|
|
səhifə | 4/9 | tarix | 22.11.2017 | ölçüsü | 1,25 Mb. | | #32565 |
| Mala Sıvaç.
Malarya Sıtma.
Mal etmek Edinimlemek, elde etmek, -e patlatmak.
Mali Akçelemsel.
Malihülya Karakaygı, karasevi, karantı.
Malik İye.
Malikane Yurtluk, konak.
Maliyet Elde ediliş değeri (elde ediliş/elde edilim), giderlem.
Mal mülk Ölümlük dirimlik.
Mal olmak Edinimlenmek, -e patlamak.
Malul Sökel, aksar, engelli.
Malumat Bilgi.
Malumatfuruş Kurubilgici, bilgiçlikçi, bilgi edinmeci.
Malzeme Gereç, öğe.
Mamelek Edini varlığı.
Mamül Yapılmış, işlenmiş.
Mana Anlam.
Manastır Yalınak/yalınga.
Mancınık Atkıç.
Manda Susığırı, dombay.
Mandacılık Yaderkçilik.
Manevi Tinsel, içdeğersel, soyut.
Manevra Yönterme/yönterinme, gitgel.
Mangal Közlük.
Mani Deyişleme.
Mani Engel, önleyici, önleç.
Mani Coşuntu sayrılığı.
Manidar Anlamlı.
Manifesto Bildiri.
Manikür Elbakımı.
Manipülasyon Güdümleme.
Manivela Kaldıraç.
Mansiyon Anmalık.
Manşet (Üst)başlık.
Mantalite Anlayış, uslayış, kavrayış, usyapı, uslam.
Mantar Göbelen.
Mantık Eseme, usyapı.
Manuel El yordamı(yla), el yordamlı/yordamsal, el devimli/devimsel.
Manuel El kılavuzu.
Manyak Çılgın, delişmen, coşuntu sayrısı.
Manyetik Çekimsel.
Manyetizma Çekimsel güç, çekimsellik, çekeğen bilimi.
Manzara Görünüm, görüntü, görü, bakı.
Manzum Koşuklama.
Manzume Koşukça.
Maraton Uzunkoşu.
Maraz Sayrılık.
Marazi Sayrıl.
Marifet Yetenek, uzmanlık, işbilme.
Marifetiyle Eliyle, aracılığıyla.
Marj Pay, genlik.
Marjinal Uç, uçrak, çizgidışı.
Marjinal Etkisiz, önemsiz.
Marjinalleşme Uca kayma, uçraklaşma, önemsizleşme, etkisizleşme.
Markaj Eşleşmece (spor).
Marke Eşleşmeceli.
Marker Belirlek.
Market Alışveriş evi.
Marketing Satış, satışım, satımlama.
Mars Kızıl gezegen, kızıldız.
Marş Yürüm.
Marş Yürümce/yürümyırı/çığrı.
Mart Yelinay/akaray.
Maruz Uğrağan, koru(n)masız, edilgin.
Maruzat Sunuş, diyecek, bağışlatı.
Maruz bırakmak Uğratmak, uğrağan (/koru(n)masız/edilgin) bırakmak.
Maruz kalmak Uğratılmak, uğrağan (/koru(n)masız/edilgin) kalmak.
Masaj Ovunç/ovgu.
Masajcı Ovunçcu/ovgucu.
Masör Erkek ovunççu/ovgucu.
Masöz Kadın ovunççu/ovgucu.
Masal Düşöykü.
Maske Gizek/gizerge.
Maskot Uğurcak/uğurluk.
Masraf Gider.
Mastürbasyon Eşeysel özdoyum.
Masum Suçsuz, iyicil, duru.
Masumiyet Suçsuzluk, iyicillik, duruluk.
Masuniyet Dokunulmazlık.
Maşa Köseği/közeği, tutgaç/tutaç.
Maşallah Yaradan gönendire, Yaradan göz söz değirmeye.
Maşrapa Susak.
Maşuk Sevilen, sevgili.
Mat Donuk, soluk.
Matah İyimsi.
Matara Susak, suluk.
Matbaa Basımevi.
Matbu Basılı.
Matematik İşlembilim.
Materyalizm Özdekçilik.
Matine Gündüz gösterimi.
Matkap Delgi.
Matrak Eğlenceli, gülünç, şakacı, takılgan.
Matriks Dizey.
Maya Damızlık, damız.
Maya Öz nitelik, yaradılış.
Mayalanma Damızlanma.
Maytap Parıldak.
Mazaallah Tanrı saklasın (/esirgesin/korusun).
Mazbut (kişi) Toplumsal değerlere bağlı, düzgün, beğenilen.
Mazlum Boynu bükük, ezilmiş, ezilen.
Mazeret Nedenleme, gerekçe(leme), bağışlatıcı neden, bağışlatı.
Mecal Dinçlik, güç.
Mecalsiz Bitkin, argın, güçsüz.
Mecaz Değişmece.
Mecazi Değişmeceli, değişmece anlamlı, yan anlamlı.
Mecbur Yükümlü, yükümünde, yükümlülüğünde.
Mecburi Yükümlülüksel, yükümsel.
Mecburen Yükümlülüksel/yükümsel olarak, ister istemez.
Mecburiyet Yükümlülük, yükümsellik.
Meclis Kamutay, topluluk, toplantı, kurul.
Mecra Akak, akarsu yatağı.
Medarı iftihar Övünce.
Medcezir Gelgit.
Medeni Uygar, uygarlıkla ilgili, uygarlıksal.
Medeni Yurttaşlıkla ilgili, yuttaşlıksal, yuttaşsal.
Medeni cesaret Özgüven.
Medeni hal Evlilik durumu.
Medeni hukuk Yurttaşlar/yurttaşlık tüzesi.
Meditasyon Dalınç, düşünüm.
Medya Basınyayın, iletişim araçları.
Medyan Ortanca.
Medyatik Basınyayınsal, basınyayında görülgen.
Medyum Tin iletişimcisi.
Mefruşat Döşeme.
Meftun Tutkun.
Megafon Duyuraç.
Megaloman Büyüklük delisi, büyüksünmeci.
Megapol Büyükkent.
Meğer(se)/Meğer ki Oysa (ki).
Mehil Önel.
Mehtap Ayışığı.
Mekan Yer, yerlek, oylum.
Mekanik İşleçsel, işleysel, işleybilim.
Mekanizma Düzenek, işlerge.
Mekruh Sakınılası, yasaksı.
Melankoli Karakaygı, karasevi, karantı.
Meleke Yeti, yatkınlık, alışkanlık.
Melez Kırma, karma, çandır.
Melisa Oğul otu.
Melodi Ezgi, ırlam.
Memleket Ülke, yurt, yurtel.
Memnu(iyet) Yasak(lılık).
Memnun Kıvançlı, sevinçli.
Memnun etmek Kıvandırmak, sevindirmek.
Memnuniyet Kıvanç, sevinç.
Memnuniyetle Kıvançla, kıvanç duyarak, sevinçle, sevinç duyarak.
Memorandum Andıç.
Memur İşyar, görevli, kamu görevlisi.
Menetme Yasaklama.
Menajer Yönetmen.
Mendil Silek, yağlık.
Meneviş Dalgır.
Menfaat Çıkar, yarar.
Menfi Olumsuz, eksi.
Menfur İğrenç, iğrendirici, tiksinç, tiksindirici.
Mengene Kıstırmaç.
Meni Döl, atmık, bel(suyu), ersuyu.
Menkul Taşınır.
Menopoz Ergenlik/üreme dönümü (kadınlarda).
Mensucat Dokuma.
Mental Anlayışsal, uslayışsal, uslamsal.
Mentalite Anlayış, uslayış, uslam.
Mentor Us danışmanı.
Menü (Seçenekler dizelgesi) seçke.
Mera Otlak, çayırlık.
Merak Bilme isteği, bilseme, ilgi, düşkünlük.
Merak Kaygı.
Merak etmek Bilsemek, bilseme duymak.
Merak etmek Kaygılanmak.
Meraklandırma Bilsendirme/bilsetme.
Meraklanma Bilsenme, bilsemelenme, kaygılanma.
Meraklı Bilsemeli, düşkün, ilgili.
Meram Amaç, erek, diyecek, istem.
Merasim Tören.
Merci Başvuru yeri/orunu, (yetkili) orun/yer.
Mercimek Yasmık.
Merdane Yuvgu, yuvak, oklava.
Merdiven Basamaklık/basamakça, tırmancak.
Merdümgiriz Yalnızcıl.
Merhaba İyi günler, esenlikler.
Merhamet Acıma(k), bağrabasma.
Merhametli Acıma(k)lı, bağrabasan.
Merhametsiz Acıma(k)sız, bağrıkatı, katı yürekli.
Meri Yürürlükte, geçerli.
Merih/Mars Kızıl gezegen, kızıldız.
Meritokrasi Yetenek erki.
Meriyet Yürürlük, geçerlik, geçerlilik.
Merkez Özek, orta, içbölge, içre.
Mermi Kurşun.
Mersiye Ağıt.
Mert Yiğit, sözünün eri.
Mertek Düver.
Mesafe Uzaklık, ara, aralık.
Mesafeli Uzak, aralı, soğuk.
Mesai Çalışma, emek.
Mesaj İleti, çağrı.
Mesane Sidik torbası.
Mescit Yükünek.
Mesela Örneğin, sözgelimi, sözgelişi.
Mesele Sorun, sorunsal.
Mesh(etme) Sıvazlama.
Mesire Gezelge.
Mesken Konut.
Meskun Yerleşimli.
Meskun mahal Yerleşim yeri/bölgesi.
Meslek İş, uğraş.
Meslektaş Uğraştaş, işteş.
Messenger İletmen.
Mest Esrik.
Mest Çedik.
Mesuliyet Sorumluluk.
Mesut Mutlu.
Meşakkat Güçlük, çetinlik.
Meşale Yula/yanarca.
Meşgale Uğraşı, uğraşıntı, işgüç.
Meşgul İşli, işgörümlü, işleşimli, işlek konumda, dolu, kullanımda.
Meşgul etmek Uğraştırmak, oyalamak.
Meşguliyet İşgüç, uğraşıntı, oyalanma, yoğunluk.
Meşgul olmak Uğraşmak, oyalanmak.
Meşkuk Kuşkulu, sugötürür, kesin olmayan, ikircimli.
Meşrep Yaradılış.
Meşru Yasal, olumlanırlıklı, geçerli.
Meşruiyet Yasallık, olumlanırlık, geçerlilik.
Meşrubat İçit, içecek.
Meşrulaştırmak Yasallaştırmak, olumlanırlılaştırmak, geçerlileştirmek.
Meşru müdafaa Yasal özkorunma, yasal savunma.
Meşruti Yasamalı.
Meşrutiyet Yasamalı yönetim.
Meta Özdek, varlık, alısatı, edini.
Metabolizma (Gövdesel) işlemleme/işlerge.
Metafor Değişmece, eğretileme, dolaylama.
Metafizik Doğa üstü/ötesi, bilim ötesi/üstü.
Metal Demirce/demirlek.
Metamorfoz Başkalaşma, başkalaşım.
Metanet Berklik, berke, dayanca.
Metastaz Yayılma.
Metatez Göçüşme, göçüşüm.
Metazori Gücemeyle, dayatmayla, dayatmanlıkla, gönülsüz, ister istemez.
Meteor Göktaşı, gökyuvar/yağış olayları.
Meteorit Göktaşı.
Meteorolog Gökyuvar bilimcisi.
Meteoroloji Gökyuvar bilimi.
Meteorolojik Gökyuvarsal, gökyuvar bilimsel.
Metin Berk, dayancalı.
Metin Yazı, yazım, sözelge.
Metin belgesi Yazı belgesi.
Metin yazarı Söz yazarı.
Metres Kapama, kapatma, kırık, oynaş.
Metro Altulaşım.
Metropol Anakent.
Metruk Bırakılmış, bırakıldık, bırakıntı.
Mevcudiyet Varlık, var oluş/olma.
Mevcut Var, var olan, anıksal, şimdiki.
Mevzi Yer, konuşlanma, singe.
Mevzu Konu.
Mevzuat Yürütmelik, tüzel/yasal düzenlemeler.
Mevzubahis Söz konusu.
Meydan Alan.
Meydan okuma Güceşme, güç yarıştırma, gövde/güç gösterisi yapma, dayılanma, efelenme, erkeklenme, yan bakma.
Meyhane İçki evi.
Meymenet Uğur, kut, kutluluk.
Meyve Yemiş.
Mezar Gömüt, sin.
Mezbaha Kesimevi.
Mezcetmek Birbirine katmak/katıştırmak, özüştürmek.
Meziyet Artam.
Mezosfer Ortayuvar.
Mezoterm Ilıkçıl.
Mezun Yetkili, yetinli.
Mezuniyet töreni Bitirme/yetin töreni.
Mezura Uzunluk ölçer.
Mezür Uzunluk ölçer, ölçü.
Mıknatıs Demirkapan, çekeğen.
Mıntıka Bölge.
Mızrak Kargı, zıpkın.
Mide Kursak.
Miğfer Tolga.
Mihmandar Konukçu.
Mihver/Eksen Dingil/sepek/dönünge.
Mikro Küçük, küçümen, küçükçül.
Mikrofon Sesleç.
Mikroskop Büyültücü.
Mikser Çırpıcı/çırpaç, karmaç.
Miktar Tutar, nicelik, sayı, oran, ölçü.
Mikyas Ölçü, ölçek.
Milat Doğum, doğuş, başlangıç, başlaç.
Milenyum Binyıl.
Militan Vuruşman.
Militarist Orducu, ordusalcı, ordu egemen(ci).
Militarizm Orduculuk, ordusalcılık, ordu egemencilik.
Millet Ulus.
Milletvekili Saylav.
Milli Ulusal.
Milli Piyango Ulusal kutçekiliş.
Milliyet Ulusallık, uyruk.
Milliyetçilik Ulusçuluk, ulusalcılık.
Mimik Yüz-imi.
Mimlemek/Fişlemek Bellilemek, karakütüğe işlemek.
Mimoza Altıntop.
Mineral Tözekçe.
Mini Küçümen, kısa.
Minimal En azsal, yalınsal (müzik, mimari).
Minimalist En azcı, en azla yetinmeci, yalıncı.
Minimalizm En azcılık, en azla yetinmecilik, yalıncılık.
Minimizasyon En azlama, en aza indir(ge)me.
Minimize etmek En azlamak, en aza indir(ge)mek.
Minimum En az, en düşük.
Minnet(tarlık) Gönül ödüncü.
Minval Yol, biçim, biçem, bağlam.
Minyatür Küçüklem.
Minyon Küçük yapılı, küçümen.
Miraç Göğe yükseliş, göğeliş.
Miras Kalıt/bırakıt.
Misafir Konuk.
Misafirhane Konukevi.
Misak Ant(laşma), bağlaşma, sözleşme.
Misakı Milli Ulusal Ant.
Misal Örnek.
Misil Eş, benzer, benzek, örnek, kez, kat.
Misilleme Ödeşleme, benzekleme.
Miskin Uyuşuk, hımbıl.
Misli menendi Eşi benzeri.
Misliyle Benzeriyle, benzeğiyle, katıyla.
Mistik Gizemli, gizemsel, (kut)gizemci.
Mistizm (Kut)gizemcilik, (kut)gizem.
Misyon Ülkü, ana amaç, ana görev, inançyayma görevi (din).
Misyoner İnançyayar, ülkümen.
Misyon ve vizyon Ülkü ve bakış.
Mit/Mitos Söylence.
Miting Buluşmaca, alan buluşması.
Mitoloji Söylencebilim.
Miyop(i) Uzakgörmez(lik).
Mizah Gülmece.
Mizantrop Yalnızcıl.
Mobbing Bezdiri.
Mobilet Patpatçık.
Mobilya Düzü.
Mobilyalı/Möbleli Dayalı döşeli, düzülü.
Mod Kip.
Modem Çevirge.
Moderatör Yönetici.
Modifikasyon .Değişke, değişikleme, değiştirme, değişiklik.
Modifiye Değişkeli, değiştirilmiş, değişiklenmiş.
Modu moduna Kipi kipine.
Moduna girmek Kipine girmek.
Motion active Devinim etkin/duyarlı.
Model Taslam, örnek, örnekçe.
Modern Çağdaş, çağcıl, yenicil.
Modül Kesit, ayrıt.
Modüler sistem Kesitli/ayrıtlı dizge/düzen.
Mola Ara (verme), dinlenme, eğleşme, durunma.
Molekül Özdecik.
Monark Tekerkmen.
Monarşi Tekerkmenlik.
Monitör Görüteç/göründürücü.
Mono Tek, tekli.
Monoblok Tekkesit/tektike.
Monolog Konuşunma.
Monomani Saplantı deliliği/çılgınlığı.
Monomer Tekiz.
Monopol Tekel.
Monoteizm Tektanrıcılık.
Monoton Tekdüze.
Montaj Kurma, kurulum.
Monte Kurulumlu, kurulmuş.
Monte etmek Kurmak, kurulumlamak.
Moral Mut, mutsal, mut durumu, yaşamsevinci.
Moralce Mutça, mutsal olarak.
Moral gücü Mut gücü.
Moralite Mutdurumu, mutgücü, yaşamsevinci.
Moralist Aktöreci.
Moralizm Aktörecilik.
Morallendirmek Mutlamak, mutlandırmak, mutgücü vermek.
Moralli Mutu yerinde, mutdurumu iyi.
Morallik Mutluk.
Moralman Mutça, mutsal açıdan.
Moral motivasyon Mutsal güdülenim/isteklendirme.
Moralsiz Mutu kaçık, mutdurumu kötü.
Moralsizlik Mutu kaçıklık.
Moratoryum Erteleme, öteleme, erteletim.
Morfem Biçimbirim (dilbilgisi).
Morfoloji Biçimbilim.
Morg Ölülük, ölü korunağı.
Mortgage (Morgıç) Ev/konut edindirme.
Motel Yolkonağı.
Motif Örge.
Motivasyon Güdülem(e), güdülenim, isteklen(dir)me.
Motokaravan Taşıtkondu.
Motor Deviteç.
Motosiklet Patpat/koşateker/ikiteker.
Motto Özdeyiş, özlü söz.
Mouse (Fare) Tıklaç (bilgisayar).
Mousepad Tıklaç altlığı.
Mönü Seçke, yemek seçkesi.
Muaccel İvedili, günü gelmiş.
Muacceliyet İvedilik, günü gelmişlik.
Muadil Denk, eşdeğer, eşit, karşılayan.
Muallak Askıda.
Muamele İşlem, davranış, yol yöntem.
Muamma Bilmece, gizem.
Muasır Çağdaş, çağcıl.
Muavin Yardımcı.
Muayene Gözden geçirme, sınama, yoklama, sağlık tanılaması.
Muayenehane Tanı evi, tanı odası.
Muayyen Belirli, belli.
Muazzam Kocaman, (büs)büyük, koskoca, (kos)kocaman, çok kocaman.
Mubah Sakıncasız.
Mucip Gerekli, gerektiren, gerektirici.
Mucip sebeb Gerektirici neden, gerekçe.
Mucize Tansık.
Mugalata Yanıltmaca (söz), söz çarpıtma.
Mugayır Aykırı, uymaz.
Muhabbet Dilleşim, dilleşme sevgiyle söyleşme, sevgideşlik (ortamı).
Muhabbet (kişi) Dilleşimli, dilleşik, dilge, dilcimen.
Muhabbetle Sevgiyle, sevgideşlikle.
Muhaberat Bildirişme(ler), yazışma(lar), duyum alma.
Muhabir Bildirmen, duyurman.
Muhafaza Koruma, saklama.
Muhafazakar Tutucu, korumacı, gelenekçi.
Muhakeme Yargılama, uslamlama, usa vurma.
Muhakkak Kesin(likle).
Muhalefet Karşıterk, karşıtçılık, aykırılık, karşıtçılar.
Muhalif Karşıt, karşıtçı, karşıtçıl, aykırı.
Muharebe Çatışma, çarpışma, savaş.
Muhatap İlgili, ilgilenimci, ilingen.
Muhayyer Seçmeli.
Muhayyile Düşlemleme, imgelem.
Muhtaç Gereksinimli.
Muhbir Eleverici, çaşıt, karakulak.
Muhbir (Esk.) Bildirmen, duyurman.
Muhkem Berkitilmiş, sağlamlaştırılmış, korunaklı.
Muhtar Özerk.
Muhtariyet Özerklik.
Muhtasar Kısa, kısaltılmış olan, kısaltma.
Muhtelif Türlü, bir(den) çok, birkaç ayrı, ayrı ayrı, değişik.
Muhtemel Olası.
Muhtemelen Olasıca, büyük (bir) olasılıkla.
Muhterem Saygıdeğer, saygın.
Muhteşem Görkemli.
Muhteva İçerik, kapsam.
Muhtıra Anımsatma, andıç, uyarı.
Mukabil Karşı, karşılık.
Mukadder Yazgısal, kaçınılmaz.
Mukatele Öldürüşme.
Mukavele Sözleşme.
Mukavemet Dayanma, direnme, direnç, daynıklılık.
Muktedir Gücü yeter/yeten, erkli, erkmen, özyetkin.
Multivizyon Çoklu gösterim.
Muntazam Düzgün, düzenli, derli toplu.
Muntazaman Düzenli olarak, düzgün bir biçimde.
Muntazır Bekleyen, gözleyen.
Munzam Ek, ekleme, katma, ulama, katılmış, ulanmış, eklenmiş.
Murahhas aza (Özel) yetkili üye.
Murakabe Denetim, denetleme.
Murakıp Denetçi.
Murat İstek, dilek, amaç, erek.
Muris Kalıtıcı/bırakıtçı.
Musallat Askıntı, sarkıntı, tebelleş.
Musluk Burma.
Mutaassıp Bağnaz, tapkın, kızıl.
Mutabakat Uzlaşma, uzlaşı, karşılıklı doğrulama.
Mutabık Uzlaşık.
Mutant Değişingen/değişinik/değişinimli.
Mutasavvıf Kutgizemci.
Mutasyon Değişinim.
Mutat Alışılagelmiş, alışılagelen, alışılan, alışılmış, alışıldık.
Muteber Saygın, geçerli, geçer akçe, değerli, güvenilir, inanılır.
Mutemet İnal, sayman.
Mutfak Aşlık, aş odası, aşla(k).
Mutlak Salt, saltık, kesin, kesinlikle.
Mutlaka Kesinlikle, kesinkes, kesin olarak, yüzdeyüz.
Mutlak surette Kesinlikle, kesinkes, kesin olarak, yüzdeyüz.
Mutlakiyet Saltçılık/saltıkçılık/salterkçilik.
Mutlu mesut Mutluluk içinde, mutlu mutluklu.
Muvafakat Onam, onama.
Muvaffakiyet Başarı, başarıldık.
Muvakkat Geçici.
Muvazaa Danışıklılık.
Muvazzaf Görevli, görev/yükümlülük altında.
Muzaffer Utkun.
Muzdarip Çekkin, acı/üzüntü çeken.
Muzır Sağlığı bozan, dokuncalı, yaramaz.
Muzır neşriyat Açık saçık yayın.
Muzip Şakacı, takılgan.
Mübadele Değiştokuş.
Mübah Yapılasılı, sakıncasız.
Mübalağa Abartı, abartma.
Mübarek Kutlu, kutsal, uğurlu.
Mübaşir Çağırıcı/çağırman.
Mücadele Savaşım.
Mücahit Alperen, tapın savaşçısı.
Mücbir Kaçınılmaz, önlenemez, yükümlülük durdurucu.
Mücehhez Donanımlı, donanmış.
Müdafaa Savunma, koruma.
Müdahale El atma, karışma, etkime, etkimede bulunma.
Müdahaleci El atmacı, karışmacı, karışkan, etkimeci.
Müdahil Katılan, etkimen/etkimeci.
Müdavim(i) Uğrakçı(sı), gedikli(si), sürekli(si).
Müddet Süre.
Müdebbir Önlemli.
Müdür Yönetmen.
Müebbed Sonsuz, süresiz, bengi, yaşamboyu.
Müellif Yazar.
Müessese Kurum, kuruluş.
Müessir Etkili, etken, dokunaklı.
Müessis Kurucu.
Müfettiş Denetçi.
Müfredat Öğretim izlencesi / öğretmelik.
Müflis Batkın.
Mühendis Ölçmen.
Mühim Önemli.
Mühimsemek Önemsemek.
Mühimmat Savaş gereçleri, patlarca.
Mühlet Süre (dönemi).
Mühür Damga.
Müjde/Muştu Gözaydını.
Mükafat Ödül.
Mükellefiyet Yükümlülük.
Mükemmel Yetkin, tükel, kıyak.
Mükerrer Yinelenmiş, yinelgin.
Mükrim Sunağan.
Müktesebat Edinimler, kazanımlar, yasal düzenlemeler.
Müktesep Edinilmiş, kazanılmış.
Mülakat Görüşme, sözlü sınav, söyleşi.
Mülayim Uysal, ılımlı, ılıman.
Mülk Taşınmaz (varlık), dirimlik, edini.
Mülk Ülke.
Mülk Özel iyelik, özel edini.
Mülkiyet İyelik.
Mülteci Sığınmacı.
Mümanaat Ayak direme, karşı koyma.
Mümbit Verimli, bitnel.
Mümin İnanır.
Mümtaz Seçkin.
Münafık Sözde inanır, inanırsı, ikidilli.
Münasebet İlişki, ilinti, uygunluk, neden, gerekçe.
Münasebetsiz Uygunsuz, yakışıksız, uyarsız, ters.
Münasip Uygun, elverişli.
Münavebeli Dönerli, dönüşümlü, almaşlı.
Münderecat İçindekiler.
Müneccim Yıldızbilimci, yıldızlamacı, bilici.
Münekkit Eleştirmen.
Münfail Edilgin.
Münfesih Bozulmuş, dağı(tı)lmış, dağılgın.
Münhasır Özgü, özgülenmiş.
Münhasıran Yalnız(ca), özellikle, tek başına.
Münhasırlık Gizlilik.
Münkir Yadsıyıcı, yoksayıcı.
Münzevi Yalınımlı, yalıngan, yalnızcıl.
Müptela Düşkün, bağımlı, tutkun.
Müracaat Başvuru, danışma.
Mürebbi Eğitmen.
Mürebbiye Kadın eğitmen.
Müreffeh Gönençli.
Mürekkep Karalkı.
Mürekkep Birleşik, birleşmiş, -den oluşmuş/oluşuk.
Mürettebat Görevliler, çalışanlar, koşuntular.
Mürüvvet Mutgün, mutluluğa ermişlik.
Müsaade Olur, elverişlilik.
Müsaade etmek Olur vermek, olanak tanımak.
Müsabık Yarışçı, yarışmacı.
Müsadere (Yasal/tüzel) elkoyma.
Müsait Uygun, elverişli.
Müsamaha Göz yumma, katlanma, olurgörü.
Müsavi Eşit.
Müsbet/Müspet Olumlu, tanıtlı, artı.
Müseccel Kütüğe işlenmiş/yazılmış, yazgın.
Müsekkin Yatıştırıcı, dindirici, dinginleştirici.
Müshil İçsürdürücü.
Musibet İlit.
Müsrif Savurgan.
Müstahak Yaraşık, az bile.
Müstahdem Odacı.
Müstahkem Sağlamlaştırılmış, berkitilmiş, savunaklı.
Müstakbel Gelecek(teki).
Müstakil Bağımsız, ayrı, ayrık, tekil, tek başına, başrak.
Müstesna Ayral, ayrıksı.
Müsvedde Karalama.
Müşahede Gözlem.
Müşavir Danışman.
Müşfik Sevecen.
Müşir Gösterge.
Müşkül Güç, çetin, çetrefil, yorucu.
Müşkülat Güçlük, çetinlik.
Müşkülpesent Titiz, güç beğenenen/beğenir.
Müşrik Ortak/eş koşan.
Müştemilat Eklenti(ler).
Müşterek Ortak.
Müştereken Ortaklaşa, birlikte, elbirliğiyle.
Müşteri (Satın)alıcı, alımcı, katılman, uğrakçı.
Mütareke Bırakışma.
Müteahhit Yüklenici.
Müteaddit Birçok, birkaç.
Müteakip Sonrasında, ardından, -den sonra, -i izleyen.
Müteallik İlişkin, ilgili.
Mütecaviz Saldırgan, saldırıcı, sataşkan, sataşmacı, sataşmalı, sarkınmacı, sarkıntılıkçı.
Mütecaviz Aşkın, -den çok, -i aşan.
Mütehassıs Uzman.
Mütekabiliyet Karşılıklılık.
Mütemerrüt Gecikmeye düşmüş.
Mütemmim cüz Tümleyici/bütünleyici öğe.
Mütenasip Orantılı, oranlı, uygun.
Mütercim Çevirmen, dilmaç.
Mütereddit İkircikli, duruksun, duraksamalı, çekinser.
Müteselsil Ardışımlı, dayanışmalı.
Müteşekkir Kıvanç ödünçlüsü, kıvançlı.
Müteşekkiriyet Kıvanç ödüncü, kıvançlık.
Mütevakkıf -e bağlı.
Müteveffa Ölen, ölmüş, sonsuzluğa göçen/göçmüş.
Müteyakkız Sak, tetikte, uyarı konumunda.
Müthiş Korkunç, şaşılacak.
Müttefik Bağlaşık.
Müvekkil Yetkideşçi, yetkideşlik veren.
Müzakere Görüşme, görüş alışverişi, oylaşma.
Müzayaka Sıkıntı, güç durum, darlık, dara düşme, darda kalma.
Müzayede Açık artırma.
Müze Gezimevi (kalıntı evi, sergi evi).
Naaş Ölü, ölüt.
Na’ber (Ne haber) Ne var ne yok, ne duyum duyuntu.
Nabız Yürek atışı/kan basımı.
Nabız Eğilim, düşünce.
Naçiz Değersiz, önemsiz.
Naçizane Değersiz/önemsiz (nitelikte), değersizcileyin.
Nadide Az görülür, pek görülmedik, çok değerli.
Nadir Seyrek, az (bulunur/görülür).
Nafaka Geçimlik.
Nafile Yararsız, boş, boşuna, boş yere, artık (din).
Nağme Ezgi, ırlam.
Nahiye Bucak.
Nahoş Sevimsiz, görksüz, yakışımsız, kötü.
Nakil İletim, aktarım, taşıma.
Nakit Elde akçe.
Naklen yayın Kıpıdaş yayın.
Nakliyat Taşımacılık.
Nakliyeci Taşımacı.
Nalbur Yapı gereççisi, yapı gereçleri satıcısı.
Nalın Takatuka, taktaka.
Namahrem Elgün, yad, yabancı, evlilik düşen.
Namert Sözünün eri olmayan, kaypak, caygın, dönek.
Namzet Aday.
Nankör İyilikbilmez, iyilikteper.
Namaz Yükünç.
Namazlağı/Namazlık Yükünçleği, yükünçlük.
Namus Ut, yüzakı, töre.
Nar Alşın.
Nara Haykırtı.
Narin Yepelek, ince yapılı/dokulu, incerek, kolay incinir, kırılgan.
Narkotik Uyuşturucu.
Narsist Özsever.
Narsizm Özsevi, özseverlik.
Natamam Eksik, bitmemiş, bitirilmemiş.
Nasır Katırak, döğenek.
Nasip Yazgı, pay, yazgı payı, denkgelesilik.
Nasip etmek (Tanrı için) yazgılamak, yazgı kılmak, yazgı eylemek.
Nasipli Yazgılı.
Nasip olursa Tanrı yazgılarsa, yazgı eylerse, koşullar elverirse, denk gelirse.
Nasiplenmek Yazgılanmak, paylanmak, pay almak, gönenmek.
Nasipse Yazgıda varsa, yazgı eylerse, yazılıysa, koşullar elverirse, denk gelirse.
Natürel Doğal.
Navigasyon cihazı Yolbulucu/yolgezgini.
Navigasyon tuşu Gezingeç/gezinme düğmesi.
Navigatör Yolbulucu/yolyönlendirici/yolgezgini, gezingeç/gezinme düğmesi.
Naz Gönülsüzlenme, baylanma, kılıksınma, kılıksınlık.
Nazar Bakış, bakma, göz/söz değmesi.
Nazara almak Göz önüne almak.
Nazaran Göre.
Nazar etmek Göz (/bakış/söz) değirmek.
Nazarlık Gözboncuğu, gözsavar.
Nazar olmak Göz (/bakış/söz) değmek.
Nazenin Baylan, yepelek, ince yapılı/dokulu, incerek, kolay incinir, kırılgan.
Nazım Koşukyazı.
Nazır Bakan, bakkın, bakağan.
Nazik İncelikli, ince tutumlu/görgülü, özenli, duyarlı, kolay incinir.
Nazire Benzeş.
Nazlı Gönülsüz, baylan, kılıksınık.
Nebi Savacı.
Nefes Soluk.
Nefis Görklü, görülesi.
Nefis Özvarlık, içbuyrum.
Nefret İğrenti, sevmezlik.
Nefret etmek İğrenmek, iğrenti/sevmezlik duymak.
Nefsani (tutkular) İçbuyrumsal (tutkular).
Nefsi müdafaa Özvarlığını savunma, kendi yaşamını koruma.
Negatif Eksi, olumsuz,.
Negatif Eksiçekim/karalak (fotoğrafçılık).
Ne kadar Kaça.
Ne kadar Nice, niceye dek, ne denli (çok), ne dolayda, ne ölçüde.
Nekahat Sağlığına kavuşma, iyileşme, kendini toparlama.
Nekes Pinti, kısmık, eli sıkı/kıt, kıt elli.
Nem Çiylem, yaşlık, ıslaksılık, buğulaşım.
Nemlendirici Çiylendirici, çiylemleyici, kuruluk giderici.
Nema Getiri, ürem.
Nemalanmak Getiri sağlamak, değerlenmek.
Nesep Soy, babasoyu.
Nesil Kuşak, soy, döl.
Nesir Düzyazı.
Neşe Sevinç.
Neşeli Sevinçli, mutlu.
Neşretmek Yayımlamak, yaymak.
Neşriyat Yayın.
Net Ağ.
Net Kesintili, arındırılmış, indirgenmiş.
Net Açık, belirgin, belgin, kesin.
Netameli Tekin olmayan, tekinsiz, tekinliksiz.
Netbook (bilgisayar) Elüstü.
Netice Sonuç.
Network Bilişimağ.
Nevale Azık.
Nev(i) Tür, eşey.
Nevroz Sinirce.
Nezaket İncelik, incelikli tutum/görgü.
Nezaret Gözaltı.
Ne zamana kadar Niceye dek/değin, ne güne dek/değin.
Nezaret Gözetim, göz(lem)altı.
Nezdinde Önünde, katında, yanında, orununda, gözetiminde.
Nezle Dumağı, ingin, soğuk algını.
Nickname Takma ad, ayama.
Nifak Ara bozuculuk, geçimsizlik.
Nihai Son, sonuncu, soncul, kesin, sonlaşılı.
Nihai olarak Son kez, sonuncu kez, son (sonuncu/soncul/kesin) olarak.
Nihayet Son, sonunda.
Nihilist Yoksayıcı.
Nihilizm Yoksayıcılık.
Nikah Evlilik, evlilik sözleşmesi.
Nikahsız Evliliksiz.
Nikah kıymak Evlenmek, evlilik yapmak, evlendirmek.
Nimet Verinç, yiyecek içecek, olanak.
Nirengi noktası Başlaç, başlangıç.
Nisan Açaray.
Nisap Yetersayı.
Nispet Oran, bağıntı, ilinti, kıskandırı.
Nispet etmek Eşit tutmak, oranlamak.
Nispet yapmak İlinti yapmak, kıskandırı yapmak.
Nişan Belgi, iz, belirti, söz(kesim).
Nişan Gözlenek/atışlık.
Nişan almak Gözlemek.
Nişancı Gözlek, attığını vuran, keskin atıcı.
Nişangah Gözlenek/atışlık.
Nişanlı Sözlü, yavuklu.
Niyet (Ön)düşünce, tasar.
Niyetine Yerine, düşüncesiyle.
Nizami Kurallara uygun, kurallı.
Nizamname Tüzük.
Nofrost Karlanmaz.
Noksan Eksik, eksiklik.
Nokta Dura, yuv.
Noktalama işaretleri Duralama imleri.
Nonstop Eğleşimsiz/eğleşmesiz.
Non toksik Ağısız, ağılayıcı olmayan.
Norm Düzgü.
Normal Olağan, alışıldık, düzgülü.
Normal seyrinde Olağan akışında.
Normatif Düzgüsel.
Nostalji Geçmişe özlem, özlenti.
Nostaljik Geçmişe özlemli, özlentisel.
Not Bellemlik, imdeğer.
Notebook Dizüstü (bilgisayar).
Novella Genöykücük.
Nöbet Gözcülük.
Nöbet Tutarca (Bkz. Hastalık nöbeti).
Nöbet kulesi Gözleği.
Nöbetleşe Dönerli, dönüşümlü, almaşlı.
Nükleer Çekirdeksel.
Nükte Gülmece, güldürmece, şaka, anlamaca.
Nüktedan Güldürmeceli, şakacı.
Nötr Ilın, yansız, yüksüz.
Nötron Ilıncık.
Numara Kandırık, yapmacık, yanılsatma.
Numaracı Kandırıkcı, yapmacıkçı, yanılsatmacı.
Numaratör Dizilgeyici/dizilger.
Numerik Sayı dizinli, sayısal.
Numune Örnek, örnekçe.
Nutasyon Üğrüm.
Nutuk Söylev.
Nü Çıplak, çıplak betiz.
Nüdist Çıplakçı.
Nüdizm Çıplakçılık.
Nüans Ayırtı, anlam ayırtısı.
Nüfus Dirit, yaşayan sayısı, kimlik işleri.
Nüfuz Etkigücü, erk, sözü geçerlik.
Nüfuz İçe işleme, sinme, özümleme, erişinti/erişinme.
Obelisk Dikilitaş.
Obez İrimen.
Obezite/Obezlik İrimenlik.
Obje Nesne.
Objektif Nesnel, yansız.
Observator Gözlemevi.
Obsesif Takıntılı.
Oditoryum Dinleşke.
Odiyolog İşitimbilimci.
Odiyoloji İşitimbilim.
Odiyometre İşitimölçer.
Odiyometri İşitimölçme.
Ofansif Atak, saldırılı.
Offprinting Ayrıbasım.
Ofis İşyeri, işevi, yazı işleri.
Ofset (baskı) Düzbaskı.
O halde Öyleyse, bu durumda.
Okey Peki, oldu, olur, onay.
Okeylemek Olurlamak, pekilemek, onaylamak.
Okey mi Peki mi, oldu mu, olur mu, anlaşıldı mı, bitti mi.
Okyanus (Talay), gendeniz.
Oligarşi Takımerki.
Oligopol Takımeli.
Ombudsman Kamu denetçisi/uzlaştırıcısı.
Onanizm Eşeysel özdoyum.
Onkolog Urbilimci.
Onkoloji Urbilim.
Ontoloji Varlıkbilim.
Operatör İşletmen, işletici.
Opsiyon İsteğe bağlılık, seçimlik, ek süre.
Opsiyonel İsteğe bağlı, seçimlikli, ek süreli.
Opsiyon hakkı Seçme özüncü.
Opsiyonlu İsteğe bağlı, seçimlikli, ek süreli.
Optik Gözlükçü, görsel, ışıkbilim.
Optimal En uygun, en elverişli.
Optimizasyon En uygunluk, en elverişlilik.
Optimist İyimser.
Optimizm İyimserlik.
Optimum En uygun, en elverişli, uygun değer.
Oportünist Yapasılıkçı, uygun ortamcı, vurguncu, günoğlucu.
Oportünizm Yapasılıkçılık, uygun ortamcılık, vurgunculuk, günoğluculuk.
Ordövr Yemekaltı(lık).
Organ Gövdelek (dirimbilim), aygıt, yetke, birim.
Organelle Gövdele(k)cik.
Organik Yaşamlı/dirimli.
Organik Örgütsel.
Organik Gövdeleksel.
Organik Doğal, geleneksel, katkısız (üretimli).
Organik pazar Doğal ürün satışlası.
Organizasyon Örgüt, örgütlenme, düzenleme.
Organize Düzenli, örgütlü, tasarlı.
Organize etmek Düzenlemek, örgütlemek, tasarlılamak.
Organizma Gövdeleşi/gövdeşke (dirimbilim).
Orgazm Eşeysel doyum.
Orijin Köken, kaynak, çıkak, başlangıç.
Orijinal Özgün, gerçek, düzmece olmayan, ilginç, değişik.
Orkestra Çalgıtay.
Orospu Ersek, satılık kadın.
Ortopedi Sınıkbilim.
Oryantal Köçek, köçekleme.
Oryantal Doğulu, doğusal.
Oryantalist Doğubilimci.
Oryantalizm Doğubilim.
Oryantasyon Yön, yönlendirme, yetiştirme, uyumlandırma.
Oryantasyon gezisi Uyumlandırma gezisi.
Oşinografi Denizbilim.
Otantik Özgün, özgüncül, sağlam, gerçek.
Otarşi (Otarsi) Özyetin (geçimbilim).
Otarşik Özyetinsel/özyetinli.
Otel Konaklamevi.
Otist İçe kapanma sayrısı.
Otistik İçe kapanma sayrılığına ilişkin, içe kapanma sayrısı.
Otizm İçe kapanma sayrılığı.
Otoban Hızyolu.
Oto bibliyografi Özkaynakça.
Otobiyografi Özyaşam öyküsü, özgeçmiş.
Oto galeri Araba/taşıt alımsatım evi.
Otokontrol Özdenetim.
Otokrasi Saltıkçılık/benerkçilik.
Otokrat Saltıkçı/benerkçi.
Otokratik Saltıkçıl/benerkçil.
Otokritik Özeleştiri.
Otomasyon Özdevim.
Otomat Özdevimleç.
Otomatik Özdevimsel, özdevimli, özdevinimli, kendiliğinden.
Otomatiğe bağlamak Özdevime bağlamak.
Otomatikman Özdevimsel olarak, kendiliğinden.
Otomatize Özdevimsel.
Otomatizm Özdevimsellik.
Oto(mobil) Araba.
Otomobil Binekçe.
Otomotiv Arabacılık.
Otonom Özerk.
Otonomi Özerklik.
Otopark Duranak, taşıt duranağı.
Otorite Yetke.
Otoriter Yetkeci.
Otosansür İçsel yayın denetimi, özkesikleme.
Output Çıktı.
Oval Söbe/söbü.
Overrated Aşırı değerlenmiş, şişirilmiş, abartılı.
Oyun konsolu Oyunsayar (bilgisayar).
Oyun parkı Oyun eğleşkesi, oynalga.
O zaman (olur) Öyleyse (olur), bu durumda (olur).
Ödem Suluşiş.
Ömür Yaşam, yaşam süresi/boyu, kullanım süresi (nesnelerde).
Önem arzetmek Önem taşımak.
Ön plandaki Ön düzlemdeki.
Örf Gelenek, töre.
Ötanazi Ölümleme.
Özür Bağışlatı, bağışlanı.
Özür Engel, eksiklik, teltik, sökellik.
Özürlü Engelli, sökel.
Özür dileme Bağışlanma dileme.
Pabuç (Başmak), ayakkabı.
Padişah Kağan, hakan, han, soyerkmen.
Pafta Yivaçar, yivlek.
Paganizm Çok Tanrıcılık/Yaradancılık.
Paha (Yüksek) değer, eder.
Pahalı (Yüksek) ederli, ederi yüksek.
Paintball Boyartop.
Paket Çıkın, bohça, sargıç.
Palet Ayak yüzgeci (yüzmede).
Palyatif Geçici, eğreti.
Pamuk Kepez.
Pandomim Sözsüz/imsel anlatım (oyunu).
Pandül Sarkaç.
Panel Açık oturum, düzlem.
Panik Ürkü, ürküntü, tezgi, kaçkaç.
Panik atak Yüprük/yüprüntü.
Panjur Kepenk.
Pankart Duyurmaca(lık).
Pano Asmalık, duyuruluk.
Panorama Tümgörü, tümbakı.
Pansiyon Yatımevi/yatıkondu/gezikondu.
Pansuman Yara bakımı.
Pantalon (Dış)don.
Panteizm Tümtanrıcılık.
Panzehir Ağıkıran.
Para Akçe/akça.
Paradigma Değerler dizisi, dizi, örnek.
Paradoks Çelişki, çatışkı.
Parafraz Eşdeyiş(leme).
Paragliding Gökyelkeni.
Paragraf Bölümce.
Paralel Koşut.
Paralel Enlem (yereybilim).
Paralelkenar Koşutgen.
Parametre Değişken.
Parametrik Değişkenli, değişkensel.
Paramparça Bölük pörçük.
Parapsikoloji Tinetki, tinetkibilim.
Parapsikolojik Tinetkin, tinetkisel, tinetkibilimsel.
Paranormal Olağanötesi.
Paranoya Yansıtımca (tinbilim), kuşkulanmaca (genel).
Parantez Ayraç.
Paratoner Yıldırımsavar.
Paraşüt Yelke.
Paravan Bölmelik, gerelti.
Parazit Cızırtı.
Parazit Asalak, ekti.
Parça Tike, bölük, bölüntü, öğe.
Parfüm Burcu.
Parfümeri Burcu işleyim.
Parfümeri mağazası Burcu evi.
Parite Eşlem(değer)/eşlenik.
Park Gezelge.
Parke Dizeme.
Parkur Yarışyolu, koşuyolu, yürüyüşyolu.
Parlamento Kamutay.
Parlamenter Saylav.
Parlamenter Kamutaylı.
Parodi Güldürüce.
Parola Kipsöz, açarca.
Dostları ilə paylaş: |
|
|