II. BÖLÜM: BİR TÜR OLARAK EFSANE VE KARAKALPAK EFSANELERİ
Bu çalışmanın ana konusu Karakalpak efsanelerini halk bilimi disiplini içinde incelemektir. Böylesi bir incelemenin yapılabilmesi için öncelikle ele alınan malzemenin, yani Karakalpak efsanelerinin tanımlanması gerekmektedir. Karakalpak efsanelerinin ne olduğunu kavrayabilmek için ise, efsane türünün tanım ve tasnifi üzerinde durmak gerekmektedir. Bununla birlikte, folklor sahasındaki çalışmalarda tanım ve tasnif meselesinin temel bir sorun olarak karşımıza çıktığı da unutulmamalıdır.
Halk bilimi disiplini içerisinde yapılan herhangi bir çalışmanın konusunun sınırlarını çizmek, ancak ele alınan türün (somut ya da somut olmayan herhangi bir türün) teorik olarak tanımlanması ve tasnif edilmesiyle mümkün olacaktır. Aksi takdirde, incelemenin daha ilk aşamasında eldeki malzemenin türünün tespit edilmesi, yani masal mı efsane mi ya da kilim mi olduğuna karar verme aşamasında problemlerle karşılaşılacaktır. Buradaki sorun incelenecek malzemenin ait olduğu türün tanım ve tasnifinin doğru bir şekilde yapılmış olmasıyla ilgilidir.
Bu nedenle, folklor çalışmalarında, özellikle sözlü kültür ürünleri hakkındaki çalışmalarda, öncelikle aydınlatılması gereken konu “tanım” ve “tasnif” sorunudur. Buradan yola çıkarak biz de çalışmamızın bu bölümünü tanım ve tasnif sorununa ayırdık. Karakalpak efsanelerinin tanımlanması ve tasnif edilmesi meseleleri ele alınmasında önce, Karakalpakistan’da efsane konusunda yapılmış çalışmaların gözden geçirilmesinde fayda vardır ve bu bölümün ilk kısmı Karakalpakistan’da yapılan efsane çalışmalarına ayrılmıştır.
İkinci Bölüm’ün ilk kısmında, Karakalpakistan’daki efsane çalışmaları değerlendirildikten sonra, efsane çalışmalarını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemiş olan efsane tanımlarını ele alınacak ve bu tanımları “yapı”, “konu” ve “işlev” bakımından tartışılacaktır. Daha sonra, Karakalpak efsaneleri, bu tanımlar ışığı altında ve elimizdeki efsane metinlerinden hareketle tanımlanmaya çalışılacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, folklor çalışmalarında “tanım” meselesinden sonra ele alınması gereken ikinci başlık “tasnif”tir. Bu nedenle, bu bölümün ikinci kısmı, efsanelerin tasnifi konusuna ayrılmıştır. Bu kısımda, dünyadaki efsane çalışmalarına yön veren tasnifler; bakış açısı, yapısı ve amacı bakımından değerlendirildikten sonra, elimizdeki efsane metinlerinden yola çıkılarak Karakalpak efsanelerinin tasnifiyle ilgili önerilere yer verilecektir.
İnceleme konumuz olan efsanenin en temel özelliği, bu türün sözlü kültür ürünlerinden biri olmasıdır. Dolayısıyla, efsanenin yaratıldığı ve yaşatıldığı ortam olan “sözlü kültür”ün ne olduğunu tartışmak ve efsanenin sözlü kültürdeki yerini tespit etmek bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmamızın üçüncü kısmında, sözlü kültür ortamı hakkında kısaca bilgi verildikten sonra sözlü kültürün efsaneye etkileri ve efsanenin sözlü kültür ortamındaki yeri, anlatıma dayalı diğer türlerle mukayese edilerek tespit edilmeye çalışılacaktır.
Bu bölümün son kısmında ise, efsaneyi diğer anlatı türlerinden ayıran iki temel özellik olan “inanma” ve “tarihî unsurları barındırma” üzerinde durulacaktır. Efsane ve inanç ilişkisinin tartışılacağı ilk kısımdan sonra, efsane ve tarih ilişkisi Karakalpak efsanelerinde tespit ettiğimiz örneklerden hareketle tartışılacaktır.
II.1. KARAKALPAKİSTAN’DA EFSANE ÇALIŞMALARI
Karakalpak efsaneleriyle ilgili çalışmaları, Karakalpak folklor çalışmalarıyla birlikte başlamıştır. Karakalpak folklor çalışmaları Rus Çarının emriyle 18. yüzyılın ortalarında, Orta Asya’ya yapılan gezilerle başlamıştır. 1740-1741 yılları arasında, jeodezi uzmanı adlı bilim adamları Rus Çarının emriyle Hive’ye yaptıkları seyahatte, Karakalpaklardan etnografik yaratmaları da derlemişlerdir. İki bilim adamının yaptıkları gezilerde Karakalpak sözlü folklor ürünlerinden derledikleri örnekler 1851 yılında H. V. Hanıkov tarafından “Gladişev ve Muravin’in 1740-1741’de Orsk’tan Hive’ye Seyahati ve Geri Dönüşü” adıyla yayımlanmıştır. Bu yayımda yer alan örnek metinlerden bir kısmı efsanelerdir.204
Rus bilim adamları tarafından yapılan ilk derleme faaliyetleri, 1750 yılında Karakalpakistan’a gelen Riçkov adlı Rus bilim adamı tarafından sürdürülmüştür. Riçkov, Karakalpak masallarını, “Karakalpak” adının kaynağı hakkındaki anlatmaları ve Cengiz Han hakkındaki efsaneleri derleyerek, 1759 “Soçineniya i Perevodı” (Yazılar ve Tercümeler) adlı dergide yayımlamıştır.205
Rus bilim adamları dışında Karakalpak efsanelerini derleyen bilim adamlarından biri de meşhur Kazak bilim adamı Şokan Velihanov’dur. Velihanov’un 1857 yılında Hokand, Buhara, Taşkent şehirlerinde ve Talas Nehri kıyısında yaşayan Karakalpaklardan derlediği anlatmalar içinde Korkut Ata’ya dair efsaneler de yer alır.206
Bu ilk derleme faaliyetiyle başlayan efsane çalışmaları A. Divaev’in yaptığı bilimsel çalışmalar takip eder. Aslen Başkurt olan Divaev’in yaptığı derleme ve incelemelere 1964 yılında Almatı’da basılan “Kazahskaya Narodnaya Poyeziya (Kazak Milli Şiiri)” adlı eserde geniş yer verilmiştir. Yüzden fazla eseri olan Divaev, Karakalpak, masal, destan, bilmece, koşuklar vb. gibi türlerin yanında, efsaneleri de derlemiştir.207
İ. A. Belyaev, 1903 yılında Karakalpakistan’a yaptığı iki aylık gezide derlediği efsanelerin Rusça tercümelerini “Şıngıs Han Hakkındağı Legenda (Cengiz Han Hakkındaki Efsaneler)” başlığıyla, 1917 yılında basılan “Protokolı Zasedanii i Soobşeniy çlenov zakaspyskogo krujka lyubiteley arhiologii i istorii Vostoka (Hazar Bölgesi Doğu Tarihi ve Arkeoloji Gönüllüleri Derneği Üyeleri Haber ve Toplantı Kararları)” adlı çalışma içinde yayımlamıştır.208
1940 yılında Törtkül’de basılan “Karakalpak Halk Ertekleri (Karakalpak Halk Masaları)” adlı kitapta masal metinleri yanında 4 tane efsane metnine yer verilmiştir. Bu kitap sadece metin neşri ihtiva etmektedir.209 “Güldirsin”, “Ketenler”, “Üç Baş Batır” ve “Aydosbiy” (ss. 150-166) efsanelerinin yer aldığı kitapta, bu efsaneleri derleyenlerin adları belirtilmesine rağmen, kaynak şahısları derleme yeri ve zamanı gibi derleme bilgilerine yer verilmemiştir. Efsane metinleri ayrı bir tür olarak tasnif edilmemiş, onlar da masallar içinde yer verilmiştir. 1940 yılında ilk defa yayımlanan kitap, 1949’da, 1956’da ve 1966’da yeniden basılmıştır. Ünlü Sovyet araştırmacı N. A. Baskakov’un 1926-1949 yılları arasında yaptığı derlemelerin yer aldığı, 1959’da yayımlanan “Karaklpakskiy Yazik (Karakalpak Dili)” adlı kitapta masallara da yer verilmiştir. Bu masalların bir kısmı aslında efsane metinleridir. Kitapta yer alan efsane metinlerinden bazıları; Müyten, Samat, Ken Tanay, Jekensal, Barın urukları ve Jirenşe Şeşen hakkında anlatmalardır.210
S. P. Tolstov’un eski Harezm tarihini inceleyen ve 1948 yayımlanan çalışması “Po Sledam Drevnie –Horezmskoy Sivilizatsii (Eski Harezm Uygarlığının İzinde)”de, bizim de çalışmamızda metnine yer verdiğimiz “Güldirsin” efsanesinin Karakalpak tarihindeki önemi tartışılmış ve sonuçta “Bu trajik efsanede tarihi gerçeklerin izleri olduğu” tespit edilmiştir.211
T. A. Jdanko’nun 1950 yılında basılan “Oçerki İstoriçeskoy Etnografii Karakalpakov – Podo-Plemennaya strktura i rasselenie v XIX-Naçale XX Veka (Karakalpak Halkının Etnografik Tarihi Yazıları-19. Asrın Sonu 20. Asrın Başına Kadar Yerleşim ve Şecere Yapısı)” adlı eserinde Karakalpak uruklarına ait efsanelerden bahsedilmiştir. Karakalpak etnografyası ve şeceresi hakkında ayrıntılı bir çalışma olan eser, efsane çalışmaları için önemli bir yardımcı kaynak niteliğindedir.212
1962 yılında K. Maksetov, N. Kamalov ve K. Mamnetnazarov tarafından hazırlanan “Karakalpak Halık Legendaları Hem Anekdotları” adlı kitabın “Legendalar” adlı İkinci Bölüm’ünde (ss. 81-116) 11 efsane metni ve “Sovet Davrindagi Legendalar hem Anekdotlar” adlı Dördüncü Bölüm’de ise 7 efsane metni yer almaktadır. Eseri yayıma hazırlayanlar tarafından yazılan Önsöz’de, kitapta yer alan efsane metinlerinin Özbekistan SSR İlimler Akademisi Karakalpak Bölümü çalışanları tarafından Tahtaköpir, Şımbay, Kegeyli bölgelerinden derlendiği belirtilmekle birlikte, efsanelerin kaynak şahısları ve derleme tarihi hakkında bilgi verilmemiştir. Kitapta yer alan efsane metinleri üzerinde inceleme yapılmamıştır.213
Nejim Davkaraev’in çalışmalarının yer aldığı “N. Davkaraev Şığaralarının Tolık Jıynağı (N. Davkaraev’in Çalışmalarının Toplamı)” adlı kitabın sözlü folklor ürünlerine ayrılan ikinci cildinde sözlü folklor ürünleri “Lirik” ve “Epik” olarak ikiye ayrılır. Bu bölümde efsaneler, epik türler arasında tasnif edilmiştir. Kitapta yer alan “Legendalar” (ss. 184-185) başlıklı kısımda bazı efsaneler tarihi kişi veya olayları konu alan anlatmalar olarak tanımlanır ve tabiat olaylarını konu alan mitlerden de bu açıdan ayrıldıkları belirtilmiştir. Ancak, bu kitapta efsane metinlerine yer verilmemiştir.214
Kabıl Maksetov tarafından hazırlanan “Oçerki Po İstorii Karakalpakskogo Folklora (Karakalpak Folklor Tarihi Yazıları)” adlı kitap 1977 yılında Taşkent’te yayımlanmıştır. Kitabın efsanelere ayrılan “Legendı (Efsane)” (ss. 118-121) adlı kısmında, genel olarak efsane çalışmaları tarihi ve bazı efsane metinlerinin adlarına yer verilmiştir.215
K. Maksetov ve E. Tejimuratov tarafından 1979 yılında yayımlanan “Karakalpak Folklorı” adlı çalışmanın “Legendalar” (ss. 182-187) adlı kısmında efsaneler, sözlü folklor ürünleri içinde ayrı bir tür olarak tasnif edilmiştir. Efsanelerin diğer türlerden farklarına değinildiği çalışmada örnek olarak birkaç efsane metninin adı ve konusu bulunmakla birlikte, efsane metinleri yer almaktadır.216
H. Esbergenov ve J. Hoşniyazov tarafından hazırlanan “Etnografiçeskie Motivı v Karakalpakskom Folklore (Karakalpak Folklorunun Etnografik Motifleri)” adlı eserde Karakalpak urukları hakkında (s.16), Cengiz Han hakkında (s. 23), ve Karakalpakların eskiden Kırım’da yaşadıklarına dair efsanelere (ss. 34-35) özet halinde yer verilmiştir.217
Kallı Ayımbetov’un, kendi anılarıyla Karakalpak kültürünü bir arada değerlendirdiği “Halık Danalığı (Halk Bilgeliği)” adlı kitabında “legendalar” adlı bir kısım bulunmaktadır. (ss. 33-35) Burada efsanelere masal türü içinde yer verilmiştir. “Güldirsin”, “Tök Tağı”, “Sultanı Şaryar” gibi efsane adlarına yer verildikten sonra, efsanelerin tarih araştırmaları için önemli bir kaynak olduğu vurgulanmıştır. Efsane metinlerinden örnekler verilirken, “Jirenşe Şeşen’in Sözleri”, “Asan Kaygı” ve “Hoca Nasreddin” hakkında kısaca bilgi verilip, bu kişiler hakkındaki anlatmalar efsane olarak değerlendirilmiştir. Kitapta, Ayımbetov’un efsaneler hakkındaki görüşleri yanında “Baksı Namaları Tuvralı Legendalar” (ss. 215-218) başlığı altında dokuz nağmeye ait efsane metnine yer verilmiştir. Ayrıca “Jırav Namaları Tuvralı Legendalar” (ss. 214-215) kısmında da üç anlatma yer almaktadır.218
1989 yılında yayımlanan “Menili Gepler Hem Halık Epsanaları” adlı eserin Önsöz’ünde tarihi efsanelerin sözlü folklor ürünleri içinde önemli bir yeri olduğu ve Karakalpak folklorunun da bu bakımdan zengin olduğu belirtildikten sonra, bugüne kadar tarihi efsanelerle ilgili bilimsel çalışma yapılmadığını ve bu türün folklor tasniflerinde ve edebiyat tarihlerinde yer almadığı belirtilmiştir. “Menili Gepler” olarak adlandırılan sözlerin ortaya çıkışına dair anlatmaların tarihi efsaneler olduğunun savunulduğu kitapta, pek çok söze ait anlatma metni yer almaktadır. Söz konusu metinler hakkında kaynak şahıs, derleme yeri ve zamanı gibi bilgilere yer verilmediği gibi, metinler üzerinde inceleme de bulunmamaktadır.219
Karakalpak folklor çalışmaları ve folklorcuları hakkında bilgi veren “Karakalpak Folkloristikası”adlı eserde folklor çalışmaları içinde, zaman zaman efsane türü hakkında yapılan derleme ve inceleme çalışmalarına yer verilmiştir. Söz konusu metinler hakkında kaynak şahıs, derleme yeri ve zamanı gibi bilgilere yer verilmediği gibi, metinler üzerinde inceleme de bulunmamaktadır.220
“Karakalpak Añızları Epsanaları Hem Şeşenlik Sözleri” adlı kitabın Önsöz’ünde efsane türünün tanımı yer almaktadır. Karakalpak nesri içinde efsanelerin tarihi bakımdan önemine değinen çalışmada efsane metinlerine yer verilmiştir.221
1993 yılında basılan “Karakalpakistan Tarihi” adlı eserde Karakalpak urukları ve kökeni değerlendirilirken “Cengiz Han” (s.119) ve “Gavur Kale” (s.83) hakkındaki efsanelerden kısaca bahsedilmektedir.222
Kamal Mambetov’un “Karakalpak Tarihi” adlı kitabında Karakalpak uruklarından Müytenlerin kökenine dair bir efsaneye kısaca değinilmiştir. Bu efsaneye dayanılarak, Müytenlerin en eski Karakalpak uruklarından biri olduğu iddia edilmektedir.223
K. Maksetov, N. Kamalov ve K. Mamnetnazarov’un yayıma hazırladıkları “Karakalpak Halık Añızları Hem Anekdotları” adlı kitapta onbir efsane metni yer almaktadır. Söz konusu metinler hakkında kaynak şahıs, derleme yeri ve zamanı gibi bilgilere yer verilmediği gibi, metinler üzerinde inceleme bulunmamaktadır. Kitapta yer alan efsane metinleri daha önce basılan “Karakalpak Halık Legendaları Hem Anekdotları “ adlı kitapta da yer almıştır.224
Genç Karakalpak tarihçilerinden Jemiyet Berdiev’in yazdığı “Tursın Han Hakkındağı Añızdağı Mağlıvmatlar” adlı makale “Özbekistan Respublikası İlimler Akademiyası Karakalpakstan Böliminin Habarşısı” adlı dergide 1993 ylında yayımlanmıştır. Makalede öncelikle efsane ve menkıbelerle tarih bilimi arasındaki bağlantı ortaya konmuş, ardından 17. asırda yaşamış Tursan Han hakkındaki bir anlatma ve tarihi kaynaklar mukayese edilmiştir.225
Kabıl Maksetov’un 1996 yılında yayımlanan “Karakalpak Halkının Körkem Avızeki Döretpeleri, (Karakalpak Halkının Bedii Sözlü Yaratmaları)” adlı kitapta “Epsaneler” (ss. 194-207), “Reviyatlar” (ss. 208-210) ve “Añızlar” (ss. 211-214) olmak üzere efsanelerle ilgili üç bölüm vardır. Efsane türüyle alakalı “añız” ve “rivayet”leri ayrı başlıklar altında değerlendiren yazar metinlere yer vermemiş, fakat üç türü de tanım ve tasnif bakımından mukayese etmiştir.226
Jemiyet Berdiev tarafından 1996 yılında hazırlanan“Otrajenie v Legendah i Narodnıh Predaniyah İstorii Karakalpakov XIII-XVII vv. (13.-17. Yüzyıllardaki Karakalpak Tarihinin Efsane ve Rivayetlerdeki Yansımaları)” adlı doktora tezinde, tarihi efsaneler ve menkıbeler ışığında Karakalpak tarihi değerlendirilmiştir. Rusça olarak hazırlanan tezde, Karakalpak folklorunda yer alan anlatmaların yanında Harezm sahası anlatmalar da kullanılmıştır. Tezin İkinci Bölümü’nde Karakalpakların Volga kıyılarında yaşadıkları döneme ait unsurlar içeren anlatma ve gelenekler değerlendirilmiştir.227
Jemiyet Berdiev tarafından yazılan “Ernazar Alaköz Hakkında Halık Avızındağı Añız Engimeler (Ernazar Alaköz Hakkında Halk Arasında Anlatılan añız Anlatmaları)” adlı makalede Karakalpak Türklerinin tarihiyle ilgili anlatmalar kısaca değerlendirildikten sonra, Karakalpakların Hive Hanı yönetiminde yaşadıkları dönemi ve yaşadıkları isyanları anlatan efsaneyle, tarihi kaynaklardaki bilgiler mukayese edilmiştir.228
2000 yılında yayımlanmış olan “Karakalpak Halık Epsanaları” adlı kitapta hayvanlarla ilgili oniki efsane metni yer almaktadır. Söz konusu metinler hakkında kaynak şahıs, derleme yeri ve zamanı gibi bilgilere kitabın sonunda yer verilmiştir. Kitabın Önsöz’ünde efsane türü ve yer verilen metinler hakkında kısa ve genel bir değerlendirme vardır, ancak çalışmada metinlerle ilgili inceleme bulunmamaktadır.229
“Karakalpakistan’ın Ejayıp Jeti Esteliği (Karakalpakistan’ın Muhteşem Yedi Âbidesi)” adlı kitap 2004 yılında Nökis’te basılmıştır. Karakalpakistan’da bulunan yedi tarihi yapının tarihi ve mimari özelliklerinin anlatıldığı kitapta, bu yapılarla ilgili efsanelerden de kısaca söz edilmiştir.230
Karakalpak efsaneleriyle ilgili 18. yüzyılın ilk yarısında başlayan çalışların, Karakalpak folklor çalışmalarıyla hem kronoloji hem de şekil bakımından paralel olduğu görülmektedir. Diğer folklor çalışmaları gibi, efsane çalışmaları da Rus bilim adamlarının yaptığı derleme gezilerinde toplanan malzemelerin Rusça olarak yayımlanmasıyla başlar. Derlenen efsaneler genellikle masal türü içinde yayımlanır. Derleme çalışmalarını inceleme faaliyetleri izler. Efsaneler, 19. yüzyılda dünyadaki folklor çalışmalarına paralel olarak folklor biliminin anlayışı içinde incelenmeye başlanır. 20. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde Özbek Bilimler Akademisi Karakalpak Bölümü’nün açılmasıyla söz konusu çalışmalar sistemli bir şekilde artmaya başlar.
Yukarıda kronolojik olarak yer verilen çalışmalar göstermektedir ki, Karakalpak efsaneleri üzerinde yapılmış derleme ve inceleme çalışmaları, nitelik ve nicelik bakımından yeterli değildir. Bu eksikliğin temel nedeni, efsanelerin müstakil bir tür olarak görülmemeleri, masalın alt türü kabul edilmeledir. Bu nedenle efsane metinleri, masal metinleri içinde gözden kaçmış ve masal inceleme metotlarıyla incelenmeye çalışılmıştır. Karakalpak efsane incelemelerindeki eksikliğin bir diğer nedeni ise siyasi etkilerdir. Efsane türünün dini unsurlar içermesi, gelenek ve inançları barındırması, milli kökenle ve atalarla ilgili bilgileri ihtiva etmesi ve dolayısıyla SSCB döneminin siyasi ideolojisine uygun olmayan anlatmalar olmaları, konuyla ilgili geniş derleme ve inceleme çalışmalarının yapılmasını engellemiştir.231 Karakalpakistan’daki efsane derleme ve inceleme çalışmalarının yetersiz kalmasındaki diğer bir neden ise, efsane metinleri tarihi kişi ve vakaları konu edindiği için tarih gibi, folklor dışındaki sahalarda çalışan ve folklor biliminin disiplinine vakıf olmayan bilim adamlarınca değerlendirilmiş olmasıdır. Bu değerlendirmeler sonucunda efsane türü hakkındaki çalışmalarda efsane ve yakın türlerin özellikleri tespit edilememiş ve efsanenin kültür incelemelerindeki önemi eksik kalmıştır. Bütün bunların sonucunda ise, dünyadaki efsane çalışmaları yanında Karakalpak efsaneleriyle ilgili çalışmalar yok denecek kadar azdır.
Dostları ilə paylaş: |