraki Gönülsüz, ister istemez, dayatılımlı.

Zorba Dayatman, acımasız, baskıcı, astığı astık, kestiği kestik.

Zorda kalma Güç durumda kalma, darda kalma.

Zor gelmek Güç/çetin gelmek, güçsünmek, güçsünümlü gelmek.

Zorla Güçle, güçlükle, gücü gücüne, gücün, gücemeyle, dayatmayla, dayatmanlıkla, gönülsüz, ister istemez.

Zorlama Güceme, gücemleme, güceltme, güç kullanma/dayatma.

Zorlama Gücemeli, gücemlemeli, doğallık dışı, aşırıya kaçan.

Zorlanma Güçlük çekme, gücemlenme, güçsünme .

Zorlaşmak Güçleşmek, gücelmek.

Zorlaştırmak Güçleştirmek, güceltmek.

Zorlayıcı Güceyici, gücemleyici, güçlük verici, yükümleyici.

Zorlu Güç, gücemli, çetin, çetrefil, çekişmeli.

Zorluk Güçlük, gücemlik, çetinlik, çetrefillik.

Zoruna gitmek Gücüne gitmek, gücenmek.

Zorunda Durumunda, yükümünde, yükümlülüğünde.

Zorunlu Yükümsel, yükümlülüksel, kaçınılmaz.

Zorunluluk Yükümsellik, yükümlülük, kaçınılmazlık.

Zorun neydi? Gücemin neydi?.

Zulmetmek Kıyım uygulamak, boyun büktürmek, çektirmek.

Zulüm Kıygı, kıyım, acımasızlık, boyun büktürme, çektirme.

Zum Görsel kaydırma, yakınsama ıraksama.

Zumlama Görsel kaydırma (yapma), yakınsama ıraksama (yapma).

Zücaciye Cıncık.

Zuhur Ortaya çıkma, belirme, görünme.

Zühre Çolpan(dız).

Züht Tapıngancıllık.

Zülüf Pürçek, duluk.

Zümre Takım, öğür.

Zürriyet Döl, soy, çocuk.

Zürriyetsiz Dölsüz, soyu kesik, çocuksuz.