Gerçek Sünnet Ehlİ Şİa'dir


Ehlisünnet Ve'l-Cemaat'e Göre Sahabe



Yüklə 1,34 Mb.
səhifə43/51
tarix09.03.2018
ölçüsü1,34 Mb.
#45305
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   51

Ehlisünnet Ve'l-Cemaat'e Göre Sahabe


Ehlisünnet ve'l-Cemaat sahabeyi övme ve adaletine inanma konusunda istisnasız hepsinin adil olduğunu iddia edecek kadar ileri gitmiş, hatta adalet çerçevesinden de öteye adım atmıştır.

Biri çıkar da görüşlerini kabul etmeyecek, sahabeyi eleştirecek ve onların adil olmadıklarını söyleyecek olursa hemen onu fasıklıkla suçluyor, mantıksızca saldırılarda bulunuyorlar.

Şimdi, onların bazı sözlerini nakletmek istiyoruz. Böylece onların Kurân'dan, Peygamber'in doğru sünnetinden, akıldan ve vicdandan ne kadar uzak olduğunu hep birlikte görelim:

İmam Nevevî, Sahih-i Müslim'e yazdığı Şerh'inde aynen şöyle der: "Sahabelerin (Allah onlardan razı olsun) tamamı halkın en üstünleri ve bu ümmetin önderleridirler. Kendilerinden sonra gelen insanlardan daha üstün, adil ve örnek insanlardır. Onlarda hiçbir şekilde ihlâssızlık yoktur. Kargaşalar onlardan sonra ortaya çıktı. Asıl ihlâssızlık onlardan sonra gelen insanlar arasında vardı."457[457]

Yahya b. Muin der ki: "Osman'a, Talha'ya veya Peygamber'in (s.a.a) sahabelerinden herhangi birine küfreden kimse deccaldır (yalancıdır). Ondan hadis yazılmaz. Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun!"458[458]

Zehebî der ki: "Sahabeye küfretmek büyük günahlardandır. Onları eleştiren ve küfreden dinden çıkmıştır ve Müslümanların dininden değildir."459[459]

Kadı Ebu Ya'lâ'ya sordular: "Ebubekir'e küfreden kimsenin hükmü nedir?" "Kâfirdir" diye cevap verdi. "Eğer ölürse onun cenazesine namaz kılınmalı mı?" dendi. "Hayır!" diye cevap verdi. "Peki, lâ ilâhe illallah diyen bir kimse ise ne yapalım?" diye soruldu. "Ona dokunmayın, sopayla mezarlığa doğru çekin ve öylece defnedin!" dedi.460[460]

Ahmed b. Hanbel der ki: "Peygamber'den sonra ümmetin en üstünü Ebubekir, ondan sonra Ömer, ondan sonra Osman, ondan sonra da Ali'dir. Onlar, Hülefa-ı Raşidin'dir. Hidayet olmuşlardır. Bu dört kişiden sonra Peygamber'in ashabı halkın en üstünüdür. Hiç kimse bunların kötülüklerini, ayıplarını ve eksikliklerini söyleyemez, eleştiremez. Böyle yapan birisi tembih edilmeli ve cezalandırılmalıdır. Bu kimse affedilemez. Bilakis takip edilmelidir. Eğer tövbe ederse kabul edilir. Yine bu işe devam ederse ikinci kez cezalandırılır. Tövbe etmediği sürece ölünceye dek hapsedilir."

Hanefî Mezhebi'ne mensup Alauddin Trablusî şöyle der: "Bir kimse Peygamberimizin sahabelerinden olan Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Muaviye ve Amr b. As'a küfrederse bakılır; eğer onlara kâfir veya yoldan çıkmış demişse öldürülmelidir ve eğer halk arasında söylenegelen sıradan küfürlerden ederse, ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır."461[461]

Dr. Hâmid Hafnî Davud, Ehlisünnet ve'l-Cemaat'in sözlerini özet olarak şöyle belirtmiştir:

«Ehlisünnet, sahabenin tamamının adil olduğuna inanmaktadır. Her ne kadar dereceleri farklı olsa da, adalet konusunda hepsi eşittir. Kim sahabeden birisini kâfir bilirse, kendi kâfirdir. Kim de sahabeden birisini fasık bilirse, kendi fasıktır. Sahabeyi eleştiren Peygamber'i (s.a.a) eleştirmiş gibidir!

Ehlisünnet'in büyükleri, Ali (r.a) ve Muaviye arasında geçen tarihî olaylara değinmenin caiz olmadığına inanmaktadır. Sahabelerden bazıları şahsî görüşlerine uyup hakikate ulaştılar. Bunlar, Ali ve onun taraftarlarıdır. Bazıları da yanlış içtihatta bulunup hataya vardılar. Bunlar da Muaviye, Ayşe (r.a) ve onların taraftarlarıdır. Aralarında mahkeme kurup yargıda bulunacağına bu olumsuzluklardan hiç söz etmemek daha iyidir.

Bir sahabe olduğu için Muaviye'ye küfretmeyi yasaklıyorlar. Ayşe'ye küfredeni de şiddetle kınıyorlar. Çünkü o, Hz. Hatice'den sonra Peygamber'in ikinci hanımı, müminlerin anası ve Resulullah'ın özel ilgi duyduğu eşiydi. Bunlardan öteye daha fazla detaya girilmemeli, Ayşe'nin akıbeti Allah'a havale edilmelidir.

Hasan Basrî ve Said b. Müseyyib bu konuda şöyle demiştir: "Bunlar, Allah'ın elimizi bulaştırmadığı şeylerdir. Öyleyse neden dilimizi de böyle şeylere bulaştıralım ki?"

Ehlisünnet ve'l-Cemaat'in sahabenin adaleti hakkındaki görüşleri ve bizim onlar karşısındaki konumumuz kısaca budur.»462[462]

Araştırmacı bir kimse, Ehlisünnet ve'l-Cemaat'e göre "Sahabe nedir, hangi anlamda kullanılır?" sorusuna cevap aradığında görecektir ki onlar, sahabe sözcüğünü Peygamber'i gören herkese nispet vermekte ve bunu iftihar olarak kabul etmektedirler.

Buharî, Sahih'inde, "Peygamberle oturup kalkan veya onu gören ashaptan sayılır!" der.

Ahmed b. Hanbel de şöyle der: "Bedir sahabelerinden sonra insanların en üstünü bir yıl veya bir ay veya bir gün Peygamber'le beraber olandır. Hatta sadece Peygamber'i gören ve bu miktarda onunla birlikte olan sahabeden sayılır."463[463]

İbn-i Hacer şöyle yazmıştır: "Peygamber'den bir hadis veya bir kelime rivayet eden veyahut iman hâlinde onu gören kimse sahabedendir. İman üzere Peygamber'i gören ve İslam üzere ölen kim olursa olsun, Peygamber'le birlikteliği ister az olsun, ister çok; ondan naklettiği rivayet sayısı ister az olsun, ister çok; herhangi bir savaşa ya da gazveye katılsın veya katılmasın Peygamberi görmüş veya onunla oturmuş veya herhangi bir maniden dolayı onu görememişse yine de sahabedendir."464[464]

Ehlisünnet ve'l-Cemaat'in büyük çoğunluğu bu görüşe inanır. Peygamber'i gören ve onun yaşadığı dönemde dünyaya gelen herkes, baliğ olmasa da sahabeden sayılır. Örneğin, Muhammed b. Ebubekir'i de sahabeden sayarlar. Hâlbuki Muhammed, Resulullah'ın (s.a.a) vefatında henüz üç aylık bir çocuktu.

İbn-i Sâd, et-Tababakatü'l-Kübra veya Tabakat-u İbn-i Sâd adlı meşhur kitabında sahabeyi beş kısma ayırarak bunlara değinirken Müstedrek kitabının yazarı Hâkim en-Nişaburî de on iki kısma ayırıyor. Hâkim, mezkur kitabında bunları şöyle sıralıyor:

1- Hülefa-i Raşidin gibi hicretten önce Mekke'de Müslüman olanlar.

2- Daru'n-Nedve'de465[465] toplananlar.

3- Habeşe'ye hicret edenler.

4- Birinci Akabe'de hazır olanlar.

5- İkinci Akabe'de hazır olanlar.

6- Peygamber'den sonra Medine'ye hicret edenler.

7- Bedir'de bulunanlar.

8- Bedir Savaşı'ndan sonra ve Hudeybiye'den önce hicret edenler.

9- Rızvan Biati'nde bulunanlar.

10- Halid b. Velid ve Amr b. As gibi Hudeybiye'den sonra ve Mekke'nin fethinden önce hicret edenler.

11- Peygamber'in "Tulakâ", yani "azat edilenler" diye adlandırdığı kimseler.

12- Muhammed b. Ebubekir gibi, sahabenin, Peygamberimiz zamanında dünyaya gelen çocukları.

Ehlisünnet ve'l-Cemaat'in hepsi, sahabenin adaleti konusunda aynı düşünceye sahiptir. Dört fıkhî mezhep onların rivayetlerini sorgusuz sualsiz kabul eder ve sahabeye yapılan hiçbir eleştiriye izin vermez.

Zayıf hadislerle güçlü hadisleri birbirinden ayırt etmeye, ravilerini araştırmaya, doğru hadislerle yanlış hadisleri karşılaştırmaya ve yanlışları silmeye çalışan ve bunu kendine vazife gören nice kahraman hadisçiler ve araştırmacılar çıkmıştır. Ama ne yazık ki aynı hadisçiler ucu bir sahabeye dayanan hadisle karşılaştıklarında, her ne yaşta ve her kim olursa olsun, bu kimseye sırf sahabe dendiği için onun hadisinde şüphe etmiyor ve bu rivayeti incelemeye almıyorlar. Her ne kadar akla, sünnete ve Kurân'a ters gelse de bütün şüpheleri bir kenara bırakıp, "Sahabenin hepsi adildir, biz onları eleştiremez ve onları değerlendirmeye alamayız!" diyorlar.

Kendi canıma yemin ederim ki bu, apaçık bir zorbalıktır. İnsanın aklı ve doğası bu tür bir zihniyetten uzaktır. İlim de bunu kabul etmez. Ben, günümüzde yaşayan kültürlü gençlerin de bu gülünç kanunsuzluğu kabul edeceğini sanmıyorum.

Ehlisünnet ve'l-Cemaat'in, açık ve sağlam deliller üzerine kurulan İslam'ın ruhuyla bağdaşmayan bu yabancı düşünceleri nereden çıkardığını ben bilmiyorum, kimse de bilmiyor. Keşke bilseydim! Ve keşke onlardan birisi çıksa da, Kurân'a veya sünnete dayanarak veyahut da mantık yürüterek sahabenin adaleti konusunda bana sağlam ve kesin bir delil sunabilse!

Ama Allah'a şükürler olsun ki bu yapmacık görüşlerin sırrını anladık. İleriki konuda bunları açıklayacağız. Ama bu sırları açığa çıkarmamız için araştırmacıların cesur olmaları ve kendilerinde var olan bazı kalıpları kırmaları gerekiyor.




Yüklə 1,34 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin