Gelgeltürkçe Irgat Eğner, tarım işçisi. Irk Anasoy, soyköken. Irz Ut, yüzakı



Yüklə 1,25 Mb.
səhifə7/9
tarix22.11.2017
ölçüsü1,25 Mb.
#32565
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Sosyo Toplumsal.

Sosyolenguistik Toplumsal dilbilim.

Sovtaj Kurtarımca (sigortacılık).

Sömestr Yarıyıl, dönem.

Sörf Dalga kayağı, yelken kayağı, uçurtma/deniz uçurtması kayağı.

Sörf Gezinme, dolanma (çevrimağ).

Spam (mail) Yığın ileti.

Spatula Sıyıraç/sıyırgaç.

Spazm Kasılım.

Spektrum Yelpaze, izge.

Spekülasyon Vurgun, kurgu, alavere, öngörü.

Spekülatif Vurgunsal, kurgusal, alavereli.

Spekülatör Vurguncu, kurgucu, alavereci.

Sperm(a) Döl, atmık, bel(suyu), ersuyu, ürerge.

Spesifik Özgül.

Spesiyal Özel, özelleme.

Spiral Sarmal.

Sponsor Katkıcı.

Spontane Kendiliğinden, doğaçlama, kıpıdaş, eşkıpılı.

Spontaneizm Kendiliğindencilik.

Spor Yiney (dirimbilim).

Sporadik Tektük (görülen/olan), yaygın olmayan.

Sprey Fısfıs, püskürtme, püskürtücü.

Stabilizasyon Denge, dengelge, süreklilik.

Stabilizatör Dengeleyici.

Stabilize yol Düzlenmiş toprak yol, düzlemeyol.

Stad(yum) İzleşke/karşılaşma evi.

Staj Yetişim.

Stajyer Yetişmen.

Standardizasyon Ölçünlülük, ölçündeşlik, ölçünleştirme, tekdüzen.

Standart Ölçün, ölçünlülük, ölçündeşlik, eşölçün, tekdüzen, alt erey.

Standart Ölçünlü, ölçündeş, bilinen.

Stand by Bekleme (konumu)/bekley, yedekleme (anlaşması).

Stant Sergilik/sergeç.

Star Yıldız.

Statü Konum, saygınlık, tüzük, düzen.

Statüko Sürerdurum, konumluk.

Statükocu Sürerdurumcu, konumlukçu.

Steno İmyazım, imyazımcı.

Stenograf İmyazımcı.

Stenografi İmyazım.

Step Bozkır.

Steril Bulaşıdışı.

Stil Biçem, yordam.

Stok Yığınak, birikinti.

Stop Dur, durdur.

Stop Durma, durdurma, durgu, durgulama.

Stoploss Yitinçkes.

Strateji Yöngüdüm/yönem.

Stratosfer Arayuvar.

Streçfilm Sarmalak.

Stres Gerilim, gerginlik.

Stüdyo Çalışma evi.

Sual Soru.

Subjektif Öznel, yanlı.

Sudoku Sayıdoku.

Suflör Anımsatman (tiyatro).

Suiistimal Kötüye kullanma, yolsuzluk.

Suikast Öldürümce, ölüm pususu.

Suiniyet Kötücül tasar.

Sulh Barış, uyuşma.

Sulta Yetke, egemenlik.

Sultanlık Egemenlik, (soy)erkmenlik, beylik, bolluk.

Sultanlık sürmek Egemenlik (/erkmenlik/beylik) sürmek, bolluk içinde yaşamak.

Su parkı Su gezelgesi/eğleşkesi.

Surat Yüz, somurtkanlık, soğuk davranma, çatınma.

Suratsız Somurtkan, somurtuk.

Surat yapmak Somurtmak, çatınmak.

Suret Kılık, dışyüz, betim, görünüş.

Suret Biçim, yol, yordam.

Suret (Eş)ürev.

Survivor Sağ kalan/kurtulan, (sağ) kurtulucu/kurtulman.

Sübut Kanıtlanma.

Süje Özne, konu.

Sükunet Dinginlik, durgunluk, sessizlik, suskunluk.

Sükut Susma, sessizlik.

Sülale Soy, soysop, uruk.

Sünnet Eretme.

Sünnet Yalvaç davranışı/uygulaması.

Süper Üstün.

Süperluminal Işıküstü.

Süreyya Ülker, yetigen.

Sürmenaj Bitkinlik, beyin bitkinliği.

Sürpriz Şaşırtı/şaşırtmaç, şaşırtıcı, beklenmedik.

Süspansiyon Asıltı.

Sütun Dikme, direk, dikey (belgelerde).

Stüdyo Çalışma evi.

Sual Soru.

Subjektif Öznel, yanlı.

Sudoku Sayıdoku.

Suflör Anımsatman (tiyatro).

Suiistimal Kötüye kullanma, yolsuzluk.

Suikast Öldürümce, ölüm pususu.

Suiniyet Kötücül tasar.

Sulh Barış, uyuşma.

Sulta Yetke, egemenlik.

Sultanlık Egemenlik, (soy)erkmenlik, beylik, bolluk.

Sultanlık sürmek Egemenlik (/erkmenlik/beylik) sürmek, bolluk içinde yaşamak.

Su parkı Su gezelgesi/eğleşkesi.

Surat Yüz, somurtkanlık, soğuk davranma, çatınma.

Suratsız Somurtkan, somurtuk.

Surat yapmak Somurtmak, çatınmak.

Suret Kılık, dışyüz, betim, görünüş.

Suret Biçim, yol, yordam.

Suret (Eş)ürev.

Survivor Sağ kalan/kurtulan, (sağ) kurtulucu/kurtulman.

Sübut Kanıtlanma.

Süje Özne, konu.

Sükunet Dinginlik, durgunluk, sessizlik, suskunluk.

Sükut Susma, sessizlik.

Sülale Soy, soysop, uruk.

Sünnet Eretme.

Sünnet Yalvaç davranışı/uygulaması.

Süper Üstün.

Süperluminal Işıküstü.

Süreyya Ülker, yetigen.

Sürmenaj Bitkinlik, beyin bitkinliği.

Sürpriz Şaşırtı/şaşırtmaç, şaşırtıcı, beklenmedik.

Süspansiyon Asıltı.

Sütun Dikme, direk, dikey (belgelerde).

Şablon Biçimce.

Şad Sevinçli.

Şad olsun Sevinsin, sevinç bulsun/dolsun.

Şair Ozan, koşukyazar.

Şairane Ozansıl, koşukyazarsıl.

Şafak Tan.

Şah Han, soyerkmen.

Şahane Hana yaraşık, hansıl, çok güzel, yepyetkin.

Şahıs Kişi.

Şahin Laçin.

Şahit Tanık.

Şahlık Hanlık, hanerki, soyerkmenlik, soyerki.

Şaibe Art düşünce, alavere dalavere, kirli söylenti.

Şalter Akımaçar.

Şalvar Tuman.

Şamandıra Yüzerge, yüzertop.

Şamdan Tünşü.

Şamil İçine alan, kaplayan, kapsayan.

Şampiyon (Böke), birinci/yenişmen.

Şampiyona (Bökelik), birincilik/yenişmenlik.

Şampiyonluk (Bökelik), birincilik/yenişmenlik.

Şampuan Saçyunar.

Şan Ün, angı, tanınmışlık.

Şans Uğur, yazgı (aklığı/karalığı), kutalış, günündelik.

Şansa bırakmak Oluruna (olasılığa/uğruna/yazgıya) bırakmak.

Şans denemek Uğur (/olasılık/yazgı) denemek.

Şans eseri Denkgele, kutgele.

Şans golü Denkgelim (/denkgelesilik/kutalış) golü.

Şans golü Uğur golü.

Şans işi Yazgı (uğur/kutalış/denkgelesilik) işi.

Şans getirmek Uğur getirmek.

Şans kalmamak Olabilirlik (/olasılık/kutalış) kalmamak.

Şansı açılmak Yıldızı parlamak, uğru/yazgısı açılmak.

Şansı böyleymiş Alınyazısı buymuş.

Şansına Utumuna, uğruna, denkgelesine, yazgısına, kutalışına.

Şansın açık olsun Yazgın/uğrun/kutalışın açık olsun, günündeliğin bol olsun.

Şansın bol olsun Yazgın/uğrun/kutalışın bol olsun.

Şansı tutmamak Uğru/yazgısı tutmamak.

Şansı yaver gitmek Yazgısı yolunda gitmek.

Şanslı Uğurlu, yazgılı, yazgısı ak, kutalışlı, gününde.

Şans oyunları Olasılık oyunları, kutçekiliş/kutalış oyunları.

Şans sayısı Uğur sayısı.

Şanssız Uğursuz, yazgısız, yazgısı kara, kara yazgılı, kutalışsız.

Şanssızlık Uğursuzluk, yazgısızlık, karayazgı, yazgı karalığı.

Şanssız yenilmek Pisi pisine yenilmek.

Şans vermek Olanak (/olasılık/kutalış) tanımak, uğur vermek.

Şantaj Göz korkutumu, korkutmaca.

Şarampol Yolarkı.

Şarbon Karakabarcık, yakmaca.

Şarkı Yır.

Şart Koşul.

Şartname Koşulca.

Şarz Dolum, yük, yüklenme.

Şarzedilebilir/Şarzlı (Yeniden) doldurulabilir/yüklenebilir.

Şarzör Dolduraç.

Şarz aleti/cihazı Doldurucu, doldurum/dolum aygıtı.

Şatafat Gösteriş, çakırtı, süs.

Şayet Ola ki.

Şayia Yaygın söylenti, duyultu.

Şebiarus Düğün gecesi.

Şebnem Çiy.

Şefkat Sevecenlik.

Şefkatli Sevecen.

Şehadet Tanıklık, ülkü uğruna ölme/yitme.

Şehvet Kösnü, eşeysel istek.

Şehevi/Şehvani Kösnül.

Şehzade Tigin.

Şekil Biçim, çizim, betim.

Şelale Çavlan, çağlayan, su uçtu.

Şema Çizem.

Şemsiye Yağışlık.

Şen Sevinçli, mutlu.

Şenlik Sevinçlilik, mutluluk, sevinç, mut.

Şenlik Eğlence, kutlama, bayram, şölen.

Şerait Koşullar.

Şeref Onur, ululuk, övünme.

Şerh Açımlama, karşı oy, karşı görüş, karşı yorum.

Şeriat Tapınerki.

Şerik Ortak.

Şerit Kıyı(boyu),.

Şerit Sırım.

Şey Nesne, neme, nen, neysene, aygıt, oluş, olgu, söz....

Şık Bezemen, güzel giyimli, gözeğir.

Şık Seçenek.

Şırınga İçiteç.

Şiar Belgi, bellilik.

Şiddet Yeğinlik, yeğinleme, yılgılatım.

Şiddetli Yeğin, hızlı.

Şifa Sağalma, onma, sağaltan, sağaltıcı.

Şifacı Sağaltıcı.

Şifahen Sözlü olarak, sözle.

Şifalı Sağlığa yararlı, sağaltkan, sağaltıcı, ondurucu.

Şifre Gizlev, açarca.

Şiir Koşuk.

Şiirci Koşukçu, koşuksever.

Şiirsever Koşuksever.

Şikayet Yakınma.

Şike Danışıklı dövüş, danışıklı oyun.

Şirin Sevimli, sevilesi.

Şirket Ortaklık, kuruluş, işletme.

Şive Diyem, yöresel ağız/söyleyiş, vurgu.

Şofben Su kızdıran.

Şok Afalla(t)ma, şaşıra kalma, tutulum, irkilti, sarsıntı.

Şok Afallatıcı, irkiltici, beklenmedik, alışılmamış, sarsıcı.

Şok(e) olmak Afallamak, tutuluma uğramak, irkilmek, sarsılmak.

Şok(e) etmek Afallatmak, tutuluma uğratmak, irkiltmek, sarsıntıya uğratmak.

Şoklama Şaşalatma, birden dondurma, irkiltme.

Şort Kısadon.

Şov (show) Gösteri.

Şoven/şovenist Üstünlükçü, aşırı ulusçu.

Şovenizm Üstünlükçülük, aşırı ulusçuluk.

Şöhret Ün, angı, tanınmışlık.

Şua Işın.

Şu anda Şimdi, şimdicek, şimdileyin, şu kıpı.

Şubat Küçükay.

Şube Dal, kol, bölüm, birim.

Şuh Dişi, kösnültücü, eşeysel.

Şurup İçil.

Şut Vuruş, atış (spor).

Şutör Vuruşçu, atışçı (spor).

Şuur Bilinç.

Şükran günü Kutkıvanç günü.

Şükretmek Kutkıvanç(larını) sunmak.

Şükür Kutkıvanç.

Şümul Kapsam, kaplam, içine alma.

Taahhüt Yüklenim, yüklenme, bağıt, sözverim.

Taahhütlü Alındılı –posta- .

Taammüden Tasarlıca, tasarlı bir biçimde.

Taammüt Tasarlılık.

Taarruz Saldırı, saldırma.

Tab Bası.

Tababet Onumbilim.

Tabak Çanak.

Tabaka Kat, katman.

Tabela Yazalga, çizelge.

Tabi Bağlı, bağımlı, uyruk, -e konu.

Tabii Doğal, doğasal.

Tabii afet Doğasal yıkım.

Tabii seleksiyon Doğal seçilim/ayıklanma.

Tabiiyet Uyrukluk.

Tabi tutmak Bağlı/bağımlı tutmak, -e konu etmek.

Tabip Sağaltman.

Tablo Çizelge.

Tablo Betizleği (resim tablosu).

Tabldot (yemek) Seçmecesiz (yemek).

Tabu Kutyasak.

Tabure Oturak.

Tabut Gömütçek.

Tacir Tecimen/satışman.

Taciz Sataşma, sarkınma, sarkıntılık, dirliksizleme, tedirgin etme.

Tadat Sayım(lama).

Tadilat Değişiklik, değiştiri, onarım.

Tahakkuk Gerçekleşme, doğma.

Tahakküm Baskı, baskı (/söz/egemenlik) dayatma.

Tahakküm etmek Baskı (söz/egemenlik) dayatmak/altına almak.

Tahammül Katlanç, götürüm.

Tahayyül İmgelem, düşlem.

Tahkikat Soruşturma.

Tahkim Berkitme, pekiştirme, sağlamlaştırma.

Tahkim Yargıcılık, yargıcılar kurulu.

Tahlil Çözümleme, değer ölçüm.

Tahliye Boşaltma, salıverme.

Tahmin Öngörü, kestirim, sanı, sezinleme, usyürütüm.

Tahminen Aşağı yukarı, yaklaşık olarak, öngörüselce, usyürütümselce.

Tahmini Yaklaşık, öngörüsel, usyürütümsel.

Tahribat Yıkım, yıkıntı(lar).

Tahrif Bozma, değiştirme.

Tahrik (etme) Kışkırtma, istek uyandırma, kımıldatma, kösnültme.

Tahrik (olma) Kışkırma, isteklenme, kımıldama, kösnülme.

Tahrip Yıkma, kırıp dökme, alkıma.

Tahriri Yazılı.

Tahriş Örselenme, kaşınma, duyarlanma.

Tahsil(at) (Alacak) toplama, alımlama.

Tahsil Öğrenim.

Tahsis Özgüleme, ayırma.

Tahsis etmek Özgülemek, ayırmak.

Tahsisat Ödenek.

Tahterevalli Çöğüncek/çöküncek.

Tahvil Değiştirme, çevirme, dönüştürme.

Takas Sayışma, değiştokuş.

Takat Güç.

Takatsiz Bitkin, argın, güçsüz.

Takdir Değer, değer biçme, değerlendirme, belirleme, alkış, övgü, beğeni (belirtme).

Takdir Yazgı, alınyazısı.

Takdire değer Övgüye/alkışa değer, övülesi, alkışlanası, beğenilesi.

Takdire şayan Övgüye/alkışa değer, övülesi, alkışlanası, beğenilesi.

Takdir etmek Değer biçmek, değerlendirmek, belirlemek, övmek, övgüye değer bulmak/görmek, alkışlamak, alkışlanası/beğenilesi bulmak.

Takibat Kovuşturma.

Takip İzleme, izlem, izlemleme.

Takiye Gizekleme/gizlemleme.

Taklit Yansılama, öykünme, çakma.

Takograf Hızölçer.

Taksi Binit/bingit.

Taksim Bölme, bölüm, bölüştürme, üleştirme, paylaştırma.

Taksim (işareti) Bölü (imi).

Taksimat Bölüştürme, bölümleme, bölüntü(ler).

Taksirat Suçlar.

Taksiratlı suçlar Amaç aşımlı suçlar.

Taksit Ödeme dilimi, bölünmüş ödeme, çoklu ödeme.

Taktik Tasıt.

Takunya Takatuka, taktaka.

Takva Sakıngancıllık.

Takvim Günek/günge .

Takviye Berkitme, pekiştirme.

Tandans Eğilim.

Tarih Geçmiş, geçmişbilim, süredizin, günlemeç.

Tarihi eser Kalıntı yapıt.

Tashih Düzeltme, düzelti.

Taşikardi Yürek ivedisi.

Tatbik Uygulama.

Tatbikat Uygulama, alıştırma, deneme.

Talaş Ufantı, eğinti.

Talep İstem.

Tali İkincil.

Talih Uğur, yazgı, kutdeğim.

Taliki Geciktirici, erteleyici.

Talimat Yönerge.

Yüklə 1,25 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin