GöNÜlden esiNTİler: (6) peygamber (6) hz. Muhammed rasûLÜllah


(Küntü nebiyyen ve Âdeme beynel mâi vettıyni)



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə25/155
tarix07.01.2022
ölçüsü1,36 Mb.
#78591
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   155
(Küntü nebiyyen ve Âdeme beynel mâi vettıyni) “Hadîs-i Kudsî”

Âdem su ile balçık arasında iken ben peygamberdim”

Bu hususun birçok değişik ifadeleri vardır, yeri olmadığı için burada kaydetmeyelim ancak kısaca belirtelim: o daha henüz Âdem sûretinde, beşer görüntüsüne bürünmemiş olduğu zamanda, ben bâtın âleminde, Hakikat-i Muham

24

medî üzere peygamberdim, denmek istenmiştir.



Görüldüğü gibi her mertebenin öncülüğü Hakikat-i Muhammediyye’ye aittir.

Özetlersek: Hakikat-i Muhammedî olmasaydı, yani Ahad’ın gönlünde, bağrında, kucağında ki; () “Mim” i olmasaydı bu âlemler olmazdı. Bu âlemler O’nun varlığı ile var olunca onlara her mertebede rahmet olarak gönderildi. Aslında rahmeti olmayan hiçbir şey yoktur. Rahmet ve zahmet, iki zıt gibi olan mânâlar ise de ikisinin de başlarında bulunan (R) ve (Z) harflerini kaldırdığımızda her ikiside (AHMED) okunur ki; asılları O’dur. Yani zahmet dediğimiz şeyin başından (Z) yi zevali kaldırdığımızda (AHMED) olur ve (AHMED)’e bağlıdır ve neticesi rahmettir. Biraz sabır gerektirir. Çünkü bu âlemin hususiyyeti, nimet ile nikmet’in “sıkıntı ile rahat” bir arada yaşanmasıdır.

Ayrıca Arap alfebesindeki “Rı” ()ve “Ze” ()harflerinin yazılımı aynıdır aradaki fark ise “Ze”, nin üzerindeki noktadır. O benlık noktası kalktımı ikisi de rahmet olur. Baştaki “Rı”, ı Rahmanı kaldırırsak ikiside sadece Ahmet ve Ahmet kalır işte zahmetin içindeki Ahmede ulaşmaya “Ze”. nin başındaki nefs noktası mani olmaktadır. O benlik noktası kaldırıldığı zaman geriye zâten aslı olan Ahmed kalacaktır. Bu ise bir irfaniyyet meselesidir.

-------------------

Allah evvelâ kalemi halketti ki, Hakikat-i Muhammedî dir.

Yine evvelâ O’nun rûhunu halketti ki, Rûh-u Â’zam’dır.

Yine evvelâ O’nun aklını ve nefsini halketti ki, akl-ı küll ve nefs-i küll’dür.

Yine evvelâ O’nun nurunu halketti ki, nûr-ı İlâhî’dir.

Âdem su ile balçık arasında iken O peygamber’di, ilk ve son Peygamber de O’dur.

------------------- 25

İşte görüldüğü gibi, (kalem, rûh, akıl, nefs, nûr, mertebelerinin ve peygamberlik mertebelerinin, yani bütün mertebelerin öncüsü; Mertebe-i Hakikat-i Muhammedîdir ve sayısal değeri bilindiği gibi (13) tür. Bütün bu mertebeler, (13) hakikatiyle ve (13) olan Ahad’dan zuhur etmişlerdir.

Nerede, nasıl, hangi mertebede ve güçte olunursa olunsun, bu sistemin dışına çıkılıp mülkte sahiplenmelik yapmak en büyük cehildir. Nice güç kuvvet sahibi gibi görünen kimseler ve devletler geldi geçti. Hiç birinin hükmü kalıcı olmadı, bu günkülerin de olmayacaktır. Çünkü nihai hüküm Ahad olan (13) ündür. O da Hakikat-i Muhammedî’dir. Ve O da “Malike’l Mülk” olan Yüce Hakk’ın bütün âlemlerdeki, zuhurudur.

Cenâb-ı Hakk Kûr’ân-ı Kerîm’de Hakikat-i Muhammed’înin nokta zuhuru olan Hz. Muhammed (s.a.v.) hakkın da (4) bütün sûre ve (373) âyet-i kerîme indirmiştir.

(3+7+3=13) eder ki, açıktır. (4) Sûre ise şunlardır.




Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   155




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin