Gölgede dans ‘’Tutsaklık Prangaları’’ Yazan : Gülay Sena Dündar tanitim



Yüklə 3,07 Mb.
səhifə27/30
tarix30.07.2018
ölçüsü3,07 Mb.
#64210
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30

-51-

Eve öyle büyük bir hışımla geldi ki herkes olduğu yerden merak ve korkuyla salona geçti. Şefkat Hanımın yüreği ağzında Devran’ın yanına geldi.

Şefkat ‘’Devran, oğlum ne oluyor yaa? Destursuz girdin, öyle korktuk bir sorun mu var?’’

Devran elindeki kâğıdı sinirle yere çaldıktan sonra ‘’Nil boşanma davası açmış!! Benden boşanmak istiyor!!!’’

Suat ‘’demek ki-‘’

Devran ‘’bu kadar kolay mı yaa?! Kestirip atmak, beni hayatından çıkarmak bu kadar mı kolay yani?!!! O yapabiliyor da ben neden yapamıyorum Allah Kahretsin!’’

Bekir ‘’Devran… oğlum-‘’

Şefkat ‘’Devran’cım bak yavrum…-‘’

Devran ‘’sus baba, lütfen bir şey söyleme! Ben bunları hak ettim, hepsini hak ettim Lânet Olsun!! Hak ettim hepsini ben! Anne diye yıllardır avunduğum kadını dinleyerek o kızın gururunu incittim, kızdan intikam almaya çalıştım sonra da ona aşık oldum! Ne olmasını bekliyordum ki ben Allah’ım ne olmasını bekliyordum ki?!! Bu kız beni ister mi şu saatten sonra! Hem de ona sahip çıkamadım, beni terk etti başına işler geldi… bebeğimizi de kaybettik artık benimle ne işi olur ki ha ne işi olur?!!!’’

Bade ‘’abicim bir sakin ol lütfen…’’

Devran ‘’sakin olacak bir şey yok Bade, her şey bitti! Bir hafta sonra boşanma davamız var, eğer o gelirse son bir şansım var onunla konuşmak ve onu ikna etmek için. eğer gelmezse, her şey bitecek, HER ŞEY…!’’

Herkes üzgün gözlerle Devran’a bakıyordu. Devran’ın ani çıkışları aslında normal karşılanıyordu ev halkı için… ama artık Devran’ı kimse tanıyamıyordu. Nil’in ortadan kayboluşu herkesin hayatını tepe taklak etmişti, hem de hiç tahmin edilmeyeceği gibi…



Gitsin bekler mi kalpsiz

Başkalarını sevsin o

Gülsün zamansız yersiz

Ben olmasam da gezsin o, tozsun o, gamsız o

Dersini almaz arsız o, yüzsüz o, mutlu o aaaa

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Yaşayamam ben onsuz

Yapamam ben onsuz

Açılır eller onu bekler

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Olsun düşer o

Gitsin bekler mi kalpsiz

Başkalarını sevsin o

Gülsün zamansız yersiz

Ben olmasam da gezsin o, tozsun o, gamsız o

Dersini almaz arsız o, yüzsüz o, mutlu o aaaa

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Olsun düşer o

Yaşayamam ben onsuz

Yapamam ben onsuz

Açılır eller onu bekler

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Yatağını özler dayanamaz döner o

Aşk gözünü bürür sonra yürür o

Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o

Olsun düşer o

●●●


Nil, Güney’le birlikte ultrasondaydı. Güney ultrason cihazını Nil’in karnında gezdirirken Nil de merakla monitöre bakıyordu.

Güney parmağıyla göstererek ‘’bak, işte orada… 5 aylık şuan. İstersen bu ayla ilgili bir takım bilgiler-‘’

Nil ‘’gerek yok… benim bunları dinleyip uygulayabilecek takatim yok. İyi mi, sadece bunu öğrenmek istiyorum.’’

Güney ‘’böyle yapma.. bu bebeği de etkiler. Ne yaşadığın hakkında en ufak bir fikrim bile yok ama en kötü şeyi yaşamış bile olsan bak ayaktasın, güçlüsün.. böyle kalmaya devam et demiyorum, devam etmek zorundasın zaten. Hayat bu, doğanın kanunu.’’

Nil ‘’o kadar kolay değil…’’

Güney ‘’kolay değil, zaten önemli olan da zor olması. Bebeğin için zoru başarmak.. bu kulağa hoş geliyor değil mi? İşte, eğer bir yola girdiysen tam yapmalısın her şeyi. Madem karar verdin, bu bebek sadece senin ve sen bakacaksın, ona göre davran. Bütün sorumluluğu üzerine aldıysan bunun bir bedeli var.’’

Nil ‘’çok açık sözlüsün. Süslü cümleler kurmuyorsun.’’

Güney ‘’baydım seni değil mi, zaten bunalımdaydın şimdi iyice bunaldın benim yüzümden… ama ne bileyim, ben buna dürüstlük diyorum. Kimileriyse kötümserlik ya da felaket tellallığı ama hayat ta öyle değil midir zaten? Yalın ve tarafsız…’’

Nil ‘’haklısın, ama sanırım hayat kesinlikle benim tarafımda değil. Hayat beni es geçeli çok oldu.’’

Güney ‘’belki hayatta sahne sırası sana gelmemiştir daha…’’

Nil ‘’belki de…’’

●●●


.1 HAFTA SONRA.

Yataktan yavaşça doğruldu ve oturdu genç adam. Bütün gece gözüne uyku girmemişti düşünmekten. Bugün büyük gündü, boşanma davaları vardı Nil’le. Düşünmekten çıldıracak gibiydi şu son bir haftadır.

Devran ‘’Neden? Neden sen varken senin yokluğunu çekiyorum? Bir şey ya vardır ya yoktur, ya sen? Neden bana kabir azabı çektiriyorsun? Amacın ne? Beni delirtmek mi, öldürmek mi, acı çektirmek mi? Hepsini başardın, tebrikler… sayende artık köksüz bir ağaç gibi çıplak üşüyorum. Umarım bana bunları yaşattıktan sonra artık mutlusundur Nil.. Umarım…’’

Hızla kalkıp dolabını açtı ve hazırlanmaya başladı. Takım elbisesini giydi. Lacivert saten bir gömlek, siyah ceket ve pantolon ve siyah saten kravat… bugün onun için son bir şans doğmuştu. Eğer Nil mahkemeye gelirse onu ikna etmek için son bir şansı olacaktı. Ve bu şansı kıyasıya harcayacaktı genç adam.

●●●

Harmangil Ailesi kahvaltıdaydı. Herkes huzursuzdu ve bir o kadar da heyecanlıydı.



Şefkat ‘’bugün büyük gün.. boşanma davası var, Nil bunu yaptığına göre gerçekten istemiyor… yani kız haklı ama eğer gerçekten istemiyorsa neden-‘’

Bekir ‘’anne, bunların bütün sorumlusu Türkan. Biliyorsun değil mi? Oğlumun başını yakan da o, Nil’i bu evden uzaklaştıran da… eğer biri suçlanacaksa-‘’

Şefkat ‘’ben birini suçlamıyorum Bekir. Yani suçlu belli zaten neden Nil’i suçlayayım ki? Nil burada kaldığı süre boyunca benim evladım oldu, halâ da öyle.! Ama bu yaptıkları yanlış, hatalı davranıyor. Eğer bir şey duyduysa ya da öğrendiyse öncelikle bizimle paylaşıp konuşmalı. Haksız mıyım? Asu böyle bir şey söylediğinde benimle konuşabilirdi, Devran’ın yanına gidip onunla konuşabilirdi. Ama böyle çekip gitmesi, kaçması…’’

Bekir ‘’gitmeden önceki son gününde Devran’ın eski fotoğraflarına bakıyorduk hatırlıyorsun. Ben ona çocuklarım için ne kadar pişman ve üzgün olduğumu söylemiştim. O da beni nasıl teselli etmişti.. ne kadar iyi bir kızdı, Devran’ı değiştirip uysallaştırmıştı. İçi o kadar iyiydi, o kadar iyi kalpliydi ki kimseye zarar vermek istemiyordu. O bunların hiçbirini hak etmedi ama-’’

Bade ‘’ben çok üzülüyorum Nil’e. Buradayken oğlu için ne kadar da emek harcamıştı, onu burada doğurup büyütmek, mutlu bir aile kurmak… onu kaybetmesi çok büyük bir yıkım. Keşke bu durumla tek başına mücadele etmeseydi, yanımızda kalsaydı. Biliyor musunuz? Şuan Nil’in yanımızda olması için nelerimi vermezdim… ben abimi böyle görmeye dayanamıyorum.’’

Şefkat ‘’umarım her şey yoluna girer ve Nil yeniden buraya döner. Biz de gerçek Devran’a kavuşuruz.’’

Bekir ‘’umarım…’’

●●●


Varol kahvaltı masasında oturmuştu. Nimet Hanım kahvaltıyı hazırlamış, Nil’i bekliyorlardı. Genç kız Varol’un odasını toparlıyordu, yer silme kovasıyla odaya girişmişti.

Varol ‘’Nil nerde Nimet Teyze Allah Aşkına?’’

Nimet ‘’bilmiyorum ki oğlum, ona kahvaltıyı haber verdim ama…-‘’

Bu sırada kapı çaldı.

Nimet ‘’ben kapıya bakayım.’’

Nimet Hanım kapıyı açtı, gelen Güney’di.

Nimet ‘’Güney Bey, hoş geldiniz.’’

Güney ‘’hoş bulduk Nimet Teyze.’’

Güney içeri girdi. Varol ayağa kalktı.

Varol ‘’ooo dostum nerelerdesin yine? İyi ki geldin valla ha, kaynanan seviyormuş tam da mis gibi kahvaltının üzerine geldin.’’

Güney ‘’dün gelecektim biliyorum söz vermiştim ama aniden hesapta olmayan bir doğum çıktı. Kusura bakma…’’

Varol ‘’yok, kusura bakmam abicim biliyoruz artık alıştık senin ani ameliyatlarının çıkmasına(!)’’

Güney ‘’seni zevzek ya(!)’’

Güney’in gözleri ister istemez Nil’i arıyordu.

Güney ‘’Nil nerde??’’

Varol ‘’valla bilmiyoruz, kahvaltıyı haber verdik ama henüz gelmedi. En son odama girmişti toparlamak için ama…-‘’

Güney ‘’oturmadan bir bakayım. Bugün onun boşanma davası var öyle mi?’’

Varol ‘’evet… çok üzülüyorum kıza, bütün hafta kumrular gibi düşüne düşüne delirecek gibi oldu. Karnında bebek, boşanıyorlar. Hayır anlamıyorum ki o kadar da söyledim git konuş şu adamla diye, hiç yanaşmıyor.’’

Güney ‘’ben bugün onu dışarı çıkaracağım, bir güzel konuşacağım onunla. Belki ikna edebilirim. Hem işin de aslını öğrenirim. Davaya gitmemekte kararlı mı?’’

Varol ‘’çok kararlı, gitmez. Beni tek gönderiyor yani.’’

Güney ‘’onunla ciddi ciddi konuşmam lazım, böyle her şeyin üstesinden tek başına geliyor olmaz.’’

Varol ‘’sen de bir konuş o zaman abicim ne yapalım…’’

Güney merdivenlerden çıkarak Varol’un odasına geldi. Nil kıyafetleri yerine yerleştirmiş, yerleri siliyordu. Oda pırıl pırıl olmuştu. Güney açık kapıyı tıklattı.

Nil arkasını döndü ‘’Güney.. sen miydin?’’

Güney ‘’evet.. işin bittiyse biraz konuşabilir miyiz?’’

Nil ‘’bitti de.. ne konuda?’’

Güney ‘’şu boşanma mevzusunu…-‘’

Nil ‘’lütfen Güney, gerçekten o konuyu açmak dahi istemiyorum. Ben artık çok yoruldum ve yaptıklarımı da sorgulamıyorum. Arkadaşlığın ve desteğin için çok teşekkürler ama ben istemiyorum gerçekten.’’

Güney ‘’bu çocuğu tek başına büyütemezsin Nil onun bir babası olmalı. Hem de babası varken ona babasızlığı yaşatacaksın. İçin rahat edecek mi gerçekten? Oğlunun mutsuzluğunu ister misin?’’

Nil ‘’ben sadece-‘’

Güney ‘’sen sadece onun iyiliğini düşünüyorsun ama yanlış yapıyorsun. Hem de çok yanlış…’’

Nil ‘’yanlış mı doğru mu bilmiyorum ama elimden geleni yapıyorum. Dünyanın her köşesine çocuklarına tek başına bakan anneler var. Ben neden yapamayayım?’’

Güney ‘’yapamazsın demiyorum, yaparsın. Ama bu hem Devran’a, hem de oğluna haksızlık olur.’’

Nil ‘’haklı olabilirsin. Ama bu saatten sonra geri dönemem.’’

Güney ‘’halâ bir şansın var, mahkemeye gidip bugün Devran’la konuşabilirsin. Bunu yap Nil, oğlun için yap.!’’

Nil ‘’yapamam…’’

Gözünden bir damla yaş süzüldü Nil’in.

Nil ‘’YAPAMAM…’’

Güney Nil’in kollarından tutup yüreklendirerek ‘’oğlun için yapmalısın bunu, yap şunu Nil.! Yap!’’

Nil ‘’yapamam Güney, ısrar etme lütfen…’’

Güney ‘’oğluna sunacağın hayat bu mu Nil? İyi düşün…’’

Güney merdivenlerden hızla indi. Nil o andan itibaren çok düşündü. Güney haklıydı. Bugünkü mahkeme onun için son fırsattı. O ve oğlu için…

●●●

Genç adam hazır ve nazır bir şekilde kahvaltı masasına indi. Şefkat Hanım Devran’ı öyle görünce gözleri kamaşmıştı.



Şefkat ‘’oğlum benim.. ne kadar yakışıklı olmuşsun… gözlerim kamaştı valla.!’’

Devran ‘’teşekkürler babaanne.’’

Bade ‘’abi biz de geliyoruz seninle.’’

Devran ‘’hayır hayır, hiçbiriniz gelmeyin. Ben tek gideceğim. Zaten bu dava olmayacak, Nil’le konuşacağım onu ikna edeceğim. Bu benim son şansım. Bütün umutlarımı kaybetmişken EN SON ŞANSIM… sonun da sonundayım artık, en sondayım…’’

Bekir ‘’oğlum biliyorum çok ümitlisin ama bence yine de fazla ümitlenme. Daha büyük bir yıkım yaşamanı istemiyorum. Yeterince acı çektin zaten, bu kadarı kâfi… lütfen artık birbirinizi incitmeyin, iyi bir hayatınız mutlu bir aileniz olsun. Ama eğer olmazsa da lütfen hemen dağılma. Bunun için ümitlenme diyorum. Beni anlıyorsun değil mi oğlum?’’

Devran ‘’anlıyorum baba, ama Nil olmadan yaşamam mümkün değil. Beni en iyi sen ve Suat anlar. Siz de çok sevdiniz şimdi bana ümitlenmemekten bahsetmeyin. Nasıl ümitlenmeyeyim? Tek gayem Nil’i kazanmam, onun artık bana ait olması. Ben de üzüldüm bebeğimizi kaybettiğimize ama biz beraber oldukça her türlü acının üstesinden geliriz, yeniden bir aile kurarız yeniden yepyeni.. çok mutlu oluruz hem de çok…!’’

Suat ‘’inşallah Devran, inşallah güzel kardeşim… bu hayatta en çok istediğim şey artık sizin kavuşmanız.’’

Devran ‘’kavuşacağız abi, göreceksin. Eninde sonunda kavuşacağız…!’’

●●●

Varol, Güney, Nil kahvaltıdaydı. Nimet te servisi yaptıktan sonra oturdu kahvaltıya. Kahvaltı çok sessizdi. Nil Güney’le konuştuklarını düşünüyordu, Güney de Nil’in kararını değiştirip değiştiremediğini. Sessizliği Varol bozdu.



Varol ‘’eee gençler, neden sessiziz bugün? Biraz coşalım mı? Hadi sohbet edelim…’’

Kimseden ses çıkmayınca ciddileşti.

Varol ‘’öhöm.. o zaman iş bayağı ciddi desenize, mahkeme duvarı gibi yüzlerinize bakılırsa… sahi, kim öldü bugün, kimin yasını tutuyorduk ben unuttum(!)’’

Güney gülerek ‘’abicim sen yemeğine gömülsene, beynimi kemirdin ya…’’

Varol Güney’e ‘’hadi ordan(!) (Nil’e döndü ve) bugün mahkemen var Nil, biliyorsun.’’

Nil ‘’evet, var biliyorum.’’

Varol ‘’gelecek misin? Yani fikrin değişti mi?’’

Nil düşünceli bakışlarla gözleri dalarken ‘’ben.. çok düşündüm. Ama gelmeyeceğim Varol. Bu kadar zamandan sonra tekrar onun karşısına çıkmaya cesaret bulamıyorum.’’

Varol ‘’tekrar düşünsen-‘’

Nil ‘’fikrimin değişeceğini sanmıyorum.’’

Güney ‘’Nil.. bugün dışarı çıkalım mı seninle? Hem dolaşırız hem de biraz konuşur dertleşiriz.’’

Nil ‘’koridoru toparladıktan sonra, evet olabilir…’’

Varol ‘’halâ iş güç peşindesin be kızım, valla ayakta mı doğdun ne yaptın sen(!)’’

Güldüler. Nil de bu kadar içten ve mutlu insanın yanında gülümsemeye çalıştı azıcık ta olsa…

●●●

Nevin odasında oturuyordu. Bir iki hafta öncesini düşünmekten kendini alamıyordu. Son zamanda huzursuzlukları artmıştı. İlk kez biriyle beraber olmuştu hem de korunmadan.. ‘’eğer hamile kalırsam’’ diye düşünmeden kendini alamıyordu. Bu aptallığı yaptığına inanamıyordu, ama çok etkilenmişti Devran’dan. Adı Devran’dı bunun dışında hiçbir şey bilmiyordu onun hakkında gazeteleri düzenli takip etmediği için. ama eğer hamile kalırsa annesine ne hesap verecekti bilmiyordu. Onun da ötesinde bir durum vardı, eğer hamile kalma gibi bir durumla karşı karşıya kalırsa ne yapacağını bilemiyordu. O bunları düşünürken kapısı çaldı ve içeri annesi Süreyya Hanım girdi. Süreyya Hanım gezmesine tozmasına çok düşkün, kokana ve tilki gibi bir zekaya sahipti. Kocasını kaybettikten sonra da kendini iyice alışverişe ve gezmeye tozmaya vermişti.



Süreyya ‘’aaa kızım sen halâ hazır değil misin?!’’

Nevin ‘’ne için anne? Nereye gidiyoruz ki?’’

Süreyya ‘’ayol kardeşinle ayakkabı bakmaya gidecektin ya ne çabuk unuttun?’’

Nevin ‘’aklımdan çıkmış, ya ben çok yorgunum ayrıca siz gidin.’’

Süreyya ‘’aaa kızım bu ne hal? Cenaze mi çıktı bu evden hayret bir şey yaa! Kaç haftadır böylesin.’’

Nevin ‘’kendimi halsiz hissediyorum anne, biraz uyursam geçer.’’

Süreyya ‘’tamam o zaman, biz kardeşin Atiye’yle gidiyoruz. Bir iki saate döneriz oldu mu?’’

Nevin ‘’tamam anne… Atiye’ye de söyle çok uçuk kaçık alışveriş yapmasın. Geçen gittiğinde üç yüz liralık bir kıyafet almıştı. Beni deli etmesin durduk yere…’’

Süreyya ‘’aman, bir alışveriş hevesimiz vardı onu da kursağımızda bıraktın yaa.. seninle de hiçbir yere gidilmez hadi görüşürüz…’’

●●●


Mahkeme saatine daha bir saat vardı ama Devran Avukat Orhan’la erkenden gelmişti adalet sarayına. Koridorda yürürken Devran’ın gözleri Nil’i arıyordu.

Devran ‘’sence gelmiş midir?’’

Avukat Orhan ‘’henüz geldiğini sanmıyorum, daha bir saat var.’’

Devran içinden ‘’Allah’ım lütfen gelsin, lütfen.. bunu dilemeye biraz olsun hakkım var ne olur…!’’

●●●

Güney, Varol ve Nil villadan dışarı çıktılar. Bahçesinde yolları ayrıldı.



Varol ‘’hadi ben gideyim artık, vakit yaklaştı. Nil, gelmeyeceğine emin misin?’’

Nil ‘’…’’

Varol ‘’???’’

Nil ‘’eminim…’’

Varol ‘’peki…’’

Varol arabasına binip gittiğinde Güney de Nil’le kendi arabasına bindiler ve küçük bir İstanbul gezisine çıktılar. Güney sürekli saatine bakıp duruyordu. Daha vakitleri vardı, bu zaman zarfı içinde Nil’i ikna etmeye çalışacaktı Güney. Bayağı bir araba sürdükten sonra sahile geldiler. Yol boyunca hiç konuşmamışlardı. Sahile geldiklerinde ikisi de bir kayanın üzerine oturmuş konuşmaya başladılar.

Güney ‘’eşimi kaybettikten sonra ne düşüneceğimi bilememiştim. Hatta kendimi suçladığım bile oldu.’’

Nil ‘’nasıl yani? Niye ki?’’

Güney ‘’acaba onu bu kadar sevmeseydim uçup gitmez miydi ellerimden, Allah onu benden almaz mıydı diye çok düşündüm.’’

Nil ‘’niye? Bence bu çok saçma… hayır biliyorum bir neden arıyorsun ama ölümün nedeni yoktur ki, sadece vasıtası vardır. Zeynep te kaza vasıtasıyla vefat etmiş, bunun tek nedeni Allah’ın onu yanına almak istemesi. Senin onu çok sevmen değil…’’

Güney ‘’onun ölümünden sonra sevdiklerimin ellerimden kayıp gittiğini çok düşündüm. Zeynep’i de bebeğimizi de çok sevmiştim. İkisini de kaybettim. Sonra dedim ki ‘keşke yanımda olsaydı ben her şeyi yapmaya razıyım, bir şans daha olsaydı’ … ama olmadı işte…’’

Nil ‘’üzülme…’’

Güney ‘’senin halâ bir şansın var, neden bunu kullanmıyorsun? Ha, neden?’’

Nil ‘’…’’

Güney ‘’sana bir şey soracağım, cevabından korksam da bunu sormak zorundayım. Bana karşı dürüst olur musun?’’

Nil ‘’tabi…’’

Güney ‘’Devran hamile olduğunu mu bilmiyor, yoksa bebeğin varlığından önceden haberi var mıydı?’’

Nil ‘’düşürdüğümü sanıyor…’’

Güney ‘’NE?!!!’’

Güney aniden oturduğu yerden kalkıp kızgınca Nil’e baktı.

Güney ‘’SEN NE DEDİĞİNİN FARKINDA MISIN NİL?!! NE DEMEK BU?!!!’’

Nil ve Güney bakıştılar.

●●●

Mahkeme saatine yarım saat kalmıştı herkes salonda toplanmıştı. Devran, Avukat Orhan, Varol.. vesaire… Devran’ın gözleri halâ kapıdaydı ve Nil’in gelmesini umut ediyordu. Ta ki Varol Hakimden söz hakkı alıp konuşana dek…



Varol ‘’sayın hakim, müvekkilim Nil Harmangil bütün yetki ve vesareti bana verdi. Davaya katılmamayı talep etti.’’

Devran bunu duyduğunda son yarım saat için bütün umutları kül olup yanmıştı yüreğinde…

●●●

Güney ‘’şuandan itibaren beni durduramazsın Nil! Gidip Devran’a her şeyi hem de her şeyi anlatacağım!! Bunu saklayamazsın mümkün değil!’’



Nil ‘’Güney lütfen!’’

Güney ‘’ya sen bunu nasıl yaparsın Nil?! Devran’ı varken oğlundan nasıl koparırsın, nasıl ayırırsın?! Buna yüreğin nasıl elveriyor?!! Hiç mi yüreğin sızlamıyor ha hiç mi?!’’

Nil ‘’hiçbir şey bilmiyorsun Güney.’’

Güney ‘’sorun değil! Bildiklerim bana yeter…!’’

Güney giderken Nil yere çökerek genç adamın tek bacağına kenetledi ellerini ve durdurdu onu.

Nil yalvarırcasına ‘’ne olur Güney…! Bunu yapma bana lütfen!! Devran’a hiçbir şey söyleme, gitme lütfen! LÜTFEN!’’

Güney Nil’in bu yalvarışlarına kulak tıkamasının çok zor olduğunu bile bile yine de kararından dönmeyi düşünmüyordu. Devran’a her şeyi anlatmaya karar vermişti bir kere. Geri dönemezdi… bu Devran’ın en doğal hakkıydı.



-52-

Gözlerini önünde çökmüş yalvaran ve onu durdurmaya çalışan kıza çevirdi Güney. O an ona karşı bir zaafı oluştuğunu hissetti genç adam. Eğildi ve genç kızı ayağa kaldırdı, çenesine yumuşak bir şekilde dokunup bakıştılar. Güney kaşlarını yumuşak bir ifadeyle çattı.

Güney ‘’Devran bunu öğrenmek zorunda, bu onun en doğal hakkı. Onu oğlundan ayırmaya ne senin hakkın var ne benim ne de bir başkasının…’’

Nil ‘’bunu yapma Güney.! Bunu bana yapma, lütfen… sana yalvarıyorum yapma.’’

Güney ‘’bana bir sebep söyle. Gitmemem için bir sebep…’’

Nil ‘’her şeyi anlatırsam gitmekten vazgeçebilir misin?’’

Güney ‘’her şey?’’

Nil ‘’her şeyi.. yaşadığım her şeyi… zorunda kalmasam kimseye anlatmayacağım kadar gizli olan her şey.’’

Güney merakla Nil’e baktı. Ne anlatmaya çalışıyordu bu kız? Merakına yenildiğini hissetti.

●●●

Hiç kimse için hazırlanmadığı kadar hazırlanmıştı genç adam, giyinip kuşanmıştı Nil için ve onu ikna etmek için kendi kafasında milyonlarca konuşma hazırlamıştı onu görünce unutacağını bile bile. Ama o.. GELMEMİŞTİ. Ve bütün dava boyunca hiçbir şey diyememişti, suskunluğunda boğulmuştu. Kendi adına avukatı konuşup durmuştu, dava bitmişti. Devran ve Nil BOŞANMIŞLARDI İŞTE. Bunu kendi kulaklarıyla duymadan inanamamıştı Devran, Nil bir yerlerden çıkacak ve onu ikna edecekti sonra da boşanmaktan vazgeçip evlerine gideceklerdi. Ama buna dair bütün umutları yıkılmıştı. Dava bittiğinde mahkeme salonundan çıktı. Sendeleyerek büyük binadan çıktı ve konuşan avukatını dinlemeden arabasına binip hızla uzaklaştı oradan. Avukat Orhan’sa Devran’ın ardından bakakaldı.



Avukat Orhan ‘’Devran!! Devran nereye?!’’

Devran’ın halini görünce endişe etmişti Avukat Orhan. Hemen Suat’a telefon edip durumu anlattı.

●●●

Nil ‘’zorla evlendik biz.. o da sevmiyordu beni ben de onu sevmiyordum. Onun babası benim anneme aşık olmuş, Devran’ın annesini terk etmiş. Annemle yeni bir hayat kuramayacağını bil bile… Türkan Hanım da bunun intikamını benden almaya çalışıyordu. Devran beni tehdit etti, babamı öldürmekle… ben de onunla evlenmek zorunda kaldım.’’



Güney ‘’sen ciddi misin Nil?! Seni tehdit mi etti? Hem de babanı öldürmekle…!-‘’

Nil ‘’bitmedi, hatta yeni başlıyor. Bana zorla sahip oldu.’’

Güney ‘’ne?! Bir dakika bir dakika.! Bunu.. bunu o mu yaptı?! Nasıl yapar bunu?!!’’

Nil oturduğu yerde başını ellerinin arasına alıp yere düşünceli bir şekilde baktı. Bunları Güney’e anlatmak ne kadar doğruydu bilmiyordu ama eğer anlatmasaydı da Güney Devran’a gidip her şeyi anlatacaktı.. Bütün gerçekleri…

Güney ‘’Nil, bana bununla sınırlı kaldığını söyle. Yoksa her an aklımı kaçırabilirim. Ya bunu yapması bile düpedüz aşağılık bir davranış!! Sen.. Nil sen ciddi misin?’’

Nil ‘’şaka yapar gibi bir halim var mı? Keşke sana bunlarla sınırlı kaldığını söyleyebilsem.. ama üzgünüm…’’

Güney ‘’ne yani? Daha başka ne olabilir ki? Bundan daha ne kadar düşebilir ki?!!’’

Nil ‘’Devran yaptıklarına pişman olup intikam sevdasından vazgeçti ama annesi.. ASLA.! Sonuna kadar bana acı çektirmeye niyetliydi. Hiçbir zaman durmayacaktı, hiçbir şey onu durduramayacaktı. Devran planının dışına çıkınca ve intikam oyunundan vazgeçince Cem’i üzerime musallat etti.’’

Güney ‘’Cem?’’

Nil ‘’meşhur Devran’ın, meşhur kardeşi…’’

Güney ‘’Nasıl yani? Cem denen o adam ne yapmış olabilir ki?’’

Nil ‘’…’’

Nil aldığı derin nefesi hızla verdi ve ellerini başının üzerinde kenetledi. Başına gelenleri her anlatışı ve hatırlayışı onda baş ağrısı yapıyordu. Güney’se şaşkınlıklardan şaşkınlıklara gark ediyordu. Nil’in daha neyi anlatmak istediğinin yeni farkında vardı. Gözleri sinirle büyümüş hışımla Nil’e bakıyordu.

Güney ‘’yoksa.. yoksa…! O da mı Nil?!!’’

Nil ‘’niyeti oydu. Ama.. başaramadı. Devran beni kurtardı, ben de kendimi korumak amaçlı Cem’i yaraladım.’’

Güney ‘’biran gerçekten aklımı kaçıracağımı, delireceğimi sandım.’’

Nil ‘’Cem vazgeçmedi, hiç vazgeçmedi. Ondan sonra zaten hamile olduğumu falan öğrendim. Daha sonra çok düşündüm, bu çocuğu doğuramazdım. Ama tam böyle düşünürken bana yardım eden tek kişi Devran’ın babaannesi Şefkat Anneydi. O aileye hiç benzemiyordu, gerçek olamayacak kadar iyiydi. Aklımı kaçıracak gibi hissediyordum kendimi kararsızlıkların ortasında kalmıştım. Devran’ın sevgilisi de vardı ayrıca Asu diye… benden önce bir şeydi ama ikisi de birbirini seviyordu bence.. ben öyle düşünüyordum. Asu Devran’ı kazanabilmek için her şeyi göze almıştı, her türlü tehlikeyi…’’

Güney ‘’nerden biliyorsun? Belki o kadınınki karşılıksız bir aşktı. Bundan emin olamazsın.’’

Nil ‘’Cem bir gece uyandığımda gizlice odamda duruyordu öylece. Nasıl girdiğini anlayamadım, korktum. Bağırmak istedim ama yapamadım. Halâ emelinden vazgeçmediğini anlayınca da kendimi korumak için elimi kana buladım.’’

Güney ‘’N-NE?! Nasıl yani? Ne yaptın Nil?!’’

Nil ‘’onu.. onu bıçakladım.’’

Güney ‘’ne diyorsun Nil?!’’

Nil ‘’sözümü kesme.. hapse girdim. Uzun bir süre hapiste kaldıktan sonra komadan çıktı ve şikayetini geri aldı.’’

Güney ‘’zahmet olmuş(!) bir de geri almasaymış şikayetini.!’’

Nil ‘’Devran üzerinde baskı kurup onu zorlamış. O da şikayetini geri aldı. Hapiste yaşadıklarımı anlatmıyorum bile. İyi arkadaşlarım vardı, beni koruyorlardı ama bazıları tarafından kötü muamele görüyordum. Saçma sapan işler işte… şişlendim bir kere orda…’’

Güney ‘’bir dakika.! Ne diyorsun Nil sen?!! Nil bu.. bu kadarı çok fazla.! Bak bebeğe bir şey olmaması dünyada gördüğüm en büyük mucizelerden biri şuan. Bunların hepsi dolaylı olarak Devran yüzünden mi oldu yani?’’

Nil ‘’bunlar yüzünden evi terk etmedim. Asu’nun Devran’dan hamile olduğunu öğrendim. Elinde gerçek bir testle karşımda dikildi Asu ve Devran’ın benim yüzümden onu ortada bırakacağını söyledi. Biliyorum, çok saçma ama onun bebeği için kendi bebeğimin geleceğinden vazgeçtim. Ben.. kendi başımın çaresine bakabileceğimi düşünüyorum. Gerçekten bunu yapabilirim Güney.. bak ne olur hemen hemen her şeyi anlattım sana lütfen gidip Devran’a her şeyi anlatma. Çünkü artık onu hayatımda istemiyorum. Artık bebeğime huzurlu ve iyi bir gelecek vermek istiyorum. Ne olursun bunu bana çok görme.’’

Güney ‘’haklı olabilirsin belki ama..’’

Nil ‘’ben oğluma yalan dolu, kötülük dolu bir hayat vermek istemiyorum. Annesinin yaşadıklarının bedelini ödesin istemiyorum, onun harika bir hayatı olsun istiyorum. Gerekirse bunun için her şeyi yaparım, canımı bile veririm. Lütfen bunu benim elimden alma Güney. Ne olur…’’

Güney ‘’peki bu bebek babasız harika bir hayat yaşayabilir mi Nil? Buna inandığını söyleme bana.’’

Nil ‘’babasız büyüyen yüzlerce çocuk var.’’

Güney ‘’ama hiçbirinin harika hayatları yok. Sense evladına harika bir hayat sunmayı düşünüyorsun. Ekonomik özgürlüğün bile yok, Varol’un yanında ne kadar harika büyütebilirsin oğlunu? Varol’dan aldığın maaş oğluna da sana da yeter mi? Oğluna harika bir hayat yaşatmaya o maaş yeter mi sanıyorsun?’’

Nil ‘’bilmiyorum, bilmiyorum Güney üstüme gelme. Elimden geldiği kadar mutlu etmeye çalışacağım onu. Yeter ki entrikaların ortasında büyümesin. Bunun için her şeyi yaparım. Eğer orda büyürse Türkan Hanım da Cem de ona rahat vermez biliyorum. Ben.. (gözleri dolarak) ben istemez miydim onun da herkes gibi babası olsun… ama olmuyor işte, hepsi bir arada olmuyor. Hem yalansız hem mükemmel hem de babalı bir hayat sunamıyorum yavruma. Ne yapabilirim?!’’

Güney ‘’şşt… tamam, bak her şey düzelecek. Ben hep sizin yanınızda olacağım. Sen çok güçlü bir kızsın. Her şeyin üstesinden gelebilirsin. Ben sizin rahat bir hayat yaşamanız için her şeyi ama her şeyi yapacağım… söz veriyorum.’’

Genç adam Nil’e masum bir şefkat duygusuyla sarıldı. Bundan sonra hayat herkes için çok farklı olacaktı biliyorlardı.

●●●


.BİRKAÇ HAFTA SONRA.

Her şey şimdiden değişmeye başlamıştı bile. Nil özgür bir kadındı artık, Devran’dan boşanmıştı. Devran da özgür bir erkekti artık ama Nil’in aşkının esareti altındaydı halâ. Artık hiçbir şeyi düşünemez olmuştu. Ne haftalar önce beraber olduğu Nevin’i, ne de başka bir şeyi… tempolu bir şekilde çalışırken düşündüğü tek şey Nil ve onun buğulu etkileyici gözleriydi. O harika gözlere bakmayalı ne kadar çok olmuştu öyle. Adeta efsunlu bakışları ardında kaybolmayalı uzunca bir zaman olmuştu. O bakışların yokluğu Devran’ı öldürse de alışmaya çalışıyordu çünkü elinden başka bir şey gelmiyordu. Artık boşanmışlardı. Önce aralarındaki en önemli bağ kopmuştu, bebeğini kaybetmişlerdi. Sonra da son ümidi son bağı kopuvermişti incecik bir ip gibi. BOŞANMIŞLARDI. Artık yaşayıp yaşamadığının bir önemi yoktu Devran için. Çünkü Nil olmadan yaşamak, yaşamak değildi artık.

●●●

Haftalar önce yaşadığı yıkımı bir tek en yakın arkadaşı Filiz’e anlatmıştı Nil. Devran’la beraber olmuştu ve bunun sonucunda hamile kalabilmiş olma ihtimali her hafta daha da yükseliyordu. Mide bulantıları, baş dönmeleri ve iştahsızlık durumları artmıştı. Son haftalar beklediği reglisi de gecikmişti. Son nokta olarak küçük bir çocuk gibi arkadaşının önünde başını öne eğmişti. Filiz bu gibi bir durumla ilk kez karşılaşmasına rağmen arkadaşının gözü önünde olgun karşılamıştı bu durumu.



Filiz ‘’sen telefonda durumu anlatınca ben de tedarikli geldim.’’

Nevin ‘’nasıl?’’

Filiz ‘’test aldım eczaneden.’’

Nevin ‘’Filiz.. çok korkuyorum. Eğer hamileysem ne yapacağım?’’

Filiz ‘’gidip kapısına dayanacaksın adamın, ne yapacaksın? Hayret bir şey ya!’’

Nevin ‘’ya saçmalama Filiz, bir gecelik bir şeydi. Adamın beni istediğini nerden biliyoruz? Beni istemeyecek. Hem o evli galiba, ya da sevdiği biri var. Sevdiği kızın adını kulağıma fısıldayan bir adamın kapısına nasıl dayanabilirim ki?!’’

Filiz ‘’Süreyya Teyze duyarsa ne olur biliyor musun? Senden önce o kapısına dayanır kimse artık o adam!’’

Nevin ‘’yapma ne olur Filiz.. bu konu aramızda bir sır olarak kalsın Allah Aşkına. Bak Allah’ın adını verdim diyorum!’’

Filiz ‘’kızım iyi hoş ta.. ben saklasam da saklamasam da Süreyya Teyze enine sonunda duyacak. O zaman ne olacak?’’

Nevin ‘’nerden duyacak?’’

Filiz ‘duymasa bile anlar, karnın büyümeye başlayınca…-’’

Nevin ‘’karnım büyümeye falan başlamayacak.! Eğer böyle bir durum varsa aldıracağım Filiz, başka yolu yok bunun.’’

Filiz ‘’offf… saçmalama Nevin!’’

Nevin ‘’ya şimdi bunları düşünmeyelim.! Belki kuruntu yapıyoruzdur. Hadi ver şu testi de yapalım.’’

Filiz ‘’iyi.. Süreyya Teyze öğrenirse tefe kor beni valla. Yardım ve yataklıktan(!)’’

Nevin ‘’şu durumda bile şaka yaptığına gerçekten ama gerçekten inanamıyorum Filiz.! Gerçekten!’’

Filiz ‘’tamam, sinirlenme. Ucunda ölüm yok ya.. hamileysen hamilesin. Tek başına yapmadın ya, adamı da arar buluruz.’’

Nevin ‘’…’’

●●●

Nil kahvaltı eden Varol ve Güney’in yanına geldi.



Varol ‘’günaydın Nil’cim. Hadi soğutmadan kreplerin başına geç. Ona verdiğin tarifi uygulamış Nimet Teyze, seninki kadar olmasa da çok güzel olmuş.’’

Nimet ‘’sıpa seni sıpa! Yıllardır doyur besle, sonra sana neler söylesin böyle(!)’’

Güney güldü.

Varol ‘’kırılma be sultanım, senden iyi anne mi olur ya?’’

Nil ‘’ben oturmayacağım Varol, senden bir şey isteyecektim.’’

Varol ‘’Hay Allah, bir şey mi oldu? Meraklandım şimdi.’’

Nil ‘’yok, bir şey olmadı. Ben.. annemin yanına gitmek istiyorum Varol. Onu dünya gözüyle görmek istiyorum.’’

Varol heyecanla ayağa kalktı ‘’mektubu okudun mu?!’’

Nil ‘’haftalar önce…’’

Varol ‘’neden söylemedin bize peki?!!’’

Nil ‘’çok düşündüm, içimde çok gelgit yaşadım. Benden sonra kendine başka bir dünya, başka bir aile kurmuş. Ama o ailede ben yokum, buna kızıp durdum ama ona hiç sormadım nedenini. Hem dünya gözüyle babamı göremeden hakkın rahmetine kavuştu, ölümlü dünya belki annemi de böyle kaybedebilirim. Bu küslüğün bir anlamı olmadığına karar verdim. Gidip en azından geçerli sebeplerini öğrenmek istiyorum. Tabi seni de mağdur bırakmak istemiyorum, sen de izin verirsen gideceğim.’’

Varol ‘’izin kelimesi sönük kaldı biraz, sen git ya ben biraz daha pisliğin içinde kaybolabilirim(!) çünkü ben alışkınım pasaklılığa biliyorsun(!) aklın bende kalmasın yani(!) ama sen geldiğinde burada seni nelerin bekleyeceği konusunda bir söz veremem ona göre(!)’’

Nil gülerek ‘’ben tahmin edebiliyorum, dağınık bir ev(!) çöplük gibi(!)’’

Güney Varol’a ‘’bak, Nil bile seni tanımış artık ne diyeyim ben sana(!) pasaklı(!)’’

Varol ‘’ha ha ha ha ve ha yani çok güldüm kanka haa(!)’’

Güney ‘’gerçek bu oğlum(!)’’

●●●

Test sonucunun pozitif çıkması iki genç kızı büyük bir şoka uğratmıştı. İş ciddiye binince ikisi de korkmuşa benziyordu. Hele ki Nevin’in eli ayağı zangır zangır tir tir titriyordu. Filiz bu durum karşısında her ne kadar olgun ve soğukkanlı kalmaya çalışsa da başarılı olup olmadığı muammaydı.



Filiz ‘’tamam.. sakiniz… ya böyle durumlarda gebelik testinin yanlış çıkma ihtimali var. Bak tamam, ben kuzenimin bir arkadaşını arıyorum. O kadın doğum uzmanı, yarın için randevu alıyorum ve bu iş bir netliğe kavuşuyor tamam mı?’’

Nevin ‘’Allah ne yaptım ben ne yaptım?!! Ne yapacağım ben Filiz?!’’

Filiz ‘’eğer biraz sakin olursan ne yapacağımıza beraber karar vereceğiz. Hem biraz sessiz ol! Süreyya Teyze duyarsa canımızı okur.!’’

Kapıyı hışımla açan Süreyya şüpheli bakışlarla odada gezinen bakışlarını Filiz’de kilitledi.

Süreyya ‘’niye sizin canınızı okurmuşum ben?! Yine ne haltlar karıştırıyorsunuz iki arkadaş?!’’

Nevin ‘’annemin kapı dinleme gibi bir alışkanlığı olduğunu söylemeyi unutmuşum Filiz. Kusura bakma…’’

Nevin laf kalabalığı yaparken Filiz de testi saklamaya yeltendi. Arkasına sakladığı gebelik testini Süreyya Hanımın fark etmesiyle bütün entrikalar renk değiştirdi. Büyük bir korku Nevin’in endişeli suratını fethetmişti.

Süreyya ‘’ne saklıyorsunuz arkanızda siz?!!’’

Nevin ‘’anne.. ben… bir şey yok.’’

Süreyya ‘’sen karışma!’’

Süreyya zorla Filiz’in arkasında sakladığı şeyi yakaladı ve gebelik testini gördüğü anda endişeli gözleri Nevin’e çevrildi. Annelik hisleri yanılmıyorsa bu kesinlikle Nevin’indi ama yine de ortaya soruverdi sorusunu.’’

Süreyya ‘’bu test kimin?! Hemen bir açıklama istiyorum!’’

Filiz ve Nevin endişeli bakışlarla önce birbirilerine sonra da Süreyya Hanıma bakmaya başladı.

●●●


Güney ve Nil arabadaydı. Nil’i annesinin evine götürüyordu Güney. O yöne doğru yol almışlardı.

Güney ‘’fikrinin değişmesine çok sevindim Nil. Sen öyle güçlü öyle faziletli bir kızsın ki… senin gibilerini bu dünyada bulmak çok zorlaştı artık. Adım başı yalan dolan, entrika, ahlaksızlık… sense onca ahlaksızlığın içinden tertemiz bir şekilde çıkmışsın. Yaşadığın onca şeye rağmen… bir erkek olarak bunları senden dinlemek utandırdı beni. Ama sen.. ben haftalardır sürekli bunu düşünüyorum Nil. Kesinlikle bu güçlü mücadelende her zaman yanındayım bunu unutma olur mu?’’

Nil ‘’unutmam Güney, çok teşekkür ederim. Ben.. ben artık yaşadıklarımın çocuğuma sıçramasını istemiyorum. Ona tertemiz bir hayat sunmak istiyorum, sıfırdan…’’

Güney ‘’her zaman bunun için uğraşacağım. Sizi asla yalnız bırakmayacağım Nil. Şimdi annenin evinin adresini alabilir miyim?

Nil elindeki adresi Güney’e verdi. Adresi verirken elleri birbirine değdiği anda Güney çarpıldığını hissetti. Öylesine bir etkilenmeydi ki bu, elini hemen ayırdı. O an elini Nil’in elinden ayırmasaydı kaza yapabilirdi. Adrese baktı ve ona göre yön aldı.

●●●


Süreyya elindeki testi hışımla masanın üzerine koydu. Salonda Filiz ve Nevin’i sıraya dizmişti. Asker gibi dizilmişti adeta ikisi de…

Süreyya ‘’sen bunu bana nasıl yaptın Nevin?!! Sen beni öldürmek mi istiyorsun?! Bunu bana nasıl yaptın? Ne yapacağız şimdi?!! Aile şerefimizi beş paralık ettin! Beş paralık ettin!!! Sen nasıl bir evlatsın, yüreğime mi indireceksin benim! Ha yüreğime mi indireceksin! Sana ne kısmetler bulmuştum, zengin varlıklı yakışıklı! Hepsi hayal oldu hepsi!!’’

Süreyya Hanımın siniri salonu adeta alevden geçiriyordu. Filiz kadının sinirini bastırıp ortamı yumuşatmak için Nevin’le aralarındaki sırrı açık etmek zorunda kaldı.

Filiz ‘’Süreyya Teyze biliyorum suçluyuz ama.. bu hayallerin henüz hayal olmuş değil. Her an gerçek olabilir…’’

Süreyya sinirle ‘’nasıl olacakmış o?! Ha nasıl olacakmış?!!’’

Filiz ‘’bebeğin babası zaten zengin varlıklı yakışıklı. Ne ararsan var yani.’’

Nevin ‘’Filiz ne yapıyorsun sen yaa?! Ne yapıyorsun?!!’’

Filiz ‘’ya bir sus kızım! Hayret bir şey.. ne yapayım söylemek zorunda kaldım.’’

Süreyya ‘’kim bu adam? Tanıyor muyuz? Tanıyor musunuz siz bunu, gördünüz mü?’’

Filiz ‘’ben gazetelerde çok gördüm şahsen kendisini.. Devran HARMANGİL.’’

Süreyya ‘’N-NE?!!’’

Süreyya Hanım bu ismi duyunca sinirleri gevşemişti, daha şimdiden birbirinden güzel planlar yapmaya başlamıştı bile. Kafasında kurduğu her plan birbirinden daha çok entrika kokuyordu. Bu adamı çok iyi tanıyordu, çok zengin ve varlıklı bir iş adamıydı ve yakışıklıydı da.. kesinlikle kızıyla evlenmek zorunda kalmışken bu fırsatı kaçıramazdı Süreyya Hanım. Artık sırada sinirlenmek yoktu, aklını çalıştırmak vardı.

●●●

Güney ve Nil adresteki eve gelmişlerdi. Ev şirin, üç katlı bir evdi. Yıkıntı bir harabe de değildi, oldukça bakımlı ve bahçesiyle balkonları olan bir evdi. Nil eve bakarken, gözlerini gezdirdiği eve gidip gitmeme konusunda kararlılığını koruyamıyordu. Mesafeleri aştıkça, annesine yakınlaştıkça cesareti azalıyordu. Güney’se bunun farkındaydı, arabayı bahçede durdurdu ve arkadaki Nil’e döndü.



Güney ‘’Nil.. girmeyecek misin?’’

Nil ‘’…’’

Güney ‘’???’’

Nil ‘’ben.. korkuyorum. Yüzleşmek istiyor muyum istemiyor muyum bilmiyorum.’’

Güney ‘’ama yüzleşmek zorundasın, bu senin için en iyisi biliyorsun…’’

Nil ‘’biliyorum…’’

Güney ‘’hadi in, onların yanına git. Sen gittikten sonra beş dakika bekleyeceğim. Dönmezsen gideceğim ve akşama yine dönüp seni buradan alacağım.’’

Nil ‘’gerek yok, ben taksiyle dönerim.’’

Güney ‘’olmaz, ben geleceğim. Hadi in…’’

Nil ürkek gözlerle Güney’e baktı. Ama Güney’in bakışları onu cesaretlendiriyordu. Genç kız arabadan usulca indi ve Güney’e el salladı. Güney de aynı şekilde gülümseyerek genç kıza el salladı. Genç kız arkasını dönüp eve heyecanla baktı. Usul usul adımlarını atarken evin önüne gelmişti bile. Kapıyı çalıp çalmama konusunda o kadar tereddüt etti ki.. ama eninde sonunda çaldı kapıyı. Bu anı rüyalarında öyle çok görmüştü ve etkilenmişti ki… rüyalarında bir türlü kapıyı çalamıyordu, eli varmıyordu çalmaya. Ama bu sefer bunu başarmıştı. Kapıyı ilk çalışında kimse açmadı. Bir kez daha çaldıktan sonra kapıyı genç, yakışıklı ve uzun boylu bir adam açtı. Bu mektupta bahsettiği abisi miydi? Biran bunu düşünmeden edememişti.

‘’buyrun, kimi aramıştınız?’’

Nil ‘’ben.. ben… ben Şehrazat Hanımı aramıştım.’’

Bu sırada Şehrazat Hanım kapıdaki sesleri duyarak kapıya doğru ilerlemeye başladı.

‘’ben oğluyum, siz kimsiniz? Yani Şehrazat Hanımı neden arıyorsunuz?’’

Nil ‘’ben.. (utana sıkıla) ben onun kızıyım.’’

Şehrazat ‘’NİL.. KIZIM!!!’’

Kapıya gelen kadının sesini duyan Nil gözlerini onda kilitledi. O an ne hissettiğini kendisi de bilemiyordu.



Yüklə 3,07 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin