Gerçek dünya düzeni



Yüklə 0,72 Mb.
səhifə13/14
tarix29.10.2017
ölçüsü0,72 Mb.
#19567
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

İşte modern pagan tarikatların Türkiye uzantılarının çalışma şekilleri yukarıda anlattığım gibi. Muhtemel amaç, antik pagan inanışların aksine, seks yapan bireylerin sosyal ortamlardan çekilmeleri ve seksin onlar tarafından kullanılan bir meta haline getirilmesi. Bu şekilde global ve ülkeler düzeyinde ilgilendikleri bireyleri, kendileri tarafından kontrol edilen seksüel eylemler ile, yani fuhuş ve şantaj ile, kendi kuklaları haline getirebiliyorlar. Söz konusu bireylerin siyasi, kapital, iş, sosyal imkan ve statülerini kullanabiliyorlar. Bu şekilde organize oldukları ülkenin her tür sosyal, kamu veya özel yapısının içine sızıp, istedikleri bireyleri istedikleri şekilde ve amaçları doğrultusunda kullanabiliyorlar. İstedikleri siyasi lidere, yargı veya askeri kamu personeline, iş adamına, basın ve medya mensubuna, tarikat veya cemaat liderine, akademisyen, bilim, spor veya sanat adamına bu şekilde ulaşmak ve söz konusu kişiyi kendi amaçları yönünde kullanmak, yukarıda anlattığım yöntem sayesinde ve sözde pagan, ancak gerçekte fuhuş-şantaj çetesi sayesinde mümkündür.
Yukarıda anlattığım seks çetesi global düzeyde egemendir. Ülkelerdeki yapılar söz konusu çetenin alt birimleridir. Bu alt birimler, diğer mason oluşumlar ile bir arada çalışmaktadır. Yani ülkelerdeki alt birimlerin, diğer mason cemaatlerden bir farkı yoktur. Ulusal düzeydeki çetenin amacı yüzde yüz kontroldür. Bireylerin seks-sosyal-iş yaşamlarının yüzde yüz kontrolü. Global seks çetesinin iki amacı bulunmaktadır. Birincisi kısıtlama ve izolasyon politikası sayesinde, sosyal bir şekillendirme programının uygulanması ki, bu esas olarak seks yaşamları olan kadınların toplumdan izole edilmesi anlamına gelmektedir. Zaten esasen seks yaşamları olan kadınları toplumdan izole ederseniz, geriye sadece bu çetenin elinde, onların amaçları yönünde seks yapacak kadınlar kalır ki, bu da her canlı erkeğin çetenin seks kölesi olması anlamına gelecektir. İkinci amaç da budur. Yani bireylerin seks ile fuhuş-şantaj tuzağına düşürülmesi; yani seksin bireylerin köleleştirilmesi için kullanılmasıdır. Bu global seks çetesinin ortaya çıkışı, en azından 20-30 yıl geriye uzanmaktadır. Organizasyon yapıları, mevcut mason cemaatlerden dolayı, son yıllarda giderek güç kazanıyor. Türkiye’de 10 veya 15 yıl önce bu denli güçlü değillerken, şu anda çok çeşitli ortamlarda yüzde yüze yakın bir egemenlikleri var. Ellerinin altında mafya ve istihbaratçılar var. Yine ellerinin altında bilgisayar korsanlarından oluşan ekipler var. Teknolojik imkanları inanılmaz. Sizi uydu bağlantıları sayesinde, cep telefonlarınız, bilgisayarlarınız vasıtasıyla, neredeyse her yerde izleme, dinleme, izole ve kontrol etme imkanına sahipler. Mason cemaatlerin çok daha eski ve güçlü olmasından ve onların imkanlarını kullanabiliyor olmalarından dolayı, iş yaptığınız her ortama girebiliyor ve iş yaşantınızı ellerine geçirebiliyorlar. Hatta sosyal yaşamınıza da aynı rahatlıkla sızabiliyorlar. En temel hedefleri izolasyon. Eğlence hayatını, çeşitli hobi ve sporlar ile ilgili sosyal ortamları, tatil ve turistik bölgeleri, neredeyse yüzde yüze yakın kontrol ediyorlar.
Eğer bu çete ile birebir karşılaşmamış iseniz, doğal olarak böyle bir çetenin varlığından bahsedildiğinde, buna inanamazsınız. Çeteyi içlerine girerek deşifre etmemiş iseniz, sosyal hayatınızda yaşadığınız bir takım şanssızlıkları, sosyal ortamların içsel çıkar ilişkileri mantığı ile açıklamaya çalışırsınız. Ne kadar ortamın kurdu olsanız da, aklınızın kenarından bu işlerin içinde global bir sistemin var olduğu fikri geçmez. Çok deneyimli bir erkek veya kadın olsanız bile, tahmininiz genel ve kendiliğinden oluşmuş bir sistem veya kötü piyasa koşullarının olduğu olacaktır. Ancak gerçekten içlerine girerseniz, bütün dünyanın olduğu gibi, sosyal yaşamın da, nasıl yüzde yüze yakın kurgu olduğunu, çok kısa sürede anlarsınız. Belki 30 yıldır aklınızı kurcalayan bilmeceler, birdenbire çözülür global seks çetesini keşfetmeniz ile. Geçmişte yaşadıklarınız, hatta tanıştığınız bazı insanların arkasındaki gerçekler ortaya çıkar. Sosyal ve seks yaşantısının ne denli kurgulanmış olduğunu fark edersiniz. Adeta her şey ama her şeyin onların kontrolü altında olduğunu fark edersiniz. İnsanların seks ve sosyal konulardaki beceriksizlikleri, korku ve endişe dolu yaklaşımları, iç güven eksiklikleri, karşı sekse duydukları yabancılık, fiziksel ve seksüel yetersizlik endişeleri, sekse AIDS ve diğer nedenlerle korku dolu yaklaşımları, seksin maddiyata dayandırılması ve seksle fuhuşun eşdeğer görülmesi, seks ve sosyal yaşantı için özellikle üçüncü dünya ülkelerinde paranın ön şart olması gibi çeşitli nedenler sayesinde, zaten seks çetesinin işi son derece kolaydır. Bir de bu ortamda merkezi, global bir kurgunun varlığı, biz insanları kolay bir yem yapar bu çete için. Çetenin varlığını fark ettiğinizde, zaten her şey çok geç olmuştur sizin için. Gerçeği gördüğünüzde şok olursunuz. Bir bakıma da rahatlarsınız. Zira her şey açığa çıkmıştır. Ama sadece siz ve sizinle aynı durumda olanlar için. Çetenin varlığını deşifre etmeye çalıştığınızda, tehditler ile karşılaşırsınız. Çoğunlukla zaten insanların tepkisi aksi yöndedir. Çoğu siner ve kendisinden ne istenirse onu yapar ve çetenin artık sadık bir kölesi olur. İnanamayacağınız insanlar, işte bu yüzden inanılmaz değişimler geçirirler. Bazen kardeşiniz, bazen anneniz, bazen arkadaşınız, bazen iş bağlantınız. Maalesef herkesin bir fiyatı ve korkuları var. Ve bu yüzden bu çete asla deşifre olmaz. Ve bu yüzden insanların yüzde doksan dokuzu, onların bakış açısı ile evcil hayvanlar gibi, farklı değer yargıları ve basit yaşamları ile, olan bitenden habersiz, televizyon karşısında uyutulmuş-uyuşturulmuş bir şekilde devam ederler yaşamlarına. Sosyal yaşamları konusunda mücadele edenler de sürekli olarak duvarlar-engeller ile karşılaştıklarında, açıklayamazlar nedenleri ve şanssızlığa bağlarlar yaşadıklarını. Ve sadece bu çetenin içine girmiş, onlara köleleşmiş olanlar, bilirler gerçekleri ve onlar da kendi korku ve çıkarlarından dolayı, tek kelime etmezler. Siz de kuzu kuzu devam edersiniz, sahte dünyadaki rahat yaşantınıza. Aynı Matrix hikayesi, ama bu sefer gerçek; bilim-kurgu değil.
Bu çetenin söylemine paralel bir şekilde, pagan bir tarikatın cemaati olup olmadığını bilmek zor. Muhtemelen diğer mason cemaatler gibi, Siyonist bir tarikatın oyuncağı. Muhtemelen çete MOSSAD tarafından kullanılıyor ve kollanıyor. Siyonist yapının dışında olması olası, ancak zor bir ihtimal. Yine olası bir pagan tarikatın, sistemde egemen olması da muhtemel, ancak zor bir ihtimal. Paganların, antik Paganların izlerini takip ediyor olmaları, bu seks çetesini kendi amaçları için kullanıyor olmaları, hatta sisteme egemen olmaları, çok küçük olmakla beraber, birer ihtimal. Ama yüzde doksan dokuz ihtimalle, Pagan tarikatlar yine sistemin elinde oyuncak, Siyonizm’e hizmet ediyorlar ve söz konusu çete de aynı şekilde, sisteme ve Siyonizm’e hizmet eden bir başka mason cemaati. Bunun aksini düşündürecek herhangi bir veri veya bulgu maalesef yok. Üzücü ama gerçek!

BÖLÜM 21
İŞTE GERÇEK SİSTEM
ORGANİZASYON
Aşağıda onların dünyayı nasıl yönettiklerini açıklayan bir organizasyon yapısından bahsedeceğim. Bu organizasyon yapısı, kesin olarak böyledir diyemem. Ancak emin olduğum bir şey var ki, dünyayı yönetmek için gerçekte kullandıkları yapı, kesin olarak bu yapıya benzer bir organizasyon yapısı.
Organizasyonda her şeyin üstünde bir üst kurul var. Temel olarak dünyada yaşanan her şeyin nedeni, sorumlusu sadece bu kurul. Bu kurulun muhtemelen bir ismi yok. Zira yine muhtemelen organizasyon içinde bu kurulu, kurul üyeleri dışında bilen hiç kimse yok. Kurula üye olana kadar insanlar kurulu bilmiyorlar ve ölünce de sırları ile birlikte gömüldükleri için, onların varlığını bilen kimse yok. Organizasyon içinde kurul üyelerinin kim olduğu da dolayısıyla bilinmiyor. Yine benzer şekilde bu kurulun amaçları, varsa inançları, kendilerini ne olarak gördükleri (insan, uzaylı veya tanrısal) belirsiz. Kurul muhtemelen üyelerini içinde gizlendiği bir tarikatın üyelerinden, söz konusu aday üyelerin bağlılıklarını garanti altına aldıktan sonra seçiyor. Organizasyondaki bütün kararlar ve planlar bu üst yapıdan geliyor. Dünyayı yöneten de esasen bu üst yapı. Muhtemelen tüm emirler bu yapıdan geliyor ve söz konusu tarikat tarafından uygulanıyor. Bu şekilde üst yapı, hiç bir şekilde karar mekanizması dışında, dünya ile bağlantılı değil ve hem gizliliklerinden dolayı, hem de uygulama aşamasına katılmamalarından dolayı, son derece güvenli bir şekilde yaşıyorlar. Dolayısıyla hem tanrı gibi ortalıkta görünmüyor, hem de belki tuşlara basarak, dünyadaki her şeyi kolaylıkla kontrol edebiliyorlar. Bir nevi tanrı rolü oynuyorlar. Bu üst yapının, Siyonist olmaları da, Pagan olmaları da mümkün. Siyonist veya Pagan olmayıp, başka bir inanç sistemine bağlı olmaları gibi, ateist olmaları da olası maalesef. Ama mantıken en yüksek olasılıkla, yüzde doksan Siyonistler.
Organizasyondaki tarikata Zion tarikatı diyelim. Bu tarikat esasen üst yapının organizasyondaki icra organı. Bu tarikat da yarı-gizli, ancak sayıları kalabalık, Siyonizm odaklı görünen veya Siyonist amaçlara hizmet ettiklerini düşünen bir grup. Bu tarikat Yahudi cemaatleri içinde gizlenmiş. Güçlerini de, üyelerini de, bu Yahudi cemaatlerinden alıyorlar. Esasen bu tarikat, Yahudi toplumunun siyasi, askeri, ekonomik, istihbarat, teknolojik imkanlarını kullanıyor ve organizasyonda üst yapı ile mason cemaatler arasında iletişim organı vazifesi görüyor.
Yahudi toplumu da esasen, diğer halklardan farksız bir şekilde kurban pozisyonunda. Bu tarikat, Yahudi toplumu üzerinde mutlak bir egemenliğe sahip. Büyük bir terör paranoyası yaratılmış toplum üzerinde. Ya itaat edecek ve Siyonist amaçlara hizmet edecek, ya da yok olacaklar. Stalin ve Hitler sayesinde bu toplum, Avrupa’nın en ileri toplumlarından biri iken, dünya üzerindeki en ilkel, faşist, ırkçı, anti-hümanist toplum haline gelmiş durumda. Siyonist tarikat için, Yahudi toplumu üzerinde kurduğu mutlak egemenlik çok önemli; zira bütün gücünü bu toplumdan, bu toplumun ezik, şizofrenik, paranoyak, terörize olmuş yapısından alıyor. Maalesef Yahudi toplumu içinde anti-Siyonist politikalar izleyen hiç kimse kalmadı, Avrupa’da izlenen Nazizm ve Stalinist politikaların sonucu olarak. Hala da aynı etkiyi sürdürmek ve bu baskıyı devam ettirmek için, Siyonist tarikat, Yahudi karşıtı terör operasyonlarına desteğini sürdürüyor. Bu sayede şizofreni ve paranoya içindeki bu toplumun etinden de sütünden de yararlanıyor.
Aslında ve muhtemelen Siyonist idealler tamamen hikaye ve bu tarikat, gerçekte organizasyon içinde, üst yapının elinde sadece bir oyuncak. Evet, dünyada gerçekleşenler, gerçekten de bir Siyonist idealin gerçekleştirildiğini doğruluyor, ancak üst yapının gizemli yöntemlerinden dolayı, gerçekten Siyonist ideallere mi hizmet ettiği, yoksa sonucun başka şeylere mi gebe olduğunu bilmek zor.
Ama bir gerçek var ki, Yahudi toplumu dünyada yaşanan bütün bu kötülüklerden dolayı, suçlu ve sorumlu. İçlerinde barındırdıkları, şeytani ideallere sahip Siyonizm canavarı da, dünya halklarının yaşadığı zulüm de, Yahudi toplumunun hatası. Bu toplum, yapılanlara muhalefet etmediği, yaşanan gerçekleri en iyi bilmelerine rağmen asla konuşmadıkları, içindeki kötülük saçan canavarla savaşmadığı ve hatta Siyonist pisliklere zorunlu veya gönüllü olarak destek oldukları için, Siyonist tarikattan maalesef ayrı tutulamaz ve mevcut durumda Yahudi toplumunun yok edilmesi, insanlığın kurtuluşu için zorunludur. Ne zaman insanlık ile bu canavarlar arasındaki savaşta, Yahudi toplumu ve bireyleri uyanır, insan olduklarının farkına varır ve insanlık yanında, Yahudi toplumunun da gerçek düşmanı olan Siyonizm'e karşı savaşır, o zaman bu toplumun bireylerinin de, insan oldukları gerçeği kabul edilip, geçmişteki hataları affedilebilir. Ancak Yahudi toplumu uyanana, insan olduklarının farkına varana ve insanlar ile aynı tarafta yer alana kadar, söz konusu Siyonist tarikat gibi, Yahudi toplumu da insanlığın düşmanıdır.
Üst yapı dünyayı, esasen Yahudi toplumu veya Yahudi toplumunun barındırdığı Siyonist tarikat sayesinde yönetmiyor. İçimizdeki hainler olmasa, zaten toplam olarak yukarıda bahsettiğim insanların sayısı son derece sınırlı. Yahudi toplumu kaynak sağlarken, tarikat esasen organizasyonda mason cemaatler ile bağlantı mekanizması görevi görüyor. Tarikatın üyeleri, söz konusu mason cemaatlerinin liderleri ile bağlantı kuruyor ve üst yapının emirlerini onlara iletiyorlar. Dolayısıyla mason cemaatinden sadece liderin, tarikat ile bağlantısı oluyor ve cemaat üyeleri, kime, neden hizmet ettiklerini dahi bilmiyorlar.
Dünyayı fiilen bu cemaatler yönetiyor. Organizasyon, dünyayı çeşitli ve çok sayıda cemaate bölmüş. Bu cemaatler bazen global, bazen ulusal, bazen de yerel düzeyde örgütlüler. Cemaatler birbirlerinden habersiz hareket ediyorlar. Cemaatler kendi çıkar ve idealleri ile hareket ettiklerini zannediyorlar. Cemaatler emirlerin liderlerinden geldiğini zannediyor ve Siyonist tarikat bağlantısını bilmiyorlar. Cemaatler çok farklı amaç ve ideallere sahipler. Cemaatler birbirlerinden tamamen bağımsız. Cemaatlerin ilgi alanları, siyasi, dini, ekonomik, sosyal, seksüel, mistik, çıkar örgütü vs olabiliyor. Çoğu zaman cemaatler birbirlerine düşman veya muhalif olabiliyor. Ortak yanları, bütün cemaatlerin kukla oynatıcılarının aynı üst yapı olması ve cemaatlerin benzer organizasyon yapıları.
Cemaatlerin organizasyon yapıları, piramitsel hiyerarşik düzende ve temel olarak hücre yapılanmasına sahipler. Dolayısıyla piramit yapıda birbirine komşu olmayan iki düzey, birbirinden tamamen habersiz ve aynı düzeydeki iki hücre de, birbirinden tamamen habersiz. Cemaate üye olanlar, sadece kendi hücrelerindeki diğer bireyleri ve eğer hücre lideri iseler, üst hücre seviyesindeki bağlantıyı tanıyorlar. Dolayısıyla cemaatte kimse kimseyi tanımıyor. İletişim, hiyerarşiye uygun şekilde, üstten aşağıya, yani cemaat liderinden en alt düzeydeki üyeye iletilirken, en alt düzeydeki üye, sadece diğer hücre üyelerini tanıyor ve hücre liderinden gelen talimata uyuyor. Üst düzeyler alt düzeyleri tanımıyorlar ve bu şekilde yüzde yüze yakın bir güvenlik sağlanıyor. Cemaat üyeleri, hangi düzeyde olurlarsa olsunlar, sadece talimatlara uyuyorlar ve kesin olarak bu emirleri sorgulamadan yerine getiriyorlar. Kesin bir emir komuta zinciri kurulmuş durumda ve kimse neyi niçin yaptığını bilmiyor ve sadece emirlere uyuyor. Emirlere uymadığı takdirde, cezalandırılıyor ve hayatı mahvediliyor ve emirlere itaat ederse, hak etmediği kadar iyi bir hayatla ödüllendiriliyor. Bu askeri yapıya benzer disiplin, korku politikası ile korunuyor ve birisi asilik ederse, kesin olarak izole ediliyor ve hatta ortadan kaldırılıyor.
Sonuç olarak aynı merkezi üst yapı, kesin olarak gizliliğini koruyarak, dünyanın herhangi bir yerindeki bir bireyi, emir komuta zincirini kullanarak, hem de emirleri yerine getirecek olan piyon, hangi amaca hizmet ettiği konusunda en ufak bir fikre bile sahip olmadan ve en ufak bir terslikte, en fazla icracı piyonun içinde bulunduğu hücre risk alacak şekilde, kullanabiliyor.
Üst yapının deşifresi kesin olarak imkansız. Zira kendisi dışında konu hakkında bilgisi olan yok. Zion tarikatı yarı gizli, ama global güçleri sayesinde tamamen legaller. Yahudi toplumu, diğer toplumlar gibi, sadece evcil hayvan sürüsü durumunda. İşbirlikçi mason cemaatler ve üyeleri korundukları için, diğer evcillerden çok daha iyi durumdalar, ancak kesin olarak cemaat üyeleri, irade ve onur sahibi değiller. Cemaatlerin deşifresi zor. Her biri bağımsız ve ortak bir amaca hizmet ettiklerinin kanıtlanması imkansız. Zira en ufak bir bağlantı yok; hatta organizasyon içinde Zion tarikatındaki bağlantıları bile farklı ve bunu bilen sadece cemaat liderleri. Piramitsel hiyerarşi, hücre yapısı ve emir komuta zincirinden dolayı hiç kimse, kimseyi tanımıyor ve neyi neden yaptığını da bilmediğinden, hiç bir şey bilmiyor ve bu yüzden cemaatin veya uyguladıkları planların deşifresi mümkün değil. Dolayısıyla sistemi kullananlar açısından, asla deşifre edilemeyecek, yüzde yüz güvenli ve risksiz ve son derece etkili bir sistem. Etkili çünkü basit insansı zaafları ve korkuları kullanıyor.
Sonuç olarak, birbirini kesinlikle tanımayan, neyi neden yaptıklarını bilmeyen, sadece basit insansı zaafları ve korkuları olan, bu sayede mükemmel bir kontrol mekanizması ile kullanılan milyonlarca insan, hem de amaç konusunda en ufak bir fikirleri bile olmadan, aynı amaca hizmet ediyorlar; aynı organizasyona kölelik ediyorlar ve mükemmel bir uyum içinde çalışıyorlar. İşte dünya bu şekilde, tek bir merkezden organize olarak yönetiliyor.
Tabi bu mason cemaatlerin bazıları herkesçe biliniyor; global finans sektörünün ve önde gelen hemen hemen her tür ekonomik yapının, Siyonistlere hizmet ettiği biliniyor; hatta Siyonistlerin global düzeyde ve büyük devletlerin siyasi yapılarını kontrol ettikleri de biliniyor. Çok çeşitli global üst kurulların varlığı da biliniyor. İnternet'te Siyonist tehlikeyi vurgulayan, yüzlerce samimi veya sahte anti-Siyonist site var. Ama esasen sosyal ve siyasi yapılanmaların, toplumların en küçük ayrıntılarına kadar, nasıl kontrol edildiği, maalesef kimse tarafından bilinmiyor. Yine bireylerin, dünyanın sözde çeşitli ve farklı iş alanlarında ve sosyal ortamlarında, nasıl izole edildikleri de bilinmiyor. Bireylerin nasıl satın alındığı, yok edildiği, izole edildiği de bilinmiyor. Sosyal şekillendirme politikalarının nasıl gerçekleştirildiği de bilinmiyor.
Ama yukarıda anlattığım organizasyon yapısı sayesinde, dünyada her şey, ama her şey mümkün. Hem de deşifre olmadan, risk almadan ve son derece etkili bir şekilde. Örnek vermem gerekirse, istenen birey, istenen katile öldürülebilir veya kazaya kurban edilebilir; istenen ekonomik, sosyal veya siyasal girişimin önü, istendiği anda kesilebilir; istenen kişi istenen pozisyona getirilebilir; istenen kişi lanetlenebilir; yani kimin nerede, ne yapacağı veya yapamayacağı, kimin kimle sosyalleşeceği, hangi takımın şampiyon olacağından tutun da, hangi kurumun batıp, hangi işin büyüyeceği, hangi sanatçı veya bilim insanının ünlü olacağı ve yükseleceği, hangi ülkenin kaderinin ne olacağı, maalesef yukarıda anlattığım organizasyon sayesinde, bireylerin iradesinden, her tür doğal seleksiyon prosesinden, mantık ve bilimden bağımsız bir şekilde, bu tanrı rolü oynayan orospu çocuklarınca belirleniyor.
Bunu şizofren, batıl inançları olan insanlar, kader veya ilahi bir durum zannediyorlar. Ama gerçekleri analiz eder ve aralarındaki korelasyonları fark ederseniz, bu durumların rastlantı olamayacak kadar çok tekrarladığını; bu durumun şanstan ve olasılıklardan kaynaklanmadığını, tamamen bir düzen sonucu gerçekleştiğini, sistematik ve organize olduğunu anlarsınız. Dünyada özellikle de son 10-30 yılda, gerçekleşen olay ve durumları, bilimsel yöntemler ile test ettiğinizde, sözünü ettiğim kurgusal yapının bilimsel yöntemler ile kanıtlanabildiğini, yani deneylerin tekrarlanabilir olduğu ve böylelikle mantıksal olarak, neden sonuç ilişkisinin kurulabileceğini göreceksiniz.
Bu tip manipülasyonların tespitinde, gerçekleşen olayların mantıksallığını ve doğallığını sorgularsanız, bu mantıksız ve doğal olmayan durumların ve olayların, kendiliğinden değil, organize ve sistematik bir şekilde gerçekleştiğini siz de göreceksiniz. Kullanmanız gereken kriterler, mantık ve doğallıktır. Dikkat ettiğinizde, günlük yaşamınızda, iş hayatınızda, sosyal yaşantınızda, hatta ilgilendiğiniz sportif faaliyetlerde veya hobilerinizde bile, mantıksız, tutarsız, anlamsız, doğal olmayan, kurgulanmış, planlanmış, anormal bir şeylerin olduğunu fark edeceksiniz. Bütün bu anormallikler, yukarıda anlattığım organizasyonel yapının, düzenin, sistemin kurgusudur. Normalde her şey mantık ve doğal çerçeve içinde kendiliğinden gerçekleşmiş, bireylerin iradeleri söz konusu olmuş olsaydı, hemen hemen hiç bir şey, mevcut durumda gerçekleştiği şekilde olmazdı. Sorun şu ki, maalesef bireylerin iradeleri yok; iradeleri olan bireyler en kısa zamanda kesin olarak izole edilmekte; bu dünyada artık hiç bir şey kendiliğinden, spontane bir şekilde gerçekleşmemekte; her şey planlı, organize bir kurgunun sonucu; dolayısıyla üstün olan kazanmıyor; kullanılan ve bir pozisyona ulaşan herkes, kullanılma potansiyeline dayalı olarak, söz konusu pozisyona hak kazanıyor; hemen hemen hiç bir şey doğal olarak olması gerektiği gibi değil, başarısız olması gereken başarılı, başarılı olması gereken başarısız; zira her şey organize bir yapı tarafından, her tür iradeye ve doğanın üstünlüğüne rağmen kurgulanıyor. İşte dünyayı böyle yönetiyorlar.

BÖLÜM 22
GELECEK
Bir gelecek var mı? Bence yok! Herkesin hayatının yüzde yüze yakın kontrol edildiği; kısaca kimin ne iş yapacağının, kimin kimle birlikte olacağının, kimin ne derece başarılı olacağının, kimin nerede yaşayacağının, kimin hangi imkanlara sahip olacağının, kimin ne derece bir seks yaşantısının olacağının, kimin ne derecede özgür olacağının merkezi bir yapılanma tarafından belirlendiği bir dünyada yaşamanın anlamı nedir? Bence bir anlamı yok.
İşin daha da kötüsü bence insanlar yıllardır böyle bir dünyaya doğuyorlar ve dünya bu düzene son birkaç yılda ulaşmış değil. Evet, her gün dünya düzeni insanlık ve insanlar için daha da kötü bir hal alıyor, ama muhtemelen en azından bir yüzyıldır insanlar bu düzene kuklalık ediyorlar bence. Tabi ki anne babalarımız bile, yaşadıkları yıllarda sistemin sahip olduğu teknolojinin geriliğinden dolayı, son derece şanslı idiler. Örneğin son 20 yıla kadar yaygın bir uydu-cep telefonu izleme ve dinleme sistemi mevcut değildi dünyada. Yine aynı dönemde yaygın bir İnternet ağı ve buna bağlı bir dezenformasyon ve kontrol sistemi de yoktu. Son 20 yılda cep telefonu ve İnternet'te neden bu denli hızlı bir teknolojik ilerleme sağlandığı ve diğer alanlarda neden herhangi bir ilerleme sağlanmadığını herhalde açıklıyor yukarıda anlattıklarım. Örneğin önemli bir tüketim sektörü olan otomotivde ciddi bir ilerleme görmediniz bu son 20 yılda.
Son 20 yılda dünya düzeni insan hayatını yaşanmaz kıldı ve artık sadece ülkelerin veya siyasi oluşumların gelecekleri ile değil, bireylerin gelecekleri ile de oynayabiliyorlar kolaylıkla. Böyle bir dünyada yaşamanın anlamı olabilir mi? Düşünün ki hatasız ve her ihtimali düşündüğünüz bir plan yapıyorsunuz kendi hayatınız için ve sistemin sizin için belirlemiş olduğu plan ile çatışırsa, o plan işlemiyor. Zaten hayat asla üzerinde yüzde yüz kontrol kurabileceğiniz bir şey değilken, bir de sizin hayatınız üzerinde yüzde yüz kontrol oluşturan bir sistem var. Artık sizin için şans diye bir durum yok. Önünüzde olasılıklar yok. Kazanma şansınız sıfır. Ya onların istediği gibi yaşayacaksınız, ya da hiç yaşamayacaksınız. Ya onların size lütfettikleri ile yetineceksiniz, ya da hiç bir şey yaşamayacaksınız. Artık sahip olduğunuz böyle bir dünya ve böyle bir yaşam. Buna yaşam denirse!!!
Peki yukarıdaki kitapta anlattıklarıma dayalı olarak, insanlığın, insanların hiç bir şansı yok mu? Evet, herkes durum analizi yapabilir, ama çoğu insan için önemli olan onlara çözüm sağlanmasıdır. İnsanlar sadece çözümler ile ilgilenirler. O noktaya nasıl ulaştığınız, çoğu insan için önemli değildir. Çözüm var mı, yok mu? Çoğu insan sadece bununla ilgilenir ve eğer yoksa, sizin bütün araştırmalarınız boşadır, onlara göre. Çözüm üretmek ise gerçekten zor. Ben araştırmalarımı yaparken, cemaat üyelerinin sürekli sorduğu soru, "bilgi sahibi olsanız, sistemi analiz etseniz, ne yapabileceğinizi zannediyorsunuz?" idi. İşte bu sorunun cevabı, yani bundan sonra ne yapacağım, özgür olmak isteyen insanların ne yapabileceği, bu bölümün konusu. Yani sistemle nasıl mücadele edilebileceği, insanlığın kurtuluşu için ne yapılması gerektiği, kendi bireysel kurtuluşunuz için ne yapabileceğiniz, bu son bölümün konusu.
İşte çözümler!!!
Yüklə 0,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin