"Kemal Kerinçsiz'i aklamışsın, ben kapkara kalmışım" sözlerine ise kesinlikle katılmıyorum...Oktay o yazıda uğradığı saldırıya rağmen basiretli davranan kişi olarak doğru yere oturtuluyor; bu nasıl kapkara kalmak olur. Kemal Kerinçsiz aklanmıyor, Kemal Kerinçsiz davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmamak, lider özelliği taşımamakla suçlanıyor. Kemal Kerinçsiz bu konu ile ilgili çıkan hiç bir haberde olmadığı kadar çok nesnel ölçülerle...ortaya çıkarıldı. Bu olayların en büyük iki mağduru sizler dışında herkesin anlattığı olaylar zinciri bir üçüncü göz tarafından anlatıldı. Kemal Kerinçsiz'e ise "sen lider değilsin, hata yaptın " denildi. Ha: "bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz yaptı" denilmedi çünkü bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz planlamadı arkadaşlar. Bu tezimi baştan beri söylüyorum yüzyüze de onlarca kez tekrarladım.
Bu konuda kaç haftadır araştırıp da bulamadığım bir done varsa lütfen iletin. Bu saldırıdan Kemal Kerinçsiz faydalandı, bu saldırı sonrasında adamını harcamadı (çünkü harcasa o çevresindeki yakın adamları da onu harcar) ve bu saldırıdan kendi çevresindeki kliği güçlendirerek, başından beri planladığı Oktay tasfiyesini gerçekleştirerek çıktıama ne mantıki inceleme, ne de benim ulaşabildiğim donelerden çıkan sonuç bu saldırıyı Kemal
Kerinçsiz'in planlamadığı yolunda. Konuşmak isterseniz her zaman hazırım.
Benim hakkımda dosya gelirse haberim olsun. Ben de merak ediyorum ne yazdıklarını şeklindeki dosya ile ilgili olarak;
"Bu yazı Oktay YILDIRIM ve kendisinin, Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile yollarının ayrılması süreci ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN tarafından yazılmış bir yazı olduğunu, Bu yazının Behiç GÜRCİHAN tarafından kendisine gönderildiğini,Kemal KERİNÇSİZ'in bir dönem "Milli Güç Derneği" isimli bir dernek kurmak istediğini, kendisi ve Oktay YILDIRIM'ın bu dönemde Kuvayi Milliye Derneğini kurmaya çalıştıklarını, kendilerinin 11 Kasım 2006 yılında Kuvayi Milliye olarak Üsküdar Aşmalı Konakta yapacakları toplantıyı Kemal Kerinçsiz'in kendi derneğinin toplantısı gibi lanse ettiğini, Bu nedenle yollarının ayrıldğını, bu yazının da bu konu ile alakalı olarak yazıldığını" beyan etmiştir.
Emin GÜRSES İfadesinde:
"...KEMAL KERİNÇSİZ ile de Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anma törenlerinde tanıştığını, bir sefer kendisini televizyon programına çağırdığını, Yeniçağ Tv. ' de programına gittiğini, Daha sonra kendisinin Avukatlığımı yapmak istediğini söylediğini, ancak Avukatının Mehmet TAŞDELEN olması sebebi ile gerek duymadığını." beyan etmiştir.
22.01.2008 günü saat : 11.49da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;
Emin'in "...Ortodoks Kilisesinde toplantı olurdu mesala. Bu günler m ün ler ben bir defa mesela herhalde 5-5 yıldan fazladır oraya giderim ben." , "...Enver ALTAYLI ne iş yapıyo. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne yapıyor ki. "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı." dediği, X Şahsın "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni arıyodu kapattı. Tekrar arar ben sana dönerim." dediği, Emin'in "Kemal'i anlarım, Kemal KERİNÇSİZ bunlarla beraberdi sürekli." dediği,
Fuat TURGUT İfadesinde ; ^ " tff^
"..Kemal KERÎNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını,basına da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını,ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını,zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını, kendisi ile yaptığı görüşmelerde Sevgi Abla nasıl diye sorarak selam gönderdiğini, meslektaşı olarak ta bundan sonra da kendisiyle görüşmeye devam edeceğini..." beyan etmiştir.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK İfadesinde:
" Kemal KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Derneği başkan olduğunu, 2005
yılında bir panelde tanıştıklarını hatırladığını, Kemal isimli bir Avukatının olmadığını,
Ancak Kemal KERİNÇSİZ isimli Avukatın Danıştay olayında Muzaffer TEKİN' i savunmak için Ankara 'ya gelmiş olduğunu, Muzaffer TEKİN'in bu şahsın Avukatlığını kabul etmedğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine vekili olmayı teklif ettiğini, ancak tendisinin kabul etmediğini, kendisini baronun verdiği Avukatın savunduğunu ..." beyan etmiştir.
Murat ÖZKAN ifadesinde;
"34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele geçen üç sayfadan ibaret dokümanın tutuklu Mahmut OZTURK'ün durumuyla alakalı olarak Av.Kemal KERİNÇSİZ'in yazarak kendisine verdiği ve mahkemede ifade verirken söylemesini istediği beyanların bulunduğu sayfalar olduğu, bu tanıklık konusunun kendisine Av.Kemal KERİNÇSİZ tarafından teklif edildiği, yine aynı davadan tutuklu bulunan kişilerin Ali YIGIT'in beyanlarından dolayı tutuklu kaldıkları hususunda Ali YIGIT'le görüşmesini ve boş bırakılmamasını Av.Kemal KERİNÇSİZ'in istediğini" beyan etmiştir.
Satılmış BAL KAŞ ifadesinde ;
" Av.Kemal KERİNÇSİZ'i internetteki haber sitelerinden gördüğünü ve
telefonunu aldığını, daha sonra ise bürosuna giderek tanıştığını, Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiği 16 Aralık 2007 tarihli "Kemal Bey Bazı Vatandaşlar Genelkurmay Başkanının Darbe Yapamayacağını AKP iktidarının ipini çekemez diyorlar, Peki kim çeker, Orgeneral Erdal CEYLANOĞLU (EDOK) ve Orgeneral Hasan 1GSIZ (2.Ordu Komutanı) bu generallerden birisi olsa olundu" şeklindeki telefon mesajını boş bulunduğu için dalgınlık ile çektiğini, daha sonradan da telefon açıp mesajı alıp almadığını sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in mesajını aldığını ancak bir şey söylemesi halinde kendisini alıp bir yere koyacaklarını söylediğini, mesajda geçen EDOK 'un Eğitim ve Doktrin Komutanı anlamına geldiğini, daha önce Kemal KERİNÇSİZ ile aralarında darbe v.s. konuları konuşmadıklarını, kendisi otobüste bu şekilde konuşulduğunu duyduğu için mesaj çektiğini, ..." beyan etmiştir.
Sevgi ERENEROL İfadesinde:
"..Kemal KERİNÇSİZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette bulunduklarını... " beyan etmiştir.
VEDAT YENERER ifadesinde:
"..Kemal KERİNÇSİZ' i Büyük Hukukçular Derneği olarak Orhan PAMUK aleyhine açtığı dava ve 301. madde ile ilgili açıklamalarından dolayı basından tanıdığını, aynı görüşlere katıldığı için sözünü ettiği yılın kuvvacısı ödüllerinden birini de ona vermeyi uygun gördüğünü, bunun dışında kendi şahsi davasam konusunda görüşmem olmuştur... " şeklinde beyanda bulunmuştur.
Semih Tufan GÜLALTAY ifadesinde; , - *
"...KEMAL KERÎNÇSİZ ile şahsen tanışmadığını, ancak geçmişte başkanı olduğunu, Ulusal Birlik Platformunun üye derneklerinden olan Bakırköy Çevre Derneği başkanı Ülker DURUKAN'a KEMAL KERÎNÇSİZ'in; Ulusal Birlik Platformuna katılma isteklerinin kendisinin engellemesi nedeni ile gerçekleşmediğini söylediğini, kendisinin KEMAL KERÎNÇSİZ ve başkanı olduğu Büyük Hukukçular Birliği ile Mehmet Fikri KARADAĞ ile irtibatlı olduğu, Kuvva-i Milliye Dernekleri hakkında, kendisinin Türklük görüşüne paralel bir çizgide olmadıkları kanaatine vardığını, Ülker DURUKAN'nın da kendisinin bu yaklaşımından gücenerek başkanı olduğu derneği platformdan çektiğini, bundan dolayı Büyük Hukukçular Birliği, Kuvva-i Milliye Dernekleri ve ilgili olan kişilerin kendisine husumet beslediklerini düşündüğünü... " beyan etmiştir. Hayrettin ERTEKİN İfadesinde; Önce Kemal KERİNÇSİZ'i tanımadığım beyan etmiş olup, yaptığı bir telefon görüşmesinde "ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR.." şeklindeki içeriğinde Kemal isminin geçmesi ile ilgili soru üzerine -KEMAL olarak bahsettiği kişinin medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden KEMAL KERÎNÇSİZ olduğunu, bunların akıllı adamlar olmadıklarını, örgüt olamayacaklarını, olsa olsa mafya olabileceklerini kasdettiğini, MİLLİYETÇİLİĞİ KENDİ KAFALARINA GÖRE YAPTIKLARINI, aslında milliyetçiliğin vatana millete faydalı olmakla olacağını demek istediğini, kendisinin Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü ve aldığı izlenime göre VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER' le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu değerlendirdiğini, onun için bu şekilde söylediğini" beyan etmiştir. Dursun KOÇ ifadesinde;
" ...Geçmişte bir çok adi suça karışmış birisi olduğunu, Kemal KERÎNÇSİZ'le işlemiş olduğu bir suçta Avukatlığını yapmış olması sebebiyle tanıştığını, yine Kemal KERÎNÇSİZ'in teklifiyle yanında çalışmaya başladığını ve bu zamana kadar çalıştığını, 28.11.2007 tarihinde kendisine ait olan 0535 844 90 79 numaralı telefonda Kemal KERÎNÇSİZ'e ait 0532 214 33 54 numaralı telefonu ile yapmış olduğu görüşmede "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER BEN AHMET-MEHMET D EY İLİ M BEN" şeklinde konuşmasının sebebinin; Kemal KERÎNÇSİZ'in her Cuma akşamı Yeniçağ Tv'de programa katıldığım, programın geç saatlerde bittiğini çıkışta ise Asım DEMİR ve Recep AKKUŞ isimli şahıslarla eve döndüğünü, görüşme yaptığı gün bu şahısların O 'nu yalnız bıraktığını, bu duruma kızmasından sebep kızgınlıkla bu şekilde konuştuğunu, 20 yıldır yanında bulunmasından sebep "Baba" diye hitap ettiğini, amacının kendisinin her zaman yanında olduğunu söylemek olduğunu ifade etmiş, halen kullanmış olduğu Garanti Bankasının Aksaray Şubesine ait kredi kartı olduğunu, Kemal KERÎNÇSİZ veya başka birisinin bu hesaba para yatırmadığını, yine vermiş olduğu ek ifadesinde; Kemal KERÎNÇSİZ'in yanında çalışmasından sebep haftada 200 YTL ücret verdiğini, bu parayı da büronun muhasebecisiRamazan SELÇUK'tan aldığını, Kemal KERÎNÇSİZ'le parasal alış veriş yapmadığını ""beyan etmiştir. Ömer SERTOĞLU İfadesinde ;
11.03.2008 İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yapılan "İstanbul Pendik Çamçeşme Mahallesinde Elektrikçi Ömer olarak tanınan Bayburtlu Ömer SERTOĞLU her fırsatta ERGENEKON içinde önemli bir görevi olduğunu, her yerde sözünün dinlendiğini, isterse yüksek mercideki görevlileri bile >erle bir edeceğini söylemektedir. Ben bu kişinin önümüzdeki günlerde ülkemizi karıştıracak işler -yapmasından korkuyorum. Bir vatandaş
yakalanan Ömer SERTOĞLU Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili olarak İfadesinde; "Hrant DİNK'in öldürülmesinden sonra Yeni Şafak gazetesinin sürdürdüğü yayın politikasından dolayı 2007 yılından sonra bu gazeteye bir eylem yapmaya karar verdiğini, O tarihlerdeki düşüncesinin, bir kaleş silahı bulup Yeni Şafak gazetesini taramak olduğunu, hatta bunun için Kemal KERİNÇSİZ isimli Avukata bir eylem yapacağını ve bunun için lojistik destek ihtiyacı olduğunu yazarak cep telefonuna mesaj attığını, Kemal KERİNÇSİZ'in bu mesajına cevap vermediğini, bu düşüncesini çevresindeki birkaç kişiye söylediğini ihbarın da bu konularla alakalı yapılmış olabileceğini,
Ümraniye 'de İzinsiz Bildiri Dağıtmak ve Hükümetin Manevi Şahsiyetine Hakaretten kendisi hakkında açılan dava ile alakalı yardımcı olması için, 2007 yılı başlarında Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in Fatih'te bulunan bürosuna gidip tanıştığım, Kendisi ile yüz yüze görüşerek hakkında açılan davadan bahsettiğini, bu dava ile ilgili evrakları gösterdiğini, bu konuda kendisine yardımcı olmasını istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de kendisine bu davadan bir şey çıkmaz beraat edersin dediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisini İstanbul Beyazıt Meydanında 2007 yılı Nisan ayında planlanan Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey'in mitingine davet ettiğini davet üzerine bu mitinge gittiğini. Ayrıca eşi ile boşanma davası ile alakalı kendisinden yardım istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de başka bir Avukat arkadaşına bu konuda dilekçe yazdırdığını ve kendisinden para almadığını.. " beyan etmiştir.
Asim Demir İfadesinde:
"... 2003 yerel seçimlerinde K. Çekmece ilçesinden MHP'den aday olan Avukat Kemal KERİNÇSİZ ile tanıştığını, kendisinin o tarihlerde K. Çekmece Kanarya Mahallesinde bulunan Ülkü Ocaklarında takıldığını, bu vesileyle kendisiyle parti ve seçim çalışmalarına katıldığını, 2004 yılından sonra işyerini kapattığını, 1 yıl süreyle K.Çekmece'de bulunan beyaz eşya tamirhanesi bulunan Kadir İPEK isimli şahsın yanında çalıştığını, Bu şâhısında kendi ailevi sorunlarından dolayı buradan da ayrılmak zorunda kaldığını, En son olarak 2003 yerel seçimlerinden tanıdığı Avukat Kemal KERİNÇSİZ' in yanına gelerek kendisinden iş talebinde bulunduğunu, Onun kendisine Bürosunda çaycılık ve evrak getir-götür işlerine bakmasını söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini ve halen burada ücret karşılığında çalışmakta olduğunu, kalacak yeri olmadığından dolayı dernekte kalmakta olduğunu..," beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 İfadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ 'ın o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK 'a Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'ın da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ın bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.
f)-Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi;
Soruşturma kapsamında diğer şüpheliler Veli KÜÇÜK, Doğu PERİN ÇEK ve Tuncay GÜNEY' den ele geçirilen "ERG EN E KO N ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ İSTANBUL 29 EKİM 1999" isimli belgenin; 4/d "Sivil Toplum Örgütleri" başlığı altında; "ERG EN E KON" un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, ayrıca Türkiye'de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerinin kontrol altına alması gerektfg
3/c) "POLİTİKALAR " başlığı altında;
21. yüzyılda dünya politikacılarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütlerinin biçimlendireceği belirtilmiştir. Dünyada var olabilmiş tüm sistemlerin ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere ait siyasileri engellediği, bunu ise 1-Suikast, 2-Dez-Enformasyon yöntemleri ile yaptığı belirtilmiştir. Devamında Türk insanının okumadığı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, bu nedenle kolayca kandırılabildiği, dolayısıyla Dez-Enformasyonun olumsuz olduğu, kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için geriye kalan tek yolun SUİKAST olduğu,
İllegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı olabildiğince az olmalıdır.
... ERGENEKON, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlarının yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.
Eleman temini konusunda:
"...Doğru insanı seçebilmenin bilimsel verileri yoktur. Gençlerden seçilmiş yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında, profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur. Doktorlar, Avukatlar, psikologlar, vb gibi... " ibarelerinin yer aldığı görülmüş,
Şüpheliler Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Erkut ERSOY'dan ele geçirilen "LOBİ ARALIK 1999" adlı belgenin GİRİŞ bölümünde "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON 'a bağlı olarak "sivil unsurların" örgütlenmesi zorunluluğunun kaçınılmaz bir gerçek olduğu", belirtilmiş,
"LOBİ" adlı belgenin içeriğinde (7) ayrı bölüm olduğu ve her bölümde de çok sayıda alt başlığın bulunduğu görülmüş,
1) "GİRİŞ" Başlıklı 1. bölümün içeriğinde;
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı sivil unsurların örgütlenmesi zorunluluğu olduğu, bu faaliyetin de lobi adı verilen "gizli örgütsel" çalışma ile yapılacağı, bu noktada birçok Avrupa ve Amerika ülkesi örnek verilerek, sayıları giderek artan "sivil toplum örgütleri" "vakıflar" "insani yardım kuruluşları" "P-2 Mason Locası, Bilderberg Grubu" gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında bu faaliyetlerin yürütüldüğü,
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'un kontrolünde de bu şekilde LOBİ adı altında faaliyetlere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş, devamında LOBİNİN faaliyetlerinin siyasi otorite grupları ile dış kaynaklı iş birlikçi sözde sivil toplum örgütlerinin bölücü ve yıkıcı girişimlerini etkisiz kılacağı söylenmiştir.
l/a) "AMAÇ" başlığı altında;
Öncelikle yabancı ülkelerin Türkiye 'de faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin, Türkiye Cumhuriyetini bölerek yıkmayı başaramaz ise de çıkarlarına yönelik yönlendirmelerle bir anlamda yönetebilmeyi hedef aldığı söylenmiştir. Yabancı sivil toplum örgütlerinin Türk halkının demokratik haklarını kullanabilmek amacıyla kurdukları sözde sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, medya ve*-benzer faaliyetlerini de finanse ederek kendilerine yerli işbirlikçiler oluşturdukları ve sonuçta rejim karşıtı fundamantalist görüşün iktidar olabildiğini, bu iktidara son veren koşullaKin oluşturulabilmesi için büyük ve olağanüstü bir karşı çaba gereği doğduğunu. vf .-sühitcuı^fi, dış ülke otoriteler ile yerli
işbirlikçilerinin tarih önünde "sivil darbe tezgahı", "Türk Silahlı Kuvvetleri dayatması" olarak tanımlama cüretini gösterebildikleri 28 Şubat sürecinin yaşandığı,
Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği,
Lobinin amaçları arasında etnik-fundamantalist-bölücü-yıkıcı unsur ve oluşumlar içine çekilmek istenen gençliğin böylece tuzaklara düşürülerek kullanılmasının önüne geçilmesini sağlayacağı belirtilmiştir.
l/b) "KAPSAM" başlığı altında;
Lobinin yapılanması ve tüm faaliyetlerinin mevcut hukuk platformu içerisinde yapılacağı, lobinin her girişiminin kendi içinde oluşturulan hukuk birimi tarafından yasal koşullara uyumlu hale getirileceği,
Diğer taraftan lobi geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladıkları, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve Güneydoğu Anadoluda boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiş,
3) "POLİTİKA " başlıklı 2. bölüm içeriğinde;
Lobi 'nin oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler
düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği
belirtilmiş,
5) "YÖNTEM" başlığı altında;
Lobi 'nin prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içersinde yer almaması, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi gerektiği, ayrıca tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınması gerektiği belirtilmiştir.
...Lobi prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almamalı ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmeli, toplumsal prensiplere saygılı olmalı. Örnek bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapi olarak faaliyet göstermelidir. Merkez üyeleri dışındaki kadroları, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve kuruluşlar Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmamalıdırlar. Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır.
.. .Lobinin organizasyon plânı, aşağıdaki birimlerden oluşmaktadır:
1). Merkez
2). Araştırma ve Bilgi Toplama
3). Analiz ve Değerlendirme
4). Finans ve Ticaret
5). Kültür ve Bilim
6). Teori ve Senaryo
7). iletişim ve Propaganda
8). Hukuk
9). Uluslararası ilişkiler
Bu dokuz departman Örgütün tümünü oluşturmaktadır. Departmanlar ERGENEKON
tarafından örgütün merkez üyeliğine atanmış güvenilir, beş sivil yöneticiye doğrudan bağlı
olarak yönetilecektir. Beş sivil yönetici personelin ERGENEKON ile teması ise; atanmış ve
güvenilir iki sivil personel ile sağlanacaktır. Departman?.başkanları merkezdeki beş yönetici
tarafından seçilecek ve yönlendirilecektir. **
8/8). HUKUK
Hukuk Departmanı, bir başkan ve beş yardımcıdan oluşmaktadır. Organizasyonun girişim ve faaliyetlerinin mevcut yasaların hukuksal temeline dayandın labilmesi çalışmalarını yürütür. Bu departmanda yer alacak personel hukukçulardan oluşacaktır. Organizasyonun hukuk işlerini üstlenecek olan bu departman, hukuksal kurallardan azami ölçüde yararlanılması çalışmalarını yürütecektir.
BÖLÜM: IV 7). KADRO
Organizasyonunda yalnızca sivillerin yer alacağı bu örgütlenme, köprü eleman ile ERGENEKON'a bağlı olarak faaliyet gösterecektir. Organizasyonun merkezinde görev alacak beş sivil personel ile köprü personel görevini üstlenecek iki sivil, ERGENEKON tarafından belirlenerek atanmalıdır.. Birim başkanları ile örgütün kuracağı vakıf ve ticari şirketlerin yöneticileri ve sahipleri ise; merkezde yer alan yönetim personeli tarafından seçilmelidir.. Böylelikle gizlilik esasının korunması sağlanmalıdır.
7/b). BİRİM BAŞKANLARI
"Örgütlenme içinde departmanların işlev ve amaçlarına uygun yapıya sahip,
konusunda deneyim sahibi kişiler tercih edilmelidir. Birim başkanları, Lobi faaliyetlerinin
tümüyle serbest girişimcilik sınırları içinde kaldığı konusunda kuşkuya kapılmayacak şekilde
yönlendirilmeli, ortak amaçlar, fikir birliği ve inançlar doğrultusunda çalıştırılmalıdır.
İşbirliğinde organizasyonun kuruluş ve faaliyet amacı olarak esas; kâr ve topluma yarar
sağlanması olmalıdır " şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ aşama beyanlarında yasadışı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmadığını ve dosyadaki delillerin örgüt adına en ufak bir suç işlemediğini ortaya koyduğunu söylemiş ise de;
Diğer örgüt üyelerinden ele geçirilmiş olan örgütsel dokümanlar, iletişim tespit tutanakları, şüphelinin ev, işyeri ve otosunda yapılan aramalarda ele geçirilen malzemeler, bilgisayar harddiski, doküman inceleme ve Cd çözüm tutanakları ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde;
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in yukarıda İddianamenin başlangıcında izah ettiğimiz Yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyelerinden olan ve Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet muhtelif menşeli el bombası ve askeri mühimmatım sahibi şüpheli Oktay YILDIRIM, onunla irtibatlı olarak Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaları temin edip Osman YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN'a verdiği tanık beyanı ile sabit olan şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN, örgüt yöneticilerinden olan ve Hrant DİNK aleyhine açılan 301 davasını takip eden, müdahil olmak isteyen şüpheli Veli KÜÇÜK, Türk Ortodoks Kilisesinde gizli örgütsel toplantılar tertip eden Kilise Basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Kurmay Albay Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile diğer örgüt mensupları Muammer KARABULUT, Vedat YEN ERER. Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN ve Emin GÜRSES ile örgütsel ilişki içinde olduğu, örgütün amaçlan doğrultusunda düzenlenen birçok provakatif eylemlere birlikte katılarak fikir ve eylem birliği içinde bulunduklan, bu şekilde şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgütün hiyerarşik yapısı içinde yeraldığı,
Her ne kadar şüpheli Kemal KERİNÇSİZ İfadesinde; "Şüpheli Veli KÜÇÜK u öncelikle basından tanıdığını, kendisi ile aşırı bir samimiyetinin olmadığını, yaklaşık iki yıl önce 10/Nisan/2006 tarihinde Boğazlayan Kaymakamı anısına istanbul Beyazıt meydanında sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen büvi'ık anma toplantısında kendisiyle tanıştığını Veli Paşa 'nın ve kendisinin o toplantıda"'sbdece katılımcı olduklarını, herhangi bir organizasyon veya konuşma görevlerinin bulunpıa^ığffipf h^yan etmiş ise de,
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanının aksine, daha önceden Şüpheli Veli KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda düzenlenen eylemlerde birlikte olduklan anlaşılmıştır. Özellikle; 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum Patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi ve Noel Baba Vakfı tarafından_ortaklaşa olarak düzenlenen protesto gösterisine Kemal KERİNÇSİZ, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'ün birlikte katıldıkları,
Yine, 09.03.2006 günü Beyoğlu Galatasaray Meydanı önünde Ferhat SARIKAYA'mn hazırladığı Şemdinli iddianamesini protesto etmek ve dilekçeyi PTT' den göndermek için; Hukukçular Birliği, Türkiye Harp Malullere Gaziler Şehit, Dul ve Yetimler Derneği tarafından organize edilen etkinliğe şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'in birlikte katıldıkları, etkinlik sırasında çekilen resimlerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, ifadesinde M.Fikri KARADAĞ'ı hiç tanımadığını beyan etmiş ise de;
Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde;
"...Sevgi ERENEROL ü ile tanıştıklarını, toplantı, paskalya törenleri ve kardeşi Paşa ERENEROL 'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını, Kemal KERİNÇSİZ'i de Patrikhanenin düzenlediği programlarda tanıdığını" beyan etmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat eden ve Gizli Tanık 17 olarak İfade veren Gizli Tanık ifadesinde:
"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'ın o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK 'a Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'ın da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ın bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.
Şüpheli M.Fikri KARADAĞ'm Mersin ilinde silah ve Kur'an üzerine ÖLME-ÖLDÜRME yaptırdığı yönündeki haberlerin gazetelerde yeralması üzerine Hukukçular Birliği Başkam olarak olay hakkında görüşleri kendisine sorulduğunda şüpheli Kemal KERİNÇSİZ özetle " Örgüt kurmanın ve adam öldürmenin mevzuata göre suç olduğunu ancam M. Fikri KARADAĞ'm böyle bir yemin yaptırdığına inanmadığım" belirtmiştir.
Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Erkut ERSOY'u tanımadığını belirtmiş
ise de;
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve Teknik Takip no 2008/192 Soruşturma no 2007/1536 sayılı kararına istinaden şüpheli Erkut ERSOY'un Düzce İli Esentepe Mahallesi Kalıcı Konutlar 11. Bölge 119 Ada F-2 Blk .Daire 14 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;
EGS ibareli bloknot defterinde; BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ BŞK KEMAL KERİNÇSİZ 0532-214 3354 Şeklinde el yazması olarak Kemal KERİNÇSİZ' in kendisine ait olan cep telefon numarasının yazılı olduğu tespit edilmiş,
Ayrıca, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den arama sırasında ele geçirilen CD ve
Bilgisayarının incelenmesinde; Erkut ERSOY'un vönettığı ÖZEL BÜRO'nun Ermeni
Soykırımı üzerine hazırlamış olduğu CD ıje^dıgıtai ortamda bilgilerin yeraldığı tespit
edilmiştir. ^ * \
Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarında yapılan incelemede: "oktay[l| , kemalke[l], sevgierene[l], bekir|l], muammeri 1] isimli resimler olduğu görülmüş, resimlerin de "sağ üst köşesinde beyaz renkli ay yıldız bulunan kırmızı zemin önünde çekildiği veya bu zemin üzerine şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Sevgi ERENEROL, Bekir ÖZTÜRK ve Muammer KARABULUT'a ait resimlerin montaj edildiği,
Dostları ilə paylaş: |