Gizli başlıklı belgelerin Fikret BİLA'nm kitabında yayınlandığını



Yüklə 3,13 Mb.
səhifə13/36
tarix30.12.2018
ölçüsü3,13 Mb.
#88431
növüYazı
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   36

r—-^ r-~-r——

zaman manşete çıkarmayalım" "Yani çünkü böylece bu işi büyütmek istemediğimizi duyurmuş oluruz" dediği, İ.Y.'m "...CHP ile Genel Kurmay bu tür bir tartışmaya girmesi saçmalık biri sussa ötekide susacak" dediği, İ.SELÇUK' un "Bu şeye ne diyosun peki Özal'm gözaltına alınmasına ?" dediği, İ.Y.' m "Abi telefona takılmış büyük ihtimalle bu aralar eski Anap'lı o CHP belediye başkanı eski ANAP lıydı bir telefona takıldığı söyleniyor telefon hep telefon dinlemesi biliyorsunuz bu operasyonlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "YAV BİZİMKİLERİ DE DİNLİYORLARDIR AMA BEREKET" "...BURAYA BİR YIĞIN İŞTE GENERAL GELİYOR BİLMEM NE GELİYOR FALAN BAKTIĞINIZ ZAMAN DIŞARIDAN DİNLİYORLAR ÇÜNKÜ BELLİ MESAFEDEN DİNLEYEBİLİYORLAR" dediği, İ.SELÇUK' un "DİNLİYORLAR DİNLİYORLAR" "BİZİ ŞEYDE DE DİNLEMİŞLERDİ AMA BİR ŞEY ÇIKMAMIŞTI YANİ 12 MARTTA" "Bir de bu din dersleri meselesi var" dediği, İ.Y.' m "Evet bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyor falan" dediği, İ.SELÇUK' un "Yav şeyi tanıyomu?" dediği, İ.Y.' m "Kimi abi?" dediği, İ.SELÇUK' un "Biz iki kez gittik galiba BALBAY tanır şu herifle bir konuşma monuşma yapalım mı?" dediği, İ.Y.' m "Diyanet işleri Başkanı mı diyorsunuz?" "Olabilir abi" dediği, İ.SELÇUK' un "AÇILSIN AÇILSIN YANİ İŞİ BİRAZ KIZIŞTIRALIM" dediği,

Tape:1845, 13.03.2008 günü saat: 12.38 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bayan/İ.Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

İ.SELÇUK' un "Şimdi oraya şey geldi Mehmet KARAMEHMET" "...Murteza ÇELİKER i unutuyorlar böyle bu Sanayi Odasından Tanlı KÜÇÜK mü ne" ".. .Mehmet KARAMEHMET'de gene yani aynı ortamdan geliyor herhalde şeyi söylemek istedi tabi çok şey değişiklikler olacak diyor önümüzdeki yıla çok büyük medyada değişiklikler olacak diyor" dediği, İ.Y.' m "Hı Aydın DOĞAN a gitmeyin diyor" dediği, İ.SELÇUK' un "...Sabah grubunda büyük değişiklikler olacak dedi herhalde MÖRDOK'ta girecek falan öyle anlaşılıyor" "...Osman BERKMEN de vardı tabi onlar biliyorsun ayrılmaz" "İşte biraz Turgay'da Aydm DOĞAN dan da bahsettik bu daha sakin daha şeysiz yani tek böyle iki tarafla da anlaşabilir gibi bir durumu var ama bugün akşam gene bindirmiş değil mi?" dediği, İ.Y.' m "...şu Aydm DOĞAN in ipliği pazara çıkacak hükümet bunu bitirecek herkes onu söylüyor abi" dediği, İ.SELÇUK' un "EVET AMA ORDA ŞÖYLE BİR KADER BİRLİĞİ VAR AYDIN DOĞAN I BİTİRİRSE CUMHURİYET İ HAYDİ HAYDİ BİTİRİR" "...ORADA BİR YAZGI BİRLİĞİ OLUŞTU GİBİ" dediği, İ.Y.' m "...Aydm DOĞAN la hesapları başka abi hergün gidiyorlarmış" "...bakanlara milletvekillerine Aydm DOĞAN' m adamları kendi işleriyle ilgili iş takibi istiyorlarmış Erdoğan demiş ki asla onun işlerini takip etmeyeceksiniz demiş kim ederse demiş karşısında beni bulur demiş" dediği, İ.SELÇUK' un "E bu hesaplaşma ama şimdi" dediği, İ.Y.'m "İdeolojikten öte menfaat menfaat ilişkisi var orda abi" "Cepheler belli oldu mu işte bu KARAMEHMET Aydın DOĞAN Turgay CİNER' de birbirine girince onlar daha da rahat bu işleri hallediyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "... burada Turgay'm gözü Aydm DOĞAN'dan başka hiçbir şey görmüyor" "Aydm DOĞAN'ı da öyle bitirecekler dün bu da konuşuldu yani bu açıkladık..." "Karamehmet evet o da öyle o da çünkü yani dün baktım sofraya işte hanımlar var o hanımlar işte Atatürkçü hanımlar" "...birde dünkü gözlemim şu" "ASKERE BAĞLAMIŞ HERKES ŞEYİNİ" dediği, İ.Y.' m "Umut umut asker" "Asker ne yapsın abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Bende onlara Doğan AVCIOĞLU' nun öyküsünü anlattım" dediği, İ.Y.' m "Tamam abi bu şeyimiz var bugün işçiler Tıp Bayramı falan sosyal güvenlik yarın eylemler var ya bugün ordan gideceğiz" dediği, İ.SELÇUK' un. .'BİRAZ SOLCULUK YAPALIM YA ÇOK UZAKLAŞTIK SOLCULUKTAN'^ *'BİRAZ, SOLCULUK YAPALIM HAKKATEN İYİ DÜŞÜNMÜŞSÜNÜZ" dediği, İ.Y.' ın^GYLE ÖYLE İYİ OLUR YÖK



TOPLANTI FALAN FİLAN AMA BUGÜN BİZ İŞÇİLERİ MEMURLARI YUKARDA GÖRECEĞİZ ABİ BİRAZ İŞİ DEĞİŞTİRELİM" dediği,



Tape:1846, 15.03.2008 günü saat: 16.54 sıralarında İlhan SELÇUK ile M.B.' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

M.BALBAY' m "Siz dünkü yazının dibindeki gibi olay abi hani ağır sonunda bilesiniz birşey olursa ağlamayın diyordunuz ya dünkü yazıda bugün değil de" dediği, İ.SELÇUK' un "Hu evet denk düştü değil mi" dediği, M.BALBAY' m "Tam aynı güne düştü değil mi abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Herkes te zannedecek ki bütün bu işleri biz biliyoruz" dediği, M.BALBAY' m "Valla biliyordu ucundan gösterdi daha doğrusu dibinden gösterdi diyecekler abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Bugün de hep edepsizlik ederlerdi baktım hiç ses yok orda" "...işte demin Turan telefon etti diyor ki yani bu partiyi kapatamazlarsa bu harekat başarılı olmazsa geri çekilirse felaket olur" dediği, M.BALBAY' m "Felaket abi yani ondan sonra artık ondan sonra kimse neyi nasıl öngür artık zor abi yani" "...bu şey muhalefet şey olacak abi MHP bu medya AKP medyası kervanına katılmayacak dava sürecidir diyecek" "...CHP katılmayacak ben Baykal la da konuştum bu dava sürecidir diyecekler bir kaç gün duracaklar yani Demireî le bir konuştum abi yani bir şey yazma dedi ben ne dersem ters anlıyorlar bunlar dedi uzun uzun uyarmaya çalıştık dedi ağır bir laf etti bu salaklara hani biraz da şey" "...bu görünüyordu dedi Ateş yakar Su ıslatır bu davada açılır dedi hani bu söyle görünüyordu" ".. .Amerika işte milli iradeye saygı gösterimi Türk milleti 2007 de bunu milli iradesini göstermiştir .Gibi bir şeye girmiş 1er ama öyle olamaz diye bir şey yok ordan böyle açıklama var abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi Balbay bu efendim ordu yerinde kalırsa efendim bunlar dokunamazlar ona buna ve ordu bekçi gibi kalırda yargı görevini yaparsa gerekli şeyler olur gibime geliyor" dediği, M.BALBAY' m "Evet abi aynen öyle kalacak abi" dediği, İ.SELÇUK' un "...bir hukuk operasyonu gibi olacak zannediyorum herhalde öyle planladılar" dediği, M.BALBAY' m "Öyle abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani asker yerinde duracak ama bunu hızla yapmalılar şimdi ne olacak eğer çok da direnirlerse falan o zaman asker hukuksal olarak haklı duruma geçecek" "Bu zannediyorum daha derinden bir operasyon rARSLANtısal değil zaten konuşmuştuk daha önce" "Ne oluyor kardeşim ben seni kapatıyorum yaa ben milli iradeyim falan filan direnmeye kalktığı zaman elinde güç olmayacak" "Başka şeylere kalkarsa falan ordu orada bir gerideki sağlam güç olarak durursa bunlarm şeyleri kırılır ... otoriteleri" "Ordu ordudur yargı yargıdır verdiği kararda budur kardeşim sen bu karara riayet etmek zorundasın..." "Cumhurbaşkanından Başbakanına kadar Başsavcının dava açtığı kişiler" "Yani zanlı" dediği, M.BALBAY' m "Iıı Şuanda Çankaya köşkünde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının laikliğe karşı hareketlerin odağı dediği bir kişi oturuyor abi" "Hu çok tartışmalı gidecek ve iyidir abi be bu tartışmalı olması bunların" dediği, İ.SELÇUK' un "Yalnız Doğan gurubu şey yaptı" dediği, M.BALBAY' m "Nötr" dediği, İ.SELÇUK' un "Değil mi., doğru dürüst radikalin dışında fena değil" dediği, M.BALBAY' m ".... Abi bir de bu ibrahim aradı bu doğan gurubuna geçişle şeyler çok erken abi ama hiç pazarlık şansımız yok mu ? acaba abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "...Mehmet KARAMEHMET le o da diyor ki acele etmeyin o diyor sabahta diyor çok şeyler olacak diyo neyse açmadı ama nesi olduğunu söylemedi ama orda birşeyler bekliyorlar bilmiyorum" dediği, M.BALBAY' m "Şey Karamehmet Doğan gurubuna değil mi abi karşılıklı bir savaş" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet evet evet öyle öyle onun da söyledik ..." dediği,

Tape:1847, 16.03.2008 günü saat:16.18 sıralarında İlhan SELÇUK ile Emre KONGAR' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

İ.SELÇUK' un "Laf aramızda zatı aliniz de bir askeri müdahalenin de gerekçesini oluşturmuştur." Dediği, E.K.' m "Galiba bakalım" dediği, İ.SELÇUK' un

"Yav Çok şey çok muzirsiniz bu telefonların dinlendiğini bilmiyor musunuz." Dediği, E.K.' m "Biliyorum biliyorum bi şey demiyorum ben siz diyorsunuz valla ben hiç birşey demiyorum ben bütün telefonların dinlendiğini biliyorum cepler evler cumhuriyet zaten cumhuriyeti de biz istedik dilekçe verdik dinlensin diye" dediği, İ.SELÇUK' un "...ben ne kadınlarla konuşurken nede dostlarımla konuşurken gümrüksüz konuşuyorum çünkü neyin şaka neyin ciddi olduğunu gerizekalılar bilmezler" "...işte tarihe yazılmıştır efendim mahkeme zabıtlarına yazılmıştır bide" dediği,



Tape:1848, 16.03.2008 günü saat:17.09 sıralarında İlhan SELÇUK ile X bay an/İ. Y.' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

İ.SELÇUK' un "Ben iddianame üzerinden sadece" "Dedi ki bu tarihe ve adliyeye yazıldı dedi" dediği, İ.Y.' m "...Erdoğan da şimdi her yerde konuşuyor ...bunlar geri durmazlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Durmazlar durmazlar ama yorulur yakında" "...bu dönemin bir adli belge yani işte kardeşim siz bunları bunları bunları yaptınız diye fena olmadı tabi" ".. .herhangi bir hareket olduğu zaman bu iddianame bir belgedir adli belgedir" "İş zaten galiba oraya gidecek anladığım kadarıyla" dediği, I.Y.' m "...bizim Mehmet Faraş'm yazısı vardı bu savcıyla ilgili işte biraz atalarını dedeleri falan filan yazmış, savcı Mehmet'i aramış Mehmet Faraş'ı aramış telefonla" "Önce koruması aramış sonra kendisi aramış ve cep telefonunu vermiş sizede çok selam göndermiş" "...bu iş çatışmaya gidebilir ya bi korksun diye çatışmaya gidebilir demiş" "O da ben görevimi yaptım demiş falan şimdi yani yazabilirsin yazmayabilirsin..." "Sen o aranızda konuştularınızı yaz bi metin haline getir çünkü adamı da zor durumda bırakan bir şey yapmayalım bak Cumhuriyete konuştu" "...hemen zaten polis moîis falan böyle korumaya almışlar çatışmaya gidebilir demiş korkum var demiş adam bu işlerden belli ki o da tabi sıkıntıda kolay değil abi böyle bir şey şimdi hedef her yerde hedef gösteriliyo adam" "...asıl Taraf gazetesini gördünüz mü abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gördüm kepaze" dediği, İ.Y.' in "Ya böyle bi rezillik olur mu ya" "Abi ben acayip bi iş abi bu işi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani bi şey varmış altında gibi ya da çıldırdılar satamıyolar diye" dediği, İ.Y.' m "Abi ne demek ya suçluyoruz herkesi suçlamaya çağırıyoruz şikâyet edenler Taraf gazetesi çalışanları" "İlktir abi Türkiye'de böyle bi şey ben bilmiyorum hatırlamıyorum" "...Vakit gazetesi varya işte ondan beklenebilir" "Ama bunu Taraf gibi gazete yapıyosa bu işin altmda başka bi şey var abi, başka bi şey var ya çok büyük bi para var ya da bunlar tam satılmış abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Ne kadar satıyo şimdi" dediği, İ.Y.' m "Abi bir ara 5-6 bindi sonra 12-13 e çıktı bakalım bu hafta ne yapar ama bunlar da dağıtmaya başladıkları için bunlarm satış falan artık yapabilirler bi bakarsınız bir günde 50 bine çıkmış olabilirler abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla dediğin doğrudur kendini dağıtmış bi gazete" "Suçluyoruz ve herkesi suçlamaya çağırıyoruz" dediği, İ.Y.' m "Böyle bi gazetecilik var mı" dediği, İ.SELÇUK' un "Başsavcıyı yargılayın falan müthiş ya" "...ben bakıyorum Ahmet ALTAN'm yazışma" "O kendinden geçmiş o yani ne yapacaklarını şaşırmışlar" dediği, İ.Y.' m "Sizede orda hafiften bi kılçık var gazetede gördünüz mü" "Evet İşaret Fişeğini İlhan SELÇUK'tan diye haber yapmışlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "... dikkatli bakmadım bu Çetinin iki oğluda iki gazetede ikiside başyazar tam tırlattılar keratalar" "...İşaret Fişeği İlhan Selçuk'tan" dediği, İ.Y.' m "Cuma yazısını almışlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Birader herkes soruyo ya amma tutturduk" dediği, İ.Y.' m "Abi hem o yazı tuttu hem de geçen hafta bizim türban reklâmları vardı hatırlı yomusunuz" "Yine denk geldi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Aslında bizim Orhan ERİNÇ'e söylemelide bi şey yapmalı ona" dediği, İ.Y.' m "Bunu ben kısa böyle bi haberleştirelim mi millet görsün mü ne yapayım manyak mı bunlar ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla reklâmını yapmış olursun" dediği, İ.SELÇUK' un ". ..şimdi bu herifler kafaya koymuşlar Amerika merika Avrupada bunların arkasında bunlar ;bu: işi"bitirmeyi düşünüyolar di" "Bu

Başsavcının şeyi üzerinde de düşünürler şimdi ulan bu bizim aleyhimize bir dosya var ve burda davalıyız biz şimdi herhangi çatışmada matışmadan sonra ortalık birbirine girerse ve askerde müdahale zorunda kalırsa elinde şey var dosya var şimdi ya olaym bu tarafını da düşünmek lazım" "Ama çok kuvvetliler ya bu keratalar" dediği, İ.Y.' m "Abi işte bugün bakıyorum kaç tane gazeteleri oldu şimdi Bugün, Star di bilmem ne hepsinde kıyamet gibi gazeteleri var abi ellerinde" dediği,



Tape:1849, 17.03.2008 günü saat: 11.02 sıralarında İlhan SELÇUK ile Bilgi/Emre KONGAR' m yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

E.K.' m "...şeyi okuduz mu Ahmet Hakan" "Kapatılacak diyor ve bitakım şeyler sıralamış niçin kapatılacağına ilişkin ondan sonra kendiside onları yazınca arkasında diyor ki dikkat edin kapatılacak demem kapatılsın demek anlamına da gelmez filan diyor ama bi okuduğunuz zaman" "Yani camianın içinden gelen bi kişinin bunlara nasıl eleştirel baktığını ve bunların yaptığı bütün hataları gördüğünü" "Anlıyon mu müthiş önemli bi yazı bence" dediği, İ.SELÇUK' un "Şimdi efendim bu olay tabi bütün kıyamet mıyamet falan aynı zamanda büyük bir korkuyu ifade ediyor şimdi Hürriyeti açtım Ahmet Hakan a baktım bence kapatılacak evet şimdi Tayyip in o meşhur şansı dönüyor mu" "Altında da o başlık var... Anayasa yi manayasayı değiştirip bu Başsavcıyı tasviye etmek istiyorlar" dediği, E.K.' m "Evet ve maalesef orda MHP nin ve DTP nin de desteği var" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim olabilir o zaman daha iyi olur" "Davayı baştan kaybetmiş olurlar" dediği, E.K.' m "Rezalet olur ya öyle şey" dediği, İ.SELÇUK' un "... şimdi burada girişilen nokta şu kardeşim şimdiye kadar rejimi kurtarmak için kim müdaha etti asker değil mi" "İlk kez anayasa mahkemesi müdahale edicek" dediği, E.K.' m "Evet ve ya ikinci kez çünkü bide şey Refah ta yaptılar" dediği, İ.SELÇUK' un "He Refah ta da evet oldu dur bakayım Refah ta Anayasa mahkemesi ne yaptı ki ya" dediği, E.K.' m "Kapattı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ama o kapatma şeyde değildi" dediği, E.K.' m "Dava iktidardayken açıldı kapatma düştükten sonra oldu" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet çünkü orda bir Demirel in bir efendim kulisteki bir operasyonuyla" "Yani başbakanlığı Erbakan a vermedi olay bu" dediği, E.K.' m "Ama dava iktidardayken açıldı" dediği, İ.SELÇUK' un "Hı şimdi burada bugün Mümtaz'm yazısı da çok güzel" "Diyor ki yani fena bişey değil işte diyor asker mi gelseydi falan" dediği, E.K.' m "Tabi tabi" "...iradeyi külliye iradeyi cüzziye meselesi..." "Evet Allah bişeyleri belirtiyor ama yani insanında bi iradeyi cüzziyesi var günah işleten şey oda yani günahı çünkü başka türlü açıklayamıyorlar biliyorsun" dediği, İ.SELÇUK' un "Eyvah sizde ayvayı yemişsiniz" dediği, E.K.' m "Evet sizde... efendim siz Şeyhülislamlığa soyunca bizede imamlık kaldı" "... Serdar Turgut usta yazmış Türkiye ye derin devlet lazım ama işte ... ciddi bi derin devlet diyor böyle ... olmaz falan diyor yani" dediği, İ.SELÇUK' un "...ben iki tane konuşmadan çok memnun oldum bunlardan birisi Kara kuvvetleri kumandanının konuşması" "Öbürü Genel kurmay başkanın son konuşması şimdi bunu orada bir gurup bir heyet hazırlamış bu konuşmaları bunları vaziyeti gördükleri anlaşılıyor bir ikincisi herşeye karşm müdahale etmiyor dikkat edin" "Öyle görülüyor belki arada bazı hatalarda olmuyor değil işte o efendim elektronik muhtıra bilmem ne falan ama yani neticede konuşmanlar arasında şu veya bu kişiler olabilir ama arkada galiba bir grup oluştu öyle bir hissiyat var içimde efendim şimdi bu şeyde yani bu parti kapatma davası da zannediyorum epey düşünüldükten sonra çünkü adam daha önce uyardı farkmdaysan"" Bende Ankara ya gittiğim zaman bu işler konuşuldu monuşuldu" "Bizde biraz böyle es geçtik falan ama kulağımıza gelmiş hepimizin gelmişti de ... gsas**.nıesele kuvvetler dengesinde bu adamlar yani mülteciler yani bu dinciler Türkiye nin içindeki kuvvet dengesinde ağırlığı kazandılar" "Ve bunlarda dış kuvvetlerce destekleniyorlar^ "Gelip bağlanıyor burada şimdi ordu geride kalıyor ama bu adamlar ne' y^parîfbsaryapsmlar bunla hakkında bir

iddianame tanzim edilmiştir bu ne demektir senin benim yazdığım yazılar başsavcının iddianamesinde artık bir hukuk değeri kazandı" dediği, E.K.' in "Tabi" dediği, İ.SELÇUK' un "Değeride artık gazete polemiği falan değil bak buda bir yazı edebilir" "Yani bir hukuk değeri kazandı ha efendim dava kazanılır mı kazanılmaz mı o ayrı mesele o o ayrı mesele" dediği, E.K.' in "Efendim şimdi ordaki görüp biliyorsunuz o billurlaştı yavaş yavaş onu ilk Kabaoğlu söylemişti Kaboğlu söylemişti İbrahim Kaboğlu" "Eğer kapatılırsa bu süreç sonunda mesele yok ama eğer kapatılmazsa AKP daha güçlenerek giricek seçimlere..." dediği, İ.SELÇUK' un "Doğrudur doğrudur" dediği, E.KOGNAR' m "Mağdur ve ... öyle bir sıkıntı var" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet mağdur ve mazlum olarak evet o o tarafa doğru gidebilir yani bu tabi savaş devam ediyor" "Savaşım devam ediyor çeşitli olasılıklar bunlar" dediği, İ.KONGAR' m "Yani şakası yok" dediği, İ.SELÇUK' un "İşte zati aliniz bu savaşın içindesiniz" dediği, E.KOGAR' m "Yok efendim" dediği,

Tape:1850, 19.03.2008 günü saat:12.18 sıralarında İlhan SELÇUK ile Emre KONGAR' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

İ.SELÇUK' un "Ben artık sizlerden kopuyorum" dediği, E.K.' m "Ne o çok mu sosyeteye katıldınız?" dediği, İ.SELÇUK' un "Artık benim yerim başka tarafta" dediği, E.K.' m "Üst üst sosyetede mi?" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet yani ben sizlerle ne yapayım?" "...aman efendim kimler yoktu ki krem dö le krem dö le krem dediğimiz kişilerin arasında Soros çocukları mı yoktu" "Cengiz ÇANDAR 1ar mı yoktu" "Efendim kimler kimler efendim fakat işte vardı bi de kafa dengi olanlar Yıldız KENTER menter filan" dediği, E.K.' in "Çetin ALT AN vardır Çetin ALT AN vardı herhalde" dediği, İ.SELÇUK' un "Çetin ALTAN karısı efendim Ali SİRMEN" "...şeyin de karısı Canan BARLAS yani böyle bir şey içinde biz yani işte biz böyle evlendik bakın çocuklarımız

burada torunlarımız burada " dediği, E.K.' m "...en önemli gelişme tabi bu Bahçeli

nin tavrı yani birdenbire orada bi şey olduğu anlaşılıyor bence bütün gidişatı Bahçeli nin verdiği destek etkilemişti yani bu Cumhurbaşkanhğı Seçimini hatırlaym ilk ilk Bahçeli nin şeyi desteği orada ortaya çıktı Cumhurbaşkanlığı seçimi türbandı bilmem neydi şuydu buydu derken tam anlamıyla 2/3 çoğunlukla takır takır şeyden her şeyi çıkartıyordu şimdi ilk kez Bahçeli yargıyla oynamayın demeye başladı şimdi bence bu bence bu şey çok çok önemli bir değişme çünkü bi olabilir olabilir olabilir da olmayabilirde ben o adamın ne yaptığını hiç anlamadığım için yani çünkü adam kendi ipini çeken bi adam yav 2002 şeyinde koalisyonunda yani onun için yani bu kulağını mı büktüler bacağını nu kırdılar bilmem kendisine vahiy mi geldi bilmek mümkün değil ama bi şeyi ortaya çıktı şimdi artık mecliste bunların işi eskisi kadar kolay olmayacak o bir;" dediği, İ.SELÇUK' un "Şey vahim yav yani bana dava açtılar ben Anayasa yi değiş...." dediği, E.K.' m "...siz her halde uyarmışsınız bu bakır çağların şeyini koymuşlar girmişler birden girip altıya koymuşlar o çok önemli bir olay çünkü o adam tarafsız bir adam yani böyle Ergun ÖZBUDUN gibi dansöz değil veya Kanadoğlu veya Vural SAVAŞ gibi işte Militan-Laik filan denilen bir adam değil bu ciddi bir Anayasa profesörü bizim hukukçu onun söyledikleri çok etkileyici yani ..." "Bugün Şakir telefon etti ECZACIBAŞI o da çok çok bağırıp çağırıyor telefonda insanın kafasını ütülüyor aptala çeviriyor ... ben bu adamlara diyor önce diyor çok diyor kredi açtım diyor işte filan ama diyor bunlar diyor anamızı belleyecekler diyor hepimizin çanına ot tıkayacaklar" ".. .bu Rıda Sakin ve şeyle filan ve sanıyorum sonunda hukuk mukuk yani bu kapatmaya kadar veya en azından cezalandırmaya veya bazılarını yasaklamaya filan gidebilir garip şeyler olabilir" dediği, İ.SELÇUK' un "Efendim asker yargı efendim memleketin önde gelen bir takım kişileri ne yapacaz ne edecez diye bence zaten düşünülüyordu hep düşünüyorduk herkes? şe ölacakhalimiz yav falan filan şimdi bir askeri müdehale ortamı değil yoksa yapaklardı jeoktariV,.,bu sefer dediler ki yav elde



bir şey var ... zannediyorum yargıçlar da üzerinde çalışmışlardır ya o kadar aptal değiller." "Bu sefer yargıç olarak görevini yapıyor şimdi anlaşılıyor ki yani bu AKP iktidarı yargıyı kendine benzetmeden yargı onu benzetecek." Dediği, E.K.' in "...Çünkü işte Vural Savaş söylüyormuş çok geciktiler falan diyormuş. Hayır çünkü ne yargı kalacak ne ordu kalacak, ne üniversite kalacak..." "...Mehmet in şeyinde temas ettiğiniz veya gecesinde konuştuğunuz karşılaştığınız insanlar bunların farkında gibi mi yoksa.." dediği, İ.SELÇUK' un "...hayret ettim, bütün gece oraya işte bir orkestra işte bir şeyler ... şerkıcılar filan., bütün gece dans ettiler" "Hayret ettim bizim Çetin Altan bütün gece dans etti yav" "...BARLAS, Canan BARLAS, Perihan aynı masada ... Çetin ayrı bir masada, Yıldız KENTER, Ali SİRMEN vs. falan orada oturdular" "...bence en önemli olaylarından biri Hürriyet te Ertuğrul ÖZKÖK ün yazısı" dediği, E.K.' m "Müthiş bir yazı" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani burada ERGENEKON olayını" "Bizden önce Hürriyet ele aldı" "Bende memnun oldum" "...şimdi iş geldi geldi ERGENEKON la efendim başsavcının birleştirilmesine geldi" "...Ertuğrul ÖZKÖK ün yazısından atfen yazmak lazım şimdi ... adam dedik ki bu ERGENEKON davası niçin açıldı ...di mi" "Yani müthiş bi olay Yargıtay Başsavcıyla ERGENEKONu birleştirdi" "Bu sebeple de bu tabi Doğu PERİNÇEK in falan şeyi kaygıları yerli yerindeydi bundan dolayı ERGENEKONun daha iddianamesi bile yok herkese beni... istiyorlardı" dediği, E.K.' in "Ve de Derin Devlet bize karşı diye yani işte işte işte ERGENEKON işte Derin Devlet işte bize karşılar" dediği, İ.SELÇUK' un ".. .bu arada biz farkmdaysanız Doğan a geçtik Doğan Grubuna" dediği, E.K.' m "Evet evet nasıl farkında olmam canım her gün izliyoruz işte onu dün biraz" dediği, İ.SELÇUK' un "...öyle bir noktaya geldi ki Türkiye bütün köşe yazıları aynı konuyu yazıyor" dediği,

Tape:3879, 27.02.2008 günü saat:10.04'de İlhan SELÇUK ile Server..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

SERVER'in "Ben bu Pazar günü geliyorum" "Ama öyle bir Türkiye ye geliyorum ki" "Korkunç korkunç yani" dediği, İLHAN'm "Ee bu şeye yani büyük bir çalkantı ve istikrarsızlık var tabi" "Bir anlamda da iyidir çünkü her şeyi kabullenen bir Türkiye olmadığı da ortaya çıkıyor" dediği, SERVER'in "Öyle diyorum ben bunlar yönetecek insanlar değil bunlar sokak adamları" dediği,

Tape:3880, 03.03.2008 günü saat:10.56'da İlhan SELÇUK ile Alev..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

İLHAN'm "Biliyorsun Doğu Perinçek bi de Kemal Alemdaroğlu geldiler bana" "...şimdi efendim bu Kemal Alemdaroğlu'yu akşam yemeğe davet ettik biliyorsun" "Şimdi uçak ücretini verelim mi yoksa gerekmez mi Kemal Alemdaroğlu'na" dediği, ALEV'in "Onu durumu iyidir ama ben bir çıtlatayım bakım" "Yani ben zaten aldım o işi Balbay ile de konuştum onları koordine ettiriyorum" dediği,

Tape:3881, 05.03.2008 günü saat:16.50'de İlhan SELÇUK ile X Şahıs/E.K.arasmdaki telefon görüşmesinde özetle;








E.K.'m "Sizin Ankara izlenimleri nedir Mustafa neler anlatıyor" dediği, İ.SELÇUK'un "Efendim Balbay diyor ki bir kere şeyi sevdi onlar yani bu Hikmet'e karşı ciddi bir tedbir almak lazım efendim onu efendim alacaz şimdi burada benim beklediğim şeyler oluyor aslında yani Hikmet kendi kendisini tasviye ediyor" dediği, E.K.'m "Efendim onu şeyden almak lazım patronluktan patronluktan onu çünkü gene" "Gene öyle demiş ben demiş yaz Vakıf üyesiyim senin haddine mi düşüyor filan demiş yani" "Yav çok para istemiş ama ya 200 bin lira istemiş yav" dediği, İ.SELÇUK'un "Efendim şimdi o parayı biz Cumhuriyet ödemeyecek anlatabildim mi yani şeyin Aydın Doğan'm verdiği ile şeyin vereceği Çankaya Belediyesinin onun yüzde 90'ını hallediyor" "...ikinci olay bu Ankara daki çocuklarla da konuştum hani.bir ara bizim bir şeyler hazırlıyorlardı falan filan da Ortadoğu daki grup" "Bu internetten sesli falan" dediği,

E.K.'m "Efendim bir dakka şimdi araya santral filan giriyor ben hemen sizi arayım kapatın siz" dediği,

Tape:3882, 14.03.2008 günü saat:13.17'de İlhan SELÇUK ile M.B. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

MUSTAFA'nm "VALLA İYİYİZ HALKIMIZ KIPIRDADI ABİ YAV" "VALLA KIPIRDADI BUGÜN HİÇ DEĞİLSE BİRAZ EYLEMLER FENA DEĞİLDİ YANİ" "İYİYDİ ABİ İYİYDİ PEK ÇOK YERDE KATILDILAR İYİ YANİ BÖYLE BİR EYLEM EN SON 1991 YILINDA DENENMİŞ ABİ" "BAKALIM YANİ MUSTAFA ÖZBEK ARADI DİYORKİ TURKİSH YÖNETİMİNE DE BEN HANİ PERDE GERİSİNDE DE BİRAZ O VAR ZATEN SÜREKLİ DÜRTÜYOR EYLEM YAPALIM ŞEY YAPALIM BU YALANCI SÖZCÜĞÜNÜ YALATACAZ ONA DİYOR BAŞBAKANA" dediği, İ.SELÇUK'un "GÜZEL YAPMIŞ" "GÜZEL LAF YALANCIYI YALATACAZ İYİ" dediği tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;

Doğu PERİNÇEK İle;

Şüpheli İlhan SELÇUK beyanında; "Doğu PERİNÇEK' in siyasi parti lideri olması nedeniyle ara sıra ziyaretine geldiğini, bunun haricinde herhangi bir ilişkilerinin olmadığını" beyan etmesine rağmen;

Ankara ilinde işçi Partisi Binasında yapılan aramada ele geçirilen; "ÖNEMLİ 2 " ibareli CD'nin incelemesinde; 01.02.2008 tarih ve saat: 20.09 da Yazan: h, En son kaydeden: h olan "YARGITAY İLE İLGİLİ NOTLARIM" isimli word belgesi içerisinde; I.Selçuk'un yemeği en son ne zaman oldu. Silahçıoğlu en son ne zaman katıldı. Sahih bey, Yarsav başkanı katılıyor. Şeklinde notların olduğu görülmüştür.

Doğu Perinçek'in ikametinde yapılan aramada, Fikret KAZANCI imzalı 27.04.2004 tarihli T.C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış, İşçi Partisinin Ak Partiyi kapatma dilekçesine eklenmek üzere gönderilmiş yazı olduğu, yazıda "Dosyanın Takviyesini Teminen: Ergün POYRAZ'in... Patlak Ampul Kitabı ve ".... ayrıca gazeteci yazar (Cumhuriyet Gazetesi) Sn. İlhan SELÇUK'un 17.07.2007 tarihli köşesindeki yazılarını birlikte sunuyorum " şeklinde yazıların olduğu tespit edilmiştir.

Yine aynı yerde bulunan 75-78. sayfalarda Sayın İlhan SELÇUK'un dikkatine başlıklı "İsteğiniz Üzerine Cumhuriyet için bir yazı hazırladım. Konuştuğumuz konular

sunuyorum Güncelliği nedeniyle biran önce yayınlanmasında yararvar gibi geliyor

bana, takdir sizin" şeklinde başladığı ekinde "Cumhuriyet Yıkıcılığının Güncel politikaları"

başlıklı 4 Haziran 1997 tarihli yazı olduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un ikametinde yapılan aramada ele geçirilen; Emniyet Müdürlüğünce; l'den 111'e kadar numaralandırılmış bilgisayar ve faks çıktısı doküman, (106-108 sayfalarda) 17 Mart 2008 tarihli, Sayın İlhan Selçuk Ağabey hitabı ile başlayan, "Konu: Cumhuriyet Gazetesi için yazı" şeklinde olan İP Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK imzalı "Yargıtay Başsavcısının kapatma davası açması üzerine bir yazı hazırladım. Parti yasakları konusunda Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa Mahkemesi kararlarında ve Yargıtay Başsavcılığı iddianamelerinde kitabımdan çok uzun alıntılara yer verilmiştir. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet Gazetesi 'nde yayınlanmasını dilerim. Saygılarımla" ön girişinden sonra "Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı yasadışıdır" başlıklı köşe yazısı olduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un ikametinde yapılan aramada; Emniyet Müdürlüğünce; l'den 220'ye kadar numaralandırılmış bilgisayar ve fakS^çıktısı dokümanda, (150-158

şeklinde numaralandırılmış) Doğu PERINÇEK "Kuşatma Nerden ve Nasıl Yarılır" 16 Kasım 2003 tarihli Milli Hükümetin kurulmasının anlatıldığı, "...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yarılır...Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir? Tayyip ERDOĞAN iktidarı, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir.Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır. Millet-Ordu işbirliğinin unsurları milli Kuvvetler olarak adlandırılacaktır. Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir: Halk Hareketi, Milli Güçbirliği, Meclisteki milli Kuvvetler, Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb), Türk Ordusu, Milli Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk hareketleridir " şeklinde yazı olduğu görülmüş olup şüpheliler İlhan SELÇUK ve Doğu PERINÇEK arasında örgütsel irtibat bulunduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile:

Tape:3892' de şüpheli İlhan SELÇUK ile İ.Y' m yaptıklan telefon görüşmesinde; İ.SELÇUK' un "Bizi işte bi şeyin başına geçirmek istiyorlar özellikle Kemal Alemdaroğlu çok ısrar etti ....işte şeyi birleştirelim üzerine şey yapıp. 4 tane TELEVİZYON var bu hikayenin içinde, işte biri o Ankara daki Türk metalin TVsi var" "Avrasya.... " "B kanal var. Burda da Doğu Perinçek kanalı ile bizim Tuncay Özkan kanalı var. 4 tane kanal işte ne yapılabilir ..." şeklinde görüşme yaptıklan, kanallann ortak yayın yapması, bu şahıslann birleştirilmesi konusunda kendisinden talep olduğunu anlattığı anlaşılmıştır..

Tape:3880/3902'de, 03.03.2008 günü saat:10.56 sıralannda İlhan SELÇUK ile A.C.'un yaptıklan telefon görüşmesinde; İ.SELÇUK' un "...Doğu PERİNÇEK ile Kemal ALEMDAROĞLU geldiler bana" dediği tespit edilmiştir.

Görüşmelerden de anlaşılacağı üzere, Kemal ALEMDAROĞLU'nun, İlhan SELÇUK ile görüşme yaparak, Ulusal Kanal, Avrasya, Kanal B, Kanal Türk gibi televizyonlann ortak yayın yapması, İlhan SELÇUK 'un bu işi organize etmesinin istendiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Mehmet Adnan AKFIRAT ile;

Şüpheli M.Adnan AKFIRAT'a ait, QUANTUM marka, seri numarası 168302767583 bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede "İ. Selçuk ve M. Soysal'a soru" isimli metin belgesi içerisinde Adnan AKFIRAT tarafından yazılmış olan "Sayın İlhan SELÇUK, Çevik BİR ekibinin 21 Aralık 1998'de bir darbe girişiminde bulunduğuna ilişkin çok aynntılı bir haber hazırlamaktayız. Bu girişim içinde bulunan kişiler, sizin 26 Kasım 1998 tarihli "Güneşin mağripten doğması yakındır" başlıklı yazınızın 21 Aralık Darbesi'ni haber verdiğini belirttiler. Darbe girişiminin merkezindeki kişiler ile Nuruziya Sokak'taki Mason Locası'ndaki bir buluşmada sizin bulunduğunuz da ileri sürüldü. Bu konuya ilişkin sizin açıklamalanmza da yer vermeyi dileriz. Saygılanmızla" şeklindeki yazının bulunduğu buradan da Şüpheli İlhan SELÇUK ile şüpheli M. Adnan AKFIRAT'in 1998 tarihinde bazı olayları paylaştıkları görülmüştür.

Yine Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen 8 sayfalık belge içerisinde "ÇEVİK BİR-EROL ÖZKASNAK ekibinin AMERİKANCI DARBE GİRİŞİMİ YAPACAKLARI ve bu darbenin sivil toplum darbesi olacağı yönetime el konulunca değişik makamlara gelecek kişilerin isimlerinin yazıldığı listenin bulunduğu belgede İlhan SELÇUK'un da isminin yeraldığı görülmüştür.

Şüpheli M.Adnan AKFIRAT tarafından şüpheli İlhan SELÇUK'a gönderilen mektubun içeriğinde ERGENEKON Terör örgütünde yönetici konumunda olan İlhan SELÇUK ile örgüt üyesi Adnan AKFIRAT'm irtibatlı olduğu görülmektedir. Ayrıca İlhan SELÇUK'un geçmişte ve günümai'd© olcusu gibi 1998 yılında da darbe girişimlerini teşvik ettiği yönündebilgiler pld^uğu^nfaphnıştır. Önceki yıllarda samimi



















ilişkileri olmasa bile Şüpheliler İlhan SELÇUK ve Adnan AKFIRAT'm 1999 yılında ERGENEKON terör örgütünün re-organizasyonu amacıyla oluşturulan yeni örgütlenmede birlikte yeraldıkları toplanan delillerden anlaşılmıştır.

Şüpheli Ferid İLSEVER ile :

Hikmet ÇİÇEK isimli şahsa ait, MY marka, seri numarası bulunmayan flash bellek üzerinde yapılan incelemede "|çLHAN SELC|ğ FERI|çT GO;eRU|eSjğ" isimli word dosyasının İlhan SELÇUK ile Ferid İLSEVER arasında gerçekleştirilen görüşme olduğu, görüşmenin içeriğinde:

"Bir konuşmamızda İ.S iki çelişmeli cümle kullanıyordu: "Bize TV'yi verin" ve "Beraber yapalım". Daha sonra "beraberliği" şöyle açtı: "Bir taban hareketi olacak. Siz, G, Cumoklar, vb. Herkesin hissesi olacak. Ama, yukarıyla ilişki bakımından benim önderliğimde, C logosuyla. Böyle bir piramit için hisseleri dağıtalım." ibaresinin yer aldığı buradaki İ.S'nin İlhan SELÇUK, G'nin Gürbüz ÇAPAN olduğu, Ferid İLSEVER ve Doğu PERİNÇEK'in Ulusal Kanalı temsil ettiği dolayısıyla ERGENEKON Terör örgütü üyelerinden ele geçirilen Ulusal Medya 2001 ve Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması ile bire bir örtüştüğü,

Notların devamında Cumhuriyet Tv'nin kurulması için Doğu PERİNÇEK grubunun elinde olan TV'yi İlhan SELÇUK'un önderliğinde alınarak kurulacağı, fakat bunun gerçekleşmediği, buradaki amacın 70 küsur yıllık Cumhuriyet ve Aydmlık'm TV zemininde bir sentez oluşturularak, Kemalist-Sosyalist ittifakının güçlenmesine ve Cumhuriyet Devrimi'nin ikinci taarruzuna hizmet etmek olduğu, Cumhuriyet gazetesinin MHP'ni desteklemesinden dolayı Doğu PERİNÇEK ve grubunun Cumhuriyet ile ortak yayın konusunda endişe duyduğu,

F: MHP, NATO saldırısı, özelleştirme, hatta son polis operasyonu, her önemli konuda C'ten aynlıyoruz. C son aylarda çok değişti. Siz NATO saldmsmı alkışlıyorsunuz, biz karşı çıkıyoruz. Siz MHP'nin değiştiğini varsayarak koalisyonda yer almasını savunuyorsunuz, biz ise NATO'nun emrinde taşeronluk görevleri için ırkçı partinin iktidara getirildiğini söylüyoruz. Orduyu dinleyen polisi bile "yurtsever polisler" diye savunuyorsunuz. Nasıl yayın yapacağız? TV'nin fiyatı konusunda bilgim yok. İlgililer karşılıklı oturur, konuşur. Piyasadaki değeri ne ise, C olduğu için onun biraz altında bir fiyata satarız.

İ.S (Sinirli bir tonda): NATO saldırısına nasıl karşı çıkacağız? Ordu Amerika'yla mı savaşsın? Amerika'yla takışıp da, bize silah vermesin, PKK'yla savaşmayalım mı?

F: Niye ABD'yle savaş olsun? Yunanistan, hatta Makedonya...

İ.S: Onlar başka. C gençlik örgütü değil. Devletin tutumunu da düşünmek zorundayız.

F: Birinci Dünya Savaşı'ndaki Enver Paşa tutumunu savunuyorsunuz. Türkiye bu politikayla bölünmüştü. Nerede kaldı M. Kemal'in "Yurtta sulh, cihanda sulh" politikası?

İ.S: Niye sizin de görüşlerinizin yanlış olabileceğini düşünmüyorsunuz? Yarın değiştireceğinizi düşünmüyorsunuz? Bunun sigortası her görüşe yer vermek. D, 7-8 yıl önce PKK konusunda bugünkü gibi mi düşünüyordu?

F: Evet, böyle düşünüyordu.

İ.S: O zaman niye bugün içerde? (Konuşmanın başında "Bak hâlâ Haymana'ya gidemedim. Benim özel selamlarımı ilet" demişti.)

Yukarıda ki görüşmeden de anlaşılacağı gibi İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK'in NATO ve MHP konusunda fikir ayrılığına düştüğü, İlhan SELÇUK'un Doğu PERİNÇEK'in 7-8 yıl önce Abdullah ÖCALAN*iîe\ilgili basmda da yer alan



fotoğraflarını ve PKK'nm desteklenmesini kast ederek 7-8 yıl önce de böyle mi düşündüğünü sorması üzerine Ferid İLSEVER'in evet dediği anlaşılmıştır.

Bu görüşmede; ERGENEKON terör örgütü şüphelilerinden Ümit Oğuztan'dan elde edilen, içeriğinde örgütün medya ile ilgili planlamalarının yer aldığı Aralık 2000 tarihli "ULUSAL MEDYA 2001" isimli dokümanda Doğu Perinçek'in Cumhuriyet Gazetesi ile Ulusal Kanal'ı birleştirilerek bir medya gurubu oluşturup örgütünün amaçlan doğrultusunda kullanmak istediği hususu yer almaktadır.

Yukarıdaki belge, bu konu hakkında yapılanma ile ilgili gizlilik esasına göre şifrelenen bir rapor şeklinde aynı soruşturmanm bir başka şüphelisi olan Hikmet Çiçek'e ait depolama aygıtından elde edilmiştir. Konuşmanın bazı bölümlerine baktığımızda; "Bir konuşmamızda I.S iki çelişmeli cümle kullanıyordu: "Bize TV'yi verin" ve "Beraberyapalım". Daha sonra "beraberliği"şöyle açtı: "Bir taban hareketi olacak. Siz, G, Cumoklar, vb. Herkesin hissesi olacak. Ama, yukarıyla ilişki bakımından benim önderliğimde, C logosuyla. Böyle bir piramit için hisseleri dağıtalım." ibaresinin yer aldığı buradaki İ.S'nin İlhan SELÇUK, G'nin Gürbüz ÇAPAN olduğu, Ferid İLSEVER ve Doğu PERİNÇEK'in Ulusal Kanalı temsil ettiği dolayısıyla ERGENEKON Terör örgütü üyelerinden ele geçirilen Ulusal Medya 2001 ve Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması ile birebir örtüştüğü, ERGENEKON Terör örgütünün amaçlan doğrultusunda örgüt yöneticisi İlhan SELÇUK'un harekete geçtiği ve örgüt üyeleri Ferid İLSEVER ve Doğu PERINÇEK'e örgütün kararını ilettiği, "yukarı ile ilişki bakımından" ifadesi ile kendisinin de bağlı olduğu ERGENEKON Terör örgütünün üst kademesinin kast edildiği,

Notlann devamında Cumhuriyet Tv'nin kurulması için Doğu PERİNÇEK grubunun elinde olan TV'yi İlhan SELÇUK'un önderliğinde alınarak kurulacağı, fakat bunun gerçekleşmediği, buradaki amacın 70 küsur yıllık Cumhuriyet ve Aydmlık'm TV zemininde bir sentez oluşturularak, Kemalist-Sosyalist ittifakının güçlenmesine ve Cumhuriyet Devrimi'nin ikinci taarruzuna hizmet etmek olduğu, Cumhuriyet gazetesinin MHP'yi desteklemesinden dolayı Doğu PERİNÇEK ve grubunun Cumhuriyet ile ortak yayın konusunda endişe duyduğu,

Şüpheliler İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK'in NATO ve MHP konusunda fikir ayrılığına düştüğü, İlhan SELÇUK ve Cumhuriyet gazetesinin Doğu PERİNÇEK ve grubu tarafından NATO ve MHP'yi desteklemekle suçlandığı, İlhan SELÇUK'un muhtemel Doğu PERİNÇEK'in 7-8 yıl önce Abdullah ÖCALAN ile ilgili basında da yer alan fotoğraflarını ve PKK'nm desteklenmesini kast ederek 7-8 yıl önce de böyle mi düşündüğünü sorması üzerine Ferid İLSEVER'in evet dediği, İlhan SELÇUK'un ise o zaman Abdullah ÖCALAN'm niye içeride olduğunu sorduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un örgütün üst düzey yöneticilerinden Doğu PERİNÇEK ve Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ile ERGENEKON terör örgütü mensuplanndan M.Adnan AKFIRAT ve Ferid İLSEVER ile irtibatlı olduğu, bu haliyle örgüt hiyerarşisi içinde yeraldığı anlaşılmıştır.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Şüpheli Doğu PERİNÇEK İfadesinde;


"ilhan SELÇUK'un Türkiye'mizin son yüzyılın değerli aydın ve yazarlarından
olduğunu, 45 yıldır tanıdığını, Türkiye 'nin bütün aydınlaruye Atatürkçüleri gibi kendisine çok
değer verdiğini,
^ s ^

Cumhuriyet Gazetesiyle herhangi bir bağı olup olmadığı sorulduğunda;



Cumhuriyet gazetesini kendilerinin değer verdiği sayın ilhan SELÇUK'un yönettiğini, Türkiye'nin aydınlanmasına hizmet eden bir gazete olduğunu, başarılı olmasını istediğini, bunun ötesinde aralarında organik bir bağ olmadığını, Cumhuriyet ile Ulusal Kanal arasında Reklam takas anlaşması olduğunu, aynı anlaşmanın Tercüman ve Yeniçağ gazeteleri ile Ulusal Kanal arasında da olduğunu, yayın organlarının birbirlerine destek amaçlı anlaşma yaptıklarını,

1998 yılında sayın İlhan SELÇUK, o zaman Esenyurt Belediye başkanı olan sayın Gürbüz ÇAPAN, Sayın Ferid İLSEVER ve kendisinin birlikte istanbul'da Armada otelinde yemek yediklerini, yemekte ortak bir televizyon yapmayı görüştüklerini, Ulusal Kanal elindeki frekans ve yayın lisansını koyacak olduğunu, ilhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'da çevrelerinden sermaye bulup ortak bir televizyon kurulacak olduğunu, kendilerinin 10 (on) Milyon dolarlık bir televizyon projesi önerdiklerini, Onların ise çok büyük sermayeli bir televizyon düşündüklerini, sonra bu birlikte girişimin olmadığını, kendilerinin başardıklarını, ancak Cumhuriyet ve Gürbüz ÇAPAN makine ve teçhizatlarını aldıkları halde o girişimi sürdüremediklerini,

Düzenlenen operasyonlarda, örgütün yönetici kadrosundan elde edilen "ULUSAL MEDYA 2001" başlıklı belge içersinde, bir bölümde, "İlhan SELÇUK kimdir" başlığının olduğu ve devamında "GÜRBÜZ ÇAPAN- İLHAN SELÇUK-DOĞU

PERİNÇEK VE CUMHURİYET GAZETESİ başlığı altında " PERİNÇEK, İlhan

SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'ı bir araya getirerek, fînansal sorunlarında üstesinden gelinebileceğini düşünmüştür. Ancak PERİNÇEK'in hesabı tutmamış, kendisinden çok daha deneyimli olan İlhan SELÇUK, Perinçek'i devre dışı bırakarak Gürbüz ÇAPAN ile anlaşmayı bırakmıştır. Bu anlaşmaya göre ÇAPAN hisselerin %40'mı satın almıştır. Daha sonra %60 hisseyi de satın alan ÇAPAN, Cumhuriyet Gazetesinin sahibi olmuştur" Aynı belgenin içeriğinde, Cumhuriyet Gazetesinde gerçekleştirilecek kadro hareketinin ardından, yaym politikasının yeniden belirlenmesi gerektiğinin yazıldığı, ayrıca Gazeteci patronlar hakkında yazılar olduğu okunmuş Cumhuriyet Gazetesiyle ilgili ne gibi çalışmalar yaptığı, Gürbüz ÇAPAN ve İlhan SELÇUK'u bir araya getirmesinin sebebi sorulduğunda;



Yazının istihbarat raporu kokusu taşıdığını, kendilerinin Armado Oteli 'ndeki görüşmelerini izlemiş veya dinlemiş olabileceklerini, ancak burada kullanılan ifadelerde kendileri ile ilhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN arasındaki dostluk ilişkileri ile bağdaşmayan kaba ifadeler olduğunu, bu tür sorularla vatan milleti savunan medya birlikteliklerinin tehdit edilmiş oluyor olduğunu, birleşmesi gereken yurtsever yayın organlarının birbirinden korkar hale getirilmek isteniyor olduğunu, ERGENEKON Operasyonunun hedeflerinden birinin de böylece ortaya çıkmış bulunduğunu,

İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında; "sayın İlhan SELÇUK" diye başlayan 6 Kasım 2002 tarihli bir mektup ele geçirildiği ve bu, mektubun içeriğinde "biz birlikte basma geçeceğiz ve kurulmakta olan Mafya-Tarikat yönetimini KESİNLİKLE BAŞINA YIKACAĞIZ" "Eğer kararlı bir muhalefet çizgisi izlersek, Cumhuriyet gazetesinin satışı 3 ay içerisinde yüz bine yaklaşır ve çok etkili olur" yazdığı bu mektupta başına yıkmayı belirttiği yönetimin ne olduğu ve neden Cumhuriyet gazetesinin satışlarıyla ilgilenmekte olduğu sorulduğunda;



Türkiye'de ki mafya tarikat yönetimini kast ettiğini, bu yönetimin yasa dışı, Cumhuriyet yıkıcısı olduğunun Yargıtay Başsavcısı tarafından da saptanmış olduğunu, bu nedenle bu mektuptaki değerlendirmesinin tarihi önemde olduğunu, kendilerinin bu yönetimi Türk Milleti olarak elbette yasal yollardan yıkacaklarını ve yıkmakta olduklarını, kendisinin en az yüz yazısında ve bildirisinde bu ifadelerin aynen yer almış olduğunu, Parti organlarının kararlarında da mevcut olduğunu, bu mektubun aktarfj&tğı kadarıyla kendisine ait olduğunu,



aynı görüşünü 6 Kasım 2002 günü Cumhurbaşkanı sayın Sezer'e yazdığı mektupta da aynı ifadelerle belirttiğini, örneğini sunacağını, demek ki aynı günde hem sayın Cumhurbaşkanı 'na hem de ilhan SELÇUK'a fikirlerini yazmış olduğunu,

Tape 3842, 07.03.2008 günü saat:10.35 de, Bedri....? ile yaptığı görüşmede; Bedri'nin ... şimdi o bir biri geçen güne öbir önceki akşam" " Tümep bir yemekli toplantıya davet etti" dediği, kendisinin de "Kemal Alemdaroğlu seni görmüş orda ..." "Senin yanında kim vardı ?" dediği, Bedri'nin "Bizim partide Karanlık vardı Nusret'le gidecektik söyledim ben Nusret'e hafta sonu bana telefon açmıştı" "Ya şimdi aslında çok

benim beklemediğim bir katılımdı herkes vardı orda" "İlhan Selçuk yüksek yargıdan,

Üniversitelerden bayağı seçkin bir topluluktu 70 kişi vardı Şener Eruygur bayağı da uzun sürdü yedide başladı on birde bitti dört saat süren toplantı oldu" "Şener E... yani bir araya gelmek gerekir Ulusalcıların birleşmesi gerekir diye özeti bu olan birazda halkı suçlayan bu Cumhuriyet Mitinglerinde toplandı bu kadar kalabalıklar ne oldu bir şey çıkmadı öyle bir konuşma yaptı" dediği, kendisinin "Keşke şeyi esas söyleseydin o gün indirmek ve Milli bir hükümet kurmak mümkündü ona yanaşmadı Şener Eruygurlar Cumhurbaşkanı istifaya davet etseydin ..." şeklindeki konuşması sorulduğunda;



Bu konuşmanın doğru olduğunu, aynen bu şekilde cereyan ettiğini, Kendisinin Mayıs 2007 de Cumhurbaşkanına bir mektupla başvurduğunu ve Başbakan koltuğunda oturan Tayip ERDOGAN'ı Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı olduğu için istifaya davet etmesi gerektiğini, ilgili Anayasa maddelerini de göstererek arz ettiğini, gerekçe olarak Türkiye 'nin başbakanının bir başka devletin proje görevlisi olamayacağını, bir başka devletin ast-üst ilişkileri içerisinde yer alamayacağını, başka bir devletten emir alır konumda bulunamayacağını belirttiğini, bu mektubu Milli Güvenlik Kurulunun bütün üyelerine, Bakanlara ve basına verdiğini, eğer Cumhurbaşkanı Tayip ERDOĞAN' ı istifaya davet etse idi, Hükümet o günkü koşullarda orada oturamayacak olduğunu, çünkü bozgun halinde olduğunu, Cumhurbaşkanına istifa daveti yapması için kuvvet vermek gerekli olduğunu, bu konuda Sayın Deniz BAYKAL, Sayın Zeki SEZER ve E. Org. Şener ERUYGUR dahil bir çok kitle örgütü yöneticisine de öneride bulunduğunu, sözünü ettiği konunun bu olduğunu, basında çıkmış olduğunu, Cumhurbaşkanlığı genel sekreterinin telefon edip, öneriyi aldığını, parti sekreterliğine bildirmiş olduğunu, AKP' li bakanlara da mektubun aynen gitmiş olduğunu, eğer o mektupta ki tutum uygulansa idi Türkiye bu gün bu iç kargaşayı ve çatışma ortamına belki de sürüklenmeyecek olduğunu,

26.02.2008 günü saat:19.34'de, Ferid İLSEVER ile yaptığı görüşmede özetle;

Kendisinin "Şimdi Emin Gürses" "Dün gördün Hürriyet çok güzel haber

yapmış" "Ondan sonra çok güzel moral veren falan bi tutum içindeymiş" "Ondan sonra

Ümit Sayın da tam rezalet " "Yaltaklanma yavşak zaten provakatör" "Özel olarak

sokulmuş bi adam" "Neyse o konularda uyardım" "Onun üzerinden herif hep yalan söylüyordu" "Tespit etmiştik aslında" "Neyse oturduk epey konuştuk bu bütün gazetelerde Yeni Şafak'tan bilmem Yeni Zaman'a kadar Aksiyon'a kadar falan heriflerin planları falan hepsi ortaya düştü" "Bunlarla konuştuk ne yapabiliriz falan yarın saat 16:00 da şeyle konuşacağız İlhan Selçuk la" dediği, FERİT'in "Çok güzel" "Nasıl havası iyi mi yani" dediği,Kendisinin "Alemdaroğlu mu" "Alemdaroğlu çok iyi ya" "Düşün beş saat kaldı ya tam beş saat ordan ayrılmadı orda oturduk" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;

Böyle bir görüşme olduğunu, bunun özel iki insan arasında yapılan değerlendirmeler olduğunu, kendisine isnat edilen suç ile ilgili hiçbir yönü olmadığını, bu tür özel görüşmeleri yayınlamanın ancak insanlar arasındaki ilişkileri zedelernek; amacı ile olduğunu,

işçi Partisi Genel Merkezindeki arama sırasında ele geçirilen "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde "Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde "Yargıtay ile ilgili notlarım" isimli Word sayfası incelendiğinde, içeriğinde;

"... İ.Seiçuk'un yemeği en son ne zaman oldu. S...İU en son ne zaman katıldı. S..h bey, Y....V başkanı katılıyor..." şeklindeki belgeyi kim yada kimlerin hazırladığı sorulduğunda;

Bu notlan ilk defa görüyor olduğunu, hiçbir bilgisinin olmadığını," beyan etmiş olup şüpheli İlhan SELÇUK'un şüpheliler Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Doğu PERİNÇEK ile ortak bir fikir ve amaç etrafında eylem birliği içinde çalıştıkları anlaşılmıştır.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli İlhan SELÇUK'un Cumhuriyet Gazetesinin Başyazarı olduğu ve Pencere isimli köşesinde günlük yazılar yazdığı, kendisi legal alanda yazmış olduğu günlük makalelerinde genellikle, Türkiye'ye Amerika Birleşik Devletlerinin "ılımlı islamı" getireceğini, dincilerle anlaştığını laikliğin tehlikede bulunduğunu, laiklik olmadan demokrasinin olamıyacağmı, Irak'ı işgal eden Amerika'nın PKK'yı da kontrolü altına aldığı ve Türkiye'ye karşı kullandığını, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında Türkiye'de bölücülük ve dinciliğe yol verildiğini buna engel olunmazsa kendi tabiri ile ayvayı yiyeceğimizi sürekli olarak vurgulamıştır.

Şüpheli İlhan SELÇUK, 1962 yılından beri Cumhuriyet Gazetesinde Fıkra yazmakta olup, kendisini solcu bir yazar olarak tanıtmakta, ilerleyen yaşı ve tecrübesi ile şu anda gazetecilik yapan birçok önemli şahsiyetin de ustası (üstadı) olarak görülmektedir. Zaten gazete çalışanları ve okurları tarafından kendisine "İlhan Abi" denilmektedir. Gerek basın camiasında gerekse iş dünyasında sözü sazı dinlenir, ağırlığı olan bir kişilik olarak tanınmaktadır.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un söz konusu soruşturma sırasında atılı suç nedeniyle İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesinden alman karara istinaden evinde yapılan usulüne uygun arama işlemi ile sonrasmda gözaltına alınması işleminin sabaha karşı olmasını bir kısım basm-yaym organları aşın bir şekilde abartarak haber yaptıklan, atfedilen suçtan ziyade yapılan usuli muamelenin zamanı konusunu gündeme getirerek işin aslını geri planda bırakmaya yönelik yayınlar yapılarak soruşturmayı yürütenleri baskı altına almaya çalıştıkları görülmüştür.

Bu cümleden olarak; 22/03/2008 ve 23/03/2008 tarihindeki bir kısım gazetelerin attıklan manşetlere ve haber başlıklanna bakacak olursak:

"BU DA İŞKENCE", "HESAPLAŞMA MI?" , "ŞOK GÖZALTILAR TÜRKİYE'Yİ AYAĞA KALDIRDI AYIPTIR... SKANDALDİR!"/'GÖZALTI YÖNTEMİ ASKERİ DARBELERİ ANIMSATIYOR" , "TÜRKİYE'Yİ SARSAN GÖZALTILAR", "GÖZALTI DEPREMİ", "ZİVERBEY KÖŞKÜ'NDEN VATAN CADDESİ'NE" , "BÜYÜK GÖZALTI", "AKP KARŞITLARI GÖZALTINDA", "ERGENEKON ARAPSAÇI", "83 YAŞINDAKİ YAZARA GECE BASKINI NİYE?", "HESAPLAŞMADA KILIÇLAR ÇEKİLDİ", "TÜRKİYE ŞOKTA LAİK VE ULUSALCI ÇİZGİNİN SEMBOL İSİMLERİNDEN İLHAN SELÇUK....ÇETE SUÇLAMASIYLA GÖZALTINA ALINDI", "İLHAN SELÇUK TÜRKİYE'DİR", "SUSTURAMAYACAKLAR", "ZİVERBEY'İ ANIMSATTI", "12 MARTTAN 21 MARTA", "SAAT 04.00 SIRA BİZDE Mİ KORKUSU", "TEPKİ BÜYÜK OLDU", "KISASA KISAS MI", "ŞEREFSİZLİK TALİMATI", "TÜRKİYE'Yİ SARSAN 04.00 BASKINI", "İLHAN ABİ'DEN MESAJ VAR! '12 MARTTAN DAHA BİLENMİŞ DURUMDAYIM", "CUMHURİYETİN ÖNÜNDE

MENDERESİ HATIRLATTILAR", "SANKİ 21 MART DARBESİ", "TÜRKİYE AYAĞA KALKTI" şeklinde olup şüpheli İlhan SELÇUK hakkındaki yukarıda yapmış olduğumuz değerlendirmenin ne kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.

Aramalar sırasında şüpheli İlhan SELÇUK'tan ele geçirilen ve Uludağ Üniversitesi öğrencilerine yönelik olarak şüpheli İlhan SELÇUK tarafından 2001 yılı Ekim ayında Rektörlük binasında verilmiş olduğu anlaşılan "Aydınlanma Devrimi ve Küreselleşme" isimli konferansa ilişkin yazının incelenmesinde özetle: "Yaşamak her haliyle yaşamak, yaşamanın bilincine varmaktan geçer. Yaşamanın bilinci de aydınlanmadan geçer. Aydınlanmamış bir insan yaşayamaz. Çünkü yaşadığının bilincine ancak aklıyla varabilir insan... Aydınlanmayı özümsemek zorundalar, yoksa yaşadıklarının farkına varamazlar. Günlük hayatımızın içindedir aydınlanma. Diyelim ki arkadaş seçeceksiniz... Acaba şu anda Afganistan'da işte o çuvalın içine girmiş bir kadınla arkadaşlık etmek mümkün mü? Ya da kara çarşafın içine girmiş, bir diyalog kuramazsınız. Ya da erkek olsun, insan o kara kaplı kitaba göre düşünmeyi yaşamak sanıyorsa yaşamıyor demektir. O öteki dünyaya şartlanmış bu dünyaya değil... Şimdi peki biz eğer bütün yaşama olanaklarım günah mıdır, sevap mıdır, acaba günah mı işliyorum? diye gözden geçirirsek ve sürekli günahların dünyasında yaşamaya devam edersek acaba yeterince yaşayabilir miyiz? Siz gençler bir seçim karşısmdasmız ve bu seçimi yapmanız için düşünmeniz gerekir... Bakın Afganistan'a gittiğiniz zaman bir takım insanlarla tartışmak olanağını yitirirsiniz. Çünkü o kara kaplı kitaba göre düşünüyor, hayatı orada görüyor, hayatına yön veren o kara kaplı kitaptır ama hayatı yaşamak için de insanın düşünebilmesi gerekir, düşünebilmesi için de mantığı bellemesi gerekir. Mantığı bellemesi için de zaman denen şeyi, süreç denen şeyi kabul etmesi gerekir. Zamanı kabul ettiğiniz zaman, evreni kavramaya başlıyorsunuz demektir. Buna da tarih deniyor. Tarih nerden başlar? Acaba Adem ile Havva cennetten kovulup ta dünyaya gelmesiyle mi başladı? Yoksa başka bir şekilde mi başladı... İnsan böyle bir evrimle insan olmuş, vaktiyle bugünkü insan değilmiş, yani Aristo mantığında "insan insandır. Ya insandır ya da değildir" gibi bir mantığa ulaşabiliriz. Ama fosillere baktığımız zaman şunu görüyoruz insanın böyle bir sürüngenlikten çıkıp ta iki ayak üzerine gelinceye kadar geçen tarihsel zaman kim bilir kaç milyon yıl. Bir "an" düşünün bir de birkaç milyon yıl düşünün! Ve arkadaşlar insan, insansı insan dört ayak üzerinde yürürken, tarihin bir döneminde yaşarken içlerinden bir tanesi iki ayağının üzerine dikilmiş...Bir insan sürüsü ovada ve dört ayak üzerinde içlerinden bir tanesi ayağa kalkıyor, onun fosillerini bulmuşlar, ona "pitekampropus erectus" diyorlar. Erectus dikilen, ayakta duran demek... İşte o ayağa kalkan insanı muhakkak parçalamışlardır. Çünkü düzene aykırı davrandı. Ama insan öyle insan oldu. Hep baş kaldırarak...



Tarihi başından sonuna saydamlaştırmak gene insan aklının ürünüdür... Şunu düşünelim, diyelim ki biz aydınlanmanın ne demek olduğunu bilmek istiyorsak insanın insanlaşması yolunda en büyük devrimdir diye niteleyebiliriz. Deriz ki ilimin dinden bağımsızlaşmasıdır, insanın da laikliğe kavuşmasıdır. Bu kadar basit... Burada onbinlerce insanın yaşadığı üniversitede eğer hayatı güzelleştirmek istiyorsanız Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Türkiye'ye kazandırdığı aydınlanmanın beyinsel gözeneklerinize işlemesi gerekir, bunun başka bir yolu yoktur. Çünkü dünyada kabul edilen budur. Eğer o aydınlanma yasaları T.C.'de geçerli olursa o kadını çarşafa sokup köleleştiren o kocanın ya da erkeğin de buna saygı duyması gerekir, buna saygı duydukça kendi eşine saygı duymuş demektir. Bırakın onu kendi insanlığına saygı duyması demektir. Bunun demokrasisi yok, "Örtüneceğim" diyen kadının demokrasi ile insan haklan ile falan en küçük bir ilişkisi yoktur. İnsan özgür olacaksa, eğer kadın özgür olacaksa saçlarını rüzgarda savurabilmeli. Saçlarını rüzgarda savuramayan bir kadın özgür değildir, o bir hapishanenin içindedir... Siz bu hayatın

içinde sadece kendi geleceğinizi değil çocuklarınızın da geleceğini sağlamak için bu Atatürk düşmanlarıyla Mustafa Kemal'e kan davası güdenlerle bu karanlığın şeytanlanyla bu zavallı aklını kullanamayan kişilerle mücadele etmek zorundasınız. Laiklik için, Cumhuriyet için, Atatürk için, demokrasi ve insan haklan için mücadele etmek zorundasınız... Yoksa birileri gelir sizleri de Ortaçağ yaratıklanna çevirir..." şeklindeki konuşması sonrasında sorulan Amerika emperyalizmin bütün kollannı giderek uzattığı günümüzde Afganistan'la kendi belirlediği birkaç ülkeye savaş ilan ediyor, bunu nasıl yorumluyorsunuz şeklindeki soruya "Emperyalizm diye bir şey var, bakm 20. yüzyılda 2.Dünya Savaşı ortaya çıktı, bunlar neden çıktı? Tabi ilkel insanlar savaşırlar değil mi? Tarihte gördüğümüz o. Ama savaş gelişmişlerin ürünü oluyor. 1.Dünya Savaşı çıktı, 10 milyon insan öldü. Avrupa'da 2.Dünya Savaşı çıktı, 40 milyon insan öldü. Nasıl oluyor bu? Dünyayı paylaşmak istiyorlar. İnsanın hırsı sonsuz. Bunlar aydınlanmış insanlar onu da söyleyeyim. İnsanın aydınlanmayla da her şey bir çözüme ulaşmış değil. Aydınlanmadan sonra da bir de SOSYALİZM var. Konuşmadık bugün. İnsanların ürettiklerini hakça paylaşmaya razı olmaları diye bir erdem, bunun adı sosyalizm, öbürünün adı kapitalizmdi..." şeklinde cevap verdiği başka birisinin günümüz koşullannda değerlendirdiğimizde devrimi tanımlar mısınız ve bizler bu devrimin neresindeyiz şeklindeki soru üzerine "Devrim anlık bir şey değil Fransız Devrimi için 1789 derler, bizim de 1923 devridir... Devrim devam ediyor. Eğer 1923 Devriminden yanaysanız yeriniz bellidir, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün yanıdır. Karşı devrimciler karşı devrimcilere karşı devrimi sürdürmek çok zor, çünkü o demokratik içerik içinde sürdürmek çok zor... Şimdi şu anda devrim devam ediyor, siz o devrimin heyecanını duyuyor musunuz ona bakm. Bakın içimizde 68'liler var, onlar devrimin heyecanını duyuyorlar... Ben diyorum ki aydınlanma bilimin dinden, insan aklının da her şeyden özgürleşmesi demektir..." şeklinde cevap verdiği, başka bir soru üzerine "...68'li gençleri ne zaman buldu? Yeryüzünde sosyalizmin yükselişi bütün insanlık yeryüzünde sosyal adalete kavuşacak diye bir heyecan dalga dalga ortalığı sararken Sovyetler'de, Fransa'da, Almanya'da, İngiltere'de... 2.Dünya Savaşı'ndan sonra Asya'da ve Afrika'da böyle bir dalgalanma oluyordu, o sırada Türkiye'deki gençlik te o rüzgarlar içinde rüzgarlandı. Sonra tersine bir şey geldi kapitalizm ve Amerika'nın tam egemenliği...Aydınlanmanın bilincine varmayan insanın mutlu olması mümkün değil..."şeklinde cevap verdiği, başka bir dinleyicinin "Anadolu Cumhuriyet modelini benimsedi mi, yoksa Anadolu'ya benimsetildi mi?" şeklindeki soruya ".. .Arkadaşlar bakm, 1923-2001 şimdi Cumhuriyeti biz benimsedik. Anadolu benimsemiştir arkadaşlar Cumhuriyeti. Anadolu'da Cumhuriyeti yıkmak için çok oyunlar sahneye konuldu. Bunlardan biri irtica biri terör..." şeklinde cevap verdiği başka bir dinleyicinin demokrasi mi Cumhuriyet mi daha öncelikli şeklindeki soruya "İngiltere krallık ama demokrasi, ne yapmışlar ama o krallığın yetkilerini sıyırmışlar, din devletini dışlamışlar, krallık göstermelik, törensel olarak duruyor ama memleketi onlar yönetmiyor. İran'da Cumhuriyet ama demokrasi var mı din devleti Ortaçağ devleti, kavranılan birbirine kanştırmayalım. En büyük demokratik devrim bütün Türk tarihinde İslam dünyasında 1923 Aydınlanma Cumhuriyet Devrimidir. O demokrasidir arkadaşlar. Cumhuriyet ile demokrasi karşı karşıya değildir. Çünkü din devletini yıkmış, kadına özgürlük vermiş yani en büyük demokratik devrimdir. Çok partili rejimden sonra bu olay çıktı ortaya..." şeklinde cevap verdiği, bir dinleyicinin aydınlanmanın din adamlannm kiliseyi geçersizleştirdiğini söylüyorsunuz, aydınlanma din adamlan yerine bilim adamlannı bilimi getirdi, değişen ne oldu? İnsanı sadece bilimsel kanıtlarla açıklamak yeterli mi, psikolojik ve sosyolojik yönü yok mu, postmodernizm hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna "Postmodernizm hakkında iyi şeyler düşünmüyorum ama yaşanan bir evredir.. .Aydınlanmanın arkasından gelecek olan şey, bir sosyal adalete hakça düzene dönüşmektir. Ama irticaya tekrar dönüşürseniz o başka bir olay, ikisini birbirine kanştırmamak gerekiyor. Şu anda Türkiye'de en büyük sorun Amerika'nın da desteğiyle, irtica oldu. 68'li gençler, Türkiye'de sosyalizmi kurmak^için yola çıktılar. Sosyalizm neydi

arkadaşlar? Emeğin hakkını vermek, alın teri toplumu kurmak, hakça bir düzen oluşturmaktı. ...Ben insanım yurttaşım demenin aydınlığı ve özgürlüğü varken insanlar neden kul olmayı tercih ederler." şeklinde cevap verdiği görülmüştür.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un bu konferansı ile diğer yazı ve konuşmalan birlikte değerlendirildiğinde;

Şüpheli İlhan SELÇUK'un düşünce yapısı olarak "Aydınlanmanın ancak akıl ve bilimle olabileceğini, dinin aydınlanmanın önünde büyük bir engel teşkil ettiğini, kadının özgür olabilmesi için saçının rüzgarda savrulması gerektiğini, evrim teorisinin bilimsel olarak kanıtlanmış kesin bir gerçek olduğunu, aydınlanmanın yeterli olmadığını sosyalizmin egemen olması gerektiğini, Türkiye için en büyük tehlikenin mevcut iktidarların olduğunu, TBMM'nin çıkardığı yasalar ve hükümetin icraatlarıyla Cumhuriyetin kurumlarının ve kazanımlarmm tek tek elden gittiğini, türban konusunda yapılan Anayasa değişikliği ile adım adım dini kuralların devlet yapısına hakim olmaya başladığını, YÖK'ün ve Cumhurbaşkanlığının elden gittiğini, kalelerin kaybedildiğini, bu gidişin neticesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Ilımlı İslam Cumhuriyeti olacağını iddia etmekte ve her fırsatta bu düşüncelerini kendisini dinleyen ve okuyan kişilere aktarmaktadır.

Ayrıca, şüpheli İlhan SELÇUK, her fırsatta bu gidişata son verilmesi gerektiği ve bunun yolunun da mevcut iktidar partisinin kapatılması, ekonomik krizin çıkması sonrasında kaos ve kargaşa ortamında askeri müdahale için gerekli zeminin oluşarak silahlı kuvvetler içinde hiyerarşik yapıya uymayan kendince ERGENEKON terör örgütünün amacına hizmet ettiğini düşündüğü bir kısım genç subayların askeri bir müdahele ile yönetimi ele geçirmesi ile mümkün olabileceğini ileri sürmektedir.

Bu düşüncelerini hem gazete köşesinde, hem de değişik ortamlarda düzenlenen açık veya gizli yemekli toplantılarda Türkiye'nin kaderine hükmedebilecek, etkin ve yetkin kişilerin bulunduğu yerlerde dile getirmekte ve yönlendirici konumunu en iyi şekilde örgütün amacı doğrultusunda kullanmaktadır.

Şüpheli İlhan SELÇUK, aşama ifadelerinde ERGENEKON terör örgütü ile irtibatının olmadığını, Doğu PERİNÇEK ile ilişkisinin, siyasi parti lideri olması nedeniyle ara sıra ziyaretine geldiği, bunun haricinde herhangi bir ilişkilerinin olmadığını beyan etmiş ise

Ankara ilinde İşçi Partisi Binasında yapılan aramada ele geçirilen; "ÖNEMLİ 2" ibareli CD'nin incelemesinde; 01.02.2008 tarih ve saat: 20.09 da Yazan: h, En son kaydeden: h olan "YARGITAY İLE İLGİLİ NOTLARIM" isimli word belgesi içerisinde; "İ.Selçuk'un yemeği en son ne zaman oldu. Silahçıoğlu en son ne zaman katıldı. Sabin bey, Yar..av başkanı katılıyor." şeklinde notların olduğu,

Şüpheli Doğu Perinçek'in ikametinde yapılan aramada, Fikret KAZANCI imzalı 27.04.2004 tarihli T.C. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış, İşçi Partisinin Ak Partiyi kapatma dilekçesine eklenmek üzere gönderilmiş yazı olduğu, yazıda "Dosyanın Takviyesini Teminen: Ergün POYRAZ'm... Patlak Ampul Kitabı ve ".... ayrıca gazeteci yazar (Cumhuriyet Gazetesi) Sn. İlhan SELÇUK'un 17.07.2007 tarihli köşesindeki yazılarını birlikte sunuyorum" şeklinde olduğu,

Yine aynı yerde bulunan 75-78. sayfalarda Sayın İlhan SELÇUK'un dikkatine başlıklı "İsteğiniz Üzerine Cumhuriyet için bir yazı hazırladım. Konuştuğumuz konular

sunuyorum Güncelliği nedeniyle biran önce yayınlanmasında yararvar gibi geliyor

bana, takdir sizin" şeklinde başladığı ekinde "Cumhuriyet Yıkıcılığının Güncel politikaları "başlıklı 4 Haziran 1997 tarihli yazı olduğu,.

Şüpheli İlhan SELÇUK'un yukarıda belirtilen ev adresinde yapılan arama sırasında ele geçirilen dokümanlar içinde Emniyet Müdürlüğünce yapılan numaralandırma sonucu (106-108 sayfalarda yeralan) 17 Mart 2008 tarihli, Sayın İlhan Selçuk Ağabey hitabı ile başlayan, "Konu: Cumhuriyet Gazetesi içiny-yazı"'^eklinde olan İP Genel Başkanı Doğu

PERINÇEK imzalı "Yargıtay Başsavcısının kapatma davası açması üzerine bir yazı hazırladım. Parti yasaklan konusunda Türkiye'de kitabı olan tek hukukçuyum. Anayasa Mahkemesi kararlarında ve Yargıtay Başsavcılığı İddianamelerinde kitabımdan çok uzun alıntılara yer verilmiştir. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmasını dilerim. Saygılarımla" ön girişinden sonra "Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarı yasadışıdır" başlıklı köşe yazısı olduğu değerlendirilen 3 sayfa yazı olduğu,

Aynı adreste bulunan ve aynı şekilde numaralandırılan dokümanlardan (150-158 şeklinde numaralandırılmış) Doğu PERİNÇEK tarafından hazırlanmış "Kuşatma Nerden ve Nasıl Yarılır" başlıklı 16 Kasım 2003 tarihli, Milli Hükümetin kurulmasının anlatıldığı, "...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yarılır...

Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir?

Tayyip ERDOĞAN iktidarı, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir.

Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır.

Millet-Ordu işbirliğinin unsurları milli Kuvvetler olarak adlandırılacaktır.

Milli Kuvvetler şöyle sıralanabilir:



                  1. Halk Hareketi

                  1. Milli Güçbirliği

                  1. Meclisteki milli Kuvvetler

—Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb)

—Türk Ordusu

Milli Kuvvetlerin esas belirleyici unsuru, halk hareketleridir.

Bugün Halk Hareketini oluşturan kuvvetler şunlardır.

—İşçi hareketi

—Kamu emekçileri hareketi

—Üniversite ve gençlik hareketi

—Köylü Hareketi

Mİlli sanayici ve tüccarlar mücadelesi

Milli Güçbirliği, hem halk hareketini siyaset düzleminden desteklemek ve hem de yerel seçimlerde AKP'nin durumunu pekiştirmesine imkan vermemek için, milletin ihtiyacıdır. Milli Güçbirliği, aynı zamanda AKP yönetimine muhalefet eden bütün partilerin ihtiyacıdır.

AKP iktidarını yıkmak için, ABD güdümlü medyanın toplum içindeki etkisinin kırılması ve bu amaçla ulusal bir medyanın kurulması şarttır. Türkiye'ye karşı yürütülen psikolojik harekât yeterli bir direnmeyle karşılaşmadan ilerlemekte ve yeni mevziler kazanmaktadır. Türkiye halkının bilinci karartılmakta, maneviyatı sarsılmakta ve halk güçlerinin oluşması önlenmektedir. Bu durumda ulusal Kanal başta olmak üzere Ulusal Medya araçları geliştirilmeli ve etkin kılınmalıdır...." Şeklinde ibareler içerir doküman ele geçirilmiş olup, aym dokümanlar İşçi Partisi Genel Başkanı şüpheli Doğu PERİNÇEK' ten de ele geçirilmiş olmakla şüpheliler İlhan SELÇUK ve Doğu PERİNÇEK arasında örgütsel irtibatın bulunduğu anlaşılmış, ayrıca bu yazı içeriğinde Milli Güç Birliği, millet-ordu işbirliği ile mevcut yönetimi değiştirmenin mümkün olduğunun vurgulandığı görülmüştür.

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'e ifadesi sırasında, Cumhuriyet Gazetesiyle herhangi bir bağı olup olmadığı sorulduğunda; "Cumhuriyet gazetesini kendilerinin değer verdiği sayın ilhan SELÇUK'un yönettiğini, Türkiye'nin "aydınlanmasına hizmet eden bir gazete olduğunu, başarılı olmasını istediğini, bunun ötesinde afd[arında organik bir bağ olmadığını, Cumhuriyet ile Ulusal Kanal arasında Reklam takaK-ünlaşması olduğunu, aynı anlaşmanın



Tercüman ve Yeniçağ gazeteleri ile Ulusal Kanal arasında da olduğunu, yayın organlarının birbirlerine destek amaçlı anlaşma yaptıklarını,

1998 yılında sayın İlhan SELÇUK, o zaman Esenyurt Belediye başkanı olan sayın Gürbüz ÇAPAN, Sayın Ferid İLSEVER ve kendisinin birlikte İstanbul'da Armada otelinde yemek yediklerini, yemekte ortak bir televizyon yapmayı görüştüklerini, Ulusal Kanal elindeki frekans ve yayın lisansını koyacak olduğunu, İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN'da çevrelerinden sermaye bulup ortak bir televizyon kurulacak olduğunu, kendilerinin 10 (on) Milyon dolarlık bir televizyon projesi önerdiklerini, Onların ise çok büyük sermayeli bir televizyon düşündüklerini, sonra bu birlikte girişimin olmadığını, kendilerinin başardıklarını, ancak Cumhuriyet ve Gürbüz ÇAPAN makine ve teçhizatlarını aldıkları halde o girişimi sürdüremediklerini" beyan etmiştir.

Yüklə 3,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin