Gizli başlıklı belgelerin Fikret BİLA'nm kitabında yayınlandığını



Yüklə 3,13 Mb.
səhifə22/36
tarix30.12.2018
ölçüsü3,13 Mb.
#88431
növüYazı
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   36

İM,-'/" •

' .fi*

ve Strateji Geliştirme Merkezinde ele geçirilen Yonsis 84 ibareli bilgisayarın incelenmesinde;

"Bulunanlar\SESAR/OCAK_HAZIRAN_2007.doc" isimli 505 sayfalık

yazı içerisinde: Dosya i

"KU W ACİL ARIN ÇETELESİ: 'Kuvayi Milliye' adlı dört demek var. Artık 'Milli Mücadele' bir demeğin, 'Ulusal Birlik' bir platformun, 'Müdafa-i Hukuk' da iki partinin adı. Ve diğerleri: 'Vatansever Güçbirliği', Türkiyem', 'Yurtsever...' Her parti, demek ya da platformun arkasından tanıdık isimler ve bir dönemin ünlü paşaları çıkıyor: Emekli

Tuğgeneral Veli Küçük, Avukat Kemal Kerinçsiz'in yanında görülüyor Kuvvacılarm

çetelesi şöyle:

TÜRKSOLU: Üniversitelerde hızla örgütlenen Türksolu, 2003 yılından sonra

sosyalist ve Kürt öğrencilerle çatıştı. Türksolu, 2003 yılında Cumhuriyet'in 80. yıl kutlamaları sırasında yapılan bir yürüyüşte açtığı 'Ordu Göreve' pankartıyla belirdi, 'Kürt Sorunu Yok Kürt İstilası Var', 'Türk Oğlu Türk Kızı Türklüğünü Koru' diye manşet attı. Türksolu; 2005 yılından sonra Büyük Hukukçular Birliği (BHB) ve diğer sivil örgütlerin başlattığı aydınlara yönelik protesto eylemlerinde yerini aldı. Böylece BHB Başkanı Kemal Kerinçsiz, Türksolu grubunun konferanslarına katılmaya başladı. Türksolu ile Kerinçsiz yakınlaşması öyle ilerledi ki, 'Yılın Faşisti' ve 'Yılın Gandi'si anketi yapıldı. Kerinçsiz, Gandi seçildi.

Milli Mücadele Derneği: Türksolu Dergisi'ni çıkaran ekip, 2007 başında Milli


Mücadele Derneği'ni (MMD) kurdu. Derneğin ilk eylemi, Hrant Dink'in cenaze
yürüyüşüne karşı Galatasaray Lisesi'nden Taksim'e, 'Hepimiz Mustafa Kemaliz,
hepimiz Türküz' pankartıyla yürümek oldu. Demeğin açıklamasında, "Dink, Türk
düşmanıydı. Öldürülmesine hiç üzülmedik" denildi.

Büyük Hukukçular Birliği Derneği: BHB olarak bilinen grup, Bilgi Üniversitesi'nde (BÜ) yapılacak ilk Ermeni Konferansı'm, İdare Mahkemesi'ne başvurarak iptal ettirince gündeme geldi. Sonrası küfürlü, tekmeli, tokatlı, tükürüklü duruşmalar oldu. Başkan Kemal

Kerinçsiz, BHB'nin mahkeme içinde sürdürdüğü 'cüppeli mücadele', duruşma

koridorlarında ve adliye binası dışında sürüyordu. BHB, daha sonra ayrıştı. ULUSAL HUKUKÇULAR BİRLİĞİ DERNEĞİ: BHB'de Kerinçsiz'in çok öne çıkması, demeği böldü. Levent Temiz, 2006 yılında BHB'den ayrılarak Ulusal Hukukçular Birliği Derneği'ni (UHB) kurdu.

MİLLİ GÜÇ PLATFORMU: Her mahkeme önünde hep Milli Güç Platformu (MGP) vardı. 'Gaspıralı Çalışma Grubu' (GÇG), 'Sivil Toplum Kuruluşları Birliği' (STKB), 'Türk Dünyası İnsan Haklan Demeği' (TDİHD) ve 'Türk Ayasofya Derneği' gibi yan örgütler sokağa taşmıştı. Kemal Kerinçsiz'in yanı sıra ...., emekli Astsubay Oktay

Yıldırım, ....ve Muammer Karabulut, öne çıkan isimlerdi MGP'nin 'mücadelesi',

Mersinli bir sağlık çalışanı olan Bekir Öztürk'ün web sitesinden duyuruluyordu.
MGP'nin de yer aldığı eylemlerde ilginç isimler de vardı: Danıştay saldırısı sonrası
gözaltma alman eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük gibi.
Tekin'in, saldırı sonrası evinde, 'Türksolu' dergisinin nüshaları bulundu. Ülkücü mafya
Sedat Peker'in kurduğu Türkçü internet sitesinin açılış gecesine katılan emekli
Tuğgeneral Veli Küçük ise 16 Mayıs'ta Hrant Dink ve Aydın Engin'in yargılandığı
davaya müdahil olmak istedi. MGP, BHB'deki ayrışma sonrası, diğer kuruluşlar gibi
ortadan kayboldu.

BÜYÜK GÜÇBİRLİĞİ DERNEĞİ: MGP'deld ayrışmadan sonra Kemal


Kerinçsiz Büyük Güçbirliği Derneği'ni (BGD) kurdu.

KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ: Mersinli bir sağlık çalışanı olan Bekir Öztürk,


Milli Güç Platformu'nun sözcülüğünü yaptığı web sitesinde Kuvvai Milliye Derneği'ni
(KMD) kurdu Dernek üyeleri arasında emekp^A|5ubay"'"Oktay Yıldırım da var.

TÜRKİYEM TOPLULUĞU: Türk-Metal-İş'in 32 yıllık genel başkanı M.... Ö...'in geçen yıl kurduğu Türkiyem Topluluğu'nun (TT) 24-36 Kasım 2006'da yaptığı 1. Büyük Kurultayı'nda 'milli bir siyasi yapı oluşturulması' kararlaştırıldı. Kemal

Kerinçsiz , topluluğun İstanbul Kurucular Kurulu listesindeydi. Bu iki isim, daha

sonra çekildi.

ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU: İnsan Haklan Derneği'nin eski Genel Başkanı Akın Birdal'a 1998 yılında silahlı saldırıda bulunulması eylemini organize eden Semih Tufan Günaltay, 4.5 yıl cezaevinde yattıktan sonra 2005 yılında Ulusal Birlik Partisi'ni (UBP) kurdu. Günaltay, Muzaffer Tekinle Türksolu'nun düzenlediği bir

etkinlikte tanıştı

İLERİCİ AYDINLAR DERNEĞİ: Semih Tufan Günaltay'm Akın Birdal suikastisonrası Avukatllığmı üstlenen E.... Ş..., İlerici Aydınlar Derneği'ni (İAD) kurdu.

YURTSEVER HAREKET: Ressam B.. B.... m başını çektiği hareket, Orhan Pamuk duruşması ve iptal edilen Ermeni konferansı sonrası Boğaziçi Universitesi'nde eylem

yaptı " şeklinde yazı olduğu, bu yazı içeriğinde anlatıldığı gibi örgütün amacı

doğrultusunda oluşturulan sivil toplum örgütleri ile Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bağlantılı olduğu örgüt üyelerinin örgüt içindeki konumları daha açık bir şekilde ifade edildiği görülmüştür.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5322143354 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler: Bekir ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Erkut ERSOY, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIM, Satılmış BALKAŞ, Sevgi ERENEROLVeli KÜÇÜK, İhsan GÖKTAŞ ve İsmail YILDIZ'm telefon rehberinde ve ajandalarında kayıtlı olduğu,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5332949190 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler : Ergün POYRAZ, Satılmış BALKAŞ ve İhsan GÖKTAŞ'in telefon rehberinde ve ajandasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in kullanmakta olduğu 0532 2143354 nolu GSM hattının İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 23.04.2008 tarih ve Teknik Takip No:2008/548 sayılı karan doğrultusunda, TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile kurulan koordine neticesinde, ilgili GSM Operatörlerince gönderilen 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizinde;

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:

-Veli Küçük' ün kullandığı 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 29 kez

görüştüğü,



-Oktay Yıldırım' m kullandığı 0505 8108791 nolu GSM hattı ile 26 kez

görüştüğü,

-Oktay Yıldırım' m kullandığı 0542 5315368 nolu GSM hattı ile 62 kez olmak üzere toplam 88 kez görüştüğü,

-Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü,

-Fuat Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü,

-Fuat Turgut' un kullandığı 0536 8681258 nolu GSM hattı ile 3 kez olmak üzere toplam 17 kez görüştüğü,

-Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM hattı ile 153 kez görüştüğü,

-Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0542 3546579 nolu GSM hattı ile 1 kez olmak üzere toplam 154 kez görüştüğü, ^ s''~ * <,*"*"*';,

-Atilla Aksu' nun kullandığı OfpS* .8336546 nolu GSM hattı ile 331 kez


görüştüğü, */". "S>








görüştüp, görüştüğü, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp, görüştüp,
-Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 61 kez

-Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 2 kez

-Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 19 kez

-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 20 kez

-Sevgi EreneroF un kullandığı 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 359 kez

-Satılmış Balkaş' m kullandığı 0536 5867549 nolu GSM hattı ile 71 kez

-Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez

-Ümit Oğuztan m kullandığı 0533 2717296 nolu GSM hattı ile 3 kez

-Hayati Özcan' m kullandığı 0533 4452610 nolu GSM hattı ile 1 kez

-Muammer Karabulut' un kullandığı 0542 8221246 nolu GSM hattı ile 86 kez görüştüp,

-Murat Özkan' m kullandığı 0532 2526065 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüp tespit edilmiştir.

e)-Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ hakkında diğer şüpheli ve tanık beyanları;



İhsan GÖKTAŞ İfadesinde:

"Sevgi ERENEROL ile 1-1,5 sene kadar önce jandarma İstihbaratından olduğunu söyleyen ve irtibat numarası olarak 0 537 793 0685 ve 0212 285 21 05 nolu numaraları veren Jandarma olduğunu söyleyen Yavuz Kara isimli şahıs vasıtası ile tanıştığını, Yavuz Kara ile bir silahlı saldırı olayı ile alakalı Eyüp Jandarma karakoluna dilekçe verdiği dönemde tanışmış olduğunu, Sevgi Hanımın telefonunu verdiğini, ayrıca avukatlık konusunda Kemal KERINÇSIZ'in numarasını verdiğini, kendisinin de Sevgi ERENEROL 'u Scientology örgütünün Hristiyanlık ile alakasının olmadığını dile getirebilmesi için telefonla aradığını, Onun kendisini Kemal KERINÇSIZ'in yanma çağırdığını ve orada buluştuklarını, Kemal KERINÇSIZ'in de orada olduğunu, Sevgi Erenerol ile Scientology hakkında konuştuklarını, sonrasında Kemal KERINÇSIZ'in kendisinin boşanma konusu ile ilgili olarak Cevat Çalık'a yönlendirdiğini, bir daha yüz yüze görüşmediklerini,



>V»>»«ı.Tf


Arama sırasında kendisinin MEDİON POCKET, Pc Marka S/N RD1G5233375 seri numaralı cep bilgisayarının yapılan incelemesinde, Fuckrtepe isimli dosya içersinde : "Fuckrtepe Göztepe Buhara is hani 47 Son kat Ra. Şehremini Av cavat orayı kullandı, geri takibi sorlastirmak için hana, kendi adresini belirtmekten kacindi her durumda" şeklindeki yazı ile ilgili olarak soruldupn da da: Avukat Cevat'in kendisini götürdüğü yeri not ettiğini, kendisini onun kendi bürosuna değilde bu adrese götürdüğü için şüphelendiğini, Cevat isimli şahsın Avukat Kemal Kerinçsiz 'in alt kademesinde çalışan bir avukat olduğunu, aracı olanın Kemal Kerinçsiz olduğunu, Cevat Çalık 'in boşanma davası ile ilgilendiğini, bahsettiği takibin, onların kendilerini gizlediklerini nerede ne zaman buluşacaklarını onların belirlediklerini bu nedenle şüphelendiğin f beyan etmiştir. Muammer KARABULUT İfadesinde; , ->'

"2005 yılında Kudüs Patriğinin Türkiye "de Şeriat Mahkemesi kurması konusu ile alakalı Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu bir eylemini okuduğunu ve dikkatini çektiğini, bunun üzerine birliği telefonla aradığını, telefona Kemal KERINÇSIZ'in çıktığını ve konuştuklarını, bu şekilde tanıştıklarını, sonraki dönemde tarafınca önerilen ve başlatılan Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan 'a taşınması ile ilgili imza kampanyasında ilk kez bir araya geldiklerini, bu kampanyanın çok uzun bir süre aldığını ve 2006 yılı izmir mitingi ile son bulduğunu, bu kampanya ile alakalı Kemal KERİNÇSİZ ile çok sık görüştüklerini, Ayasofya Derneği ve Milli Güç Birliği Derneğini beraber kurduklarını, ayrıca Noel Baba Barış Konseyi Üyesi ve Avukatı olduğunu, Antalya"da kurulan Noel Baba Vakfının ülkemizdeki kültürel değerlere sahip çıkmak amacı ile kurulduğunu, benzer nedenlerle Ayasofya Derneği 'nin kurulmasını ve ülkemizi tanıtmak amacı ile faaliyette bulunulmasını Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'e önerdiğini, sonrasında Ayasofya Derneği ile alakalı kendisine yani Antalya 'ya bir faks geldiğini, bu faksın muhtemelen tüzük olduğunu, kendisinin de imzaladığını ve geri faksladığını, böylelikle Ayasofya Derneğinin kurulduğunu, derneğin şuanda faal olduğunu ve üyeliğinin devam ettiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in 2005 yılında çeşitli sivil toplum kuruluşlarına katılım davetiyesi göndererek oluşturduğu birliğin adının MİLLİ GÜÇ PLATFORMU olduğunu, kendisi tarafından Fener Rum Patrikhanesi 'nin kapatılması ile ilgili başlatılan imza kampanyasıyla oluşan MİLLİ GÜÇ PLATFORMU faaliyetlerinin izmir'de yapılan mitingde son bulduğunu, buna mukabil aynı isime tüzel kişilik kazandırmak üzere Kendisi, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve ismini hatırlayamadığı diğer kişiler ile Milli Güç Birliği Demeği'nin kurulduğunu, yani Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan'a taşınması kampanyasında faaliyet yürüten Milli Güç Platformu'nun tüzel kişiliğe dönüşmüş halinin Milli Güç Birliği olduğunu, ancak sonrasında bu derneğin Büyük Güç Birliği adını aldığını, kendisinin bu derneğe kurucu üye olduğunu " beyan etmiştir.

ATİLLA AKSU İfadesinde;

"Kemal KERİNÇSİZ'i on yıldır tanıdığını, yaklaşık bundan 4 yıl önce, amca oğlunun kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERİNÇSİZ'in aldığını, bu vesileyle kendisiyle samimiyetinin arttığını, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya ve evraklar istediğini, kendisinin de gücünün yettiğince yardımcı olduğunu,

Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalışan birisi olduğunu, kendisine Kemal KERİNÇSİZ'in istediği belgeler ve dosyaları verdiğini, hatırladığı kadarıyla, Muzaffer TEKİN, Turkuaz Davası, Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan profesörlerin Ermeni ve Kürt Konferansı ile ilgili belgeleri, 301. ci maddeden ve Atatürk'e hakaretten yargılanan kişilere ait listeleri, Seray SEVER, Perihan MAGDEN, Prof. Atilla YAYLA,Taner AKÇAM, Abdullah Unakıtan, Ali Ülker, Murat Ülker, Şenol Çelik, Metin Çilci ve Türk intikam Tugayının tehdit mektubu gönderdiği bazı şahıslara ait adliye dosyaları ile KIPTAŞ ile ilgili evrakları Asim DEMİR vasıtası ile Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiğini veya kendisinin bizzat gelerek bu evrakları aldığını" beyan etmiştir.

VELİ KÜÇÜK ifadesinde;

"Kemal KERİNÇSİZ'i tanıdığını, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfındaki Cumartesi günü yapılan etkinliklere birkaç kez geldiğini, en son olarak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı 'nin Süleymaniye Kültür Merkezinde yeni Anayasa hakkında vermiş olduğu konferansta bulunduğunu, zaman zaman da telefonlarla görüştüklerini" beyan etmiştir.

Aydın YÜKSEK İfadesinde ;

"... şahsa ait bilgi belge ve fotoğraflardan oluşan iki adet cd oluşturduğunu, bu cd'lerden bir tanesini Mete abiye verdiğini, Mete abiye vermiş olduğu cd'nin bu cd olduğunu, aynı gün Mete abi ile birlikte adını daha sonradan Muzaffer TEKİN olarak öğrendiği emekli subay birçok madalya sahibi şahsın Kadıköy'den bulunan bürosuna gittiklerini, başımdan geçen olayları Sayın abim diyerek Muzaffer TEKİN'e, "aniattığını, kendisinden mağduriyetine sebebiyet veren Muzaffer ŞENOCAK'ın çalışımı bildiği kuruma beni ulaştırmasını rica









ettiğini, Onun da yardımcı olmaya çalışacağını söylediğini, hayatımda ilk ve son kez azami on dakika kendisini gördüğünü, başka da hiçbir irtibatım olmadığını, geçtiğimiz hafta içi Mete ağabeynin kendisini aradığını, birlikte ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, nedenini sorduğunda Muzaffer TEKÎN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve benim vermiş olduğum CD 'ninde Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, kendisinin de tamam ifademizi verelim neticede polis olduğunu ve kaçmak gibi bir şansının olmadığını söylediğini, önce olayın ciddiyetini anlayamadığını, etrafındaki tanıdığı insanlara danıştığını, televizyondan Avukat olarak bildiği Kemal KERİNÇSİZ 'in yanına giderek danıştığını, Avukat Kemal KERİNÇSİZ'e olayı anlattığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine bu ele geçen cd'nin içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını, bu konuda Genel Kurmayın yazılı açıklama yaptığını dolayısıyla bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini, kendisinin evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini." Beyan etmiştir.

Ayşe Asuman ÖZDEMİR İfadesinde:

"... Muzaffer DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahısın kendisini telefonla aradığını, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat ... için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMIREL'in arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için



Murat Savunmak amacıyla Kemal KERİNÇSİZ'si tutmak istediklerini kendinse

söylediğini, bunun üzerine Kemal KERİNÇSİZ'i telefon ile aradığını, henüz konuyu daha anlatmadan, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini kendi sinin de Avukatı Şahin ZENGİNAL'i alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine bize " davanın Feytullah GÜLEN'ci bir Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerinde Feytullahcı olduklarını" söylediğini, Kendisinin dün gece bir toplantı yaptığını, toplantıda bu davaya bakma kararı aldıklarını, rahatlıkla bu davaya bedava bakabileceğini söylediğini,Kemal KERİNÇSİZ'in ısrarla kendisi ile nasıl kontak kurduklarını öğrenmek istediğini ancak bilgi vermediğini, *""'' h/U,~"Görüşmeden sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak kemal KERİNÇSİZ ile

konuştukları her şeyi anlattığını,onon da yüzbaşı Murat in babası Hikmet beyi arayın ve

her şeyi söyleyin dediğini,kendisinin de Kemal KERİNÇSİZ'in telefonların dinlendiğini söylediğini, söylediğini, daha sonra kendsinin Hikmet beyi telefonla arayarak uzun uzun konuştuklarını ancak şahsın kendi tuttuğu Avukattan ayrılmayacağını söylediğini." beyan etmiştir.

BEKİR ÖZTÜRK İfadesinde:

"Kuvvai Milliye Derneği Genel Merkezinde Yapılan Aramada El Koyulan Size Ait Olduğu Beyan Edilen Dell Marka Laptop İçerisinde Yapılan İncelemede:Behiç İSİMLİ WORD DOSYASI İÇERİSİNDE : "Sevgili'Arkadaşlar" ile başlayan "....Neticede Bekir Kemal Kerinçsiz ve kadrosuna destek verdi ve nankörlükle karşılaştı. Kemal Kerinçsiz Milli Güç platformu veya derneği olarak Bekir'in düzenlediği toplantıya tam destek verseydi bu provokasyonları yapmak çok daha zor olur ve herkes çok daha güçlü hareket ederdi. Yazıda Muammer Karabulut vakasına özellikle değinilmedi; çünkü bu yazı kilitlenen bir durumu açmayı hedefliyordu. Tabi bu noktadan sonra kilitlenen iletişim açılsa dahi ben bir rol üstlenemem ama eğer bu kilit durumu açılırsa Muammer Karabulut'u her halükarda sahne dışında tutmak için onu genel resim içinde ana/etkin oyunculardan biri olarak resmedilmemesi lazım. Arka planda ana sorunlardan biri olduğunu bilsem de. Anlamanız gereken şu; bu yazı ile ben herkes nezdinde kendi konumumu feda ettim ve bunu yaparken gitmesi gereken kişiye mesaj gitti. Yüzyüze süreklimize söylediğim şey : kuklayı kuklacıdan ayırın. Oktay'a da sürekli şu tezi söyledim r ö 'saldırıyı planlayan Kemal Kerinçsiz değildi. Yazıda da bunun mantıki gerekçesini söylüyorum zaten. Dosya savaşlarına gelince. Orada















dosya savaşları ile ilgili kastedilen Zeynep'in yazısı değil. Burada iki dosya var. Biri Ergün Poyraz'm Zeynep'e attığı "Rus kızı T" mesajına sebep olan dosya. Zeynep'ten onu duyduğum noktada bu işin geri dönülemez noktaya gelmesi için çok sıkı çalışıldığını anladım. Bu sözlerden o "dosyaya" prim verdiğim çıkmasın lütfen; alınganlığınız üzerinizde çünkü neme lazım. Biri de Hanefi Altaş'm bir konuşmada sözünü ettiği "Kemal Kerinçsiz'in Büyükçekmece Ülkü ocaklarına dahil olma hikayesL.Nuriş grubundan kurtulmak için 9 milyar vermesi olayı"...bunu Hanefi Altaş'tan duyduktan sonra kendi kaynaklarımdan ayrıntılı olarak teyit ettirdim ve bütün yazının esas mesaj çekirdeği o iki satırda

mevcut. "Dosya manyağı" Nuriş'lerin" kurşun manyağı" sözüne gönderme olur Oktay'ın

"Kemal Kerinçsiz'i aklamışsın, ben kapkara kalmışım" sözlerine ise kesinlikle katılmıyorum...Oktay o yazıda uğradığı saldırıya rağmen basiretli davranan kişi olarak doğru yere oturtuluyor; bu nasıl kapkara kalmak olur. Kemal Kerinçsiz aklanmıyor, Kemal Kerinçsiz davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmamak, lider özelliği taşımamakla suçlanıyor. Kemal Kerinçsiz bu konu ile ilgili çıkan hiç bir haberde olmadığı kadar çok nesnel ölçülerle.. .ortaya çıkarıldı. Bu olayların en büyük iki mağduru sizler dışında herkesin anlattığı olaylar zinciri bir üçüncü göz tarafından anlatıldı. Kemal Kerinçsiz"e ise "sen lider değilsin, hata yaptın " denildi. Ha; "bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz yaptı" denilmedi çünkü bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz planlamadı arkadaşlar. Bu tezimi baştan beri söylüyorum yüzyüze de onlarca kez tekrarladım.

Bu konuda kaç haftadır araştırıp da bulamadığım bir done varsa lütfen iletin. Bu saldırıdan Kemal Kerinçsiz faydalandı, bu saldırı sonrasında adamını harcamadı (çünkü harcasa o çevresindeki yakın adamları da onu harcar) ve bu saldırıdan kendi çevresindeki kliği güçlendirerek, başından beri planladığı Oktay tasfiyesini gerçekleştirerek çıktıama ne mantıki inceleme, ne de benim ulaşabildiğim donelerden çıkan sonuç bu saldırıyı Kemal



Kerinçsiz'in planlamadığı yolunda. Konuşmak isterseniz her zaman hazırım.

Benim hakkımda dosya gelirse haberim olsun. Ben de merak ediyorum ne yazdıklarını şeklindeki dosya ile ilgili olarak;



"Bu yazı Oktay YILDIRIM ve kendisinin, Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile yollarının ayrılması süreci ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN tarafından yazılmış bir yazı olduğunu, Bu yazının Behiç GÜRCİHAN tarafından kendisine gönder ildiğini,Kemal KERİNÇSİZ'in bir dönem "Milli Güç Derneği" isimli bir dernek kurmak istediğini, kendisi ve Oktay YILDIRIM'ın bu dönemde Kuvayi Milliye Derneğini kurmaya çalıştıklarını, kendilerinin 11 Kasım 2006 yılında Kuvayi Milliye olarak Üsküdar Aşmalı Konakta yapacakları toplantıyı Kemal Kerinçsiz'in kendi derneğinin toplantısı gibi lanse ettiğini, Bu nedenle yollarının ayrıldğım.bu yazının da bu konu ile alakalı olarak yazıldığını" beyan etmiştir.

Emin GÜRSES İfadesinde:



"...KEMAL KERİNÇSİZ ile de Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anma törenlerinde tanıştığını, bir sefer kendisini televizyon programına çağırdığını, Yeniçağ Tv. ' de programına gittiğini, Daha sonra kendisinin Avukatlığımı yapmak istediğini söylediğini, ancak Avukatının Mehmet TAŞDELENolması sebebi ile gerek duymadığını.."'' beyan etmiştir.

22.01.2008 günü saat : 11.49'da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Emin'in "...Ortodoks Kilisesinde toplantı olurdu mesala. Bu günler münler ben bir defa mesela herhalde 5-5 yıldan fazladır oraya giderim ben." , "...Enver ALT AYLI ne iş yapıyo. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne yapıyor ki. "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı." dediği, X Şahsın "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni arıyodu kapattı. Tekrar arar ben sana dönerim." dediği, Emin'in "Kemal'i anlarım, Kemal KERİNÇSİZ bunlarla beraberdi sürekli." dediği,

Fuat TURGUT İfadesinde ; ^ ^ ğ&$&



















"..Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını,basına da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını,ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını,zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını, kendisi ile yaptığı görüşmelerde Sevgi Abla nasıl diye sorarak selam gönderdiğini, meslektaşı olarak ta bundan sonra da kendisiyle görüşmeye devam edeceğini..." beyan etmiştir.

Yüklə 3,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin