(Bakara-2/56)(Sümme be'asnâküm min ba'di mevti-küm le'alleküm teşkürun; )
“Sonra, şükredesiniz diye ölümünüzün ardından sizi tekrar dirilttik.”
**********
Bütün bu hadiselerden “Sonra, işin aslını anlayıp şükredesiniz diye daha evvelce sizi beşeriyet ölümünüzün ardından, hakikatiniz itibariyle yaşamınıza dönmeniz için, sizi tekrar dirilttik.” Umulurki, bu tecrübenin kıymetini bilirsiniz.
**********
(Bakara-2/57) (Ve zallelnâ aleykümülğamame ve enzelnâ aleykümülmenne vesselva* külu min tayyibati ma rezaknaküm* ve ma zalemuna ve lâkin kanu enfüsehüm yazlimun; )
“Ve üzerinize bulutları gölgelik kıldık. Ve üzerinize kudret helvası ile -Selva denilen- yelve kuşunu indirdik. Size rızk olarak verdiğimiz şeylerin pak -helâl- olanlarını yiyiniz -dedik-. Bize zulmetmiş olmadılar ancak kendi nefislerine zulmeder oldular.”
*********
Zât-î tecellimizin ateşinden ve aydınlığından zarar görmemeniz için “Ve üzerinize esmâ ve sıfat bulutları gölgelik kıldık. Bunları idrak etmeniz için Ve üzerinize
249
size hakikat-i İlâhiyyeden, ma’nâ tatlısı olan kudret helvası ile - gök ilimlerinden olan, gönlünüze Selva denilen- yelve kuşunu indirdik. Maddi ve ma’nevi, Size rızk olarak verdiğimiz şeylerin pak -helâl- olanlarını yiyiniz -dedik-. Bunları ayırt etmeyip her türlüsünü kullandıklarından dolayı, Bize zulmetmiş olmadılar Çünkü bunları belirtilen şekilde İlâh-î yönleri ile kullanmadıkları için bu dünya günlerinde, ve gelecek ahiret günlerinde de kendilerine zararı olacağı için, ancak kendi nefislerine zulmeder oldular.”
**********
(Bakara-2/58) (Ve iz kulnedhulu hezihilkaryete fekülü minhe haysü şi’tüm ragaden vedhulülbabe sücceden ve kûlü hıttatün nağfirleküm hatayaküm ve senezîdül muhsinîne)
“Ve hani demiştik ki: Şu kasabaya girin, ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyiniz. Kapısından secde ederek giriniz ve "hitte" deyiniz, sizin için hatalarınızı bağışlayalım. Ve iyilik edenlere -mükâfatı- daha artıracağız.”
**********
“Ve hani demiştik ki: Bu kadar yolculuk meşakkat ve tecrübelerden sonra Şu tenzîh mertebesi ruh kuds’ü olan kasabaya girin, ondan ihtiyacınız olan ilimlerden dilediğiniz makam da, yerde bol bol tecelli ve tenzî hi bilgilerden ma’nevi gıdalardan yiyiniz. Ve bu makamın gönül Kapısından tevazu idrak ve hörmetle secde ederek giriniz ve beşeri-nefsi günahlarınızdan töve ederek "hitte" deyiniz, sizin için hatalarınızı bağışlayalım. Ve böylece
250
hem kendilerine hem çevrelerine iyilik edenlere –ve seyr-ü sülûkları zamanında gayret gösterip azm edenlere mükâfatı- daha artıracağız.”
**********
(Bakara-2/59) (Febeddelellezine zalemu kavlen gayrallezi kıle lehüm fe enzelnâ alellezine zalemu riczen minessemâi bimâ kânû yefsükune.)
“Derken, onların içindeki zâlimler, sözü kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de haktan ayrılmaları sebebiyle, o zâlimlere gökten bir azap indirdik.”
**********
Bunlar bu sözü değiştirdiler, yani Cenâb-ı Hakkk’ın onlara “ve kulu hıttatün nağfir leküm” “hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)” deyiniz dediği cümledeki “hıtta” kelimesini “hıttai hamra” ya çevirmişler yani “Ya Rabbi bize kırmızı buğday ver” diye çevirmişler ve şehre öyle girmeye kalkmışlar yani secde etmekten imtina etmişler, onlar için denildi, böyle yaptıkları için o zulmedenlerin üstüne indirdik, gökyüzünden bir kötülük, bir pislik indirdik onların üzerlerine, daha önceleri onlara gökyüzünden nimet gelirken yapmış oldukları ters bir olaydan dolayı bu sefer pislik indirdik üzerlerine deniyor, bozgunculuklarından dolayı, bu sözden sonra Kudüs-ü şerife giremiyorlar, Cenâb-ı Hakk yasaklıyor onlara ve kırk sene sahralarda dolaşıyorlar, bu kırk sene içerisinde “hıntaihamra” talebinde bulunanlar vefat ediyorlar ancak onlardan sonra yetişen gençler Kudüs-ü Şerif’e giriyorlar.
**********
251
Kayadan su çıkması.
(Bakara Sûresi-2/60-64)
(Bakara-2/60) (Ve izisteska Mûsâ likavmihî fekulnadrib Bi'asakelhacer* fenfecerat minhüsneta aşrete aynen, kad alime küllü ünasin meşrabehüm* külu veşrabu min rizkıllahi ve lâ ta'sev fîl' Ardı müfsidîn; )
“Hani, Mûsâ kavmi için su dilemişti. Biz de, “Asanı kayaya vur” demiştik, böylece kayadan on iki pınar fışkırmış, her boy kendi su alacağı pınarı bilmişti. “Allah’ın rızkından yiyin, için. Yalnız, yeryüzünde bozgunculuk yaparak fesat çıkarmayın” demiştik.”
**********
Yine o vakti hatırla ki, Mısırdan çıktıktan sonra kavmi Mûsâ’dan su talep etti, Mâsâ’da kavmi için Cenâb-ı Hakk’tan su talep etti, ama bu olay Kudüs-ü Şerif’e giriş hadisesinden önce olan bir olaydır ; Biz dedik ki Mûsâ’ya asanı şu taşa vur! ve oradan On iki kaynak, On iki göz olarak su fışkırdı akmaya başladı, ve insân’lar nereden su içeceklerse o yerlerini bildiler, On iki kaynaktan çıkan sudan hangi sıpta yani sülâlaye hangi kaynak ayrılmışsa oradan içtiler sularını, birbirlerinin sularından içmediler, işte hangi mertebenin insân-ı kaynağı nereden ise oradan suyunu almakta ve ayrıca diğer bir ifade ile bir tarikat yolcusu On iki dersin neresinde ise suyunu o anda o mertebe içerisinden almaktadır. Yiyiniz, içiniz Allah’ın rızkından, yalnız yeryüzünde bozguncu olarak yürümeyiniz, yani ben
252
tarikat ehliyim diyerek kendinden aşağılarını hor görme, bozguncu olarak gitme, kendi halinde devam et.
Dostları ilə paylaş: |