(İkinin ikincisi) ile, bir bakıma, genel yorum olarak peygamber Efendimiz kastediliyor ise de, İş’âri ma’nâda, aslında “ikinin birincisidir” Ancak mevzuya hakikati itibariy-
206
le baktığımız zaman, “ikinin ikincisi” peygamber efendimi- zin “Ene misliküm beşer” ikinci zuhur mahalli olan beşeriyet yönüdür. “Allah, bizimle beraber.” hükmü ise “birinci Hakikat-i Muhammedî” yönüdür.
-------------------
M. Hamidullah hadislere dayanarak olayları şöyle aktarır: "Hz. Ebu Bekir mağaraya girince orada gördüğü delikleri, yılan vb. zararlı hayvanların girmesine engel olabilmek için üzerindeki örtüyü yırtarak tıkadı. Sonra Rasûlüllah (s.a.s)'ı içeri çağırdı. Ancak delikleri kapamada kullandığı bez, son deliği kapatmaya yetmemişti. O deliği de ayak topuğu ile kapamıştı. Gerçekten de bu delikten gelen bir yılan Hz. Ebu Bekir'i acı bir biçimde ısırmıştı. Hz. Peygamber, son derece yorgun olması hasebiyle dostunun dizine başını dayayarak uyuyakalmıştı. Hz. Ebu Bekir, topuğunda hissettiği acıya rağmen hiç kımıldamadı, fakat çektiği acı gözlerinden yaşların boşalmasına yol açmıştı. Rasûlüllah (s.a.s)'ın yüzüne bu yaşlar dökülünce hemen uyandı. Durumu öğrenince Hz. Muhammed (s.a.v), kendi tükrüğünü ilaç olarak ısırılan yere sürdü. Bir süre sonra ayağı tamamen iyileşmişti"
-------------------
Âyeti kerîmede geçen “sekîne” kelimesi hakkında bilgi ile yolumuza devam edelim:
-------------------
…….
Bakara-2/248- (fîhi sekînetun min rabbikum ve bakiyyetun mimmâ terake âlu Mûsâ ve âlu Hârûne tahmiluhul melâikeh, inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn.)
207
“Ve onların Peygamberi, onlara dedi ki: “Muhakkak ki onun melikliğinin âyeti (delili), içinde Rabbinizden sekînet ve Hz. Musa ailesinin ve Harun ailesinin bıraktığı şeylerden bakiye (kalıntı) bulunan, meleklerin taşıdığı bir tabutun (tahta sandığın) size gelmesidir. Muhakkak ki bunda, sizin için elbette âyet (delil) vardır, eğer siz mü'minlerseniz.”
-------------------
Dostları ilə paylaş: |